Arama

Hadis ne demektir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Şubat 2016 Gösterim: 57.957 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ocak 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hadis nedir, nelere hadis denir, örnek verir misiniz?


EN İYİ CEVABI Safi verdi
Hadis
Hadis, İslam dininde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in değişik olaylar ve problemler karşısında inananları aydınlatmak, Kur'an'ın bazı ayetlerini daha açık bir dille ifade etmek için söylediği sözler bütünüdür.
Sponsorlu Bağlantılar
Hadis alimleri Hadis kavramını "Peygamber Efendimizin söz, fiil ve takrirleri" şeklinde tarif ederler.
Dini bir bilim olarak hadis, bu çerçeve içinde, Peygamberimizin sözleri ile davranışlarını, eylemlerini aktaran bilgileri derleyen, bu bilgileri yazılı bir biçimde düzenleyip sınıf­landırarak inceleme çabasına karşılık gelir. Ancak hadislerin bizzat peygamber tarafından yakılmış olması onun dine Kur'an dışında kaynak getirmemek isteği olarak da yorumlanmıştır.
Kapsamı, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in (Kur'ân-ı Kerîm'de tespit edilmiş olan vahyin dışında) söylemiş olduğu rivâyet edilen sözleri,

Onun yazdırmış olduğu mektuplar ve evrâk,
Peygamberin vasıflarını haber veren rivâyetler,
O'nun bir olay karşısında izhâr ettiği tutumunu ve tavrını anlatan rivâyetler,
Peygamber'in hâl-i hayâtında vuku bulmuş bir olaya şâhid olanların rivâyetleri,
Hadis ilminin ve hadis teriminin kapsamını oluşturur.
Türleri ise Hadis ilminde hadisler ravisine, senedine, doğruluğuna, geliş şekline göre sınıflara ayrılır.

Esas olarak üç hadis türü vardır:


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 21 Şubat 2016 18:23
LeqoLas - avatarı
LeqoLas
Ziyaretçi
17 Ocak 2011       Mesaj #2
LeqoLas - avatarı
Ziyaretçi
Hadis (Arapça: الحديث), İslam dininde, Hz. Muhammed (S.A.S.)'in değişik olaylar ve sorunlar karşısında inananları aydınlatmak, Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerini daha açık bir dille ifade etmek için söylediği sözlerin bütünüdür. İlk hadis kitabı, İslam Peygamberi olarak kabul edilen Hz.Muhammed'in ölümünden 178 yıl sonra doğan İmam Buhari tarafından oluşturulmuştur.
Hadis'in içerikleri, genel olarak, aslı içeriği olan 'Metin' (متن) ve Ravi (rivayet edenler)'nin adlarını sıralanan 'İsnâd' (إسناد) olmak üzere iki bölümden ibarettir. Hadis alimleri Hadis kavramını "Peygamber'in söz, fiil ve takrirleri" şeklinde tarif ederler.
Sponsorlu Bağlantılar
Hadis, dinî bilim olarak, bu çerçeve içinde, Hz. Muhammed'in (S.A.S.) sözleri ile davranışlarını, eylemlerini aktaran bilgileri derleyen, bu bilgileri yazılı bir biçimde düzenleyip sınıf­landırarak inceleme çabasına karşılık gelir
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
9 Ocak 2013       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Hadis


Hadis veya Hadis-i Şerif Muhammed'in değişik olaylar ve sorunlar karşısında veya Kur'an'ın ayetlerini açıklamak için söylediğine inanılan sözler bütünüdür.
Hadisçiler hadisleri "Peygamber'in söz, fiil ve takrirleri" şeklinde tarif ederler. Goldziherin tanımına göre hadisler ilk dönem Müslümanlarının değişik konularda hadis formunda söyledikleri sözlerden ibarettir ve bu sözlerin Muhammed ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Başlangıçta hadislerin yazılmasına karşı çıkılmış,[2] sonraki dönemlerde ise bu tutum değişerek, neredeyse bütün duyumların ve rivayetlerin kaydedildiği sonra da tasniflerinin yapıldığı zengin bir yazılı döneme geçilmiştir. Hadisler yaklaşık 200-300 yıl boyunca sözlü rivayetler şeklinde anlatılarak, sonradan yazıya geçirilen İslamın "sözel geleneğini" oluştururlar.

Tarihi


Peygamberin önceleri "Benden Kur’an haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kur'an'dan başka benden bir şey yazmış olan varsa onu derhal imha etsin. Benden bir hadis rivayet ediniz; bunun bir mahzuru yoktur; benim söylemediğim bir şeyi kim bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın." dediği rivayet edilmektedir.
Daha sonraki devirlerde Kur'an ayetlerinin hafızlar tarafından ezberlenmesi ve başka sözlerle karışması endişesinin ortadan kalkmasıyla Muhammed'in, hadislerin yazılabileceğini ifade ederek, "İlmi (hadisi) yazı ile tespit ediniz" dediği rivayet edilmiştir. Bundan sonra bazı sahabiler hadisleri Sahife denilen mecmualarda topladı. Ancak, dört halife hadis yazımına olumsuz yaklaşmış ve bunların zamanla (Yahudi sözlü kanunlarımişna gibi) Kur'an gibi kutsanabileceği endişesiyle zamanlarındaki hadis mecmualarını toplatıp yaktırmışlar ve hadis'in değil de sadece Kuran'ın kaynak görülmesini iştemişlerdir.
Halife Ömer bin Abdülaziz, 719 yılında hadislerin toplanmasını emretti. İlk hadis kitabı İmam Zuhri tarafından oluşturulmuştur.
İmam Buhari (810-869) ve diğer hadis imamları Muhammed’in ölümünden yaklaşık iki yüzyıl sonra o zamana kadar sözlü olarak nesilden nesile aktarılan hadisleri toplayıp yazılı hale getirerek hadis külliyatlarını oluşturdular. Sünni ekol arasında zamanla ünlü olmuş 6 hadis külliyatı diğer adıyla Kütüb-i sitte şunlardır:
  • İmam Buhari
  • Müslim
  • Ebu Davud
  • Tirmizi
  • İmam Nesâi
  • İbn Mace'nin yazdığı kitaplardır.
Bu kitaplardan Buhari ve Müslim'in kitaplarına sahiheyn de denilir; Bunlar Sahihleri ile meşhur iki hadis yazarıdır. Diğer dört hadis yazarının kitaplarına ise Sünen denir. Diğer hadîs kitabı türleri: Cami, Müsned, Mucem, Müstedrek, Mustahrec, Cüz, Tabakat. Bu kitaplarda kendisinden hadis rivayet eden başlıca sahabeler ise şunlardır:
  • Ebu Hureyre - 5374 hadis
  • Abdullah bin Ömer - 2630 hadis
  • Enes bin Malik - 2286 hadis
  • Ayşe - 2210 hadis
  • İbn-i Abbas - 1660 hadis
  • Cabir bin Abdullah - 1540 hadis
  • Ebu Said el-Hudri - 1170 hadis.
12. yüzyıldan sonra hadis okulları açıldı.

Hadisler ve bilimsellik


Yazar Arif Tekin Buhari, Müslim ve Tirmizi'de kaydedilen bir hadis'in mevsimlerin yazlık ve kışlık değişimini cehennemin solumaları ile ilişkilendiren anlatımlarını irdeler. Buna göre cehennemin soğuk ve sıcak iki türlü soluması dünyadaki soğuma ve ısınmaların sebebi olmaktadır. Yine hastalıklarından şikayet eden Ukl/Ureyne kabilesinden kişilere develerin sütünden ve "idrar"ından içmelerini tavsiye eden hadis güvenilir kabul edilen kaynaklarda yer almaktadır.


Dindeki yeri


Geleneksel İslam anlayışında hadis Kur'andan sonra ikinci sırada yer alan çok önemli bir dini kaynak olmuştur. Hadis ve sünnet, tefsir ve fıkhın vazgeçilmez kaynağıdır. Şeriat vefıkhın diğer kaynakları İcma, Kıyas, Örf ve Maslahat'tır.
Hadis ve Kur’anın farklı anlamlarda anlaşılması, hangi hadislerin kaynak kabul edileceği, hangilerinin edilmeyeceği gibi hususlar farklı fıkıh mezheplerinin oluşmasına yol açmıştır. Hadisler konusunda Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbelî ve Şia gibi mezhepler farklı tutumlar belirlemişlerdir. Şianın hadis kriterleri ve kaynakları sünnilerden tamaman farklı olduğu gibi sünni mezhep liderlerinden İmam Ebu Hanife dini görüşlerini oluşturmada diğer imamların aksine hadislere çok az güvenmekte ve onlara az yer vermekteydi. Ebu Hanife rey ehli olarak bilinir, hadisleri sadece senet ve rivayet açısından değil, anlam açısından da kritiğe tabi tutar.Mana açısından akla aykırı gördüğü ve Muhammed'e atfedilemiyeceğine inandığı hadisleri kabul etmez ve bu hadislere aykırı fetvalar vermekten çekinmezdi. Bu şekilde 200 kadar hadise aykırı fetvası bilinir ve bu yüzden hadisleri dinde "mutlak nass" gören hadisçiler tarafından şiddetle tenkit edilir.[9][10] Hadislere güvenmemesi ve hadis karşıtlığından dolayı kendisi İmam Malik gibi bazı hadis ehli tarafından şiddetle eleştirilmiştir, hatta suçlanmıştır. İmamiye Şiiliği Sünni lerden farklı olarak yalnızca 12 imamlar kanalıyla gelen söz ve rivayetleri dini kaynak (hadis) olarak kabul etmektedir.
Ehli Hadis, Ahmed ibni Hanbel, Şafii ve Malik gibi peygamberin hadislerini toplayıp derleyen nakilcilerden oluşuyordu. Nakilciler rivayet zinciri açısından sahih gördükleri hadisleri dini açıdan uyulması gereken muhkem nasslar olarak değerlendirirler ve akıl yönünden kritiğe tabi tutmazlar. 7. yüzyılda aklı öne çıkaran Kelam bilimcileri ile Ehli Hadis arasında tartışmalar çıktı. Akıl ile nakil tartışmalarına izleyen dönemde felsefeciler de karıştı. Son dönem Osmanlı ulemasında dahi bu tartışmalar yaşanmaya devam etmiştir. Siyerciler, tefsirciler, din anlatıcıları, vaizler, hikâyeciler vb. için hadisler sonsuz bir kaynaktır. İslam inançları ve mitolojisinin gelişiminde hadisler önemli bir kaynaktır. Dini kaynak olarak sadece Kur'anı kabul eden bazı dini guruplar için hadislerin herhangi bir dini değeri yoktur.



Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi musibet ve nimetlerle denerizSonunda bize döneceksiniz (Enbiya Suresi 35)

Lezzetleri acılaştırıp yok eden ölümü çok anınız (Hadis-i Şerif)

Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz (Hadis-i Şerif)

En güzel isimler Allah'ındır O halde siz de bu güzel isimlerle Allah'a dua ediniz (Araf Suresi 180)

Lezzetleri acılaştırıp yok eden ölümü çok anınız (Hadis-i Şerif)

Allah'ın doksan dokuz ismi vardır Kim bunları ezberleyip benimserse cennete girer (Hadis-i Şerif)

Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz (Hadis-i Şerif)

Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber'e hep salat ederler Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve tam bir içtenlikle selam verin (Ahzab Suresi 56)


Şimdi elinden gelirken iyilik yap Yoksa yarın kefeni yırtıp elini çıkaramazsın (Sadi)

Yeryüzündeki Allah'ın seyyah melekleri ümmetimin salât u selamını bana, hemen anında ulaştırırlar (Hadis-i Şerif)


En güzel isimler Allah'ındır O halde siz de bu güzel isimlerle Allah'a dua ediniz (Araf Suresi 180)
Son düzenleyen Safi; 21 Şubat 2016 18:17
IrResistibLe - avatarı
IrResistibLe
Ziyaretçi
10 Ocak 2013       Mesaj #4
IrResistibLe - avatarı
Ziyaretçi
Hadis nedir ? Hadis nedir ?
"Hz. Peygamber (s.a.v.)'in sözleri, fiilleri, takrirleri ile ahlâkî ve beşerî vasıflarından oluşan sünnetinin söz veya yazı ile ifade edilmiş şekli. Bu mânâda hadis, sünnet ile eş anlamlıdır, Hadis kelimesi, "eski"nin zıddı "yeni" anlamına geldiği gibi, söz ve haber anlamlarına da gelir. Bu kelimeden türeyen bazı fiiller ise haber vermek, nakletmek gibi anlamlar ifade eder. Hadis kelimesi, Kur'ân'da bu anlamları ifade edecek biçimde kullanılmıştır. Sözgelimi, "Demek onlar bu söze (hadis) inanmazlarsa, onların peşinde kendini üzüntüyle helak edeceksin" (el-Kehf, 18/6) âyetinde "söz" (Kur'ân); "Musa'nın haberi (hadîsu Musa) sana gelmedi mi?" (Tâhâ, 20/9) ayetinde "haber" anlamına gelmektedir. "Ve Rabbinin nimetini anlat (fehaddis)" fiili de "anlat, haber ver, tebliğ et" anlamında kullanılmıştır.

Hadis kelimesi zamanla, Hz. Peygamber'den rivayet edilen haberlerin genel adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kelime, bizzat Rasûlullah (s.a.v.) tarafından da, bu anlamda kullanılmıştır. Buhârî'de yeralan bir hadîse göre Ebû Hüreyre, "Yâ Rasûlullah, kıyamet günü şefâatine nail olacak en mutlu insan kimdir?" diye sorar.

Hz. Peygamber şöyle cevap verir: "Senin "hadîse" karşı olan iştiyakını bildiğim için, bu hadis hakkında herkesten önce senin soru soracağını tahmin etmiştim. Kıyamet günü şefaatime nail olacak en mutlu insan, "La ilahe illallah" diyen kimsedir" (Buhârî, ilim; 33).

Hadisin Dindeki Yeri ve Önemi:

Rasûlullah (s.a.v.), Allah'tan aldığı vahyi yalnızca inanlara aktarmakla kalmamış, aynı zamanda onları açıklamış ve kendi hayatında da tatbik ederek müşahhas örnekler hâline getirmiştir. Bu nedenle O'na "yaşayan Kur'ân" da denilmiştir. İslâm bilginleri genellikle, dinî konularla ilgili hâdislerin Allah tarafından Hz. Peygamber'e vahyedilmiş olduklarını kabul ederler; delil olarak da, "O (Peygamber), kendiliğinden konuşmaz; O'nun sözleri, kendisine inderilmiş -vahiyden başkası değildir" (en-Necm, :3-4) âyetini ileri sürerler. Ayrıca, "Andolsun ki; Allah, mû'minlere büyük lütufta bulundu. Çünkü, daha önce apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlarken, kendi araladan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderdi" (Âlu Irnrân, 3/164) âyetinde sözü edilen "hikmet" kelimesinin, "sünnet" anlamında olduğunu da belirtmişlerdir. Nitekim, Hz. Peygamber ve O'nun ashabından nakledilen bazı haberler de, bu gerçeği ortaya koymaktadır.

Rasûlullah'tan (s.a.v.) şöyle rivayet edilmiştir: "Bana kitap (Kur'ân) ve bir de onunla birlikte, onun gibisi (sünnet) verildi" (Ebû Dâvûd, Sünen, II, 505). Hassan İbn Atiyye, aynı konuda şu açıklamayı yapmıştır: "Cibrîl (a.s.) Rasûlullah (s.a.v.)'e Kur'ân'ı getirdiği ve öğrettiği gibi, sünneti de öylece getirir ve öğretirdi" (İbn Abdilberr, Câmiu'l Beyâni'l-ilm, II, 191).

Yukarıda zikredilen âyet ve haberlerden de anlaşılacağı gibi, Kur'ân ve hadîs (daha geniş ifadesiyle sünnet), Allah (c.c.) tarafından Rasûlullah (s.a.v.)'a gönderilmiş birer vahiy olmak bakımından aynıdırlar. Şu kadar var ki; Kur'ân, hadîsin aksine, anlam ve lâfız yönünden bir benzerinin meydana getirilmezliği (i'câz) ve Levh-i Mahfûz'da yazı ile tesbit edildiği için, ne Cibrîl (a.s.)'in ve ne de Hz. Peygamber'in, üzerinde hiçbir tasarrufları bulunmaması noktasında hadîsten ayrılır. Hadîs ise, lâfız olarak vahyedilmediği için, Kur'ân lâfzı gibi mu'ciz olmayıp, ifade ettiği anlama bağlı kalmak şartıyla sadece mânâ yönüyle nakledilmesi caizdir.

Hz. Peygamber'den hadîs olarak nakledilen, fakat daha ziyade, O'nun (s.a.v.) sade bir insan sıfatıyla, dinî hiçbir özelliği bulunmayan, günlük yaşayışıyla ilgili sözlerinin, yukarıda anlatılanların dışında kaldığını söylemek gerekir. O'nun (s.a.v.) bir insan sıfatıyla hata yapabileceğini açıklaması (Müslim, Fedâil, 139-140-141) bunu gösterir. Nitekim bazı ictihadlarında hataya düşmesi, bu konularda herhangi bir vahyin gelmediğini gösterir. Ancak bu hataların da, bazan vahiy yolu ile düzeltildiği unutulmamalıdır.

Vahye dayalı bir fıkıh kaynağı olarak hadis, Kur'ân karşısındaki durumu ve getirdiği hükümler açısından şu şekillerde bulunur:

1. Bazı hadisler, Kur'ân'in getirdiği hükümleri teyid ve tekit eder. Ana-babaya itaatsizliği, yalancı şahitliği, cana kıymayı yasaklayan hadisler böyledir.
2. Bir kısmı hadisler, Kur'ân'ın getirdiği hükümleri açıklar, onları tamamlayıcı bilgiler verir. Kur'ân'da namaz kılmak, haccetmek, zekât vermek. emredilmiş, fakat bunların nasıl olacağı belirtilmemiştir. Bu ibadetlerin nasıl yapılacağını hadislerden öğreniyoruz.
3. Bazı hadisler de, Kur'ân'ın hiç temas etmediği konularda, hükümler koyar. Hadîsin başlı başına müstakil bir teşri' (yasama) kaynağı olduğunu gösteren bu tür hadislere, ehlî merkeplerle yırtıcı kuşların etinin yenmesini haram kılan, diyetlerle ilgili birçok hükmü belirten hadisler. örnek olarak verilebilir.
Son düzenleyen Safi; 21 Şubat 2016 18:27
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

İsim
Hadis-i kudsi

Arapça

Peygamberimize Allah tarafından ilham edilen, ifade­lendirmesi (söze dökülmesi) Peygam­berimiz tarafından yapılan hadislere Hadis-i Kudsî adı verilir. Bunların sayısı sınırlıdır.

DEVAMI
: Hadis Nedir?
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Hadis
Hadis, İslam dininde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in değişik olaylar ve problemler karşısında inananları aydınlatmak, Kur'an'ın bazı ayetlerini daha açık bir dille ifade etmek için söylediği sözler bütünüdür.
Hadis alimleri Hadis kavramını "Peygamber Efendimizin söz, fiil ve takrirleri" şeklinde tarif ederler.
Dini bir bilim olarak hadis, bu çerçeve içinde, Peygamberimizin sözleri ile davranışlarını, eylemlerini aktaran bilgileri derleyen, bu bilgileri yazılı bir biçimde düzenleyip sınıf­landırarak inceleme çabasına karşılık gelir. Ancak hadislerin bizzat peygamber tarafından yakılmış olması onun dine Kur'an dışında kaynak getirmemek isteği olarak da yorumlanmıştır.
Kapsamı, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in (Kur'ân-ı Kerîm'de tespit edilmiş olan vahyin dışında) söylemiş olduğu rivâyet edilen sözleri,

Onun yazdırmış olduğu mektuplar ve evrâk,
Peygamberin vasıflarını haber veren rivâyetler,
O'nun bir olay karşısında izhâr ettiği tutumunu ve tavrını anlatan rivâyetler,
Peygamber'in hâl-i hayâtında vuku bulmuş bir olaya şâhid olanların rivâyetleri,
Hadis ilminin ve hadis teriminin kapsamını oluşturur.
Türleri ise Hadis ilminde hadisler ravisine, senedine, doğruluğuna, geliş şekline göre sınıflara ayrılır.

Esas olarak üç hadis türü vardır:

SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

20 Nisan 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
21 Mayıs 2014 / yüksel2 Müslümanlık/İslamiyet
21 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
21 Şubat 2016 / Daisy-BT X-Sözlük