Arama

Anadolu'da yaşayan ilk uygarlıklar hangileridir?

Güncelleme: 20 Aralık 2015 Gösterim: 107.825 Cevap: 15
xolips - avatarı
xolips
Ziyaretçi
18 Ekim 2010       Mesaj #1
xolips - avatarı
Ziyaretçi
anadoluda yaşayan ilk uygarlıklar hangileridir???
Sponsorlu Bağlantılar
AsHiLaL - avatarı
AsHiLaL
Ziyaretçi
19 Ekim 2010       Mesaj #2
AsHiLaL - avatarı
Ziyaretçi
Anadolu Medeniyeti

Sponsorlu Bağlantılar
Anadolu (Asia Minor / Küçük Asya), Tarih boyunca bir çok göç ve istilâya uğramıştır.

Bunun sebebi;
1. Üç tarafının denizlerle çevrili oluşu,
2. Olumlu iklim şartları,

3. Verimli toprakları,

4. Bol su kaynaklarına sahip olmasıdır.



Anadolu'da Uygarlığın Gelişme Sebebi:

1. Göçler ve istilâ amacıyla gelen topluluklar sahip oldukları kültür ve medeniyeti Anadolu'ya taşıdılar.
2. Anadolu'nun Mısır, Ege ve Yunan Medeniyetleri'ne yakın bir konumda olması bu medeniyetlerden etkilenmesini sağlamıştır.



Anadolu'da Medeniyetler:

Anadolu'da kurulan medeniyetler sırasıyla şunlardır:
1. Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonlar, Urartular (M.Ö. 2.000 - M.Ö. 600)
2. Persler (M.Ö. 543 - 333)
3. İskender İmparatorluğu
4. Roma İmparatorluğu
5. Bizanslılar (395 - 1071)
6. Türkler (1071- Günümüze Dek)



2. M.Ö. 2. Binden M.Ö. 6. Yüzyıla Kadar Türkiye



Hititler

M.Ö. 2000 yılı başlarında Anadolu'ya gelen Hititler, Orta Anadolu'da Kızılırmak havzasına yerleştiler. Anadolu'ya Kafkaslar üzerinden gelmişlerdir.

M.Ö. 3000 yıllarında bu bölgeye Hatti kabileleri yerleşmişlerdi. Hititler, Hatti kabilelerini dağıtarak bu bölgeye yerleştiler.

Hititler, M.Ö. 1800 yıllarında başkenti Hattuşaş (Boğazköy) olan bir devlet kurdular.

Hitit Devleti'nin kurucusu, I. Hattuşili (Labarna)'dir.

M.Ö. 1400 yılında başa geçen II Tuthalia dönemiyle Hititlerde imparatorluk dönemi başladı.

İmparatorluk döneminin en önemli olayı, Hititler ile Mısırlılar arasında imzalanan Kadeş Savaşı'dır. Savaşın sebebi, iki devletin de Anadolu'ya egemen olma isteğidir. İki tarafın da üstünlük sağlayamaması üzerine tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması imzalandı (M.Ö. 1280).

Hitit İmparatorluğu, M.Ö. 1200 yıllarında Ege Göçleri sonucunda yıkıldı.

Bir kısım Hititler, şehir devletleri kurdularsa da bu devletler zamanla Pers yönetimi altına girdiler.



Frigler

Frigya, Batı Anadolu’nun geniş bir kısmının MÖ 1000 yıllarındaki adıdır.

Boğazlar yoluyla Anadolu’ya geldiler. MÖ 750 yılından sonra devlet kurdular.

Kurucusu: Gordios, başkent ise Gordion’dur..

Kral Milas döneminde Orta ve Güney Doğu Anadolu'ya egemen oldular.

Kimer’ler bu uygarlığa son vermişlerdir.

MÖ 600'lerde Lidyalıların egemenliğine girdiler.

Başta kral bulunurdu. Çok tanrılı dinleri vardı. Tarım ve hayvancılık başlıca geçim kaynaklarıydı.

Fenike alfabesini kullanmışlardır.

Ticaret kervanlarından vergi alınırdı. Sabanı kırana ölüm cezası vermişlerdir.

Dokumacılık halı kilim üretimi (tapates) ilerdeydi. At ve katırları ünlüydü.

İlk hayvan öykülerini (fabl) meydana getirenlerin Frigyalılar olduğu sanılmaktadır.



Lidyalılar

Lidya: Bugünkü Gediz ve K. Menderes nehirleri arasındaki bölgenin ilkçağdaki adıdır.

Giges zamanında devlet kurdular.

Başkent Efes yakınlarındaki Sard’dir.

Sınırlar doğuda Kızılırmağ’a kadar genişledi.

Persler MÖ 546 yılında bu devlete son verdiler.

Bilinen ilk madeni para Lidyalılar tarafından kullanılmıştır.

Altın ve mücevher işlemeciliği,dokumacılık ile uğraşmışlardır. Kral yolunu (Ninova, Sart, Efes arasında) açarak yol güvenliğini sağlamışlardır. Mısır, İskit,Asur,Yunan Şehir devletleriyle ticaret yapmışlardır.Tüccarların malları devlet güvencesine alınmıştır.

Çok tanrı dinleri vardır.

Fenike alfabesini kullanmışlardır.



İyonlar

İyonlar İzmir ile Büyük Menderes nehirleri arasında kalan bölgenin adıdır.

MÖ 12’ yy. Yunanistan’dan göç eden Akalar’ın bir kısmı Batı Anadolu’da İyon şehir devletini kurarak bir ticaret ve sanat merkezi haline getirdiler. Bunların en önemlileri Millet, Efes ve İzmir’dir.

Akdenizde ve Karadenizde (Giresun ve Trabzon) koloniler kurarak bu günkü yerleşim merkezlerinin temelini attılar.

MÖ 7.yy’da Lidya’nın egemenliğine giren İyonya daha sonra Pers imparatorluğuna bağlandı.

İyonya Şehir Devletlerini önce krallar, MÖ 500’den itibaren asillerin kurmuş olduğu OLİGARŞİLER (İktidarın bir grubun veya bir ailenin ya da bir sınıfın elinde bulunması), sonradan da demokratik hükümetler yönetmiştir.



Urartular



3. M.Ö. 2. Binden M.Ö. 6. Yüzyıla Kadar Türkiye'de Kültür ve Uygarlık

Devlet Yönetimi
Anadolu'da kurulan bu devletler genellikle krallıkla yönetilmiştir.

Kral, hem başkomutan, hem baş yargıç, hem de baş rahipti.

Bu durum kralın siyâsî, askerî ve dînî gücü elinde bulundurduğunu gösterir.

Ayrıca kralın başrahip oluşu lâik olmayan bir anlayışı yansıtmaktadır.
Hititlerde asillerden oluşan pankuş denilen bir meclis vardı. Bu meclis, kralın yetkilerini kısıtlıyordu.
Hititlerde kraldan sonra en yetkili kişi tavananna denilen kraliçeydi.
İyonlar, merkezi krallık yerine site denilen şehir devletleri halinde yaşamışlardır.

Din ve İnanış
Anadolu'da çok tanrılı inanış mevcuttu.

Anadolu'ya bu yüzden Hititler Dönemi'nde Bin Tanrılı İl denmiştir.
Hititler, kendi tanrılarından başka Ön Asya tanrılarına, Lidyalılar da Yunan tanrılarına tapınmışlardı.
Urartular, ölümden sonra hayata inanmışlardı. Bu yüzden mezarlarını ev ve oda biçiminde yapıp içine çeşitli eşyalar koymuşlardır.
Friglerin en büyük Tanrıları Kibele'dir.
Efes'teki Artemis tapınağı İyonlara aittir.
Urartularda kral ülkeyi savaş tanrısı Haldi adına yönetirdi.

Sosyal ve Ekonomik Hayat
Halk genellikle yöneticiler (soylular), rahipler, hürler, namralar ve köleler olarak sınıflara ayrılmıştı.
Anadolu'da ekonomik hayatın temelini tarım, ticaret ve hayvancılık oluşturuyordu.
Urartular, madencilik ve maden işletmeciliğinde ileri gitmişlerdi.
Lidyalılar, ticarette geliştiler. Tarihte parayı ilk kez kullanan Lidyalılardır.
İyonlar deniz ticaretinde gelişmişlerdi.
Lidyalılar, Efes'ten başlayıp, Mezopotamya'daki Ninova'ya kadar uzanan Kral Yolu'nun açılmasında etkili oldular.

Yazı, Dil ve Edebiyat
Anadolu'ya yazı Asurlular tarafından getirilmiştir.

Hititler ve Urartular, Asurlulardan aldıkları çivi yazısını ve kendi buluşları olan hiyeroglif (resim yazısı) yazısını kullandılar.
İyonlar ve Lidyalılar, Fenike yazısını kullandılar.

Fenike yazısını batıya aktaran İyonlar olmuştur.
Hititler krallarının hayatlarını anlatan anal adını verdikleri yıllıkları hazırlayarak, tarafsız tarih yazıcılığını başlatmışlardır.
Hititler, Mısırlılarla tarihte bilinen ilk antlaşmayı Kadeş Antlaşması'nı imzaladılar.
İyon Edebiyatının en önemli eseri, Homeros'un "İlyada ve Odesa Destanı"dır.

Hukuk
Anadolu'da kanunlar, Mezopotamya'daki gibi kısasa kısas değildi.

Onur kırıcı, acımasız yasalar yoktu.

Hititler, insan haklarına önem vermişlerdir.

Kadına değer verilmiş, kölelere bile özgürlük sağlanmıştır.

Bilim ve Sanat
Hititler, kayaları düzleştirerek, tanrı kabartmaları yapmışlardır. İvriz ve Yazılıkaya kabartmaları Hititlere aittir.

Urartular, kaleler ve su kanalları ile ünlüdür. Toprakkale, Çavuştepe, Patnos ve Kayalıdere kaleleri.
İyonlar bilim ve sanatta gelişmişlerdir. Matematik'te Tales ve Pisagor, Tarih'te Heredot, Tıp'ta Hipokrat, Felsefe'de Diojen.
Hititler ve Frigler dokumacılıkta ileri gitmişlerdir. Frigler, tapates adı verilen halı ve kilimleri ile ünlüdürler.



4. M.Ö. 6. Yüzyıldan M.S. 11. Yüzyıla Kadar Türkiye (Pers, İskender, Roma ve Bizans İmparatorlukları Dönemi)



B. ESKİ ÇAĞLARDA TÜRKİYE'NİN ÇEVRESİNDEKİ KÜLTÜR VE UYGARLIKLAR

Mezopotamya

Sümerler

Akadlar

Elâmlılar

Babilliler

Asurlular

Mısır

Doğu Akdeniz Medeniyeti

Ege ve Yunan Uygarlığı

Akalar

Dorlar

Fenikeliler

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ocak 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ANADOLUDA KURULAN İLK UYGARLIKLAR ŞUNLARDIR:

MÖ. 3300’de yazının icadı ile başlayıp 375’teki Kavimler Göçü’ne kadar süren döneme Eskiçağ(İlkçağ) denir.

İnsanların Tarih öncesi devirlerden tarih devirlerine geçmeleri yazının bulunmasıyla oluşmuştur. Yazıyı bularak tarih devirlerine geçen ilk uygarlık Sümerler olmuştur.



Anadolu'da Yazılı Devirlerin Başlaması: Anadolu’ya yazıyı Asurlular getirmiştir. Bu durum Kayseri Kültepe’de yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Bulunan belgeler Anadolu'nun ilk yazılı belgeleridir. Böylece Anadolu'da Tarih devirlerine (yazılı döneme) girilmiştir.

Anadolu; tarih çağlarına Asurların yazıyı buraya getirmesi ile başlar. Asurlu tüccarlara ait yazılı tabletler, (MÖ: 1950) Kayseri yakınlarındaki Kültepe’de Karum denilen ticaret pazarında bulunması ile başlar.



ANADOLU'DA KURULAN UYGARLIKLAR

Helenistik devirlerden bu yana Anatolia (güneşin doğduğu yer) adını taşıyan Anadolu'ya Küçük Asya da denilmektedir.

Anadolu;

a. İkliminin insanların yaşayışına uygun olması

b. Jeopolitik konumu,

c. Tarım, hayvancılık ve ticarete uygunluğu,

d. Zengin madenlere sahip olması,

e. Ticaret ve göç yolları üzerinde bulunması,

f. Akarsu ve denizlerin çokluğu

g. Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlaması,

nedenlerine bağlı olarak, eski devirlerden bu yana toplumların ilgisini çekmiş ve yerleşim alanı olmuştur.



Çok fazla göçe ve istilaya uğrayan Anadolu'da; Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonlar, Urartular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve son olarak da Türkler çeşitli uygarlıklar kurumuşlardır.

M.Ö. 3 000 yılında Türkiye'de gelişmiş bir uygarlık ve kültürün var olduğunu görüyoruz. Bu kültürü oluşturanlar Hattiler adı verilen kavimdi.

Anadolu’nun tarih öncesi ilk medeniyeti Hattilere aittir.

Hattiler Hititlerden önce Türkiye’de ilk siyasal birliği kurarak parlak bir kültür oluşturmuşlar ve Hititlere öncülük etmişlerdir. Hattiler hakkında yazıyı kullanmadıklarından dolayı çok fazla bir bilgiye sahip değiliz.





MÖ 2. BİNDEN MÖ VI. YÜZYILA KADAR TÜRKİYE



HİTİTLER (MÖ. II. bin - VII. yy.)

M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu'ya gelmişlerdir. Hititlerin Avrupa veya Kafkaslardan geldikleri sanılmaktadır. Konuştukları dil bakımından Hint-Avrupa kökenli bir kavim oldukları düşünülmektedir.

Orta Anadolu’ya (Kızılırmak yayı içerisinde kalan Kapadokya ) yerleşen Hititler, burada Hattilerle kaynaşarak güçlü bir medeniyet kurmuşlardır.

Hititler, Anadolu'nun iç bölgelerine yerleşmişlerdir.

Hititlerin, yerleştikleri bu alanlarda Hattiler oturmaktaydılar. Ayrıca Mezopotamya'da bulunan bazı devletlerin de (Asur, Babil vb.) ticaret kolonileri bulunmaktaydı.

Hattilerle kaynaşarak güçlü bir medeniyet kurdular ve Anadolu uygarlıklarına öncülük ettiler.

Asurlularla gelişen ticari ilişkileri aracılığıyla Anadolu'da tarih devirlerini başlattılar.


Hititlerin aşağı yukarı on bir asır süren siyasal tarihleri üç bölümde incelenir.



1. Eski Devlet (MÖ 1800 -1400)

Eski Devlet döneminde Önceleri küçük krallıklar şeklinde yaşayan Hititler, Türkiye'de ilk merkezî devleti kurmuşlardır. (M.Ö. 1800).

Merkezleri bugünkü Çorum yakınlarındaki Hattuşaş (Boğazköy) olmuştur.

Hititlerin, ilk büyük kralları Labarna (M.Ö. 1680-1650)'dır.

Kral Labarna'dan sonra, M.Ö. 1650'lerde Hititlerin başına l. Hattuşili geçmiştir.

Hitit Devleti bu dönemde gelişerek bir imparatorluk hâline geldi. Batı Anadolu'nun büyük bir kısmından Fırat ırmağına, Karadeniz'den Filistin'e kadar olan topraklara egemen oldular.

I. Hattuşili'nin ölümünden sonra yerine oğlu l. Murşil geçmiştir,

Bu kral zamanında Hitit Devleti en parlak dönemini yaşamıştır. .Bu dönemde Kargamış ve Urfa Hitit topraklarına katıldı.

MÖ 1531’de Babil ele geçirilerek Mezopotamya Uygarlığı ile doğrudan temasa geçmişler ve etkilenmişlerdir.



2. Yeni Devlet (MÖ 1400–1200)

Bu dönemde genişlemelerine devam etmişler ve Anadolu'daki çeşitli krallıkları egemenlikleri altına almışlardır.

Yeni Devlet döneminin en önemli olayı, Yakın Doğu'nun iki büyük devleti Hititler ile Mısırlıların Kadeş'te karşı karşıya gelmeleridir. İlk Çağda Suriye askerî ve ticarî bakımdan çok önemli bir ülke idi. Bu nedenle Anadolu'da, Mezopotamya ve Mısır'da kurulan devletler Suriye'yi ele geçirmek için aralarında birçok savaş yapmışlardır. Bu savaşların en önemlisi Kadeş Savaşı'dır (MÖ 1296–1280).

Hititlerin başında bulunan Muvattaliş, Mısır Firavunu II. Ramses'in Suriye'yi ele geçirmek istemesi üzerine bu devlete savaş açtı.

İki ordu Kadeş önünde karşılaştılar. Burada İlk Çağ tarihinin en büyük savaşlarından birisi oldu ve M.Ö 1296'da başlayan savaş karşılıklı akınlarla 16 yıl sürdü. Ancak iki taraf da kesin bir sonuç alamadılar. Çünkü Asurluların güçlenmesinden tedirgin olan bu iki devlet anlaşmak zorunda kaldılar.

Hitit Kralı III. Hattuşili ile Mısır Firavunu II. Ramses Kadeş'te tarihin ilk yazılı antlaşmasını yaptılar (M.Ö. 1278–1280). Bu antlaşmayla Mısırlılar, Kuzey Suriye'yi Hititlere bıraktılar ve iki devlet birbirlerine yardım edecekti.

Hititler M. Ö. 1200 yıllarında batıdan gelen Ege göçleri sonunda yıkılmıştır.



3. Geç Hitit Şehir Devletleri (MÖ 1200–700)

Ege göçleri sonucunda Hitit Devleti'nin yıkılması üzerine Hititlilerin bir kısmı Güneydoğu Anadolu'ya çekilerek şehir devletleri kurdular. Siyasi hayatta etkili olamayan Malatya, Kargamış, Zincirli, Karatepe gibi Geç Hitit Şehir Devletleri. Asurluların egemenliğine girdiler (MÖ 700).

Daha sonra Pers istilası başlamış ve bu devletler tamamen yok olmuşlardır.





FRİGYALILAR (MÖ.1200- 676)



MÖ XII. Yüzyılda Hititlerin yıkılmasına yol açan göçler sırasında boğazlar yolu ile batıdan Anadolu’ya gelmişlerdir. Önceleri Sakarya ırmağıyla, Büyük Menderes ırmağının yukarı bölgelerine (Eskişehir, Afyonkarahisar ve Ankara) yerleşen Frigler (Bu bölge M.Ö. 1000 yıllarından itibaren Frigya olarak anılmıştır ).

M.Ö. 750'den sonra güçlü bir devlet kurdular.

Devletin kurucusu Gordios, başşehri Polatlı yakınlarındaki Gordion'dur.

Hititlere saldırıp onları ortadan kaldırdıktan sonra sınırlarını doğuda Kapadokya, güneyde Çukurova'ya kadar genişlettiler.

En yoğun bulundukları bölgelerin de Sakarya ırmağı vadisiyle Ankara arasındaki topraklar olduğu anlaşılmıştır.

Kral Midas döneminde Orta ve Güney Doğu Anadolu’ya egemen oldular.

Başkentleri Gordion olan Frig Devleti M.Ö. 8. yüzyılda en güçlü dönemini yaşadı.

Friglerle ilgili tarihî bilgiler çok azdır. M.Ö. 700'lerde Hint-Avrupa asıllı Karadeniz’in kuzeyinden gelen Kimmerler, Friglere saldırarak onları büyük bir yenilgiye uğratmışlardır. Kimmerlerin saldırısıyla çok zayıf düşen Frigler, zamanla Batı Anadolu'da güçlü bir devlet kurmuş olan Lidyalıların egemenlikleri altına girmişlerdir (M.Ö. 676).



LİDYALILAR (MÖ.1200–546)

Anadolu'nun batısında Gediz ve Menderes ırmakları arasında kalan bölgeye İlkçağda Lidya, bu topraklarda oturanlara Lidyalılar denilmiştir.

Hint - Avrupalı bir kavim olan ve doğudan Anadolu'ya gelen Lidyalılar önce Hititlerin daha sonra da Frigyalıların egemenliği altında yaşadılar.

Dilleri, Hitit dili ile benzerlik göstermektedir.

Lidyalılar, Frigyalıların yıkılmasından sonra Kral Giges zamanında bağımsız bir devlet kurdular (M.Ö. 687).

Lidyalıların başkenti, dönemin en büyük ve zengin kentlerinden olan Salihli yakınlarındaki Sardes (Sard)’dır.

Giges, devletin sınırlarını genişletti. Doğu sınırları Kızılırmak ırmağına kadar uzandı.

Kimmerlere karşı Asurlularla işbirliği yapmışlar ve bunun sonucunda Kral Yolu Asur'a kadar uzanmıştır.

Kral Alyattes zamanında Medlerle savaş yapıldı. MÖ 585 yılında barış yapılarak, Kızılırmak iki devlet arasında sınır oldu.

Son kralları Krezus dönemi Lidya'nın en parlak zamanı oldu. B

aşkentleri Sard aynı zamanda dönemin kültür ve sanat merkeziydi. Ancak bu durum uzun sürmedi. Adalar (Ege) Denizi’ne çıkmak istemeyen Pers Kralı Kyros (Kirus), Mısır'la ittifak yapan Lidya Kralı Krezus'u yenerek Lidya Krallığına son verdi (M.Ö. 546).



İYONYALILAR (MÖ. XII. yy- VII. yy)

İyonya, İzmir ile Büyük Menderes ırmağı arasında kalan kıyı bölgesinin adıdır. Burada oturanlara da İyonyalılar denirdi.

M.Ö. 12. yüzyıldan önce, Yunanistan'daki Akalar, koloniler kurmak ve Dorların yıkıcı etkilerinden kaçmak amacıyla, Anadolu'nun Ege denizi kıyılarına gelip yerleşmişlerdir. İzmir kenti ve Büyük Menderes ırmağı arasındaki topraklarda birçok kent devleti kurmuşlardır.

Bu kent devletleri, M.Ö. 7. yüzyıldan sonra Lidyalıların, Perslerin ve İskender İmparatorluğunun egemenliği altında kalmışlardır (M.Ö 334).

İyon kentleri verimli topraklar üzerinde bulunmalarının yanı sıra, önemli bir kültür, sanat ve ticaret merkezleriydi. Özellikle Miletos (Milet), Ephesos (Efes), Smyrna (İzmir) gibi kentler bunların başında geliyordu.

Anadolu kültürü ve Aka medeniyetinin etkisinde kalan İyonyalılar, ayrı kent devletleri hâlinde yaşadılar.

Lidyalılar, İyonyalıların Anadolu ve Ön Asya ile ticaret yapmalarını engellemişlerdir. Bunun üzerine İyonyalılar donanmalarıyla Akdeniz ve Karadeniz'e açılmışlar, koloniler kurarak bugünkü birçok yerleşim yerinin temelini atmışlardır.

İyonya kent devletleri M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Lidya egemenliğine girmiştir. Efes, Foça, Milet kentleri Lidyalılardan sonra Pers, Makedon ve Roma ordularının saldırısına uğramıştır.





URARTULAR (MÖ. IX. yy- VI. yy)

Urartu Devleti önceleri beylikler halinde yaşayan Asya kökenli Hurri kabileleri tarafından M.Ö. XI. yüzyılda Van gölü ve çevresinde kurulmuştur.

Devletin kurucusu l. Sav (r)dur, başkenti Tuşpa (Van)’dır.

M.Ö. 900 yılı sonlarına doğru Urartu Devleti'nin sınırları doğuda Hazar denizinden, batıda Malatya'ya; kuzeyde Erzurum ve Erzincan'dan, güneyde Musul ve Halep'e kadar uzanmıştır.

Urartulular üç yüz yıl kadar bu bölgenin en büyük devletlerinden biri olmuşlardır. Urartular yaklaşık 200 yıl boyunca Doğu Anadolu'ya hâkim oldular.

Bu bölgenin egemenliği için Asurlular ile devamlı savaşlar yaptılar.

Urartu Devleti Kafkaslardan gelen Kimmer ve Saka (İskit) akınlarıyla sarsıldı. Urartular M.Ö. 600'lerde Medlerin Anadolu'yu istilası sırasında yıkılmışlardır.



MÖ 2.BİNDEN MÖ 6.YY KADAR ANADOLU’DA KÜLTÜR VE MEDENİYET



A- DEVLET YÖNETİMİ



İlkçağlarda Türkiye’de kurulan devletler krallıkla yönetilmiştir. Bütün yetkiyi elinde bulunduran krallar, aynı zamanda başkomutan, baş yargıç ve başrahiptir.

Bu durum kralların siyasi askeri ve dini yetkileri kendilerinde topladıklarını ve güçlerini arttırdıklarını göstermektedir

Türkiye’de ilk siyasi kuruluşlar şehir devletleri şeklinde ortaya çıkmışlardı. Zamanla güçlenen bir kent, diğer komşu devletleri de kendi idaresi altına alarak daha büyük devletler kurmuşlardır. Hititler, Frigyalılar ve Urartular zamanla büyük krallıklar haline gelirken; İyonya ve Lidya’da kent yönetimi öne çıkmıştır.

Hitit, Lidya, Frigya ve Urartu kralları tanrısal özellikleri bakımından Mısır ve Mezopotamya krallarını andırırlar. Ancak Mısır hükümdarları tanrı-kraldır, Anadolu’da ise, krallar tanrıların temsilcileri ve başrahiptir.

Kentlerin başında bulunan krallar tanrıdan aldıkları yetkilerle kendi kentlerini idare etmekteydiler.

Kralın başrahip oluşu laik olmayan bir anlayışı yansıtmaktadır.



HİTİTLER- Devlet Yönetimi

1. Hitit devleti, birçok feodal beyliğin merkezi otorite etrafında birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir.

2. Anadolu'da bilinen ilk siyasal birliği kurdular.

3. Başlangıçta Hitit devlet yönetiminin temelini feodal tımar sistemi oluşturmaktaydı. İlk zamanlarda fethedilen toprakların yönetimi prenslere verilmiş, böylece küçük krallıklar ortaya çıkmıştır. Yeni krallık zamanında feodal beylikler kaldırılmış, yerine valiler gönderilmiştir.

Eyaletlerin merkezden gönderilen valiler tarafından yönetilmesi, feodalleşmeye izin verilmediğinin ve merkezi otoritenin korunmak istendiğinin belirtisidir.

Bunun yanında, alınan toprakların önceleri prenslere, sonra da valilere verilmesi tımar sistemine benzemektedir.

4. Hititlerin başında büyük kral, evrenin kralı, tabarna unvanını taşıyan bir hükümdar bulunuyordu.

5. Krallık babadan oğula geçmekteydi.

6. Hititler'de krallar, ilk zamanlarda ülkenin ileri gelenleri tarafından, hanedandan olanlar arasından seçilirdi. Bu usul hanedan prensleri arasında anlaşmazlıklara ve kanlı çarpışmalara neden olurdu. Bu durumu önlemek amacıyla bir anayasa hazırlanarak kral kendisinden sonra başa geçecek prensi seçmek hakkına sahip oldu.

7. Kral aynı zamanda devlet başkanı, başkomutan, baş yargıç ve başrahipti.

8. Kral devlet yönetme yetkisini Pankuş ve Tavananna (Kraliçe) ile paylaşmıştır. Kralın yanında Pankuş denilen bir tür asiller meclisi de yönetimde söz sahibiydi.

İlk zamanlarda kralın yetkileri meclis tarafından sınırlandırılmıştı (Kralın yetkilerini sınırlayan Pankuş meclisinin varlığı meşruti bir yönetimin olduğunu gösterir. Meşrutiyet reminin ilk örneği.). Ancak imparatorluk döneminde meclisin yetkileri azalırken (danışma meclisi)kralın yetkileri artmıştır. Dolayısıyla soylular yönetimden uzaklaştırılmıştır.

Kraldan sonra devlet yönetiminde en yetkili kişi tavananna denilen kraliçeydi.

Tavananna, dini törenlere ve bayramlara başkanlık yapar, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetirdi. Hatta Kadeş Antlaşması’nda Hitit kralının yanında kraliçenin de imzası yer almıştır.

Bu durum Hititlerde kadınların devlet idaresinde etkili olduğunu göstermektedir.



9. Hititler Kızılırmak’ın kuzeyindeki topraklara Yukarı Memleket, güneyindeki topraklara ise Aşağı Memleket diyorlardı.

Hititlerde kral öldüğü zaman “tanrı” olmaktadır.



Hititler -Ordu

1. Hititlerin ilk zamanlarında daimi ordu yoktu. Eli silah tutan bütün erkekler asker sayılırdı. Ancak Hititlerin dört tarafından düşmanla sarılmış olması ve beyliklerin sık sık ayaklanmaları sonucunda imparatorluk döneminde sürekli ordu kurulmuştur.

2. Hitit ordusunun büyük kısmı yaya askerlerden oluşuyordu. Yaya askerlerin yanı sıra savaş arabalarını kullanan askerler de bulunuyordu. Savaş arabalarına çok fazla önem verilirdi.

4. Ayrıca asiller kendilerine verilen toprakların gelirleriyle asker beslemek ve savaşa katılmak zorundaydı (Tımar sistemi)

5. Hititler bazı savaşlarda ücretli askerlerden de faydalanmışlardır.



Hititler -Hukuk

1. Hitit kanunları oldukça gelişmişti ve Aile hukuku, ceza hukuku, borçlar hukuku gibi bölümlere ayrılarak sistemleştirilmişti.

2. Mezopotamya'dan (Sümer'den) etkilenen Hitit hukuku, daha insancıl kurallar içermekteydi.

3. Sümerlerde olduğu gibi Hititlerde de mülkiyet hakkı güvence altına alınmıştır.Mülkiyetin güvence altına alınması, pek çok suçun cezasının tazminat olarak ödenebilmesi ve idam cezasının fazla uygulanmaması, Hitit hukukunun daha insancıl olduğunun belirtisidir.

4. Adalet kavramının güneşle sembolleştirilmesi, Mısır ve Mezopotamya'dan etkilendiğini göstermektedir.

5. Aile hukuku gelişmiştir. (Medeni hukukun temelini atmışlar) .Yaptıkları medeni kanun evlilik resmi bir sözleşme olarak kabul edilmiştir.

6. Ceza hukukunda Hitit kanunları Hammurabi Asur kanunlarına göre daha yumuşaktı, esası yerine fidye yöntemi uygulanıyordu, cezası yalnız büyük suçlar için konulmuştu. En ağır suç devlete başkaldırmaktı ve ölümle cezalandırılmıştır.Bu da Hititlerin merkezi otoriteye önem verdiklerini göstermektedir



FRİGYALILAR

Devlet Yönetimi

1. Frigyalılar önceleri beylikler halinde yaşarlarken daha sonra krallıkla yönetilmişlerdir. Asiller de söz sahibi idiler.

2. Frig kralları genellikle Gordios veya Midas adlarıyla anılırdı.

Ordu: Frigya ordusu genellikle yaya askerlerden oluşuyordu ve sistem olarak Hitit ordusuna benziyordu.



LİDYALILAR

Devlet Yönetimi

1. Lidya krallıkla yönetiliyordu.

2. Lidya devlet yönetiminde İyonyalıların etkisi görülmekteydi.

3. Yönetimde kralın yanında büyük tüccarların ve arazi sahibi asilzadelerin de önemli bir rolü vardı.

Ordu: Lidyalılar orduya gereken önemi vermediler. Sahip oldukları zenginlikten dolayı orduda ücretli askerlere yer verdiler. Ancak para için savaşan bu askerler vatan sevgisinden yoksun oldukları için savaşlarda başarılı olamadılar. Bu durum Lidyalıların yıkılmasını hızlandırmıştır.



İYONYALILAR

Devlet Yönetimi

1. Her biri bağımsız bir devlet olan İyon şehirleri önceleri krallar,

2. M.Ö. 500 yıllarından itibaren asillerin kurduğu oligarşik hükümetler

3. Ve en son olarak da demokratik hükümetler tarafından yönetilmiştir.

4. M.Ö. VIII. yüzyıldan itibaren Lidya tehlikesi baş gösterince, devletin başına tiran adı verilen güçlü liderler geçmiştir.

5. Yönetimde şehir meclisleri çok etkiliydi. Tüm kararlar orada alınırdı.



Ordu: İyonlar güçlü askeri filolara sahipti.



URARTULAR Devlet Yönetimi

1. Urartuların ilk zamanlarında devlet kralların zayıflamasından dolayı feodal bir yapıya sahipti.

2. Krallıkla yönetilen Urartu Devleti eyaletlere ayrılmıştı.

3. Her eyalette başkentten atanan (En-nam) valiler görev yapıyorlardı.

4.



B- DİN VE İNANIŞ

İlkçağlarda Türkiye’de çok tanrılı bir din anlayışı hâkimdi. Bu nedenle Anadolu için “Bin Tanrı İli” denilmiştir.

Anadolu’nun batısında kurulan medeniyetler Yunan tanrılarından, doğuda kurulan medeniyetler ise, Mezopotamya tanrılarından etkilenmişlerdir. Bu nedenle Anadolu’daki toplulukların dinleri birbirine benzemekteydi. Bu durum, Türkiye’nin coğrafi konumundan doğan tabii bir sonuçtur.

İlkçağ insanlarında uğraş alanlarındaki gelişmeler inançları üzerinde etkili olmuştur. Örneğin tarım faaliyetlerine önem veren Frigyalılarda en büyük tanrı olarak bereket tanrısı Kibele'yi kabul etmeleri gibi



HİTİTLER -Din Ve İnanış

1. Hititlerin dini çok tanrılı idi.

2. Kendi tanrılarından başka bütün Anadolu ve Ön Asya tanrılarını kutsal kabul etmişlerdi. Bu yüzden Hititler zamanında Anadolu bin tanrı ili olarak tanımlanmıştır.

Bu dönemde Anadolu'ya "Bin tanrı ili" denir.Bu durum, Hititlerin kendilerine özgü bir dinlerinin olmadığı ve inançlarda diğer toplumların etkisinde kaldığını göstermektedir.

3. Hititlerde temizlik tapınmanın ilk şartıydı.

4. Hititlerde ahiret inançları zayıftı.

5. Dini törenler başrahip olarak kral tarafından yönetilirdi.

6. Önemli tanrıları güneş tanrıçası HEPAT (kralları atayan, koruyan ve savaşları yöneten, kral bu tanrıçanın başrahibidir.),kocası fırtına tanrıçası TEŞUP,

gök tanrısı DATTAŞA

7. Özellikle krallar tarafından, tanrılarına hesap vermek amacıyla yıllıklar (Anallar)'ın hazırlanması, tarafsız tarih yazıcılığının da başlangıcı olarak kabul edilir.

Çünkü yıllıklarda kralların başarıları kadar yenilgilerine, zaferleri kadar hatalarına da yer verilmiştir. Hititlerin yıllıkları kronik tarih yazıcılığına da güzel bir örnektir.



FRİGYALILAR-Din ve İnanış

1. Frigyalılar ziraatçı bir kavim olduklarından dini inanışlarında bunun etkisi görülür.

2. En büyük tanrıları toprak ve bereket tanrıçası Kibele'dir.

3. Frigyalılar dini inançlarında Hititlerin etkisinde kalmışlardır.

4. İlkbahar ve son baharda tabiatın dirilişini ve ölümünü sembolize eden tanrıçalara inanırlar ve yılın belirli zamanlarında törenler düzenlenirdi.

5. Doğa tanrıçası KYBELE ve onun sevgilisi ATTİS’e büyük saygı gösterirlerdi.

6. En büyük tapınma yeri PESSİNUS (Balahisar)’dadsır.

7. Ölülerini tümülüs altına yaptıkları mezar odalarına gömerlerdi.



LİDYALILAR-Din ve İnanış

1. Lidyalılar din konusunda daha çok komşuları İyonların etkisi altında kalmışlardı.

2. Lidya'da tanrıça Kibele büyük saygı görmekteydi.

3. Artemis, Zeus ve Apollo gibi Yunan tanrılarına tapıyorlardı.

4. Lidyalılar Frigyalılarda olduğu gibi kral ve asillerin ölülerini yığma toprak tepeler (tümülüs) altında gizlenen odalara gömerlerdi.

5. Lidya kral mezarları başkentleri Sardes'in yakınındaki Bintepeler yöresindedir.



İYONYALILAR-Din ve İnanış

1. İyonlarda da din çok tanrılıydı.

2. İyonlar tanrılarını insan şeklinde düşünmüşlerdir.

3. Hem Yunan hem Anadolu tanrılarına tapan İyonlarda önemli tanrılar Zeus, Athena ve Artemis'ti.

4. Ölümden sonraki yaşam inancı zayıftı.



URARTULAR-Din ve İnanış

1. Urartuların dinleri çok tanrılıydı.

2. Yerli tanrıların yanında Mezopotamya, Hitit ve İran tanrılarına da tapıyorlardı.

3. En başta gelen tanrıları savaş tanrısı Haldi idi.

4. Tanrıları için tapınaklar inşa etmişlerdir.

5. Urartular krallarını sert kayalara oydukları mezarlara gömmüşlerdir.

6. Ölümden sonraki hayata inanan Urartular bu inançlarının etkisiyle mezarlarını oda ve ev biçiminde yapmışlar, mezarlara ölüyle beraber değerli eşyalarını da koymuşlardır.



C- SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAM

HİTİTLER -Sosyal ve Ekonomik Hayat

1. Toplum; Hürler (soylular, rahipler, askerler, memurlar, tüccarlar ve köylüler) ile köleler olarak iki gruptan oluşurdu.

Anadolu'da bu sınıfların bulunması Türkiye'de yaşayan insan topluluklarının arasında eşitsizliğin olduğunu göstermektedir.

Hititlerde toplum bazı sosyal sınıflara ayrılır. Bunlar yöneticiler (soylular), rahipler, namralar (hürlerle köleler arasındaki sınıf) ve kölelerden oluşuyordu.

Soylular; Kral ailesinden oluşan, geniş haklara sahip olan, yüksek memurlukları yürüten ve geniş toprakları olanlardı.

Rahiplik; onurlu bir meslek sayılmış, çoğu kez prenslerden seçilmiş, ancak halk fazla dindar olmadığı için etkinlik kazanamamıştı

Sosyal bakanın en altında yer alan kölelerin mülkiyet hakları vardı. Hatta başlık parasını ödeyerek soylu kadınla evlenebiliyorlardı. Bedel ödeyerek hür sınıfına geçebiliyorlardı.

Bu sınıfların sahip oldukları haklar yazılı kanunlarla korunmuştur.

İlk çağ toplumunda kölelere mülkiyet hakkı tanıyan tek toplum Hititlerdir.

2. Hititlerde vatandaşın devlete karşı üç temel sorumluluğu vardı: Askerlik yapmak, üretimde bulunmak ve angarya hizmetlerinde çalışmaktı.

3. Hititlerde aile yapısı pederşahi olmasına ve başlık parası alınmasına rağmen evlenme işleminin sözleşmeyle yapılması, aile hukukunun önemli olduğunun belirtisidir.

4. Ana kraliçe (Tavananna)'nın önemli yetkilerinin olması, aile hukuku düzenlemeleri Hitit toplumunda kadınların önemli bir yerinin olduğunu gösterir. Bu medeni hukukun temelini oluşturmalarıyla doğrudan ilgilidir.

5. Hitit ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktaydı.

6. Topraklar tanrıların ve kralların malı kabul edilirdi.

7. Hititler tarım ve hayvancılığı koruyan kanunlar yaptılar.

8. Anadolu'da tımar sistemini ilk defa Hititler uyguladılar.

9. Hititlerde maden işlemeciliği ile kumaş dokumacılığı da gelişmiştir.Anadolu'da demir çağını başlatmışlardır.

10. Suriye ve Mezopotamya (özellikle Asurlular) ile ticaret yapmışlar, ticaret yollarının korunmasına önem vermişlerdir. Asur kolonileri döneminde kullanılan ticaret yol Hititler zamanında daha işlek duruma gelmiştir, yollar Anadolu'yu Kuzey Suriye, Mezopotamya İran'a bağlamaktaydı.



FRİGYALILAR -Sosyal ve Ekonomik Hayat

1. Frigya'da halk, Hititlerde olduğu gibi sınıflara ayrılmıştı.

2. Tüccar ve zanaatkârların oluşturduğu bir sınıf da bulunmaktaydı.

3. Büyük topraklar rahiplerin malı idi.

4. Bir köylü-çiftçi toplumudur. Frigya’da ekonominin temeli tarım ve hayvancılığa dayanıyordu.Bu yüzden Frig kralları tarımı korumak için ağır kanunlar koymuşlardır. Bu kanunlara göre bir öküz kesmenin veya bir saban kırmanın cezası ölümdü.

5. Frigyalılarda dokumacılık gelişmişti. Tiftik keçisinin kılından üretilen dokumalar ile tapetes adını taşıyan halı ve kilim üretimi yaygındı.

6. Frigya en eski yol kavşaklarının üzerinde bulunduğu için özel bir önem kazanmıştır. Gordion gibi büyük şehirlerde gelişmiş bir aydın tabakası, tüccar ve esnaf sınıfları vardı.

7. Maden işçiliğinde ilerleyen Frigyalılar ürettikleri eşyaları başka ülkelere satıyorlardı.





LİDYALILAR-Sosyal ve Ekonomik Hayat

1. Lidyalılar tüccar bir toplumdu. Sosyal tabakalar içinde tüccarlar, asiller ve büyük zenginler üst sıralarda yer alıyorlardı.

2. Krallar ticaretin düzen içinde sürmesine özen gösterirlerdi.

3. Lidyalılar ticareti geliştirmek amacıyla Efes'ten başlayarak Mezopotamya'ya kadar uzanan ünlü Kral Yolu'nu yaptılar. Bu yolun yapılması sonucunda;

a) Lidyalılar zenginleşmiştir.

b) Doğu - Batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır.

c) Takas usulünün gelişen ticareti karşılayamaması üzerine M.Ö. 700 yıllarında Lidyalılar ilk parayı kullanmışlardır.



4. Lidyalıların insanlık tarihi ve kültürüne yaptıkları en büyük katkı parayı icat etmiş olmalarıdır. Paranın icadı;

a) Alışverişi kolaylaştırmış, ticaret geliştirmiş,

b) Ekonomik hayatı canlandırmış

c) Sermaye birikimine ve finans sektörünün oluşmasına ortam hazırlamıştır.

d) Paranın kullanılmasına başlanmasından sonra değiş- tokuş (takas) uygulaması ortadan kalkmıştır.

5. Dünya’nın en eski serbest pazarını Sardes'te Lidyalılar kurdular.

6. Lidya'nın en önemli doğal zenginliği altın madenleriydi.

7. Lidyalılar denizlerde Fenikeliler ve Yunanlılarla başa çıkamayacaklarını bildiklerinden daha çok kara ticaretine ağırlık verdiler. Lidyalı tüccarlar Ege'deki koloniler, Mısır, Mezopotamya ve Fenike ile ticari ilişkilerde bulunmuşlardır.

6. Dönemin en zengin ülkesidir. Nedenleri ise:

a) Arazinin verimliliği

b) Akarsu yataklarındaki altın bolluğu

c) Sardes’in Kral Yolu üzerinde bulunması



İYONYALILAR-Sosyal ve Ekonomik Hayat

1. İyonya'da halk daha çok ticaretle uğraşmaktaydı. Bu yüzden halk oldukça zengindi.

2. Efes ve Milet en önemli ticaret merkezleri haline gelmiştir.

3. Denizcilikte ileri gitmiş olan İyonyalılar Kral Yolu'nda egemenliğin Lidyalılarda olması üzerine Akdeniz, Marmara ve Karadeniz kıyılarında ticaret amacıyla koloniler kurdular. Sinop, Samsun, Trabzon bunların en tanınmışlarıdır.

Bir devletin ekonomik, siyasal ve sosyal nedenlerden dolayı, kendi sınırları dışında ele geçirip yönettiği ülkeye veya topraklara koloni denir.



URARTULAR-Sosyal ve Ekonomik Hayat

1. Krallıkla yönetilen ülkede asiller, tüccarlar ve büyük zenginler söz sahibi idiler. Soylu olmayan insanlar tarım ve inşaat işlerinde zorunlu olarak çalıştırılırlardı(yarı özgür. Köleler en alt tabakayı oluştururdu.

2. Urartu halkının büyük kısmı hayvancılık, bir kısmı da ziraat, bağ ve bahçecilik, maden işletmeciliği ve taş oymacılığı ile uğraşmıştır.

3. Sulama kanalları ile tarımı geliştirmeye çalıştılar.

4. Dışarıdan zanaatkârlar, taş ustaları ve maden ustaları getirilerek yeni kurulan şehirler imar edilmiştir.

5. Maden işlemeciliğinde oldukça ilerleyen Urartular Ön Asya'nın gerçek maden ustaları olmuşlardır.



D- YAZI, DİL VE EDEBİYAT

Anadolu’da ele geçirilen en eski tabletler MÖ. 2000 yıllarına ait KÜLTEPE TABLETLERİ olup Asurlu tüccarlar yazmıştır.

HİTİTLER -Yazı, Dil ve Edebiyat

1. Hititler kilden yapılmış tabletler üzerinde Mezopotamya'dan (Asur) aldıkları çivi yazısını, taş anıtlar üzerinde ise genellikle kendilerinin buldukları hiyeroglif (resimli yazı) yazısını kullanmışlardır.

2. Hititler, Mezopotamya edebiyat eserlerinin etkisi altında kalmışlar, bu eserleri kendi dillerine çevirmişlerdir. Gılgamış ve Kumarbi destanları bunlar arasındadır. Mezopotamya efsanelerinin Yunanlılara aktarılmasında Hitit edebiyatı aracılık rolü görmüştür.

3. Dilleri Hint-Avrupa dil grubundandır.



Yazı ve Tarih Yazıcılığı: Hititler, Asurlulardan öğrendikleri çivi yazısını kullandılar. Hitit Devleti'nin yıkılmasına doğru kendi yazılarını buldular. Hitit Hiyeroglif Yazısı adı verilen bu yazı, daha çok taş abideler üzerinde ve mühürlerde kullanılmıştır.

Hitit kralları, yaptıkları işleri tanrılarına hesap vermek amacıyla anal adı verilen tabletlere yazdırırlardı. Tarihi önemli olaylar her yıl kaydedilerek Anallar (yıllıklar) meydana getirilmiştir. Anallar, Hitit tarih yazıcılığının en güzel örnekleridir. Anallarda başarılar kadar yenilgilerin de yazılmasından çekinilmemiştir. Olaylar tanrılarına hesap verme düşüncesiyle yazıldığı için doğru olarak kaleme alınmıştır. Hititler ilk tarafsız tarihçiliği Anallar (yıllıklar) düzenleyerek geliştirmişlerdir.



FRİGYALILAR-Yazı, Dil ve Edebiyat

1. Dilleri Hint - Avrupa grubundan olan Frigyalılar,

2. Fenike alfabesini kullanmışlardır.

3. Hayvan hikâyeleri anlatım geleneği (fabl) ilk kez Frigyalılarda görülmüştür.



LİDYALILAR-Yazı, Dil ve Edebiyat

1. Lidyalıların dili Hint - Avrupa karakterindedir.

2. Fenike alfabesinden alınmış 26 harfli bir alfabe kullanmışlardır.

3. Krezüs zamanında Yunanlı filozoflar Sardes Sarayı'nda görevlendirilmişti.

4. Masalcılığın babası olarak bilinen Ezop Lidya kralından maaş alıyordu.



İYONYALILAR-Yazı, Dil ve Edebiyat

1. İyonyalılar Frigyalılar vasıtasıyla öğrendikleri Fenike alfabesini kullandılar.

2. İyonyalılar alfabenin batıya aktarılmasını da sağlamışlardır.

3. Yunanlılar Fenike alfabesinden alınan çeşitli Yunan alfabeleri içinde en çok İyon alfabesini kullanmışlardır.



URARTULAR-Yazı, Dil ve Edebiyat

1. Urartuların dili Ural-Altay dillerine benzemektedir.

2. Türkçeye benzeyen Urartu dili sabit köklere takılar eklenerek kullanılmıştır.

3. Urartular Asurlulardan aldıkları çivi yazısını kullanmışlardır. Çivi yazısının yanında hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır.





E- BİLİM VE SANAT



HİTİTLER -Bilim ve Sanat

1. Hititlerde sanat Mezopotamya'nın etkisi altında gelişmiştir. Özellikle mimaride Anadolu'ya özgü bir üslup geliştirmişlerdir.

2. Şehirlerin etrafını surlarla çevirmişler, saray ve tapınaklar inşa etmişlerdir.

3. Hititler heykelcilik ve kabartmacılıkta da hayli ilerlemişlerdir. Yazılıkaya ve İvriz kabartmaları Hitit kabartma sanatının en önemli eserleridir.

4. Hititler şehir ve saray kapılarını sfenksler, aslan heykelleri ve resimlerle süslemişlerdir.

5. Hititler seramik yapımında, maden ve taş oymacılığında önemli eserler meydana getirmişlerdir. Altın, fildişi, cam ve demir biblolar el sanatlarının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

6. Kabartma sanatı gelişmiş, kayalara yapılan tanrı kabartmalarının oluşumuyla Kaya Abideleri denilen yeni bir tarz ortaya çıkmıştır. İvriz ve Yazılıkaya Kabartmaları Hitit ürünüdür.



FRİGYALILAR-Bilim ve Sanat

1. Frigyalılar ilk zamanlarda Hitit sanatının, daha sonraları Yunan sanatının etkisinde kalmışlardır.

2. Frig mimarisi zamanla kendine özgü bir üslup kazanmıştır. Ölüleri gömdükleri kaya mezarlarının ve anıtların ön yüzlerinde gelişmiş kabartmalar bulunur.

3. Eskişehir yakınlarındaki Midas'ın Mezarı Frigyalıların en ünlü kaya mimarilerindendir.

4. Frigyalılar mimaride olduğu kadar madencilik ve ağaç oymacılığında da çok ileriydiler.

5. Tahta işçiliği, dokuma ve kilimcilikteki desen ve teknikleriyle Yunan sanatını etkilemişlerdir.



LİDYALILAR-Bilim ve Sanat

1. Lidya mimarisi oldukça gelişmiştir. Pers Kralı I. Daryus İran'da yaptırdığı sarayın yapımında Lidyalı taş ustalarından faydalanmıştır. Sardes'teki kral mezarlarındaki taş işçiliği kusursuzdur.

1. Lidyalılar altın işlemede ustaydılar. Kuyumculu oldukça gelişmişti.

2. Heykelcilikte Yunanlıların etkisinde kalmışlardı.

3. Lidya'da ayrıca dokumacılık, çömlekçilik ve dericilik sanatları da ilerlemiştir.



İYONYALILAR-Bilim ve Sanat



1. İyon medeniyeti her alanda Yunan medeniyetini etkilemiş ve bir anlamda Avrupa medeniyetinin temelini oluşturmuştur.

Anadolu'da bilim faaliyetleri İyonya'da en yüksek noktasına ulaşmıştır.

İyonya'da bilimin gelişmesinde etkili olan faktörler şunlardır:

a) Denizcilikle uğraşan İyon şehirlerinin zenginleşmesi

b) Uygarlıkların kesişme noktasında bulunması

c) Bilimle uğraşanların zenginler tarafından desteklenmesi

d) Ön Asya'dan gelen ticaret yollarının bitiş noktasında bulunması

e) Siyasi birliğin olmaması

2. Önemli bilim adamları arasında

a) Miletli Tales M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihli güneş tutulmasını önceden hesaplayabilecek kadar matematik ve astronomi bilginiydi.

b) Pisagor ilk kez dünyanın yuvarlak olduğunu ileri sürmüştür.

c) İlk deneyi yapan Anaksimandes,

d) kilit ve anahtarı bulan Teodorus,

e) bilimsel manada ilk astronom olan Anaksogaros,

f) atom sözcüğünü bugünküne yakın bir biçimde ilk kez kullanan Demokritus,

g) ünlü bir filozof olan Diyojen, tıbbın temellerini atan Hipokrat,

h) tarihin babası sayılan Heredot İyonyalıdır.

İyonya'da özgür düşüncenin varlığı felsefenin doğmasını sağlamıştır.



3. İyonlarda mimari oldukça gelişmişti. M.Ö. VI. yüzyılda İyon nizamı adı verilen bir yapı tarzı ortaya çıkmıştır. Artemis ve Apollo tapınakları İyon mimarisinin en güzel örneklerindendir.

4. İyonlar heykeltıraşlıkta da büyük bir başarı göstermişler, mermerden güzel ve gerçekçi bir stille heykeller yapmışlardır.



URARTULAR-Bilim ve Sanat

1. Urartular mimarlıkta çok ileri bir düzeye ulaşmışlardı. Özellikle sarp kayalara oyulmuş kaleler, saraylar, tapınaklar ve su kanalları günümüze kadar gelmiştir. Van'da Van Kalesi, Çavuştepe, Erzincan'da Altıntepe bu kalelerde bazılarıdır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anadoluda yaşayan uygarlıklar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
türkiyede yaşamış olan eski uygarlıklar hangileridir?????????
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Kasım 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen hemen lazım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Aralık 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
geçmişte kurulan uygarlıklar acil cevap
Son düzenleyen SaKLI; 13 Aralık 2012 10:34
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2013       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
türkiyede yaşamış olan eski uygarlıklar hangileridir?
Son düzenleyen _VICTORY_; 18 Kasım 2013 09:15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2013       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anadoluda kurulan ilk medeniyetlerin geçim kaynağı nelerdir ?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Aralık 2013       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
daha açıklayıcı resimler verirmisiniz

Benzer Konular

13 Ocak 2015 / yardımmmmmmm Soru-Cevap
13 Haziran 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
23 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış