Arama

Kurbağanın yaşam döngüsünü açıklar mısınız?

Güncelleme: 1 Ekim 2012 Gösterim: 10.702 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ödevim lütfen yardımcı olun
Sponsorlu Bağlantılar
Lavie - avatarı
Lavie
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #2
Lavie - avatarı
Ziyaretçi
Kurbağa (Amphibia)

Sponsorlu Bağlantılar
Amfibyumlar olarak bilinen ve yaşamlarını hem karada, hem suda geçiren soğukkanlı hayvanların en tanınmış grubu kurbağalardır. Birçoğu­nun derisi düz ve nemli, öbürlerinin derisi siğil denen kabartılarla örtülüdür. Uzun arka bacakları, kısa ve kalın gövdeleri, gövdeye boyun ayrımı olmaksızın bağlanan başları ve patlak gözleriyle kolayca tanınabilirler. Ama 2.600'ü aşkın türü arasında önemli davranış, yapı ve boyut farklılıkları göze çarpar. Kurba­ğaların çoğu sıçrayarak yer değiştirir. Genel­likle siğilli olanların arka bacakları daha kısa ve sıçramaya daha az elverişlidir. Kurbağaların çoğu böcek ve solucan gibi küçük canlılarla beslenir. Ağızları geniş, dille­ri ağzın ön bölümüne yapışıktır. Ağız kapalıy­ken dilin ucu geriye doğru yatar. Kurbağa kendine yeterince yaklaşan bir böceği, hızla fırlattığı dilinin yapışkan ucuyla yakalar ve diliyle birlikte ağzına çeker. Kurbağanın iri ve patlak gözleri ağız boşluğuna basınç yaparak avını yutmasını kolaylaştırır. Ağzına aldığı solucanı ise yutmaya elverişli biçimde tutmak için ön bacaklarını kullanır. Kurbağalar akciğerle solunum yapar, ama memelilerden değişik biçimde soluk alırlar. Hava, gırtlağın alçalmasıyla birlikte iki burun deliğinden ağza doğru emilir. Daha sonra burun delikleri kapatılır ve gırtlak yükseltile­rek havanın akciğerlere dolması sağlanır. Kurbağanın yukarı aşağı sürekli oynayan gırt­lağının hareketi dıştan bakıldığında da görüle­bilir.

Öbür amfibyumlar gibi kurbağalar da ağız­larıyla su içmezler. Bunun yerine suyu yüzer­ken ya da yağmur altında durarak derilerin­den alırlar. Uzun süre sudan uzak kalmak kurbağalar için tehlikelidir. Çünkü derilerinin nemini yitirip tümüyle kuruması bu hayvanla­rın çok geçmeden ölmesine yol açar.
Kurbağalar düşmanlarına karşı kendilerini zehir bezlerinin salgısıyla korurlar. Kurbağa sertçe tutulduğunda türüne göre değişen güç­te bir zehir salgılar. Bayağı siğilli kurbağanın (Bufo bufo) salgısı öylesine iticidir ki, bu kurbağayı ağzına almayı hayvanlar ancak bir kez deneyebilir. Güney Amerika'da yaşayan canlı renklerle bezeli ağaç kurbağalarının zehri ise insanı öldürebilecek ölçüde güçlü­dür. Eskiden bu zehir Amerika Yerlileri tarafından okların ucuna sürülerek kullanıl­mıştır. Kuzey ülkelerinde kurbağalar kış uykusuna yatar. Havalar soğumaya başladığında yap­raklar arasına ve su birikintilerinin dibindeki çamura gömülerek yada su kıyısındaki oyuk­lara ve kütüklerin altına girerek havalar ısınıncaya kadar yerlerinden çıkmazlar. Bu süre boyunca çok az oksijene gereksinimleri vardır. Kan dolaşımları ise son derece ya­vaşlar. Sıcak ülkelerde yaşayan kurbağalar da ken­dilerini yere gömerek yağmur mevsimini bek­lerler. Yağış başlayınca gizlendikleri yerler­den üremek üzere çıkar, yumurtalarını göl­cüklere ve akarsulara bırakırlar.

devamı için bu linke tıklayın; www.msxlabs.org/forum/zooloji/207549-kurbaga-amphibia.html
parmaksawef - avatarı
parmaksawef
Ziyaretçi
24 Ekim 2009       Mesaj #3
parmaksawef - avatarı
Ziyaretçi
Kurbağanın Yaşam Döngüsü Hakkında Bir Resim Lazım da Bana Bi Yardım Ederseniz Sevinirim Arkadaşlar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kurbanın yaşam döngüsünü verebilirmisiniz?
Misafir125 - avatarı
Misafir125
Ziyaretçi
12 Ekim 2011       Mesaj #5
Misafir125 - avatarı
Ziyaretçi
kurbağa ve kelebeklerin yaşam döngileri nedir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ekim 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çevremizdeki su birikintilerinde,dere ve göl kenarında yaşayan kurbağaları hepimiz görürüz. Kurbağa yavruları yumurtadan çıktıklarında erişkin kurbağaya hiç benzemezler. Kurbağa yavruları su içinde yumurtadan çıkar. Yumurtadan çıkan kurbağa yavrusu,başkalaşım öncesinde,suda yaşamaya olanak sağlayan bazı özelliklere sahip uzun bir kuyruğu ve sudaki oksijeni almasına yardım eden yüzgeçleri vardır. Başkalaşımla birlikte kurbağanın yapısı değişerek karada yaşamaya uygun bir canlı haline gelir. Suda karaya geçişte kurbağanın kuyruğu kısalır,bacakları oluşmaya başlar ve akciğerleri gelişmeye başlar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ekim 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kurbağaların yaşam döngüsü

*AMFİBİLER (İKİ-YAŞAMLILAR)

Amfibiler (iki-yaşamlılar) omurgaya sahip balık ile sürüngen arasında özellik gösteren soğukkanlı hayvanlardır. Yaşamlarını hem suda hem de karada sürdürürler. Larvaları (tam gelişmemiş yavrular) suda olgunlaşır ve balıklar gibi solungaçlarla nefes alıp verirler. Yetişkinler ise akciğer ve derileri ile solunum yaparlar. Amphibia sınıfına dahil olan amfibiler yaklaşık 3 500 farklı türü barındırır. Amfibiler üç takıma bölünür: Anura (kuyruksuzlar; kurbağalar ve karakurbağaları), Urodela (kuyruklular; semendergiller) ve Gymnophiona (ayaksızlar; solucanımsılar).
Tarihçe:
Amfibiler yaklaşık 400 milyon yıl önce, yeryüzünde büyük miktarda kara oluşumunun başlamasıyla, balıktan türemişlerdir. Bazı balıklar, sürünmek için bacaklar ve soluk almak için ciğer geliştirerek, değişen koşullara kademeli uyum sağlamışlardır. Bu tür, hem suda hem de karada yaşayabilen organizmalara,Yunanca’da “çifte yaşam” anlamına gelen AMFİBİLER (AMPHIBIAN) ismi verilmiştir. Amfibiler karada yaşayan ilk omurgalılardır. Ancak, solumak için suya geri dönmek zorundaydılar. En fazla amfibi çeşitliliği, çevre koşullarının ıslaktan kuruya doğru sürekli değiştiği, 360 ile 230 milyon yıl önce görülmüştür. Bu dönemde gelişen bir çok amfibi türü tükenmiştir. Bugüne kadar gelebilen amfibi grupları en fazla 200 milyon yıl öncesine tarihlenebilmektedir.
Özellikler:
Amfibiler soğukkanlı hayvanlardır. Bu, sabit bir vücut sıcaklıklarının olmadığı ve çevrenin sıcaklığını aldıkları anlamına gelmektedir. Amfibilerin su ve oksijeni soğuran (absorbe eden) nemli, pulsuz derileri vardır. Bu özellik onları kurumaya (dehidrasyon; vücut sıvısının kaybı) karşı korunmasız kılar. Nemli koşullar olmadığında derileri kurur ve ölürler. Bu nedenle, amfibiler genellikle göllerin, bataklıkların ve taze suyun olduğu yerlere yakın yaşarlar. Bazı amfibiler, yaşam koşulları uygun olmadığında eylemsizleşirler (hiç hareket etmezler). Bu eylemsiz dönem, sıcak ve kuru hava koşullarında gerçekleştiğinde “yaz uykusu” ve soğuk hava koşullarında gerçekleştiğinde “kış uykusu” olarak adlandırılır. Uygun koşullar tekrar oluştuğunda amfibi uyanır.
Amfibilerin derisi bir çok salgı bezine sahiptir. Bunların arasında, zehirli olan salgılar, bazı türleri etobur hayvanlardan korur. Özellikle, parlak renkli ok zehri kurbağalarının salgısı son derece zehirlidir ve Güney Amerika yerlileri tarafından oklarının uçlarına sürülür. Bazı amfibiler düşmanlarından korunmak için, renk değiştirerek bulundukları çevreye uyum sağlarlar.


Yaşam döngüsü:
Bir çok amfibinin yaşam döngüsü, dişinin vücudunun dışında döllenen yumurtalar dişi tarafından bırakıldığında, suda başlar. Ardından, dış solungaçlarıyla nefes alan larva, yada iribaş, yumurtadan çıkar. Düz kuyruğu büyüyen larva sudaki bitkilerle beslenir. Başkalaşım (metamorfosis) adı verilen bir süreç sonunda fiziksel değişimler gerçekleşir ve solungaçların yerini akciğerler alır. İribaş da otobur bir hayvandan etobur bir hayvana dönüşür. Amfibiler, genellikle, 3-4 yaşlarında erişkin olurlar.
Bilinmesi gereken kelimeler
Solungaç: Sudaki oksijeni kullanabilen bir soluma organı
Yaz uykusu: Sıcak ve kuru yaz aylarında görülen eylemsizlik durumu
Kış uykusu: Soğuk kış aylarında görülen eylemsizlik durumu
Omurgasız: Belkemiği olmayan hayvan
Omurgalı: Belkemiği olan hayvan
Larva: Hayvanın, ergin haline benzemeyen ve erginleşmek için başkalaşım (metamorfosis) geçirmesi gereken, ilk şekli.
Tüm amfibiler aynı üreme şeklini göstermezler. Semenderler tüm yaşamlarını karada geçirirler ve tam şekillenmiş yavru doğururlar. Diğerleri, ormanlık alanlarda nemli yerlere yumurta bırakır ve yumurtalardan yetişkinlerin küçülmüş biçimleri çıkar. Bazı su kelerlerinde solungaçlar tüm yaşamları boyunca kalır. Benekli kırmızı su keleri gençlik dönemini kırmızı semender olarak karada geçirir ve gelişerek bir ergin gibi yaşamak için suya geri döner.
Üç temel Gurup
Anuranlar (Kuyruksuzlar): Yaşayan amfibiler içinde, 3 000 tür ile Anora takımı (kurbağalar ve kara kurbağaları) en büyük gurubu oluşturur. Kurbağaların arka kuyrukları yoktur, onun yerine sıçramak ve yüzmeğe çok iyi uyum sağlamış uzun arka bacakları vardır. Anuranların çoğu taze suya yakın yaşadıkları halde bazıları daha kuru ortamlara uyum sağlamıştır. Kurbağa ve kara kurbağaları birbirinden farklıdır. Kara kurbağalarının diğer pürüzsüz derili kurbağalarla karşılaştırıldığında daha kısa bacakları ve siğilli görüntüye sahip daha kuru derileri vardır. Kurbağalar çok farklı büyüklükte olabilir. Ölçülmüş en küçük kurbağa yaklaşık 10 mm (Psyllophryne didactyla, Brezilya ve Stumpffia tridactyla, Madagaskar) ve en büyük ise 30 cm (Batı Afrika Goliath kurbağası, Conraua goliath)’dir. Anuranlar temel olarak böcekler ve diğer omurgasız hayvanlarla beslenirler. En büyük kurbağalar küçük memeli hayvanları, kuşları, balıkları ve diğer amfibileri de yiyebilirler.
Urodeller (Kuyruklular): Semendergiller olarak da adlandırılan bu takım yaklaşık 250 türü barındır. Urodeller en küçüğü yaklaşık 15 mm (Thorius arboreus ) ve en büyüğü 1,5 m (Japonya’da bulunan dev semender) olmak üzere farklı büyüklüklerde olabilirler. Semendergillerin uzun kuyrukları ve az gelişmiş bacakları vardır. Genellikle suyun içinde yada yakınında görülürler ve çoğunlukla kaya veya odunların altındaki nemli toprakta bulunurlar. Erişkinler genellikle yaşamlarının büyük kısmını karada geçirirler ve böcek ve solucanlarla beslenirler.
Semendergillerin bazı türleri, Siren cinsine girenler, suculdur. Sadece kısa ön ayakları olan Sirenler yılan balığına benzerler. Bu türler hem solungaçlarla hem de akciğerle solurlar ve bataklıkların dibindeki çamurun içine gömülürler.
Gymnophionlar (Ayaksızlar): Ayaksızlar takımındaki solucanımsılar (Caecilian) solucana benzeyen kör ve ayaksız amfibilerdir. Afrika ve Güney Afrika’nın tropikal ikliminde nemli toprağa gömülürler. Değişen boyutlara sahip en az 160 farklı solucanımsı tür vardır. Ölçülen en küçük ayaksız Grandisonia brevis (11,2 cm), büyük ayaksız ise Caecilia thompsoni (1,515 m)’dir. Ancak, iri boyutlarına karşın çok seyrek görülürler.
Yakın zamandaki azalma:
Bilim adamları, 20. yüzyılın son yarısında, tüm dünyada amfibi sayısında ve türlerinde tehlikeli boyutlarda bir azalma görüldüğünü belirtmektedirler. Azalmanın bir çok faktöre dayandığını öne sürmektedirler: Taze su ekosistemlerinin kirlenmesi, sürekli artan insan nüfusu nedeniyle yaşam alanlarının yok olması ve tahminen, ozon azalması nedeniyle artan morötesi ışınma. Amfibiler gösterge türleri yada sağlıkları yaşadıkları alanın ekosisteminin sağlıklı olduğunu gösteren türler olarak bilinmektedir. Sayıları azaldıkça, tüm dünyadaki sağlıklı ekosistemlerin de sayısı azalmakta ve sonuçta bu da bir çok başka hayvan ve bitki türünün azalmasına neden olmaktadır.
* Amphibians - body, used, water, process, Earth, life, characteristics, form, animals, ‘den çevrilmiştir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kurbağaların yumurtan ergin hale gelinceye kadar geçirdikleri değişimler nelerdir?

Benzer Konular

15 Ekim 2009 / Ziyaretçi Cevaplanmış
2 Ocak 2014 / Misafir Soru-Cevap
12 Mart 2009 / ejo Cevaplanmış