Arama

Atatürk zengin Türk tarihinin araştırılmasına neden önem vermiştir? - Sayfa 4

En İyi Cevap Var Güncelleme: 17 Aralık 2013 Gösterim: 59.716 Cevap: 150
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2011       Mesaj #31
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya örnek yoh mu????????? acil yarına yetiştiremessem pfffffffffff eksi alcam ilk eksim ::::::::Msn Sad(((((((((
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2011       Mesaj #32
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aslında kolay ama siz yapamıyorsunuz.
Soru:Atatürk zengin Türk tarihinin araştırılmasına neden önem vermiştir?
Sponsorlu Bağlantılar
Cevap:Tarihin bilimi bilinci kuvvetlendirmek gerçeklere dayanan rolüdür.
(Bu kadar kolaydı ****
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2011       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
biraz daha kısası yok mu acabaaa..?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2011       Mesaj #34
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lutfn yardımci olun yaa ogretmenimiz werdi nolurrrrrrrrrrrrrrr
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2011       Mesaj #35
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ATATÜRK’ÜN TÜRK TARİHİNE VERDİĞİ ÖNEM VE DÜŞÜNCELERİ


Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması ve yeni bir Türk devletinin kurulması üzerine Türk milletinin mazisi, medeni hüviyeti ve insanlık değerleriyle istilaya maruz kalmıştı.Türklerin umumi tarihi başkalarına mal edildiği gibi , Türklerle Avrupalılar arasında çok sert siyasi münasebetler yüzünden , bazı tek taraflı görüş sahibi Avrupalı bilginler tarafından, Türkler hakkında kin ve garaz mahsulü görüşler ortaya atılmıştı.Dünya umumi efkarı, bu görüşlerin tesiriyle Türk’ü sarı ırka bağlı, batılılara nispetle geri bir insan tipi olarak tanıyordu.Türklerin yalnız asker oldukları, her türlü medeni kabiliyet ve istidattan mahrum bulundukları, hiçbir medeni eser yaratmadıktan başka medeniyetleri yok ettikleri ilmi hakikat kisvesine büründürülerek ileri sürülmekte idi.
Bundan başka Türklerin yüzyıllardan beri üzerinde yaşadıkları ve orijinal medeniyet eserleriyle süsledikleriyle vatan toprakları üzerinde bile türlü devletler ilmi dayanaklardan mahrum sözde tarihi delilleri ileri sürerek bu toprakların kendilerine ait olduğunu ileri sürüyorlardı.Birinci Cihan Savaşı’nın sonunda böyle deliller dikkat nazarına alınmak suretiyle Türk topraklarının paylaşılmasını sağlamak için Sevr Antlaşması hazırlanmıştı
Atatürk bu haksız, iftiracı ve kinci tarih iddialarının doğru olmadığına inanıyordu.Türk vatanının bizim olduğuna gerçek tarih şahitti.Türk milletinin eski ve beyaz ırktan bir millet olduğu, parlak medeniyet örnekleri meydana getirdiği, üzerinde yaşadığı toprakların hakiki sahibi bulunduğu bazı batılı bilginler tarafından bile kabul edilmişti.O halde, Türk nesillerine bu hakikatleri bildirmek ve dünya umumi efkarında Türkler hakkında yanlış görüşleri ve bilgileri değiştirmek gerekiyordu.
1928’de Atatürk’e, Fransız okullarında okutulmakta olan bir coğrafya kitabı gösterildi.Bunda Türklerin, sarı ırktan ikinci derecede bir topluluk olduğu iddia ediliyordu.Bu kitap, esaslı bir tarih çalışmasına başlanması için vesile oldu.Bir çalışma planı hazırlandı.Bu planın başlıca konuları şöyle tespit edilmişti:
1.Türkiye’nin en eski halkını teşkil edenler kimlerdi?
2.Türkiye’de ilk medeniyet kimler tarafından ve nasıl kurulmuştur;bu medeniyetin özelliği nedir?
3.Türklerin cihan tarihinde ve dünya medeniyetinde hizmetleri ve yeri ne değerdedir?
4.Türklerin Anadolu’da bir aşiretten bir devlet çıkarmaları mümkün olmadığına göre bu olayın gerçek izahı nasıldır?
5.İslam tarihinin gerçek niteliği Türklerin İslam tarihindeki rolleri nedir?
Bu çalışmaların başarılı sonuçlara vardırılması için her şeyden önce teşkilatlı bir çalışmaya ihtiyaç vardı.Türkiye’de tarihle uğraşan ve uğraşabilecek durumda olanlar Türk tarihi ile ilgili kaynakları incelemeye memur edildiler.İnceleme sonuçları Atatürk’e sunuldu ve onun huzurunda uzmanlar tarafından münakaşa edildi.Bu çalışmaların ilk verimi “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı, Türk milletinin cihan tarihindeki yerini ve rolünü kısaca belirten bir eser halinde 1930’da bastırıldı.Bir yıl sonra da devamlı bir şekilde Türk Tarihi üzerinde araştırmalar yapmak üzere “Türk Tarihi Tetkik Heyeti” kuruldu.
Atatürk, bu heyete, çalışma usulünü tespit etmede faydası dokunan şu tavsiyelerde bulundu:
“Büyük devletler kuran atalarımız, büyük ve şumullü medeniyetlere de sahip olmuştur.Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

Kaynak: Atatürk zengin Türk tarihinin araştırılmasına neden önem vermiştir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2011       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar çok acil odevim var nolur örnek verir seniz cok sevinirim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2011       Mesaj #37
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
acil yardımm ett arkadaslarMsn Sad((
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2011       Mesaj #38
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
atatürkün zengin türk tarihinin araştırılmasına neden önem vermiştir bir kaç örnek
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2011       Mesaj #39
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
atatürkün türk tarihine neden önem vermiştir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2011       Mesaj #40
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Soru: atatürk zengin türk tarihinin araştırılmasına niçin önem veriyor
Milli kültürün temelleri, milli tarihtedir. Atatürkçülük, Türk Kültürü’nün geliştirilmesi ve yükselmesi yolunda tarih konusuna özel bir önem verir. Bunun sebebi, ortak yaşanmış bir tarihin, bir milletin oluşmasında en etkin unsurlar arasında olmasıdır. Tarihi bağlılık, aynı zamanda bir arada bağımsız yaşamanın da başlıca dayanağıdır.

Atatürk’ün Türk Tarihi üzerinde durmasının nedeni, kuşkusuz tarihin, milli bilincin kuvvetlendirmedeki gerçeklere dayanan rolüdür. Türk Tarihi zengin bir tarihtir. Genç nesillere her konuda en iyi ilham verecek, güç verecek olaylarla doludur. Atatürk; "Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, bütün Türk çocukları kendileri için lazım olan atılım kaynağını tarihte bulabileceklerdir. Türk çocukları bu tarihten bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir." sözleri ile, Türk Tarihi’nin parlak yönlerini karartmaya ve başarılarını küçümsemeye varan düşmanca tutumlara karşı çıkıyordu. Oysa Türk Milleti, büyük ve parlak uygarlıklar yaratmıştır. Yeterince incelenmemiş bu uygarlıkları ortaya çıkarmak, onlara, tarihte hak ettikleri yeri vermek, yeni nesillerin de uygar olduklarını göstermek gerekir. Türk Milleti’nin tarihteki güçlü yerini bilmesi ve bununla öğünmesi gerektiğine inanan Atatürk "Büyük Devletler kuran atalarımız, büyük ve kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve dünyaya bildirmek bizler için bir borçtur." diyerek bu konudaki sorumluluklarımızı belirtmiştir.

Tarih çalışmalarında Atatürkçülük, savaşlardan, toprak kazançlarından ve kayıplardan çok, kültür gelişmesi ve uygarlık eserleri üzerinde durur. Tarihin büyüklüğü, insan toplulukları arasındaki bitmez tükenmez çekişmeler değil, fakat devlet yönetimi, fikir ve sanat eserleri, bilim ve teknoloji, ekonomik faaliyetlerin işleyişi ve düzenlenmesi gibi, insanlığın refah ve mutluluğuna yönelik katkılara dayanmaktadır. Atatürkçü tarih görüşü, insanlığı geniş bir aile olarak kabul edip, insanları ayıran ve bölen savaşlar ile çatışmalar yerine dikkati, insanlığın ortak malı olan kültür değişmelerine ve uygarlık eserlerine çekerek, birleştirici yönüyle değer taşır.

"Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkı, medenidir. Tarihte de medenidir, hakikatte de medenidir. Türkiye Cumhuriyeti halkı, fikriyle, zihniyetiyle medeni olduğunu ispat etmek ve göstermek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, aile hayatıyla yaşayış şekliyle medeni olduğunu göstermek zorundadır." sözleriyle Atatürk, Türk tarihini, Türk halkının uygar olduğunun delili olarak göstermiş ve Türk Milleti’nden, uygar yeteneklerini her yönüyle göstermesini istemiştir.

"Birçok zaferler kazandım. Fakat, bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum"

Benzer Konular

4 Kasım 2015 / Misafir Cevaplanmış
22 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
8 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
27 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap