Arama

Peygamber Efendimizin sıfatları nelerdir? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Kasım 2013 Gösterim: 49.807 Cevap: 15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2011       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
peygamber efendimizin sıfatları
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Ekim 2011       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
madde madde olanı yok mu
Sponsorlu Bağlantılar
omersen - avatarı
omersen
Ziyaretçi
20 Ekim 2011       Mesaj #13
omersen - avatarı
Ziyaretçi
peygamberlerin sıfatları lüfen çok acil
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
20 Ekim 2011       Mesaj #14
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
omersen adlı kullanıcıdan alıntı

peygamberlerin sıfatları lüfen çok acil

İnceleyiniz;

Alıntı
Blue Blood adlı kullanıcıdan alıntı

PEYGAMBERLERİN SIFATLARI

Peygamberler bütün insanlar için takdir edilmiş olan her türlü iyi ve yüksek vasıflara sahiptirler Nebîlik ve Resûllük şanına layık olmayan her türlü hallerden ve noksanlıklardan uzak bulunmuşlardır Bu bakımdan peygamberler şu kemâl sıfatlarıyla vasıflandırılmıştır:

1- İsmet:
Peygamberlerin her türlü gizli, açık günahlardan ve bu günahlara delâlet edecek hareketlerden uzak olmalıdır İsmetin zıddı olan ma’siyet (günahkâr olmak) peygamberler için düşünülemez Çünkü onlar ilâhî bir egitimden geçmişlerdir Eger onlar günah işleyip de günahsiz oluşlarina aykiri harekette bulunmuş olsaydilar, bizim de o yolda hareket etmemiz lâzim gelirdi Çünkü biz onlara ve onlarin girdikleri ilâhî emirlere uymakla memuruz Halbuki Yüce Allah kullarina günah işlemeyi, günahkâr olmayi emretmez Bu bakimdan peygamberlerden asla günah olan söz ve davranişlar çikmamiştir

2- Emanet:

Peygamberler her bakimdan emin olup, kutsi, ilâhî vazifeleri hususunda ve diger işlerinde en dogru yolda bulunmalidir Emanetin ziddi olan "hiyanet"ten uzaktirlar Çünkü hâin olan bir kimse ilâhî sirlarin tecellî ettigi Nebîlik vazifesiyle şereflenemez

3- Sidk:

Peygamberler her hususta yani gerek dinî hükümleri teblig ve gerek diger emirleri haber verme hususunda dogru sözlü olmalidir Peygamberlerin yalan söylemeleri men edilmiştirÇünkü yalan en büyük günah oldugundan "ismet" ve "emanet" sifatlariyla bir arada bulunmaz Eger, peygamberler yalanci olsalardi, Yüce Allah yalancilari tasdik etmiş olurdu Halbuki yalanciyi tasdik -bir çeşit yalancilik oldugundan- Allah’ın ilâhî şanında tasavvur edilemez

4- Fetânet:
Peygamberlerin fâtın, uyanık görüş ve zekâ kuvvetlerine sahip olmalarıdır Onlar insanların en akıllısı, en zekîsidirler Kendilerinde mutedil bir yaratılış, mutedil bir huy ve güzel bir hayat seyri tecelli etmiştir Onların haklarında gaflet düşünülemez Eğer en üstün fetânet ve zekaya sahip olmasaydılar ümmetlerine karşı delilleri ortaya koymaya kadir, onları ikna için güzelce mücadeleye muktedir olamazlardı böyle bir hal ise risalet ve nübüvvetten kastedilmiş olan gayeye aykırıdır

5- Şeriatı tebliğ:

Peygamberlerin Allah tarafından bildirilen şeyleri ümmetlerine tamamen tebliğ etmeleridir Bunun zıddı olan "dînî emirleri gizlemek" peygamberlerde yoktur Çünkü tebliğine memur oldukları bir hakikati gizleyip değiştirserlerdi vazifelerine hiyanet etmiş olurlardı Halbuki hiyanetle vasıflanmış olmaları ilâhî bir eğitimle men edilmiştir

6- Adaletli olmak:

Peygamberler her türlü işlerinde haktan ve adaletten ayrılmazlar Hiçbir kimseye haksızlık yapmamışlardır Adaletli olmanın zıddı olan "zalim olmak" peygamberler hakkında düşünülemez.



Sen sadece aynasin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2012       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Peygamber Efendimiz'in Diğer Peygamberlerden Ayrı Sıfatları

Bilindiği gibi, tüm peygamberlerde olan 5 sıfat vardır.
Ancak bizim peygamberimizin diğer peygamberlerden ayrı beş vasfı daha vardır:


1-Bütün peygamberlerden efdaldir.(Üstündür)

2-Bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir.

3-Peygamberler silsilesinin son halkası (Hatemü'l- embiya) yani son peygamberdir.
Ondan sonra peygamber gelmeyecektir.

4-Bütün alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

5-Şeriati kıyamete kadar devam edecektir.


EFENDİMİZİN(S.A.S) AHLAKİ SIFATLARI
Peygamberimizin güzel ahlâkını, insanlarla olan ilişkilerini, onun en yakınlarından ve kendisini bir gölge gibi takip eden Sahabîlerinden öğrenmekteyiz. Peygamberimizi en iyi tanıyan ve bilenler; hanımları, hizmetinde bulunan kimseler ve yakın arkadaşlarıdır.
Meselâ, on beş yılı peygamberlikten önce olmak üzere yirmi beş yılı Peygamberimizle birlikte geçen onun vefakâr ve fedakâr hanımı Hz. Hatice’den, özet olarak Peygamberimizin şahsiyet ve karakterini öğrenmekteyiz.
Hz. Hatice’nin dilinden
Hazret-i Hatice, Peygamberimize ilk olarak vahiy gelir gelmez hiç tereddüt etmeden inanmış, Peygamberimizin üzerindeki telaşı görünce de teskin etmiş, merak ve endişesini gidermişti.
Hz. Hatice, Peygamberimizi şöyle teselli ediyordu: “Allah, seni kat’iyyen utandırmaz. Çünkü sen akrabalarına iyi davranır, çaresizlerin yardımına koşar, yoksulu himaye eder, mazlumun elinden tutar, misafirlere ikram eder, hak yolunda musibete uğrayanları gözetir bir insansın.”
Hz. Aişe’nin dilinden
Dokuz sene Peygamberimizle birlikte hayât geçiren Hz. Aişe, Hz. Hatice’den sonra Peygamberimizin en çok sevdiği hanımıydı. Peygamberimizin aile hayâtını ve şahsi özelliklerinin pek çoğunu Hz. Aişe’den öğreniyoruz. Hz. Aişe ise, Peygamberimizin ahlâkını şöyle anlatıyor:
“Resulullahın (a.s.m) ahlâkı Kur’ân’dı. Resulullah, şahsı için hiçbir zaman kin tutmaz ve intikam almazdı. Bir şeye kızarsa, ona, Kur’ân kızdığı için kızardı. Bir şeyi beğenirse, Kur’ân onu beğendiği için beğenirdi.
“Resulullah iki şeyden birisini tercih edecek olsa, muhakkak onların en kolay olanını seçerdi. Şayet o kolay olan şey günah bir şey ise, Resulullah ondan da insanların en uzak duranı olurdu.
“Ne kötü söz söyler, ne de kimseye kötülük etmek isterdi. Resulullah konuşurken sözleri birbirine ulamaz, uzatmazdı. Sözü ayıra ayıra söyler, dinleyenlerin gönüllerine sindirirdi. Bir şey anlatırken de kelimeleri tane tane söylerdi. O kadar ki, isteyen onları sayabilir, ezberleyebilirdi.”
Hz. Ali’nin dilinden
Küçük yaştan itibaren Peygamberimizin terbiyesi altında bulunan, peygamberliğinden sonra da her zaman ve her an onunla birlikte bulunan ve mübarek neslinin devamına vesile olan Hz. Ali ise Sevgili Peygamberimizin ahlâkî güzelliklerini şöyle sıralıyor:
“Peygamber Efendimiz her zaman güler yüzlü, yumuşak huylu ve engin gönüllü idi. Asla asık suratlı, katı kalpli, kavgacı, şarlatan, kusur bulucu, dalkavuk ve kıskanç değildi.
“Hoşlanmadığı şeyleri görmezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayâl kırıklığına uğratmaz ve onları isteklerinden bütünüyle mahrum etmezdi.
“Üç şeyden titizlikle uzak dururlardı: Ağız kavgası, boşboğazlık ve faydasız şeyler. Şu üç husustan da titizlikle sakınırlardı: Hiç kimseyi kötülemezler, kınamazlar ve hiç kimsenin ayıbı ve gizli yanlarını öğrenmeye çalışmazlardı.
“Sadece faydalı olacaklarını ümit ettikleri konularda konuşurlardı. Peygamberimiz konuşurken meclisinde bulunan dinleyiciler, başlarının üzerine kuş konmuşçasına hiç kımıldamadan kulak kesilirlerdi. Kendileri susunca da, konuşma ihtiyacı duyanlar söz alırlardı.
“Sahabîler Peygamberimizin huzurunda konuşurlarken asla ağız dalaşında bulunmazlardı. İçlerinden birisi Peygamberimizin huzurunda konuşurken o sözünü bitirinceye kadar hepsi de can kulağıyla konuşulanı dinlerlerdi. Peygamber Efendimizin katında onların hepsinin sözü, ilk önce konuşanın sözü gibi ilgi görürdü.
“Sahabîlerinin güldüklerine kendileri de güler, onların hayret ettikleri şeylere kendileri de hayretlerini ifade ederlerdi.
“Huzurlarına gelen gariplerin kaba saba konuşmaları ile yerli yersiz sorularının yol açtığı tatsızlıklara sabrederlerdi. Sahabîler ise onların gelip soru sormalarını çok isterlerdi.
“Peygamber Efendimiz, ‘İhtiyacının giderilmesini isteyen birisiyle karşılaştığınız zaman ona yardımcı olunuz’ buyururlardı.
“Peygamberimiz ancak yapılan iyiliğe denk düşen ve fazla dalkavukluğa kaçmayan övgüleri kabul eder, haddi aşmadığı sürece hiç kimsenin sözünü kesmezdi. Şayet huzurlarında haddi aşacak şekilde konuşulursa o zaman ya konuşanı susturmak, ya da meclisten kalkıp gitmekle ona engel olurlardı.”
Hind bin Ebi Hale’nin dilinden
Hz. Hatice’nin ilk kocasından olan oğlu Hind bin Ebi Hale-ki bu zat aynı zamanda Peygamberimizin üvey oğludur—Hz. Hasan’ın isteği üzerine Peygamberimizin üstün vasıflarım şöylece dile getirmektedir:
“Resulullah daima düşünceli idi. Onun susması konuşmasından uzun sürerdi. Lüzumsuz yere hiç konuşmazdı. Konuşmaya başlarken de, sözü bitirirken de, Allah’ın adını anardı. Sözleri hak ve doğru olup, birçok manaları veciz bir şekilde az sözle ifade ederdi. Konuşurken ne fazla, ne de eksik söz kullanırdı. Hiç kimsenin gönlünü kırmaz, kimseyi hor görmezdi. En ufak bir nimete bile saygı gösterir, hiçbir nimeti basit görmezdi. Bir nimeti ne hoşuna gittiği için över, ne de hoşlanmadığı için yererdi.
“Dünya işleri için kızmazdı. Fakat bir hak çiğnendiği zaman öyle bir kızardı ki, o hak yerini buluncaya kadar öfke ve gazabını hiçbir şey, hiçbir kimse önleyemezdi. Buna karşılık, Resulullah, kendi şahıslarına ait bir mesele hakkında kimseye kızmaz ve intikam almayı düşünmez, aksine hilim ve kerem sahibi olarak, kötülük edene iyilikle mukabele ederdi.
“Kızdığı zaman hemen kızgınlıktan vazgeçer ve kızdığını belli etmezdi. Neşelendiği, ferahlandığı zaman gözlerini yumardı. En fazla gülmesi tebessümdü. Gülümserken de mübarek dişleri parlak inci taneleri gibi görünürdü.”
Hz. Enes bin Malik
Yine dokuz yıl kadar hizmetinde bulunan Hz. Enes bin Malik de Peygamberimizin bir güzelliğini şöyle açıklamaktadır:
“Resulullah, insanların en lütuflu olanı idi. Soğuk bir günün sabahında bile bir kölenin, bir cariyenin, bir çocuğun getirdiği su ile abdest alır, onları geri çevirmezdi. Kendisinden bir şey soranı can kulağıyla dinler, soru soran ayrılıp gitmedikçe Resulullah onu terk etmezdi.
“Birisi Resulullahın elini musafaha etmek için tutsa, tutan kimse Peygamberimizin elini bırakmadıkça Resulullah onun elini bırakmazdı.”
Zeyd bin Sabit’in dilinden
Peygamberimizin vahiy katibi Zeyd bin Sabit’in yanına birkaç zat gelerek, “Ey Zeyd, Peygamberin (a.s.m) hal, hareket ve sözlerinden bize haber verir misiniz?” diye sordular.
Zeyd bin Sabit de şöyle anlatmaya başladı: “O Yüce Resulden size ne haber vereyim? Siz eğer onun bütün hal, tavır ve sözlerinden sual ederseniz, o öyle bir denizdir ki, sahili yoktur. Fakat bazı hallerinden size bahsedeyim:
“Ben Resul-i Ekremin komşusu idim. Kendisine bir vahiy geldiği zaman bana birisini gönderirdi. Ben de huzuruna gider, indirilen vahyi yazardım. Biz huzurlarında dünya işlerinden bahsetsek, kendisi de bizimle beraber dünya işlerinden bahsederdi. Biz âhiret işlerinden bahsetsek, bizimle beraber âhiretle alâkalı meselelerden konuşurdu. Biz yemeğe dair konuşmaya başlasak, bizimle beraber yemek hususundaki bu sözlere katılırdı.”
alıntı

Kaynak: Peygamber Efendimizin sıfatları nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Kasım 2013       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Peygamber Efendimiz'in Diğer Peygamberlerden Ayrı Sıfatları

Bilindiği gibi, tüm peygamberlerde olan 5 sıfat vardır.
Ancak bizim peygamberimizin diğer peygamberlerden ayrı beş vasfı daha vardır:


1-Bütün peygamberlerden efdaldir.(Üstündür)

2-Bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir.

3-Peygamberler silsilesinin son halkası (Hatemü'l- embiya) yani son peygamberdir.
Ondan sonra peygamber gelmeyecektir.

4-Bütün alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

5-Şeriati kıyamete kadar devam edecektir.

Benzer Konular

9 Aralık 2010 / Misafir Cevaplanmış
18 Nisan 2009 / CCEEYYLLAANN Cevaplanmış
29 Nisan 2010 / çağla Cevaplanmış
12 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap