Arama

Ulama nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 17 Aralık 2015 Gösterim: 13.397 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ocak 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sözcükte ulama ne demektir, nasıl tanımlanır?
Cümlede ulama nasıl anlaşılır?
EN İYİ CEVABI SiLentLy verdi
Ünsüzle sonlanan bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük gelince ünsüzle ünlünün bir hece gibi bağlı okunmasına “ulama” denir.
Arabanın önüne çıkan adam az daha eziliyordu.
Sponsorlu Bağlantılar
Noktalama İşareti varsa ya da ulama yapılınca anlam değişikliği olacaksa, ulama yapılmaz.
İhtiyar, elindeki paketi zor taşıyordu. (Ulama yoktur)
Sözcüğe gelen ek yok. (gelenek) (Ulama var)
Oraya varsak aryayı gösteririm. (Ulama var)
Son düzenleyen nötrino; 17 Aralık 2015 23:10 Sebep: İç başlık düzeni!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ocak 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ulama, yazıda olmayan konuşurken veya okurken ünsüzle biten sözcüklerden sonra ünlüyle başlayan sözcüklerin eklenerek okunmasıdır.
Örn: Bakkaldan üç ekmek aldım.
Sponsorlu Bağlantılar

Sözcükler arasında noktalama işareti varsa ulama olmaz.
Örn: Osman, Ankara'ya gitti.
Son düzenleyen nötrino; 17 Aralık 2015 23:12 Sebep: Mesaj düzeni!
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
18 Ocak 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

kelimede ulama nedemektirrrrrrrrrrr


ULAMA

Diksiyonun özelliklerinden biri de "ulama"dır. Genel olarak tanımlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardından gelen kelimenin sesli harfle birleştirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir. Uygun ulama ile yapılan konuşmalarda veya seslendirmelerde ses bir nehrin akışı gibi sakin ve düzenli olarak ilerler.



Türkçe'de yer alan ulama özellikleri:
1.Sessiz harfle biten bir kelimenin son harfi sesli harfle başlayan yanındaki kelimenin ilk harfiyle birleşir.


Yazıda:
Ak--şam-- ol--du.
E--lim--den-- al--dı.



Konuşmada:
Ak--şa--mol--du.
E--lim-de--nal--dı.

2. Orijinal yapılarında "b,c,d,g" harfleriyle biten kelimeler vardır. Bunlar yalın kaldıklarında "p, ç, t, k"ya dönüşürler. Yazı dilinde sonlarına ek aldıklarında yumuşak konumlarına dönerler.

Örneğin Arapça orijiniyle "kitab" Türkçe'de "kitap" şeklinde yazılır. Ancak yayına ek aldığında "kitabım" örneğinde olduğu gibi "p", "b"ye dönüşür.(süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması kuralı)Konuşma dilinde ise ulama bu kurala paralel olarak aynı kelimeyi bir sonraki kelime ile ilişkilendirir. Yazı dilinde sert olan harf ulama ile yumuşar.

Yazı Dilinde İfadesi:
(Mahmud) Mah--mut ev--len--di.
(Mes'ud) Mes--ut ol--du.
(Kitab) Ki--tap al--dı.


Konuşma Dilinde İfadesi:
Mah-mu--dev--len--di.
Me--su-dol-du.
Ki--ta--bal--dı.


3. Türkçe'de kelime sonundaki "k" ünsüzünü, "h" ünsüzü ile başlayan bir kelimenin izlemesi durumunda "h" ünsüzü düşer. İki kelime birbirine bağlanır.

Yazı Dilinde:
Ye--mek ha--ne
E--rik ho--şa--fı


Konuşma dilinde:
Ye--me--ka--ne
E--ri--ko--şa--fı

4.Eğer kelimeler arasında durak olursa, kurala uygun olsa da ulama yapılmaz.
Yazı Dilinde:
İstiyorum, onu göreceğim.
Koşuştururken, okulu unuttu.



Konuşma dilinde:
İstiyorum, onu göreceğim.
Koşuştururken, okulu unuttu.


5. Bazı durumlarda İki ayrı kelimenin tek heceli olan ilkinde bir ünlü düşer ve
iki kelime birleşir.


Yazı Dilinde:
Ni-çin
Na-sıl
Ne ol--du



Konuşma dilinde:
Ne i--çin
Ne a--sıl
Nol-du


mesajın devamı için lütfen tıklayınız.=)Ulama Nedir?


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
gorkem06 - avatarı
gorkem06
Ziyaretçi
18 Ocak 2011       Mesaj #4
gorkem06 - avatarı
Ziyaretçi
Ulama Nedir;
Ulama Nedir Ulama Özellikleri Nelerdir - Edebiyat Terimlerinde Ulama - Ulama Anlamı - Ulama Ödevi Örnegi


Sessizle biten sözcükten sonra sesliyle başlayan bir sözcük gelirse, iki sözcük birbirine bağlanarak okunur. Buna ulama denir.


Örnek: Bakkaldan ekmek aldım. cümlesinde iki yerde ulama yapılmıştır. Sözcükler arasında herhangi bir noktalama işareti varsa ulama yapılmaz.




Ulama: Dilimizde cümleler okunurken kelimelerin sonlarında bulunan sessizler, kendilerinden sonra gelen kelimelerin ilk harfi sesli ise bu sesliye bağlanarak okunurlar.

Emanet_eşeğin yuları gevşek olur.

Geniş_ovayı seyre daldı.

Elbisenin_ütüsü bozulmuş. Emane - teğeğin yuları gevşek olur

Geni - şovayı seyre daldı.

Elbiseni - nütüsü bozulmuş.


Ulama: Dilimizde cümleler okunurken kelimelerin sonlarında bulunan sessizler, kendilerinden sonra gelen kelimelerin ilk harfi sesli ise bu sesliye bağlanarak okunurlar.

Emanet_eşeğin yuları gevşek olur.

Geniş_ovayı seyre daldı.

Elbisenin_ütüsü bozulmuş. Emane - teğeğin yuları gevşek olur

Geni - şovayı seyre daldı.

Elbiseni - nütüsü bozulmuş.

Ulama: Dilimizde cümleler okunurken kelimelerin sonlarında bulunan sessizler, kendilerinden sonra gelen kelimelerin ilk harfi sesli ise bu sesliye bağlanarak okunurlar.

Emanet_eşeğin yuları gevşek olur.

Geniş_ovayı seyre daldı.

Elbisenin_ütüsü bozulmuş. Emane - teğeğin yuları gevşek olur

Geni - şovayı seyre daldı.

Elbiseni - nütüsü bozulmuş.


* Farklı bir kaynaktan örnekli ulama konusu ödevi..




ULAMA


Cümle içerisinde sessiz harf ile biten bir sözcükten sonra sesli harf ile başlayan bir sözcük gelirse, bu iki sözcük okunurken bitişikmiş gibi okunur. Bu olaya ulama denir.

Ulama sadece okuma ve söylemede geçerlidir. Yazmada geçerli değildir.


NOT: Noktalama işlaretleri ulamayı bozar.

Anlamı bozulan sözcükler arasında ulama olmaz.


ÖRNEK ( 1 ) : Güzel bir ev satın aldık.

Bu cümlede, " bir " sözcüğü ile " ev " sözcüğü arasında ulama vardır. Yine " satın " ile "aldık " sözcükleri arasında da ulama vardır.


ÖRNEK ( 2 ) : Portokal, ağaçta yetişen turunçgil meyvelerdendir.

Bu cümlede, " portokal " ile " ağaçta " sözcükleri arasında ulama yoktur. Çünkü; bu iki sözcük arasında noktalama işaretlerinden olan virgül ( , ) vardır.


ÖRNEK ( 3 ) : Taze kan almış gibi koşuyordu.

Bu cümlede, " kan " ile " almış " sözcükleri arasında ulama yoktur. Çünkü, bu iki sözcük bitişikmiş gibi okunduğunda başka bir anlam, başka bir sözcük oluşmaktadır. Oluşan sözcük ise " kanalmış " dır.



NOT: Bileşik sözcüklerin hecelere ayrılmasında, ulama kuralına uyulur.


ÖRNEK: İlk + okul = İlkokul

Bu oluşumdan meydana gelen ve yeni bir anlam kazanan bileşik " İlkokul " sözcüğü hecelerine ayrılırken, kendini oluşturan " ilk " ve " okul " sözcüklerinin ayrı ayrı hecelerine ayrılmasına uygun olarak hecelerine ayrılmaz. Ya nasıl ayrılır?

Şöyle ayrılır: İl - ko - kul

Halbuki " İlk " ve " okul " sözcüklerini ayrı ayrı hecelerine ayırırken şöyle yaparız:

İlk= - İlk

Okul = O - kul

Çünkü, " İlkokul " sözcüğü bileşik sözcüktür. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bileşik sözcüklerin hecelere ayrılmasında ULAMA kuralına uyarız.

Yani;" sessiz harf ile biten bir sözcükten sonra, sesli harf ile başlayan bir sözcük gelirse, bu iki sözcük bitişikmiş gibi okunur. " Hecelere ayırmada ise, böyle iki sözcük bileşmiş olduğu için sessiz harften sonra gelen sesli harfler, sessiz harfe ile birleştirilerek hecelerine ayrılır.


ÖRNEKLER:

Kızıl = Kı - zıl

Ay = ay

Kızlay = kı - zı - lay



Baş = baş

Öğretmen = öğ - ret - men

Başöğretmen = ba - şöğ - ret - men



Hanım = ha - nım

Eli = e - li

Hanımeli = ha - nı - me - li



Semiz = se - miz

Otu = o - tu

Semizotu = se - mi - zo - tu



Kırk = kırk

Ayak = a - yak

Kırkayak = kır - ka - yak



Yayın = ya - yın

Evi = e - vi

Yayınevi = ya - yı - ne - vi



Kardan = kar - dan

Adam = a - dam

Kardanadam = kar - da - na - dam



yararım olmussa ne mutlu bana...Msn Grin
SiLentLy - avatarı
SiLentLy
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #5
SiLentLy - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Ünsüzle sonlanan bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük gelince ünsüzle ünlünün bir hece gibi bağlı okunmasına “ulama” denir.
Arabanın önüne çıkan adam az daha eziliyordu.
Noktalama İşareti varsa ya da ulama yapılınca anlam değişikliği olacaksa, ulama yapılmaz.
İhtiyar, elindeki paketi zor taşıyordu. (Ulama yoktur)
Sözcüğe gelen ek yok. (gelenek) (Ulama var)
Oraya varsak aryayı gösteririm. (Ulama var)
bloom22 - avatarı
bloom22
Kayıtlı Üye
4 Nisan 2012       Mesaj #6
bloom22 - avatarı
Kayıtlı Üye
Msn GrinULAMAMsn Grin


Diksiyonun özelliklerinden biri de "ulama"dır. Genel olarak tanımlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardından gelen kelimenin sesli harfle birleştirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir. Uygun ulama ile yapılan konuşmalarda veya seslendirmelerde ses bir nehrin akışı gibi sakin ve düzenli olarak ilerler.



Türkçe'de yer alan ulama özellikleri:
1.Sessiz harfle biten bir kelimenin son harfi sesli harfle başlayan yanındaki kelimenin ilk harfiyle birleşir.

Yazıda:
Ak--şam-- ol--du.
E--lim--den-- al--dı.


Konuşmada:
Ak--şa--mol--du.
E--lim-de--nal--dı.

2. Orijinal yapılarında "b,c,d,g" harfleriyle biten kelimeler vardır. Bunlar yalın kaldıklarında "p, ç, t, k"ya dönüşürler. Yazı dilinde sonlarına ek aldıklarında yumuşak konumlarına dönerler.
Örneğin Arapça orijiniyle "kitab" Türkçe'de "kitap" şeklinde yazılır. Ancak yayına ek aldığında "kitabım" örneğinde olduğu gibi "p", "b"ye dönüşür.(süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması kuralı)Konuşma dilinde ise ulama bu kurala paralel olarak aynı kelimeyi bir sonraki kelime ile ilişkilendirir. Yazı dilinde sert olan harf ulama ile yumuşar.

Yazı Dilinde İfadesi:
(Mahmud) Mah--mut ev--len--di.
(Mes'ud) Mes--ut ol--du.
(Kitab) Ki--tap al--dı.

Konuşma Dilinde İfadesi:
Mah-mu--dev--len--di.
Me--su-dol-du.
Ki--ta--bal--dı.

3. Türkçe'de kelime sonundaki "k" ünsüzünü, "h" ünsüzü ile başlayan bir kelimenin izlemesi durumunda "h" ünsüzü düşer. İki kelime birbirine bağlanır.

Yazı Dilinde:
Ye--mek ha--ne
E--rik ho--şa--fı

Konuşma dilinde:
Ye--me--ka--ne
E--ri--ko--şa--fı

4.Eğer kelimeler arasında durak olursa, kurala uygun olsa da ulama yapılmaz.
Yazı Dilinde:
İstiyorum, onu göreceğim.
Koşuştururken, okulu unuttu.


Konuşma dilinde:
İstiyorum, onu göreceğim.
Koşuştururken, okulu unuttu.

5. Bazı durumlarda İki ayrı kelimenin tek heceli olan ilkinde bir ünlü düşer ve
iki kelime birleşir.

Yazı Dilinde:
Ni-çin
Na-sıl
Ne ol--du


Konuşma dilinde:
Ne i--çin
Ne a--sıl
Nol-du
Aşağıdaki metinde ulama noktalarını tespit ederek çiziniz. Ardından ulamalara dikkat ederek okuyunuz:

KALIPLAR

İnsanlar kendilerine kişilikleri için çizdikleri zihinsel kalıpların dışına çıkamazlar.Bizler çözümü defalarca duyduğumuz halde kendimizi oturttuğumuz dar çerçeveden çıkış için gayret göstermeyen garip insanlarız.

Hayatın bazı insanlara "tesadüfen başarma, yükselme, zengin olma vs." Şansı tanıdığını zannedenimiz çoktur. Bir çoğumuz müzisyenlerin, yazarların, şairlerin, para babalarının bu işi anne karnında kendilerine verilen kabiliyetlerle gerçekleştirdiklerini sanırız. Bu inanca göre bazılarının ne maharetli anneleri varmış. Bu yanlış zanları kabul etmeyen bir çok insan bile farkında olmadan aynı kalıplarla kendisini kilitlemiştir. En meşhur zenginlerin bir zamanlar simit sattıklarını, ayakkabı boyacılığı bile yaptıklarını öğrenince şaşırırız. Bir çok yazarın vaktiyle kalemi bile tutamamalarına inanamayız.

Neden bazı insanlar bazıları arasında sıyrılıverir veya "sivriliverirler." Adaletli ve şefkatli yaratıcı, normal şartlar altında doğan her insanı her türlü başarıya ulaşabilmelerine imkân tanıyan bir potansiyelle dünyaya göndermiştir. Ancak dünyaya geldikten sonra sınırlılıklar başlatılır. Anne-babası veya çevresi tarafından aşağılanan bir çocuk etrafında kalıplar başlamıştır. Daha sonra insan "var olduğunu" hissettirmek amacıyla çırpınmaya başlar. Bakkaldan getirilen bir ekmek, ilk karne notları, takdim edilen bir çiçek, içinde bu amacı gizli tutar.Oysa bazı insanlar "bu olmamış", "sen bunu başaramazsın" demekten çekinmezler. Bizler de çoğu zaman sözleriyle cinayet işleyen, kabiliyetleri körelten; başarısızlık, çekingenlik, korkaklık imajı oluşturan insanlardanız ne yazık ki... Yas tutmayı sevdiğimiz kadar, eleştirmeyi, olumsuzlukları ileri sürerek karanlık bir zihinsel tablo oluşturmayı seviyoruz.

Merhum Z. Gündüzalp'in "İnsan ne düşünüyorsa odur." Dediğini çok duyduk. Anthony Robbins "Sınırsız Güç" kitabında insanların hayal kurarken ve düşünürken kullandıkları "olumsuzluk" imajlarını en kötü engel olarak görür. Her büyük başarı bazen yüzlerce başarısızlığın arkasında parıldar. Oysa eski bir Rus imparatoru "Yenile yenile yenmeyi öğrendiğini " söyler. İnsan her teşebbüsünde hedefine ulaşamadığında bunu başarısızlık olarak görürse bulunduğu noktada çakılır. Oysa durumu yeniden inceleyen insan için her başarısızlık başarıya bir adım daha yaklaşmanın işaretidir. Ani yükselişlerin ise gerçek başarıyla ilişkisi yoktur. Bir balon gibi büyür ve söner.

Hayalimizde yaşadığımız iç konuşmaların fiillerimizde oluşturduğu sınırlara bakınız: "Zengin olmak mı? Bu iş için büyük sermaye lazım. Yazar olmak mı? Konuşmasını bile bilmiyorum; annemin karnında böyle bir şey öğrenmedim. Meydanlara çıkıp 'benim işçim,benim köylüm' diye konuşmak mı? Ben Süleyman değilim." Sevgili kardeşim... Ya siz ne siniz? Erkek ve kadın arasındaki küçük bir farktan başka kimin beyni kimin beyninden küçük veya büyük.
Kaderin sahibi kimseyi başarısızlığa zorla mahkum etmemiştir. Ortamın sürükleyişine kendimizi kaptırdığımızda "Ortam sürükleniyorsa sürünmekten başka yapacağımız hiç bir şey yoktur."Az okuyoruz veya hiç okumuyoruz.

Başarılı insanlar topluluğuna takılıp başarıya uçmuyorsak başarının dinamiklerini incelemeliyiz. Başaranların hayatı ve yaptıkları bu konuda bize yol gösterecek en açık ışıktır. Başka türlü bizi pasifize eden kendi kalıplarımızdan kurtulamayacağız.


Ulama Nedir ? (Özet) : Sessizle biten sözcükten sonra sesliyle başlayan bir sözcük gelirse, iki sözcük birbirine bağlanarak okunur. Buna ulama denir.
Ulama Nedir ? (Detay)


Dilimizde cümleler okunurken kelimelerin sonlarında bulunan sessizler, kendilerinden sonra gelen kelimelerin ilk harfi sesli ise bu sesliye bağlanarak okunurlar.

Ulama Örnekleri
Emanet_eşeğin yuları gevşek olur. > Emane-teşeğin yuları gevşek olur
Geniş_ovayı seyre daldı. > Geni-şovayı seyre daldı.
Elbisenin_ütüsü bozulmuş. > Elbiseni-nütüsü bozulmuş.

Kural : Ulama sadece okuma ve söylemede geçerlidir. Yazmada geçerli değildir.
Kural : Sözcükler arasında herhangi bir noktalama işareti varsa ulama yapılmaz.
Kural : Anlamı bozulan sözcükler arasında ulama olmaz.

NOT: Noktalama işlaretleri ulamayı bozar.

ÖRNEK ( 1 ) : Güzel bir ev satın aldık.
Bu cümlede, " bir " sözcüğü ile " ev " sözcüğü arasında ulama vardır. Yine " satın " ile "aldık " sözcükleri arasında da ulama vardır.

ÖRNEK ( 2 ) : Portokal, ağaçta yetişen turunçgil meyvelerdendir.
Bu cümlede, " portokal " ile " ağaçta " sözcükleri arasında ulama yoktur. Çünkü; bu iki sözcük arasında noktalama işaretlerinden olan virgül ( , ) vardır.

ÖRNEK ( 3 ) : Taze kan almış gibi koşuyordu.
Bu cümlede, " kan " ile " almış " sözcükleri arasında ulama yoktur. Çünkü, bu iki sözcük bitişikmiş gibi okunduğunda başka bir anlam, başka bir sözcük oluşmaktadır. Oluşan sözcük ise " kanalmış " dır.

NOT: Bileşik sözcüklerin hecelere ayrılmasında, ulama kuralına uyulur.

ÖRNEK: İlk + okul = İlkokul
Bu oluşumdan meydana gelen ve yeni bir anlam kazanan bileşik " İlkokul " sözcüğü hecelerine ayrılırken, kendini oluşturan " ilk " ve " okul " sözcüklerinin ayrı ayrı hecelerine ayrılmasına uygun olarak hecelerine ayrılmaz.

Ya nasıl ayrılır?
Şöyle ayrılır: İl - ko - kul

Halbuki " İlk " ve " okul " sözcüklerini ayrı ayrı hecelerine ayırırken şöyle yaparız:
İlk = - İlk
Okul = O - kul

Çünkü, " İlkokul " sözcüğü bileşik sözcüktür. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bileşik sözcüklerin hecelere ayrılmasında ULAMA kuralına uyarız.

Yani; " sessiz harf ile biten bir sözcükten sonra, sesli harf ile başlayan bir sözcük gelirse, bu iki sözcük bitişikmiş gibi okunur. " Hecelere ayırmada ise, böyle iki sözcük bileşmiş olduğu için sessiz harften sonra gelen sesli harfler, sessiz harfe ile birleştirilerek hecelerine ayrılır.

ÖRNEKLER:
Kızıl = Kı - zıl
Ay = ay
Kızlay = kı - zı - lay

Baş = baş
Öğretmen = öğ - ret - men
Başöğretmen = ba - şöğ - ret - men

Hanım = ha - nım
Eli = e - li
Hanımeli = ha - nı - me - li

Semiz = se - miz
Otu = o - tu
Semizotu = se - mi - zo - tu

Kırk = kırk
Ayak = a - yak
Kırkayak = kır - ka - yak

Yayın = ya - yın
Evi = e - vi
Yayınevi = ya - yı - ne - vi

Kardan = kar - dan
Adam = a - dam
Kardanadam = kar - da - na - dam


Msn Happy
Hayat fırtına demek değil, fırtınanın altında dans öğrenmektir.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Temmuz 2015       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ULAMA
1. Ulamak eylemi.
2. Bir şeye ulanan parça, eklenti, katkı, ilave.

Kopan ya da kısa gelen iki ipliği, dokumada kalınlık oluşturmayacak biçimde birbirine ekleyerek uzatma. (DÜĞÜM.)

—Edebiyatta Ulama, Aruz vezninde bir sözcüğün sonundaki ünsüzün vezin gereği onu izleyen sözcüğün başındaki ünlüyle birleştirilerek okunması.

—Sesbilgisinde Ulama, Bir dilin kuralına uygun olarak, bir sözcüğün genellikle söylenmeyen son ünsüzünü sonraki sözcüğün ilk ünlüsüyle birleştirerek söyleme. (Örn. koşar adım [koşaradım].)

—Süsleme Sanatında Ulama, Elyazmalarında yazı ve sayfa kenarlarına su olarak yapılan birbirine geçmeli süsleme.

♦ Sıfat, Ulanmış, birbiri ardına eklenmiş.

—Folklorda Ulama, Anadolu'nun bazı yörelerinde gerdek gecesi gelinin hazırladığı sofraya oturan güveyin kucağına verilen sırma işlemeli çevre

—Mimarlık ve Süsleme Sanatında Ulama, Dalgaları andıran bir dizi kıvrımdan oluşan sürekli bezeme.

—Seramikte Ulama, Birbirine bağlı olarak gelişen motiflerle süslü çini.

Koşullara uygun durumda kapalı (uzun) hecenin açık (kısa) okunması için ulamadan yararlanılır. Örn: "Otuz üç yıl bizi korkuttu şeriat diyerek" (M. A. Ersoy). Bu dizenin vezni feilâtün feilâtün feilâtün feilün'dür. “Otuz üç yıl" sözcüklerinin vezin karşılığıdır. Bunun biçiminde okunabilmesi ancak ulamayla (otuz üç yıl) sağlanabilir.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen nötrino; 17 Aralık 2015 23:16 Sebep: Yazım yanlışı!

Benzer Konular

11 Temmuz 2015 / Misafir Edebiyat
12 Aralık 2011 / çiçek Soru-Cevap
13 Mayıs 2014 / sow Cevaplanmış