Arama

Çin'in son 50 yıllık teknolojik gelişimi hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 27 Eylül 2013 Gösterim: 132.301 Cevap: 24
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çinlilerin son elli yıllık teknolojideki gelişmeleri
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Temel araştırma planı:
Çin’in temel araştırma yönündeki ulusal planı, ulusal ağırlıklı temel araştırma ve kalkındırma planı olarak adlandırılıyor. Bu plana, Mart 1997’de uygulanmaya başlanmasından dolayı, “973” planı da deniliyor. “973” planı kapsamında, esas olarak tarım, enerji, bilgi, kaynak ve çevre, nüfus ve sağlık ve malzeme gibi alanlar ile ulusal ekonomi, toplumsal gelişim, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle ilgili önemli bilimsel sorunlar yer alıyor. Söz konusu plan, pek çok bilim dalında yapılan kapsamlı araştırmayla, sorunları çözen teorik dayanakların ve bilimsel temelin sağlanmasını amaçlıyor.
Sponsorlu Bağlantılar
Planın hayata geçirilmesinden bu yana geçen süre içinde Çin hükümeti milyarca yuanlık bütçe ayırarak, 300’den fazla proje başlattı. Bazı projelerde bir dizi sonuç alındı. Çinli bilimadamları, Nano teknolojisi, genetik, beyin bilimi, antik biyoloji gibi alanlarda da dünyanın dikkatini çeken sonuçlar elde ettiler. Örneğin, Çinli bilimadamları, 2002 yılında pirincin gen sıralamasını bulmayı, 2004 yılında da pirincin işlevli genini klonlamayı başardılar.

Yüksek ve yeni teknoloji araştırma planı:
Çin’in yüksek ve yeni teknoloji alanındaki ulusal planı, ulusal yüksek teknoloji araştırma ve kalkındırma planı olarak adlandırılıyor. Bu plan, Mart 1986’da dört tanınmış bilimadamı tarafından ileri sürülmesinden dolayı, “863” planı adını da taşıyor.
“863” planı kapsamında, dünyadaki yüksek teknolojinin gelişme eğilimi ile Çin’in talebi ve kabiliyetinden hareket edilerek, biyoloji, havacılık, bilgi, lazer, otomosyon, enerji ve yeni malzeme teknolojileri olmak üzere yedi alanın 15 konusunda araştırma ve kalkındırma çalışmaları yapılıyor.
“863” planının uygulanmasıyla, Çin’in kendi koşullarına uygun yüksek teknoloji araştırma ve kalkındırma stratejisi oluşturuldu, bu konuda bir dizi merkez kuruldu, çok sayıda yüksek teknolojik ve bilimsel personel yetiştirildi, uluslararası düzeyde birçok sonuç alındı. Böylece, Çin’in yüksek teknoloji araştırma ve kalkındırma seviyesi büyük ölçüde yükseltilerek, Çin’in bilim ve teknoloji gücü de artırıldı. Örneğin geçen yıl, Çin’in araştırıp geliştirdiği “Fangzhou” ve “Longxin” adlı çiplerin üretilmesi, Çin’in bilgi sektöründe “çipsizlik” tarihine son verdi. Ayrıca Lenovo Şirketi tarafından üretilen “Shenteng 6800” adını taşıyan süper bilgisayarın hesaplama gücü, dünyada beşinci sırada yer alıyor.

Tarımsal bilim ve teknoloji planı;
Çin’in tarım alanındaki bilim ve teknoloji planı “Kıvılcım Planı” olarak adlandırılıyor. “Kıvılcım” kelimesi, “Kıvılcım bir ateş, tüm otlağı yakabilir” şeklindeki Çin’de çok kullanılan bir sözden geliyor. Yani, tarım alanındaki bilim ve teknolojinin kıvılcım gibi tüm Çin’i aydınlatması kast ediliyor.
1986 yılında uygulanmaya koyulan “Kıvılcım Planı”, ileri ve kullanılabilir tarımsal bilim ve teknolojiyi kalkındırmayı, bu teknolojinin milyonlarca köylünün köy ekonomisini geliştirmesinde kullanılmasını, köy ve kasabalarda kurulan işletmelerin gelişmesini sağlamayı, köylerdeki emekçilerin genel vasıflarının yükseltilmesini hızlandırmayı, tarım ve köy ekonomisini sürekli, hızlı ve sağlıklı şekilde geliştirmeyi amaçlıyor.
“Kıvılcım Planı”nın uygulandığı 19 yıl içinde Çinli bilimadamlarının yaptıkları çok sayıda tarımsal bilimsel ve teknolojik araştırmayla, yüksek rekolteli, kaliteli ve etkili bir tarım geliştirildi; köylerde, toplumsal hizmet sisteminin kurulması ve kapsamlı ekonomik gelişme hızlandırıldı; ileri ve kullanılabilir teknolojileri kullanan, köy kaynaklarından yararlanan, bilim ve teknoloji alanında örnek nitelikteki bir dizi işletme kuruldu; çok sayıda köy yöneticisi, teknoloji alanındaki kalifiye eleman ve köylü işadamı yetiştirildi. 2003 yılında, Çinli bilimadamları 300’den fazla çeşit yeni tahıl ürünü yetiştirdi ve bu yeni çeşitlerin 10 milyondan fazla hektar toprakta yetiştirilmesini sağladı; Çinli bilimadamlarınca ileri sürülen yeni sulama yöntemlerini kullanan yerlerde su kaynağının yüzde 30’undan tasarruf edildi.
“Kıvılcım Planı”nın uygulanması, köylerdeki profesyonel, kapsamlı ve modern üretimin gelişmesini hızlandırırken, köylülerin gelirlerini artırdı. “Kıvılcım Planı” Çinli köylüleri zenginleştiren bir plan olarak nitelendiriliyor.
Yüksek ve yeni teknolojik sonuçları yayma planı
Çin’de yüksek ve yeni teknolojik sonuçları yayma planı, “Meşale Planı” olarak adlandırılıyor. Meşale Planı, Çin’in yüksek ve yeni teknoloji sektörünün gelişmesi için yön verici nitelikteki bir plandır. Bu planla, Çin’in bilimsel ve teknolojik gücünün avantajı ve potansiyelinin yerine getirilmesi, piyasanın talebinden hareket ederek, yüksek ve yeni teknolojik sonuçların mal haline getirilmesi, yüksek ve yeni teknolojik ürünlerin sektörleştirilmesi, yüksek ve yeni teknolojik sektörün uluslararası piyasaya girmesi amaçlanıyor. 1988 yılında uygulanmaya koyulan Meşale Planı’nın ağırlıklı alanları arasında elektronik ve bilişim, biyolojik teknoloji, yeni malzeme, optik, makine ve elektrik arasındaki entegrasyon, yeni enerji kaynakları, etkili tasarruf ve çevre koruma yer alıyor.
Şu an Çin’in çeşitli bölgelerinde devlet düzeyinde 53 yüksek ve yeni teknoloji kalkındırma bölgesi kuruldu. 1991 yılından bu yana, bu bölgelerin esas ekonomik endeksleri her yıl ortalama olarak yüzde 40’lık bir hızla artarak, Çin’in yüksek ve yeni teknolojisinin gelişmesini ilerleten ve ulusal ekonomik yapısını iyileştiren önemli güç haline geldi.
2004 yılında, ülke çapındaki 53 yüksek ve yeni teknolojik bölgenin satış cirosu, iki trilyon yuanı buldu, bunlardan Beijing’deki Zhongguancun Bilimsel ve Teknolojik Bölgesi, Shanghai’daki Yüksek ve Yeni Bilimsel ve Teknolojik Bölge tarafından geçen yıl gerçekleştirilen satış cirosu 150 milyon yuanı aştı ve bu iki bölge, “Çin’deki Silikon Vadisi” haline geldiler. Bu bölgelerde ayrıca birçok yüksek ve yeni teknolojik işletme de kuruldu. Bilgisayar alanındaki Lenovo ve Unisplendour şirketleri, telekomünikasyon alanındaki Huawei ve Datang gibi şirketler örnek verilebilir.
Çin’deki insanlı uzay uçuşu planı ;
Çin’in insanlı uzay uçuşu planı 1992 yılında uygulanmaya başlandı. Üç aşamalı bu plana göre ilk aşamada Çinli astronut uzaya gönderilecek; ikinci aşamada, uzay araçlarının uzayda kenetlenmesi sorunu çözülerek, uzay laboratuvarının uzaya fırlatılması gerçekleştirilecek; üçüncü olarak da, uzun vadeli insanlı uzay istasyonu kurularak, geniş çaplı uzay bilimsel denemesinin yapılması ve kullanım teknolojisinin araştırılması sağlanacak.
1999 yılının sonunda, Çin, “Shenzhou-1” adını taşıyan ilk simülasyon insanlı deneme uzay gemisini fırlatıp geri almayı başardı. Ondan sonraki üç yılı aşkın bir sürede, insanlı uzay gemisinin insansız şekilde üç deneme uçuşu da başarıyla sonuçlandı. 15 Ekim 2003’te, Çin’in kendi araştırıp geliştirdiği ilk insanlı uzay gemisi “Shenzhou-5” uzaya girerken, Yang Liwei de Çin’in ilk astronutu oldu. “Shenzhou-5” uzay gemisinin başarısıyla Çin, ABD ve Rusya’nın ardından, dünyada bağımsız olarak insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirebilen üçüncü ülke haline geldi.
Çin’in “Shenzhou-5” uzay gemisi ve insanlı uzay gemisini fırlatmak için kullanılan “Uzun Yürüyüş-2F” roketi, özel olarak insanlı uzay uçuşu için tasarlanıp üretildi. “Shenzhou” tipi uzay gemisi, ilerletici kabin, dönüş kabini ve ray kabini olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Günümüz dünyasında çapı en büyük uzay gemisi özelliğine sahip olan “Shenzhou” tipi uzay gemisi üç astronutu taşıyabilir. Astronutun dönüş kabiniyle yeryüzüne dönmesinden sonra, ray kabini uzayda altı aydan fazla bir süre kalıp çalışmaya devam edebilir. “Shenzhou” tipi uzay gemilerini fırlatan “Uzun Yürüyüş-2F” roketi, en ağır, en uzun ve yapısı da en karmaşık özelliklerine sahip bir roket olma özelliği taşıyor.
Alınan bilgiye göre Çin, 2005 yılında “Shenzhou-6” uzay gemisini fırlatacak. O zaman “Shenzhou” uzay gemisinin, daha çok astronot taşıması ve astronotların da uzay gemisinden çıkarak, uzayda yürüyüş yapmaları bekleniyor.

Çin’in Ay’ı araştırma projesi
Çin’in Ay’ı araştırma projesi üç aşamalı olarak gerçekleştirilecek: Birincisi, Ay etrafında dolaşan Ay dedektör uydusunun fırlatılması; ikincisi, Ay dedektörünün Ay üzerine yumuşak iniş yapıp, Ay yüzeyini incelemesi; üçüncüsü, Ay dedektörünün inceleme ve örnek toplama çalışmalarını tamamlayıp yeryüzüne dönmesi. Şu an birinci aşama hayata geçirilmekte.
Ocak 2004’te başlatılan projenin ilk aşaması kapsamında, 2006 yılının sonunda Ay üzerine yönelik inceleme çalışmalarını başlatmak amacıyla Ay etrafından dolaşan dedektör uydusu “Chang’e-1” fırlatılacak. “Chang’e-1”, esas olarak Ay yüzeyiyle ilgili üç boyutlu resimleri elde ederek bu resimlerin analizi, Ay’ın üzerindeki toprağın derinliğini araştırıp, Ay’daki kullanılabilir elementler ve madde çeşitlerinin dağılım özelliklerini analiz etme, dünya ve Ay arasındaki uzay ortamını araştırma gibi çalışmaları yapacak.
Çin’in 40 yıldır havacılık davasını geliştirmesine, taşıyıcı füze ve uydu araştırıp üretmesine, uzay gemisini üretip, 2003 yılında insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirmesine rağmen, Çinli bilimadamlarına göre, Ay’ı araştırma projesinin gerçekleştirilmesinde daha çok teknik sorunlar bulunuyor. Bunlardan en büyük sorun, uzun mesafe, yani uzay aracının 400 bin kilometreden fazla bir mesafeyi uçacak olmasıdır.
Uydu ve füze sistemine yönelik araştırma ve üretim çalışmalarının 2006 yılının Ekim ayından önce tamamlanması bekleniyor.

Çin Teknoloji Firmaları Yükselişte




McKinsey şirketi ve Tsinghua Universitesi’nin ortaklaşa yaptıkları çalışmaya göre, Çin’in teknoloji şirketleri yabancı rakip firmalarla aralarındaki verimlilik farkını her geçen gün kapatarak, kendilerini Çin’deki ve yurtdışındaki çok uluslu şirketlere tehdit olarak konumlandırıyorlar.

Çalışma yerel ve yabancı şirketlerin yan kuruluşları da dahil olmak üzere Çin’deki 39 000 şirketin 40 farklı ürünü üzerinden yapıldı. Şirketler, cep telefonu, yangın güvenliği ürünleri ve kişisel bilgisayarlar gibi yüksek teknolojiyle çalışan teknoloji endüstrisi içerisindeki çeşitli sektörlerden seçildi.

Çalışma Çin’in teknoloji şirketlerinin etkinlik, işletme gibi konularda çok uluslu işletmelerde zemin kazandığını gösteriyor. Geçmişte Çin avantajını ucuz emek gücünden alıyordu.

Çalışmanın gösterdiği diğer bir sonuç ise Çinli teknoloji şirketlerinin düşük fiyatlı ürünlerden yüksek fiyatlı ürünlere geçtiği şeklinde.

Shanghai merkezli McKinsey’in direktörü Ingo Beyer’e göre bu durum çok-uluslu şirketlere önemli bir uyanma çağrısıdır.

Bilgisayar satıcısı Lenovo Grup ve telekomünikasyon aygıtları devi Huawei Teknoloji yabancı piyasalarla rekabete başladı. Çalışmanın diğer bir bulgusu ise Çinli özel şirketlerin verimliliği keskin bir şekilde artırdığı yönünde. Bu gelişmiş verimlilik şirketlerin daha hızlı bir şekilde genişlemelerine ve daha fazla kâra ulaşmalarına imkan verecek.

Çalışma Çinli şirketlerin yabancılara kıyasla gerçekleştirdiği verimlilik artışının nedenlerini açıklamıyor. Ancak çok-uluslu şirketlere koyulan işçilere yüksek standartlı çalışma şartları sunmak, çalışma saatlarini ayarlamak gibi sınırlamaların olması verimlilik farkının sebebi olabilir.

Teknoloji şirketlerinin gelirleri 2005 yılında 700 milyar dolara erişti ki bu rakam 2001 yılında 250 milyar dolardı. İhracattan gelen satış payları ise %32 den % 43’e çıktı.

Çalışmaya göre Çinli şirketlerin sermaye gelirleri ortalama % 12.1, bu rakam Amerika’da % 15.7, Almanya’da %6.8.
(WSJ, 1 Aralık 2006, Jason Dean)
ALINTI
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Ekim 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çinlilerin son elli yıllık teknolojideki gelişmeleri

Karmaşık ekonomik ve kurumsal faktörler Japonya’nın savaş sonrası büyüme faktörlerini oluşturdu. Öncelikle, savaş öncesi tecrübelerinden faydalandı. Tokugawa döneminde istekli olarak, hayati önemde olan, şehir merkezlerinde filizlenen ticari sektör, Avrupa’ya kıyasla çok daha iyi bir eğitime sahip olan bir elit, sofistike bir hükümet bürokrasisi, verimli bir tarım, yüksek derecede gelişmiş pazarlama ve finans sistemine sahip ve sıkı bağları olan bir ulus yapısını ve ulusal yol altyapısını terketti. Meiji döneminde sanayinin inşaası, Japonya’nın dünya güçlerine rakip olmayı işaret eder. İkinci ve daha önemi olarak, yatırımın seviye ve kalitesinin 1980lerde sabit kalması sayılabilir. Sermaye yatırımı, savaştan önce GSMHnın %11’i iken, savaştan sonra, 1950'lerde %20'lere ve 1960 ve 1970'lerde %30'lara çıktı. 1980lerin ekonomik patlaması sırasında %20 lerde geziniyordu. Japon işletmeleri son teknolojiyi ithal ederek sanayi tabanını yarattı. Sonradan gelen bir modernizasyon ile, Japonya bazı dene-yanıl hatalarından kurtulmuş oldu. 1970 ve 1980'lerde, Japonya teknoloji lisanslama, patent satın alma ve taklit ve önceki incatların geliştirme ile sanayi tabanını geliştirdi. 1980'lerde sanayi ARGE'si ile bir seviye yukarı çıktı.
Japonya'nın iş gücünün, ekonomik büyüme ile eşleştirilmesinin sebebi sadece iyi eğitilmiş olması değil ayrıca mantıklı ücret talepleri olmuştur. II. Dünya savaşı sonrasında tarımdan sanayiye geçen işçiler üretim ve maaşlarda bir artış yarattı. 1960'larda nüfus artışı yavaşladıkça ve ulus gittikçe sanayileştikçe maaşlar önemli bir miktar arttı. Buna rağmen işçi sendikaları artış için bastırıyor. Yüksek üretsel büyüme savaş sonrası ekonomik büyümede anahtar rol oynadı. Yüksek yetenekli ve eğitimli iş gücü, olağanüstü yüksek faiz oranları ve buna denk yatırımlar, ve iş gücündeki düşüş, üretim verimliliğindeki artışı açıklar.
Sponsorlu Bağlantılar
Ulus, ayrıca ekonomik ölçeklerden de faydalandı. KOBİ'ler ulusun istihdamının büyük bölümünü oluşturuyordu; fakat büyük işletmeler asıl üretken olanlardı. Çok endüstriyel şirket birleşip daha büyük ve verimli şirketler oluşturdu. II. Dünya savaşından önce, büyük holding şirketler toplumsal servetin yığılmasına neden oldu. Bu şirketler savaş sonrası dağıldı fakat, modern sanayi grupları ortaya çıktı. Bu faaliyetlerin koordinasyonu ve entegrasyonu ve küçük gruplar kullanımı ile endüstriyel verimlilik sağlandı.
Japon şirketleri ürün farklılaştırma stratejileriyle büyümeyi sağladı. Çabuk kazanç yerine pazar payı istemeleri onların avantajını oluşturdu. Son olarak, Japonya’nın kontrol dışındaki faktörler de gelişimi etkiledi. Uluslarası çatışmalar Japon ekonomisini II. Dünya savaşının sonuna dek harekete geçirdi. Rus-Japon Savaşı, I. Dünya Savaşı, Kore Savaşı, Hint-Çin Savaşı ekonomik patlamalar yarattı. Ek olarak ABD ile yapılan iyi niyet anlaşması ulusun gelişme ve yeniden inşaasını kolaylaştırdı.



1970'ler boyunca, Japonya dünyanın en geniş ikinci GSMH'sine sahipti, ve 1990'de endüstriyel uluslar arasında kişi başına düşen gayri safi milli hasıla olan $23801 ile birinci oldu. 1980lerin ortasında ılımlı ekonomik çöküntüden sonra, 1986'da Japon ekonomisi genişleme dönemine girdi ve 1992'deki ekonomik durgunluk dönemine kadar sürdürdü. 1987 ve 1989 arasında ekonomik büyüme %5ken, çelik ve inşaat gibi endüstriler 1980 ortalarında uyur konumda olmarına rağmen büyümüşler ve rekor maaşlar ve istihdam yaratmışlardır. Fakat, 1992'de, Japonya’nın reel GSMH büyümesi %1.7 oranda yavaşlamıştır. Japonya elektronik ürünlerine olan talep hem iç hem dış pazarlarda düşüş yaşadı.
İhracatın ekonomik gelişme sağladığı, 1960 ve 1970 krizlerinden farklı olarak, 1980 krizinde iç talep artışı Japon ekonomisinde baş gösterdi. Bu gelişim esas ekonominin yeniden yapılanmasına sebep oldu ve ihracata dayanmaktansa iç talebe yönelindi. 1986'da çıkan bu krizde temel sebep şirketlerin iç müşteriyi bir satın alma çılgınlığına yöneltmesiydi. Japon ithalatı, ihracatından daha fazla büyüdü. Japonya’nın savaş sonrası teknolojik araştırmaları askeri değil ekonomik yönde oldu. Yüksek teknolojik gelişmelerdeki artış daha yüksek yüksek teknoloji talebi ve daha iyi yaşam standardına istek oluştu.
1980'lerde, Japon ekonomisi bütün şiddetini birincil ve ikincil faktörlerden işelemeye kaydırdı. Bilgi önemli bir kaynak ve ürün haline geldi. Bilgi tabanlı teknolojilerin ekonomiyi yüksek derecede sofistike teknoloji gibi araştırmalara yönelti. Tokyo, önemli bir finans merkezi oldu.


1955'in sonunda istihdamın %40'ı tarımda yer aldı; fakat bu 1970de %17 ye kadar ve 1990'da ise %7.2 kadar düştü. Hükümet 1980'lerin sonunda yaptığı tahminde 2000lerde %4.9 lara düşeceğini tahmin etti. Japon ekonomisinin büyümesi 1960 ve 1970'lerde, ağır sanayideki hızlı genişlemeye bağlıydı. İkncil sektör 1970'lerde %35,6lık bir istihdam payı alıyordu. 1970'lerin sonunda, Japon ekonomisi ağır endüstriden hizmet sektörüne kaydı. 1980l'erde, toptan satış, finans, sigorta, gayrımenkul, taşıma, iletişim ve hükümet hızla büyüdü ve ikincil sektör sabit kaldı. Üçüncül sektör ise %47 den %59.2 ye erişti istihdam payında.

Vikipedi
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Ekim 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Temel araştırma planı:
Çin’in temel araştırma yönündeki ulusal planı, ulusal ağırlıklı temel araştırma ve kalkındırma planı olarak adlandırılıyor. Bu plana, Mart 1997’de uygulanmaya başlanmasından dolayı, “973” planı da deniliyor. “973” planı kapsamında, esas olarak tarım, enerji, bilgi, kaynak ve çevre, nüfus ve sağlık ve malzeme gibi alanlar ile ulusal ekonomi, toplumsal gelişim, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle ilgili önemli bilimsel sorunlar yer alıyor. Söz konusu plan, pek çok bilim dalında yapılan kapsamlı araştırmayla, sorunları çözen teorik dayanakların ve bilimsel temelin sağlanmasını amaçlıyor.
Planın hayata geçirilmesinden bu yana geçen süre içinde Çin hükümeti milyarca yuanlık bütçe ayırarak, 300’den fazla proje başlattı. Bazı projelerde bir dizi sonuç alındı. Çinli bilimadamları, Nano teknolojisi, genetik, beyin bilimi, antik biyoloji gibi alanlarda da dünyanın dikkatini çeken sonuçlar elde ettiler. Örneğin, Çinli bilimadamları, 2002 yılında pirincin gen sıralamasını bulmayı, 2004 yılında da pirincin işlevli genini klonlamayı başardılar.

Yüksek ve yeni teknoloji araştırma planı:
Çin’in yüksek ve yeni teknoloji alanındaki ulusal planı, ulusal yüksek teknoloji araştırma ve kalkındırma planı olarak adlandırılıyor. Bu plan, Mart 1986’da dört tanınmış bilimadamı tarafından ileri sürülmesinden dolayı, “863” planı adını da taşıyor.
“863” planı kapsamında, dünyadaki yüksek teknolojinin gelişme eğilimi ile Çin’in talebi ve kabiliyetinden hareket edilerek, biyoloji, havacılık, bilgi, lazer, otomosyon, enerji ve yeni malzeme teknolojileri olmak üzere yedi alanın 15 konusunda araştırma ve kalkındırma çalışmaları yapılıyor.
“863” planının uygulanmasıyla, Çin’in kendi koşullarına uygun yüksek teknoloji araştırma ve kalkındırma stratejisi oluşturuldu, bu konuda bir dizi merkez kuruldu, çok sayıda yüksek teknolojik ve bilimsel personel yetiştirildi, uluslararası düzeyde birçok sonuç alındı. Böylece, Çin’in yüksek teknoloji araştırma ve kalkındırma seviyesi büyük ölçüde yükseltilerek, Çin’in bilim ve teknoloji gücü de artırıldı. Örneğin geçen yıl, Çin’in araştırıp geliştirdiği “Fangzhou” ve “Longxin” adlı çiplerin üretilmesi, Çin’in bilgi sektöründe “çipsizlik” tarihine son verdi. Ayrıca Lenovo Şirketi tarafından üretilen “Shenteng 6800” adını taşıyan süper bilgisayarın hesaplama gücü, dünyada beşinci sırada yer alıyor.

Tarımsal bilim ve teknoloji planı;
Çin’in tarım alanındaki bilim ve teknoloji planı “Kıvılcım Planı” olarak adlandırılıyor. “Kıvılcım” kelimesi, “Kıvılcım bir ateş, tüm otlağı yakabilir” şeklindeki Çin’de çok kullanılan bir sözden geliyor. Yani, tarım alanındaki bilim ve teknolojinin kıvılcım gibi tüm Çin’i aydınlatması kast ediliyor.
1986 yılında uygulanmaya koyulan “Kıvılcım Planı”, ileri ve kullanılabilir tarımsal bilim ve teknolojiyi kalkındırmayı, bu teknolojinin milyonlarca köylünün köy ekonomisini geliştirmesinde kullanılmasını, köy ve kasabalarda kurulan işletmelerin gelişmesini sağlamayı, köylerdeki emekçilerin genel vasıflarının yükseltilmesini hızlandırmayı, tarım ve köy ekonomisini sürekli, hızlı ve sağlıklı şekilde geliştirmeyi amaçlıyor.
“Kıvılcım Planı”nın uygulandığı 19 yıl içinde Çinli bilimadamlarının yaptıkları çok sayıda tarımsal bilimsel ve teknolojik araştırmayla, yüksek rekolteli, kaliteli ve etkili bir tarım geliştirildi; köylerde, toplumsal hizmet sisteminin kurulması ve kapsamlı ekonomik gelişme hızlandırıldı; ileri ve kullanılabilir teknolojileri kullanan, köy kaynaklarından yararlanan, bilim ve teknoloji alanında örnek nitelikteki bir dizi işletme kuruldu; çok sayıda köy yöneticisi, teknoloji alanındaki kalifiye eleman ve köylü işadamı yetiştirildi. 2003 yılında, Çinli bilimadamları 300’den fazla çeşit yeni tahıl ürünü yetiştirdi ve bu yeni çeşitlerin 10 milyondan fazla hektar toprakta yetiştirilmesini sağladı; Çinli bilimadamlarınca ileri sürülen yeni sulama yöntemlerini kullanan yerlerde su kaynağının yüzde 30’undan tasarruf edildi.
“Kıvılcım Planı”nın uygulanması, köylerdeki profesyonel, kapsamlı ve modern üretimin gelişmesini hızlandırırken, köylülerin gelirlerini artırdı. “Kıvılcım Planı” Çinli köylüleri zenginleştiren bir plan olarak nitelendiriliyor.
Yüksek ve yeni teknolojik sonuçları yayma planı
Çin’de yüksek ve yeni teknolojik sonuçları yayma planı, “Meşale Planı” olarak adlandırılıyor. Meşale Planı, Çin’in yüksek ve yeni teknoloji sektörünün gelişmesi için yön verici nitelikteki bir plandır. Bu planla, Çin’in bilimsel ve teknolojik gücünün avantajı ve potansiyelinin yerine getirilmesi, piyasanın talebinden hareket ederek, yüksek ve yeni teknolojik sonuçların mal haline getirilmesi, yüksek ve yeni teknolojik ürünlerin sektörleştirilmesi, yüksek ve yeni teknolojik sektörün uluslararası piyasaya girmesi amaçlanıyor. 1988 yılında uygulanmaya koyulan Meşale Planı’nın ağırlıklı alanları arasında elektronik ve bilişim, biyolojik teknoloji, yeni malzeme, optik, makine ve elektrik arasındaki entegrasyon, yeni enerji kaynakları, etkili tasarruf ve çevre koruma yer alıyor.
Şu an Çin’in çeşitli bölgelerinde devlet düzeyinde 53 yüksek ve yeni teknoloji kalkındırma bölgesi kuruldu. 1991 yılından bu yana, bu bölgelerin esas ekonomik endeksleri her yıl ortalama olarak yüzde 40’lık bir hızla artarak, Çin’in yüksek ve yeni teknolojisinin gelişmesini ilerleten ve ulusal ekonomik yapısını iyileştiren önemli güç haline geldi.
2004 yılında, ülke çapındaki 53 yüksek ve yeni teknolojik bölgenin satış cirosu, iki trilyon yuanı buldu, bunlardan Beijing’deki Zhongguancun Bilimsel ve Teknolojik Bölgesi, Shanghai’daki Yüksek ve Yeni Bilimsel ve Teknolojik Bölge tarafından geçen yıl gerçekleştirilen satış cirosu 150 milyon yuanı aştı ve bu iki bölge, “Çin’deki Silikon Vadisi” haline geldiler. Bu bölgelerde ayrıca birçok yüksek ve yeni teknolojik işletme de kuruldu. Bilgisayar alanındaki Lenovo ve Unisplendour şirketleri, telekomünikasyon alanındaki Huawei ve Datang gibi şirketler örnek verilebilir.
Çin’deki insanlı uzay uçuşu planı ;
Çin’in insanlı uzay uçuşu planı 1992 yılında uygulanmaya başlandı. Üç aşamalı bu plana göre ilk aşamada Çinli astronut uzaya gönderilecek; ikinci aşamada, uzay araçlarının uzayda kenetlenmesi sorunu çözülerek, uzay laboratuvarının uzaya fırlatılması gerçekleştirilecek; üçüncü olarak da, uzun vadeli insanlı uzay istasyonu kurularak, geniş çaplı uzay bilimsel denemesinin yapılması ve kullanım teknolojisinin araştırılması sağlanacak.
1999 yılının sonunda, Çin, “Shenzhou-1” adını taşıyan ilk simülasyon insanlı deneme uzay gemisini fırlatıp geri almayı başardı. Ondan sonraki üç yılı aşkın bir sürede, insanlı uzay gemisinin insansız şekilde üç deneme uçuşu da başarıyla sonuçlandı. 15 Ekim 2003’te, Çin’in kendi araştırıp geliştirdiği ilk insanlı uzay gemisi “Shenzhou-5” uzaya girerken, Yang Liwei de Çin’in ilk astronutu oldu. “Shenzhou-5” uzay gemisinin başarısıyla Çin, ABD ve Rusya’nın ardından, dünyada bağımsız olarak insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirebilen üçüncü ülke haline geldi.
Çin’in “Shenzhou-5” uzay gemisi ve insanlı uzay gemisini fırlatmak için kullanılan “Uzun Yürüyüş-2F” roketi, özel olarak insanlı uzay uçuşu için tasarlanıp üretildi. “Shenzhou” tipi uzay gemisi, ilerletici kabin, dönüş kabini ve ray kabini olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Günümüz dünyasında çapı en büyük uzay gemisi özelliğine sahip olan “Shenzhou” tipi uzay gemisi üç astronutu taşıyabilir. Astronutun dönüş kabiniyle yeryüzüne dönmesinden sonra, ray kabini uzayda altı aydan fazla bir süre kalıp çalışmaya devam edebilir. “Shenzhou” tipi uzay gemilerini fırlatan “Uzun Yürüyüş-2F” roketi, en ağır, en uzun ve yapısı da en karmaşık özelliklerine sahip bir roket olma özelliği taşıyor.
Alınan bilgiye göre Çin, 2005 yılında “Shenzhou-6” uzay gemisini fırlatacak. O zaman “Shenzhou” uzay gemisinin, daha çok astronot taşıması ve astronotların da uzay gemisinden çıkarak, uzayda yürüyüş yapmaları bekleniyor.

Çin’in Ay’ı araştırma projesi
Çin’in Ay’ı araştırma projesi üç aşamalı olarak gerçekleştirilecek: Birincisi, Ay etrafında dolaşan Ay dedektör uydusunun fırlatılması; ikincisi, Ay dedektörünün Ay üzerine yumuşak iniş yapıp, Ay yüzeyini incelemesi; üçüncüsü, Ay dedektörünün inceleme ve örnek toplama çalışmalarını tamamlayıp yeryüzüne dönmesi. Şu an birinci aşama hayata geçirilmekte.
Ocak 2004’te başlatılan projenin ilk aşaması kapsamında, 2006 yılının sonunda Ay üzerine yönelik inceleme çalışmalarını başlatmak amacıyla Ay etrafından dolaşan dedektör uydusu “Chang’e-1” fırlatılacak. “Chang’e-1”, esas olarak Ay yüzeyiyle ilgili üç boyutlu resimleri elde ederek bu resimlerin analizi, Ay’ın üzerindeki toprağın derinliğini araştırıp, Ay’daki kullanılabilir elementler ve madde çeşitlerinin dağılım özelliklerini analiz etme, dünya ve Ay arasındaki uzay ortamını araştırma gibi çalışmaları yapacak.
Çin’in 40 yıldır havacılık davasını geliştirmesine, taşıyıcı füze ve uydu araştırıp üretmesine, uzay gemisini üretip, 2003 yılında insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirmesine rağmen, Çinli bilimadamlarına göre, Ay’ı araştırma projesinin gerçekleştirilmesinde daha çok teknik sorunlar bulunuyor. Bunlardan en büyük sorun, uzun mesafe, yani uzay aracının 400 bin kilometreden fazla bir mesafeyi uçacak olmasıdır.
Uydu ve füze sistemine yönelik araştırma ve üretim çalışmalarının 2006 yılının Ekim ayından önce tamamlanması bekleniyor.

Çin Teknoloji Firmaları Yükselişte




McKinsey şirketi ve Tsinghua Universitesi’nin ortaklaşa yaptıkları çalışmaya göre, Çin’in teknoloji şirketleri yabancı rakip firmalarla aralarındaki verimlilik farkını her geçen gün kapatarak, kendilerini Çin’deki ve yurtdışındaki çok uluslu şirketlere tehdit olarak konumlandırıyorlar.

Çalışma yerel ve yabancı şirketlerin yan kuruluşları da dahil olmak üzere Çin’deki 39 000 şirketin 40 farklı ürünü üzerinden yapıldı. Şirketler, cep telefonu, yangın güvenliği ürünleri ve kişisel bilgisayarlar gibi yüksek teknolojiyle çalışan teknoloji endüstrisi içerisindeki çeşitli sektörlerden seçildi.

Çalışma Çin’in teknoloji şirketlerinin etkinlik, işletme gibi konularda çok uluslu işletmelerde zemin kazandığını gösteriyor. Geçmişte Çin avantajını ucuz emek gücünden alıyordu.

Çalışmanın gösterdiği diğer bir sonuç ise Çinli teknoloji şirketlerinin düşük fiyatlı ürünlerden yüksek fiyatlı ürünlere geçtiği şeklinde.

Shanghai merkezli McKinsey’in direktörü Ingo Beyer’e göre bu durum çok-uluslu şirketlere önemli bir uyanma çağrısıdır.

Bilgisayar satıcısı Lenovo Grup ve telekomünikasyon aygıtları devi Huawei Teknoloji yabancı piyasalarla rekabete başladı. Çalışmanın diğer bir bulgusu ise Çinli özel şirketlerin verimliliği keskin bir şekilde artırdığı yönünde. Bu gelişmiş verimlilik şirketlerin daha hızlı bir şekilde genişlemelerine ve daha fazla kâra ulaşmalarına imkan verecek.

Çalışma Çinli şirketlerin yabancılara kıyasla gerçekleştirdiği verimlilik artışının nedenlerini açıklamıyor. Ancak çok-uluslu şirketlere koyulan işçilere yüksek standartlı çalışma şartları sunmak, çalışma saatlarini ayarlamak gibi sınırlamaların olması verimlilik farkının sebebi olabilir.

Teknoloji şirketlerinin gelirleri 2005 yılında 700 milyar dolara erişti ki bu rakam 2001 yılında 250 milyar dolardı. İhracattan gelen satış payları ise %32 den % 43’e çıktı.

Çalışmaya göre Çinli şirketlerin sermaye gelirleri ortalama % 12.1, bu rakam Amerika’da % 15.7, Almanya’da %6.8.
(WSJ, 1 Aralık 2006, Jason Dean)
ALINTI
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çin'in son 50 yıldaki teknolojik gelişmesi ve bu gelişmenin Çin'e sağladığı katkılardan da bahseder misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ekim 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çin'in son 50 yıllık gelişimin eğitime ekonomiye sağlığa ve tarımına yaratıcılığın etkisi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ekim 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çin'in son 50 yıllık gelimişi ve eğitimine ekonomisine sağlığına tarımına yaratıcılığın etkileri nelerdir.Öğrenebilirmiyim?
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
23 Ekim 2009       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Çin'in son 50 yıldaki teknolojik gelişmesi ve bu gelişmenin Çin'e sağladığı katkılardan da bahseder misiniz?

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çin'in son 50 yıllık gelişimin eğitime ekonomiye sağlığa ve tarımına yaratıcılığın etkisi

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Çin'in son 50 yıllık gelimişi ve eğitimine ekonomisine sağlığına tarımına yaratıcılığın etkileri nelerdir.Öğrenebilirmiyim?


Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949 yılından beri Çin ekonomisi hızlı gelişme kaydetti. Özellikle reform ve dışa açılma politikasının uygulanmaya başladığı 1978 yılından bu yana Çin ekonomisi her yıl yüzde 9’u aşan büyüme hızıyla sürekli ve sağlıklı doğrultuda gelişiyor. 2003 yılında Çin’in yurtiçi gayri safi milli hasılası 1 trilyon 400 milyar ABD dolarına ulaştı ve Çin ekonomisi ABD, Japonya, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan sonra dünyada 6. sırada yer aldı. 2003 yılının sonuna kadar Çin’in kişi başına düşen gayri safi milli hasılası 1000 ABD dolarını geçti.
  Çin’de yurtiçi yatırım ve tüketim durumu olumlu şekilde sürüyor. 2003 yılında Çin’de tüm toplumun sabit mülkiyetine yapılan yatırım 5 trilyon 50 milyar yuanı; tüm toplumun tüketim mallarının genel perakende hacmi ise 4 trilyon 600 milyar yuanı buldu. Dış ticaret hacmi İngiltere ve Fransa’yı aşarak ABD, Japonya ve Almanya’dan sonra dünyada 4. sırada yer alarak 850 milyar ABD dolarına ulaştı. 2003 yılının sonuna kadar, Çin’in döviz stoku Japonya’dan sonra dünyada ikinciliğe yerleşerek 400 milyar ABD dolarını aştı.

  Reform ve dışa açılma politikası ile modernizasyon yapılanmasının uygulandığı son 20 yıldır Çin’in planlı ekonomiden sosyalist piyasa ekonomisine geçişi asıl olarak tamamlandı. Sosyalist piyasa ekonomisi yapısal açıdan gitgide sağlamlaştırılarak mükemmelleştiriliyor. Bunun yanında piyasanın dışa açılması büyüyor, yatırım çevresi gelişiyor, finans sisteminin reformu da istikrarlı bir doğrultuda ilerletiliyor. Bunlar Çin ekonomisinin sürekli gelişmesini garanti altına alan atılımlar.

  21. yüzyılla birlikte Çin, insan ve doğa, insan ve toplum, kent ve köy, ülkenin doğusu ve batısı, ekonomi ve toplumun kapsamlı ve eşgüdümlü geliştirilmeleriyle ilgili kapsamlı düşünceler ileri sürdü. 2002 yılında düzenlenen Çin Komünist Partisi 16. Ulusal Kongresi’nde, 2020 yılına kadar orta halli refah toplumunun kapsamlı yapılanmasına ilişkin mücadele hedefi ortaya kondu.


 Kaynak:turkish.cri.cn

Çin Halk Cumhuriyeti hakkında sitemizden bilgi almak için aşağıdaki kinke tıklayınız:

Çin Halk Cumhuriyeti (China) ve Çin Halk Cumhuriyeti Tarihi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çook Teseekr Edeerw. Gerçekteen Bu biLgiLer Çook İşime YaRadıı. (*_*) Msn Grin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Eylül 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çin çok gelismiş bir ülkedir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Eylül 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çin in teknolojik ilerlemeleri sayesinde ekonomisinin gelişmesini anlatabilirmisiniz ? Msn Wink

Benzer Konular

8 Ekim 2014 / Misafir1 Soru-Cevap
19 Kasım 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
25 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap
11 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
6 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap