Ziyaretçi
Arama
Rahmet nedir?
En İyi Cevap Var Güncelleme: 19 Kasım 2015 Gösterim: 70.642 Cevap: 5
Ziyaretçi
18 Şubat 2010
Mesaj #1
Ziyaretçi
18 Şubat 2010
Mesaj #2
Ziyaretçi
19 Şubat 2010
Mesaj #3
Ziyaretçi
3 Ocak 2012
Mesaj #4
Ziyaretçi
rahmet..allahın rahman isminden.. gelir..allha kavuştu...sevgisine...kendisine..kavuşmasını belirtmek için kullanılır kuranda rahman süresinin mealine bakın yahi tefsir alimlerin incelemesinde rahmet ismini inceleyın..mesela mudtafa islamoğlu nun tefsirine bakmak benden daha iyi olur bern tefsir alimi tegil basit bir müslümanım...
Ziyaretçi
9 Aralık 2013
Mesaj #5
Ziyaretçi
Rahmet nedir?
İncelik, ihsan, bağışlama, acıyıp esirgeme. Allah'ın kullarına acıması, onlara sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmesi anlamında Kur'anî bir tabir. Allah Teâlâ, kullarına rahmet ve şefkatle davranmayı nefsine vacib kıldığını, Rabbiniz, sizden her kim bilmeyerek fenalık yapar da arkasından tövbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. O, bağışlayan ve merhamet edendir" (e! En'am, 6/54) ayetiyle açıklamıştır. Rahmet, bütün yaratıkların iyiliğini isteyip onlara yardım etme arzusu duymaktır. Allah Teâlâ'nın bu kelimeden türemiş bazı güzel isimleri vardır; Rahmân: Esirgeyen, Rahîm: Bağışlayan, Erhamürrâhimîn: Merhametlilerin en merhametlisi, Hayrürrâhimîn: Merhametlilerin en hayırlısı, Zürrahme: Rahmet sahibi, Zü Rahmetin Vasia: En geniş Rahmet sahibi... gibi. Kur'an-ı Kerim'de yüzden fala yerde geçen bu isimler, Allah'ın rahmetinin çok ve tükenmez derecede bol ve her şeyi kapladığını gösterir. Cenab-ı Allah yaratıklarına, şanına yakışır bir acıma ve şefkat duygusu ile muamele eder. Esasen hayatın kaynağı da, bu ilâhî rahmettir. Yaratılışı düşünecek olursak, insanı oluşturan sperm ve yumurta, çok sağlam, dış etkenlerden korunmuş, rahim denilen çok müsait bir ortamda birleşerek gelişir. Hayatın ilk kıvılcımı, ancak böyle bir rahmet ortamında başlayabileceği için ona, aynı kökten türemiş olan Rahim ismi verilmiştir. Dünyaya gelen her canlı yavrusu ancak, Allah'ın verdiği nimetler ve ana-babasının sevgi ve merhametiyle gelişip büyüyebilir. Eğer bu merhamet duygusu olmasa, hayatın devamı mümkün olmazdı. Allah Teâlâ'nın; "Benim rahmetim her şeyi içine almıştır" (el-Arâf, 7/156) sözü bu gerçeği ifade etmektedir. Canlılar, ilahi rahmetin çeşitli tecellileri olan ve saymakla bitirilemeyecek nice nimetler sayesinde hayatiyetlerini devam ettirirler. Hak yolu bulmaları için Allah Teâlânın insanlara kitaplar, peygamberler göndermesi de rahmetinin bir tecellisidir: Ey Habibim Muhammed! Biz seni, alemlere rahmet olasın diye gönderdik” (el-Enbiya, 21/107),
"Bu Kitabı (Kur'an'ı) sana, her şeyin açıklaması, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için de bir müjdeci olarak gönderdik" (en-Nahl, 16/89) ayetleri bunu göstermektedir.
"Allah Teâlâ, rahmetini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuzunu yanında bıraktı, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün yaratıklar birbirine merhamet eder. Hatta yavrulu bir kısrak, yavrusu daha rahat emebilmesi için ayağını kaldırır" (Buhârî, Edeb, 19) hadisi, rahmet cevherinin aslında bir bütün olduğunu, sadece insanlara değil, bütün mahlukata verildiğini gösterir. Buna göre, Allah Teâlâ'nın gerçek rahmetinin büyüklüğünü düşünmek gerekir. Kalbinde merhamet duygusu taşıyan bir insan, içinde ilâhî bir cevher taşıyor demektir. Merhameti olmayan kişi, bu ilahi nimetten nasipsiz kalmıştır. Hz. Peygamber'in çocukları sevip okşamasına hayret eden ve on çocuğundan hiçbirini öpmediğini övünerek söyleyen bedevîye; "Şayet Allah senin kalbinden merhameti söküp almışsa, ben sana ne yapabilirim? Acımayana acınmaz. " (Buhari, Edeb, 18) demesi de bunu gösterir.
İbadetler, bilhassa oruç ve zekat, merhamet duygusunu arttırır. Müslümanın merhameti bütün müminleri bütün insanları, hatta bütün canlıları içine almaktadır. Çünkü İslam, yaratıcıya hürmet, yaratılana şefkat ve merhamet temeli üzerine bina edilmiştir. Rahmet Peygamberi (s.a.s); "İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez" (Müslim, Fedâil, 66) buyurur. Küçüklere, güçsüzlere, yardıma muhtaç olanlara, hayvanlara... rahmet ve şefkatle davranmak Peygamberimizin en önemli özelliklerinden ve ümmeti olan bizlere tavsiye ettiği şeylerdendir: "Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" (Tirmizi, Birr,15), "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere -bütün canlılara- merhamet edin ki, göktekiler de -Allah ve melekler- size merhamet etsin" (Ebu Davud, Edeb, 58).
İncelik, ihsan, bağışlama, acıyıp esirgeme. Allah'ın kullarına acıması, onlara sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmesi anlamında Kur'anî bir tabir. Allah Teâlâ, kullarına rahmet ve şefkatle davranmayı nefsine vacib kıldığını, Rabbiniz, sizden her kim bilmeyerek fenalık yapar da arkasından tövbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. O, bağışlayan ve merhamet edendir" (e! En'am, 6/54) ayetiyle açıklamıştır. Rahmet, bütün yaratıkların iyiliğini isteyip onlara yardım etme arzusu duymaktır. Allah Teâlâ'nın bu kelimeden türemiş bazı güzel isimleri vardır; Rahmân: Esirgeyen, Rahîm: Bağışlayan, Erhamürrâhimîn: Merhametlilerin en merhametlisi, Hayrürrâhimîn: Merhametlilerin en hayırlısı, Zürrahme: Rahmet sahibi, Zü Rahmetin Vasia: En geniş Rahmet sahibi... gibi. Kur'an-ı Kerim'de yüzden fala yerde geçen bu isimler, Allah'ın rahmetinin çok ve tükenmez derecede bol ve her şeyi kapladığını gösterir. Cenab-ı Allah yaratıklarına, şanına yakışır bir acıma ve şefkat duygusu ile muamele eder. Esasen hayatın kaynağı da, bu ilâhî rahmettir. Yaratılışı düşünecek olursak, insanı oluşturan sperm ve yumurta, çok sağlam, dış etkenlerden korunmuş, rahim denilen çok müsait bir ortamda birleşerek gelişir. Hayatın ilk kıvılcımı, ancak böyle bir rahmet ortamında başlayabileceği için ona, aynı kökten türemiş olan Rahim ismi verilmiştir. Dünyaya gelen her canlı yavrusu ancak, Allah'ın verdiği nimetler ve ana-babasının sevgi ve merhametiyle gelişip büyüyebilir. Eğer bu merhamet duygusu olmasa, hayatın devamı mümkün olmazdı. Allah Teâlâ'nın; "Benim rahmetim her şeyi içine almıştır" (el-Arâf, 7/156) sözü bu gerçeği ifade etmektedir. Canlılar, ilahi rahmetin çeşitli tecellileri olan ve saymakla bitirilemeyecek nice nimetler sayesinde hayatiyetlerini devam ettirirler. Hak yolu bulmaları için Allah Teâlânın insanlara kitaplar, peygamberler göndermesi de rahmetinin bir tecellisidir: Ey Habibim Muhammed! Biz seni, alemlere rahmet olasın diye gönderdik” (el-Enbiya, 21/107),
"Bu Kitabı (Kur'an'ı) sana, her şeyin açıklaması, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için de bir müjdeci olarak gönderdik" (en-Nahl, 16/89) ayetleri bunu göstermektedir.
"Allah Teâlâ, rahmetini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuzunu yanında bıraktı, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün yaratıklar birbirine merhamet eder. Hatta yavrulu bir kısrak, yavrusu daha rahat emebilmesi için ayağını kaldırır" (Buhârî, Edeb, 19) hadisi, rahmet cevherinin aslında bir bütün olduğunu, sadece insanlara değil, bütün mahlukata verildiğini gösterir. Buna göre, Allah Teâlâ'nın gerçek rahmetinin büyüklüğünü düşünmek gerekir. Kalbinde merhamet duygusu taşıyan bir insan, içinde ilâhî bir cevher taşıyor demektir. Merhameti olmayan kişi, bu ilahi nimetten nasipsiz kalmıştır. Hz. Peygamber'in çocukları sevip okşamasına hayret eden ve on çocuğundan hiçbirini öpmediğini övünerek söyleyen bedevîye; "Şayet Allah senin kalbinden merhameti söküp almışsa, ben sana ne yapabilirim? Acımayana acınmaz. " (Buhari, Edeb, 18) demesi de bunu gösterir.
İbadetler, bilhassa oruç ve zekat, merhamet duygusunu arttırır. Müslümanın merhameti bütün müminleri bütün insanları, hatta bütün canlıları içine almaktadır. Çünkü İslam, yaratıcıya hürmet, yaratılana şefkat ve merhamet temeli üzerine bina edilmiştir. Rahmet Peygamberi (s.a.s); "İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez" (Müslim, Fedâil, 66) buyurur. Küçüklere, güçsüzlere, yardıma muhtaç olanlara, hayvanlara... rahmet ve şefkatle davranmak Peygamberimizin en önemli özelliklerinden ve ümmeti olan bizlere tavsiye ettiği şeylerdendir: "Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" (Tirmizi, Birr,15), "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere -bütün canlılara- merhamet edin ki, göktekiler de -Allah ve melekler- size merhamet etsin" (Ebu Davud, Edeb, 58).
SMD MiSiM
RAHMET, -tl a. (ar. rahmet'ten).
1. Tanrı’nın kullarını, günahlarını bağışlaması, onlara merhamet etmesi: Allah rahmet eylesin.
2. Yağmur: Rahmet yağıyor.
3. Rahmet okumak, bir kimse için Tanrı’nın merhamet ve bağışlamasını dilemek amacıyla dua etmek. || Rahmet okumamak, bir kimsenin kötülüğüne çalışmak, onu yerici, aşağılayıcı bir tutum içinde olmak. || Bir kimseye rahmet okutmak, bir kimse sözkonusuysa, kötü olarak bilinen bir kimseden daha kötü çıkmak: Oğlu babasına rahmet okutur | Rahmet olsun canına, "Alah rahmet eylesin" anlamanda ölüler ankâğı zaman taAorvtan iyi dtekasözü.J Rahmeti ratmana tokuşmak, ölmek.
—Esk. Rahmet-i hüda, Tarm'ntn rahmeti. || Rahmet-uHahi-aieyh. Tann'nın rahmeti onunla olsun.
—isi. Allah'ın sevgisi, acıması ve nimetleri. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. "Rahmet” sözcüğü, Kuran’da 114 kez yinelenir ve bu ayetlerde genellikle Allah'ın sevecenlik ve merhametinden, nimetlerinden söz edilir. Buna göre, “Allah, kendisine merhameti yazmış" (VI, 12,54), yani kutlan na acıma vs onlan nimetlerinden yararlandırmayı, bir bakıma kendisi için bir görev saymıştır. O’nun rahmeti çok geniştir (VI, 148) ve her şeyi kuşatmıştır (VII, 156; XL, 79). Bir kudsi hadise göre O, “Rahmetim öfkemi geçmiştir" buyurur. Kuran'da kutsal kitaplar, peygamberler, insanların şeytana ve genel olarak kötülüklere karşı direnç gösterebilmeleri, ahlaksal annmışlığa ulaşabilmeleri Allah'ın rahmeti ile açıklanır. Ayrıca, gece ile gündüzün birbirini izlemesi, rüzgârın esmesi, yağmurun yağması ve yeryüzünü nimetlerin kaplaması, insanların bunlardan yararlanmaları da yine Allah'ın rahmeti ile olur (XXV, 48; XXVII, 63; XXVIII, 73; XXX, 45; XLII, 28). Tanrı’nın üstün gücü anlatılırken şöyle denir: “Bak Allah'ın rahmetinin işaretlerine, yeryüzü öldükten sonra nasıl canlanıyor!" (X>0<, 50). O'nun rahmetinin tecelli etmesine kimse engel olamaz (XXXIX, 38) ve O’nun rahmetinden ancak sapkınlar ümit keser (XV, 56). Allah, Hz. Muhammet'e şöyle buyurur: "(Günah işlemekle) öz canlarına kötülük eden kullarıma şunları söyle: Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. O, bağışlayıcıdır, merhametlidir” (XXXIX, 53).
1. Tanrı’nın kullarını, günahlarını bağışlaması, onlara merhamet etmesi: Allah rahmet eylesin.
2. Yağmur: Rahmet yağıyor.
3. Rahmet okumak, bir kimse için Tanrı’nın merhamet ve bağışlamasını dilemek amacıyla dua etmek. || Rahmet okumamak, bir kimsenin kötülüğüne çalışmak, onu yerici, aşağılayıcı bir tutum içinde olmak. || Bir kimseye rahmet okutmak, bir kimse sözkonusuysa, kötü olarak bilinen bir kimseden daha kötü çıkmak: Oğlu babasına rahmet okutur | Rahmet olsun canına, "Alah rahmet eylesin" anlamanda ölüler ankâğı zaman taAorvtan iyi dtekasözü.J Rahmeti ratmana tokuşmak, ölmek.
—Esk. Rahmet-i hüda, Tarm'ntn rahmeti. || Rahmet-uHahi-aieyh. Tann'nın rahmeti onunla olsun.
—isi. Allah'ın sevgisi, acıması ve nimetleri. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. "Rahmet” sözcüğü, Kuran’da 114 kez yinelenir ve bu ayetlerde genellikle Allah'ın sevecenlik ve merhametinden, nimetlerinden söz edilir. Buna göre, “Allah, kendisine merhameti yazmış" (VI, 12,54), yani kutlan na acıma vs onlan nimetlerinden yararlandırmayı, bir bakıma kendisi için bir görev saymıştır. O’nun rahmeti çok geniştir (VI, 148) ve her şeyi kuşatmıştır (VII, 156; XL, 79). Bir kudsi hadise göre O, “Rahmetim öfkemi geçmiştir" buyurur. Kuran'da kutsal kitaplar, peygamberler, insanların şeytana ve genel olarak kötülüklere karşı direnç gösterebilmeleri, ahlaksal annmışlığa ulaşabilmeleri Allah'ın rahmeti ile açıklanır. Ayrıca, gece ile gündüzün birbirini izlemesi, rüzgârın esmesi, yağmurun yağması ve yeryüzünü nimetlerin kaplaması, insanların bunlardan yararlanmaları da yine Allah'ın rahmeti ile olur (XXV, 48; XXVII, 63; XXVIII, 73; XXX, 45; XLII, 28). Tanrı’nın üstün gücü anlatılırken şöyle denir: “Bak Allah'ın rahmetinin işaretlerine, yeryüzü öldükten sonra nasıl canlanıyor!" (X>0<, 50). O'nun rahmetinin tecelli etmesine kimse engel olamaz (XXXIX, 38) ve O’nun rahmetinden ancak sapkınlar ümit keser (XV, 56). Allah, Hz. Muhammet'e şöyle buyurur: "(Günah işlemekle) öz canlarına kötülük eden kullarıma şunları söyle: Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. O, bağışlayıcıdır, merhametlidir” (XXXIX, 53).
Kaynak: Büyük Larousse
Benzer Konular
| 26 Aralık 2012 / merve:) Soru-Cevap |
| 19 Kasım 2015 / MaRCeLLCaT X-Sözlük |
| 10 Ocak 2009 / zegamemati Kur'an-ı Kerim |
| 27 Kasım 2009 / _KleopatrA_ X-Sözlük |
| 6 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap |
| Kapat Saat: 20:19 Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Benzer Konular
Son MesajlarYenile Yükleniyor... |
Sayfa 0.058 saniyede 10 sorgu ile oluşturuldu