Arama

Türkiye'nin yeryüzü şekilleri nasıldır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Şubat 2016 Gösterim: 57.724 Cevap: 13
Cobrax - avatarı
Cobrax
Ziyaretçi
8 Aralık 2009       Mesaj #1
Cobrax - avatarı
Ziyaretçi
Türkiyenin yeryüzü şekilleri nasıldır?
Bölgelerin yeryüzü şekilleri nedir?

EN İYİ CEVABI Mira verdi
Türkiye'nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri

Sponsorlu Bağlantılar
Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir.Ortalama 1132 m. İle Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. (Asya;1000m. Avrupa;300m.) Bu durumun nedeni;
  • Alp-Himalaya Orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi olması,
  • Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır.(Ancak yüksek olmasının yanı sıra iç kısımlarında birçok çöküntü ovası bulunmaktadır.Erzurum, Muş ovaları v.s.)
  • Ülkenin dağlarının Doğu-Batı uzantılı olması, (Alp-Himalaya kuşağının arasında kaldığı için)
  • Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar Doğuda birleşirler buda Doğunun yükseltisini arttırmıştır,
  • Kuzey ve Güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini sağlamıştır.
  • Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar.

Yeryüzü Şekillerine Göre Bölgeler

Dağlık Bölgeler

  • Karadeniz dağlık bölgesi
  • Toros dağları bölgesi
  • Batı Anadolu dağları bölgesi
  • Doğu Anadolu dağları bölgesi
  • Güneydoğu Anadolu dağları bölgesi
Düzlük (Ovalık) Bölgeler
  • Adana (Çukurova) bölgesi
  • Büyük Menderes Ovası bölgesi
  • Bursa ovası bölgesi
  • Harran ovası bölgesi
  • Bafra ovası bölgesi


    Derleme

Son düzenleyen Safi; 18 Şubat 2016 03:15 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
8 Aralık 2009       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
TÜRKİYE ‘NİN YERŞEKİLLERİ VE OLUŞUMU

Sponsorlu Bağlantılar

Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi İç ve Dış Kuvvetlerle oluşmuştur.
İç Kuvvetler: Volkanizma Depremler ve Tektonik Hareketlerdir. Bunlar yeryüzünü çok hızlı şekillendirirler ve büyük yer şekilleri oluştururlar. Bu kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir kıvrılır yada kırılır yeni dağlar yada çukur alanlar oluşur v.s.
Dış Kuvvetler: Akarsular Buzullar Rüzgarlar Dalgalar gibi aşındırıcı güçlerdir. Bu güçler yavaş şekillendirme yaparlar. İç kuvvetler yeryüzüne engebe kazandırırken dış kuvvetler onları törpüleyip aşındırarak aşınan malzemeyi çukur alanlara doldururlar. Böylece yeryüzünü düzleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu aşındırma ve biriktirmenin son safhası ise dümdüz yeryüzü yani Peneplenler ’dir.
İç ve Dış kuvvetlerin faaliyetleri günümüzde hala devam etmektedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesine dayanan ülkemizin oluşumunu jeolojik zaman çizelgesi içerisinde inceleyelim.
1.ZAMAN: (4 milyar yıl öncesi) Türkiye ’nin arazisinde Tethys Denizi vardı. Daha sonra bu denizin tabanı yükselerek ülkemizin çekirdeğini oluşturmuştur. 1. Zamanda oluşmuş araziler sertleşmiş (Masif) haldedir. Bu yüzden esnemezler kırılmazlar. Trakya ’da Yıldız Dağl. Ege’de Menteşe İç Anadolu’da Kırşehir ve Doğuda Bitlis masif alanlardır. Bu zamanda gür olan bitki örtüsü kalıntıları bu günkü Taşkömürü yataklarını oluşturmuştur.
2.ZAMAN: (360 Milyon yıl önce) Bu zamanda yerkabuğu hareketleri (Tektonizma) fazla olmamış. Ülkemizin su yüzüne çıkan masif alanları dış kuvvetlerce aşındırmalara maruz kalmıştır.
3.ZAMAN: (160 Milyon yıl önce) Bu zaman da Alp- Himalaya kıvrım kuşağı ile ülkemizin arazisi de yükselmeye uğramış ve Anadolu Yarımadası genel görünümünü almıştır. Bunun sonucunda Toroslar ve K.Anadolu Dağ Kuşakları oluşmuştur. Volkanizma ve faylanma etkili olmuş Volkan dağları oluşmuştur. Bu zamandan kalan bitki kalıntıları ise bu günkü Linyit Yataklarının oluşmasını sağlamıştır. Ayrıca Petrol Tuz ve Bor Mineralleri de bu zamanda meydana gelmişlerdir.
4.ZAMAN: (2 Milyon yıl öncesinden günümüze) Buzul Dönemi ve Buzul sonrası diye iki dönem yaşanmıştır. Ülkemiz son şeklini almıştır. (Delta ovaları ve Akarsu sistemi oluşmuş) Ege denizi ’nin olduğu Egeit karası çökerek Ege Denizi bunu takiben İst. ve Ç.Kale Boğazları oluşmuştur. Bugün bu çökme Marmara Karadeniz ve Akdeniz Havzalarında hala devam etmektedir.


Türkiye’nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri

1) Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir.Ortalama 1132 m. İle Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. (Asya;1000m. Avrupa;300m.)
Bu durumun nedeni;
• Alp-Himalaya Orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi olması
• Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır.(Ancak yüksek olmasının yanı sıra iç kısımlarında birçok çöküntü ovası bulunmaktadır.Erzurum Muş ovaları v.s.)
2) Ülkenin dağlarının Doğu-Batı uzantılı olması (Alp-Himalaya kuşağının arasında kaldığı için)
3) Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar Doğuda birleşirler buda Doğunun yükseltisini arttırmıştır
4) Kuzey ve Güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini sağlamıştır.
5) Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar.

Sonuç; Türkiye yükseltisi fazla ama yerşekilleri yönüyle çok çeşitlilik gösteren bir ülkedir. Bu da çok çeşitli iklim tiplerinin görülmesine tarımsal ve doğal bitki örtüsü çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur
.
TÜRKİYE’NİN DAĞLAR
Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500m. Ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır.

1-Orojenik Hareketlerle Oluşan Dağlar:

Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan yerkabuğu plakaları kıvrılarak yada kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar oluşur. Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür. A) Kıvrılma ile B) Kırılma ile
a) Kıvrım Dağları: Orojenez sonucu esnek tabakalar kıvrılarak yükselir ve sıradağlar oluşturur. Ülkemizdeki dağlar Alp-Himalaya orojenezi sonucu oluşmuştur. Kuzey Anadolu ve Toros Dağları bu şekilde oluşmuştur.
B.Kıvrılma sonucu yüksekte kalan kubbemsi kısımlara Antiklinal alçakta kalan çanaksı yapıya ise Senklinal denir. Bu oluşumda da bazen kırılmalar dolayısıyla senklinaller boyunca fay hatları oluşabilir. Ülkemizi K.Anadolu
b) Kırık Dağları: Orojenez sonucu sert tabakalar kıvrılmaz kırılır. Böylece yükselen kısımlar (Horst) sıradağları oluştururken Alçalan kısımlar Çöküntü ovalarını (Graben) oluştururlar. Horst ve Grabenler arasında ise kırıklar (Fay Hatları) bulunur. Bu yüzden buralar hem deprem alanlarıdır hem de kaplıca kaynaklarının sık görüldüğü yerlerdir. Ege bölgesinde kıyıya dik uzanan dağlar bu şekilde oluşmuşlardır.

2- Volkanizma ile Oluşan Dağlar:

Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek dağlardan ibaret olan dağlardır.
Not: Volkanik sahalar mineralce zengindir. O yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca maden bakımından da zengin alanlardır.
Türkiyedeki volkanik dağlar;
Marmara Bölgesi : Uludağ
G.Doğu Anadolu Bölgesi : Karacadağ
Karadeniz Bölgesi : Köroğlu Dağları
Akdeniz Bölgesi : Hassa Bölgesi (Hatay)Ege Bölgesi : Kula Tepeleri (En genç)
Doğu Anadolu Bölgesi : Ağrı Tendürek Nemrut Süphan Dağları
İç Anadolu Bölgesi : Erciyes Melendiz Hasandağ Karadağ Karacadağ.

TÜRKİYEDEKİ DAĞLARIN DAĞILIŞI
Kuzey Anadolu Dağları: Alp-Himalaya sisteminin kuzey kanadını oluşturur. Kocaeli Yarımadasından Gürcistan’a kadar uzanır. Bu uzanış boyunca dağlar Batı Karadeniz’de yükselir Orta Karadeniz’de 1000m. lere alçalır D.Karadeniz’de ise tekrar yükselerek 3000 m. nin üstüne çıkar.
K.Anadolu Dağları kıyıya paralel uzanırlar. Bu yüzden bol yağış alan kıyı kesimde fındık çay gibi mono kültür ürünler yetiştirilir. Ayrıca ormanlarında sık olmasını sağlar.
Güney Anadolu Dağları: Alp sisteminin güney koludur. Toros Dağları da denir. Girit ve Rodos Adalarından başlar İran’a kadar uzanır. Bu dağlar özellikle Taşeli Yarımadası karstik arazilerden oluşmuştur. Bir sürü karstik şekle rastlanır.

Batı Anadolu Dağları: Kırıklı yapıda olduklarından horstlar şeklinde oluşmuşlardır. Aralarında ise Grabenler yani çöküntü ovaları uzanır. Denize dik uzandıkları için;
• İç kısımlara ulaşımı zorlaştırmazlar.
• Kıyıların çok girintili çıkıntılı olmasını sağlamıştır.
• İklimin iç kısımlara kadar girebilmesini sağlamış. Bu da tarımı olumlu etkilemiştir.

Dağların Ekonomiye Etkileri
Olumlu Etkileri
• Kıyı kesimleri iç bölgelerden ayırarak kıyıların yağışlı iç kısımları karasal olmasını sağlamış Bu durum mevsim çeşitliliğine neden olmuştur. Bu durumda tarımsal ürün çeşitliliğine imkan sağlar.
• K.A.D.’da gür ormanlar oluşmuştur.
• Dağlar akarsuların su deposudur.
• Yaban hayatının yaşama alanlarıdır.
• Yer altı kaynaklarının temel depo alanlarıdır.
• AvcılıkDağ Sporları ve Kış Turizmine imkan sağlarlar.
• Yaylacılık faaliyetleri ile hayvancılığı destekler.
Olumsuz Etkileri
• Ulaşımı zorlaştırır. Yol yapım maliyetlerini arttırır.
• Heyelanların fazla olduğu yerlerde can ve mal kayıplarına neden olurlar.
• Tarım ve Yerleşme alanlarının sınırlanmasına neden olur

TÜRKİYE ‘NİN PLATOLARI
Plato: Fiziki coğrafya terimidir. Yer şeklini ifade eder. Çevresine göre alçakta kalmış akarsularca parçalanmış dalgalı ve eğimli geniş düzlüklerdir.
Yayla: Beşeri ve Ekonomik coğrafya terimidir. Belli bir şekli olmayan geçici bir yerleşim ve ekonomik etkinlik alanıdır. G.D.Anadolu’da Hayvancılığa yönelik yapılırken Karadeniz ve Akdeniz yaylacılığı genellikle Sayfiye (Dinlenme) amaçlıdır.
Ülkemizde platolar çok geniş alanlar kaplar çünkü 4.zamanda epirojenez ile yükselen ülkemiz daha sonra akarsularca aşındırılarak platoların yayılış alanı haline gelmiştir. Platoların yükseltisi de Batıdan Doğuya doğru artar.
Ülkemizdeki Plato Çeşitleri
Aşındırma Platoları: Daha önceden aşınımını tamamlamış ve düzleşmiş platoların tekrar yükselmesi ve akarsularca parçalanması ile oluşmuşlardır. KOCAELİ PLATOSU
Tabaka Düzlüğü Platoları: Kalın ve sert arazilerin çevresinin aşınmasıyla yüksekte kalması sonucu oluşan geniş dalgalı düzlüklerdir. İç Anadolu’da CİHANBEYLİ OBRUK v.s.
Lav Platoları: Volkanizma sonucu yeryüzüne yayılan yüksek lav yığınlarının akarsularca parçalanmasıyla oluşurlar. D.Anadolu’da ERZURUM-KARS NEVŞEHİR-ÜRGÜP ÇEVRESİ PLATOLARI gibi.
Karstik Platolar: Kalkerli (Kireçtaşı) araziler üzerinde oluşurlar. Akdeniz çevresinde görülür. TAŞELİ PLATOSU gibi.

TÜRKİYEDEKİ PLATOLARIN DAĞILIŞI
İç Anadolu: Cihanbeyli Obruk Haymana Uzunyayla ve Bozok Platoları.
Marmara Bölgesi : Çatalca-Kocaeli Platoları
G.Doğu Anadolu Bölgesi: Şanlıurfa Gaziantep Mardin Eşiği
Akdeniz Bölgesi : Taşeli Platosu
Ege Bölgesi : Yazılıkaya ve İç Batı Anadolu Platoları
Doğu Anadolu Bölgesi : Erzurum-Kars Ardahan Platoları

Platoların Ekonomiye Etkileri
• Yüksek platolar yaz aylarında hayvancılığa dayalı yaylacılık alanları olarak kullanılırlar.
• Alçak platolar ise tarım alanlarıdır. Ancak kuru tarım yapılabilir. Az su isteyen Buğday Şekerpancarı Arpa v.s. ekimi yapılır.
• Yüksek platolarda yerleşme seyrektir. Ülkemizin en tenha yerlerinden biri de Taşeli Platosu’dur.

TÜRKİYE ‘NİN OVALARI
Çevresine göre alçakta kalmış çoğu akarsuların biriktirmesiyle alüvyon dolgu alanı haline gelmiş geniş düzlüklerdir. Çevrelerine göre alçakta olmalarına karşın denizden yükseklikleri farklıdır. (Yüksekova 2000m. Adapazarı Ovası 17m. gibi)
Oluşumlarına Göre Ovalar
Tektonik Ovalar: Çöküntü ovaları da denir. Yerkabuğu hareketleri sonucu yükseltiler arasında çukurda kalan yada çöken sahaların zamanla alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuşlardır. ERZURUM ERZİNCANB. VE K. MENDERS OVALARI
Delta Ovaları: Akarsuların taşıdığı malzemeyi denize döküldükleri sığ kıyılarda biriktirmesiyle oluşan kabaca üçgen şekilli ovalardır. BAFRA ÇARŞAMBA OVALARI
Gölyeri Ovaları: 3. Zamanda çok geniş alan kaplayan göllerin sularının çekilmesiyle ortaya çıkan geniş düzlüklerdir. TUZ GÖLÜ AKŞEHİR GÖLÜ EBER GÖLÜ
Karstik Ovalar: Karstik arazilerde dolin ve uvalaların birleşip genişlemesiyle oluşmuş ovalardır. Akdeniz Bölgesinde örnekleri görülür. MUĞLA ELMALI KESTEL OVALARI
Dağ Eteği Ovaları: Dağların eteğinde dağdan inen akarsuların biriktirdiği alüvyonlarla oluşmuş az eğimli düzlüklerdir. BURSA OVASI NUR DAĞL. ETEKLERİ (İSKENDERUN)

Bulundukları yere göre Ovalar
A) İç Ovalar: D.Anadoludaki gibi dağların arasındaki tektonik çukurlarda oluşmuş ovalardır. Erzurum Muş Erzincan v.s. İç Anadoludaki gibi platolar arasına gömülmüş ovalardır. Konya Aksaray ovaları gibi.
Tektonik kökenli oldukları için fay hatları üzerindedirler ve deprem alanlarıdır. Dolayısıyla fay kaynakları ve kaplıcalar sıkça görülür. Bazı iç ovalar plato-ova arası bir geçiş şekline benzerler böyle şekillere HAVZA denir. Ergene havzası Diyarbakır Malatya Havzası gibi. Akdenizdeki bazı iç ovalarda karstik ova şeklindedir.
Bölgelere Göre Önemli İç Ovalar;
İç Anadolu: Konya Kayseri Ankara Ovaları
Marmara Bölgesi : Ergene Bursa Adapazarı Balıkesir Ovaları
G.Doğu Anadolu Bölgesi: Diyarbakır Antep Ovaları
Akdeniz Bölgesi : Burdur Amik Isparta Elmalı Kestel (Karstik)
Ege Bölgesi : Bergama Torbalı Ödemiş Salihli Manisa Afyon Ovaları
Doğu Anadolu Bölgesi : Erzurum Malatya Muş Iğdır Ovaları
B) Kıyı Ovaları: Akarsuların kıyılarda oluşturduğu delta ovaları ve diğer kıyı şeridi düzlüklerdir.
Başlıca Delta Ovaları; ÇARŞAMBA (Yeşilırmak) BAFRA (Kızılırmak) SAKARYA (Sakarya) SİLİFKE (Göksu Irmağı) ÇUKUROVA (Seyhan Ceyhan) DİKİLİ (Bakırçay) B. Ve K. MENDERES OVALARI
Kıyı Şeridi Ovaları; Dalaman Köyceğiz Manavgat Finike ....

Ovaların Ekonomiye Etkileri
• Tarımsal etkinlik sahalarıdır.
• Hayvancılığa Katkısı vardır.
• Ulaşıma elverişlidir.
• Yerleşmeye uygun alanlardır.
• Su kaynakları bakımından zengindirler. (Araaayen kuyu göl v.s.)
Ovaların Sorunları
• Sanayi kuruluşlarıyla dolmaktadırlar.
• Tuğla Kiremit v.s. yapımı için toprak ihtiyacı ovalardan karşılanmakta buda toprak kaybına yol açmaktadır.
• Taban suyu yüksek yerler bataklığa dönüşmektedir.


Türkiye'de Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Şekiller

Dalga ve Akıntılar aşındırma ve biriktirme yoluyla şekillendirmeler yaparlar. Akıntılar ülkemiz kıyılarında pek etkili olmayıp daha ziyade dalgalar şekillendirme yaparlar.
Falez (Yalıyar): Dalgaların kıyıya inen dik yamaçları dövmesiyle oluşan dik yamaçlı yada altı oyulmuş kıyılardır.

Ülkemizde en çok Karadeniz kıyılarında Ordu-Sinop kıyılarında Akdeniz’de Teke ve Taşeli Y.Adl.’da Ege bölgesindeki dik yamaçlı kıyılarda yer yer falezlere rastlanır.
Kumsal (Plaj): Dalgaların kıyıdan kopardığı malzemeler zamanla aşındırılarak ufalanır ve genişliği 50m. Civarlarında olan kum yığınlarını şeritler halinde kıyıya biriktirir. Bu oluşum falezli dik kıyılar dışındaki alçak yamaçlı sığ kıyılarda oluşur. Orta ve Batı karadenizde Antalya-Mersin kıyı hattında ve Ege kıyılarında grabenlerin uzandığı kıyı bölümlerinde birçok plajlar oluşmuştur.
Bu oluşum alanları deniz turizmi açısından önemli alanlardır.
Kıyı Oku (Kordonu): Dalga ve akıntıların ufaladığı malzemeyi sığ olan koyların ağızlarında biriktirmesiyle denize doğru ilerleyen çıkıntılardır.
Lagün (Deniz Kulağı): Koy ağzında gelişen kıyı oklarının koyun ağzını kapatıp denizden ayırması ve koyu bir göl haline getirmesiyle oluşur.
B. ve K. Çekmece Durusu Ölüdeniz bu şekilde oluşmuş göllerdir.
Tombolo: Kıyı yakınlarındaki bir adanın kıyı okunun gelişmesiyle anakaraya bağlanması sonucu oluşurlar. Böylece ada bir yarımadaya dönüşür.
Karadeniz’de Sinop ve Marmara Denizi’ndeki Kapıdağ Yarımadaları birer Tombolodur.


TÜRKİYE’NİN AKARSULARI

Genel Özellikler;
• Akarsularımızın boyları kısadır. (Türkiye’nin bir yarımada olması ve dağların uzanış biçiminden dolayı)
• Akış hızları (debileri) fazladır. (Dağların fazla olmasından dolayı)
• Rejimleri (Mevsimlere göre akımı) düzensizdir. (Karadeniz bölgesi akarsuları hariç)
• Ulaşım için elverişli değildirler. (h-Hızlı aktıkları ve düzensiz rejimli oldukları için)
• Enerji üretimi için elverişlidirler.

Başlıca Akarsularımız;

Karadeniz’e Dökülenler : Sakarya Kızılırmak Yeşilırmak Çoruh
Marmara’ya Dökülenler : Susurluk
Ege’ye Dökülenler : Meriç Bakırçay Gediz Küçük ve Büyük Menderes
Akdeniz’e Dökülenler : Aksu Göksu Seyhan Ceyhan Asi
Dışarıya Dökülenler: Fırat Dicle à Basra Körfezi Kura Aras à Hazar Denizi Çoruh (Gürcistan) à Karadeniz
Dışarıdan Gelenler: Asi(Suriye) à Akdeniz Meriç (Bulgaristan) à Ege

Akarsu Havzalarımız;

Akarsularımızın çoğunun havzası açıktır. Sularını denize ulaştıramayan Kapalı Havzalarımızda vardır. Bunlar;
Konya Ovası Tuz Gölü Van Gölü Akşehir-Eber gölleri ve Göller Yöresidir.

Akarsularımızın Rejimleri
Akarsu rejimi akarsuyun yıl içinde gösterdiği akım grafiği ve akarsuyun beslenme şeklini ifade eder. Her mevsim birbirine yakın akım gösteren akarsuların rejimi DÜZENLİ REJİM Kurak dönemlerdi olan ve suları azalan yada kuruyan akarsuların rejimine DÜZENSİZ REJİMLİ akarsular denir.
Akarsular Yağmur Kaynak Kar ve Buzul sularıyla bazıları da Göl sularıyla beslenirler. Akarsu bunlardan biriyle besleniyorsa SADE REJİMLİ birkaçı ile besleniyorsa KARMA REJİMLİ akarsu denir.
a) Yağmur Sularıyla Beslenenler: Genellikler yazın kururlar. Yağmurun fazla olduğu aylarda canlanırlar.
• Ege Akdeniz ve İç Anadolu akarsuları.
b) Kar ve Buzul Sularıyla Beslenenler: Yüksek Dağlardan beslenirler. Karların eridiği yaz aylarında canlanırlar.
• D.Karadeniz (bir Kısmı) D.Anadolu akarsuları
c) Kaynak Suları ile Beslenenler: Genelde küçük akarsulardır. Akdeniz bölgesindeki Karstik sahalarda görülür.
• Manavgat Çayı
d) Gölden Çıkan Akarsular: Bazı göllerin yaışlı dönemlerde taşan fazla sularını boşaltırlar. (Gideğen-Gölayağı denir)
• Beyşehir Gölü à Çarşamba Suyu à Konya Ovası Eğirdir Gölü à Kovada Çayı à Kovada Gölü
e) Karma Rejimli Akarsular: Uzun boylu akarsulardır çok çeşitli beslenme kaynakları vardır.
• Fırat Dicle Kızılırmak gibi.

TÜRKİYEDE İKLİM ELEMANLARI
1-SICAKLIK: En önemli iklim elemanıdır. Ekonomik faaliyetlere yerleşme tiplerine v.s. gibi birçok alana etki eder. Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklık dağılışına baktığımızda ;
  • - En sıcak Yerler: YAZ à G.D.ANADOLU (Nedeni;nem farklılığı)
KIŞ à AKDENİZ’dir.
  • - En Soğuk Yerler: YAZ-KIŞ K.D.ANADOLU’dur. (ErzurumKarsAğrı)
  • - En fazla Sıcaklık Farkı: K.D.ANADOLU (30°C)
  • - En Az ise: D.KARADENİZ’dir. (15°c)
Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
  • - Kıyılar iç kesimlere göre daha sıcaktır. Kıyılarda sıcaklığın dağılışı enleme göre (güneyden kuzeye doğru azalır) paralellik gösterir.
  • - İç kesimlerde ise sıcaklık yükseltiye göre (batıdan doğuya doru azalır) paralellik gösterir.
Kış Sıcaklık Dağılışı: Kışın iç ve doğu kesimler kuzeyden gelen hava kütlelerinin etkisiyle çok soğur. Akdeniz bölgesi ise enlem faktörü sayesinde daha sıcaktır. Kuzey kıyılara gidildikçe bu sıcaklık azalır ama D.Karadeniz’de föhn rüzgarlarının etkisi ve Gürcistan’daki Kafkas dağlarının Sibirya’dan gelen soğuk havayı engellemesiyle kış sıcaklığı Marmara’dan daha yüksektir.

Yaz Sıcaklık Dağılışı: Yazın Güneydoğu Anadolu enlemin etkisinin yanı sıra Afrika’dan gelen çöl rüzgarlarıyla kavrulur. Yüksekliğin etkisiyle Kuzeydoğu Anadolu yazın en serin yerdir. Kıyı kesimlerde de yazın nemlilik sayesinde aşırı sıcaklar olmaz.

Türkiye’de Don Olayları ve Önemi: Don olayları da kıyıdan iç kesimlere ve batıdan doğuya gidildikçe artar. Bu olayı tarım yerleşme ve ulaşım gibi etkinlikleri çok etkiler. Özellikle mevsim normali dışındaki donlar ve dona alışkın olmayan Akdeniz bölgesi tarım ürünleri büyük zarar görür. Yollarda kazalara ve trenlerin raydan çıkmasına neden olur. Kışın görülen donlar bahar aylarındaki kadar zararlı olmaz. Çünkü karla kaplı tarım alanları dondan korunmuş olur.


2-BASINÇ VE RÜZGARLAR

Sıcaklıktan sonra iklimi etkileyen en önemli elemandır. Çünkü basınç rüzgarları oluşturur rüzgarlarda yağışın oluşmasına ve dağılmasına katkıda bulunur. Ayrıca estikleri yerlerin özelliklerini değişik bölgelere taşırlar. (Sıcak Soğuk Nemli v.s.)
Sıcaklıktan etkilenen basıncın ülkemizde mevsimlere göre dağılış durumu şekildeki gibi olur.Kara ve Denizlerin farklı ısınması sonucu ülkemizde iç kesimlerle kıyı kesimler arasında oluşan rüzgarlar çevredeki daha büyük basınç merkezlerinin etkisi artınca kendi etkileri kaybolur. Bu büyük basınç merkezleri ise SibiryaYB Basra AB İzlanda AB. Ve Asor YB.’dır.
Bu basınç merkezleri dışında daha küçük sıcaklık farklarından oluşan daha küçük basınç alanları ve rüzgarlarda ülkemizin heryerinde görülür. Bu rüzgarlar çok zayıf eserler ve herhangi bir yağışa neden olamazlar. Bunlara Meltem Rüzgarları denir.
Meltemler günlük sıcaklık farklarından doğan basınç farkları sonucu oluşurlar.

NEM VE YAĞIŞLAR

Atmosferdeki su buharına nem denir. Higrometre ile ölçülür. Gram (gr) olarak ifade edilir.
Havadaki nem en çok buharlaşma ile ve kısmen de bitkilerdeki terleme ile kazanılır.
Atmosferdeki nem 3 şekilde ifade edilir;
1-Mutlak Nem: 1m³ havadaki nem miktarıdır. Sıcaklığın ve buharlaşmanın fazla olduğu ekvator kuşağında çok kutuplarda ve dağ zirvelerinde azdır.
2-Maksimum Nem: 1m³ havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem miktarına denir. Sıcaklık arttıkça max. Nem de artar.
3-Bağıl (Nisbi) Nem: Mutlak nemin max. Neme oranıdır. Kısacası havanın neminin % olarak ifadesidir.

Yoğunlaşma

Su buharının soğumaya uğrayıp tekrar sıvı yada katı hale gelmesine yoğunlaşma denir. Bunu için havadaki nem doyma noktasına ulaşmalı yani bağıl nem %100 olmalıdır.Böylece doyma noktasını aşan nem yoğunlaşır ve yağış oluşur.
Not: Yoğunlaşma için ilk şart SOĞUMA ’dır. Bunun için bir hava kütlesi;
Soğuk bir hava kütlesiyle karşılaşırsa
Soğuk bir bölgeden geçerse
Yükselmeye uğrarsa sıcaklık azalır doyma noktasına ulaşır ve YAĞIŞ OLUŞUR.

Yoğunlaşma Ürünleri

Bulut: Havadaki soğuma sonucu küçük su taneciklerinin bir araya gelmesiyle oluşan kümelerdir.
Sis : Yeryüzüne yakın yerde oluşan bulutlardır. Nemli havanın soğuk zeminle teması sonucu oluşur. Cephe alanlarında da yağışın yanında siste oluşur.

Yağış ve Türleri

Yağış: Atmosferdeki nemin yoğunlaşma ile sıvı yada katı hale gelip yeryüzüne düşmesidir. Plüviyometre ile ölçülür. Yağışın yıl içindeki dağılımına YAĞIŞ REJİMİ denir.

Yağış oluşma biçimleri
Yağışlar oluşumlarına göre 3’e ayrılır.
1-Yamaç Yağışları (Orografik) : Nemli hava kütlelerinin karşılaştığı dağ yamaçları boyunca yükselip soğumaya uğramasıyla oluşurlar.Dünyada G.D. Asya’da O.Kuşak karalarının Batı kıyılarında Ülkemize Karadeniz Yıldız ve GB. Torosların denize bakan yamaçlarında bolca görülür.
2- Konveksiyonel Yağışlar (Yükselim): Güneşli ve Rüzgarsız kara alanlarında ısınan havanın yükselip soğumasıyla oluşan yağışlardır. Dünyada en çok Ekvatoral Bölgede ülkemizde ise İç Anadolu’da rastlanır (Kırkikindi Yağışları).
3- Cephesel Yağışlar (Frontal): Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında oluşan yağışlardır. Dünyada en çok 60° enlemlerinde görülür. Ülkemizde ise kış yağışları hep cephesel kökenlidir.

Türkiye’de Yağış Çeşitleri ve Önemi

YAĞMUR: İkiye ayrılır. Küçük taneli ve yavaş yağana ÇİSELİ iri taneli ve hızlı yağana SAĞANAK yağış denir. Çiseli yağmur daha zararsızdır. Ancak sağanak yağışlarla toprak fazla yağışı hemen ememez ve sellere dolayısıyla erozyona neden olur. Tarımsal alanların hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacı kurak bölgelerin içme ve sulama suyu meraların yeşerebilmesi (hayvancılık açısından) yağmurların etkisiyle olur. Buda insan hayatı için çok önemlidir.
KAR: Kar aşırı yağmadıkça tarımsal ürünlere zarar vermez hatta onları dondan korur. Yavaş yavaş eriyerek erozyona sebep olmaz toprağın su ihtiyacını karşılar yeraltı sularını besler. Ancak aşırı olanı ulaşımı etkiler. Karın yerde kalma süresi B ’dan D ’ya doğru artar.
DOLU: Zararlı etkileri fazla olan bir yağış çeşididir. Yere düşünce çabuk erir ve sellere yol açar tarım ürünlerine ve hatta eşyalara zarar verir.
Bol Yağışlı Yerler (+1000 mm) Kurak Yerler (-500 mm)
  • -D.Karadeniz
  • -B.Karadeniz
  • -G.D.ve Orta Toroslar
  • -D. Ve İç Anadolu’daki yüksek yerler -Iğdır ovası
  • -Konya Ovası
  • -Tuz Gölü Çevresi
  • -G.D.Anadolu’nun güneyi
  • -D.Anadolu’daki çukur ovalar.
SİS: Kara Kıyı Yamaç(orografik) ve cephe sisleri gibi çeşitleri vardır. Görüş mesafesi 1 km’den az olduğunda meteorolojik anlamda o gün sisli gün sayılır. En fazla sisli gün sayısı İç Anadolu’dadır. Akdeniz kıyı kesiminde ise sis neredeyse hiç görülmez. Ulaşımı olumsuz etkiler.

Türkiye’de Yağışın Dağılışı
Türkiye’de genel olarak kıyı kesimler ve yüksek dağ yamaçları bol yağışlı denize kapalı iç kesimler ve çukur yerler az yağışlıdır.Buna göre;

TÜRKİYEDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI
Relikt (Kalıntı) Bitki: 4.Zamandaki buzul devrinde yaşayabilen iklimlerin ısınmasıyla günümüzde dağların yüksek kesimlerindeki soğuk alanlarda yaşamını sürdüren eski devre ait bitkilerdir.
Endemik Bitki: Ancak sıcak iklimlerde yetişen ama ülkemizde Torosların güneye bakan sıcak yamaçlarında yetişme ortamı bulabilen bitkiler.
Geniş Yapraklılar: KayınKestaneMeşe DişbudakIhlamur Kavak
İğne Yapraklılar: Ladin Köknar Sarıçam Karaçam Kızılçam

A – ORMANLAR
1.Karadeniz Ormanları: Türkiye ormanlarının %25’idir. Nem ve Yağış fazla olduğundan çeşitlilik fazla ve bitki örtüsü gürdür. Bu ormanlar;
• Doğudan Batıya
• Alçaktan Yükseğe
• Kuzeyden Güneye doğru yükselti ve yağışın değişmesine paralel olarak farklılaşır.
2.Batı Anadolu Ormanları: Çanakkale Boğazı ile Ege Kıyılarını kapsar. Kuzeyde Karadeniz ormanlarındaki benzerlik güneye doğru Akdeniz ormanlarına dönüşür.
2. Akdeniz Ormanları: Karedeniz ormanlarından farkı kuraklığa dayanıklı olmalarıdır. Kıyıda 1000 m.lere kadar çıkan Maki kuşağının sona erdiği yerde başlayan orman kuşağı Toros Dağları boyunca uzanır. Sadece kuraklığa dayanabilen iğne yapraklı orman kuşağı yer alır. Bu ormanlar Karadeniz ormanları kadar gür değildir.
4. Doğu ve İç Anadolu Ormanları: İç kesimlerde sık olmamakla birlikte dağların yağış alan yüksek yerlerinde bulunurlar. Daha alçak yerlerde ise insanların tahribi sonucu yok edilmiş orman artıkları olan tek tük ağaçlar vardır. (Antropojen Bozkır)

B – MAKİ
Akdeniz iklimi etkisindeki kıyı bölgelerimizde insanların tahrip ettiği orman kuşağının yerinde oluşan bitki topluluğudur. Makiler çalı yada ağaççık olarak tanımlanır. Yüzlerce çeşidi vardır. (Tesbih Sandal Zakkum Delice Zeytin Kocayemiş Keçiboynuzu v.s. bazılarıdır. )
Makiler tüm kıyılarımızda görülür. Ancak Güney kıyılarımızdan Kuzeye doğru yükselti basamakları ve çeşitleri değişir. (enlemin etkisi) Akdeniz’de 800-1000m lere Ege’de 500-600m lere Marmara’da ise 300m’ye kadar yetişebilirler. Karadeniz’de ise Yalancı Maki dediğimiz Garigler yer alır.

C – BOZKIR
İklim şartlarının ağaç yetişmesine uygun olmadığı yarı kurak yerlerdeki otsu dikensi küçük çalı topluluklarıdır. İlkbahar aylarında
yemyeşil olan bu ot toplulukları yaz kuraklığı ile sapsarı kurak ve çorak çalı topluluğuna dönüşür.
İç bölgelerimizdeki alçak (çukur) alanlarda yayılan bozkırlar yağışın arttığı dağ yamaçlarında yerlerini iğne yapraklı ormanlara bırakır. İç Anadolu’da bir çok yerde bu ormana geçiş kuşağı birden olmaz çünkü insanların tahribi sonucu eskiden orman olan alanlar tek tük ağaçlardan ibaret olan Antropojen Bozkırlara dönüşmüştür.
Doğu Anadolu’da yüksek platolardaki bozkırlar kurak bir yaz yaşamadıkları için yazın yemyeşil kalırlar. Bu yüzden buralarda büyükbaş mera hayvancılığı yaygındır.

D – DAĞ ÇAYIRLARI
(Alpin Çayırları)
Ormanların yetişemeyeceği kadar soğuk ve az nemli yükseltilerde görülen yazın yeşeren kışın kar altında kalan soğuğa dayanıklı ot topluluklarıdır.
Son düzenleyen Safi; 18 Şubat 2016 03:26
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
20 Ocak 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Türkiye'nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri

Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir.Ortalama 1132 m. İle Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. (Asya;1000m. Avrupa;300m.) Bu durumun nedeni;
  • Alp-Himalaya Orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi olması,
  • Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır.(Ancak yüksek olmasının yanı sıra iç kısımlarında birçok çöküntü ovası bulunmaktadır.Erzurum, Muş ovaları v.s.)
  • Ülkenin dağlarının Doğu-Batı uzantılı olması, (Alp-Himalaya kuşağının arasında kaldığı için)
  • Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar Doğuda birleşirler buda Doğunun yükseltisini arttırmıştır,
  • Kuzey ve Güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini sağlamıştır.
  • Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar.

Yeryüzü Şekillerine Göre Bölgeler

Dağlık Bölgeler

  • Karadeniz dağlık bölgesi
  • Toros dağları bölgesi
  • Batı Anadolu dağları bölgesi
  • Doğu Anadolu dağları bölgesi
  • Güneydoğu Anadolu dağları bölgesi
Düzlük (Ovalık) Bölgeler
  • Adana (Çukurova) bölgesi
  • Büyük Menderes Ovası bölgesi
  • Bursa ovası bölgesi
  • Harran ovası bölgesi
  • Bafra ovası bölgesi


    Derleme
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
theMira
svyb_9 - avatarı
svyb_9
Ziyaretçi
5 Şubat 2012       Mesaj #4
svyb_9 - avatarı
Ziyaretçi
Ülkemizin Yeryüzü Şekilleri
1-türkiyenin ortalama yükseltisi ........ metredir
2-ülkemizdeki volkanik dağların isimlerini ve bölgelerini yazınız
3-ülkemizdeki sıra dağların bölgelerine göre özelliklerini yazınız
4-türkiyede farklı yer şekillerinin görülmesinin nedenlerini yazınız
5-ülkemizde hangi kıyı şekillerine rastlanır
6-ülkemizdeki platoların isimlerini ve bölgelerini yazınız
7-masif nedir? 5 örnek veriniz
8-güneydoğu anadoludaki dağ kuşağı nasıl oluşmuştur
9-ülkemizde yaşanan iç kuvvetler sonucu oluşan yer şekillerini yazınız
10-ülkemizdeki akarsuların hangileri tababnlı vadi oluşturur
11-ülkemizdeki boğaz vadileri oluşturan akarsuları yazınız
12-ülkemizdeki şelalerin isimlerini yazınız
13-ülkemizdeki delta ovalarının isimlerini ve hangi akarsuları oluşturduğunu yazınız
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Türkiye’nin yüzey şekilleri


Ad:  yüzey şekilleri2.png
Gösterim: 5807
Boyut:  671.9 KB
Yeryüzünün her tarafında görebileceğimiz, dağlar, tepeler, düzlükler ve çukurluklar ile suların tümüne birden yeryüzü şekilleri denir.
Yeryüzü şekillerinin gösterildiği Türkiye fiziki haritasına baktığımızda mavi, yeşil, sarı, kahverengi gibi çeşitli renkler görürüz.
Bu renklerin hepsinin ayrı bir anlamı vardır.

Deniz ve göller mavi rengin tonlarıyla gösterilir:
  • Az derin sular açık mavi
  • Çok derin sular ve akarsular ise koyu mavi renkle gösterilir.
Karalarda ise, deniz seviyesi sıfır metre olarak kabul edilir:
  • deniz seviyesinden fazla yüksek olmayan yerler yeşil ve tonlarıyla
  • deniz seviyesine göre orta yükseklikte olan yerler açık kahverengiyle ve
  • deniz seviyesinden çok yüksek olan yerler ise koyu kahverengi ile gösterilir.

mescere:
Dağ: Çevresine göre yüksek olan inişli çıkışlı yer şekilleridir.
Tek dağ: Bulundukları yerde tek başına yükselen dağlardır. (Erciyes gibi)
Sıra dağlar: Aralıksız diziler halinde uzanan dağlardır (Toroslar gibi)
Tepe: Yüksekliği 500 metreyi geçmeyen yer kabartılarına tepe denir.
Doruk: Dağın en yüksek yerine doruk (zirve) denir.
Geçit: Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren bölümlerine geçit (boğaz) denir. (Gülek boğazı gibi)
Ova: Çevresine göre alçakta olan geniş düzlüklere ova denir.

Genellikle tarım için elverişlidir.
Ülkemizde iki türlü ova vardır: kıyı ovaları ve çöküntü ovaları

Kıyı ovaları;

  • denize yakın alanlardadır
  • Irmakların taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşur
  • Yükseklikleri azdır
Delta adı da verilen bu ovaların başlıcaları:
  • Kızılırmak’ın denize döküldüğü yerde Bafra Ovası
  • Yeşilırmak’ın denize döküldüğü yerde Çarşamba Ovası
  • Seyhan, Ceyhan ve Tarsus nehirlerinin denize döküldüğü yerdeki Çukurova
  • Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz, Bakırçay, Ergene ve Meriç ovalarıdır.
Çöküntü ovaları;
  • yurdumuzun iç kesimlerinde
  • denizden uzak
  • çok yükseklerde bulunur.
Başlıcaları; Bursa, Erzurum, Muş, Eskişehir, Erzincan, Iğdır, Ankara, Malatya, Harran ve Konya’dır.

mescere:
Plato: Çevresine göre yüksekte kalmış geniş düzlüklere plato (yayla) denir.
Bu düzlükler, akarsular tarafından derince yarılmıştır.
Bunlardan;
  • Haymana, Cihanbeyli, Obruk, Uzunyayla ve Bozok platoları İç Anadolu Bölgesi’nde,
  • Yazılıkaya platosu Batı Anadolu’da,
  • Taşeli platosu Akdeniz Bölgesi’nde,
  • Gaziantep ve Şanlıurfa platoları Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde,
  • Erzurum ve Kars platoları ise Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alır.
Yurdumuzda platoların en yaygın olduğu yer İç Anadolu Bölgesi’dir.
Platolar tarım ve hayvancılık yapmaya elverişli yerlerdir.

Vadi:
Akarsuların yatağının derinleşerek oluşturduğu uzun oluklara vadi denir.
V ve U şeklinde vadiler vardır.
Akarsu: Belli bir kaynaktan doğan, yağmur ve kar sularıyla beslenen ve arazinin eğimine göre akıp giden sulara akarsu denir.
Çevremizde gördüğümüz dere, çay ve ırmaklar birer akarsudur.

Dere: Suyu az ve boyu kısa olan akarsulara dere denir.
Çay: Derelerin birleşmesiyle oluşan akarsulara çay denir.
Irmak: Çayların birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak (nehir) denir.
Akarsularımızın bir kısmı kıyılarımızın olduğu denizlere dökülür.
Bazıları da ülkemiz sınırlarını aşarak başka denizlere dökülür.

Yurdumuzda doğup yine yurdumuzda denize dökülen akarsularımız;
  • Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya, Seyhan
  • Susurluk, Bakırçay, Gediz, Ceyhan
  • Büyük Menderes, Küçük Menderes, Göksu ve Tarsus
Yurdumuzda doğup sınırlarımız dışında denize dökülen akarsularımız;
  • Dicle, Fırat
  • Aras, Çoruh ve Kura’dır.

Sınırlarımız dışında doğup yurdumuzda denize dökülen akarsularımız ise;
  • Meriç ve Asi ırmaklarıdır.
mescere:
Göl: Yeryüzünün çukurlarında toplanmış, akıntısı olmayan durgun sulara göl denir.
Göller; akarsularla, yer altı sularıyla ve yağışlarla beslenir.
Ülkemizdeki göller iki türlüdür: doğal göller ve baraj gölleri.

Doğal göller: Ülkemizde irili ufaklı 200 kadar doğal göl vardır.
  • Tatlı su gölleri (Beyşehir, Eğirdir, İznik, Manyas, Sapanca, Ulubat)
  • Tuzlu su gölleri (Tuz Gölü)
  • Sodalı su göleri (Van Gölü)
  • Tuzlu ve acı göller (Burdur Gölü ve Acıgöl)
Van Gölü Türkiye’nin en büyük gölüdür.
Tuz Gölü, Türkiye’nin ikinci büyük gölüdür.
Beyşehir, Burdur ve Eğirdir göllerinin bulunduğu yere Göller Bölgesi (Yöresi) denir.
Sularını akarsularla dışarıya akıtan göllerimizin suyu tatlıdır.
Akıtamayan göllerimizin suları ise acı veya tuzludur.
Baraj gölleri: Akarsular üzerinde kurulan barajların oluşturduğu göllerdir.

Başlıca baraj göllerimiz:
  • Fırat nehri üzerinde; Keban, Atatürk, Karakaya
  • Kızılırmak üzerinde Hirfanlı ve
  • Sakarya nehri üzerinde bulunan Sarıyar’dır.
Barajlar;
  • sulama yapmak
  • su taşkınlarını önlemek ve
  • elektrik santralleri kurmak amacıyla akarsular üzerine yapılır.
Göllerimizden;
  • tuz ve soda elde etmede
  • balıkçılıkta
  • turizmde
  • ulaşımda ve
  • sulamada yararlanırız.
mescere:
Deniz ve kıyılarımız: Yurdumuzun üç tarafı denizlerle çevrilidir.
Bu denizler; Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’dir.
Liman: Deniz araçlarının fırtınalı havalarda barındığı, yük alıp boşalttığı yerlere liman denir.
En önemli limanlarımızdan bazıları İstanbul, İzmir, İskenderun ve Trabzon’dur.
Ada: Her yanı sularla çevrili kara parçasına ada denir. (Kıbrıs, Gökçeada, Bozcaada)
Yarımada: Üç tarafı denizlerle çevrili, diğer tarafı da karaya bağlı adalara yarımada denir. (Anadolu)
Körfez: Denizin karaya doğru sokulduğu büyük derin girintilere körfez denir. (Antalya, İzmir, İzmit)
Koy: Denizin karaya doğru sokulduğu küçük girintilere koy denir.
Burun: Kara parçalarının denize doğru uzanmış bölümlerine burun denir. (İnce Burun)
Boğaz: Karalar arasında denizin çok daralmış yerlerine boğaz denir. (İstanbul ve Çanakkale)

Ad:  yüzey şekilleri1.jpg
Gösterim: 3555
Boyut:  329.1 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  YÜZEY.Ş.PNG
Gösterim: 2673
Boyut:  88.5 KB

Ad:  YÜZEY.Ş1.PNG
Gösterim: 2605
Boyut:  97.4 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ÜLKEMİZİN YÜZEY ŞEKİLLERİNİ TANIYALIM KONU ÖZETİ
TÜRKİYENİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
-Ülkemizin ortalama yükselti çok fazladır.(1132 m) Yükselti batıdan doğuya doğru gidildikçe artar.
-İç bölgelerimizde düzlükler çok fazladır. Ovaların yükseltileri de fazladır.
-Ülkemizde dağlar doğu-batı yönünde uzandığından, Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi’nde denize paralel,Ege’de denize dik olarak uzanır.
DAC49E 200x100Dağ: Çevresine göre yüksek olan yeryüzü şekillerine dağ denir. Dağlar iki çeşittir:
1-Tek dağ: Bulunduğu yerde tek başına yükselen dağa Tek Dağ adı verilir.
2-Sıradağ: Aralarında uzunlamasına vadilerin bulunduğu dağlar dizisine Sıradağ adı verilir.
Doruk (zirve): Dağın en yüksek yerine doruk denir.
Etek: Dağların alt kısımlarına etek adı verilir.
GEC387C4B0T 200x100Geçit: Dağların arasındaki yollara geçit adı verilir.


TEPE 200x100Tepe: Yüksekliği 500 metreyi geçmeyen yer kabartılardır.



ova 200x100Ova: Çevresine göre alçakta kalmış, akarsular tarafından derin biçimde yarılmamış geniş düzlüklerdir.


plato 200x100Plato: Akarsular tarafından derin biçimde yarılmış yüksek ve geniş düzlüklerdir.



delta 200x100Delta: Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ovalardır.



vadi 200x100Vadi: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturduğu “U” veya “V” şeklindeki uzun oluklardır.



deniz 200x100Deniz: Okyanusların karaların içine doğru girmiş kollarıdır.



kC3B6rfez 200x100Koy: Denizin, karanın içine küçük girinti hâlinde sokulduğu yere koy denir. Koylar, körfezden daha küçük ve daha sığ girintilerdir.
Körfez: Denizlerin, büyük ve derin girintiler halinde karaların içine sokulduğu yerlere körfez denir.


burun 200x100Burun: Kara parçalarının denize doğru uzanmış bölümlerine burun denir.



bogaz 200x100Boğaz: İki denizi birbirine bağlayan dar su geçitlerine boğaz denir.



ada 200x100Ada: Etrafı sularla çevrili kara parçasıdır.
Yarımada: Üç tarafı sularla çevrili kara parçasıdır.
Göl: Karaların üzerinde bulunan dört tarafı kapalı çukurlardaki su birikintileridir.

akarsu 200x100Akarsu: Yağmur, kaynak, buz ve kar sularının bir yatak içinde toplandıktan sonra, eğim doğrultusunda akıp giden sulardır. Akarsuların en küçüğü deredir. Dereler birleşerek çayları oluşturur. Çayların birleşmesiyle de en büyük akarsu olan ırmaklar (nehirler) oluşur.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TÜRKİYE’DE YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN OLUŞUMU VE GENEL ÖZELLİKLERİ

JEOLOJİK DEVİRLERDE MEYDANA GELEN GELİŞMELER:

A.BİRİNCİ JEOLOJİK ZAMAN (PALEOZOİK):
1.Büyük oranda,tortul taşlar ve sert kireç taşlarından meydana gelen,İstanbul ve Zonguldak çevresi,Ilgaz ve Sultan dağları,Ala dağlar ve Bolkar dağları,Mardin çevresi,Menteşe yöresi ve Menderes kütleleri oluşmuştur.
2.Yaşanan sıcak ve nemli dönemler sonucunda oluşan büyük ormanlar tortul tabakalar içerisinde kalarak taş kömürünü meydana getirmiştir.Zonguldak taş kömürü yatakları da bu zamanda oluşmuştur.
B.İKİNCİ JEOLOJİK ZAMAN (MEZOZOİK):
1.Birleşik olan kıtalar birbirinden uzaklaşarak ayrılmaya başlamıştır,
2.Kuzeyde Avrasya kıta platformu,güneyde Afrika ve Hindistan kıta platformları arasındabüyük Tetis denizi oluşmuştur.(Günümüzdeki,Atlas Okyanusundan-Himalayalara kadar)
3.Günümüzdeki Toroslar ve Doğu Anadolu’nun büyük bölümü bu denizin tabanı durumundaydı.
4.Tetis denizi,milyonlarca yıl süren aşındırma ,taşıma ve biriktirmelere bağlı olarak büyük bir birikim alanı (Jeosenklinal) durumuna gelmiştir.
5.Bu dönemde,günümüzdeki Kuzey Anadolu dağlarımız sığ denizlerle kaplıydı.
6.Tetis denizinde oluşan büyük birikim alanı ikinci zamanın sonuna doğru kıvrılma hareketleriyle yükselmeye uğramış ve kara görünümü almıştır.
7.Alp-Himalaya kıvrım hareketine bağlı olarak yurdumuzda oluşan arazilerde ,2.zaman sonundan özellikle, 3.zaman başlarından itibaren şiddetli bir aşınma dönemi başlamıştır.
C.ÜÇÜNCÜ JEOLOJİK ZAMAN (TERSİYER):
1.Alp orojenik hareketleri şiddetli bir aşamaya girmiştir.
2.Bu hareketlere bağlı olarak,Tetis birikim alanları(Jeosenklinal) hızla yükselerek,Kuzey Anadolu ve Toros dağ kuşaklarını meydana gelmiştir.
3.Günümüzde Karadeniz’in yerleştiği alan, sığ bir iç deniz durumundadır.
4.İç Anadolu’nun çukur alanları göl haline gelerek tortul birikmeler oluşmaya başlamıştır.
5.Yurdumuzda,linyit,petrol ve tuz yatakları oluşmuştur.
6.Zamanın sonlarına doğru,Anadolu yarımadası yan basınçlara uğrayarak,bütünüyle yükselmeler, kubbeleşmeler,derin ve uzun faylar oluştu.
7.Karadeniz ve Akdeniz’in yerleştiği alanlarda derinlik arttı.
8.Oluşan fay hatları ülkemizin günümüzde etkin bir deprem alanında bulunmasına neden olmuştur.
D.DÖRDÜNCÜ JEOLOJİK ZAMAN (KUATERNER):
1.Mevcut fay hatlarına bağlı olarak,yeryüzüne çıkan lavlar,Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da belirli hatlar boyunca volkan konilerinin oluşmasına neden olmuştur.(Nemrut,Erciyes,Tendürek,Hasan dağı)
2.Yaşanan iklim değişmelerine bağlı olarak, etkisi az olmakla beraber ,Batı Anadolu’da 2200m.Doğu Anadolu’da 2500m den yüksek alanlarda buzullaşma meydana gelmiştir.
3.Günümüzde Ege denizinin bulunduğu kara parçası (Egeid), doğu-batı yönlü fayların etkisiyle bloklar halinde çökmüş,Akdeniz’in sularının işgaline uğramıştır.
4.Egeid kara parçasında yer alan yüksek alanlar binlerce ada meydana getirmiştir.
5.Ege denizini oluşturan sular vadi ve boğazları doldurarak Karadeniz’e ulaşmıştır.
6.Bunun sonucunda İstanbul ve Çanakkale boğazları meydana gelmiştir.
TÜRKİYE’NİN YAKIN JEOLOJİK DÖNEMDE OLUŞMASININ GENEL SONUÇLARI:
1.Ortalama yükselti fazladır.
2.Büyük oranda Alp orojenik hareketleriyle oluştuğundan,dağlar genelde doğu-batı yönlü olarak uzanmaktadır.
3.Batıdan doğuya gidildikçe yükselti artmaktadır.
4.Yoğun olarak depremler yaşanmaktadır.
5.Zengin linyit yataklarına sahiptir.
6.Yüksek ve geniş düzlüklere sahiptir.
7.Dış kuvvetler oldukça güçlüdür.Akarsular denge profiline ulaşmamıştır.
A.TÜRKİYE’NİN DAĞLARI VE COĞRAFİ DAĞILIŞLARI
1.OROJENİK HAREKETLERLE MEYDANA GELEN DAĞLAR
KIVRIM DAĞLARI(SIRADAĞLAR)
kvrmdaglar
Orojenik hareketler, kıtaların birbirine yaklaşmaları sonucunda meydana gelirler.Yerkabuğu üzerindeki yüksek alanlar dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılır.Aşınan malzeme eğim doğrultusunda taşınarak çukur alanlarda yada göl ve deniz diplerinde biriktirilir.Bu büyük birikim alanlarına Jeosenklinal adı verilir.Jeosenklinallerde birikmiş olantortulların yan basınçlar ve sıkışmaların etkisiyle kıvrılması yada kırılması ile meydana gelen olaylara Orojenez denir.Jeosenklinal alanlarındaki tortullar genç ve elastiki birikimler ise yan basınçların etkisiy­le sıkışarak kıvrılır.Böylece kıvrım dağları meydana gelir.Kıvrılmalar sonucunda yüksek­te kalan kısımlara Antiklinal, alçakta kalankısımlaraSenklinal adı verilir.
KIRIK DAĞLARI
kiriklidag
Jeosenklinallerde birikmiş olan tortullar sert ve yaşlı kütlelerden oluşmuşsa orojenik hareketler sırasında yan basınçlar ve sıkışmala­rın etkisiyle kıvrılamaz, kırılırlar.Kırılma sırasında oluşan çatlamalara Fay adı veri­lir.Fay hattı boyunca çöken kısımlara Graben,çökmeyen yüksekte kalan kısımlara ise Horst adı verilir.


2.VOLKANİK DAĞLAR
volkanikdag
Yerin derinliklerindebulunan kızgın, ergimiş haldeveyüksek bir basınç altında bulunanmağmanın üzerindeki, basıncınartması durumunda yerkabuğunun kırıklı alanlarından yeryüzüne çıkar.Mag­manınyeryüzüne çıkmasınavolkanizma, magmanın çıktığı yerle­reyanardağ veya volkandenir.Yeryüzüne çıkanerimiş haldekimaddelere lavdenir. Bunun dışında volkanizma sırasında yeryüzüne katı olarak volkan bombasıadı verilen taşlar,kül, tüf,su buharıve diğer çeşitli gazlar çıkar. Bu maddeler yeryüzüne çıkarak koni şeklinde birikirler.Buna volkan konisi adı verilir. Volkanın ağzında bulunan çukurluğaKraterdenir. Kraterin yan kısımlarının çökmesi yada patlama ile parça­lanarak dağılması ile geniş­leyen geniş kraterlere Kalderaadı verilir.Volkanik püskürmeler sırasında yeryüzüne yakın yerlerde gaz patlamalarından kaynaklanançukur­luklara Maaradı verilir.
Pasifik Okyanusu'nun kenarında bir kuşak üzerinde aktif volkanlardan oluşan hatta Pasifik Ateş Çemberi adı verilir.Diğer bir kuşak Alp-Himalaya sistemiüzerinde yer alır, bu kuşak Güney Avrupa'dan başlayarak Anado­lu üzerinden İran’a oradan Himalayalara ve Güney Asya'ya kadar ulaşır.




BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 18 Şubat 2016 16:07
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KITA OLUŞUMU (EPİROJENEZ)
Yer kabuğunu meydana getiren tabakaların karşılıklı durumları bozulmadan geniş alanlarda ve
yavaş biçimde oluşan,dikey yöndeki yaylanma hareketleridir.Bunlar hafif yükselme ve alçalmalar şeklinde meydana gelir.
Epirojenezi Meydana Getiren Temel Nedenler:
1.İzostatik Nedenler:Yeryüzündeaşınan alanlarıkütle kaybeder, bu nedenle hafifler ve yükselir. Büyük birikim alanları ise zamanla ağırlaşır ve alçalır.Bu durum yaylanmalara neden olur.
2.Termik Nedenler:Buzullarla kaplı alanlarda ağırlığın etkisinde kalan karasal kütleleralçalır ve çöker, yakın çevrelerinde ise yükselme meydana gelir.Buzulların erimesi durumunda ağırlık ortadan kalktığından karalar hafifler ve yükselir.
Transgresyon(Deniz ilerlemesi):Epirojenik hareketler sırasında karalar alçalır veya deniz tabanı yükselirse deniz karaya doğru ilerler. Buna transgresyon denir.
Regresyon (Deniz gerilemesi):Karalarda yükselme yada deniz tabanında çökme oluştuğunda deniz geriye çe­kilir. Buna da regresyon denir.
Epirojenik Hareketlere Bağlı Olarak:
1.Kara ve deniz dağılışında değişme meydana gelir.
2.Ortalama yükselti değişir.
3.Kıyı taraçaları meydana gelir.
TÜRKİYE’DE DAĞLARIN COĞRAFİ DAĞILIŞLARI
1.Kuzey Anadolu Dağları:
Alp sisteminin ülkemizdeki kuzey kanadını meydana getirmektedirler.Bunlar Kocaeli yarımadasının doğusundan başlayarak Gürcistan sınırına kadar uzanırlar.
Yıldız Dağları,Trakya’nın kuzeyinde,Karadeniz kıyısına paralel olarak kuzeybatı-güneydoğu
doğrultusunda uzanırlar, 800 ile 1000 m arasındaki yükselti,İstanbul Boğazı’na doğru alçalır ve yükseltisini tamamen kaybeder.
Kuzey Anadolu dağlarının en yüksek noktası, Doğu Karadeniz’de Kaçkar Dağlarıdır. (3937 metre). Kaçkar dağları üzerinde buzul şekilleri bulunmaktadır.Kıyı ileiç kesimler arasındaki ulaşım, Kalkanlı(Zigana) geçidi ile sağlanır.Orta Karadeniz’de bulunan dağlar dış kuvvetlerin etkisiyle aşınarak yükseltilerini kaybetmiştir.Burada bulunan Canik Dağları yüksek plato görünümündedir. Batı Karadeniz’de yükselti tekrar artar. Dağlar kıyıdan iç kesimlere doğru birbirine ve kıyıya paralel sıralar halinde uzanırlar.Batı Karadeniz’de yer alan bu dağlar, kuzeyden güneye doğru, Küre,Bolu, Ilgazve Köroğlu Dağlarıdır.( 2000-2500 metre)
2.Güney Anadolu Dağları (Toroslar):
Alp kıvrım kuşağının güney kanadını meydana getiriler.
Batı Toroslar,Antalya körfezinin iki yanında uzanır.Göller Yöresi’ne doğru birbirine yaklaşırlar . Beydağları, Elmalı Dağları, Geyik Dağları ve Sultan dağlarından oluşur.Ortalama yükseklikleri, 2000-2500 m civarındadır.Kıyılar ve iç kısımlar arasında ulaşımı büyük oranda engellerler.Bu nedenle ulaşım geçitlerden sağlanır.Çubuk geçidi,Göller Yöresini Antalya’ya, Sertavul geçidi ve Göksu vadisi İç Anadolu’yu Silifke’ye bağlar
Orta Toroslar,Taşeli platosu ile Uzun yayla arasında yer alırlar.Burayı oluşturan önemli dağlar olan Bolkar ve Aladağlar(3500m),kuzeydoğuya doğru,Tahtalı ve Binboğa dağları ile devam etmektedir. Orta Toroslar’da ulaşımı engellediğinden,ulaşım Gülek boğazından sağlanır.Nur (Amanos) dağları, İskenderun Körfezi’nin doğusunda,kuzey-güney yönünde uzanmaktadır.Amik ovası ile Çukurova arasındaki ulaşım bu dağlar üzerindeki Belen Geçidi ile sağlanır.
3.Güneydoğu Anadolu Dağları :
Bölgeyi kuzeyden bir yay gibi kuşatan Güneydoğu Toroslar bölgenin en önemli dağlarını meydana getirirler.Bu dağların en yüksek noktası Hakkari’de bulunan Buzul dağlarının doruğudur. (Ulu doruk 4135m) Güneydoğu Toroslar bölgeyi, Doğu Anadolu bölgesinden ayıran doğal bir set durumundadır.Burada bulunan başlıca dağ sıraları,Malatya Dağları,Genç Dağları,Bitlis Dağları, Hakkari Dağları’dır.Karacadağ volkanik kütlesi bölgeyi tam ortadan iki bölüme ayırmıştır. Geniş yayvan ancak yükseltisi fazla olmayan volkanik bir alan meydana getirmiştir.Mardin Eşiği,1000m civarında yükseltiye sahiptir.Doğuya doğru yükselti artar.
4.Doğu Anadolu Dağları :
Kuzey ve Güney Anadolu dağları burada birleşerek oldukça dağlık ve engebeli bir saha meydana getirmişlerdir.Kuzeyden-güneye doğru üç dağ sırası yer alır;
1.Sıra: Çimen, Kop, Mescit, Allahüekber ve Yalnızçam dağlarından, (Karadeniz’den ayırır)
2.Sıra: Mercan, Palandöken,Aras Güneyi ve doğuda Ağrı Dağından,
3.Sıra:Güneydoğu Toroslar’dan (Güneydoğu Anadolu’dan ayırır) meydana gelmektedir.Bölgenin diğer önemli dağları,Karagöl ve Bingöl dağlarıdır.Bölgenin doğusunda,Van gölünün kuzey ve batı kesimlerini ine alacak şekilde,kuzeydoğu –güneybatı yönünde uzanan volkanik dağlar yer almaktadır.Bunlar,Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Süphan, Nemrut, Tendürek dağlarıdır.
5.İç Anadolu Dağları :
Kuzey ve güney kısımları sıradağlarla çevrilidir.İç kısımlar,sade bir görüntüye sahiptir.Ana görüntü olarak geniş bir plato görünümüne sahiptir.Kuzeyde Ankara çevresinde yer alan Elmadağ ve İdris dağları ve Ayaş dağları,batıda Mihalıççık dağları,Sündiken dağları,ve Sivrihisar dağları yer almaktadır.Bozok platosunun doğusunda,Ak dağlar ,Uzunyayla platosunun kuzey ve batısında Tecer ve Hınzır dağları yer almaktadır.Bölgenin güneydoğusunda, kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan genç volkanik dağlar yer almaktadır.Erciyes,Melendiz,Hasan,Karacadağ ve Karadağ bölgede yer alan volkanik dağlardır.
6.Batı Anadolu Dağları :
Ege bölgesinin ,İç Batı Anadolu bölümünde,Sandıklı,Murat,Eğri göz ve Emirdağ yer alır. Bursa çevresinde,Türkmen,Domaniç ve Uludağ(Eski bir iç volkanik kütlenin aşınması sonucu oluşmuştur) bulunmaktadır. Edremit Körfezinin kuzeyinde Kaz dağı, Çanakkale Boğazı güneyinde Biga dağları yer alır.Gediz vadisinin kuzeyinde,Yunt ve Kozak dağları,Gediz ve Küçük Menderes vadileri arasında, Boz dağ,Küçük ve Büyük Menderes vadileri arasında Aydın dağları. Güneyde yer alan Menteşe dağları oldukça engebeli bir sahadır.Bu alanda ayrıca Honaz ve Babadağ yer almaktadır. Batı Anadolu’da Ege bölgesinin asıl Ege bölümünde bulunan dağların tamamına yakını Horst durumundadır.Bunlar doğu-batı yönlü birbirine paralel fayların kırılarak çökmesi sonucunda yüksekte kalan kısımlardan(Horst)meydana gelmişlerdir.Doğu-batı yönünde Ege Denizine dik olarak uzanırlar.(Kuzeyden güneye doğru Madra dağı,Yunt dağı, Boz dağlar ve Aydın dağları)

TÜRKİYE’NİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1.Türkiye’nin gerçek alanı,814.578 km2,izdüşüm alanı,779.452 km2 dir.Dolayısıyla gerçek alan ile izdüşüm alanı arasında 35.126 km2 fark meydana gelmektedir.Bu durum,ülkemizde ortalama yükselti ve engebeli alanların fazla olduğunu göstermektedir.(Ülkemizde ortalama yükseltisi 1132 metredir.)
2.Ülkemizde ana şekillerin oluşumu özellikle 3. ve 4. Jeolojik zamanlarda meydana gelmiştir.Bu nedenle büyük oranda genç arazi yapısına sahiptir.
3.Türkiye, Alp-Himalaya genç kıvrım dağlar kuşağı üzerinde yer almaktadır.
4.Özellikle kuzey ve güney kıyılarımızda yer alan dağ sistemleri , Alp-Himalaya kuşağındaki kıvrım hareketlerine bağlı olarak meydana gelmiştir.
5.Alp kıvrım hareketleriyle yükselen bu alanlarda daha sonra kuvvetli bir aşınma dönemi başlamıştır. Özellikle akarsuların etkisiylebüyük oranda alçalma yaşanmıştır
6.Yükselti batıdan doğuya doğru artmaktadır,Ege kıyılarından başlanarak, İç Batı Anadolu bölümüne gelindiğinde ortalama 1 000 metreye varan yükselti, İç Anadolu’nun doğusunda 1200 metreye ulaşır,doğuya doğru artan yükselti,Doğu Anadolu platolarında 2000-2500 metreye çıkmaktadır.
7.Yükseltinin batıdan-doğuya doğru artmasına bağlı olarak,sıcaklık düşer,donlu ve karlı günlerin sayısı artar,yağış miktarı artar,tarımsal ürünler geç olgunlaşır,ulaşımda güçlükler artar,kışların süresi uzarken,yazlar daha kısa sürer.
8.Ülkemizde,dağların geniş yer kaplaması ve engebeli alanla fazla olması, ulaşımı zorlaştırıryol yapım maliyetini arttırır,kısa mesafelerde iklim şartlarında büyükdeğişmelere neden olarak,bitki örtüsü çeşitliliğinin artmasında etkili olur,tarım alanı daralır, yerleşme güçleşir, erozyonun ve heyelanların fazla olmasına neden olur, akarsuların akış hızının fazla olmasına neden olarak, hidroelektrik potansiyelin artmasını ağlar( Özellikle Doğu Anadolu en yüksek potansiyele sahiptir.)
9.Dağlar doğal su deposu durumundadırlar,kış turizminin gelişmesini sağlarlar.Peneplen alanlarının yükselmesiyle oluşan,yüksek ve geniş düzlüklerin oluşturduğu yaylalar hayvancılığın gelişmesine ve turizme önemli katkılar sağlar.
10.Dağlarımız genel olarak ,Alp-Himalaya sisteminin etkisiyle doğu-batı yönlü uzanışa sahiptirler. Genel olarak,Akdeniz ve Karadeniz’dekıyıya paralel, Ege Bölgesi’ndedik bir uzanışa sahiptirler.
11.Akdeniz ve Karadeniz’de dağlarımızın kıyıya paralel uzanmasına bağlı olarak,deniz etkisi iç kısımlara giremez,kıyılar iç kısımlardan daha fazla yağış alır,buna bağlı olarak ormanlar kıyıda yoğunlaşmıştır,kıyı ile iç kısımlar arasında ulaşım zordur, yol yapım maliyeti yüksektir.Kıyılarda tarım alanları ,doğal liman ve koylar az, falezler yaygındır.Boyuna kıyı tipi oluşmuştur.
Bunlara bağlı olarak,dağların denize bakan yamaçlarıyla iç kısımlara bakan yamaçları arasında iklim, bitki örtüsü, yetişen ürünler farklıdır.
12.Ege kıyılarında büyük oranda dağlar kıyıya dik uzanmaktadır.Bunun sonucu olarak,
doğu-batı yönünde,ulaşım kolay, yol yapım maliyeti azdır.Deniz etkisi iç kısımlara kadar girebilmektedir.Bu durum İzmir limanının ardında geniş bir hinterlandın oluşmasını sağlayarak önemli duruma gelmesini sağlamıştır.Kıyılarda girinti,çıkıntı,doğal limanlar ve körfezler fazladır. Enine kıyı tipi oluşmuştur.
13.Kuzey ve Güneyde yer alan sıradağlarımız,Doğu Anadolu’da, birbirine yaklaşmaktadır. Bu nedenle bölge Türkiye’nin en yüksek bölgesi,çatısı durumundadır.Bu duruma bağlı olarak, karasal iklim egemendir.Kışlar soğuk ve uzun, yazlar kısa geçer. Tarım alanları dar,tarımsal ürün çeşidi ve üretim miktarı azdı.Bu nedenle, hayvancılık en önemli geçim kaynağı durumundadır.Engebe,yükselti ve uzun kış koşulları yol yapım ve bakım maliyetini yüksektir.Akarsuların hidroelektrik potansiyeli fazladır.
14.İç Anadolu etraf yüksek dağ1arla çevrilidir,kıyı alanları ile bölge arasında doğal bir set meydana getirmiştir.Ancak bölge içerisinde genel olarak yer şekilleri sadedir.Buna bağlı olarak,karasal iklim egemendir,kapalı havzalar geniş alanlar kaplamaktadır,ülkemizde platoların en yaygın olduğu bölgedir.Geniş düzlük alanlar nedeniyle tarım alanları fazladır. Bölge içinde ulaşım kolay, yol yapım maliyeti düşüktür.Yurdumuzun en önemli tahıl ekim alanlarına sahiptir.Arazinin uygun olması tarımsal iş makinelerinin kullanımını arttırmıştır.
15.Marmara bölgesi ülkemizde ortalama yükseltinin en az olduğu bölgedir.Buna bağlı olarak,tarım alanları fazla,ulaşım kolay, yol yapım maliyeti düşüktür.
16.Güneydoğu Anadolu bölgemiz büyük oranda ova ve platolarla kaplanmıştır.Düzlüklerin fazla olması, tarım alanlarının geniş ve ulaşımın kolay olmasına neden olmuştur.


SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
B.TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ OVALARI VECOĞRAFİ DAĞILIŞLARI
Ova:Akarsularla parçalanmamış ve çevresine göre alçakta bulunan geniş düzlüklere ova denir.
Oluşumlarına Göre Ovalar:
1.Tektonik(Çöküntü) Ovaları:Bursa,Muş,Erzincan,Manyas, Susurluk, Karacabey, Adapazarı, Malatya,Pasinler
2.Delta Ovaları:Çukurova,Bafra,Çarşamba
3.Karstik Ovalar:Muğla,Elmalı,Ketsel,Kovada, Gölova, Korkuteli, Gölhisar, Elmalı,Ula, Tefenni Acıpayam
4.Göl yeri Ovaları:Akşehir,Eber,Hotamış,Sultan sazlığı çevresindeki ovalar
5.Dağ eteği Ovaları:Nur dağlar eteğindeki ovalar
Bulundukları Yere Göre Ovalar:
1.Kıyı Ovaları: Deniz kıyılarında bulunan ve 150-200 m.ye kadar yükselebilen ovalardır.Genişlikleri veuzunlukları bulundukları kıyıların özelliğine ve akarsu havzasının büyüklüğüne göre değişir. Bunların başlıcaları: Çarşamba (Yeşilırmak), Bafra(Kızılırmak), Sakarya(Sakarya), Çukurova (Seyhan ve Ceyhan), Ege Bölgesi’nde kırılma veya çökmeler sonucu oluşmuş çukurlukların akarsular tarafından taşınan alüvyonlarla doldurulması sonucu oluşan ovalar,Bakırçay(Bakırçay) ,Gediz (Gediz),Küçük Menderes,Büyük Menderes ovaları.Göksu Deltası(Silifke Ovası),(Göksu),Dalaman, Köyceğiz,Eşen,Finike,Manavgat ve Samandağ Ovaları diğer kıyı ovalarıdır.
1.İç Bölgelerdeki Ovaları:
Bergama,Soma,Kırkağaç,Torbalı,Tire,Bayındır,Ödemiş,Manisa,Akhisar,
Turgutlu,Salihli, Alaşehir, Söke,Koçarlı,Aydın,Yenipazar,Nazilli,Sarayköy
Kütahya,Simav,Afyon,Sandıklı,Karacabey,Balıkesir,Pasinler,Erzurum,Erzincan,
Suşehri,Niksar,Erbaa,Taşova,Ladik,Merzifon, Suluova, Tosya,Çerkeş, Bolu,Düzce,Muş,
Uluova, Bingöl,Ardahan,Iğdır,Afşin-Elbistan,Bulanık, Konya,Ereğli, Eskişehir, Kayseri,Develi,Ankara, Amik,Burdur,Tefenni,Isparta,Gelendost, Gençali,Ergene, Malatya,
Korkuteli,Elmalı,Ketsel,Gembos,Yellice,Şuhut,Karabedir, Çukurkuyu, Dörtyol-Erzin ovaları,Yüksekova,Harran başlıca iç ovalarımızdır.

Ovaların Ekonomik Yaraları:
1.Önemli tarım alanlarıdır.
2.Hayvancılık açısından önem taşırlar.
3.Yeraltı ve yerüstü suları bakımından zengin kaynaklara sahiptirler.
4.Ovalarda,ulaşım kolaydır, yol yapım maliyeti azdır.
C.TÜRKİYE’NİN DENİZLERİ VE KIYILARI
Ülkemiz üç tarafı ,Karadeniz, Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi ile çevrili bir yarımada görünümündedir.Ülkemizde kıyılarımızın toplam uzunluğu 8337 km.yi bulmaktadır.Kıyılarımız içinde en fazla uzunluğa Ege Denizi kıyıları sahiptir.

Karadeniz deniz sınırı………………..: 1695 km
Gürcistan sınırı-İstanbul Boğazı…….:1518 km,
İstanbul Boğazı-Bulgaristan sınırı…..: 177 km)
Akdeniz deniz sınırı ………………….: 1577 km
Ege Denizi sınırı ……………………...: 2805 km
Seddülbahir-Meriç Nehri ağzı……….:212 km
Kumkale- Dalaman çayı ağzı………...: 2593km)
Marmara denizi ve Boğazlar sınırı…..: 1189 km
Tüm adalarımızın deniz sınırı………..: 1067 km

A.Karadeniz Kıyıları:
1.Batıda Bulgaristan sınırından başlayıp doğuda Gürcistan sınırına kadar uzanmakta ve 1685 km. uzunluğa sahiptir.
2.IV. zaman başlarında meydana gelen çökmeler sonucu şekillenmiştir.
3.Girinti ve çıkıntı azdır.
4.Kıyıda derelerin ağızlarında küçük delta ve kumsallar meydana gelirken büyük ırmakların
ağızlarında büyük delta ovaları olan,Bafra ve Çarşamba ovaları meydana gelmiştir.
5.Falezli yüksek kıyılardır.
6.Boyuna kıyı tipi görülür.
7.Doğal liman azdır.
8.Son Buzul Çağı’nda tatlı su gölü halinde olan Karadeniz’e,Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı aracılığı ile Akdeniz’in tuzlu suları ulaşmış ve günümüzden yaklaşık 3000 yıl önce Karadeniz’in suları bugünkü tuzluluk seviyesine ulaşmıştır.Karadeniz’de tuzluluk oranı Marmara ve Ege’den daha azdır.Bunun temelsebepleri,yağışın fazla, akarsu havzalarının geniş,sıcaklık ve buharlaşmanın az olması ile enlemin etkisidir.
9.200 metreden sonra oksijenin yerini kükürt dioksit gazı alır.Bu nedenle balıklar ve diğer canlılarderinliğin 200 metreyi aşmadığı yüzey sularında bulunmaktadırlar.
10.Karadeniz, Marmara denizinden yüksektir.Oluşan seviye farkı nedeniyle Karadeniz’in sularıüstten Marmara denizine doğru akıntı meydana getirir.
B.Marmara Kıyıları:
1.Karadeniz ve Ege Denizi arasında yer alır.Bu denizlerden,Çanakkale veİstanbul Boğazı ile ayrılır.
2.Üçüncü zaman sonu ile dördüncü zaman başlarında yer kabuğunda meydana gelen çökmeler sonucu meydana gelmiştir.
3.Derinliği fazladır.Orta kısımlarında 1000-1200 m. derinlikte çukurlar yer alır.
4.Kıyı tipleri:İstanbul Boğazı ve Haliç kıyıları Ria kıyı tipi,Büyük ve Küçük Çekmece Kıyıları limanlı kıyı tipi,Kapı dağı Yarımadası,tombolo özelliğindedir.
C.Ege Kıyıları:
1.Ege Denizi III. Zaman sonu ile IV. zaman başında şiddetli yer hareketleri sonucu meydana gelen çökmeler ile çukurlukların sular altında kalması sonucunda ortaya çıkmıştır.
2.En uzun kıyılarımız burada yer alır.
3.Çok sayıda ada ve takımadalar,sayısız koy ve körfezler yer almaktadır.
4.Dünya’nın en girintili çıkıntılı kıyılarındandır.
5.Şelf alanı geniştir.
6.Tuzluluk oranı Marmara denizine göre daha yüksektir.
7.Güneybatı Anadolu’da ,Ria kıyı(Menteşe kıyıları) tipi görülürken diğer kıyıları,enine kıyı tipi özelliği göstermektedir.

D.Akdeniz Kıyıları:
1.Toros Dağları büyük oranda kıyıya paralel ,batı kesiminde ise kıyıya dik biçimde uzanır.
2.Girinti ve çıkıntı azdır.
3.Falez oluşumu fazladır.
4.Tuzluluk oranı ve derinliği en fazla olan denizimizdir.
5.Fethiye ve Kaş kıyılarında dalmaçya kıyı tipi,diğer kıyılarda boyuna kıyı tipi görülmektedir.


SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

26 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
24 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
19 Aralık 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
14 Aralık 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
20 Ocak 2015 / Misafir Cevaplanmış