Arama

Spor ile fair play arasında nasıl bir ilişki vardır? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 11 Aralık 2013 Gösterim: 39.486 Cevap: 15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Aralık 2011       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ssporda fair play ilişkisi nedir?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ocak 2012       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
FAIR PLAY VE SPOR ARASINDAKI ILIŞKI

Sponsorlu Bağlantılar
Fair-Play kelimesi sık sık gündeme gelir. Bu kelimenin, çokça tekrarından olsa gerek, anlamını bildiğimiz halde bir kez daha İngilizce sözlüğe bakma gereksimi duyduk. Türkçe karşılığı Fair (adaletli/dürüst) Play (oyun/eğlence) anlamı taşımaktadır. Yabancı kelimelere duyulan sempati ve özentiye bakıp da garipsemedim desem gerçek dışı olmaz. Öncelikle, kendi öz dilinize yabancı bir kelime sokmak, o özenti içinde olmak zorunda mısınız(?). Kesinlikle hayır.. Futbolcularımızın zaman zaman bu tür centilmenlik/duygusallık içeren davranış sergilemeleri, sahip olduğu değerler bütününden kaynaklanıyor. Burada aklıma, geçtiğimiz günlerde okuduğum bir yazı geldi. Yazar haklı olarak soruyor; ?Osmanlı İmparatorluğu?nun yüzyıllar boyu dünya ülkeleri ile barış halinde yaşaması, hatta rakamlara yansıdığında 25 milyonluk bir neslin, kendisinden on kat daha fazla (yaklaşık 250 milyon) nüfusu idaresi altında bulundurmasının, nasıl bir açıklaması olabilir. Olsa olsa bu, dağıtılan adalet ve hoşgörüden başka bir anlama gelemez?. Bugün eğer o soydan/milletten gelen bir sporcu, oyunun içinde dürüstlük/hoşgörü gösteriyor ise, onun yaptığı bu hareket, geçmişten süregelen değerlerin örf/anane ve inancın, dışa yansımasından başka bir anlam ifade etmez. Cenk?in Beşiktaş-Erciyes maçında yaptığı o hareketi, geçmiş dönemlerde meslektaşları tarafından göze çarpmıştı. Geçtiğimiz sezon Kayserispor-Sebat maçında, Sebatspor savunmasının 3?e 1 yakalandığı pozisyonda topu arkadaşına aktarsa, belki de takımı öne geçecekti. Fakat, Mehmet Topuz?un, arkadaşını düşünerek topu dışarı atması tribünler ve tüm sağduyulu kişilerden alkış aldı. Ne ilginçtir ki aynı oyuncunun bu hareketi, ?Teknik Direktörü Hikmet Karaman tarafından tepki aldı şeklinde? gazete sütunlarına yansıdı. Beşiktaş maçında, takımı 2-1 yenik durumdayken Erciyessporlu oyuncunun gol pozisyonunda, rakip oyuncunun yerde olduğunu görüp topu kale yerine, futbolcunun tedavisini düşünerek dışarı atması, büyük ders çıkarılacak, örnek bir davranıştı. Kendisi olay için, ?Ben o golü atsaydım sevinemezdim? derken, yaptığı hareketten dolayı hocasının kendisini tebrik etmesi, sezonunun en anlamlı olayı ve yorumu idi. Fenerbahçe?nin üçüncü golünün başlangıcına bir bakın.. Benzer bir olay orada da yaşandı. Fakat, Sarı-Lacivertli oyuncuların aynı duyarlığı göstermemesi, garipsenmeyecek bir durum. İdareci/futbolcu ve teknik direktörün yorum farkı var. Kimileri aldıkları paranın karşılığını rakip kaleye atılan golle değerlendiriyor, kimileri ise bununla birlikte asıl önemli olanın insanın sahip olacağı ?insani? değerlerin ön planda tutulması gerektiğini söylüyor. Nitekim, Cenk?in yaptığı o hareketten sonra, takımı adına kazanılan penaltı pozisyonu ve onu gole dönüştürmesi, sporun bir oyun da olsa, bu oyundan çıkarılacak ders niteliği hadiselerin gerçekleşebileceği ve ödüllendirilmesidir. ?Futbolda adalet? olduğuna inananlar için de, bu adalet, belirleyici olan fubolcu/teknik heyet için önemli bir kesit... Güven ve güvensizlik (!) Sizler gibi ben de, sezonun ikinci yarısında genç futbolcularımıza yeteri derecede değer verip, şans tanınmamasına şaşırmadım desem yalan olmaz. Yabancı teknik direktörlerin maharetleri, apaçık ortada.. Bugün ligin flaş ekibi diye tanımlanan (aldığı sonuçlarla öyle) takımın teknik direktörü, hiçbir futbolcusunun alternatifi olmadığı gibi garip takıntı (korkaklık) yüzünden, futbolcusunu (özel uçakla) maça yetiştiriyor. Antalya kampında gençlerin sergiledikleri hafızlarda.. Olcan ve Kerim isimleri, her defasında kendini bir türlü görmek (şans tanımak) istemeyen teknik direktörlerine inat, hazırlık maçlarında oldukça başarılı bir performans sergilemişti. Beklentileri boşa çıkarmadılar ama.. Boşuna (!). Kadro ne kadar zengin, işler mali yönden tıkırında olsa (da), teknik direktörün futbolcular arasındaki tutarsız davranışları, onların hayal kırıklığı dolayısı ile azimlerinin/beklentilerinin kırılmasına neden olacaktır. Daum?un yaptığı yanlışa en güzel/canlı örnek, ayağındaki topu iyi kullanan ve hızlı hücuma çıkan bir futbolcu olan Beşiktaşlı Mehmet Sedef. Bir başka örnek, Song, Saidou, Ergün, Heinz ve Ayhan gibi oyuncuların yokluğunda (zorunlu) ilk defa oynama şansı bulan 17 yaşındaki Aydın?ın attığı nefis golle, Galatasaray?ın zirve yarışından kopmasını önleyen isim olması. İşte güven ile güvensizlik.. Son dakika? da olsa Kendi değerlerimize sahip çıktığımızda nelerin başarılabileceğinin en canlı örneği.

Sporda eğitimin önemini ele alıp incelerken, kişisel ve toplumsal boyutlarını birleştirerek değerlendirmek gerekir. Çünkü toplumlar kişilerin biraraya gelmesiyle oluşur.

Öncelikle eğitim, sporun en önemli boyutlarından birisidir. Spor bu boyutuyla ele alındığında iki şekilde değerlendirilmesi gerekir;

.Spor için eğitim.

.Eğitim için spor.

Spor için eğitimde, spor amaçtır ve sporun en üst düzeyde gerçekleştirilebilmesi için eğitimden yararlanılır. Sporcu eğitimi, antrenör eğitimi, hakem ve spor yöneticilerinin eğitimi, seyirci eğitimi söz konusudur. Bu anlamda eğitim sporun hizmetindedir ve sporun teknik, estetik ve performans düzeyini yükseltmek için vazgeçilmez bir yoldur. Antrenman bilimi, spor fizyolojisi, spor psikolojisi, spor yönetimi ve işletmesi, spor pedagojisi gibi pek çok bilim dalı spor için eğitimde önemli yer tutar.

Eğitim için sporda ise, spor eğitimin hedeflerine ulaşmasında kullanılan araçlardan sadece bir tanesi ama belkide en eğlencelisi ve doğru kullanıldığında da en etkilisidir.

Eğitim, bireyin davranışında bilinçli olarak değişme meydana getirme sürecidir. Bu anlamda bilim adamlarına göre kendini eğitebilmiş kimselerdeki belli başlı özellikler şunlardır;

1.Güzellikleri takdir edebilme,

2.İçten geldiği gibi doğal ve sade davranabilme,

3.Kendini, başkalarını ve doğayı kabul etme,

4.Kendi dışındaki bir soruna yönelebilme,

5.Toplumsal yaşantı ile kendini özdeşleştirebilme,

6.Başkaları ile yoğun ilişkiler kurabilme,

7.Eşitlikçi olabilme,

8.Yanlış ile doğruyu, iyi ile kötüyü, amaç ile aracı ayırt-ede- bilme,

9.Yaratıcı, nüktedan ve kendine has olabilme,

10.Yalnız kalabilme ve bundan hoşlanma.

Bütün bu özellikler insana önce kendini, sonra başkalarını tanıyabilme fırsatını bulabileceği yoğun çalışmalar sayesinde kazanılabilir. Spor bunun en güzel örneklerinden birisidir. Spor ortamı içinde birey kendi yeteneklerini ve başkalarının yeteneklerini tanımayı, eşit koşullarda yarışmayı, yenilgiyi kabullenerek başkalarını takdir edebilmeyi, kazandığı zaman mütevazi olabilmeyi, başkalarına yardım etmeyi, doğayla ve zamanla yarışarak zamanını ve emeğini en iyi şekilde kullanmayı öğrenir. Bu anlamda spor insanı çok yönlü olarak hayata hazırlamayı amaçlayan çağdaş eğitim sisteminin önemli bir aracıdır.

Spor-eğitim ilişkisi kişi yaşamında çok önemli olduğu gibi, toplumun yapılanmasında da buna parelel olarak çok önemli bir yer tutmaktadır. Etkili bir toplumsal olay olan spor, her şeyden önce yukarıda saydığımız özelliklere sahip kişiler tarafından ele alınarak işlenmelidir. Herhangi bir alanda eğitmen olarak görev alan kişiler öncelikle kendileri eğitilmiş olmalılar ki yaptıkları işin gereğini ve önemini daha iyi kavrayabilsinler.

Günümüzde spor alanlarında istenmedik davranışların altında yatan gerçek, yetersiz eğitimdir. Sporu dostluk, kardeşlik, barış ve sağlıklı yaşama biçimi diye anlatmaya çalıştığımız günümüzde spor alanlarında, onu tam tersi bir imajla karşımızda bulmaktayız.

Günümüzde fair-play söylemlerinin de pek yarar sağlamadığı bir gerçektir.

Sporda dürüstlük ve centilmenlik ilkesini eğitim yoluyla vermek zorundayız.

Sporda yetersiz eğitim, en alt birimlerin başarısından, ulusal düzeydeki başarıya kadar bütün kategorileri olumsuz yönde etkilemektedir. Türk sporunun yükselebilmesindeki ana faktörlerin başında eğitimin yetersizliği gelmektedir. Bir an önce bu sorun yetkili kurullarca giderilmeye çalışılmalıdır


Kaynak: Spor ile fair play arasında nasıl bir ilişki vardır?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ocak 2012       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
neeeeeeeee neeeeee nee ne söylesin biri bana allah rızası için neolurMsn Tongue
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2012       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
güzel açıklamalar da başka soru çeşitleri var mı?(çok acil)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Aralık 2013       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
daha iyi bir yazı yokmu daha iyi anlatan ...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Aralık 2013       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen acil olun spor ve fair play ilişkisi nedir Msn Sad ?

Benzer Konular

25 Nisan 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Eylül 2014 / Misafir Cevaplanmış
8 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
18 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap