Arama

Çiçekler hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Nisan 2016 Gösterim: 16.974 Cevap: 15
erdsahi - avatarı
erdsahi
Ziyaretçi
17 Ekim 2009       Mesaj #1
erdsahi - avatarı
Ziyaretçi
çiçekler gece ne yapar ? yatak odalarında geceleri niçin çiçek bulundurmamalıyız??
EN İYİ CEVABI Daisy-BT verdi
Alıntı
erdsahi adlı kullanıcıdan alıntı

çiçekler gece ne yapar ? yatak odalarında geceleri niçin çiçek bulundurmamalıyız??

Çiçekler, oksijen alıp, karbon dioksit verirler. Bu nedenle yatak odalarında çiçek bulundurmanın sağılığa zararı olabilir.

Sponsorlu Bağlantılar
Çiçekler hakkında geniş bilgi için aşağıdaki linki tıklayınız:
Bitki Anatomisi - Çiçek

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
17 Ekim 2009       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
erdsahi adlı kullanıcıdan alıntı

çiçekler gece ne yapar ? yatak odalarında geceleri niçin çiçek bulundurmamalıyız??

Çiçekler, oksijen alıp, karbon dioksit verirler. Bu nedenle yatak odalarında çiçek bulundurmanın sağılığa zararı olabilir.

Sponsorlu Bağlantılar
Çiçekler hakkında geniş bilgi için aşağıdaki linki tıklayınız:
Bitki Anatomisi - Çiçek

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Kasım 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çiçekler nasıl büyür ?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çiçekler geceleri okjijen yaparlar çiçekler bize hem yararlıdır hemde zararlıdır
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
1 Aralık 2010       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çiçekler nasıl büyür ?

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çiçekler geceleri okjijen yaparlar çiçekler bize hem yararlıdır hemde zararlıdır


Çiçekler, oksijen alıp, karbon dioksit verirler. Bu nedenle yatak odalarında çiçek bulundurmanın sağılığa zararı olabilir.

Çiçekler hakkında geniş bilgi için aşağıdaki linki tıklayınız:

Bitki Anatomisi - Çiçek
Berker - avatarı
Berker
Ziyaretçi
4 Aralık 2010       Mesaj #6
Berker - avatarı
Ziyaretçi
Ya arkadaşalar "ÇİÇEKLER" ile iligili ödevim var yardımıcı olursanız sevinirim...
kubeys - avatarı
kubeys
Ziyaretçi
4 Aralık 2010       Mesaj #7
kubeys - avatarı
Ziyaretçi
Çiçekler doğadaki en güzel canlılardır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir türlü çiçekler hakkında bilgiyi bulamıyorum bulsamda çok uzun oluyor sizden sadece kısa bir çiçekler hakkında bilgi istiyorum bana yardım edebilirmisiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çiçekler hakkında neler var acaba lütfen ödevim var çabuk
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
14 Aralık 2010       Mesaj #10
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çiçekler hakkında neler var acaba lütfen ödevim var çabuk


TÜRKİYEDE ÇİÇEKÇİLİK
Türkiye'nin toplam kesme çiçek sektörü ihracatının yüzde 90'ı Antalya'dan gerçekleşiyor. İzmir ve Yalova bölgeleri genellikle iç piyasa ve bavul ticareti sistemi ile Bulgaristan, Romanya, Moldovya, Ukrayna ve Rusya'ya çalışıyor. Bavul ticareti rakamları birlik kayıtlarına yansımıyor. İhraç edilen çiçek çeşitlerine baktığımızda ana kalem olan karanfili gerbera ve gypsofila takip ediyor. İhracatın sadece üç çeşitle yapılması önemli bir engel. Üretilen çeşitlerin fidelerinin bir kısmı Hollanda ve İsrail'den ithal ediliyor.

Büyük sıkıntılaardan biri de ana ihracat ülkesinin yalnızca İngiltere olması. Bir diğer sıkıntı uçak taşıma fiyatlarının yüksekliği nedeniyle TIR'la taşımanın tercih edilmesi. Bu da sevkiyatın zaman almasını ve kalite, imaj kaybını getiriyor.

Örgütlenme açsından bakacak olursak üreticiler biraraya gelerek kendi derneklerini oluşturdu. İç piyasaya satış yapanlar iç piyasa kooperatifleri kanalıyla ürettiklerini satarken ihracata çalışan üreticiler ihracatçı firmalarla sözleşmeli olarak çalışıyor. İhracata çalışan sözleşmeli üreticiler, ihracatçı firmaların ziraat mühendisleri vasıtasıyla sürekli teknik destek alıyorlar. Kalite açısından yurtdışı rakiplerimizle rahatlıkla rekabet edebiliyoruz hatta bazı dönemlerde üstün bile olmaktayız


ÇİÇEK TÜKETİMİ
Avrupa Birliği, tüm dünyadaki çiçek üretiminin % 50 sini tüketmekte ve kişi başına kesme çiçek tüketimi göreli olarak yüksek ülkelerden oluşmaktadır. Almanya, Fransa ve Hollanda gibi geniş pazara sahip AB ülkeleri, doyma noktasına gelme belirtileri gösteriyor olmalarına rağmen, AB'nde tüketicilere yönelik kesme çiçek satışları devamlı olarak artmaktadır. AB ülkeleri içinde en büyük çiçek tüketicisi ülke olan Almanya'yı, İngiltere, Fransa ve İtalya izlemektedir.


Avrupalı tüketicilerin, çiçek satın alma amaçları farklılık göstermektedir. Yapılan araştırmalar, asıl amacın hediye vermek olduğunu ve bu amacın, Avrupalının çiçek için yaptığı harcamanın % 50-60'ını oluşturduğunu göstermektedir. Çiçeklerin diğer % 10-20 si, düğün veya cenaze gibi özel günler için satın alınmaktadır. Geri kalan % 20 oranındaki harcama ise, evlerin dekore edilmesi amacıyla satın alınan çiçeklerden kaynaklanmaktadır.


Bugüne kadar, Avrupa'da satılan en önemli çiçek çeşidini Gül (Rosa) oluşturmakta, gülü, Krizantem (Chrysanthemum), Karanfil (Carnation), Lale (Tulipa), Lilyum (Lilium) ve Gerbera izlemektedir.


SAKSI SEÇİMİ
Saksı seçimi önemlidir. Toprak saksıların iyi özellikleri tabii manzarası ve gözenekli olması sebebiyle toprağın aşırı su tutmasını önlemesidir. Sukulent ve kaktüs türleri için çok iyidir. Ancak hafif ve kolay kırılmayan plastik saksıları şahsen daha kullanışlı buluyorum.
Pencere önü veya balkon demirlerine monte edilecek saksılar emniyetli olmalı, sulama sırasında da problem çıkarmamalıdır. Duvarlara takılabilecek çiçeklikler ve askılı saksılar yer kazandırması açısından iyidir. Büyük ve kalıcı bitki dikilecek saksıların plastik olması daha uygundur.. Böylece yer değiştirme gerektiğinde fazla zorluk çıkmaz.
Saksı seçilirken büyüklüğünün dikilecek bitkiye uygun olmasına dikkat edilmelidir. Sığ olanlar daha çok kısa köklü mevsimlik çiçeklere uygundur.
Özellikle çalı türü kalıcı bitkilerde büyük saksı kullanmak gerekir.


ÇİÇEKLER İÇİN ZEYTİN YAĞI
Evde yetiştirdiğiniz deve tabanı büyümüyor mu? 20 günlük besleyici ve etkili bir formül uygulayın. Zeytinyağına batırılmış pamukla bitkinin yaprak ve tohumlarını her gün aynı saatte silin. Sonuç olarak deve tabanı güçlenecek ve daha çabuk büyüyecektir.

BİTKİ PROBLEMLERİ VE ÇARELERİ
Bitkiler ışık isteklerine göre doğru yerleştirilmelidir. Güneş seven çiçekler gölgede açmaz. Gölge sevenler ise güneşli yerde kavrulur ve çabucak ölür.
Fazla rüzgâr da bitkileri rahatsız eder.
Saksı bitkilerinde aşırı sulama sebebiyle çürüme problemi sık görülür.
Mantar ve böcekler saksı bitkilerinde de görülür. Hastalık fark edildiği anda ilaç yapılmalıdır.
Tırtıl ve salyangozlar elle toplanıp yokedilir.
Karıncalar bitkilere çok zarar verir. Görüldüğü zaman granül şeklinde satılan karınca ilacı az miktarda saksı toprağına serpilir.
Beyaz sinek özellikle sardunya, cam güzeli, begonya ve küpe çiçeklerine musallat olur.Mücadelesi zordur. Görüldüğü anda ilaç yapılır ve kurtulana kadar üç günde bir tekrarlanır.
Yaprak bitleri (aphid),kabuklu(scale) ve unlu bitler(mealybug) için ev yapımı karışımlar da çok etkilidir.


SAKSI BİTKİLERİ
Çocukluk hatıralarımızda yer alan fesleğen,ıtır,küpe çiçekleri, pencerelerden salkım salkım sarkan karanfiller veya sakız sardunyalarını artık pek göremiyoruz ama geniş bir kullanım alanı bulması yüzünden saksı bitkileri günümüzde de rağbet görüyor. . Balkon, teras veya pencere önünde yetiştirdiğimiz çiçekler bahçe hasretini bir nebze azalttığı gibi evimizin güzelliğine katkıda bulunuyor. Tercihimiz ister hevesle aldığımız bir saksı fesleğen isterse teras dolusu kalıcı bitkiler olsun hayatımıza bir renk getirerek bizi tabiata yaklaştırıyor.
Saksı bitkileri deyince aklımıza hep klasik çiçekler gelir. Oysa saksıda yetişebilen bitkiler tahmin edemiyeceğimiz çeşitliliktedir. Her geçen gün bahçe bitkilerinin saksıda yetiştirmeye uygun boyutta olanları üretiliyor. Doğru saksı,uygun toprak seçimi ve uygun bir ortam ve bakım sağlamak kaydıyla meyve,sebze, herdem yeşil veya yaprak döken birçok çalı ve sarmaşık cinsini balkonumuzda yetiştirmek mümkün.
Saksı bitkileri bahçe düzenlemesinde de hatırı sayılır bir yere sahiptir. Bahçemizin toprağı bazı bitkilere uygun olmayabilir. Bu türleri uygun toprak kullanarak saksıda yetiştirebiliriz. Hassas çiçekleri veya kışın kapalı yerde korunması gereken kalıcı bitkileri bahçe olsa bile saksıda yetiştirmek daha iyi olur..


AFRİKA ZAMBAĞI
Agaphantus hem yerde,hem de saksı içinde yetiştirilebilen çok gösterişli ve dayanıklı bir çiçektir.Yüksekliği 1 metreye varan bitki yaz boyunca beyaz,mavi ve mor renklerde bol çiçek açar.
Seradan saksı içinde alabilirsiniz.Güneşi çok sever.Soğan olarak dikilecekse derinlik 10 cm. olmalı ve 50 cm. aralık verilmelidir.Yaz aylarında bolca sulanır.
Saksıda olanlar için;kökleri saksıyı doldurmadıkça değiştirilmemelidir.Kışa dayanıklıdır


SOĞANLI BİTKİLERİN EVDE YETİŞTİRİLMESİ
Baharı salon veya mutfağınızda açan mis kokulu sümbüllerle karşılamak ister misiniz? Öyle ise üç günde soluveren kesme çiçekler yerine saksıda yetiştireceğiniz soğanlı bitkilerle haftalarca bu güzelliğin keyfini sürebilirsiniz.
Bunun için bir alışveriş merkezinin bahçe bölümünü ziyaret etmeniz yeterli.. Eylul ayından itibaren bahçe soğanları satılmaya başlanıyor. Ev için safran (crocus) ve sümbülün her çeşidi,nergis ve lalelerin kısa boylu ve erken açan cinsleri uygundur.
Saksıların dibine drenaj için kiremit parçaları veya çakıl koyun. Yarıya kadar toprak doldurun. Soğanları birbirine değmeyecek şekilde bastırmadan yerleştirin.. Üzerine soğanlar örtülünceye kadar toprak ekleyin. Hafifçe bastırın ve sulayın. Saksıları soğuk ve karanlık bir yere yerleştirin. Bodrum,camekanlı balkonda bir dolap içi olabilir veya saksıların üzerine siyah naylon poşet geçirebilirsiniz. Saksıları 2 ay kadar öylece bırakın. Ara sıra kontrol edin.Toprağı kurumuşsa biraz sulayın.
6-10 hafta içinde soğanlar uç verecektir. Karanlıktan önce gölge,bir iki gün sonra da aydınlık bir yere alın.Yapraklar uzayıp tomurcuk sapları kendini gösterince saksıyı evde direkt günışığından uzak aydınlık bir yere yerleştirin. Düzenli olarak sulayın.Saksıları ara sıra çevirin. Çiçekler bittikten sonra saksıları dışarı çıkarabilirsiniz. Yapraklar kuruyuncaya kadar sulamaya devam edin. Soğanları kuru bir yerde saklayın. Sonbaharda bahçeye ekebilirsiniz.
Alacağınız soğanlar çürüksüz,hastalıksız olmalıdır. Sümbülleri tek dikebilirsiniz ancak diğerlerini grup halinde dikerseniz daha gösterişli durur. Paketin üzerinde çiçek açma tarihi yazar. Farklı zamanlarda açan soğanlar seçerseniz,şubattan mayısa kadar sürekli çiçek elde edebilirsiniz.


VAZO ÇİÇEKLERİNİN BAKIMI
Kesme çiçek hayatımızda önemli bir yer edinmiştir.Aldığımız tek bir gül bile en değerli bir armağan olarak bizi sevindirir.Mevsimine göre vazolarımıza taşıdığımız çiçekler ise evimize bambaşka bir hava,tabiattan bir esinti getirir.Ancak binbir hevesle aldığımız bu çiçeklerin göz açıp kapayana kadar soluvermesi sahiden üzüntü verici..
Vazo çiçeklerinin ömrünü uzatmak zor değil.Tabii ki her şey gibi bunun da birtakım kuralları var.
. Satın aldığınız çiçeklerin taze ve canlı olmasına özen gösterin.Yaprakları varsa onlarda canlı renkli olmalıdır.Sararmış ve lekeli yapraklar çiçeğin bayat olduğunu gösterir.
. Gül, karanfil,lale,glayöl gibi çiçekler yarı açmış tomurcuklar halinde alınırsa vazo ömrü daha uzun olur.Buna karşılık,yıldız,kasımpatı ve jerbera cinsi olanlar tam açılmış olmalıdır.Sıkı tomurcuklar suda açmayabilir.
. Eve getirdiğiniz çiçekleri ambalajını açmadan derhal bir kova ılık suyun içine daldırın.1-2 saat bekletin.Özellikle solgun görünenler bu şekilde kısa sürede canlanacaktır.
Daha sonra ambalajı açın ve çiçek saplarını keskin bir bıçakla 2 cm.yukarıdan verev kesin. Suyun altında kalacak yaprakları tamamen keserek suda bakteri oluşumuna engel olun.Çiçekleri temiz suyla dolu vazoya vakit geçirmeden yerleştirin.
. Suyun içine çiçekçilerde satılan ve vazo çiçekleri için hazırlanan bitki besininden katabilirsiniz.Besini önerilen miktarda kullanın. Eğer bulamazsanız benzerini evde hazırlayabilirsiniz. Bunun için:
-1 çay kaşığı şeker-1 çay kaşığı çamaşır suyu-2 çay kaşığı limon suyu,1 litre suya karıştırılır.
. Bunun yerine vazoya bir aspirin de atıp eritebilirsiniz.Faydası olur.
. İlginç bir metod;Vazonun içine küçük bir parça bakır atılabilir.Faydası görülmüştür.
. Vazoyu güneş ışığı almayan, yanan kaloriferlerden,televizyon, buzdolabı gibi ısı yayan aletlerden ve hava akımından uzak bir yere yerleştirin.
. Çiçekleri meyvelerden uzak tutun.Meyvelerin olgunlaşırken çıkardığı bir gaz renklerinin solmasına ve tomurcukların açmadan düşmesine sebep olur.
. Suyu azaldıkça ilave edin.Çok bulanırsa tazesiyle değiştirin.
. Su değiştirirken çiçek saplarını 2 cm. kesin.
. Çiçekleri vazoya çok sıkışık yerleştirmeyin.
. Solmuş çiçekleri derhal alın.
. Çiçekler için kesinlikle metal vazo kullanmayın.Çiçekleri attıktan sonra suyu mutfak lavabosuna dökmeyin.Vazoyu mutlaka çamaşır suyuyla dezenfekte edin.
. Çiçekleri bahçeden toplayacaksanız sabahın erken bir saatini seçin.Bu saatlerde çiçekler çiğle ıslanıp tazelenmiş ve sapları su dolu olduğu için kesildikten sonra da tazeliğini uzun süre korur.Gün içinde,sıcakta koparılan çiçekler çabucak solar.


ÇİÇEK BORSASI
Türkiye çiçekçilikte önemli bir ülke. Çiçek vermenin günü, saati geldiğinde borsaları (çiçek mezatları) İMKB'yi aratmıyor. Minicik bir tohumdan başlayan masal seradan borsaya, oradan çiçekçi dükkanlarına, tezgahlara uzanıyor.
Türkiye'nin en büyük ve modern çiçek borsası çevresi ile birlikte Türkiye çiçek üretiminin yüzde 65'ini gerçekleştiren İzmir-Güzelbahçe'de, 3 Şubat'ta açıldı.

Şakran'dan başlayıp Ödemiş, Kiraz, Karaburun, Seferihisar, Aydın-Ortaklar, Kütahya-Simav'a kadar uzanan bölgede üretilen çiçeklerin yüzde 60'ı İstanbul'a gönderiliyor. Buradan da Kapıkule'den aracısız Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Rusya'ya ihraç ediliyor.

İzmir Çiçek Borsa Kompleksi'nde 7 bin ortağın hissesi var. Müdür İrfan Özkan, 'Hollanda'dan sonra en büyük salona sahibiz' diyor. 2 milyon YTL'ye mal olan 6 bin metrekarelik kompleksin, Türkiye'nin ve Balkanlar'ın en modern ve büyük borsası olduğunu belirten Özkan, 'İstanbul başta olmak üzere Türkiye'deki 12 şubemize günde yaklaşık 500-1000 koli çiçek gönderiyoruz' diye konuşuyor.
İhracatlarının büyük bölümünü Romanya, Bulgaristan'a yaptıklarını kaydeden İrfan Özkan, 'Bu ülkeleri Rusya ve Yunanistan izliyor. Türkiye çiçek ihracatının yüzde 80'i İzmir'den yapılıyor. 2004 cirosu ortalama 18 milyon YTL (18 trilyon) olarak gerçekleşti. Bunun yaklaşık 3-5 milyon YTL'sini ihracat oluşturuyor' diyor.
Peki, işlemler nasıl gerçekleşiyor? Özkan şöyle anlatıyor:
'Üretici sabah ürününü borsa binasına getiriyor (üye olmayanlar işlem yapamıyor). Kolilerin üzerine isimler yazılıyor. Depoya girişte bu koliler bilgisayarda numaralandırılıyor. Saat 11.00'de açılış yapılıyor. Numaralandırılan çiçekler sıra numarasına göre banttan geçiyor. Bu sırada elektronik ekranda fiyatları görülüyor. Salonda yerlerini alan alıcıların da numaraları var. Alıcılar salonda oturdukları koltuklarından tuşa basıyorlar. Artırma kimde kaldıysa bantın bitişinde çiçeklere o numara yapıştırılıyor. Çiçekler depoda gözlere konuyor. Alıcı, çıkışta hesabını kapatıp çiçeğini alıp çıkıyor. Borsa 14.00'te kapanıyor.'


İNCİ ÇİÇEĞİ
Nemli, gölge ağaç altlarını çok seven müge, iri yaprakların arasında çıtı pıtı beyaz kokulu çiçekleriyle çok zarif bir bitkidir. Rizom denen etli kökleri toprak altında dallanarak çoğalır. Gölge alanlarda yer örtücü olarak kullanılabilir.
Çizgili yapraklı ve pembe çiçeklileri de mevcuttur.
Kökleri kasım ile mart arası 2,5 cm.derinlikte ve 10 cm. aralıklarla dikilir. İlkbaharda çiçek açar.Suyu çok sever.
Müge zehirli bir bitkidir.


GÜL YETİŞTİRME TEKNİKLERİ
Kalıcı olduğu düşünülürse gül bitkisi dikilmeden önce gerekli hazırlığın dikkatle yapılması,doğru dikim, sonrasında bakım ve budama işlemlerinin tam vaktinde uygulanmasıyla gülleriniz yıllar boyunca cazip çiçekleriyle bahçenizi süsler. Gül bakımı zor değil ancak ihtimam ve dikkat isteyen bir iştir.
GÜL SATIN ALIRKEN..
Fidanları güvenilir bir seradan temin edin. Güllerinizi saksı içinde alırsanız her mevsim dikebilirsiniz. Fidanları almadan önce dikkatle inceleyin. Aşının üzerinden çıkan en az dört adet sağlıklı dal bulunsun.Yaprakları canlı ve lekesiz olsun. Saksının içini ot bürümüş, altından kökler fışkırmışsa bu iyiye işaret değildir. Bitkinin kart olduğunu gösterir.
Ancak ilk ve sonbaharda çok fazla çeşit bulunduğu için bu zamanlarda daha kolay seçim yapabilirsiniz. Ayrıca sonbaharda dikilen güller daha kolay tutar. Kış boyunca yerine alışır ve baharda güzel açar.
GÜL HANGİ TOPRAKTA YETİŞİR..
Gül fazla seçici olmamakla beraber, en iyi bağ toprağı da denilen demiri bol hafif kırmızımsı,kumlu killi toprakta yetişir. Bakir toprakları sever. Fazla asitli,kireçli ve besin açısından zayıf topraklar gül yetiştirmek açısından uygun değildir. Bol gübre veya kompost kullanılarak böyle topraklarda da gül yetiştirmek mümkündür.
Ağaç veya yüksek çalı bitkilerinin altlarına gül dikilmemelidir. Gölge olması bir yana, ağaç kökleri fidanların gelişmesine izin vermez.
Daha önce gül yetişmiş topraklara veya eski gül fidanlarının yakınına yeni gül dikilmesi uygun değildir. Sebebi tam bilinmemekle beraber yeni güller böyle yerlerde iyi gelişemez, hatta ölebilir. Bu durum "gül hastalığı" diye adlandırılmıştır.
Mecbur kalınırsa dikim çukuru biraz geniş ve derin açılır ve buradan çıkan toprak kullanılmaz. Bahçenin başka bir yerinden toprak getirilir. Eski toprak başka yerde rahatlıkla kullanılabilir.
Ayrıca toprağın drenajlı olması gerekir. Su tutan yerlere gül dikilmez.


ET OBUR BİTKİLER
Etobur bitkiler dünyasına bir bakış Etobur bitki tuzakları; sürahi tuzaklar, yapışkan tuzaklar, emici tuzaklar ve ani kapanan tuzaklar olmak üzere 4 grup altında toplanabilir. Etobur bitkilerin büyüleyici dünyasında kısa bir gezintiye çıkmaya ne dersinizş Literatürde, 'Böcek Yiyen Bitkiler' (Insectivorous Plants) ve 'Böcek Kapan Bitkiler' (The Fly Trap-Plants) gibi isimlerle de anılan Etobur yani Karnivor bitkiler (Carnivorous Plants) bilimsel olarak ilk defa Charles Darwin tarafından araştırılmıştır. Etobur bitkilere geçmeden önce, bitkilerin ekosistemdeki önemleri hakkında kısa bir bilgi verelim. Yeşil bitkiler, canlı yaşamın devamlılığı için doğanın vazgeçilmez unsurlarıdır. Besin piramidinin tabanında yer aldıkları için, ekosistemin primer (birincil) üreticileri konumundadırlar. Primer üretici organizmalar, yaşadıkları ortamdan aldıkları hammaddeleri (azot, fosfor, potasyum, kalsiyum v.b besin elementleri ile karbondioksit) kullanarak kendileri ve diğer canlıların yaşamları için gerekli olan besinleri sentezleyen organizmalardır. Yeşil bitkilerin önemi, sadece primer üretici olmaları ile sınırlı değildir. Ekosistemin oksijen ve karbondioksit dengesinin korunması ve buna bağlı olarak yeryüzündeki ısı kontrolünün sağlanması da yeşil bitkilerin kontrolü altındadır. Üstlendikleri tüm bu görevler, yeşil bitkilerin doğanın vazgeçilmez unsurları olduklarının çok açık bir göstergesidir. Bitkilerin de, insanlar, hayvanlar ve diğer canlılar gibi sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için dengeli beslenmeleri gerekir. Bitkiler dengeli beslenebilmek için, bulundukları ortamdaki besin maddelerini ihtiyaçları ölçüsünde almak zorundadırlar. Her bitkinin, azot, fosfor, potasyum, demir, bakır, çinko, mangan, klor, molibden ve bor gibi besin elementlerine olan ihtiyacı bir diğerinden farklılıklar gösterir. Acaba bitkilerin tamamı besin ihtiyaçlarını aynı yolla mı sağlamaktadırş Etobur Bitkiler Niçin Varş Canlılığın devam edebilmesi için, yeryüzündeki her canlı türünün özel bir görevi bulunmaktadır. Önemsiz olduğunu düşündüğümüz bir karasineğin bile, bazı bitkilerin tozlaşması, ölü organizmaların mekanik parçalanması ve diğer hayvanlara besin kaynağı olması gibi yararlı görevleri bulunmaktadır. Benzer şekilde, çoğumuzun yakın çevremizde görmekten hoşlanmadığı bir eşek dikeni bitkisi de, bazı omurgasızlar için beslenme, barınma ve korunma sağlamaktadır. Yeryüzündeki her bitki türü, özel bir ekolojik ortamda evrimsel sürecini tamamlayarak günümüze kadar gelmiştir. Bitkiler, bu süreç içinde besin maddelerini temin edebilmek için birbirlerinden farklı beslenme yolları tercih etmişlerdir. Örneğin baklagiller (Fabaceae) familyasına dahil olan bitkiler, ihtiyaç duydukları azotun bir bölümünü topraktan alırlarken, önemli bir bölümünü de azot bağlayan bakteriler (Rhizobium) yardımıyla elde etmektedirler. Bu bitkiler, köklerindeki yumrularda barınan ve atmosferik azotu bağlayan bakterilerle bir arada evrimleşmişlerdir (ko-evolusyon). Azotlu bileşiklerce zengin toprakları tercih eden ısırgan otu, ballıbaba ve banotu gibi bitkiler, evrim süreçlerini azotlu topraklarda tamamlamışlardır. Doğadaki madde döngüsünün yeterince tamamlanamadığı mineral maddeler bakımından fakir bataklıklar ile kireç oranı yüksek olan topraklarda evrimleşen etobur bitkiler ise azot, fosfor ve potasyum gibi ihtiyaçlarını toprak dışından temin etmek üzere farklılaşmışlardır. Etobur Bitkiler Nasıl Beslenirlerş Etobur bitkilerin mineral ihtiyaçlarını temin etmek için seçtikleri yol, etçil beslenme şeklidir. Bu bitkiler temel mineralleri, böcekleri, örümcekleri, kabuklu hayvanları, akarları ve bir hücreli hayvanları avlayarak sağlarlar. Yeryüzünde 600 civarında tür ile temsil edilen etobur bitkiler, bu farklı beslenme şekilleriyle 350 binin üzerindeki bitki türü arasında özel bir öneme sahiptir. Etobur bitkilerin çoğu, bataklık ve turbalıklardaki asit karakterli ortamlarda (pH= 3-6 arası) yaşamaktadır. Bataklıklar gibi aşırı nemli ortamlardaki ölmüş canlılara ait organik kitle, ortamın aşırı asidik olması nedeniyle mikroorganizmalar tarafından yeterince ayrıştırılamadığı için toprağa geri kazandırılan besin maddelerinin miktarı da azalmaktadır. Ayrıca asit oranı yüksek olan bu tip topraklarda, bitkilerin besin maddelerinden yeterince yararlanmaları da zorlaşmaktadır. Bu nedenle bataklıklar, bitkilerin beslenme ihtiyaçları bakımından fakir olan ortamlardır. Böyle bir ortamda yaşamaya uyum sağlayan etobur bitkilerin, mineral madde ihtiyaçlarını yakaladıkları hayvanlardan sağlamaları son derece doğaldır. Avın Yakalanması ve Sindirilmesi Etobur bitkilerin avlarını cezbedip yakalayabilmelerini sağlayan kendilerine özgü kokuları, renkleri, lezzetli özsuları ve özel tuzak tipleri bulunmaktadır. Tüm etobur bitkilerde, avı yakalamaya yarayan tuzaklar değişikliğe uğramış yapraklardan başka bir şey değildir. Etobur bitki tuzakları; sürahi tuzaklar, yapışkan tuzaklar, emici tuzaklar ve ani kapanan tuzaklar olmak üzere 4 grup altında toplanabilir.


kaynak

Benzer Konular

3 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış