Arama

Serbest nazım ve toplumcu şiirin özellikleri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Nisan 2011 Gösterim: 47.829 Cevap: 11
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Kasım 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
serbest nazım ve toplumcu şiirin maddeler halinde özellikleri
EN İYİ CEVABI _KleopatrA_ verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

serbest nazım ve tolumcu şiirin maddeler halinde özellikleri

Serbest Nazım…
(Nazım Biçimleri)
Sponsorlu Bağlantılar

1. Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir.
2. Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır.
3. Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır.
4. Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur.

ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifâyetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık
Toplumcu Şiir; Halkı anlatan, halkın sorunlarını anlatandır. Özellikle Nazım Hikmet başarılı bir şekilde ortaya koymuştur.Diğeri ise Rıfat Ilgaz.
Edebi zevki devam ettiriyorlar, hem de bireyciliğin tuzağına düşmüyorlar.
Örneğin sayfa 57 de İÇİMİZDEN BİRİ adlı şiir toplumsal bir şiir. çobanın hayatını anlatıyor. çobanın askere gittiğini fakat tanınmadığını sırtına bir bazlama(ekmek) bağlayarak, davulsuz zurnasız askere gönderildiğini fakat ağanın oğlunun şanlı bir düğünle davullu zurnalı askere gittiğini söyliüyor.





Yirminci yüzyılın başlarında, neredeyse tüm dünyada eşzamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğdu. Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterdi. Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil ediyordu. Bu akım için, bir bakıma sosyolojik karakterli bir edebiyat akımı dersek, yanılmayız.

Ana ilkeleri, 1934 yılındaki Sovyet Yazarlar Birliği’nin birinci kongresinde saptanan toplumsal gerçekçilik akımı, gerçekçiliğin Marksist yorumuyla gelişen bir sanat akımı oldu. Sanatın her alanında, “ne olduğundan çok, nasıl olması gerektiği sorusuna” yanıt arayan bu akım, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk edebiyat literatürüne girdi. Türkiye’nin toplumsal yapısını ve edebi sorunlarını ele alan toplumsal gerçekçiler, o dönemin Aydınlık dergisi etrafında bir araya geldiler.

Çeşitli ülkelerde farklı görünümler kazanan bu akım, Türkiye’de de başlangıçta sadece belli konulara bağlıymış gibi algılandı, öyle göründü. (Yoksulluk, kapitalizm eleştirisi, emek sömürüsü gibi) Ardından, siyaset ve edebiyatın görev alanlarının yeniden netlik kazanmasıyla, bu akıma olan bakış açısı da farklı bir boyut kazandı. Toplumsal gerçekçilik, ülkemizde bu akımın en güçlü sesi olan Nazım Hikmet ile başladı. Zamanla Rıfat Ilgaz, Enver Gökçe, Arif Damar, Attila İlhan, Ahmet Arif, Şükran Kurdakul gibi sanatçıların da eklenmesiyle, başlangıç döneminde önemli eserler verildi. 1950’li yıllara gelindiğinde ise Hasan Hüseyin, Ceyhun Atuf Kansu, Talip Apaydın, Mehmet Başaran gibi şairler, toplumcu gerçekçilik saflarında yer aldılar.

1940’lı yıllar, Türk şiirinin güçlendiği yıllar olarak geçti edebiyat tarihine. Toplumsal gerçekçilik akımının da etkisiyle önemli kazanımlar elde edildi ardı ardına. Önce hece kaldırıldı şiirden. Özellikle Ahmet Kutsi Tecer, halk şiiri geleneğini yeniden canlandırmaya çalıştı. Şiirde Nazım etkisine karşın, Garip akımı doğdu. Orhan Veli ve arkadaşlarının etkisiyle gelişen bu akım ile de şiirde ölçü, uyak ve şairanelik silinmeye çalışıldı. Ardından İkinci Yeni dönemi başlayacaktı. Cemal Süreyya ve Edip Cansever’in öncülük ettiği bu akım da Garip akımının tam tersi bir kadrajdan baktı şiire. Somuta karşı soyut, şiirde rahatlık yerine zorlama… Bu akımda önemli olan, önce biçimdi. Siyasal nedenlerden ötürü basılması yasak olan Nazım şiirlerinin, 1965 yılından sonra yeniden basılmasıyla birlikte ise toplumcu şiir yeniden kendini bulacaktı.
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
3 Kasım 2009       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

serbest nazım ve tolumcu şiirin maddeler halinde özellikleri

Serbest Nazım…
(Nazım Biçimleri)
Sponsorlu Bağlantılar

1. Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir.
2. Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır.
3. Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır.
4. Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur.

ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifâyetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık
Toplumcu Şiir; Halkı anlatan, halkın sorunlarını anlatandır. Özellikle Nazım Hikmet başarılı bir şekilde ortaya koymuştur.Diğeri ise Rıfat Ilgaz.
Edebi zevki devam ettiriyorlar, hem de bireyciliğin tuzağına düşmüyorlar.
Örneğin sayfa 57 de İÇİMİZDEN BİRİ adlı şiir toplumsal bir şiir. çobanın hayatını anlatıyor. çobanın askere gittiğini fakat tanınmadığını sırtına bir bazlama(ekmek) bağlayarak, davulsuz zurnasız askere gönderildiğini fakat ağanın oğlunun şanlı bir düğünle davullu zurnalı askere gittiğini söyliüyor.





Yirminci yüzyılın başlarında, neredeyse tüm dünyada eşzamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğdu. Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterdi. Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil ediyordu. Bu akım için, bir bakıma sosyolojik karakterli bir edebiyat akımı dersek, yanılmayız.

Ana ilkeleri, 1934 yılındaki Sovyet Yazarlar Birliği’nin birinci kongresinde saptanan toplumsal gerçekçilik akımı, gerçekçiliğin Marksist yorumuyla gelişen bir sanat akımı oldu. Sanatın her alanında, “ne olduğundan çok, nasıl olması gerektiği sorusuna” yanıt arayan bu akım, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk edebiyat literatürüne girdi. Türkiye’nin toplumsal yapısını ve edebi sorunlarını ele alan toplumsal gerçekçiler, o dönemin Aydınlık dergisi etrafında bir araya geldiler.

Çeşitli ülkelerde farklı görünümler kazanan bu akım, Türkiye’de de başlangıçta sadece belli konulara bağlıymış gibi algılandı, öyle göründü. (Yoksulluk, kapitalizm eleştirisi, emek sömürüsü gibi) Ardından, siyaset ve edebiyatın görev alanlarının yeniden netlik kazanmasıyla, bu akıma olan bakış açısı da farklı bir boyut kazandı. Toplumsal gerçekçilik, ülkemizde bu akımın en güçlü sesi olan Nazım Hikmet ile başladı. Zamanla Rıfat Ilgaz, Enver Gökçe, Arif Damar, Attila İlhan, Ahmet Arif, Şükran Kurdakul gibi sanatçıların da eklenmesiyle, başlangıç döneminde önemli eserler verildi. 1950’li yıllara gelindiğinde ise Hasan Hüseyin, Ceyhun Atuf Kansu, Talip Apaydın, Mehmet Başaran gibi şairler, toplumcu gerçekçilik saflarında yer aldılar.

1940’lı yıllar, Türk şiirinin güçlendiği yıllar olarak geçti edebiyat tarihine. Toplumsal gerçekçilik akımının da etkisiyle önemli kazanımlar elde edildi ardı ardına. Önce hece kaldırıldı şiirden. Özellikle Ahmet Kutsi Tecer, halk şiiri geleneğini yeniden canlandırmaya çalıştı. Şiirde Nazım etkisine karşın, Garip akımı doğdu. Orhan Veli ve arkadaşlarının etkisiyle gelişen bu akım ile de şiirde ölçü, uyak ve şairanelik silinmeye çalışıldı. Ardından İkinci Yeni dönemi başlayacaktı. Cemal Süreyya ve Edip Cansever’in öncülük ettiği bu akım da Garip akımının tam tersi bir kadrajdan baktı şiire. Somuta karşı soyut, şiirde rahatlık yerine zorlama… Bu akımda önemli olan, önce biçimdi. Siyasal nedenlerden ötürü basılması yasak olan Nazım şiirlerinin, 1965 yılından sonra yeniden basılmasıyla birlikte ise toplumcu şiir yeniden kendini bulacaktı.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
3 Kasım 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

serbest nazım ve toplumcu şiirin maddeler halinde özellikleri


Serbest Nazım.
  • Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir.
  • Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır.
  • Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır.
  • Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur.
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifâyetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.


Orhan Veli Kanık


Toplumcu Şiir;
  • Halkı anlatan, halkın sorunlarını anlatan şiir türüdür. Nazım Hikmet ve Rıfat Ilgaz'ın şiirleri örnektir.
  • Yirminci yüzyılın başlarında, neredeyse tüm dünyada eşzamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğdu. Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterdi.
  • Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil ediyordu. Bu akım için, bir bakıma sosyolojik karakterli bir edebiyat akımı dersek, yanılmayız.
Devamı için aşağıdaki linke bakabilirsiniz:
https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/218642-toplumcu-gercekci-siir-ozellikleri-nedir.html
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

serbest siirin ozellikleri

serbest nazım toplumcu şiiri ve şairleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya çok teşekkür ederizde biraz daha detaya girilirse daha mutlu olacaz...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
- Toplumcu gerçekçi şiir, serbest nazım özellikleri taşır.
- Toplumcu gerçekçi şiir, ideolojik içerikli bir şiirdir.
- Toplumcu gerçekçi şiir, o güne kadar görülmemiş, denenmemiş bir görsellik, karmaşık biçimli teknikler barındıran bir şiirdir.
- Politik bir içerik taşıması şiirin etkileme ve belirleme gücünü yükseltmiştir.
- Şiirdeki paralel, simetrik akışlar ve kırılmalar Rus şair Mayakovski'den gelen yansımalardır.
- Materyalist ve Marksist bir dünya görüşü üzerinde temellendirilmiştir.
- Toplumcu gerçekçi edebiyat, halkçılık, köycülük kavraları ile hümanist bir düşünce etrafında şekillenen bir edebiyattır.
- Toplumcu gerçekçi anlayışın ekseninde "insan, toplum ve üretim ilişkileri" vardır.
- Toplum için sanat anlayışı vardır.
- Sanatkâr toplumun ruh mühendisidir.
-Toplumcu gerçekçi edebiyat eğitsel bir işlevle yüklüdür. Sosyalist bireyselliğin geliştirilmesi bu edebiyatın ana amacıdır.
-Sanat her türlü dinsel ve töresel bağlardan kurtulmalıdır.
-Toplumcu gerçekçi edebiyat, programa dayalı ve tezi olan bir edebiyattır.
-Toplumcu gerçekçi edebiyata iyimser bir bakış açısı egemendir.
-Toplumcu gerçekçi edebiyatta insanı belirleyen en temel öge kollektivizmdir
dme148 - avatarı
dme148
Ziyaretçi
17 Kasım 2010       Mesaj #7
dme148 - avatarı
Ziyaretçi
anlatamıyorum şiirindeki kullanılan dilin özelliklerini bilen arkadaslarımız var mı acabaMsn Thinking

yok mu
Son düzenleyen Daisy-BT; 17 Kasım 2010 15:40
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
17 Kasım 2010       Mesaj #8
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
dme148 adlı kullanıcıdan alıntı

anlatamıyorum şiirindeki kullanılan dilin özelliklerini bilen arkadaslarımız var mı acabaMsn Thinking

yok mu


Serbest Nazım.
  • Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir.
  • Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır.
  • Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır.
  • Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur.
Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifâyetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.


Orhan Veli Kanık


Toplumcu Şiir;
  • Halkı anlatan, halkın sorunlarını anlatan şiir türüdür. Nazım Hikmet ve Rıfat Ilgaz'ın şiirleri örnektir.
  • Yirminci yüzyılın başlarında, neredeyse tüm dünyada eşzamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğdu. Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterdi.
  • Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil ediyordu. Bu akım için, bir bakıma sosyolojik karakterli bir edebiyat akımı dersek, yanılmayız.
Devamı için aşağıdaki linke bakabilirsiniz:
https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/218642-toplumcu-gercekci-siir-ozellikleri-nedir.html
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Aralık 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
serbast nazımla toplumcu gerçekçilik aynı şey mi? :/
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ocak 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
serbest nazım ve tpolumcu şiir aynı şey değildir toplumcu şiir anlayışını benimseyen bazı yazarlar serbest nazım geleneğinden faydalanar.Nazım hikmet,tevfik fikret gibi...

Benzer Konular

8 Ocak 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
21 Aralık 2015 / batuhann1 Cevaplanmış
12 Mayıs 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
19 Şubat 2010 / _KleopatrA_ Taslak Konular
19 Ağustos 2015 / Daisy-BT X-Sözlük