Arama

Rahime Hatun kimdir, hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 20 Kasım 2017 Gösterim: 42.310 Cevap: 2
raf - avatarı
raf
Ziyaretçi
1 Aralık 2010       Mesaj #1
raf - avatarı
Ziyaretçi
Rahime Hatun kimdir, hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
EN İYİ CEVABI pesimist verdi

Rahime Hatun


Osmaniye ilçesine bağlı Raziyeler (Kayalı) köyününkanlı geçit mahallesinde 1890 yılında doğdu. Babası Köse Abdullah, anası Haticedir. Eşe ve elif adında iki ablası vardı. Kendisinden küçük, Meryem adındaki kız kardeşi, Osmaniye'de evlenmiş, erkek kardeşi Mustafa ise Raziyeler köyünde kalmıştır. Rahime Hatun, önce Demiralioğlu İbrahim ile evlenmiştir. Bu evlilikten iki kızı vardır. İbrahim'den ayrılan Rahime, ikinci evliliğini Vız Ali adında birisi ile yapmış bu kocadan olan iki oğlu ölmüşlerdir.
Sponsorlu Bağlantılar

Rahime Hatunu tanıyanlar onu şöyle anlıtırlar: Orta boylu,normal yapıda, esmer tenli, ela gözlüdür. Başına, agil veyasırmalı pusu sarardı. Sırtında Maraş abası vardı. Kara şalvargiyer, göğsüne fişeklik takardı. Omuzunda Alman filintasıdenen tüfeğini taşırdı. Ayağına ipli çarık veya yemeni giyerdi. Kıyafeti ile bir erkekten farksızdı. Genellikle atlı gezerdi. Beden yapısı bakımından güçlü, kuvvetli idi. Onun bu durumunu bilenler, "taşı sıksa suyunu çıkarır" demişlerdir. Kendisini vatana ve millete adamıştı. Şu sözlerini kendisini tanıyanlarunutamamıştır: "Allah bana nusret verse yalnız başıma düşmanı kırarım. Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim." Osmaniye çete savaşalırna damgasını vuran Rahime Hatun davranışlarıyla erkek arkadaşlarına örnek olurdu. Çarpışmalara girmekten kaçınan silah arkadaşalarına cesaret verici sözler söylerdi.

Şimdi, o günkü çete savaşlarından önceki olaylara bir gözatalım : 1918 yılının Aralık ayında Osmaniye, İngilizler tarafından işgal edildi. Üç ay sonra İngilizler yerlerini Fransızlara bıraktılar. İşgalci Fransızlar yerli Ermenilerle iş birliğiyaparak adam öldürme ve yağamcılık eylemleriyle halka zulmetmeye başladılar. Bu duruma fazla dayanamayan Osmaniyeliler1919 yılı Mayıs ayından itibaren örgütlenerek silahlı mücadeleye koyuldular. Yer yer kurulan çeteler, düşmanı tedirginetmeye başlamıştı. Bu arada çete örgütlenmesini yaygınlaştırmakiçin köyleri dolaşan ele basıları bir gün Rahime Hatun'un baba yurdu olan Kanlı geçide geldiler. Çete reisi Hüseyin Ağa ev ev dolaşırken Rahime Hatunun bulunduğu evede uğradı. Bu evden çete olarak kimi alalım, diye sordu. Rahime Hatun, "Köse Abdullah ailesinden beni yazın" diye cevapverdi. Hüseyin Ağa, "Sen kadınsın, geri hizmette çalışmanuygun olur" dediyse de Rahime bunu kabul etmedi. İsteristemez Hatun'u çete listesine alan reis ona, "Sen de Rahimeon başı olarak bize katıl" demiştir. Böylece, Yanıkkışla ve Karayigit köylülerinden oluşan Kırmızı Müfrezeye Rahime Hatun dagirmiş oldu. O günden sonra on başı rütbesiyle çetesavaşlarına katılmıştır. Rahime Hatun, çete savaşlarında yararlılıkgösteren ve büyük hizmetleri geçen Yarpuzlu Divlimoğlu Hacı Efendi ve Kadir Çavuş gibi kahramanlarla birlikte düşmanlarla çarpışmıştır. Günlerden beş Ağustos 1920 Osmaniye'nin Alibeyli mahallesinden Hacı Ökkeş Ağa'nın damındaFransız bayrağı dalgalanıyordu. Çünkü burasını düşmangüçleri Karargah olarak kullanmakta idi içlerinde Rahime Hatun'un da bulunduğu müfrezeye, bu karagahın düşmanelinden kurtarılması görevi verilmişti. Müfreze 70-80 kişidenoluşuyordu. Bu kişilerden adları bilinenler şunlardır: Hayta Hüseyin ve arkadaşları, Yaveriye çetesi mensupları, Yastı Kelle, Ali Kılıç, Mamık Hüseyin, Kadir Çavuş, Muhammed Hoca, Nacar Ökkeş, Borazan Mehmed, Hacı Ali Ağa oğulları Ali ve Ahmed, Ali Bekir oğlu Ahmed.

Kurtarma hareketi başlamadan önce Rahime on başı erkek arkadaşlarına şöyle seslenmiştir: "Arkadaşlar, düşman karargahını mutlaka alacağız. Allah bizimle beraberdir. Yalnız sizdenbir isteğim var. Eğer ben şehit olursam cesedimi sakın düşmana bırakmayın." Bunun üzerine saldırı başladı. Çeteler Allah Allah sesleriyle ileri atıldılar. Düşman da karşı ateşe başlamıştır. Kadir Çavuş ile Rahime Hatun'un sıktığı kurşunlar hiç boşa gitmiyor, her atışta bir düşmanı yere seriyorlardı. Düşmanın savunması daha da şiddetlenince bizimkilerde duraklama başladı. Bu duruma göre Rahime onbaşı, yeniden cesaret vermek için şöyle haykırdı: "Haydi durmayın, Allahını seven,vatanını seven yürüsün". Bunun üzerine kıyasıya çarpışmayeniden başladı. Düşman karargahına iyice yaklaşkmışlardı.Ne yazık ki bu sırada Rahime Hatun göğsündenvuruldu ve yere yıkıldı. " La ilahe illallah" diyerek ruhunutanrıya teslim etti. Bunun üzerine iyice köpürüp coşan arkadaşlarıise karagahı geri almayı başardılar. Böylece amaca ulaşılmış oldu. Rahime Hatun cephe gerisinde ve göz yaşlarıarasında toprağa verildi. A. Neşet Dinçer'in “Rahime onbaşı" adlı kitabında (Osmaniye, 1983) şehitlik olayı yukarıdakigibi anlatılmıştır. (S.F. 26) Ancak Reşat Gürel'in 1972de basılan " Rahime Hatun " adlı kitabındaki ayrıntılar birazdeğişiktir. Buna göre Hacı Ökkeş'in konağı sarılıp baskın yapılıncaFransızların mitralyoz ateşi başladı. Bir Fransız uçağı savunmayıgök yüzünden destekledi. Bu arada Rahime onbaşışimşek gibi ileri atıldı. Kurşunlar arısnada gölge gibi süzülerekkonağı çevreleyen yüksek duvardan içeri atladı. Az sonrakonağın ana kapısı sonuna kadar açıldı. Herşey o kadarani olmuştu ki kapıyı Rahime'nin açtığını geç fark ettiler. Tamo sırada bir Fransız kurşunu onbaşının omuzunu parça parçaetti.

Şehit Rahime Hatun, şimdiki Endüstre Meslek Lisesinin bulunduğuyerdeki mezarlığa gömüldü. Daha sonra Enver'ül- Hamiddenen Ulu camii çevresindeki şehitliğe taşınmıştır. Mezar taşında şunlar yazıladır: Şehit Rahime Hatun (d. 1890- ölüm-Şehit 5.8. 1920) Yarınlarınsahibi ey gençlik, İyitanı, ebedi sükûnetle bu mezarda yatan. Hakiçin, bayrak için canın feda edip Armağanetti bize bu mukaddes vatanı. HalilGelendost'un "Kurtuluş Savaşamızda Cephelerde TürkKadını" adlı altı daktilo sayfası tutarında, yayınlanmamış biraraştırması vardır. Bu araştırmayı 27 Ocak 1990 gününde Türk-AmerikanKültür Derneği salonunda" eski dostlar" toplantısında bir konuşma konusu yapmıştır. Bu yazının 4. sayfasında Rahime Hatun hakkında 4 satırlık bir bilgi verilmiştir. Bubilgiyi olduğu gibi aktarıyorum: "Tayyar Rahmiye: Adana- Osmaniye kazasının kaypak bucağı Raziyeler köyündendir. 9. Tüm enkuruluşunun bir müfrezesinde komutanlık yapmış, 1 Temmuz 1920 tarihinde aldığı emir üzerine, Fransız kararga- Na müfrezesi başında ilerlerken şehit düşmüştür.”
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2017 20:56
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
2 Aralık 2010       Mesaj #2
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Rahime Hatun


Osmaniye ilçesine bağlı Raziyeler (Kayalı) köyününkanlı geçit mahallesinde 1890 yılında doğdu. Babası Köse Abdullah, anası Haticedir. Eşe ve elif adında iki ablası vardı. Kendisinden küçük, Meryem adındaki kız kardeşi, Osmaniye'de evlenmiş, erkek kardeşi Mustafa ise Raziyeler köyünde kalmıştır. Rahime Hatun, önce Demiralioğlu İbrahim ile evlenmiştir. Bu evlilikten iki kızı vardır. İbrahim'den ayrılan Rahime, ikinci evliliğini Vız Ali adında birisi ile yapmış bu kocadan olan iki oğlu ölmüşlerdir.
Sponsorlu Bağlantılar

Rahime Hatunu tanıyanlar onu şöyle anlıtırlar: Orta boylu,normal yapıda, esmer tenli, ela gözlüdür. Başına, agil veyasırmalı pusu sarardı. Sırtında Maraş abası vardı. Kara şalvargiyer, göğsüne fişeklik takardı. Omuzunda Alman filintasıdenen tüfeğini taşırdı. Ayağına ipli çarık veya yemeni giyerdi. Kıyafeti ile bir erkekten farksızdı. Genellikle atlı gezerdi. Beden yapısı bakımından güçlü, kuvvetli idi. Onun bu durumunu bilenler, "taşı sıksa suyunu çıkarır" demişlerdir. Kendisini vatana ve millete adamıştı. Şu sözlerini kendisini tanıyanlarunutamamıştır: "Allah bana nusret verse yalnız başıma düşmanı kırarım. Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim." Osmaniye çete savaşalırna damgasını vuran Rahime Hatun davranışlarıyla erkek arkadaşlarına örnek olurdu. Çarpışmalara girmekten kaçınan silah arkadaşalarına cesaret verici sözler söylerdi.

Şimdi, o günkü çete savaşlarından önceki olaylara bir gözatalım : 1918 yılının Aralık ayında Osmaniye, İngilizler tarafından işgal edildi. Üç ay sonra İngilizler yerlerini Fransızlara bıraktılar. İşgalci Fransızlar yerli Ermenilerle iş birliğiyaparak adam öldürme ve yağamcılık eylemleriyle halka zulmetmeye başladılar. Bu duruma fazla dayanamayan Osmaniyeliler1919 yılı Mayıs ayından itibaren örgütlenerek silahlı mücadeleye koyuldular. Yer yer kurulan çeteler, düşmanı tedirginetmeye başlamıştı. Bu arada çete örgütlenmesini yaygınlaştırmakiçin köyleri dolaşan ele basıları bir gün Rahime Hatun'un baba yurdu olan Kanlı geçide geldiler. Çete reisi Hüseyin Ağa ev ev dolaşırken Rahime Hatunun bulunduğu evede uğradı. Bu evden çete olarak kimi alalım, diye sordu. Rahime Hatun, "Köse Abdullah ailesinden beni yazın" diye cevapverdi. Hüseyin Ağa, "Sen kadınsın, geri hizmette çalışmanuygun olur" dediyse de Rahime bunu kabul etmedi. İsteristemez Hatun'u çete listesine alan reis ona, "Sen de Rahimeon başı olarak bize katıl" demiştir. Böylece, Yanıkkışla ve Karayigit köylülerinden oluşan Kırmızı Müfrezeye Rahime Hatun dagirmiş oldu. O günden sonra on başı rütbesiyle çetesavaşlarına katılmıştır. Rahime Hatun, çete savaşlarında yararlılıkgösteren ve büyük hizmetleri geçen Yarpuzlu Divlimoğlu Hacı Efendi ve Kadir Çavuş gibi kahramanlarla birlikte düşmanlarla çarpışmıştır. Günlerden beş Ağustos 1920 Osmaniye'nin Alibeyli mahallesinden Hacı Ökkeş Ağa'nın damındaFransız bayrağı dalgalanıyordu. Çünkü burasını düşmangüçleri Karargah olarak kullanmakta idi içlerinde Rahime Hatun'un da bulunduğu müfrezeye, bu karagahın düşmanelinden kurtarılması görevi verilmişti. Müfreze 70-80 kişidenoluşuyordu. Bu kişilerden adları bilinenler şunlardır: Hayta Hüseyin ve arkadaşları, Yaveriye çetesi mensupları, Yastı Kelle, Ali Kılıç, Mamık Hüseyin, Kadir Çavuş, Muhammed Hoca, Nacar Ökkeş, Borazan Mehmed, Hacı Ali Ağa oğulları Ali ve Ahmed, Ali Bekir oğlu Ahmed.

Kurtarma hareketi başlamadan önce Rahime on başı erkek arkadaşlarına şöyle seslenmiştir: "Arkadaşlar, düşman karargahını mutlaka alacağız. Allah bizimle beraberdir. Yalnız sizdenbir isteğim var. Eğer ben şehit olursam cesedimi sakın düşmana bırakmayın." Bunun üzerine saldırı başladı. Çeteler Allah Allah sesleriyle ileri atıldılar. Düşman da karşı ateşe başlamıştır. Kadir Çavuş ile Rahime Hatun'un sıktığı kurşunlar hiç boşa gitmiyor, her atışta bir düşmanı yere seriyorlardı. Düşmanın savunması daha da şiddetlenince bizimkilerde duraklama başladı. Bu duruma göre Rahime onbaşı, yeniden cesaret vermek için şöyle haykırdı: "Haydi durmayın, Allahını seven,vatanını seven yürüsün". Bunun üzerine kıyasıya çarpışmayeniden başladı. Düşman karargahına iyice yaklaşkmışlardı.Ne yazık ki bu sırada Rahime Hatun göğsündenvuruldu ve yere yıkıldı. " La ilahe illallah" diyerek ruhunutanrıya teslim etti. Bunun üzerine iyice köpürüp coşan arkadaşlarıise karagahı geri almayı başardılar. Böylece amaca ulaşılmış oldu. Rahime Hatun cephe gerisinde ve göz yaşlarıarasında toprağa verildi. A. Neşet Dinçer'in “Rahime onbaşı" adlı kitabında (Osmaniye, 1983) şehitlik olayı yukarıdakigibi anlatılmıştır. (S.F. 26) Ancak Reşat Gürel'in 1972de basılan " Rahime Hatun " adlı kitabındaki ayrıntılar birazdeğişiktir. Buna göre Hacı Ökkeş'in konağı sarılıp baskın yapılıncaFransızların mitralyoz ateşi başladı. Bir Fransız uçağı savunmayıgök yüzünden destekledi. Bu arada Rahime onbaşışimşek gibi ileri atıldı. Kurşunlar arısnada gölge gibi süzülerekkonağı çevreleyen yüksek duvardan içeri atladı. Az sonrakonağın ana kapısı sonuna kadar açıldı. Herşey o kadarani olmuştu ki kapıyı Rahime'nin açtığını geç fark ettiler. Tamo sırada bir Fransız kurşunu onbaşının omuzunu parça parçaetti.

Şehit Rahime Hatun, şimdiki Endüstre Meslek Lisesinin bulunduğuyerdeki mezarlığa gömüldü. Daha sonra Enver'ül- Hamiddenen Ulu camii çevresindeki şehitliğe taşınmıştır. Mezar taşında şunlar yazıladır: Şehit Rahime Hatun (d. 1890- ölüm-Şehit 5.8. 1920) Yarınlarınsahibi ey gençlik, İyitanı, ebedi sükûnetle bu mezarda yatan. Hakiçin, bayrak için canın feda edip Armağanetti bize bu mukaddes vatanı. HalilGelendost'un "Kurtuluş Savaşamızda Cephelerde TürkKadını" adlı altı daktilo sayfası tutarında, yayınlanmamış biraraştırması vardır. Bu araştırmayı 27 Ocak 1990 gününde Türk-AmerikanKültür Derneği salonunda" eski dostlar" toplantısında bir konuşma konusu yapmıştır. Bu yazının 4. sayfasında Rahime Hatun hakkında 4 satırlık bir bilgi verilmiştir. Bubilgiyi olduğu gibi aktarıyorum: "Tayyar Rahmiye: Adana- Osmaniye kazasının kaypak bucağı Raziyeler köyündendir. 9. Tüm enkuruluşunun bir müfrezesinde komutanlık yapmış, 1 Temmuz 1920 tarihinde aldığı emir üzerine, Fransız kararga- Na müfrezesi başında ilerlerken şehit düşmüştür.”
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2017 21:20
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
RAHMİYE HATUN
Osmaniye’nin Kaziyeler Köyü’nden olan Rahmiye Hanım 9 Tümenin 1920 yılında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılmıştı Başlıca görevi, keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı Osmaniye yakınındaki demiryolu tünelini o patlatmıştı ve bölgedeki düşmanın cephane ikmalini büyük sekteye uğratmıştı 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu
Son düzenleyen Safi; 20 Kasım 2017 21:09

Benzer Konular

10 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
8 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
10 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
3 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
17 Şubat 2012 / Okul Cocu Cevaplanmış