Arama

Biyoloji ile ilgili soruların cevapları nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 11 Ocak 2019 Gösterim: 37.051 Cevap: 12
daMLa- - avatarı
daMLa-
Ziyaretçi
16 Nisan 2009       Mesaj #1
daMLa- - avatarı
Ziyaretçi
Biyoloji ile ilgili soruların cevapları nedir?
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi

1.soru


Fotosentez, bitkilerde ışık enerjisi kullanılarak organik bileşiklerin üretilmesidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Yeryüzündeki her canlı, metabolizma etkinlikleri için gerekli olan enerjiyi temelde üç yoldan sağlar. Bkz: Canlılarda beslenme.

Fotosentetik organizmalar, ışık enerjisinden yararlanarak enerjiyi depolarlar ve organik bileşikler üretebilirler.

İlk kez 1771 yılında Joseph Priestley, bitkiler tarafından dışarı verilen oksijenin hayvanlar tarafından kirletilen havayı temizlediği fikrini ortaya atmıştır. Daha sonra 1779'da Jan Ingenhousz havanın temizlenmesinin yeşil bitkiler tarafından ışıkta yapıldığını açıklamıştır. 1804 yılında De Saussure fotosentez esnasında eşit hacimde CO2 ve O2 alış verişi olduğu, buna benzer eşit hacimde bir gaz alış verişinin solunum esnasında da meydana geldiğini ileri sürmüştür. Yirminci yüzyılın başlarında tek hücreli yeşil su yosunlarında (Chlorella vulgaris) fotosentezle ilgili araştırmalar Warburg tarafından yapılmıştır.

Genel Fotosentez denklemi:
nCO2 + 2nH2O + Işık enerjisi → (CH2O)n + nO2 + nH2O

Ancak heksoz şekerleri ve nişasta ana ürünler olduğundan, genelde aşağıdaki spesifik (basit) denklem fotosentezin ifadesinde kullanılır: 6CO2 + 12H2O + Işık enerjisi → C6H12O6 + 6O2 + 6H2O + 673 Kalori

Havadaki karbondioksit güneş enerjisi kullanılarak, nişasta ve diğer yüksek enerjili karbonhidratlara dönüştürülür. Karbon kullanıldıktan sonra ortaya çıkan oksijen ise havaya bırakılır. Bitki daha sonra besine ihtiyaç duyduğunda bu karbonhidratlarda depoladığı enerjiyi kullanır. Bu bitkilerle beslenen canlılar da bitkide bulunan karbonhidratlardan enerji ihtiyaçlarını karşılarlar.

Fotosentez olayının meydana gelebilmesi için gerekli olan maddeler, ışık, klorofil, karbondioksit, canlı organizma olup, bu maddelerden birinin eksikliğinde oluşan sonuçlar şu basit deneylerle açıklanabilmektedir:

Işık
Yeşil bir yaprak üzerine şekil oyulmuş siyah bir kağıtla kapatılır. Belirli bir zaman ışıklandırıldıktan sonra yaprak kaynar suda öldürülür ve beyaz oluncaya kadar alkolle kaynatılarak klorofili çıkarılır. Sonra iyot ile muamelede ışık görmüş olan yerler maviye boyanır. Çünkü fotosentez sonucunda nişasta meydana gelmiştir. Oysa kağıtla kaplı kısımlar reaksiyon vermez. Bu deney ile fotosentezde ışığa ihtiyaç olduğunu, CO2 alınarak O2 verildiğini ve bu esnada nişasta meydana geldiğini ispatlanmış bulunmaktadır.

Klorofil
Bazı yerleri klorofilli yani yeşil, bazı yerleri ise klorofilsiz bir yaprak alınıp, belirli bir süre ışıklandırılırsa yeşil kısımda nişasta oluştuğu, renksiz olan kısımlarda ise oluşmadığı görülür.

Karbondioksit
Bir faunus içerisine fotosentez yapan bir bitki ve birde CO2 mas eden KOH (potasyum hidroksit) CO2'i absorblanıp karbonik asit oluşturur. Sonuçta bitki CO2 siz kalır. Şeker meydana gelemez, bu nedenle bitki solunum yapamaz ve ölüme mahkum olur. Oysa başka bir faunusta bitki KOH siz ortama konursa yaşamına devam eder.

Canlı organizma
Işık, CO2 ve klorofil mevcut olan bir bitkinin yaprağını sıcak suda yakalım bu takdirde hiçbir olay olmaz.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:21
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
9 Ekim 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

1.soru


Fotosentez, bitkilerde ışık enerjisi kullanılarak organik bileşiklerin üretilmesidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Yeryüzündeki her canlı, metabolizma etkinlikleri için gerekli olan enerjiyi temelde üç yoldan sağlar. Bkz: Canlılarda beslenme.

Fotosentetik organizmalar, ışık enerjisinden yararlanarak enerjiyi depolarlar ve organik bileşikler üretebilirler.

İlk kez 1771 yılında Joseph Priestley, bitkiler tarafından dışarı verilen oksijenin hayvanlar tarafından kirletilen havayı temizlediği fikrini ortaya atmıştır. Daha sonra 1779'da Jan Ingenhousz havanın temizlenmesinin yeşil bitkiler tarafından ışıkta yapıldığını açıklamıştır. 1804 yılında De Saussure fotosentez esnasında eşit hacimde CO2 ve O2 alış verişi olduğu, buna benzer eşit hacimde bir gaz alış verişinin solunum esnasında da meydana geldiğini ileri sürmüştür. Yirminci yüzyılın başlarında tek hücreli yeşil su yosunlarında (Chlorella vulgaris) fotosentezle ilgili araştırmalar Warburg tarafından yapılmıştır.

Genel Fotosentez denklemi:
nCO2 + 2nH2O + Işık enerjisi → (CH2O)n + nO2 + nH2O

Ancak heksoz şekerleri ve nişasta ana ürünler olduğundan, genelde aşağıdaki spesifik (basit) denklem fotosentezin ifadesinde kullanılır: 6CO2 + 12H2O + Işık enerjisi → C6H12O6 + 6O2 + 6H2O + 673 Kalori

Havadaki karbondioksit güneş enerjisi kullanılarak, nişasta ve diğer yüksek enerjili karbonhidratlara dönüştürülür. Karbon kullanıldıktan sonra ortaya çıkan oksijen ise havaya bırakılır. Bitki daha sonra besine ihtiyaç duyduğunda bu karbonhidratlarda depoladığı enerjiyi kullanır. Bu bitkilerle beslenen canlılar da bitkide bulunan karbonhidratlardan enerji ihtiyaçlarını karşılarlar.

Fotosentez olayının meydana gelebilmesi için gerekli olan maddeler, ışık, klorofil, karbondioksit, canlı organizma olup, bu maddelerden birinin eksikliğinde oluşan sonuçlar şu basit deneylerle açıklanabilmektedir:

Işık
Yeşil bir yaprak üzerine şekil oyulmuş siyah bir kağıtla kapatılır. Belirli bir zaman ışıklandırıldıktan sonra yaprak kaynar suda öldürülür ve beyaz oluncaya kadar alkolle kaynatılarak klorofili çıkarılır. Sonra iyot ile muamelede ışık görmüş olan yerler maviye boyanır. Çünkü fotosentez sonucunda nişasta meydana gelmiştir. Oysa kağıtla kaplı kısımlar reaksiyon vermez. Bu deney ile fotosentezde ışığa ihtiyaç olduğunu, CO2 alınarak O2 verildiğini ve bu esnada nişasta meydana geldiğini ispatlanmış bulunmaktadır.

Klorofil
Bazı yerleri klorofilli yani yeşil, bazı yerleri ise klorofilsiz bir yaprak alınıp, belirli bir süre ışıklandırılırsa yeşil kısımda nişasta oluştuğu, renksiz olan kısımlarda ise oluşmadığı görülür.

Karbondioksit
Bir faunus içerisine fotosentez yapan bir bitki ve birde CO2 mas eden KOH (potasyum hidroksit) CO2'i absorblanıp karbonik asit oluşturur. Sonuçta bitki CO2 siz kalır. Şeker meydana gelemez, bu nedenle bitki solunum yapamaz ve ölüme mahkum olur. Oysa başka bir faunusta bitki KOH siz ortama konursa yaşamına devam eder.

Canlı organizma
Işık, CO2 ve klorofil mevcut olan bir bitkinin yaprağını sıcak suda yakalım bu takdirde hiçbir olay olmaz.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:12
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
9 Ekim 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi

2.soru


Hücre Organelleri - Mitokondri
Hücre Organelleri - Sentrozom
Hücre Organelleri - Endoplazmik Retikulum
Hücre Organelleri - Koful
Hücre Organelleri - Lizozomlar
Hücre Organelleri - Peroksizom
Hücre Organelleri - Golgi Cisimciği (Golgi Aygıtı)


Hücre organelleri
Akrozom | Çekirdek | Çekirdekçik | Endoplazmik retikulum | Endozom| Golgi aygıtı | Hücre duvarı | Hücre zarı | Kamçı | Kloroplast | Koful
Lizozom | Melanozom | Mitokondri | Miyofibril | Parentezom | Peroksizom | Plastit | Ribozom | Sentrozom | Sil | Sitoplazma

3.soru


• MİTOKONDRİNİN YAPISI:
Mitokondrinin iç zarı içeriye doğru girinti yaparak kristaları oluşturur. Kristalar mitokondrilerinin iç yüzeylerini arttırarak birim zamanda sentezlenen ATP miktarını arttırmıştır.Çünkü çok ETS çok ATP üretimine neden olur.

Mitokondrilerin kendilerine özgü DNA,RNA ve ribozomları vardır.Bundan dolayı mitokondriler gerektiğinde bölünerek çoğalabilirler.Mitokondrinin bölünmesi Dnaı kontrolü altında gerçekleşir.
Mitokondride protein sentezi yapılır.Çünkü mitokondrinin kendşne özgü ribozomu vardır.Mitokondriler hücrein enerji santralleri olduğundan enerji ihtiyacı fazla olan hücrelerde mitokondri sayısı fazladır.Örn:Kas ve karaciğer hücreleri.

Mitokondri zarı krebs devrinde ve ETS’de kullanılacak maddelere geçirgendir. Örn: Sitoplazmadan mitokondriye: H2‘ler, O2 , piruvat, yağ asidi, amino asit Mitokondriden stoplazmya ATP,H2O, CO2 geçer.

MİTOKONDRİ VE KLOROPLASTIN KARŞILAŞTIRILMASI:
MİTOKONDRİ-> Çift zarlıdır
-> ETS bulunur
-> DNA RNA ribozom ve enzimler bulunur
-> Dış zarı düz; iç zarı girintili çıkıntılıdır.
-> Protista alemi fungiler ile bitki ve hayvanlarda bulunur
-> Organik maddeler CO2 ve H2O ya parçalanır
KLOROPLAST-> Çift zarlıdır.
-> ETS bulunur
-> DNA RNA ribozom ve enzimler bulunur
-> Dış zarı düz; iç zarı lamellidir.
-> Öglena ve bitki hücrelerinde görülür.
-> CO2 ve H2O u organik maddelere dönüştürür.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:12
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
9 Ekim 2009       Mesaj #4
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi

4.soru


SOLUNUM:canlıların enerji elde etmek için organik besin maddelerini parçlamalarına solunum denir.Solunum oksijenli ve oksijensiz solunum olarak ikiye aayrılır.
OKSİJENSİZ SOLUNUM:organik maddelerin enzimatik reaksiyonlara yıkılıp enerji üretilmesine oksijensiz solunum (fermantasyon) denir.Sitoplazmada gerçekleşen reaksionlardır:hücrelerde enerji üretmek için genellikle gilikoz kullanılır.Fermantasyon reaksiyonlarında glikozun pirüvik asite kadar olan yıkımına glikoz denir.
OKSİJENSİZ SOLUNUM:organikbesin maddelerini oksijenle yakılıp ATP enerjisi üretimine oksijenli solunm denir.gerek canlılarda gerekse diş ortamlarda oksitlenme esnasında enerji açıga çıkar.Canlı vucudunda
açıga çıkan enerji enzim sistemiyle kontrol altına alınır veATP molekülünde depo edilir
SOLUNUM ÇEŞİTLERİ
  • Bazı canlılar besinlerin yıkılmasında oksijen kullanırlar;yani OKSİJENLİ SOLUNUM yaparlar.
  • Bazıları ise oksijen kullanamaz;yani OKSİJENSİZ SOLUNUM yaparlar.
GLİKOLİZ
  • Canlılar ister oksijenli ister oksijensiz solunum yapsın başlangıç reaksiyonları glikolizdir.
  • Glikozun pürivata parçalandığı bu reaksiyonlara glikoliz denir.
Glikoliz Reaksiyonları
  • Stoplazmada gerçekleşir.
  • Glikoz fruktoza dönüşür ve 2 PGAL(Fosfogliseraldehit)oluşur.
  • PGAL ortamda bulunan NAD(NikotinAmidDinükleotid) ile NADH2 oluşturur.
  • Ortamda bulunan ADP’ler ATP’ye dönüşür.4 ATP sentezlenmiş olur.
OKSİJENSİZ SOLUNUM
2 tip oksijensiz solunum vardır.
1) Etil Alkol Fermantasyonu
2)Laktik Asit Fermantasyonu

EtilAlkol Fermantasyonu
  • Bakteriler ve bazı mayalar tarafından gerçekleştirilir.
  • Glikoz parçalandıktan sonra elde edilen pürivattan 1 CO2 çıkarak Asetaldehit oluşturular
  • Asetaldehit NADH2 ile reaksiyona girerek onun Hidrojenlerini alır.
  • Son ürün Etil Alkoldür.
Laktik Asit Fermantasyonu
  • Çizgili kaslardaki hücreler yeterli oksijen bulamadığında, oksijensiz solunum gerçekleştirirler.
  • Glikolizde oluşan pürivatlar mitokondriye geçemediğinden, glikolizde NAD’a verdiği hidrojenleri geri alarak laktik asite dönüşür.
Oksijenli Solunum
  • Canlı hücrelerde karbonhidrat, yağ ve proteinlerin oksijen kullanarak parçalanması ve ATP sentezlenmesi olayıdır.
  • Karbonhidratlar monosakkaritlere, yağlar yağ asitleri ve gliserole, proteinler aminoasitlere dönüştürüldükten sonra solunum tepkimelerine katılırlar.
  • Oksijenli solunumun genel denklemi:
Glikoz + 6 O2 6 CO2 + 6 H2O + 38 ATP şeklidedir

Oksijenli Solunum 3 Kademede Gerçekleşir
  • Glikoliz Evresi
  • Krebs Devri
  • Oksidatif Fosforilasyon Evresi (ETS)
A) Glikoliz Evresi
Tıpkı oksijensiz solunumda olduğu gibidir.

B) Krebs Devri
  • Ortamda O2 varsa pürivatlar mitokondriye geçer.
  • Herbir pürivat molekülünden 1 mol CO2 ve 2 mol H ayrılır.
  • 2 C’lu bir molekül olan Aktif Asetik asit oluşur.
  • Aktif Asetik asit 4 C’lu bir molekülle birleşerek 6 C’lu Sitrik asiti oluşturur.
  • Sitrik asit 5 C’lu bir bileşiğe dönüşürken 1 CO2 oluşur.
  • 5 C’lu bileşikten 1 CO2 daha ayrılır ve 4 C hale gelir.
  • En son 4 C’lu molekül bir kaç defa ortama H+ verdikten sonra tekrar 4 C’lu hale gelir.
C) Oksitatif Fosforilasyon (ETS)
  • Glikoliz ve krebs devrinde hazırlanan NADH2 ve FADH2 deki H atomlarına ait elektronlar ETSden geçtikten sonra O2 ile birleşir.
  • Bu sırada ATP üretilir ve sonuçta HO2 molekülleri oluşur. Bu devreye Hidrojen yolu reaksiyonları denir.
  • NADH2 üzerinden ETSye giren 2 elektronun O2 ye taşınması sırasında 3 ATP üretilir.
  • Eğer 2 elektron FADH2 üzerinden ETSye katılırsa üretilen enerji miktarı 2 ATPdir.
  • Burada ATP sentezi yükseltgenme ve indirgenme reaksiyonlarıyla sağlandığı için bu devreye ve ATP üretim şekline Oksitatif Fosforilasyon denir.
Oksijenli Solunumda Enerjinin Hesaplanması
  • Glikoliz reaksiyonlarında 4 ATP (enzim-substrat düzeyinde),
  • Krebs devrinde 2 ATP (enzim-substrat düzeyinde),
  • ETS de 34 ATP (oksitatif fosforilasyonla) olmak üzere
  • Toplam 40 ATP
  • Glikolizde harcanan 2 ATP (aktifleşme enerjisi olarak) ile
  • Net Kazanç: 38 ATP dir.
Oksijenli Solunumun Fermantasyondan Farkları
  • Glikoz + 6 O2 6 CO2 + 6 H2O + 38 ATP
  • O2 kullanılır.
  • İnorganik yapıda (CO2 ve H2O) son ürünler oluşur.
  • 40 ATP üretilir. (toplam)
  • Mitokondri görev yapar.
  • Canlıların çoğunda gerçekleşir.
  • ETS enzimleri görev yapar.
  • Krebs devri vardır.
Fermantasyonun Oksijenli Solunumdan Farkları
  • Glikoz 2 CO2 + 2 Etil Alkol + 2 ATP veya Glikoz 2 Laktik Asit + 2 ATP
  • O2 kullanılmaz
  • Etil Alkol, Laktik Asit ve Asetik Asit gibi organik ürünler oluşur.
  • 4 ATP üretilir. (Toplam)
  • Tamamı sitoplazmada gerçekleşir.
  • O2 siz solunum yapan az sayıda canlıda ve de O2 nin bulunmadığı veya yetersiz olduğu durumlarda kas hücrelerinde gerçekleşir.
Fermantasyon ve Oksijenli Solunumun Ortak Yönleri
  • CO2 oluşumu olabilir.
  • ATP oluşur ve ATP harcanır.
  • Glikoz kullanılır.
  • Enzimler görev yapar.
  • Glikoliz gerçekleşir.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:18
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
9 Ekim 2009       Mesaj #5
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi

5.soru


Adenozin Tri Fosfat (ATP)

ATP Üretim Yolları
1-Fotosentez: Işık enerjisi kullanılarak ATP üretir.(Fotofosforilasyon)
2-Kemosentez: İnorganik maddeleri yakarak ATP üretir.(Kemofosforilasyon)
3-Solunum: Organik maddeleri parçalayarak ATP üretir.(Oksidatiffosforilasyon)
4-Fermantasyon: Substrat düzeyinde fosforilasyon.
Yukarıda ATP yi ve nasıl üretildiğini öğrendik. Şimdi canlılar için gerekli enerjiyi sağlayacak kimyasal tepkimeleri göreceğiz.

SOLUNUM ÇEŞİTLERİ
A-Hücre dışı solunum
B-Hücre içi solunum
a-Oksijenli solunum
b-Oksijensiz solunum
OKSİJENLİ SOLUNUM
Solunum;enerji verici besinlerin kimyasal bağlarında depolanmış enerjiden yararlanarak ATP sentezlenmesine denir. Eğer organik madde oksijen kullanılarak CO2 ve H2O’ya kadar parçalanırsa bu olaya oksijenli solunum denir.
Kimyasal bağlardaki bu enerji, bağların açılmasıyla ortaya çıkarılır. Oksijenli solunum sonucunda 38 ATP’lik enerji üretilir.
Mitekondrisi olan bütün hücreler oksijenli solunum yapar. İnsanın alyuvarları hariç bütün hücrelerinde mitekondri olduğuna göre, bütün hücrelerimizde oksijenli solunum yapılır diyebiliriz. Her canlı, her hücresinde, her an oksijenli solunum yapar.(Bakteri ve mavi – yeşil algler dışında ) Bitkiler de öteki canlılar gibi hücrelerinde her an oksijenli solunum yapar. Yani gündüz fotosentez, gece solunum yaptığı düşüncesi yanlıştır. Çünkü solunum hem gece, hem gündüz yapılır.
Tüm bunlardan da anlayacağımız gibi fotosentez sonucu oluşan besin ve oksijen solunumda kullanılarak karbon dioksit ve suya dönüştürülür.Bunlarda tekrar fotosentezde kullanılır.
BESİN + OKSİJEN mitekondri + SU + KARBONDİOKSİT + ENERJİ
Enzim
Kireç suyu kullanılarak ortamda karbondioksit olup olmadığı, solunum yapılıp yapılmadığı, oksijen kullanılıp kullanılmadığı anlaşılabilir.

OKSİJENSİZ SOLUNUM (FERMANTASYON)
Karbonhidratlardan, oksijen kullanılmadan ATP sentezlenmesidir.
Fermantasyonda, karbonhidratlardan glikoz kullanılır. Eğer kullanılacak madde sakkaroz gibi bir disakkarit ise veya nişasta gibi bir polisakkarit ise, önce sindirilerek yapı taşı olan momosakkaritlere parçalanır. Oluşan fruktoz yady galaktoz gibi momosakkarit ise glikoza dönüştşrülüp kullanılır.
Fermantasyon tüm canlılar tarafından kullanılır.Üstelik büyük bir bölümü, bütün canlılarda aynı biçimde yapılır.Ancak daha sonraki evreler farklı olduğundan farklı son ürünler oluşur.

İNSAN VE HAYVANLARIN ÇİZGİLİ KASLARINDA YAPILAN FERMANTASYONUN SAN ÜRÜNÜ ‘LAKTİK ASİT’TİR
C6H1206------------------->2 C3H6O3 (LAKTİK ASİT) + 2ATP
SİRKE BAKTERİSİNİN FERMANTASYONUNUN SONUCU ‘SİRKE ASİDİ’
C6H12062 -------------------> CH3 –COOH+2CO2 +2ATP
BİRA MAYASININ FERMANTASYON ÜRÜNÜ İSE ‘ETİL ALKOL’DÜR
C6H1206 ------------------->2C2H5 –OH + 2CO2 +2ATP
FOTOSENTEZ
Bitkiler besin yaparken havadan karbon dioksit alırlar ve oksijen verirler.Yapraklara yeşil rengi veren klorofil maddesi güneş enerjisini kullanarak karbon dioksit ve suyu oksijen ve basit şekerler dönüştürür. Basit şekerler bitki için gerekli besinlere değişirler,açığa çıkan oksijen ise havaya verilir.Bu besin yapımı işi fotosentez adını alır.
Bitkiler, hayvanların tersine,besin aramaya gerek duymaz,besinlerini kendilerini üretirler.Beslenmenin yolu,bitkiye özgün yeşil rengi veren “klorofil” denilen yeşil boyarmaddeden geçer.Bitki,klorofil aracılığıyla,güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürür:bu kimyasal enerji de genellikle nişasta biçiminde saklanır ve gelişmek, büyümek için yakıt olarak kullanılır.Işık enerjisiyle,karbon dioksit ve su,zengin enerjili bir besin olan glikoza dönüşür.Yani fotosentez (ışılbireşim),ısı ve ışıkla gerçekleşir.
Bitki yapraklarını oluşturan hücrelerin içinde,kloroplast” denilen,çok küçük yapılar vardır.Her hücrede kloroplast sayısı yüzden fazladır.Kloroplastların içindeki yeşil renkli boyarmadde klorofil , ışık yakalar.Kloroplastlar,güneş ışınlarını panel gibi toplayıp,kolektör gibi enerjiye dönüştürerek,besin üretirler.
Bitkiler de insanlar ve hayvanlar gibi yaşamak ve büyümek için havadan gazları,topraktan su ve tuzları,ve güneş ışığının enerjisini kullanırlar.
Bazı bitkiler besinlerini yapamazlar,başka bitki ya da hayvanlardan elde ederler.Diğer canlıların besinlerini alan bu bitkilere asalak denir.Bazı bitkiler de ölü hayvan ve bitkilerin üzerinde yaşarlar,bunlar çürükçül bitkilerdir.Bazen iki cins bitki birbirlerine zarar vermeden bir arada yaşarlar.Bu birliğe,ortakyaşama denir.
Bitkilerin bir grubunun beslenmesi çok ilginçtir.Etçil bitkiler de besin yapmak için gerekli bütün hammaddeler bulunmaz.Bunlar,böcekleri yakalayıp sindirerek kendilerinde eksik olan azotu sağlarlar.
Yapraklar bitkinin besin oluşturan organlardır.Çeşitli hammaddeler burada besinlere dönüştürülürler.
Yaprak damarları iletim borularıdır.Yaprakta oluşan besinleri götürür ve yaprağa bol su getirirler.Bu suyun bir kısmı besin yapımında (fotosentez) kullanılır,çoğu da terlemeyle havaya verilir.
Yaprakların birçok yararları vardır.Birçok hayvanlar,yaprakları yer.İnsanlar da yapraklardan çeşitli şekillerde yararlanırlar.

Fotosentez kısaca yeşil bitkilerin besinlerini yapma işlemidir.
6H2O +6CO2 +IŞIK ------------------->C6H12O6 + 6O2

Adenozin trifosfat
Ad:  atp.JPG
Gösterim: 263
Boyut:  16.6 KB
Adenozin 5'-trifosfat, hücre içinde bulunan çok işlevli bir nükleotittir. İngilizce Adenosine Triphosphate'dan ATP olarak kısaltılır, en önemli işlevi hücre içi biyokimyasal reaksiyonlar için gereken kimyasal enerjiyi taşımaktır. Fotosentez ve hücre solunumu (respirasyonu) sırasında oluşur. ATP, bunun yanısıra RNA sentezinde gereken dört monomerden biridir. Ayrıca ATP, hücre içi sinyal iletiminde protein kinaz reaksiyonu için gereken fosfatın kaynağıdır.

Kimyasal Özellikleri
ATP, adenozin ve üç fosfat grubundan oluşur. Adenozinden itibaren sayınca ikinci ve üçüncü fosfat grupları arasındaki bağın enerjisi çok yüksektir. Bu bağın kırılmasıyla ATP, ADP'ye dönüştüğü zaman meydan gelen enerji değişimi, hücre içinde -12 kCal/mol, labortuvar şartlarında ise -7,3 kcal/mol'dür. Açığa çıkan bu büyük enerji miktarı, biyokimyasal reaksiyonlarda ATP'nin bir kimyasal enerji deposu olarak kullanılmasına yarar.

Sentezi
ATP çeşitli yollarla sentezlenebilir. Aerobik şartlarda ATP sentezi mitokondrilerde, oksidatif fosforilasyon yoluyla gerçekleşir. Anaerobik şartlarda ise fermantasyon yoluyla olur.
ATP sentezinde yakıt olarak başta glikoz ve trigliseritler kullanılır. Trigliseritlerin bozunumunda gliserol ve yağ asitleri oluşur. Hücre sitozolunda glikoz ve gliserol, glikoliz yoluyla pirüvata dönüştürülürler.amfosforilasyonu yoluyla bu aşamada bir miktar ATP pirüvat kinaz ve fosfogliserat kinaz enzimleri tarafından sentezlenir. Pirüvat sonra mitokondride oksitlenmeye devam eder.
Mitokindride pirüvat pirüvat dehidrojenaz aracılığıyla Acetyl-CoA'ya dönüşür, o da Krebs döngüsü ile karbon dioksite kadar oksitlenir. Yağ asitleri de beta-oksidasyonu ile Acetyl-CoA'ya dönüşürler ve Krebs döngüsü'yle metabolize olurlar. Krebs döngüsü'nün her bir deviniminde süksinil-CoA sentetaz tarafından bir ATP dengi GTP, bir de indirgeme gücüne sahip olan NADH sentezlenir. NADH'deki elektronlar elektron taşıma zinciri ile taşınırken ATP sentaz tarafından oksidatif fosforilasyon yoluyla çok miktarda ATP sentezlenir.
Glükozun karbon dioksite oksidasyonuna hücre solunumu denir. Glikozdaki kimyasal enerjinin %40'ı, hücre için daha kullanışlı olan ATP'ye dönüşür.
ATP ayrıca nüklezit difosfat kinaz enzimi aracılığıyla başka nükleozit trifosfatları kullanarak da sentezlenir:
ADP + GTP da558173e1f2ddfeb273751d481f9a52 ATP + GDP Kas hücrelerinde ATP:guanido-fosfotransferaz tarafında katalizlenen benzer bir reaksiyonda da kreatin fosfat'ın fosfat grubu ADP'ye aktarılarak ATP ve kreatin oluşur.
Bitki hücrelerinde ATP kloroplastlarda gerçekleşen fotosentez yoluyla sentezlenir. Bu ATP'nin bir kısmı sonra trioz şekerlerinin oluşumu için Calvin döngüsünde kullanılır.

İ
şlevi
ATP'nin enerjisi onun ADP'ye dönüşmesine yol açan fosfat-fosfat bağının hidrolizi ile açığa çıkar. Hücre içinde çeşitli enzim, motor protein ve taşıma proteini bu enerjiyi kullanırlar. ATP'nin bozunumu ADP ve inorganik fosfat (Pi) oluşturur, ADP sonra AMP ve Pi olarak ayrıca bozunur. ATP'nin bir diğer bozunum yolu AMP artı pirofosfat (PPi) şeklindedir.

Bütün canlıların en önemli enerji kaynağı olan ATP’nin yapısında; Adenin denilen organik baz, beş karbonlu Riboz şekeri ve üç tane Fosforik asit bulunur. Bu fosfat gruplarından son ikisi yüksek enerjili fosfat bağlarıyla bağlıdır.
  • Adenin ile ribozun birleşmesiyle oluşan yapıya nükleozit (Adenozin) denir.
  • Adenozine bir fosfat grubu bağlanırsa, Adenozin monofosfat (AMP),
  • Adenozine iki fosfat grubu bağlanırsa, Adenozin difosfat (ADP),
  • Adenozine üç fosfat grubu bağlanırsa, Adenozin trifosfat (ATP) oluşur.
  • ATP den bir fosfat koparıldığı zaman ADP oluşur ve bu sırada bir miktar enerji açığa çıkar.
  • ATP -> ADP + P + 7300 kalori (enerji)
  • Bu enerji, yeni moleküllerin sentezinde (protein, karbonhidrat, yağ, DNA, RNA), hücre solunumunda, aktif taşımada, hücre bölünmesinde, fotosentezde, vücut hareketlerinin sağlanmasında, sinirsel iletimde başta olmak üzere daha birçok reaksiyonda harcanır.
  • Bir hücrede enerji gerektiren endergonik reaksiyonlar olduğu gibi enerji veren ekzergonik reaksiyonlar da vardır.
  • Hücrelerin içinde çok büyük enerji dönüşümleri ve enerji açığa çıkaran reaksiyonlar meydana geldiği halde, hücre bundan zarar görmez. Çünkü hücrede enerji veren ve enerji gerektiren olaylar, basamak basamak ve kontrollü şekilde yürür.
  • Örneğin; bir karaciğer hücresi ortalama 1300 mitokondriye sahiptir. Her mitokondrinin bir saat içinde en az 10 ATP sentezlediğini düşünelim. Bu hücrelerde yaklaşık 10 milyon kalorilik bir enerji açığa çıkacaktır. Eğer bu enerji bir anda açığa çıkmış olsaydı, hiçbir hücre canlı kalamazdı.
  • ATP’nin asıl kaynağı güneştir. Güneş enerjisi fotosentezle organik moleküllerin bağlarındaki enerjiye çevrilir. Çeşitli reaksiyonlar sırasında ADP ye bir tane enerjili fosfat bağlanarak ATP sentezlenmiş olur.
  • ADP + H3PO4 + enerji ATP + H2O
  • Bütün canlı hücrelerin yapmak zorunda olduğu bu hayatsal olaya fosforilasyon denir. Fosforilasyon değişik biçimlerde gerçekleşir.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:20
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
18 Ekim 2009       Mesaj #6
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Şu yazdığım soruların cevaplarını verir misiniz? Zaten hepsinin cevapları kısa kısa!!

1) Raşitizm hangi mineral eksikliğinde ortaya çıkar?
2) Demir eksikliğinde hangi hastalık ortaya çıkar?
3) İyot eksikliğinde hangi hastalık ortaya çıkar?
4) Hangi metaller vücutta zehir etkisi yapar?
5) Klorofiin yapısında bulunan mineral hangisidir?
6) Kanın pıhtılaşmasında görevli olan mineral hangisidir?
7) DNA, ATP gibi moleküllerin yapısına katılan mineral hangisidir?
8) Vücudun su dengesinde görevli olan minareller hangisidir?


Cevaplar

1. Raşitizm, çoğunlukla D vitamini eksikliğine bağlı olan, genellikle 6 aylık-18 aylık çocuklarda görülen kemik hastalığıdır.
2. Demir eksikliği, Demir Eksikliği Anemisi'ne yol açar, en sık görülen kansızlık tipidir.
3. İyot eksikliği tiroit bezi hastalıklarına yol açar.
4. Vücutta zehir etkisi yapan metaller ve bileşikleri: Civa, Antimon, Arsenik, Bakır, Berilyum, Baryum, Çinko, Kadmiyum, Kalay, Kobalt, Krom, Kurşun, Mangan, Nikel, Selenyum, Talyum ve Tellur.
5. Klorifilin yapısında bulunan mineraller: Magnezyum, Potasyum, Kalsiyum ve Demir.
6. Kanın pıhtılaşmasında görevli mineral Kalsiyum'dur.
7. DNA ve ATP yapısına katılan mineral Fosfat'tır.
8. Sodyum, Klor ve Potasyum vücutta su dengesini sağlayan minerallerdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
22 Ekim 2009       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı
Alıntı

3 molekül glikozun oksijenli solunum tepkimekeri sırasında oksidatif fosforilasyonla kaç atp üretilir?

oksijenli solunumun üç evresi vardır;glikoliz,krebs devri ve oksidatif fosforilasyon.
glikoliz ve krebs devrinde atp den enerji üretimi azdır.en çok enerji oksidatif fosforilasyonla sağlanıyordur.bir molekül glikozun kullanımıyla 40 ATP sentezlenir.glikolizin başlangıcında 2 ATP harcandığı için kazanç 38 ATP dir.sonuç olarak ETS deki elektron dağılımını düşünrsek (NAD,FAD vsvs..) bir molekül glikoz oluşurken;
glikolizde 10 ATP
krebs çemberinde 24 ATP
pruvattan asetil-coa oluşurken 6 ATP üretilmiş oluyordur
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:22
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Kasım 2009       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

fad ve nad ne demektir?

ETS:Elektron taşıma sistemi;
Oksijenli solunum tepkimelerindeki oksidasyon basamaklarının tümünde ilk oksitleyiciler (yükseltgeyiciler) koenzimlerdir. Elektron taşıma sisteminin elemanları: NAD, FAD, Koenzim Q ve Sitokromlardır. Bunlar elektron çekme kabiliyetlerine göre sıralanır. Hidrojenler NAD molekülünden reaksiyona girerse 3 ATP; FAD molekülünden girerse 2 ATP kazanılır.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:22
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
13 Aralık 2009       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çookkk acillll lütfennn! Yapraklar niçin alkolle kaynatılır???????? çarşambaya kadar vaktim var. lütfeen

Bunun nedeni fotosentez olayı gerçekleşirken ışığın etkisini incelemektir.
Yapraklar alkolde bekletilmeden önce bitki karanlık bir ortamda tutulur(yaprakların bir kısmı kapatılır,diğer kısmı ise açıkta bırakılır) daha sonra yapraklar önce kaynatılır sonra bir kap içinde alkolde bekletilir; daha sonra da yaprakların üzerine iyot çözeltisi damlatılır .
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:24
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
26 Eylül 2010       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

endergonik ve egzergonik tepkimeler nelerdir ?

Ekzergonik reaksiyon;Reaksiyon sonucu enerji açığa çıkartan katabolik tepkimelerdir.

örnek:oksijenli ve oksijensiz solunumla besinlerin yıkılarak enerji açığa çıkması ve ATP'nin parçalanma(hidroliz) reaksiyonları...

Endergonik reaksiyon;Reaksiyonun başlayabilmesi için enerji alan anabolik tepkimelerdir.

örnek:protein,nişasta ve ATP sentezi...

ATP,ekzergonik tepkimelerle üretilir (solunum gibi). Endergonik tepkimeler sırasında ise ATP harcanıyordur.
Son düzenleyen Safi; 11 Ocak 2019 16:24

Benzer Konular

26 Nisan 2011 / lemony Cevaplanmış
24 Mayıs 2015 / Misafir Cevaplanmış
5 Aralık 2013 / Ozucan Cevaplanmış
26 Nisan 2014 / Misafir Cevaplanmış
25 Ocak 2016 / yusuf21 Cevaplanmış