Arama

Türkiye'nin tarihi ve doğal güzellikleri nelerdir? - Sayfa 2

Güncelleme: 18 Ekim 2014 Gösterim: 35.896 Cevap: 23
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Aralık 2011       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yha hadi yarına türkçeden ödvim vr öğrtmn bni haşlar!! kısa ve öz bilgiii
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ocak 2012       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya nolur 1 hayftaya kadar ihtiyacım var kuleler hakkında bilgi verin mesela galata kulesi felan
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Nisan 2012       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Artemis Tapınağı


Artemis Tapınağı modeli,


Selsus Kütüphanesi'nin restore edilmiş ön cephesi.


Meryem Ana Evi

Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olup temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmış ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Büyüklüğü 130 x 68 metre ve ön cephesi diğer Artemis (Ana Tanrıça) tapınakları gibi batıya dönüktü. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz 356'da adını ölümsüzleştirmek isteyenHerostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir. Tapınaktan günümüze sadece birkaç mermer blok kalmıştır.

Celsus Kütüphanesi

Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir. M.S.106 yılında Efes valisi olan Celsus ölünce, oğlu kütüphaneyi babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsus'un lahdi kütüphanenin batı duvarı altındadır. Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir. Kütüphanede kitap ruloları, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu.

Meryem Ana Evi

Bülbüldağı'nda İsa'nın annesi Meryem'in son yıllarını St. John ile birlikte geçirdiğine inanılan kilisedir.Hıristiyanlar için hac yeridir ve bazı papalartarafınan da ziyaret edilmiştir. Meryem'in burada ölü mezarının da Bülbüldağı'nda olduğu düşünülmesine karşın Kitab-ı Mukaddes'de anlatıldığı gibi Meryem'in mezarı dönemin selefkosunda bugünün Silifke'sinde olduğu inanılmaktadır.



Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf)

Bizans döneminde mezar kilisesi haline getirilmiş olan bu yer, Geç Roma imparatorlarından Decius zamanında putperestlerin zulmünden kaçan yedi Hristiyan gencin Panayır Dağı eteklerinde sığındıkları rivayet edilen mağara olduğuna inanılır. Dünya üzerinde ilgili mağaranın kendi sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kent olmasına karşın Hristiyan kaynaklarının çoğuna göre kent hristiyanlarca kutsal sayılan Efes'tir. Türkiye'de Yedi Uyurlar mağarası olarak en çok bilinen ve ziyaret edilen mağara ise dönemin önemli bir merkezi ve St. Paul'ün doğum yeri olan Tarsus'takidir. Eski ismi Arap kaynaklarında Efsus şeklinde geçen Afşin de bilim adamlarından oluşan bir heyete hazırlattığı rapor ve yerel mahkemede açtıkları keşif davası ile iddiasını



Yedi Uyurlar
arttırmıştır. Türkiye'deki diğer Ashab-ı Kehf ise Lice'dedir.


Efes'teki bu mağaranın üstüne bir kilise yapılmış hali 1927-1928 yılları arasındaki bir kazıda ortaya çıkarılmış, kazı sonucunda 5 ve 6. yüzyıla ait olan mezarlar da bulunmuştur. Yedi Uyurlar'a ithaf edilmiş yazıtlar hem mezarlarda hem de kilise duvarlarında bulunmaktadır.


Serapis Tapınağı:: Efes'in en ilginç yapılarından biri olan Serapis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi'nin hemen arkasındadır. Hıristiyanlık döneminde kiliseye dönüştürülen tapınağın Mısırlılarca yapıldı­ğı düşünülmektedir. Türkiye'deki Serapis Tapınağı olarak Hrsitiyanlık'taki Yedi Kilise arasında olması sebebi ile Bergama'daki diğer tapınak daha çok tanınmakadır.

Meryem Kilisesi: 431 Konsül Toplantısı'nın yapıldığı yer olan Meryem Kilisesi (Konsül Kilisesi), Meryem adına inşa edilmiş ilk



kilisedir. Liman Hamamı'nın kuzeyinde yer almaktadır. Hristiyanlık dinindeki ilk Yedi Kilise arasındadır.
mhmmdcngz - avatarı
mhmmdcngz
Ziyaretçi
25 Nisan 2012       Mesaj #14
mhmmdcngz - avatarı
Ziyaretçi
AYASOFYA

İstanbul'da Bizans devrinden kalan en ünlü kilisedir. 1453'te Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935'te müze oluncaya kadar bu amaçla kullanılmıştır. Büyük Kostantinos'un İstanbul'u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması sırasında bugünkü Ayasofya'nın yerinde bir kilise yaptırılmış, M.S.326 yıllarına rastlayan bu ilk yapıdan sonra M.S. 360'ta imparatorun oğlu Konstantinos küçük geldiği veya bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır. Büyük kilise (Megale Ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sanılan yapı V. yüzyıldan sonra daha çok Hagia Sophia adıyle tanınmış ve bu ad sonuna kadar yaşamıştır.

404 tarihinde bir ayaklanma sırasında yanan kilisenin yerine Theodosios II. devrinde 415'te yapılan yenisinin bazı kısımları bugünde görülmektedir. Bu yapının batı yüzünü süslediği anlaşılan sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü Ayasofya'nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır.

532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos'un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üzerine, devrin iki önemli mimarından Aydınlı Anthemios ile Miletoslu İsidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en zengin şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun "Ey Süleyman seni geçtim" demesine sebep olacak kadar etkileyici olmuştu.

Zaman içerisinde birçok yangın ve deprem atlatan Ayasofya, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ilk Cuma namazı burada kılınmıştı. Camiye çevrilmesi sırasında yapının ana çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır. Bunlar ancak Kanuni devrinde badanayla örtülmüştür. Güneydoğudaki büyük dayanak duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir. Sultan İkinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, Sultan İkinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir. Mimar Sinan'ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne kadar ulaşabilmesini sağlamıştır.

Bu yapının çevresinde Bizans devrinden kalan ek yapılar vaftizhane ve hazine dairesidir. Bu ek yapılardan vaftizhane Osmanlı devrinde Sultan Mustafa ve İbrahim'in türbesi olmuş, Sultan İkinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Ayrıca Sultan Üçüncü Mehmed'in kendi türbesi, bir okul binası, Sultan Birinci Mahmud döenminden özellikler taşıyan bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır.

Ayasofya, birçok özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, çeşitli devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır. Mimari ve süsleme zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Kasım 2012       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya performans var lütfen ya yokmu başka offff hiçbirşeyi bulamıyorum hya
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Kasım 2012       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Burdur İnsuyu Mağarası, Burdur-Antalya Karayolu üzerinde, Burdur’a 15 km. uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme ilk açılan mağaradır. 597 m. Uzunluğundadır. Su yüzeyine paraleldir. İçinde akarsular ve göller bulunmaktadır.



Burdur İnsuyu Mağarası

Türkiye’nin 10. büyük gölü olan ve Nilüfer ilçe sınırlarında bulunan Uluabat Gölü, kentin en gözde doğal güzelliklerinden biridir.



Uluabat Gölü



Bursa İnegöl Kaplıcaları



Adıyaman Nemrut Dağı



Antalya Düden Şelalesi



Antalya Kurşunlu Şelalesi



Batman Hasan Keyf



Bursa Uludağ



Denizli Pamukkale



Kayseri Erciyes Dağı



Nevşehir Kapadokya



Rize Kaçkar Dapları



Trabzon Uzungöl



Van Gölü
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Kasım 2012       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türkiyenin Doğal Güzellikleri Ve Tarihi Eserleri Nelerdir
Türkiyenin Doğal Güzellikleri Ve Tarihi Eserler Nedir Kısaca

Türkiyenin doğal güzelliklerini sıralamak için bölgelerine göre ayrıştırabiliriz Türkiye Asya ve Avrupa kıtasının kesiştiği bir bölgede Dünya tarihi boyunca çok büyük imparatorluklara ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır Coğrafi konum itibari ilede dört mevsim yaşanan bir ülkedir Bölgelerine göre sırası ile doğal güzelliklerini belirleyecek olursak;

Marmara Bölgesi:

Marmara bölgesinin Avrupa yakasında kalan sahilleri turistil açıdan fazla popüler değilsede Osmanlı ve Bizans mimarisinden tarihi eserler barındırmaktadır Özellikle İstanbul ili hem tarihi hemde boğaz manzarası açısından ülke için büyük önem taşımaktadır Asya kıtasında kalan kıyı şeridi ve yakınadaları turistik açıdan önemli bir gelir kaynağını oluşturmaktadır Bursa Uludağ Milli parkı ve kayak merkezleri doğal güzellikleri arasında dır Ayrıca Osmanlı devletine ev sahipliği yapmış Bursa ili tarihi eserler açısından çok zengindir Çanakkale ilinde ise kurtuluş mücadelsesinin anılarını saklamaktadır

Ege Bölgesi:

Ege bölgesi iç kesimlerde genelde tarihi eser açısından anadolunun çok eski uygarlıkarını yansıtacak değerlere sahiptir Kıyı şeridi ise Akdeniz bölgesinden sonra ikinci önemli turistik plaj ve tatil köylerini bulundurmaktadır Doğal güzellikleri olarak İzmir ilinin yanısı sıra Manyas Kuş gölü ve pamukkale ilk sayılabilecek doğal güzellikleridir Ayrıca İzmir Bizansın ve hıristiyan dünyasının çok önemli tarihi eserlerine sahiptir Ege bölgesi sağlık açsınından turist toplayan önemli bir bölgedir

Akdeniz Bölgesi:

Antalya muğla gibi illeri dünyanın sayılı plajlarına sahiptir Ayrıca yüksek yerlerinde yemyeşil orman ve doğası ile tatil köyleri ile meşhurdur Doğal güzellikleri olarak plajları ve denizi turzim açısından ülkenin en önemli merkezi ve gelir kaynağıdır Kovada Gölü, Kızıldağ, Köprülü Kanyon ve Karatepe - Aslantaş milli parkları bulunur Antalya'da her yıl düzenlenen Altın Portakal Film Festivali ile Mersin Moda ve Tekstil Fuarı da önemli turizm etkinliklerindendir

İç Anadolu Bölgesi:

Bölgenin önemli turistik yerleri peribacaları, Ihlalra vadisi, Derinkuyu'daki yeraltı kentleri (Kapadokya) dir Konya'daki Selçuklu eserleri, Mevlana türbesi ve çeşitli yerlerdeki antik hitit kentleri önemli turistik değerlerdir Bölgede sağlık turizmi de gelişmiştir Özellikle Eskişehir, Ankara, Konya, Niğde, Kayseri illerinde kaplıcalar bulunmaktadır Bu yerleşim merkezlerinde bu maksatla kurulmuş dinlenme ve konaklama tesisleri yer alır Bölgedeki Erciyes ve Elmadağ kayak turizmi açısından gelişmiş yerlerdir Bölgede özellikle Ankara'da bulunan İç Anadolu'da her yıl gerçekleştirilen, Kayseri Ana¬dolu Fuarı ile Konya Fuarı başlıca turizm ve ticaret etkinliklerindendir İç Anadolu Bölgesi’nde, Boğazköy Alacahöyük Milli Parkı, Göreme Tarihi Milli Parkı ve Yozgat Çamlığı Milli Parkı gibi tarihi ve doğal yönden korumaya alınmış turizm alanları da bulunmaktadır

Karadeniz Bölgesi:


Karadeniz bölgesinin en önemli doğal güzellikleri yüksek yaylalarıdır Karadeniz bölgesi ve kıyıları çok çeşitli bitki ve ağaçlar ile bunların oluşturduğu manzaralara sahiptir Yaylacılık faaliyetleri son yıllarda gelişen turizm faaliyetlerinden biridir Bolu Kartalkaya'da ve Ilgaz Dağları'nda kış turizmi yaygındır Abant gölü ile Yedigöller çevresindeki sayfiye yerleri, Bolu, Düzce, Kızılcahamam kaplıcaları, Amasra, Cide, Sinop Trabzon Sümela Manastırı ve Amasya'da Kral mezarları yer alan tarihi eserler Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyellerini oluşturur Çoruh nehrinde rafting sporu yapılmaktadır

Doğu Anadolu Bölgesi:

Doğu Anadolu'da bulunan, Ağrı Dağı, Van Gölü, Nemrut Dağı, Süphan Dağlan, Sat Dağları, Mercan Vadisi Milli Parkı turistlerin ilgisini çeken doğal güzelliklerdir Bölgede dağcılık ve kış sporları için çok uygun ortamlar vardır Palandöken Dağları'nda, Bingöl'de ve Sarıkamış'ta dağ sporları tesisleri bulunmaktadır Bölgedeki göller, doğal güzellikleriyle birer gezi ve eğlence yerleridir Doğubeyazıt yakınlarındaki İshak paşa Sarayı da önemli turizm alanlarından birisidir Erzurum ve Diyadin'de bulunan kaplıcalar sağlık turizmi için önemlidir

Güneydoğu Anadolu Bölgesi:


Bölgedeki Nemrut Dağı ile Diyarbakır ve Şanlı Urfa şehrinde bulunan tarihi eserler bölgenin turizm gelirlerini oluştururlar Tarihi eserleri olarak insanlık tarihi kadar eski kalıntılar bulunmaktadır Doğal güzellikleri olarak Fırtat, Murat ce Dicle gibi nehirleri vardır



Kaynak: ülkemizin doğal güzellikleri ve tarihi eserleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2012       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
doğal güzeliklerimizin kaybolması ne gibi olumuzluklara yol açar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Aralık 2012       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
türkiyenin doğal ve tarihi güzellikleri nedir ? Msn Grin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2013       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bana ankara ile ilgili doğal güzellik gerekiyor.....

Benzer Konular

12 Mayıs 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Ekim 2014 / SİMGE Soru-Cevap
26 Kasım 2016 / £r€ßß Cevaplanmış
25 Şubat 2015 / Misafir Soru-Cevap
17 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap