Arama

Sevgi ile ilgili söyleşi bulmama yardım eder misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 14 Ocak 2019 Gösterim: 4.104 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Nisan 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgi ile ilgili söyleşi bulmama yardım eder misiniz?
EN İYİ CEVABI Efulim verdi
BEZENMEK
Bilmem ben kendime çekidüzen vermesini, derviş gibiyimdir Berbere uğramaya üşenip sakal bir karış, saçlar öylesine, günlerce dolaştığım olur Bir Mehmet Beyimiz vardı, çoktan öldü, rahmet dilemiş olacak, hatırlayıverdim Tanışır, konuşurdum ama, adımı hiç mi merak etmemiş, yoksa unutu mu vermiş, nedir? Bir gün benim için: “Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor buraya, o işte” demiş, duyanların hepsi de anlamışlar ben olduğumu Bana da söylediler, hoşuma gitti, doğrusu tam bulmuş rahmetli Çamurdan kaçınmayı bir türlü beceremem; çoraplarım hep düşer; yakamla boyun-bağımın biri bir yandadır, biri bir yanda; cigara külüne bulanmışım, ona da aldırmam… Dedim ya, derviş gibiyimdir
Sponsorlu Bağlantılar

Eee! Ne yapalım? Fikir adamıyım, bilim adamıyım ben; derin derin düşüncelerimden çıkıp da süslenmeye, dış güzelliklerle uğraşmaya ayıracak vaktim mi var benim? Okuyup okuyup da içimi bezeyeyim, kafamı donatayım, yeter bana Ama görenler beni beğenmeyeceklermiş, varsınlar beğenmesinler! Öyle görünüş düşkünü kimselerin diyeceklerinden bana ne? Ben geçici şeylerle, istedik mi çıkarıp atabileceğimiz şeylerle değil, bizim ta içimize işleyen, benliğimizi yoğuran meziyetlerle övünen insanlardanım; onlarla yetinmeyip bir de dışa bakanlar uzak olsunlar benden, onlarla düşüp kalkmayı ister miyim ben?

Bilirsiniz beni, bilirsiniz de inanmazsınız bu son dediklerime Saçımın sakalımın akar gibi olduğu, benim kendime çekidüzen vermesini bilmediğim doğrudur ama övünülecek şey mi bu? Süslenmek, bezenmek elimden gelmez ama süslenmeyi, bezenmeyi kötülemeye kalkanlara pek kızarım Adam dediğin üstüne başına da bakmalıdır; yalnız temiz giyinmesi de yetmez, kendine yakışacak şeyleri bulmalı, güzel olmaya, kendini bezendirmeye çalışmalıdır

Güzel olmak… “Ya yaradılışından güzel değilse?” demeyiniz, en çirkin, en biçimsiz insanlar dahi, biraz zevkleri varsa, o çirkinliklerini, biçimsizliklerini örtmenin, başka güzelliklerle karşılarındakilere unutturmamanın bir yolunu bulurlarSüslenirler, bezenirler, öylelikle olsun kendilerini karşılarındakilere şirin gösterirler

“Ben yaradılışımdan güzel değilim” deyip de boynunu bükmek olur mu? Medeniyet dediğiniz, bir bakıma, tabiatla savaşmak, tabiatı olduğu gibi bırakmayıp düzeltmek, insanoğlunun istediği hale getirmek değil midir? Öyle olunca insanlar arasındaki çirkinlikleri de: “Ne yapalım? Öyle doğmuş onlar!” deyip çirkin bırakamayız, onları da elimizden geldiğince güzelleştirmek borcumuzdur Bittabi kendimizden başlayarak

Bu söylediklerimin kendimi de kötülemek olduğunu biliyorum Benim işime gelmiyor diye doğruyu saklayayım da işime gelecek doğrular mı uydurayım? Üstüne başına bakmayan, kendine bir çekidüzen vermeye özenmeyen adam gerçekten medenî bir adam değildir Bir kere öyle kimselerde çevrelerindekilere bir aldırışsızlık vardırÇevrelerindekilere gerçekten aldırsalar, onları gerçekten düşünseler kendilerini onlara beğendirmek isterler “Ben böyle sallapati gezerim, korkunç bir suratım olur, gene de başkalarının arasına girerim, benimle konuşurlar, konuşmaya mecburdurlar” demek kendini beğenmenin, büyüklenmenin ta kendisi değil midir? Böyle kendini beğenen, büyüklenen kişiden topluma ne iyilik gelebilir? Bilgisi varmış, derin derin düşünceleri varmış, şöyle iyilikleri, böyle üstünlükleri varmış… Bütün o bilgisi, derin derin düşünceleri, iyilikleri, üstünlükleri kendisinde, başkalarınca da beğenilmek, başkalarınca da hoş, sevimli görülmek dileğini uyandırmamışlarsa topluma ne hayrı olur öyle meziyetlerin? İyi biliniz, süslenmeyi, bezenmeyi kötüleyen, bir suç saymaya kalkan kimseler, toplumu hiçe sayan kimselerdir Çocuklarınızın, gençlerin kendilerini beğenmeyip toplum için çalışmalarını istiyorsanız, onlara bezenmek, kendilerini çevrelerine beğendirmek dileğini de aşılayınız O bezekleri iç bezekler, dış bezekler diye de ayırmayınızİkisi de lüzumludur, ikisi de birbirinin tamamlayıcısıdır

Bezenmeyi kötüleyenlere bir başka bakımdan da kızarım Önce kişilerin bezeklerine takılırlar, sonra da toplumun bezeklerini küçümserler “Bize şairden önce, feylesoftan önce, iş adamı gerektir; tiyatrodan, eğlence yerlerinden önce daha önemli şeyler vardır” diye kendilerini beğene beğene bir konuşurlar, maazallah! Tüyleri ürperir insanın Giderek şairle feylesofu, tiyatroyu, eğlence yerlerini, hattâ hemen bir fayda sağlamayacak bilgilerle uğraşan kimseleri toplum için zararlı saymaya başlarlar Kişilerin güzel giyinmeye özenmelerini ayıpladıkları gibi sözlerini doğru dürüst söylemeye, düşüncelerine bir biçim vermeye çalışmalarını da beğenmezler, onları birer biçim düşmanı olmakla suçlarlar, biçimsiz özün kendini belirtmeyeceğini anlamazlar da: “Biz öz istiyoruz, öz!” diye bağırırlar Bu da her türlü medeniyetin yok olmasına varır
(Nurullah Ataç, “Söyleşiler”)

Son düzenleyen Safi; 14 Ocak 2019 00:30
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
3 Ekim 2011       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
BEZENMEK
Bilmem ben kendime çekidüzen vermesini, derviş gibiyimdir Berbere uğramaya üşenip sakal bir karış, saçlar öylesine, günlerce dolaştığım olur Bir Mehmet Beyimiz vardı, çoktan öldü, rahmet dilemiş olacak, hatırlayıverdim Tanışır, konuşurdum ama, adımı hiç mi merak etmemiş, yoksa unutu mu vermiş, nedir? Bir gün benim için: “Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor buraya, o işte” demiş, duyanların hepsi de anlamışlar ben olduğumu Bana da söylediler, hoşuma gitti, doğrusu tam bulmuş rahmetli Çamurdan kaçınmayı bir türlü beceremem; çoraplarım hep düşer; yakamla boyun-bağımın biri bir yandadır, biri bir yanda; cigara külüne bulanmışım, ona da aldırmam… Dedim ya, derviş gibiyimdir
Sponsorlu Bağlantılar

Eee! Ne yapalım? Fikir adamıyım, bilim adamıyım ben; derin derin düşüncelerimden çıkıp da süslenmeye, dış güzelliklerle uğraşmaya ayıracak vaktim mi var benim? Okuyup okuyup da içimi bezeyeyim, kafamı donatayım, yeter bana Ama görenler beni beğenmeyeceklermiş, varsınlar beğenmesinler! Öyle görünüş düşkünü kimselerin diyeceklerinden bana ne? Ben geçici şeylerle, istedik mi çıkarıp atabileceğimiz şeylerle değil, bizim ta içimize işleyen, benliğimizi yoğuran meziyetlerle övünen insanlardanım; onlarla yetinmeyip bir de dışa bakanlar uzak olsunlar benden, onlarla düşüp kalkmayı ister miyim ben?

Bilirsiniz beni, bilirsiniz de inanmazsınız bu son dediklerime Saçımın sakalımın akar gibi olduğu, benim kendime çekidüzen vermesini bilmediğim doğrudur ama övünülecek şey mi bu? Süslenmek, bezenmek elimden gelmez ama süslenmeyi, bezenmeyi kötülemeye kalkanlara pek kızarım Adam dediğin üstüne başına da bakmalıdır; yalnız temiz giyinmesi de yetmez, kendine yakışacak şeyleri bulmalı, güzel olmaya, kendini bezendirmeye çalışmalıdır

Güzel olmak… “Ya yaradılışından güzel değilse?” demeyiniz, en çirkin, en biçimsiz insanlar dahi, biraz zevkleri varsa, o çirkinliklerini, biçimsizliklerini örtmenin, başka güzelliklerle karşılarındakilere unutturmamanın bir yolunu bulurlarSüslenirler, bezenirler, öylelikle olsun kendilerini karşılarındakilere şirin gösterirler

“Ben yaradılışımdan güzel değilim” deyip de boynunu bükmek olur mu? Medeniyet dediğiniz, bir bakıma, tabiatla savaşmak, tabiatı olduğu gibi bırakmayıp düzeltmek, insanoğlunun istediği hale getirmek değil midir? Öyle olunca insanlar arasındaki çirkinlikleri de: “Ne yapalım? Öyle doğmuş onlar!” deyip çirkin bırakamayız, onları da elimizden geldiğince güzelleştirmek borcumuzdur Bittabi kendimizden başlayarak

Bu söylediklerimin kendimi de kötülemek olduğunu biliyorum Benim işime gelmiyor diye doğruyu saklayayım da işime gelecek doğrular mı uydurayım? Üstüne başına bakmayan, kendine bir çekidüzen vermeye özenmeyen adam gerçekten medenî bir adam değildir Bir kere öyle kimselerde çevrelerindekilere bir aldırışsızlık vardırÇevrelerindekilere gerçekten aldırsalar, onları gerçekten düşünseler kendilerini onlara beğendirmek isterler “Ben böyle sallapati gezerim, korkunç bir suratım olur, gene de başkalarının arasına girerim, benimle konuşurlar, konuşmaya mecburdurlar” demek kendini beğenmenin, büyüklenmenin ta kendisi değil midir? Böyle kendini beğenen, büyüklenen kişiden topluma ne iyilik gelebilir? Bilgisi varmış, derin derin düşünceleri varmış, şöyle iyilikleri, böyle üstünlükleri varmış… Bütün o bilgisi, derin derin düşünceleri, iyilikleri, üstünlükleri kendisinde, başkalarınca da beğenilmek, başkalarınca da hoş, sevimli görülmek dileğini uyandırmamışlarsa topluma ne hayrı olur öyle meziyetlerin? İyi biliniz, süslenmeyi, bezenmeyi kötüleyen, bir suç saymaya kalkan kimseler, toplumu hiçe sayan kimselerdir Çocuklarınızın, gençlerin kendilerini beğenmeyip toplum için çalışmalarını istiyorsanız, onlara bezenmek, kendilerini çevrelerine beğendirmek dileğini de aşılayınız O bezekleri iç bezekler, dış bezekler diye de ayırmayınızİkisi de lüzumludur, ikisi de birbirinin tamamlayıcısıdır

Bezenmeyi kötüleyenlere bir başka bakımdan da kızarım Önce kişilerin bezeklerine takılırlar, sonra da toplumun bezeklerini küçümserler “Bize şairden önce, feylesoftan önce, iş adamı gerektir; tiyatrodan, eğlence yerlerinden önce daha önemli şeyler vardır” diye kendilerini beğene beğene bir konuşurlar, maazallah! Tüyleri ürperir insanın Giderek şairle feylesofu, tiyatroyu, eğlence yerlerini, hattâ hemen bir fayda sağlamayacak bilgilerle uğraşan kimseleri toplum için zararlı saymaya başlarlar Kişilerin güzel giyinmeye özenmelerini ayıpladıkları gibi sözlerini doğru dürüst söylemeye, düşüncelerine bir biçim vermeye çalışmalarını da beğenmezler, onları birer biçim düşmanı olmakla suçlarlar, biçimsiz özün kendini belirtmeyeceğini anlamazlar da: “Biz öz istiyoruz, öz!” diye bağırırlar Bu da her türlü medeniyetin yok olmasına varır
(Nurullah Ataç, “Söyleşiler”)

Son düzenleyen Safi; 14 Ocak 2019 00:31
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

18 Aralık 2011 / Misafir Cevaplanmış
12 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış