Arama

Spor turizmi nedir, örnek verir misiniz? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 5 Mart 2013 Gösterim: 34.278 Cevap: 34
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2012       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
spor turizmi nerelerde yapılır
Sponsorlu Bağlantılar
gizli dost xD - avatarı
gizli dost xD
Ziyaretçi
13 Mart 2012       Mesaj #22
gizli dost xD - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

spor turizmi merkezleri ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum

off kimse bilmiyor mu? Zaten bence de çok saçma ama ödev ne yaparsın :/
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Mart 2012       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Daha fazla bilgi yok mu? Aslında bence çok saçma ama öden ne yaparsın :/
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2012       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
deniz turizmine örnekler verebilir misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Mart 2012       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Spor turizminin merkezleri nerelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2012       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yha hadi söleyin spor turizmini yha
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Mart 2012       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
verilmiş işte yukarıda
kürek yarışları
yağlı güreşler...
gökhan416 - avatarı
gökhan416
Ziyaretçi
27 Mart 2012       Mesaj #28
gökhan416 - avatarı
Ziyaretçi
Dünyada spor endüstrisini oluşturan önemli kalemlerden biri olan spor turizmi, ülkemizde maalesef yeteri kadar yatırım yapılmamış atıl duran alanlardan biri. 2006 yılında toplam 20 milyon turist çeken bir ülke için bu durum tezat oluşturmakta.
Spor turizmi, dünyada toplam turizm aktivitesinin %32'sini oluştururken, ülkemizde bu oran % 1,5'lerden ileri gidemiyor. 2004 ve 2005 verilerine göre, Türkiye'ye gelen turistlerin geliş nedenlerinin gezi-eğlence(deniz- kum turisti), kültür-din, alışveriş ve yakınlarını ziyaret amaçlı olduğu görünüyor. Bu yıl TURSAB[/b] ve bakanlığın gayreti bu alanların yanına kongre turizmini eklemek. Geçtiğimiz aylarda ise Kültür ve Turizm Bakanlığı[/b] Sporla Tanıtım Projesi adı altında hazırladığı projeyi geliştirebilmek için 32 federasyon ile toplantı yaptı. Ülkenin spor ve turizm konusundaki iki önemli kurumu ülke turizmi ve ülke sporu adına çok önemli bir adım atmış oldular.
Konunun önemini daha iyi vurgulamak için Spor Turizmini doğru anlatmak gerekir. Spor olayına aktif veya pasif olarak katılmak amacıyla yer değiştirenler, spor turistlerini oluşturmaktadır. Spor turistleri, sporcular (lisanslı, lisanssız), spor kafileleri (takımlar, yöneticiler, görevliler, sağlık mensupları vb.), kamu görevlileri, teknik komiteler, basın mensupları, sponsor marka temsilcileri, gönüllüler ve seyircilerden oluşmaktadır.

Ne demek aktif, pasif katılım? [/b]
[/b]
İster amatör, ister profesyonel olarak bir spor olayını icra edene aktif katılımcı diyoruz. Örneğin ülkemizde müsabaka veya kamp yapan profesyonel futbol kulüpleri, kayak, rafting, rüzgar sörfü gibi amatör sporları yapanlar aktif katılım yapan spor turistleridir. Pasif katılımcılar dediğimiz turistler ise genelde, olimpiyatlar, futbol şampiyonları, Formula 1 gibi biletli spor etkinliklerini izlemek için gelen sporseverlerdir. Kültür Turizm Bakanlığı[/b]'nın ve GSGM[/b]'nin amacı, her iki guruba ait turistlerin sayısını ve spor turizminden kazanılan geliri artırmak olmalıdır.
Türkiye'de doğa sporlarının %90'ının yapılabileceği alanlar mevcuttur. Buna rağmen buralardaki konaklama ve tesisleşme yatırımının yeterli olmaması, olanların da yeterince tanıtılmaması nedeniyle mevcut potansiyel verimli kullanılamamaktadır. Futbol, golf ve biraz da kayak dışındaki sporlarda hem tesisler yetersizdir hem de bu branşlardaki lisanslı sporcu sayısı oldukça azdır. Eğer bir spor branşında tesisleşme az ise doğal olarak sporcu sayısı ve ulusal veya uluslararası spor etkinliği sayısı da o oranda az olmaktadır. Bu yetersizlik aktif katılım yapan spor turistlerinin de sayıca az olmasına neden olmaktadır.
Spor turizmini geliştirmek için tesisleşme en önem verilmesi gereken konulardan biridir. Son yıllarda ülkemizde yapılan önemli uluslararası şampiyonalara baktığımızda bunu daha net görebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse, İstanbul Park[/b] gibi A sınıfı bir yarış pisti olmasa ne Formula1[/b] ne de Moto GP[/b] gibi dünyanın en çok ilgi ve seyirci çeken yarışlarının ülkemizde yapılması mümkün olmazdı. Veya Atatürk Olimpiyat Stadı[/b], Şükrü Saraçoğlu Stadı [/b]olmasa, Şampiyonlar Ligi[/b] Finali[/b], UEFA Finali[/b]'nin Türkiye'de yapılması hayal olurdu. Tabii buradan önce tesis yap sonra bu organizasyonlara başvurabilirsin anlamı çıkmamalı. Olimpiyatlar, futbol, basketbol dünya şampiyonaları organizasyonlarına talip birçok ülke gibi biz de önce başvuruyu yapıp ardından tesisleşmeyi yapabiliriz. Fakat bunun için dahi asgari bazı gereklilikleri yerine getirebiliyor olmamız gerekiyor.
Markaların bu mecraya bu kadar yatırım yapmasının en önemli sebebi de budur tabi. Sporla Tanıtım Projesi[/b] bu gücün farkına varılmasıyla oluşturulmuş bir projedir. Ama burada hatırlatılması gereken şudur; Kurum ya da ürün markaları sporu tanıtım amaçlı kullanırken pazarlama iletişiminin hangi unsurlarını kullanıyorlarsa, markalaşmak isteyen ülkeler de aynı yöntemleri kullanmalıdır.

Peki sporun ülke tanıtımına etkisi nedir? [/b]
[/b]
Spor, geniş ölçüde turizm sanayini de destekleyen bir unsurdur. Örneğin Atlanta, 1996 Olimpiyat Oyunları[/b]'ndan sonra bir Dünya Şehri kabul edildi. Barcelona bugün hala Olimpiyat Oyunları'[/b]ndan [/b]miras kalan spor tesisleri sayesinde uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır.
Sidney 2000'de sadece madalya değil, beraberinde pazarlama rekorları da kırıldı. 220 ülkede yayınlanan oyunlar, 29.600 saat global coverage elde ederken, 3,7 milyar kişi tarafından izlendi. Oyunların internet sitesi, dakikada 1,2 milyon hit alıyordu. Gerek ülke yetkilileri gerek sponsorlar büyük kazanımlar elde ettiler. Avustralya Turist Komisyonu [/b]raporuna göre ülkeyi ziyaret eden turist sayısı %11 artarken, oyunlardan bir sene sonra da %15 artış gösterdi. Yani oyunlar sayesinde ülkeyi tanıyan turistler, oyunlar sırasında gelenlerden daha fazlaydı.
Uzun süreli organizasyonlar veya yarışmalarda ülkeler büyük döviz gelirleri elde etmenin yanında, ülkenin siyasi, kültürel, ekonomik ve tanıtım açısından reklamını yaparak spor çevresinde turizm hareketlerinden faydalanırlar. Spor turizmi yalnızca o sporu icra eden kişinin ülkeyi ziyareti anlamına gelmez.
Turistler tatilleri sırasında gittikleri ülkenin coğrafi durumuna göre spor amaçlı turizm yapabilir, ya da seyircisi olarak gideceği sportif organizasyonlar öncesi ya da sonrası tatillerine devam ederek kalış sürelerini uzatabilmektedirler.
Daha önceki yıllarda yapılan olimpiyatlardan, Dünya şampiyonaları'ndan ülkelerin o etkinlik için zarar ettikleri de olmuştur. Ama hiçbiri bundan şikayetçi olmadı. Çünkü milyonlarca dolar verip de yapamayacakları tanıtım imkanına kavuşuyorlardı. Tıpkı bizim Şampiyonlar ligi finali sırasında yaptığımız gibi; İstanbul ve Türkiye için 5.5 milyar dolara denk tanıtım fırsatı yaratıldı. Yıllık 100 milyon dolarlık tanıtım bütçesine bakılınca, 55 yıllık tanıtım bir gecede gerçekleşti.
Eskiden bu güne bu uluslararası etkinlikler de çok evrim geçirdi. Örneğin 1896 yılında Atina'da yapılan ilk olimpiyata 9 gün sürmüştü ve 13 ülkeden 295 sporcu katılmıştı. Yine 2004 yılında Atina'da yapılan olimpiyat 16 gün sürdü ve 202 ülkeden 11.000 sporcu katıldı.
Dünya Futbol Şampiyonası[/b] için fotoğraf çok farklı değil. 1930'da Uruguay'da yapılan ilk şampiyona 17 gün sürerken 13 ülke katılmıştı. 2006 yılında Almanya'da yapılan şampiyonada bu süre 1 aya, katılan ülke sayısı da 32'ye çıktı. Bu değişiklikler hem ülkelere gelen ve konaklayan spor turistlerinin ve gelirlerin artmasına, hem daha uzun sürelerde yayın dolayısı ile tanıtım yapılmasına olanak sağlamakta.

Peki Türkiye spor turizmini nasıl artırabilir? Sporu kullanarak yapacağı tanıtımda başarılı olmak için neler yapmalıdır?[/b]

Öncelikle mevcut spor alanlarını ve tesislerinin envanterinin çıkarılması gerekmektedir. Nerelerde hangi sporlar yapılabiliyor, bu alanlarda tesisleşme yeterli mi bunlar saptanmalıdır. Ardından bunların yazılı ve görsel arşivi çıkarılmalıdır. Bu tesisler A tipi, B tipi tesisler gibi derecelendirilmelidir. Oluşturulacak arşiv TURSAB[/b] ve Kültür Turizm Bakanlığı[/b]'nın ortak düzenleyeceği bir bilgilendirme tanıtım toplantılarıyla turizm acentelerine anlatılmalı ve paylaşılmalıdır. Neticede turistlere ve uluslararası acentelere satışı yapacak onlardır.
Belirlenecek spor branşlarına odaklanmalı ve tanıtım önceliği onlara verilmelidir. Aynı odaklanma şehirlere göre de yapılmalıdır. Örneğin rüzgar sörfü için Çeşme tanıtılırken, rafting için Artvin tanıtılmalıdır. O spor branşları ve illeri markalaştırılmalıdır.
Ülke tanıtımında kullanılan görsel yazılı tanıtım materyallerindeki spor öğeleri artırılmalıdır. Türkiye bir spor ülkesi olarak tanıtılmalıdır. Mevcut tesisler ve spor alanları bu iddia için yeterlidir, fakat geliştirilmelidir.
Daha çok uluslar arası spor etkinliklerine talip olunmalıdır. Şampiyonlar Ligi, Karadeniz Oyunları, Universiade[/b] gibi Bu etkinliklerin yurtdışı tanıtımları Kültür ve Turizm Bakanlığı [/b]tarafından, gerekirse medya ve mecra satın alınarak yapılmalıdır. Bu etkinliklerin Türkiye'de yapılabilmesi için Tanıtım Fonu'ndan kaynak ayrılmalıdır.

Ülke tanıtımı için kullanılması gereken en önemli unsurlardan biri de spor kahramanlarıyla yapılması gereken işbirliği ve onların yapacağı iletişimdir. İnsanlar spor kahramanlarını takip ederler ve onlara öykünürler. Öyle ki Ferrari[/b] pilotu Schumacher[/b]'i 2005'te gece yarısı yataklarından kalkarak sezonun açılış yarışında izleyen Alman sayısı 2 milyon olmuştu. Schumacher[/b]'in Formula 1[/b]'i bırakmasıyla birlikte aynı yarışı (Albert Park) yayın saati daha uygun saatlerde olmasına rağmen izleyen Almanların sayısı TV reytinglerine göre yarı yarıya düştü. Bu nedenle öncelikle yurt dışına ihraç ettiğimiz sporcuları ülke tanıtımı konusunda eğitmeli ve onlarla işbirliği içinde olmalıyız.
Dünya spor tarihine kazandıracağımız yerel sporları markalaştırarak tanıtımlarını yapmalıyız. Cirit, yağlı güreş gibi bize özgü, otantik sporları öncelikle spor seyircisinin ihtiyaçlarına göre revize edip tanıtım desteği ile pazarlamalıyız.
Kültür Turizm Bakanlığı Proje Koordinatörü[/b] ve Kültür ve Turizm Uzmanı İlknur Yiğit[/b], Sporla Tanıtım Projesi konusunda yaptığı açıklamada daha sistematik ve sektörle işbirliği halinde çalışılması için Tanıtma Genel Müdürlüğü'nde sporla ilgili ''birim'' kurma hazırlıkları yapıldığını duyurdu. Ülke sporunun gelişmesi ve mevcut kaynakların daha verimli kullanılabilmesi için bizler de bu birimin güçlendirilmesi için dışarıdan da olsa katkılarda bulunmalıyız.

Kaynak:http://www.baybul.com
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2012       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hem örnek verir misiniz yazıyor hemde örnek vermiyorlar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Nisan 2012       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Deniz turizmine kış turizmine sağlık tarih ve kültür spor tureizmine örnekler verir misini acaba...!!!...???...

Benzer Konular

30 Eylül 2011 / ThinkerBeLL Turizm
14 Mart 2017 / ben_ben_ben Soru-Cevap
9 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
5 Ekim 2012 / adamoladamol Cevaplanmış