Dilekçe hakkı, bireylerin, kişisel veya kamusal konularla ilgili dilek ve şikayetlerini yalnız veya başkaları ile birlikte yargı organı dışındaki resmi kuruluşlara sunabilme hakkıdır.
Dilek şeklinde yapılan başvurularda resmi bir makamdan ya doğrudan doğruya kendisi ya da kamusal bir iş için, yetkisi dahilinde olmak üzere bir eylem ya da bir karar istenmekte; şikayet şeklinde olanlarda ise genel anlamda haksızlığa uğrayan bir kişi ya da kurumun çıkarlarının zedelenmesi ya da hukuk düzenindeki aksaklıklar ortaya konmaktadır.Dilekçe hakkı, bireylerin kendileriyle veya kamusal işlerle ilgili olarak, tek başlarına veya topluca yargı dışında kalan devlet organlarına, dertlerini, sorunlarını, şikayetlerini, uğradıkları haksızlıkları ileterek çözüm bulmalarını istemelerinden ibaret bir insan hakkı olarak tanımlanmıştır.
- 1982 Anayasası'nın 74. maddesi dilekçe hakkını hükme bağlamaktadır.
- 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun bu anayasal norma dayalı bir düzenlemedir.
- 5237 Sayılı TCK. md.121’e göre, kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
3071 Sayılı Kanun md.4’e göre dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunlu şekil şartlarıdır. Burada dikkat edilmesi gereken şudur! Bu şekil şartlarından birinde eksiklik varsa dilekçe işleme konulmaz, ancak sahibine bilgi verilir.
Bununla birlikte, 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanununa bağlı olarak çıkarılan 24.01.2004 tarih ve 25356 Sayılı “Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması” konulu ve 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi, kamuda şeffaflığı sağlama adına bu şekil şartlarını esnetmiştir.