Arama

Hint deniz seferleri ve coğrafi keşifler Osmanlı Devleti'ni nasıl etkilemiştir? - Sayfa 4

En İyi Cevap Var Güncelleme: 22 Ocak 2012 Gösterim: 100.690 Cevap: 40
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2011       Mesaj #31
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya burda hint deniz seferlerinin osmanlı devletine etkileri yazmıyo bulabilirmisiniz acil lazıım
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2011       Mesaj #32
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kanuni dönemde deniz savaşları??
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mart 2011       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Coğrafi Keşifler Coğrafi Keşifler Nedir
Coğrafi Keşifler Coğrafi Keşifler Nedir
15. ve 16. yüzyıllarda Avrupalılar tarafından yeni ticaret yollarının Okyanusların ve kıtaların bulunmasına “Coğrafi Keşifler” denmiştir. Önceleri dini ve ilmi amaçlarla başlayan dünyaya yayılma hareketleri 15. yüzyılın ikinci yarısında açık bir şekilde ekonomik amaçlara yönelmiştir.
Yeniçağ Avrupası'nda ticaretin gelişmesi paranın esası olan değerli madenlere ihtiyacı arttırmıştır. Avrupalılar değerli madenlere ulaşabilmek için Asya ve Avrupa'ya seferler düzenlemişlerdir.
Coğrafi Keşiflerin Nedenleri
Avrupalıların pusulayı öğrenmeleri gemicilik ve coğrafya bilgilerinin artması. Avrupalıların doğu ülkelerinin zenginliklerine ulaşabilmek amacıyla yeni ticaret yolları aramaları.
İstanbul'un fethinden sonra Türklerin doğu ticaret yollarına hakim olmaları ve Avrupalıların açık denizlere çıkma ihtiyacı hissetmeleri. *Avrupa'da değerli madenlerin az bulunmasından dolayı kralların (İspanyol-Portekiz) gemicileri desteklemesi. Avrupalıların Hıristiyanlık dinini yaymak istemeleri. Avrupalıların dünyayı tanımak istemeleri.
Keşifler
İpek Yolu
Çin'den başlayarak Orta Asya üzerinden Hazar Denizi'nin güneyinden ve kuzeyinden geçerek Trabzon ve Kırım Limanlarına gelen malların buralardan Avrupa'ya ulaştığı yoldur.
Baharat Yolu
Hindistan'dan başlayarak İran Körfezi ve Irak üzerinden Suriye Limanlarına veya Kızıldeniz yoluyla Süveyş ve Akabe'ye oradan da kara yoluyla İskenderiye'ye ulaşan yoldur. Uzak Doğu ile yapılan ticaret Venedik ve Mısırlıların elinde bulunuyordu. Bu devletler diğer devletlerin Baharat Yolu'ndan faydalanmasını engellemeye çalışmışlardır.
İlk keşif seyahatleri Atlantik Okyanusu ve Afrika Sahillerinde 14. yüzyılın başlarında Fransız ve Cenevizli gemiciler tarafından yapılmıştır. Bu seyahatler sonucunda Kanarya ve Azor Adaları keşfedildi.
Kristof Kolomb 1492'de Amerika Kıtası'na ulaştı. Portekizli gemici Bartelmi Diyaz'ın Ümit Burnu'nu bulmasından sonra Vasko dö Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak Hint Okyanusu ve Hindistan'a ulaştı. Portekizli Macellan ve Del Kano dünyayı dolaşarak yuvarlaklığını kanıtlamışlardır.
Keşiflerin Sonuçları
Keşifler dünya tarihinde önemli sosyal siyasal ekonomik ve dini değişikliklere neden olmuştur. Bu durum keşiflerin evrensel yönünü ortaya koymaktadır.
Eski ticaret yolları değişti. Akdeniz doğu -batı ticaretindeki önemini kaybetti. Baharat ve İpek Yolları önemini kaybetti. Bu durum Atlas Okyanusu Limanlarının önem kazanmasına neden olmuştur.
Avrupalılar yeni keşfedilen yerlerde sömürge imparatorlukları kurdular. Bu durum keşfedilen ülkelerden Avrupa'ya Altın ve Gümüş başta olmak üzere bol miktarda hamMadde götürülmesine neden olmuştur. Bu gelişmeler Avrupa'nın zenginleşmesini hayat standartlarının yükselmesini ve Rönesans hareketlerinin gerçekleştirilmesini sağlamıştır.
Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşmiş ve Avrupa ürünleri yeni pazarlar bulmuştur. Böylece daha sonraki yıllarda gerçekleşecek olan Sanayi Devrimi'ne ortam hazırlanmıştır.
Keşfedilen yerlere Avrupa'dan göçler olmuş bu durum Avrupa kültür ve medeniyetinin yayılmasını sağlamıştır.
Hıristiyanlık yeni ülkelere yayılmıştır. Ancak bazi bilimsel gerçeklerin ortaya çıkması sonucunda Hıristiyanların dini inançları zayıflamış Kilise'ye güven sarsılmıştır.
Dünyanın bazı yerleri Avrupalılar tarafından tanınmış yeni kültürler Canlılar ve ırklar ortaya çıkmıştır. Coğrafi Keşiflerin Türk Dünyası Üzerindeki Etkileri
Coğrafi Keşifler bütün insanlığı etkilemiştir. Bu yönüyle evrensel bir özelliğe sahiptir. Akdeniz Limanları Coğrafya Keşifler sonucunda önemini kaybetti. Ancak 1869'da Süveyş Kanalı'nın Fransızlar tarafından açılmasıyla bu limanlar yeniden önem kazanmıştır.
Coğrafi Keşifler Müslüman ülkeler açısından büyük zararlara neden olmuştur. İslam ülkeleri yoksullaşmış Türkistan Hanlıkları giderek zayıflamış ve Ruslar karşısında gerilemiştir. Osmanlı İmparatorluğu İpek ve Baharat Yollarına hakim olmasına rağmen yolların değişmesinden dolayı umduklarına ulaşamamıştır. Osmanlı İmparatorluğu ticaret faaliyetlerini yeniden geliştirebilmek için Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermek zorunda kaldı.
Ayrıca Osmanlı topraklarında kervan yolları boyunca faaliyet gösteren halk ve zanaatkârlar işsiz kaldı. Bu durum Osmanlı Devleti'nde ekonomik sıkıntılara ve Celali İsyanları'na zemin hazırlamıştır.
Osmanlı Devleti Hint ticaret yolunun hakimiyeti için Portekizlilerle Akdeniz hakimiyeti için de İspanyollarla mücadele etti. Endonezya'da savunma ve koruma savaşları yapan Osmanlı Devleti Hıristiyan Avrupa karşısında “Doğu Kalkanı” haline gelmiş.
Coğrafi Keşifler
Orta Çagın sonuna kadar Avrupalılaredünyanın pek az yerini tanıyorlardı.Coğrafya bilgisinin artması ve gemicilikteki gelişmeler sonucu açık denizlere çıkan Avrupalılaryeni kıtalar ve ülkeler keşfetmeye başladılar.İşte Avrupalıların 15.yüzyılın sonunda başlatıp 16.yüzyıl boyunca da devam ettirdikleri yeni yerler bulma girişimlerine Çografi Keşifler denir. Keşiflerin Nedenleri: Keşiflerin nedenleri arasındadoğu ülkeleriyle doğrudan ticare yapmak için yeni yolların aranması başta gelir.Orta Çağda Doğudan gelen ipekbaharataltınelmasinci gibi değerli mallarAvrupaya iki önemli yoldan ulaşıyordu.Bu yollardan birincisiÇinden başlayıp Karadeniz kıyılarına ulaşan İpek Yoluydu.Bu yol Türklerin elindeydi.
İkinci yol olan Baharat Yolu ise Hindistandan başlıyorbir kolu Basra Körfezi ne ulaşıyordiğerkolu ise Mısır ve Suriye limanlarında sona eriyordu.Türk ve Müslüman tüccarların bu yolları izleyerek Hindistan ve Çinden getirdiği mallarVenedik ve Cenevizliler tarafından Avrupaya ulaştırıyorlardu.Bu ticaret sayesinde doğu ülkeleri oldukça zenginleşmişti.Ancak bu mallar birkaç el degiştirdiği için Avrupada çok pahalıya satılıyordu. Avrupalılardogu ülkelerinin içinde bulundugu zenginlik ve bolluk hakkında abartılı bilgiler edinmiştir. Özellikle Venedikli gezgin Marko Polo nun esarinde okudukları hikayeler Avrupalılarda dogu ülkelerine karşı büyük ilgi ve merak uyandırmıştır. Orta Çagda Avrupalıların dünya hakkındaki bilgileri çok azdı.
Avrupalılar Haçlı seferleri sırasında Müslümanların cografya bilgisinden yararlandılar ve dünyanın yuvarlakoldugunu ögrendiler.Bunu sonucunda var olan haritaları geliştirip daha dogru haritalar yaptılar. Pusula kullanımının yaygınlaşması gemicilerin deniz ve okyanuslara güvenle açılmalarını sagladı. Gemicilik tekniginin ilerlemesi ile 15. yüzyıldan itibaren açık denizlere dayanıklı ve büyük gemiler yapıldı. Bu da keşiflerin başlamasında önemli bir etken oldu. KEŞİFLERİN SONUÇLARI Cografi keşiflerin dünya tarihinde çok önemi sosyal siyasi ve ekonomik sonuçları oldu. Bulunan yeni ticaret yolları nedeniyle Akdeniz limanları İpek ve Baharat yolları eski önemini kaybetti.
Atlas Okyanusu kıyısındaki bazı limanlar hızla gelişti ve büyük birer ticaret merkezi haline geldi. Coğrafi keşifler sonuçu Amerikada bir çok eski uygarlığın olduğu öğrenildi. Keşfedilen yerlerden bol miktarda Altın ve gümüş gibi değerli madenler ile çeşitli ham maddeler Avrupaya taşındı. Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti ve güç kazandı. Burjuvalar soyluların topraklarını satın almaya başladılar. Böylece soylular eski güçlerini ve ayrıcalıklarını kaybettiler. Avrupalı devletler keşfettikleri yerleri egemenliklerine alarak sömürge imparatorluklarını kurdular.
Keşif seferleri düzenlenen ülkelerin kaynaklarından yararlanan Avrupanın denizci ülkeleri kısa sürede zenginleşti. Zenginleşen Ailelerin kültür ve sanat hareketlerini desteklemeleri rönesansın başlamasında etkili oldu. Yeni dünyaya özgü bazı ürünler (tütün patates Domates şeker kamışı vanilya kakao vb.) Avrupaya ve oradanda dünyanın diğer bölgelerine yayıldı. Keşfedilen ülkelerde Hristiyanlık dini yayıldı. Ancak Avrupada da kiliseye ve din adamlarına olan güven azaldı. Çünkü kilise ve din adamları dünyanın düz olduğu vb. birçok yanlış bilgiyi savunmuşlardı. Başta Amerikaya olmak üzere keşfedilen yerlere Avrupadan yoğun göçler oldu. Bu göçler sonuçunda Avrupa kültür ve uygarlığı daha geniş bir alana yayıldı.
COĞRAFYANIN TARİHÇESİ VE GELİŞMESİ İLK COĞRAFYACILAR Coğrafya en eski bilim dallarından biri sayılır. İlk çoğrafyacılar eski Yunanistanda ortaya çıkmışlar o çağda çoğrafyaya doğa tarihi yada doğa felsefesi denilmiştir. Gerçektende Miletoslu Thales ve Heredotus gibi eski Yunan coğrafyacılarının çoğu aslında birer tarihçi ve felsefecidir. Coğrafyayla ilgili yapıtlarıda daha çok çevrelerineilişkin bilgileri içerir. Coğrafya sözcüğü yunanca yerin betimlenmesi anlamına gelen sözcüklerden türetilmiştir.
Eski Yunanlılar o dönemde bilime batı dünyasına özelliklede Akdenizin doğu kesimine egemen olup ticaret yapmak yeni Ticaret merkezleri kurmak için denizlere açılmış denizlere açılan Yunanlı denizçiler Havanın açık olması önemli olduğundan hızlı ve güvenli yolculuklar yapa bilmek için rüzgarlarıda incelemişlerdir. Coğrafyanınbir bilim dalı haline gelmesine en önemli etkenlerden biri eski Yunanlıların gözlemlerini ve düşüncelerini yeni kuşaklara aktarmak için kağıda dökmüş olmalarıdır. Bu konuda Mısırdaki Nil ırmağını Taşkınlarını deltasındaki değişmelerini anlatan incelemeler önemlidir.
İ.Ö.V. yy da Heredotos ilk çağlayanına kadar bir yolculuk yaptığı Nil ırmağını Kitabında anlatmış ve Nilin kaynağı konusundaki varsayımını ortaya koymuştur. Eski Yunanlılar genel olarak yer ile ilgili çalışmalarda yapmışlardır. Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk anlayan kişilerden AristOteles (İ.Ö.IV. yy.) bu yargıya felsefi akıl yürütme ve Astronomi gözlemleri yoluyla ulaşmıştır. Dünyanın yuvarlaklığı düşüncesini İskenderiye kütüphane yöneticisi Eratosthenes de desteklemiş dünyanın ölcülmesi üstüne adlı yapıtında boylam yayını ölçerek elde ettiği dünyanın cevresinin uzunluğunu vermiştir.
Rodoslu astronom Hipparkhos (İ.Ö.II. yy.) dünyadaki yerlerin konumunu belirlemek için günümüzde kullanılan enlem ve boylamların öncüsü olan cizgiler sistemi değiştirmiştir. Strabon (İ.Ö. 63-İ.S21)Cografya adlı 17 ciltlik yapıtında Galya ve İngiltereden İrana Karadenizden Etopyaya kadar yolculuklarını anlatmıştır. Dolaştığı bölgeler ve bu bölgelerde yaşıyan insanlarda ilgili betimlemelerinde atlamalara yanlışlıklara raslanırsada betimlemelerini kalıcı olmayan yapay olarak çizlmiş siyasal sınırlar içinde değil dogal sınırlar (sıra daglar akarsular gibi) içinde ele aldığı için bölgesel coğrafyanın kurucusu sayılmaktadır. İskenderiyeli Ptolemaios (İ.S 100-170) eski coğrafyacıların en ünlüsüdür.
Bölgeleri boyutlarına göre sıfıflandıran ayrıntılı alan incelemeleri yaparak fiziksel coğrafyayı sistemlemiştir.Eldeki bilgileri değerlendirerek çizdiği ve dünyanın o dönemde bilinen bölümünü içeren haritası gerçeğe çok yakındır. 8 ciltlik Coğrafya Rehberi adlı yapında bilinen bütün yerlerin listesidir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2011       Mesaj #34
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hınt denız seferlerı demıssınız degısık degısık seyler yazmıssınız bu ne yaaaaa....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2011       Mesaj #35
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kanuni sultan süleymen donemınde gerceklestırılen hınt denız seferını cografı kesıflerın osmanlı devletıne etkılerı acısından ? bnu ıstym yrdmcı olrmsnz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Nisan 2011       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hint seferlerinin osmanlıya etkisi ! çok önemliiii acillll Msn Sad
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2011       Mesaj #37
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya hint seferinin nedeni nedir ?
DratteD - avatarı
DratteD
Ziyaretçi
19 Aralık 2011       Mesaj #38
DratteD - avatarı
Ziyaretçi
Sebebi: Avusturya Kralı Ferdinand'ın Kanuni'nin İstanbul'a geri dönmesinden sonra tekrar
Macaristan'a saldırması.
Sefer:
Kanuni Ferdinand ve Şarlkenle bir meydan savaşı yapmak umuduyla Almanya içlerine kadar
ilerledi. Ancak Şarlken ve Ferdinand karşısına çıkma cesareti gösteremeyince İstanbul'a
döndü.
İSTANBUL ANTLAŞMASI(1533):

Ferdinand'ın barış isteği üzerine İLK Osmanlı-Avusturya Antlaşması İstanbul'da imzalandı(1533).
Maddeleri:
1- Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk olacak.
2- Avusturya elinde tuttuğu Macar toprakları için Osmanlılar'a vergi verecek.
Önemi: Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa'daki üstünlüğünün bir kanıtıdır.

NOT: Bu üstünlük 1606 yılında yine Osmanlı Devleti ve Avusturya arasunda imzalanacak olan ZİTVATOROK
antlaşmasıyla sona erecektir.
6)- OSMANLI-FRANSIZ İLİŞKİLERİ VE KAPİTÜLASYONLAR (1535)

İlk Osmanlı-Fransız ilişkisi Fransa kralı I. Fransuva'nın Almanya İmparatoru (Kutsal Roma Germen)
Şarlken ile yaptığı savaşta esir düşmesiyle başlamıştı. Bunun üzerine Fransuva'nın annesi dönemin
en güçlü devleti Osmanlı Devletinden yardım istemişti(1525). Bunun üzerine Kanuni Macaristan
seferine çıkarak Mohaç'da Macarları yenmiş, sonrada Avusturya ve Almanya seferlerine çıkmıştı.
Kapitülasyonlar:
Ticaret,hukuk, gümrük gibi alanlarda devletlerin birbirlerine tanıdıkları
imtiyazlardır.
Kanuni Sultan Süleyman 1535'de Fransızlar'la KAPİTÜLASYON antlaşması imzalamıştır.
KAPİTÜLASYONLARLA İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR:

1)- İlk ticari ayrıcalıklar Fatih döneminde Venediklilere verilmiştir.
2)- Kanuni'nin Fransızlarla kapitülasyon antlaşması yapmasının nedeni, Şarlken'e karşı Fransa'yı
güçlü kılarak, Avrupa hırıstiyan birliğinin oluşmasını önlemekti.
3)- Bu antlaşma süresiz değildi. İki hükümdarın yaşadığı dönemde geçerli olacaktı. Ancak
Kanuni'nin ölümünden sonra Fransızlar'ın isteğiyle 5 kez yenilenmiş ve I. Mahmut döneminde
1740'da sürekli hale getirilmiştir.
4)- Devletin gücünü koruduğu dönemlerde önemli bir sorun yaratmayan kapitülasyonlar, devletin
gücünün azalmasına paralel olarak ve Avrupa'da sanayinin gelişmesiyle önemli bir sorun
olmuştur.
5)- Başlangıçta sadece Fransızlar'a verilen bu haklar genişletilerek, diğer Avrupa devletlerine
de verilmiştir.
6)- 1923 Lozan Antlaşmasıyla Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.
C)- DENİZLERDE GELİŞMELER: 1)- RODOS ADASININ FETHİ(1522):
Rodos Sain Jean Şövalyelerinin elinde buluyordu. Şövalyeler
Akdeniz'deki Türk ticaret gemilerine büyük zararlar veriyorlardı. Bu adanın alınmasıyla bu tehdit
ortadan kalktı.
2)- BARBAROS HAYRETTİN PAŞA'NIN OSMANLI HİZMETİNE GİRMESİ :

Barbaros Akdeniz'de faaliyet gösteren bir Türk korsanı idi. Kuzey Afrika'da başarılar kazanmış
ve Osmanlılardan aldığı destek kuvvetlerle CEZAYİR'e sahip olmuştu. Osmanlı Donanması, kara ordusu
kadar güçlü değildi. Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman Barbaros'u Osmanlı Hizmetine girmeye çağırdı.
Barbaros'un bu teklifi kabul etmesiyle Osmanlı donanması güçlenirken, Cezayir de Osmanlı
topraklarına katılmış oldu.
3)- PREVEZE DENİZ SAVAŞI(1538):
Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasıyla, Andrea Dorya komutasındaki Haçlı
donanması arasında yapılan bu deniz savaşını Osmanlı Devleti kazandı.
Önemi: Preveze deniz zaferiyle Akdenizdeki Osmanlı Egemenliği kesinlik kazanmış, Akdeniz bir Türk
gölü haline gelmiştir.
4)- NİCE(NİS) KUŞATMASI:
Bu arada Fransa ile Şarlken arasında savaşlar devam ediyordu. Barbaros
Fransa'ya yardım amacıyla Fransız donanmasıyla birleşerek Nis'i kuşattı ve kaleyi ele geçirdi.
5)- TRABLUSGARP'IN ALINMASI(1551):
Sinan Paşa ve Turgut Reis 1551 yılında Malta Şövalyelerinin elindeki
Trablusgarp'ı aldı.
6)- CERBE DENİZ SAVAŞI (1559):
Andrea Dorya komutasındaki Haçlı Donanması ile Turgut Reis ve Piyale
Paşa'nın komutalarındaki Osmanlı kuvvetleri arasındaki bu deniz savaşını Osmanlılar kazandı.
Önemi: Bu zaferle Akdenizdeki Osmanlı Egemenliği pekişti.
7)- HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538-1553) Sebepleri:

a)- Coğrafi keşifler sonucu baharat yolu önemini yitirmiş, Avrupalılar Ümit Burnu yoluyla ticaret
yapmaya başlamışlardı. Portekizliler Hint Okyanusu'nda egemenlik kurmuşlardı.
b)-Hindistandaki GÜCERAT İSLAM DEVLETİ'nin Portekizliler'e karşı Osmanlılardan yardım istemesi.
Seferler: Osmanlı Devleti 1538-1553 yılları arasında bu bölgeye seferler düzenledi.
Portekizlilerle savaştı. Ancak kesin bir üstünlük sağlayamadı. Yemen, Aden, Sudan ve
Habeşistan'ın bazı kısımları bu seferler sırasında Osmanlı topraklarına katıldı.
Hint Seferlerinin Başarısız Olma Sebepleri:
a)- Osmanlı Devlet adamlarının hint yoluna gereken önemi vermemeleri,
b)- Osmanlı gemilerinin Okyanus şartlarına dayanıklı olmaması,
c)- Gücerat Sultanlığının Osmanlı Devleti'ne gereken yardımı yapmaması.

NOT: Osmanlı Padişahlarının halife olarak ilk yardım ettikleri müslüman ülke Gücerat'dır.D)- OSMANLI-İRAN (SAFEVİ) İLİŞKİLERİ(1534-1555)
Kanuni Sultan Süleyman Döneminde İran üzerine 1534-1555 yılları arasında üç sefer yapılmış, İran
Şahının barış istemesi üzerine savaşlar sona ermiştir. Sonuçta İki Devlet arasında AMASYA ANTLAŞMASI
imzalanmıştır(1555).
AMASYA ANTLAŞMASI(1555):
Bu antlaşmayla Tebriz, Azerbeycan'ın büyük kısmı, Doğu Anadolu ve Irak
Osmanlılar'a bırakılmıştır.

NOT: Amasya Antlaşması ilk Osmanlı-İran Antlaşmasıdır.KANUNİ'NİN SON SEFERİ VE ÖLÜMÜ:
Kanuni Sultan Süleyman Zigetvar seferini düzenlemiş ve Zigetvar
kalesini kuşatma sırasında ölmüştür. (1566).

:}



X_Set - avatarı
X_Set
Ziyaretçi
19 Aralık 2011       Mesaj #39
X_Set - avatarı
Ziyaretçi
Cevaplanmıştır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Ocak 2012       Mesaj #40
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bunun resimlisi yokmu acele

Benzer Konular

12 Mart 2010 / Daisy-BT Osmanlı İmparatorluğu
3 Mart 2015 / Misafir Cevaplanmış
17 Aralık 2011 / Ziyaretçi-iremm Soru-Cevap
6 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap
23 Mayıs 2014 / Misafir Cevaplanmış