Arama

Tembelliği yenmenin yolları nelerdir?

Güncelleme: 1 Nisan 2014 Gösterim: 11.483 Cevap: 5
Teamoore - avatarı
Teamoore
Ziyaretçi
1 Şubat 2010       Mesaj #1
Teamoore - avatarı
Ziyaretçi
Tembelliği yenmenin en etkili yolu ne olabilir?
Sponsorlu Bağlantılar
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
1 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Teamoore adlı kullanıcıdan alıntı

Tembelliği yenmenin en etkili yolu ne olabilir?

Tembellikten kurtulmanın yolları
Gerekli işleri yapmak için bir türlü harekete geçemememizin sebebini kendimize hiç sorduk mu? Motivasyonumuzun neden eksik olduğunu merak ettik mi? Aslında bu soruların cevabını günümüz insanı merak etmekte ve tembelliğin sebeplerini araştırmaktadır. Hattâ birçok insan bu problemin çözümü adına birtakım seminerlere katılmakta, özel kurslar almaktadır. Bizden önce yaşayanların da bu tür problemleri vardı. Meselâ Birinci Dünya Savaşı öncesinde Doğu Anadolu'da bir alime şöyle bir soru sorulur: "Tembellik zindanına düşmemizin sebebi nedir?"
Sponsorlu Bağlantılar

Alimin bu soruya verdiği cevapta, insanı tembelliğe sevk eden ruh pozisyonlarını birer birer tespit ederek, bunlara Kur'ân ve hadîslerden yaptığı iktibaslarla ilâçlar sunmuştur.

Onları, insanın himmetini engellemek için uğraşan düşmanlar olarak vasıf-landırır. Bir savaş meydanı tasviri yapıp, o meydanda bir savaş manzarası çizer. Bu manzarada insanın himmeti, şevk atına binmiş bir savaşçıdır. Sekiz adet düşman da himmete hücum etmek için hazırdır.

Ona göre,"Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise, matiyyesidir (bineği, taşıtı). Bundan sonra metin şu şekilde gelişerek devam eder: İşte himmetiniz şevke binip hayat meydanına çıktığı vakit:

l- En evvel şiddetli düşman olan yeis gelir. Kuvve-i maneviyeyi kırmaya çalışır. O düşmana karşı; 'Lâ taknatu: Ümidinizi kesmeyin, kılıcı kullanılmalıdır.

2- Daha sonra önde görünme hırsının baskısı saldırıya geçer. Himmetin başına vurup, atından düşürmek için uğraşır. Önde görünme isteği, aslında birbirine hiç sıkıntı vermeden çalışılan Hakk'a hizmet hissinin yerini almış bir duygudur. O düşmana karşı bir ok veya mızrak gibi; 'Künü lillah: Allah için olun' hakikati gönderilmelidir.

3- Sonra zincirleme sebep-sonuç bağı ile kurulu sistemi atlamakla işi karıştıran acelecilik gelir. Himmetin ayağını kaydırır. Bu düşmana karşı; 'İsbirû ve sâbirû ve râbitû: İbadette, musibette ve günahtan kaçınmakta sabırlı olun; sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın; her an cihada hazırlıklı bulunun.' (Âl-i İmran, 200) âyeti siper edilmelidir, bu âyetle korunulmalıdır.

4- İnsan tabiatı icabı sosyal bir varlık olduğundan, yapısı gereği haklarını korumakla, diğer insanlar içinde hakkını aramakla mükelleftir. Fakat bazen hakkını ararken kendi işlerini de dağıtan ferdiyetçilik ve ben merkezcilik ayağa kalkar. Bu düşmanla baş edebilmek için savaş meydanına himmeti âli bir savaşçı olan; 'Hayrunnâsi enfeuhum linnâs:İnsanların en hayırlısı onlara faydalı olandır.' hadis-i şerifi çıkarılmalıdır.

5- Beşinci olarak başkasının üşenmesine, tembelliğine özenerek hücum edip himmetin belini kırar. Bu düşmana karşı muhkem kale hükmünde olan; 'Ve alallahi la gayrihi fe'l yetevekkelül mütevekkilin: Tevekkül etmek isteyenler Allah'a güvensinler (başkalarına değil).' (İbrahim, 12) diyerek himmete sığınak yapılmalıdır. Başkalarının işte gevşeklik göstermesinden müteessir olmamak için, işin başından itibaren Allah'a tevekkül etmek gerekmektedir.

6- Sonra da acz ve nefsin itimatsızlığı yüzünden ortaya çıkan ve işi birbirine bırakmak mânâsına gelen gaddar düşman gelir. Himmetin elini tutup oturtmaya çalışır. Bu düşmanın üstüne; 'Lâ yazurrûkum men dalle izâhtedeytum: Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar veremez.' (Maide, 105) yüksek hakikati çıkarılmalı ki; eli himmetin eline yetişemesin.

7- Sonra Allah'ın işine mü-dahale etmek mânâsındaki dinsiz düşman gelir. Himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Onun haddini bildirmek için de; 'Vestakim kemâ ümirt: Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (Şura, 15), velâ tete'mmer âlâ seyyid: Efendine efendi olmaya çalışma.' hakikati ona gönderilmelidir.

8- Sonra bütün zorlukların anası ve bütün rezaletin yuvası olan rahata düşkünlük gelir. Himmeti esir alır ve sefalet zindanına atar. Buna karşı yüksek ahlâklı mücahit olan ve 'En leyse lil insane illa mâ sa'a: İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.' (Necm, 39) silâhını o sihirbaz cellâda gönderiniz. İnsanın fıtratı hareket üzere olduğundan, insanoğlu için meşakkatte büyük rahatlık vardır.


Live_ki - avatarı
Live_ki
Ziyaretçi
1 Şubat 2010       Mesaj #3
Live_ki - avatarı
Ziyaretçi
Bence 'tembellik' kurtulunması gereken bir şey değildir. Sadece İsteksizliğin yarattığı bir durumdur.
Zevk aldığımız istediğimiz bir şey ortaya çıktığında tembelliğimiz kayboluverir.
sanırım kendimizi iyi tanıyıp; bizi kamçılayacak, yaşama motorumuz olacak sevdiğimiz şeylere yönelmeliyiz.
Koşullarımızı gözden geçirince sevdiğimiz durumlara uzak kalıyorsak sevmediğimiz hiç bir şeyi yapmak zorunda değiliz. İnsanın bu seçm hakkınna da 'tembellik' denmemeli benceMsn Happy

*yukarda yazılanlar hiç bir akedemik bilgiye dayanmamaktadır. İçimden böyle geldi yazdımMsn Happy
Teamoore - avatarı
Teamoore
Ziyaretçi
1 Şubat 2010       Mesaj #4
Teamoore - avatarı
Ziyaretçi
Herşeyden zevk alınabildiği ve eğlence çevrilebildiği sürece tembellik yaşanmayabilir. Fakat böyle yaşamak çok güç insan doğası için. Onun için bir yerde tembellik oluşuyor, onu yenmenin yöntemlerini uygulamalıyız.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
uyguloamam arkadaş çok tembelim ben ... aman sonra yazarım neden ve yöntemlerini ..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2014       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
_KleopatrA_ adlı kullanıcıdan alıntı

Tembellikten kurtulmanın yolları
Gerekli işleri yapmak için bir türlü harekete geçemememizin sebebini kendimize hiç sorduk mu? Motivasyonumuzun neden eksik olduğunu merak ettik mi? Aslında bu soruların cevabını günümüz insanı merak etmekte ve tembelliğin sebeplerini araştırmaktadır. Hattâ birçok insan bu problemin çözümü adına birtakım seminerlere katılmakta, özel kurslar almaktadır. Bizden önce yaşayanların da bu tür problemleri vardı. Meselâ Birinci Dünya Savaşı öncesinde Doğu Anadolu'da bir alime şöyle bir soru sorulur: "Tembellik zindanına düşmemizin sebebi nedir?"

Alimin bu soruya verdiği cevapta, insanı tembelliğe sevk eden ruh pozisyonlarını birer birer tespit ederek, bunlara Kur'ân ve hadîslerden yaptığı iktibaslarla ilâçlar sunmuştur.

Onları, insanın himmetini engellemek için uğraşan düşmanlar olarak vasıf-landırır. Bir savaş meydanı tasviri yapıp, o meydanda bir savaş manzarası çizer. Bu manzarada insanın himmeti, şevk atına binmiş bir savaşçıdır. Sekiz adet düşman da himmete hücum etmek için hazırdır.

Ona göre,"Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise, matiyyesidir (bineği, taşıtı). Bundan sonra metin şu şekilde gelişerek devam eder: İşte himmetiniz şevke binip hayat meydanına çıktığı vakit:

l- En evvel şiddetli düşman olan yeis gelir. Kuvve-i maneviyeyi kırmaya çalışır. O düşmana karşı; 'Lâ taknatu: Ümidinizi kesmeyin, kılıcı kullanılmalıdır.

2- Daha sonra önde görünme hırsının baskısı saldırıya geçer. Himmetin başına vurup, atından düşürmek için uğraşır. Önde görünme isteği, aslında birbirine hiç sıkıntı vermeden çalışılan Hakk'a hizmet hissinin yerini almış bir duygudur. O düşmana karşı bir ok veya mızrak gibi; 'Künü lillah: Allah için olun' hakikati gönderilmelidir.

3- Sonra zincirleme sebep-sonuç bağı ile kurulu sistemi atlamakla işi karıştıran acelecilik gelir. Himmetin ayağını kaydırır. Bu düşmana karşı; 'İsbirû ve sâbirû ve râbitû: İbadette, musibette ve günahtan kaçınmakta sabırlı olun; sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın; her an cihada hazırlıklı bulunun.' (Âl-i İmran, 200) âyeti siper edilmelidir, bu âyetle korunulmalıdır.

4- İnsan tabiatı icabı sosyal bir varlık olduğundan, yapısı gereği haklarını korumakla, diğer insanlar içinde hakkını aramakla mükelleftir. Fakat bazen hakkını ararken kendi işlerini de dağıtan ferdiyetçilik ve ben merkezcilik ayağa kalkar. Bu düşmanla baş edebilmek için savaş meydanına himmeti âli bir savaşçı olan; 'Hayrunnâsi enfeuhum linnâs:İnsanların en hayırlısı onlara faydalı olandır.' hadis-i şerifi çıkarılmalıdır.

5- Beşinci olarak başkasının üşenmesine, tembelliğine özenerek hücum edip himmetin belini kırar. Bu düşmana karşı muhkem kale hükmünde olan; 'Ve alallahi la gayrihi fe'l yetevekkelül mütevekkilin: Tevekkül etmek isteyenler Allah'a güvensinler (başkalarına değil).' (İbrahim, 12) diyerek himmete sığınak yapılmalıdır. Başkalarının işte gevşeklik göstermesinden müteessir olmamak için, işin başından itibaren Allah'a tevekkül etmek gerekmektedir.

6- Sonra da acz ve nefsin itimatsızlığı yüzünden ortaya çıkan ve işi birbirine bırakmak mânâsına gelen gaddar düşman gelir. Himmetin elini tutup oturtmaya çalışır. Bu düşmanın üstüne; 'Lâ yazurrûkum men dalle izâhtedeytum: Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar veremez.' (Maide, 105) yüksek hakikati çıkarılmalı ki; eli himmetin eline yetişemesin.

7- Sonra Allah'ın işine mü-dahale etmek mânâsındaki dinsiz düşman gelir. Himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Onun haddini bildirmek için de; 'Vestakim kemâ ümirt: Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (Şura, 15), velâ tete'mmer âlâ seyyid: Efendine efendi olmaya çalışma.' hakikati ona gönderilmelidir.

8- Sonra bütün zorlukların anası ve bütün rezaletin yuvası olan rahata düşkünlük gelir. Himmeti esir alır ve sefalet zindanına atar. Buna karşı yüksek ahlâklı mücahit olan ve 'En leyse lil insane illa mâ sa'a: İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.' (Necm, 39) silâhını o sihirbaz cellâda gönderiniz. İnsanın fıtratı hareket üzere olduğundan, insanoğlu için meşakkatte büyük rahatlık vardır.

öğütle olmuyo olsaydı, çocukluğumdan beri herkes bu konuda öğüt veriyo hacısı hocası dahil. birileri bana yöntemler sölesin. öle kalk iş yap gibi yöntemler de deil... hem siz burda tembellikten kurtulma yolu yazmamışsınız tembelliğin kötülüğünü yazmışsınız onu bile yarım yamalak yazmışsınız. tembelliğin kötü olduğunu herkes biliyo. o yüzden buralara bakıyoruz. çözüm istiyoruz çözüm. nutuk öğüt deil...

Benzer Konular

24 Eylül 2017 / Misafir** Psikoloji ve Psikiyatri
8 Şubat 2017 / sophocan Psikoloji ve Psikiyatri
16 Temmuz 2016 / Pasakli_Prenses Tıp Bilimleri
10 Nisan 2007 / HayLaZ61 Taslak Konular
16 Temmuz 2016 / Misafir Cevaplanmış