Arama

Ayakkabı nasıl üretilir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 17 Mayıs 2012 Gösterim: 22.626 Cevap: 14
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ocak 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ayakkabı nasıl yapılır
EN İYİ CEVABI ener verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

valla bende 2 saattir onu arıyorum kardeş

EL EMEĞİ İLE AYAKKABI İMALATI Erhan İnanç
Bu güne kadar Nostalji yazılarımla 40 yıllık havacılık meslek yaşamımdan bazı kesitleri sundum. Sizleri bazen güldürdüm, bazen de düşündürdüm sanıyorum. Siz okuyanlarımı havacılıktan biraz uzaklaştırıp dinlendirmek için bir sürpriz yaparak değişik bir mesleği, “el emeği ile kundura üretimi” ni anlatmak istiyorum.
Sponsorlu Bağlantılar
El emeği –hand made- üretimlerin teknolojiye teslim batı ülkelerinde yüksek bir ücretle alıcı bulduğunu biliyoruz. Babam rahmetli (Tekirdağlı kunduracı Hasan Usta)’nın İstanbul Çarşıkapı’da Çorlulu Ali Paşa Medresesi içerisinde dükkanı vardı. İlkokul’dan ortaokul son sınıfa kadar yaz tatillerinde ve yarım gün okul olduğu yıllar yarım gün babama çıraklık yaptım. Kalfa olabileceğim olgunluğa eriştiğimde ise kendime başka meslek seçmiştim ve meslek okuluna devam ederken fiilen kunduracılıktan ayrılmıştım artık.
Burada sizlere anlatacağım el emeği ile kundura üretim yöntemi 60 lı yılların sonlarından itibaren kullanılmıyor. Sözün kısası %100 el emeği üretim kundura artık mevcut değil. Belki bazı küçük şehirlerde veya kasabalarda bulunuyor olabilir. Giydiğimiz o güzelim pahalı kunduralar makinelerde ve yapıştırma olarak üretiliyorlar çağdaş teknolojiye uygun olarak.
Havacılık mesleğinde olduğu gibi her meslekte özel terimleri vardır. Bu terimler genelde o mesleğin mensupları tarafından bilinir ve kullanılır.
Bu terimleri bilmeden el emeği ile ayakkabının nasıl üretildiğini anlatmak da, anlamak da zordur, hatta imkansızdır. Bu nedenle önce kunduracının kullandığı malzeme ve takımların terimlerini tanıtmak istiyorum sizlere.

KULLANILAN MALZEMELER
SAYA :
Ayakkabının üst deri kısmı. Ayakkabının modeline ve ölçüsüne göre özel yapılmış mukavva kalıpların yardımı ile kesilmiş deri parçalarını modeline uygun dikerek kalıba çekilecek şekilde üretilmiş malzemeye saya, deri parçalarını saya dikiş makinesinde dikerek bu duruma getiren kişiye de sayacı denir.
VARDOLA:
Ayakkabının taban köselesi üzerindeki üst kattır. Dışardan bakıldığında ayakkabı tabanının tamanını kapladığı sanılan bu parça esasında ayakkabıyı çepeçevre saran dar kösele şerit şeklindedir. Vardola, astar köselesi ile sayayı yani 3 parçayı birbirine bağlar.
Vardolanın taban astarı köselesi ile sayaya bağlanma metodu ikiye ayrılır.
Eğer bu işlem çivi ile yapılıyorsa çivili ayakkabı, dikiş ile yapılıyorsa dikişli ayakkabı denir. Çivili ayakkabının ağaç kalıbının alt yüzeyini, çakılan çivinin ucunun dönerek perçin gibi şişmesini sağlayan yani, dayama görevi yapan bir saç ile kaplı olmalıdır. Eğer kalıbın altında sac yoksa ayakkabı dikişli olacak demektir.
Taban köselesi de vardolaya, taban köselesinde falçata ucu ile açılmış haramaki kanalından elde veya kazuma makinesi ile dikilir.
KÖSELE :
Ayakkabının tabanınde ve bazen topuğunda da kullanılan kalın ve dayanıklı hayvan derisidir. Kullanılmadan önce uzunca bir süre su içinde ıslatılırak tavlanır. Sonra ölçüsüne göre kesilir ve kunduracı dizinin üzerine koyduğu ütü demiri üzerinde çekiç ile döverek kıvama getirir. Normal kösele 3-5 mm kalınlığında ve toprak rengindedir.
Bazı yazlık ayakkbılarda, özellikle sayası beyaz deriden olanlarda veya açık sandalet tipi ayakkabılarda kullanılan beyaz köseleye şaplı kösele denir. Taban içinde, fort ve bombe olarak kullanılan 1-2 mm klınlığında olan köseleye de vaketa denir.
ÜTÜ DEMİRİ :

EL EMEĞİ İLE AYAKKABI İMALATI

O zamanlar terzilerde ve evlerde içine kor halinde mangal kömürü konan ütüler kullanılırdı. Terzilerin kullandığı ütüler evlerde kullanılanlardan daha büyük ve ağır olurdu. Bu üyülerin tamamı dökme demirden olup taban kısmı 2-3 cm kalınşığında idi. İşte kunduracının dizi üzerine koyup örs olarak kullandığı ütü demiri bu ütülerin taban kısmıdır ve bugünkü ütülerin tabanı formundadır. Şimdi bu eski ütülerin bazı nostalji sevenler tarafından çiçek saksısı olarak kullanıldığını biliyoruz.
DERİ:
Ayakkabının üst kısmında kullanılan ve koyun derisinden yapılan kısım. En dayanıklı olanına vidala denir. Her renkte olabilir. Sürekli parlak kalan ve ömür boyu boya istemeyen rugan ise genelde siyah renkte olurdu. Sonraları başka rekleride üretilir oldu.
Keçi derisinden yapılanı genellikle terlikçiler tarafından tercih edilir ve sahtiyan denir. Ismarlama yapılan bazı ayakkabıların yürürken gıcırtılı ses çıkarması talep edilirdi. Moda olduğu zamanlarda giyen kişi tarafından gururla taşınır ve gıcırtı sesini çevredeki herkesin duymasına özen gösterilirdi. Bunu sağlamak için üretim sırasında taban iç köselesi ile dış kat köselenin arasına gaz yağı ile ıslatılmış ve parlak yüzeyleri birbirine bakan 2 parça keçi derisi yani sahtiyan konur. Yürüme sırasında bu 2 deriden üstte kalanı sabit dururken altta kalanı ayak hareketi ile biraz hareket ederek sürtünme sonucu gıcırtı sesi yapar.
HARAMAKİ:
Vardolayı dikmek için üzerine limaki denen üşgen eyenin sap kısmı kıvrılıp sivriltilmiş ucun yardımı ile açılan kanala verilen ad. Ayrıca, taban köselesini saya çevresindeki şerit köseleye (vardolaya) bağlamak için taban köselesi üzerinde falçata ucu ile açılan kapaklı yarığa da aynı ad verilir. Bu kapaklı yarık dikiş işi bittikten sonra çiriş ile yapıştırılarak kapatılır, dikiş görülmez ve ayakkabı kullanılırken dikiş iplikleri yere temas etmediği için de aşınmaz/kesilmez.
FORT:
Ayakkabının sayasında deri ile iç astarının arsına konan ve ayakkabının arka tarafının sert durmasını sağlayan, falçata ile traşlanarak inceltilmiş kösele.
BOMBE :
Ayakkabının sayasında deri ile iç astarı arasına konan ve ayakkabının burun kısmının sert durmasını sağlayan, falçata ile traşlanarak inceltilmiş kösele.
USKUFYE:
Süet deri olan ayakkabının üretim sırasında sayasının lekelenmesini önleyen beyaz, kasap kağıdına benzer özel bir kağıt. Çok az ıslatılarak saya ile beraber kalıba çekilir ve ayakkabı imalatı sona erince vardolanın hemen üzerinden falçatanın ucu ile dikkatli bir şekilde kesilerek alınır.
Çivi, ip, boya, gibi harcı-alem malzemeleri özel olarak anlatmaya gerek yok sanırım.

kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ayakkabı nasıl üretilir
Sponsorlu Bağlantılar
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ocak 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben aykkabıların hangi fabrikalardan geçip hangi işlemlerden geçtini gösterirmisin
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
25 Ocak 2011       Mesaj #4
misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben ayakkabı nın hangi fabrikalardan geçtini o fabrikalarda ne yapıldığını yarı sabaha kadar gönderirmisin
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
valla bende 2 saattir onu arıyorum kardeş
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
4 Şubat 2011       Mesaj #6
ener - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

valla bende 2 saattir onu arıyorum kardeş

EL EMEĞİ İLE AYAKKABI İMALATI Erhan İnanç
Bu güne kadar Nostalji yazılarımla 40 yıllık havacılık meslek yaşamımdan bazı kesitleri sundum. Sizleri bazen güldürdüm, bazen de düşündürdüm sanıyorum. Siz okuyanlarımı havacılıktan biraz uzaklaştırıp dinlendirmek için bir sürpriz yaparak değişik bir mesleği, “el emeği ile kundura üretimi” ni anlatmak istiyorum.
El emeği –hand made- üretimlerin teknolojiye teslim batı ülkelerinde yüksek bir ücretle alıcı bulduğunu biliyoruz. Babam rahmetli (Tekirdağlı kunduracı Hasan Usta)’nın İstanbul Çarşıkapı’da Çorlulu Ali Paşa Medresesi içerisinde dükkanı vardı. İlkokul’dan ortaokul son sınıfa kadar yaz tatillerinde ve yarım gün okul olduğu yıllar yarım gün babama çıraklık yaptım. Kalfa olabileceğim olgunluğa eriştiğimde ise kendime başka meslek seçmiştim ve meslek okuluna devam ederken fiilen kunduracılıktan ayrılmıştım artık.
Burada sizlere anlatacağım el emeği ile kundura üretim yöntemi 60 lı yılların sonlarından itibaren kullanılmıyor. Sözün kısası %100 el emeği üretim kundura artık mevcut değil. Belki bazı küçük şehirlerde veya kasabalarda bulunuyor olabilir. Giydiğimiz o güzelim pahalı kunduralar makinelerde ve yapıştırma olarak üretiliyorlar çağdaş teknolojiye uygun olarak.
Havacılık mesleğinde olduğu gibi her meslekte özel terimleri vardır. Bu terimler genelde o mesleğin mensupları tarafından bilinir ve kullanılır.
Bu terimleri bilmeden el emeği ile ayakkabının nasıl üretildiğini anlatmak da, anlamak da zordur, hatta imkansızdır. Bu nedenle önce kunduracının kullandığı malzeme ve takımların terimlerini tanıtmak istiyorum sizlere.

KULLANILAN MALZEMELER
SAYA :
Ayakkabının üst deri kısmı. Ayakkabının modeline ve ölçüsüne göre özel yapılmış mukavva kalıpların yardımı ile kesilmiş deri parçalarını modeline uygun dikerek kalıba çekilecek şekilde üretilmiş malzemeye saya, deri parçalarını saya dikiş makinesinde dikerek bu duruma getiren kişiye de sayacı denir.
VARDOLA:
Ayakkabının taban köselesi üzerindeki üst kattır. Dışardan bakıldığında ayakkabı tabanının tamanını kapladığı sanılan bu parça esasında ayakkabıyı çepeçevre saran dar kösele şerit şeklindedir. Vardola, astar köselesi ile sayayı yani 3 parçayı birbirine bağlar.
Vardolanın taban astarı köselesi ile sayaya bağlanma metodu ikiye ayrılır.
Eğer bu işlem çivi ile yapılıyorsa çivili ayakkabı, dikiş ile yapılıyorsa dikişli ayakkabı denir. Çivili ayakkabının ağaç kalıbının alt yüzeyini, çakılan çivinin ucunun dönerek perçin gibi şişmesini sağlayan yani, dayama görevi yapan bir saç ile kaplı olmalıdır. Eğer kalıbın altında sac yoksa ayakkabı dikişli olacak demektir.
Taban köselesi de vardolaya, taban köselesinde falçata ucu ile açılmış haramaki kanalından elde veya kazuma makinesi ile dikilir.
KÖSELE :
Ayakkabının tabanınde ve bazen topuğunda da kullanılan kalın ve dayanıklı hayvan derisidir. Kullanılmadan önce uzunca bir süre su içinde ıslatılırak tavlanır. Sonra ölçüsüne göre kesilir ve kunduracı dizinin üzerine koyduğu ütü demiri üzerinde çekiç ile döverek kıvama getirir. Normal kösele 3-5 mm kalınlığında ve toprak rengindedir.
Bazı yazlık ayakkbılarda, özellikle sayası beyaz deriden olanlarda veya açık sandalet tipi ayakkabılarda kullanılan beyaz köseleye şaplı kösele denir. Taban içinde, fort ve bombe olarak kullanılan 1-2 mm klınlığında olan köseleye de vaketa denir.
ÜTÜ DEMİRİ :

EL EMEĞİ İLE AYAKKABI İMALATI

O zamanlar terzilerde ve evlerde içine kor halinde mangal kömürü konan ütüler kullanılırdı. Terzilerin kullandığı ütüler evlerde kullanılanlardan daha büyük ve ağır olurdu. Bu üyülerin tamamı dökme demirden olup taban kısmı 2-3 cm kalınşığında idi. İşte kunduracının dizi üzerine koyup örs olarak kullandığı ütü demiri bu ütülerin taban kısmıdır ve bugünkü ütülerin tabanı formundadır. Şimdi bu eski ütülerin bazı nostalji sevenler tarafından çiçek saksısı olarak kullanıldığını biliyoruz.
DERİ:
Ayakkabının üst kısmında kullanılan ve koyun derisinden yapılan kısım. En dayanıklı olanına vidala denir. Her renkte olabilir. Sürekli parlak kalan ve ömür boyu boya istemeyen rugan ise genelde siyah renkte olurdu. Sonraları başka rekleride üretilir oldu.
Keçi derisinden yapılanı genellikle terlikçiler tarafından tercih edilir ve sahtiyan denir. Ismarlama yapılan bazı ayakkabıların yürürken gıcırtılı ses çıkarması talep edilirdi. Moda olduğu zamanlarda giyen kişi tarafından gururla taşınır ve gıcırtı sesini çevredeki herkesin duymasına özen gösterilirdi. Bunu sağlamak için üretim sırasında taban iç köselesi ile dış kat köselenin arasına gaz yağı ile ıslatılmış ve parlak yüzeyleri birbirine bakan 2 parça keçi derisi yani sahtiyan konur. Yürüme sırasında bu 2 deriden üstte kalanı sabit dururken altta kalanı ayak hareketi ile biraz hareket ederek sürtünme sonucu gıcırtı sesi yapar.
HARAMAKİ:
Vardolayı dikmek için üzerine limaki denen üşgen eyenin sap kısmı kıvrılıp sivriltilmiş ucun yardımı ile açılan kanala verilen ad. Ayrıca, taban köselesini saya çevresindeki şerit köseleye (vardolaya) bağlamak için taban köselesi üzerinde falçata ucu ile açılan kapaklı yarığa da aynı ad verilir. Bu kapaklı yarık dikiş işi bittikten sonra çiriş ile yapıştırılarak kapatılır, dikiş görülmez ve ayakkabı kullanılırken dikiş iplikleri yere temas etmediği için de aşınmaz/kesilmez.
FORT:
Ayakkabının sayasında deri ile iç astarının arsına konan ve ayakkabının arka tarafının sert durmasını sağlayan, falçata ile traşlanarak inceltilmiş kösele.
BOMBE :
Ayakkabının sayasında deri ile iç astarı arasına konan ve ayakkabının burun kısmının sert durmasını sağlayan, falçata ile traşlanarak inceltilmiş kösele.
USKUFYE:
Süet deri olan ayakkabının üretim sırasında sayasının lekelenmesini önleyen beyaz, kasap kağıdına benzer özel bir kağıt. Çok az ıslatılarak saya ile beraber kalıba çekilir ve ayakkabı imalatı sona erince vardolanın hemen üzerinden falçatanın ucu ile dikkatli bir şekilde kesilerek alınır.
Çivi, ip, boya, gibi harcı-alem malzemeleri özel olarak anlatmaya gerek yok sanırım.

kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Şubat 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ayakabı nedir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Şubat 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ayakkabılarla ilgili araştırma yapmak istiyorum bana yardımcı olurmusunuz?
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Şubat 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

ayakkabinin uretimi ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum

ayakkabının üretimi ile ilgili kısa ve öz bilgi istiyorum.öğrenciyim.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
19 Şubat 2011       Mesaj #10
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ayakkabılarla ilgili araştırma yapmak istiyorum bana yardımcı olurmusunuz?

Alıntı
ener adlı kullanıcıdan alıntı

EL EMEĞİ İLE AYAKKABI İMALATI Erhan İnanç
Bu güne kadar Nostalji yazılarımla 40 yıllık havacılık meslek yaşamımdan bazı kesitleri sundum. Sizleri bazen güldürdüm, bazen de düşündürdüm sanıyorum. Siz okuyanlarımı havacılıktan biraz uzaklaştırıp dinlendirmek için bir sürpriz yaparak değişik bir mesleği, “el emeği ile kundura üretimi” ni anlatmak istiyorum.
El emeği –hand made- üretimlerin teknolojiye teslim batı ülkelerinde yüksek bir ücretle alıcı bulduğunu biliyoruz. Babam rahmetli (Tekirdağlı kunduracı Hasan Usta)’nın İstanbul Çarşıkapı’da Çorlulu Ali Paşa Medresesi içerisinde dükkanı vardı. İlkokul’dan ortaokul son sınıfa kadar yaz tatillerinde ve yarım gün okul olduğu yıllar yarım gün babama çıraklık yaptım. Kalfa olabileceğim olgunluğa eriştiğimde ise kendime başka meslek seçmiştim ve meslek okuluna devam ederken fiilen kunduracılıktan ayrılmıştım artık.
Burada sizlere anlatacağım el emeği ile kundura üretim yöntemi 60 lı yılların sonlarından itibaren kullanılmıyor. Sözün kısası %100 el emeği üretim kundura artık mevcut değil. Belki bazı küçük şehirlerde veya kasabalarda bulunuyor olabilir. Giydiğimiz o güzelim pahalı kunduralar makinelerde ve yapıştırma olarak üretiliyorlar çağdaş teknolojiye uygun olarak.
Havacılık mesleğinde olduğu gibi her meslekte özel terimleri vardır. Bu terimler genelde o mesleğin mensupları tarafından bilinir ve kullanılır.
Bu terimleri bilmeden el emeği ile ayakkabının nasıl üretildiğini anlatmak da, anlamak da zordur, hatta imkansızdır. Bu nedenle önce kunduracının kullandığı malzeme ve takımların terimlerini tanıtmak istiyorum sizlere.

KULLANILAN MALZEMELER
SAYA :
Ayakkabının üst deri kısmı. Ayakkabının modeline ve ölçüsüne göre özel yapılmış mukavva kalıpların yardımı ile kesilmiş deri parçalarını modeline uygun dikerek kalıba çekilecek şekilde üretilmiş malzemeye saya, deri parçalarını saya dikiş makinesinde dikerek bu duruma getiren kişiye de sayacı denir.
VARDOLA:
Ayakkabının taban köselesi üzerindeki üst kattır. Dışardan bakıldığında ayakkabı tabanının tamanını kapladığı sanılan bu parça esasında ayakkabıyı çepeçevre saran dar kösele şerit şeklindedir. Vardola, astar köselesi ile sayayı yani 3 parçayı birbirine bağlar.
Vardolanın taban astarı köselesi ile sayaya bağlanma metodu ikiye ayrılır.
Eğer bu işlem çivi ile yapılıyorsa çivili ayakkabı, dikiş ile yapılıyorsa dikişli ayakkabı denir. Çivili ayakkabının ağaç kalıbının alt yüzeyini, çakılan çivinin ucunun dönerek perçin gibi şişmesini sağlayan yani, dayama görevi yapan bir saç ile kaplı olmalıdır. Eğer kalıbın altında sac yoksa ayakkabı dikişli olacak demektir.
Taban köselesi de vardolaya, taban köselesinde falçata ucu ile açılmış haramaki kanalından elde veya kazuma makinesi ile dikilir.
KÖSELE :
Ayakkabının tabanınde ve bazen topuğunda da kullanılan kalın ve dayanıklı hayvan derisidir. Kullanılmadan önce uzunca bir süre su içinde ıslatılırak tavlanır. Sonra ölçüsüne göre kesilir ve kunduracı dizinin üzerine koyduğu ütü demiri üzerinde çekiç ile döverek kıvama getirir. Normal kösele 3-5 mm kalınlığında ve toprak rengindedir.
Bazı yazlık ayakkbılarda, özellikle sayası beyaz deriden olanlarda veya açık sandalet tipi ayakkabılarda kullanılan beyaz köseleye şaplı kösele denir. Taban içinde, fort ve bombe olarak kullanılan 1-2 mm klınlığında olan köseleye de vaketa denir.
ÜTÜ DEMİRİ :

EL EMEĞİ İLE AYAKKABI İMALATI

O zamanlar terzilerde ve evlerde içine kor halinde mangal kömürü konan ütüler kullanılırdı. Terzilerin kullandığı ütüler evlerde kullanılanlardan daha büyük ve ağır olurdu. Bu üyülerin tamamı dökme demirden olup taban kısmı 2-3 cm kalınşığında idi. İşte kunduracının dizi üzerine koyup örs olarak kullandığı ütü demiri bu ütülerin taban kısmıdır ve bugünkü ütülerin tabanı formundadır. Şimdi bu eski ütülerin bazı nostalji sevenler tarafından çiçek saksısı olarak kullanıldığını biliyoruz.
DERİ:
Ayakkabının üst kısmında kullanılan ve koyun derisinden yapılan kısım. En dayanıklı olanına vidala denir. Her renkte olabilir. Sürekli parlak kalan ve ömür boyu boya istemeyen rugan ise genelde siyah renkte olurdu. Sonraları başka rekleride üretilir oldu.
Keçi derisinden yapılanı genellikle terlikçiler tarafından tercih edilir ve sahtiyan denir. Ismarlama yapılan bazı ayakkabıların yürürken gıcırtılı ses çıkarması talep edilirdi. Moda olduğu zamanlarda giyen kişi tarafından gururla taşınır ve gıcırtı sesini çevredeki herkesin duymasına özen gösterilirdi. Bunu sağlamak için üretim sırasında taban iç köselesi ile dış kat köselenin arasına gaz yağı ile ıslatılmış ve parlak yüzeyleri birbirine bakan 2 parça keçi derisi yani sahtiyan konur. Yürüme sırasında bu 2 deriden üstte kalanı sabit dururken altta kalanı ayak hareketi ile biraz hareket ederek sürtünme sonucu gıcırtı sesi yapar.
HARAMAKİ:
Vardolayı dikmek için üzerine limaki denen üşgen eyenin sap kısmı kıvrılıp sivriltilmiş ucun yardımı ile açılan kanala verilen ad. Ayrıca, taban köselesini saya çevresindeki şerit köseleye (vardolaya) bağlamak için taban köselesi üzerinde falçata ucu ile açılan kapaklı yarığa da aynı ad verilir. Bu kapaklı yarık dikiş işi bittikten sonra çiriş ile yapıştırılarak kapatılır, dikiş görülmez ve ayakkabı kullanılırken dikiş iplikleri yere temas etmediği için de aşınmaz/kesilmez.
FORT:
Ayakkabının sayasında deri ile iç astarının arsına konan ve ayakkabının arka tarafının sert durmasını sağlayan, falçata ile traşlanarak inceltilmiş kösele.
BOMBE :
Ayakkabının sayasında deri ile iç astarı arasına konan ve ayakkabının burun kısmının sert durmasını sağlayan, falçata ile traşlanarak inceltilmiş kösele.
USKUFYE:
Süet deri olan ayakkabının üretim sırasında sayasının lekelenmesini önleyen beyaz, kasap kağıdına benzer özel bir kağıt. Çok az ıslatılarak saya ile beraber kalıba çekilir ve ayakkabı imalatı sona erince vardolanın hemen üzerinden falçatanın ucu ile dikkatli bir şekilde kesilerek alınır.
Çivi, ip, boya, gibi harcı-alem malzemeleri özel olarak anlatmaya gerek yok sanırım.

kaynak

.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

16 Kasım 2018 / Ziyaretçi Cevaplanmış
3 Ekim 2012 / paylm Cevaplanmış
12 Şubat 2012 / Misafir Cevaplanmış
23 Mart 2015 / Misafir Cevaplanmış