Arama

İletişim ve insan ilişkileri hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 11 Ekim 2014 Gösterim: 28.796 Cevap: 6
phoenix_tr - avatarı
phoenix_tr
Ziyaretçi
11 Ekim 2009       Mesaj #1
phoenix_tr - avatarı
Ziyaretçi
İletişim ve İnsan İlişkileri hakkında çoook geniş kapsamlı bilgiye ihtiyacım var, her yerden derlemenizi istiyorum.Bende siteler açılmıyor, yazılar mümkün oluduğunca renkli olsun.Lütfen bu güzel kardeşinize yardım edin.

Sponsorlu Bağlantılar
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
phoenix_tr adlı kullanıcıdan alıntı

İletişim ve İnsan İlişkileri hakkında çoook geniş kapsamlı bilgiye ihtiyacım var, her yerden derlemenizi istiyorum.Bende siteler açılmıyor, yazılar mümkün oluduğunca renkli olsun.Lütfen bu güzel kardeşinize yardım edin.

İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM
n62 Çağımızın en büyük sorunlarından biri de iletişim yani insani ilişkiler sırasındaki davranışlar, alınanlar-verilenler… Şikayetler, sözler, alınganlıklar, küskünlükler. Tüm bunların hepsi birbirimizle yeterince iletişim kuramadığımızın bir işareti. İnsan ilişkileri sırasında iletişim kurmaya çalışan kişiler, toplumun uygun gördüğü belli nezaket ve iletişim kurallarını yerine getirmeye kararlıysalar, bu ilişkiler dışarıdan uyumlu bir görüntü gösterebilirler, fakat bu görünüşteki uyum mevcut bazı küskünlüklerin veya çatışmaların yalnızca bastırılmasından ibaretse; koşulların tepki vermeye zorlayacağı herhangi bir anda ilişkide zorluklar baş gösterecektir. Örneğin; bir iş yerini ele alalım. İşlemler normal akışını sürdürdüğü sürece o işin başarılı gittiğini söylemek mümkündür fakat büyümek ve hizmeti genişletmek için gerekli olan öz kaynaklar yetersizse, bir sarsıntı olasılığı yüksektir. Yani yüzeysel görünümler bizi yanıltabilirler.
Hasta bir kişiyi normal seviyelerde sağlıklı bir duruma getirmek, sosyal ilişkileri uygun şekilde sürdürmek, bir iş yerinde üretime devam etmeyi deneyimlemek yararlı şeylerdir ama yaşamın dış ifadelerinin geçiciliğe tabi bir düzene değil, daha kalıcı, daha gerçek bir şeye dayandırılması gerekir.
Ruhsal Farkındalık
Sponsorlu Bağlantılar
n73 İnsanın herhangi bir sorununun ruhsal farkındalığa yani bir tür neyin ne olduğunu anlama haline dayanmayan çözümü; kalıcı bir temelden yoksun olacağı için, koşulların geçici olarak düzeltilmesinden ileri gidemez.
Ne türden olursa olsun tüm problemlerin daha derin seviyelerinde yer alan, uyumsuzluk yaratan ve sürdüren nedenleri vardır. Bu problemlerin tümüyle çözümlenmesi isteniyorsa, derinlerde saklı bu nedenlerin yok edilmeleri gerekir. Böylece gelecekte benzer nitelikte problemlerle karşılaşılması sonucu da önlenmiş olur.

n52 İkili İlişkiler
Toplumsal yaşamın gereği olarak başkalarıyla geçinmek için özellikle ikili ilişkilerde epey tavizler veririz, fedakarlıklar yaparız, hele ailemizin ve toplumun ahengini bir dereceye kadar korumak söz konusu ise: neyi neden yaptığımızın bilincinde olmalı, sonradan yaptığımız seçimlerden tedirginlik duymamalıyız.
Seçimlerimizin bizi huzursuz etmesi depresyon ve küskünlük olasılıklarını devreye sokacaktır. Duygusal gerginlikler, ileride ani öfke krizleri, değişken ruh halleri, depresyon ve çeşitli bağımlılıklar, kazalar, yıkıcılığa eğilim ve hatta fiziksel rahatsızlıklar ve ciddi hastalıklara dahi yol açabilirler.
Diğer davranışlarımızdan tecrit edebileceğimiz ve bir dereceye kadar yaşam biçimimizi etkilemeyecek olan tek bir şey dahi yapamayız. Yaşantımızın bir alanındaki yalan ve gerçeği örtmeye yönelik davranış büyük bir olasılıkla bir diğerinde de ortaya çıkar. Ve eğer dışlaşamıyorsa, psikolojik ikilemlerin; düşüncemizi zedelediği ve duygularımızı alt üst ettiği daha derin seviyelerde kendini gösterecektir. Yüksek ideallerimizin zıt yönünde olanlar yani doğru olmadığını bile bile yaptığımız şeyler bizi çelişkiye düşürebilir, suçluluk duygusuna neden olabilir, başkalarıyla açık iletişim kurmamızı engelleyebilir ve ruhsal büyümemizi engelleyebilir.

Mutlu insan bir aynadır
Mutlu insanlar daha açık, daha rahat, daha verici ve yaşamla daha uyum içindedirler. Yaşam sanki onlar için bir aynadır. Sevgi ve anlayış dolu yüreklerinin her yere yansıdığı bir ayna… Mutsuz insanlar ise pek açık değillerdir, sık sık gergin olurlar, içe dönüklüğe eğilimlidirler. Daha mutlu olmanın bir yolu yaşama kendinden bir şeyler katmayı yani vermeyi öğrenmektir. Yaşamın en olumlu ve doğal amacı, kaynaktan almayı ve yaşamın süreçlerine neşeyle katılarak kaynağa vermeyi öğrenmektir. Yaşama sevinci ve bereket, ‘özgürce akmak’ demektir.
Vermeyi Bilmek
n43 Kendimizi açmazsak yaşam bizim aracılığımızla nasıl cömertçe akabilir ? Yaşamın süreçleriyle her çeşit alışverişi ve etkileşimi sürdüremediğimiz takdirde bizi destekleyemez ki!... Peki! Ya verecek hiçbir şeyim yok ki diyenlerdenseniz ? Biz deriz ki, kendinizi kandırmayın! Dürüst olun. Herkesin verecek bir şeyi vardır. Parasal yardım olanağınız yoksa o zaman sevgi ve ilgi, iyi niyet, gönüllü hizmet, temiz bir kalp ve dualarla destekleyerek dua edin… Evet, herkesin verecek bir şeyi vardır ve verilen her şey de karşılıksız verilmelidir. Bu uygulamanın anahtarı, doğru ruh ve doğru anlayışla verdiğimizde kendimizi kaynağa daha çok açmaktır. Kozmik Benlik ya da diğer adıyla Üstün Benlik’te tüm ihtiyaçların kaynağı bol bol var…

n36 İletişim Kolaylığı
İletişimin kolaylaşması için başta almak için vermek yararlı olabilir. Fakat gerçek iletişim için vermenin daha yüksek seviyeli yolu, sahip olduğumuz için vermektir… Özümüzün sonsuz olduğunu hissettiğimizde verirken fakirleşmediğimizi aksine ana kaynaktan beslenip daha da zenginleştiğimizi hissetmemek mümkün değildir… Bir şeye şuurumuzda ‘sahip olursak’ onu neşe, mutluluk, canlılık ve vericilik olarak dışarıya yansıtmamız çok kolaylaşır. Eğer verme alışkanlığımız yoksa, başlamanın en iyi yolu bir tür iyilik yapma ve verme programı tasarlamak ve bunu titizlikle uygulamaktır. Maddi gelirimiz yeterli düzeyde ise bunun bir kısmını düzenli olarak hayır işlerine kanalize ettiğimizde elde ettiğimiz kendimizi olumlama duygusunun yerini tutabilecek başka hiçbir duygu yoktur.
Gülümse
Ayrıca kendiliğimizden ve içimizden geldiği şekliyle şuurumuzdan, bilgimizden, sevgimizden verebilir, ilgimizle o olayı destekleyebiliriz. Her zaman maddi imkanlarımız verici yönümüzü geliştirmeye uygun olmayabilir. Ama her insanın diğerlerine verebileceği tek şey, ‘Gülümseme’ dir. Olumlamanın en açık, en sade, en net ifadesi. Sıradan sıcacık bir gülümseyiş hiç ummadığımız iyiliklere yol açıp bizi bir anda bir meleğe dönüştürebilir. (Tabii sadece o an için sakın yanlış anlaşılmasın) Toplum bireyleri tarafından hayalperestlik, gerçekçi olmamak ya da saflıkla suçlansak bile neye mal olursa olsun olumlu olmaya çalışmaktan vazgeçmemek aslında her insanın asli yaşam görevidir…
kaynak



fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Etkili İletişim (İnsan İlişkileri)

İNSAN İLİŞKİLERİ İçeriği ne olursa olsun bir sorunu çözmek için insanların düşünce alışverişinde bulunmaları yani iletişim kurmaları gerekir. Demokratik toplum için önce bireylerin kendi günlük yaşamlarında diğer kişilerin görüşlerine saygılı ve hoşgörülü olmayı öğrenmeleri gerekir.

Etkili İletişim (İnsan İlişkileri) İnsanlar arasındaki ilişkiler iletişim yoluyla kurulur. İnsanlar düşünce duygu ve isteklerini sözel ve sözel olmayan çeşitli iletilerle birbirlerine duyururlar. Karşılıklı iletişim karşılıklı etkileşime yol açar. Kendimize yöneltilen bir iletiyi tam ve yüzde yüz doğru bir biçimde anlamak hemen hemen olanaksızdır.

Aynı şekilde bir iletiyi başkalarına tam olarak aktarmak da son derece güçtür. Böylece iletişim çoğu kez eksik kalır çarpıtılır ya da yanlış anlaşılır. Bu durumda kişisel ya da toplumsal düzeyde bir takım iletişim arızalarına yol açabilir İletişim sorunlarını çözmeden doyumlu bir yaşam sürdürmek olanaksızdır. Sağlıklı bir kişiliğin yanı sıra iletişim becerilerini de geliştirmek gerekir.
Ancak iletişim bilgi ve becerinin arkasında gönül zenginliği sevgi anlayış ve hoşgörü yoksa her türlü iletişim becerisi yalın ve anlamsız bir alıştırmadan öteye gidemez. İletişim kişiler arasında yer alan düşünce ve duygu alışverişini dile getiren bir kavramdır. Başka bir deyişle anlamları ortak duruma getirmektir. İnsan ilişkilerinin olumlu yönde düzenlenebilmesi için :

1. İnsanlara ve onların geleceğine ilgi gösterme ilişkilerin düzeyini yükseltir.
2. Saygılı kibar gücendirmeden davranma ve anlayışlı olabilme ilişkilerde başarı şansını artırır.
3. İnsanların görüşlerine zevklerine hoşgörüyle yaklaşmak ilişkilerin kalitesini yükseltir.
4. Üzerinde düşünülen bir konu hakkında geniş görüşlü olabilmek ilişkilerin düzenlenmesine katkı sağlar.
5. Olaylar hakkında düşünmeden incelemeden anlık karar vermekten sakınmak insan ilişkilerinin yönlendirilmesine yardım sağlar.
6. Denge denetim incelik ve duygusal kararlılık rahatsızlığa yol açan durumları denetim altına almayı kolaylaştırır.
7. Duruma ve koşullara göre giyinme dengeli ilişkilerin kurulup sürdürülmesine katkı sağlar. Kişisel etkiyi geliştirmek için gereken insan ilişkileri ile ilgili dokuz temel ve güçlü beceri şunlardır:

1. Kişisel ahlâk
2. Kendini değişen koşullara uydurmak
3. Başkalarının algılamalarına duyarlı olmak
4. Başkalarının inanç ve güvenini kazanmak
5. Karşılıklı iletişim
6. İnsanları inanırlılıkla ikna etmek
7. Tarafsız bakış açısı (Nesnellik)
8. Girişim başlatmak (İnisiyatif)
9. Öz disiplin.



a) Bireyin Kendini Tanıması

• İnsan kendi sorunlarıyla baş edebilir ve kararlarını kendi uygulayabilirse kendini daha güçlü hisseder.
• İnsan dış etmenler tarafından engellenmedikçe kendi yönünü seçebilme yeteneğine sahip olan bir varlıktır.
• Kendini iyi tanıyan insan kendini daha çok kabul ettiren insandır.
• Kendini tanıyan kimse gerçek duygu ve düşüncelerinin farkındadır. İnsanın kendini tanıyabilmesi kendi gücünü keşfetmesine bağlıdır ;

Bunun için:

1. İnsan yaşantısını ve yaşantısındaki değişimi gerçekleştirecek gücü kendi denetimi altında tutmalıdır. Bunun için kendine yeteri kadar özgüveni olmalıdır.
2. Sorumluluk bir başkasına ya da yaşam tarzına devredilmemelidir.
3. Hızlı bir şekilde öğrenmeye ve çevrede olup bitenleri anlamaya çalışılmalıdır.
4. Gerilim denetim altına alınmalıdır. Aşırı baskı altında kalmak kadar tümüyle stressiz olmak da sakıncalıdır.
5. Aşağılık duyguları içinde insan kendi gücünü aşan girişimlerde bulunmamalıdır.
6. Değiştirilemeyecek koşullar belirlendikten sonra yaşantının geri kalan kısmı insanın kendi kararları doğrultusunda şekillendirilmelidir.
7. Değişim isteğine karşı koyan eskisi gibi davranma “statükoculuk” davranışının yenilmesi gerekir.
8. İnsanın haklılığını savunacak sözü olmalıdır. Bu korkaklıkla (pasiflik) saldırganlık arasında bir yerdir. Bunun yeri doğru belirlenmelidir .
9. İnsan olaylar karşısında soğukkanlı olmalıdır. “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.”ya da “öfkeyle kalkan zararla oturur.” özdeyişleri unutulmamalıdır.
10. Davranışların sözler kadar etkili olduğu beden dili kullanılarak gösterilmelidir.
11. İnsan ilişkilerinde iyi olan bütün gücün gösterilmesi gerekir.
12. Yaşamak için bir amaç edinmek değişiklik yapma sorumluluğunu sürekli duymakla olacaktır. İnsan ilişkilerinin olumlu yönde gelişebilmesi için Carl Rogers’a göre:

• “Karşılıklı saygı
• Empatik bir yaklaşım
• Kişinin kendisi gibi olması” gerekmektedir.

1. Karşılıklı Saygı : Karşısındakilerle ilişkide bulunan kişi bu kim olursa olsun hoşgörüyle kabul edilmelidir. Kişilere saygı ile yaklaşmak arada daha derin ve olumlu bir ilişki kurulabilmesine olanak sağlar. İnsana saygın bir kişi olarak davranılması insanın en büyük beklentilerinden birisidir.

2. Empatik Bir Yaklaşım : Diğer insanın duygularının yoğunluğunu anlatım algılama ve anlama yeteneğidir. Karşımızdaki kişinin gözünü alıp kendi gözümüz yerine koymak demektir. Empati olayların başkasının gözünden onun duyguları ve olaya yüklediği anlamlar ile görebilmektedir. Empatik anlayış göstermek kolay değildir.

Karşımızdaki kişiyi yargılamadan onun sorununu onun bakış açısıyla görmek kendi görüş açımızın da değişmesi riskini beraberinde getirir. İnsanları ne kadar anlayışla dinlersek kendi görüşlerimizin değişmesi pahasına bile olsa dıştan bakışa göre iç yaşantımız zenginleşir hoşgörümüz artar.

İnsanlara saygı duymak onlara karşı dürüst olmak ve onları empatik bir anlayışla dinlemek insan ilişkilerini düzelten en güvenilir etmenlerdir. Bunun yardımıyla başkalarını yargılama eğilimimizden kurtulabiliriz.

3. Kişinin Kendisi Gibi Olması : İnsanlara karşı açık ve berrak olmak; içi-dışı ve özü-sözü bir olmaktır. Dürüstlük içtenlik ve doğruluk anlamına gelmektedir. Yani içimizden geçenleri doğru olarak algılamak öz benliğimizle ilişki içinde olmak yaşadığımız duyguların farkında olmak ve bu duygularımızı uygunsa karşımızdaki kimselere aktarmak demektir.

Saydam olan kişinin öfkesi sevinci ve kaygısı sözlerinde ve mimiklerindedir. Özü-sözü bir olan insanla daha rahat yaşanır. Bir insan ne kadar uyumlu olur ise ne kadar özü-sözü bir ise ne kadar özentisiz ve yapmacıksız ise onunla o kadar rahat ve olumlu bir ilişki kurulur.

Başka insanlarla iyi bir iletişim kurup kuramadığınızı anlayabilmek için kendinizi o insanlara ne ölçüde gösterdiğinizi bilmeniz gerekir. Kendinizi ne ölçüde dışarıya gösterdiğinizi ortaya koyabilmek için Kendini Tanımak gerekir.
Bireyin Çevreyi Tanıması Kendini tanıyan kimse dış dünyadaki olayların ve iç dünyasında oluşan yaşantıların çoğu kez farkındadır. Bu tür biri çevresindeki kişilerin kendini nasıl etkilediğinin farkında olduğu kadar kendisinin çevresindekileri nasıl etkilediğini de bilir.

Böylece kendi yaşamını yönetebilme olanağına kavuşmuş olur. İnsanın iç dünyasını tanıyabilmesi için dış dünyayı bilinmesi gereken bir alan olarak algılaması gerekir. Diğer bir deyişle kendi varoluşunu ve dış dünya gerçeklerini karşılıklı etkileşim durumunda olan bir süreç olarak görmek gerekmektedir.


Başka insanların gerçeklerini anlamaya çalışmak yerine yalnızca kendi gerçeklerine göre yargılamaya kalkışmak etkin olmayı engeller ve yalnızlığa yol açar. Kişinin temel gereksinimlerini sağlayan doğal çevre nasıl yaşamsal bir önem taşıyorsa bireyin kendine özgü kişiliğinin gelişmesinde ve sağlıklı bir ruhsal yapıya kavuşmasında toplumsal çevre de bu ölçüde etkilidir.

Yolu yaparken engeller çıkar ilerlemeye mecburuz. Önümüze çıkan engellerin olduğu yerlerde durup kalmamalıyız. Bir şekilde yolumuza devam etmeliyiz. Enerji içinizde isterseniz kullanabilirsiniz.

Koşulları uygun haline getirdiğiniz taktirde iletişim size bir oyun gibi gelecek herhalde oyunu sevmeyen yoktur aramızda . İletişim halinde olduğunuz kişinin insan olduğunu hatırınızdan çıkarmayın. Her kişinin kendine özgü bir takım özellikleri olduğunu unutmayın .
kaynak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ocak 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
süper... ama birazdaha bilgii...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İNSANLARDA İLETİŞİM
İnsan, jest ve mimikleri kullanan gelişmiş refleks ve içgüdülerinin yanısıra dilide içine alan çok karmaşık öğrenilmiş davranışlarla iletişim yapan yegane varlıktır. Davranışlar doğuştan gelen gelip geçici ve öğrenilmiş olarak üçe ayrılır. Öğrenilmiş davranışlar bireylerin toplum içinde doğduktan sonra iç ve dış çevrelerinden gelen uyarıcılarla iletişimini etkileşim sonucu edindikleri nisbeten kalıcı davranışlardır. Bunlar ikiye ayrılır:
a) Toplumca arzu edilen davranışlar, b) Toplumca arzu edilmeyen davranışlar.
Toplumca arzu edilen davranışlarda da uyum gösterme isteği söz konusudur.
İletişim nedir? sorusunu şu şekilde devam ettirebiliriz; İnsan etkileşim dinamiğini açıklamada beş temel varsayım öne sürülmektedir:
1) İletişim kuramamak imkansızdır. Hiçbir şey yapmamak dahi anlamlı bir mesaj oluşturur ve iletişime girer.
2) İletişimin içerik ve ilişki düzeyleri vardır. İlişki düzeyi içerik düzeyine anlam verir. Kişi öğretmeninden kalem isterken farklı, arkadaşından isterken farklı cümleler kuracaktır. İkisinde de anlam içerik aynıdır.
3) Mesaj alışverişindeki dizinsel yapı anlamı oluşturur. Kurulan cümlede yükleme en yakın kelime vurgulanmak isteniyor demektir.
4) Mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki tiptir. İçerik iletişiminde sözlü mesajlar ilişkiyle ilgili tutum ve tercihlerde anlatımda ise sözsüz mesajlar etkili olurlar. Mantıksal mesajlar sözlü, duygusal mesajlar sözsüz olurlar.
5) İletişimi kuran kişiler eşit veya eşit olmayan ilişki içinde
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Mart 2014       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İNSAN İLİŞKİLERİ İçeriği ne olursa olsun bir sorunu çözmek için insanların düşünce alışverişinde bulunmaları yani iletişim kurmaları gerekir. Demokratik toplum için önce bireylerin kendi günlük yaşamlarında diğer kişilerin görüşlerine saygılı ve hoşgörülü olmayı öğrenmeleri gerekir.

Etkili İletişim (İnsan İlişkileri) İnsanlar arasındaki ilişkiler iletişim yoluyla kurulur. İnsanlar düşünce duygu ve isteklerini sözel ve sözel olmayan çeşitli iletilerle birbirlerine duyururlar. Karşılıklı iletişim karşılıklı etkileşime yol açar. Kendimize yöneltilen bir iletiyi tam ve yüzde yüz doğru bir biçimde anlamak hemen hemen olanaksızdır.

Aynı şekilde bir iletiyi başkalarına tam olarak aktarmak da son derece güçtür. Böylece iletişim çoğu kez eksik kalır çarpıtılır ya da yanlış anlaşılır. Bu durumda kişisel ya da toplumsal düzeyde bir takım iletişim arızalarına yol açabilir İletişim sorunlarını çözmeden doyumlu bir yaşam sürdürmek olanaksızdır. Sağlıklı bir kişiliğin yanı sıra iletişim becerilerini de geliştirmek gerekir.
Ancak iletişim bilgi ve becerinin arkasında gönül zenginliği sevgi anlayış ve hoşgörü yoksa her türlü iletişim becerisi yalın ve anlamsız bir alıştırmadan öteye gidemez. İletişim kişiler arasında yer alan düşünce ve duygu alışverişini dile getiren bir kavramdır. Başka bir deyişle anlamları ortak duruma getirmektir.
melekyaz - avatarı
melekyaz
Ziyaretçi
11 Ekim 2014       Mesaj #7
melekyaz - avatarı
Ziyaretçi
Merhaba ben bir kizim.Bu konuda bir fikrim var ama kisa bir bilgi bunu hrrhangi bir yerden alinti yapmadim kendi fikrim ve bu tür konular herzaman arkadaşlarım ile bu tür sonuçlar oluşuyor iletişim yaparken insanin g8zlerine bakilmali , onu dinlerken başka bir konu ile ugrasmamali ve onun sozune atlamamali sozunu kesmemeli konuyu anlamadan bilmeden konuya karismamali bu sekilde iletisim duzgun bir sekilde olusur.Benim yazdiklarimi okuduğunuz icin tesekkur ederim saygilar...

Benzer Konular

19 Ekim 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
7 Ekim 2013 / MaViDüS Soru-Cevap
21 Mayıs 2014 / misafir Soru-Cevap
26 Haziran 2012 / liseson Soru-Cevap