Arama

Istanbul'un Türk kültürü ile sanat ve estetik anlayışı hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 8 Mart 2012 Gösterim: 14.394 Cevap: 14
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
istanbul türk kültürü ile sanat ve estetik anlayışına bir örnek söyleyiniz?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
istanbulun türk kültürü ile sanat ve estetik anlayışına bir örnek. bu örnekte,zamanla değişime uğrayan ya da sürekliliğini koruyan unsurlar nelerdir? bu değişim ya da sürekliliğin sebepleri hakkında neler söylenir?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
istanbulun türk kültürü ile sanat ve estetik anlayışına bir örnek. bu örnekte,zamanla değişime uğrayan ya da sürekliliğini koruyan unsurlar nelerdir? bu değişim ya da sürekliliğin sebepleri hakkında neler söylenir?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türk devletinin kültür sanat ve estetik anlayışının oluşumu ve gelişimi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çok acil türk devletinin kültür sanat ve estetik yapısının oluşumuna ait bir yazı gerekli Msn Happy
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Şubat 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türk Kültürü

Türklerin fizik özellikleri olan çekik gözlülük çıkık elmacık kemikli esmer tipoloji tarih içinde değişmiştir.
Dedelerin adları genellikle torunlara verilir. Pekçok yörede her adın bir sıfatı vardır.
Günlük hayatta miladi takvim kullanılır. Ancak kültürel hayat İslam medeniyetiyle iç içe[kaynak belirtilmeli] olduğundan hicri takvim adları yaşatılır Recep Şaban Ramazan adları hem ad olarak konur hem günlük dini yaşayışta kullanılır.
Türkler Avrasya denilen coğrafyaya yayılmışlardır ve Anadolu''ya göç etmişlerdir.
Çadır yerleşiminden kent yerleşimine geçen Türkler ahşap evlerden apartmanlara ve sitelere evrilen kent kültürüne geçmişlerdir. Ev dekorasyonunda kilimden halıya sedirden mobilyaya sandalyeden koltuğa tahta pencereden pimapen pencereye evrilen ev kültürü geniş aileden çekirdek aileye evrilmiştir. Batılı giyim kuşam yaygın olmasına rağmen eski giyim kültürü devam etmektedir. Ocak ve mangal düzeninden kalorifer ve doğalgaz düzenine geçen ısıtma sistemi; eşek ve attan arabaya; siniden masaya; şerbetten meyva suyuna; bozadan kolaya; hamamdan saunaya; dere kenarı yıkamadan çamaşır makinesine; teldolaptan buzdolabına temizlik ve sağlık kültürü gelişmiştir. Yemek kültürü et merkezli olup ot süt ekmek bal balık yumurta yoğurt temel besinlerdir.

Orhan Pamuk

Hayvancılık at eşek sığır manda ayıdeve koyun keçi arı ördek tavuk yetiştirmeciliğindedir. Tarım ürünleri arpa buğday pirinç pamuk kabak bakla nohut fasulye havuç lahana soğan sarımsak hıyar turp bamya patlıcan domates biber elma tütün çay zeytin erik üzüm patates ayva armut kavun karpuz iğde nar kiraz vişne muz çilek fıstık gibi sebze ve meyvelerdir. Dokumacılık ayakkabıcılık terzilik en yaygın zenaatlerdir. Çarşı ve bedestenden marketlere süpermarketlere günlük alışveriş kültürü gelişkindir. Semt pazarları devamlı işler.
En modern iletişim sistemleri kullanılmakta kara hava deniz ve demiryollarında modern araçlarla seyahat edilmektedir. Kent içi raylı sistemler ve metro mevcuttur.
Dil [değiştir]

Türkler Göktürk Uygur Araplar (halk)Arap Mani Brahmi Süryani Grek İbrani Kiril Latin alfabelerini kullandılar. Türkiye''de 1928''den beri Latin alfabesi kullanılmaktadır. Türk dili zengin bir sanat geleneğine sahiptir ancak son yüzyıldaki kültür değişmesiyle Batı dillerinin etkisi altındadır. Küreselleşme dünya kültürlerine Amerikan kültürü''nü hayat tarzı olarak en küçük köylere kadar benimsetmekte ulusal kültür unsurları yabancı kültürüyle ikilik içinde yaşamaktadır. Türk dilinin zengin atasözleri ve deyimleri dahi dublaj diline feda edilmektedir. (ayrıca bakınız: Türkçe)
Sanat [değiştir]

Sultanahmet Camii iç görünüşü İstanbul

Mimaride dini yapılar anıtsaldır. Yakınçağa kadar temel üslup Koca Sinan''da belirginleşmiştir. Resimde ve heykelde din kültürünün etkisiyle gelişme olmamıştır ancak minyatür ve süsleme sanatlarında olmuştur. Türk sanatı çini hat ebru ve seramikte tezhip ve halıcılıkta gelişmiştir.
Müzik gerek sivil gerek askeri müzikte sanat müziğinden hafif müziğe evrilir. Dini müzik Türk müziğinin önemli unsurudur. Halk müziği klasik ve arabesk özelliktedir. Türk sanat müziği çağdaş bir sesle hafif müzik klasik ve pop müzikle gelişmektedir.
Türk edebiyatı şiir hikâye roman deneme mizah eleştiri dallarında eski ve yeni formatlarda dünya dillerine çevrilen eserler üretmektedir. Sözlü edebiyat geleneği dini edebiyat formunda yaygındır ve en meşhuru kandillerde okunan mevliddir. Halk edebiyatında dünya kültürüne Nasreddin Hoca tanıtılmış halk danslarıyla ve seyirlik sanatlarla tarihi kültür yapıları yaşatılmıştır. (ayrıca bakınız: Türk sanatı Türk müziği Türk edebiyatı Türk mimarisi).
Ahlak [değiştir]

Türk ahlakı yiğitlik kahramanlık üzerine kuruludur.[kaynak belirtilmeli] Alp ve gazilikten yüksek karakterli ve temiz kalpli korkusuz inanç ve irfanlı milliyetperver adalet ve iffete düşkün karakterleri Kutadgubilig''den beri sayılan özelliklerdir.[kaynak belirtilmeli](ayrıca bakınız: İslam ahlakı).
Hukuk [değiştir]

Şeriat hukukundan laik Medeni Hukuk''a geçen Türklerin toplum yaşamı Batı medeniyeti çerçevesinde anayasal hukuku benimser. Kamu hukuku ve özel hukuk günlük yaşam kültürünü Batı ile paralel bir düzeye getirmiştir. Bununla birlikte özel hukuk alanında töre ve örf hukuku geçerli olabilmektedir. Hukuk sistemi evrensel hukuk kurallarıyla uyumludur ve AB''ye girildiğinde AB hukuku geçerli olacaktır. Günlük hukuk kültüründe adalet mekanizması ağır işlemektedir. Düşünce özgürlüğüne engel yasalar bulunmaktadır. (ayrıca bakınız: Hukuk).
Siyasi kültür [değiştir]

Türk siyasi kültürü; beylik hakanlık sultanlık ve tek partili cumhuriyetten demokratik laik çok partili cumhuriyete doğru gelişmiştir. Osmanlı merkezi siyasi yapısı ve bürokratik düzen öğelerinin etkileri cumhuriyette görülmesine rağmen Batı tarzı demokratik rejim yerleşmektedir. Sivil toplum güçlenmektedir. Siyasi kültür askeri müdahalelerle birlikte gelişmektedir. Bunun temeli Türk kültüründe ordu - millet kavramıdır ve askeri darbelerden sonra otoriterlikten demokratik düzene geçiş sağlanmaktadır. Siyasi kültürün zayıf yönleri vesayetçilik ve hoşgörüsüzlüktür. Askerlik bir kültür unsuru olarak Türk kültüründe önemli bir işleve sahiptir. Askerlik yapmamış gençlere kız verilmemesi hâlâ yaygın bir adettir. Etnik ve dini milliyetçilikler partizanlık siyasi kültürde olumsuz ve acı olaylara yol açmışlardır. Halkın devlete bakışı Devlet Baba kavramıyla hâlâ yaygındır. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki otoriteryenlik yerini liberal demokrasiye terk etmektedir.
Spor [değiştir]

Türk spor tarihi Yaşar Doğu Tanju Çolak Cemal Kamacı gibi milli şahsiyetlerle ifade edilmesine rağmen toplumda spor yapma yaygınlığı ve spora ayrılan bütçe çok geridir. En kabul gören spor futboldur [1] . Geleneksel yağlı güreş [2] ata sporu olarak sürerken avcılık binicilik kılıç okçuluk cirit atletizm halter de Dünya ve Olimpiyat[3]dallarında uluslararası başarı gösterilmektedir.
Türk mutfağı ve ilgili sunular [değiştir]

Ana madde: Türk mutfağı

Türk kahvesi

Lokum
Türk mutfağı Osmanlı''nın mutfağını miras almaktadır. Osmanlı muftağı da Türk Arap Yunan ve Pers mutfaklarının birleşimi ve saflaştırılması olarak tanımlanabilir.[4] Türk mutfağı ayrıca Batı Avrupa mutfağından olduğu kadar bu mutfaklardan ve diğer komşu mutfaklardan etkilendi. Osmanlılar Orta Asya''dan Yoğurt gibi geleneksel Türki unsurları kendi ülkelerindeki çeşitli yemek pişirme geleneklerini ile etkilendikleri Orta Doğu mutfağıyla birleştirdiler. Osmanlı İmparatorluğu gerçekten koskocaman bir teknik özellik dizisi yarattı. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu''nun Osmanlı yemeklerinden küçük parçalar ve örnekler içerdiği çeşitli bölgelerinde gözlemlenebilir.
Tamamı alındığında Türk mutfağı homojen değildir. Bir taraftan ortak Türk yemekleri ülkenin boydan boya ucunda bulunabilirken ayrıca bölgeye özgü yemekler de vardır. Karadeniz bölgesinin mutfağı (Türkiye''nin kuzeyi) mısır ve hamsi balığına dayanır. Güneydoğu-Urfa Gaziantep ve Adana kebapları mezeleri ve hamurişine dayalı tatlıları;baklava kadayıf ve künefe ile. Özellikle Türkiye''nin batı kısmında zeytin ağacı bolbol yetiştirilir. Zeytin yağı yağlar içinde pişirme işlerinde en çok kullanılandır.[5] Ege Bölgesi Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi sebzeler otlar ve balık zenginliği açısından Akdeniz Bölgesi temel özelliklerini gösterir. Orta Anadolu kendine özgü keşkek (kashkak) mantı (özellikle Kayseri) ve gözleme gibi hamurlu yemekleriyle meşhurdur.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Şubat 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
TÜRK-İSLÂM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK

1. Devlet YönetimiTürkler Müslüman olduktan sonra da devlet yönetimi ile ilgili geleneklerine devam ettiler. Hükümdarlar, Allah’ın yeryüzündeki temsilcileri durumunda idi. Hükümdar, töre ve yasalara aykırı olmamak koşulu ile uygulamada mutlak hâkimdi. Ülke, hanedanının ortak malı sayılır ve hanedan üyeleri tarafından sultana bağlı olarak ortaklaşa yönetilirdi. Taht kavgaları bu sistemin bir sonucudur. Hü­kümdarların yasama, yürütme ve yargı yetkileri vardı. Orduya komuta etmek, halkın huzur ve refahını sağlamak, görev ve sorumlulukları arasındaydı.Karahanlılarda hükümdara han, kara, Gaznelilerde sultan adı verilirdi. Sultan ünvanını ilk kullanan Türk Hükümdarı Gazneli Mahmut (Sultan Mahmut) olmuştur.Moğol hükümdarlarına kağan denirdi. Devlet işlerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı yere de kurultay adı verilirdi. Ordu komutanlarına ise noyan adı verilirdi.Selçuklular da önce yabgu daha sonra sultan ünvanı kullanıldı. Selçuklularda ilk divan teşkilatı, Melikşah döneminde Ni­zam-ül Mülk tarafından kuruldu. Devlet işleri Büyük Divan denilen yerde görüşülüp karara bağlanırdı. Divanın alt kademeleri vardı. Her alt kademede ayrı bir iş görülürdü. Gazneliler, divan teşkilatını Abbasilerden örnek aldılar.Ülkeler kolay yönetim için eyaletlere ayrılmıştı.

Eyaletlerde melikler görev yapardı. Eyaletlerin başında hanedana mensup kişiler (melikler) bulunurdu. Meliklerin genç ve tecrübesiz olmaları halinde yanlarına Türkmen beyi (atabey) verilirdi. Not: Ülkenin hükümdar ailesinin ortak malı sayıldığı düşüncesi bütün Türk Devletlerinde kabul görmüş ortak bir düşünce idi. Bu anlayış taht kavgalarına ve Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmalarına neden olmuştur. 2.Adalet İşleri ve HukukTürk-İslam Devletlerinde hukuk, Şer’i ve Örfi olmak üzere ikiye ayrılırdı:Şer’i Hukuk: Şeriat, din kuralları.Örfî Hukuk: Gelenekler, töre.Şer’i hukuk ile ilgili davalara kadı bakardı.Örfi hukuk ile ilgili davalara bakan yüksek bir mahkeme vardı.

Bu mahkemenin başı emir-i dad idi.Ordu içindeki anlaşmazlıklara “kadıasker” (kazasker) bakardı.3. OrduTürk Devletlerinde ordu sürekli olarak önemini korumuş bir kurumdur. Türk devlet anlayışında ve Türk Milleti’nin kültüründe ordu kavramı her zaman için büyük önem taşımıştır.İslam öncesinde olduğu gibi, İslam sonrası da Türk Devletleri ‘nde ordu büyük önem taşımaya devam etti. Karahanlı Devleti’nde ordu çeşitli Türk boylarından oluşuyordu. (Karahanlı Devleti kuruluş itibari ile tamamen Türk özelliği taşıyan bir devlettir.) Gazneliler Devleti’nde ise durum biraz daha farklı idi. Gazneliler Devleti’nin kuruluş itibari ile çok milletli bir yapıya sahipti. Bu durum orduda da kendini göstermişti. Gazneli ordusu birçok milletten oluşuyordu. Büyük Selçuklu Devleti’nde Türk ordusu çok daha gelişmiş ve büyümüştür. Büyük Selçuklu ordusu altı ayrı bölümden oluşuyordu. Bunlar:Gulemân-ı Saray: Çeşitli milletlerden toplanan kölelerin özel bir eğitimle saray için yetiştirilmesi ile oluşmuş askerlerdir. Hassa Askerleri: Çeşitli Türk boylarından oluşan atlı askeri birliklerdir.Melik ve Vali askerleri: Melikler ve valilerde savaş zamanı emrindeki askerlerle Sultan’ın ordusuna katılırdı.Bağlı Devlet ve Beyliklerin Askerleri: Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı devlet ve beylikler de savaşa zamanı Büyük Selçuklu Devleti’ne asker verirlerdi.(Ermeni ve Gürcü krallıkları gibi)Türkmenler: Göçebe olarak yaşayan Türkmenler savaş ortamına her an hazır bulunurlar ve gönüllü olarak Sultan’ın ordusuna katılırlardı.Sipahiler: İkta (toprak sahibi) olanların, gelirlerinin bir bölümü ile beslemek zorunda oldukları askerleridir. Buna göre ülke toprakları vergi gelirlerine göre bölümlere ayrılırdı. bu bölümlere İkta denirdi.Bu toprakları işleyen çiftçiler, devlete vermeleri gereken vergiyi “Sipahi”ye verirlerdi. Sipahi de gelirinin bir bölümü ile atlı asker yetiştirirdi. Bu sisteme Osmanlı Devleti döneminde “Tımar “adı verilmiştir.Not: İkta sistemi ilk defa Büyük Selçuklu Devleti veziri olan Nizamül- Mülk tarafından uygulanmıştır.4. Din ve İnanışTürkler İslam dinine girdikten sonra bu dinin liderliğini üstlenmişlerdi. İslam dinini geniş alanlara yaymak için fetih hareketlerine girişmişler ve Türkler sayesinde İslam dini çok geniş alanlara yayılmış ve bir dünya dini haline gelmiştir.Bugün, Pakistan, Hindistan, Afganistan, Balkanlar gibi coğrafyalarda İslam dininin yayılması Türkler sayesinde olmuştur. Türkler İslam dininin daha çok Sünni- Hanefi ekolünü benimsemişlerdir. Hanefi mezhebine Türk mezhebi de denmektedir. Sünni İslam anlayışı yaymak ve korumak için mücadele etmişlerdir. Not: Nizamül- Mülk’ün açmış olduğu Nizamiye medreselerinin amacı Sünni İslam anlayışını korumak ve geliştirmekti.TarikatlarTürkler arasında sûfîlik (tasavvuf) anlayışı da oldukça gelişmiştir. Sûfilik hareketi sonucunda birçok tarikat ortaya çıkmıştır. Bunların başlıcaları; Rifailik, Kadirilik, Kübrevilik, Yesevilik, Ekberilik’tir. Bunlardan Yeseviliğin kurucusu bir Türk-İslam alimi olan Hoca Ahmet Yesevi ‘dir. Hoca Ahmet Yesevi İslam Dini’nin Türkistan’da (Orta Asya) yayılmasında çok önemli bir role sahiptir. Bugün dahi Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi, bütün Türk boyları tarafından saygıyla anılmaktadır.5. Ekonomik Hayat Türk-İslam devletlerinde ekonomik hayat Büyük Selçuklu Devleti zamanında büyük bir gelişme gösterdi. Ticaret yolları üzerine hanlar ve kervansaraylar inşa edildi.Toprak YönetimiTürk-İslam devletlerinde ülke toprakları yönetim bakımından dört ayrı bölüme ayrılmıştı. Bunlar;Has Toprakları: vergi gelirleri Sultan’a ait topraklardır.İkta Toprakları: Gelirleri, Hizmet ve maaş karşılığı olarak kumandanlara, askerlere ve devlet adamlarına bırakılan topraklarıdır. (İkta sahibi olan devlet adamı veya komutan belirli sayıda devlete asker yetiştirmek zorundaydı.)Mülk Toprakları: Kişilere ait topraklardır. Sahibi toprağı istediği gibi kullanma hakkına sahiptir.Vakıf Toprakları: Okul, hastane gibi sosyal kurumların ihtiyaçlarını karşılamak için devlet tarafından bu kurumlara verilen topraklardır.Timur Devleti zamanında Tarım ve ticaretle uğraşanlardan alınan vergiye tamga adı verilmiştir.6. Dil ve EdebiyatKarahanlı Devleti’nde resmi dil Türkçe idi. Resmi yazılar Uygur alfabesi ile yazılıyordu. Karahanlı Devleti’nin bu milli kimliği sayesinde bu dönemde Türk kültürü oldukça gelişmiş ve Türk kültürü açısından çok önemli olan birçok eser yazılmıştır. Gaznelilerde ve Büyük Selçuklu Devleti’nde ise durum biraz daha farklı idi. Bu devletlerde bilim dili Arapça idi. Resmi dil olarak da Farsça kullanılıyordu. Halk ise Türkçe konuşuyordu. Bu dönemlerde Türk kültür tarihi için önem taşıyan belli başlı eserler ve yazarları şunlardır.Divan-ı Lügat-it Türk ®Kaşgarlı Mahmud: Türkçe ‘nin zengin bir dil olfuğunu göstermek ve Araplara Türkçe öğretmek amaci ile yazılmış bir eserdir.Şehname ® FirdevsiDivan-ı Hikmet ® Hoca Ahmet YeseviAtabet’ül Hakayık ® Edip AhmetKutadgu Bilig ® Yusuf Has HacipMoğollar kültür ve medeniyet alanında Türklerden önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Bu dönemde Çağatay lehçesi bütün Orta Asya da etkinliğini arttırmıştı. Timur Devleti döneminin en ünlü yazar ve şairi Ali Şir Nevai’dir. Ali Şir Nevai, Türkçe’nin Farsça’dan üstün bir dil olduğunu göstermek amacı ile Muhakemet-ü’l Lugateyn adlı bir eser yazmıştır. Babür Şah da Çağatay lehçesi ile şiirler yazmıştır. Özbek Hanlıklarından Hive Han’ı Ebu’l Gazi Bahadır Han’ın yazmış olduğu Secere-i Türki ve Secere-i Terakkime dönemin ünlü diğer eserleridir. Bilim ve Sanat: Türk hükümdarları âlimleri korudular. İlim, edebiyat ve sanatın hamisi olarak büyük hizmetler yaptılar. Ülkeyi; cami, medrese kütüphane, hastane, imaret ve kervansaraylarla donattılar, Bunlara bağlı vakıflar kurarak varlıklarının devamını sağladılar. Karahanlılar döneminde Türkistan’da bulunan Semerkant, Buhara, Kaşgar gibi şehirler öenmli bilim ve sanat merkezleri olmuştu.Selçuklularda ilk medrese, Tuğrul bey zamanında Nişabur’da açıldı. Alp Arslan döneminde medreseler devlet himayesi altına alındı. Nizam-ül Mülk’ün gayreti ile nizamiye medresesi kuruldu (1067).Daha sonra nizamiye medreseleri birçok ilde açıldı. Bu medreselerde İslami bilenlerin yanında müspet bilimlerde okutuldu. Büyük Türk-İslâm BilginleriFarabi > Felsefe İbn-i Sina > Tıp Uluğ Bey > AstronomiBiruni > Matematik Barani > Trigonometri Ali Kuşcu > AstronomiSanatTürk-İslam devletlerinde gelişen başlıca sanat dalları, çinicilik, minyatür, tezhip, ebru, süsleme, hat, oymacılık, kakmacılık ve mimaridir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mart 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen şu soruya bir cevap ve birde resim bulsanız yaaaaaa .............................
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Haziran 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hadii
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ocak 2012       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bana bu konuda yardım erde seniz çok memlun olurum
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ocak 2012       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
cabuk bir cevap ve resim acil anlayin bizi artik.

Benzer Konular

8 Ocak 2013 / Misafir Cevaplanmış
29 Nisan 2011 / Misafir Cevaplanmış
8 Mayıs 2011 / ßuSrA Soru-Cevap
30 Mayıs 2011 / şerife Soru-Cevap
11 Ocak 2013 / Misafir Soru-Cevap