Arama

Siyasi güç ne demektir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 27 Kasım 2014 Gösterim: 45.270 Cevap: 12
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mayıs 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
siyasi güç ne anlama geliyor
EN İYİ CEVABI ener verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

CEVABI ?

Bir devletin milli hedeflerine erişmek, erişilenleri koruyup geliştirmek ve milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasi kuvvetlerin toplam verimidir.

Sponsorlu Bağlantılar
kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 0 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir devletin milli hedeflerine erişmek,erişenleri koruyup geliştirmek ve milli menfaat saglamak amacıyla kllandıgı siyasal kuvvetlerintoplam verimidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
siyasi gücün tanımı?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
CEVABI ?
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #5
ener - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

CEVABI ?

Bir devletin milli hedeflerine erişmek, erişilenleri koruyup geliştirmek ve milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasi kuvvetlerin toplam verimidir.

kaynak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ekonomi fizeksel ve beyin gücü 3 den elde etdin mevcut potansiyeli kullanbilirlik oranın kadar dünya üzerinde ki hakimeyet artar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir devletin milli hedeflerine erişmek,erişenleri koruyup geliştirmek ve milli menfaat saglamak amacıyla kllandıgı siyasal kuvvetlerintoplam verimidir.
ölmez fenerli - avatarı
ölmez fenerli
Ziyaretçi
15 Kasım 2012       Mesaj #8
ölmez fenerli - avatarı
Ziyaretçi
Siyasi Güç
Konumuz “milli güç” unsurlarından Siyasi Güç
Önce ‘’Milli Güç Unsurlarını’’ şöyle bir hatırlayalım.
Siyasi güç,
Askeri güç,
Ekonomik güç,
Demografik güç,
Coğrafi güç,
Bilimsel ve teknolojik güç,
Psiko-sosyal ve kültürel güç,
Bu unsurlar birer etken veya kuvvet olmayıp, işlevleri ile ilgili kuvvetlerin, belirli etkenler göz önüne alınarak işletilmeleri sonucunda elde edilen “verim”, yani “gücü” temsil ettikleridir.
Devlet yaşamak için; içte ve dışta etkinlik taşıyan bir “siyasi güce”, kendini savunacak bir “askeri güce”, kaynaklarını değerlendirecek bir “ekonomik güce” ve her bakımdan ilerlemesini sağlayacak “bilimsel ve teknolojik güce” sahip olmak zorundadır.
Konumuz ‘’Siyasi Güç ‘’ tü.Bu nedenle ilk olarak ‘’Siyaset ‘’ ne demektir.Onu tanımlayalım.
1- Siyaset, en geniş anlamda, insanların, hayatlarını düzenleyen kurallar yapmak, korumak ve geliştirmek için gerçekleştirdikleri faaliyetlerdir.
2- Açıklanan çerçeve içinde siyaset, çatışma ve işbirliği olgularıyla karmaşık bir bağlantı içindedir.
Bir yandan rakip fikirlerin, isteklerin, rekabet eden ihtiyaçların ve çatışan çıkarların varlığı insanların beraberce tabi oldukları kurallar hakkında aynı fikirde olmamaları ortaya koyarken; diğer yandan insanlar bilirlerki, bu kurallar üzerinde etkili olmak veya onların yürürlükte kalmasını sağlamak için birlikte çalışmak, elbirliği etmek zorundadırlar.
İşte bu nedenledir ki siyasetin temel özelliği genellikle rakip güçlerin, görüşlerin ve birbirleriyle rekabet halindeki çıkarların uzlaştırıldığı, bir çatışmayı çözme ve önleme süreci olarak tasvir edilir.
3- Siyaset kavramını netleştirmeye yönelik çalışmaların önündeki iki büyük sorun.
Birincisi, Siyaset kelimesinin gündelik dilde kullanımı ile ilgili. Siyaset sözcüğü “Yüklü” bir terim. Genel olarak toplumda “Siyaset” kirli bir uğraşı olarak algılanır. Sıkıntıların, dertlerin, kargaşanın ve hatta şiddetin, korkunun, aldatmanın, vurgunun, yalanın sebebi, kaynağı olarak görülür. Yüzyıllarca bu kanaatler pek değişmemiştir. “Siyaseti, dünyada yükselmenin aracından başka birşey değildir” şeklinde tanımlayan düşünürlere rastlanır. “Nefretin sistematik örgütlenmesi” diyenler vardır. Bu nedenlerle siyaseti tanımlamaya çalışan girişimlerin herşeyden önce bu peşin yargılardan temizlenmesi gerekir. Kısaca, “Siyaset” terimi kötü bir şöhrete sahiptir. Bunu bu kötü şöhretten kurtarmak Siyasetin değerli, hayat için önemli ve övgüye değer olduğu fikrini yerleştirmek ve bilinçlendirmek için çaba sarfetmek zorunludur.
İkincisi, Çözümü daha güç bir sorundur. Çünkü kavram hakkında düşünürlerin üzerinde anlaştıkları, fikir birliğine vardıkları bir tanım yoktur. Her biri bir başka açıdan kavrama yaklaşır ve tanımlarlar.
İktidarı kullanma, otoriteyi kullanma, kollektif karar alma, kıt kaynakları tahsis etme, aldatma gibi birçok yaklaşımlara rastlanır. Kısaca “Siyaset özü bakımından tartışmalı bir kavramdır.” Genel olarak siyaseti toplumsal kuralların yapılması, korunması, değiştirilmesi şeklindeki tanımlara da açıklık getirmek için Siyaset hakkındaki farklı görüşlerin ve yaklaşımların belirlenmesi gerekir. Bunlar:
● Hükümet etme sanatı olarak Siyaset
● Kamusal işler olarak Siyaset
● Uzlaşma ve mutabakat olarak Siyaset
● İktidarın ve kaynakların dağıtımı olarak Siyaset
4- Hükümet etme sanatı olarak siyaset:
“Siyaset bir bilim değil… bir sanattır.” Bunu Alman Başbakanı Bismarkın söylediği rivayet edilir. Bu yaklaşımla sanat, hükümet etme sanatı, kollektif kararların alınması ve uygulanması yoluyla toplumun içinde bir kontrol, denetim kurmak anlamındadır.
Siyasetin “Devletle ilgili olan” anlamına geldiği görüşü geleneksel bir yaklaşımdır. Ancak çok sınırlı bir siyaset görüşüdür. Buna göre siyaset Yasama meclislerinde, bakanlar kurulunda, hükümet dairelerinde ve bunların kapsadığı yerlerde görülür, yürütülür. Bu anlayışta siyasetçiler kamu görevlileri ile bir kısım lobicilerle sınırlıdır. Kısaca bu yaklaşımla siyasetin anlamı, insanların çoğunun, kurumların çoğunun ve toplumsal faaliyetlerin çoğunun siyasetin “dışında” kabul edilmesidir.
Ülkenin yönetim işine dahil olmayanlar siyaset dışındadır ve “Siyasi olmayanlar”dır.
Siyaset, devlete bağlı bir faaliyet olarak kabul ve tasvir edilir.
Bu tür bir siyaset anlayışı özellikle bireylerin kendi çıkarları peşinde koştuğu, siyasi gücün yozlaştırıcı olduğu (iktidardakiler makamlarını kişisel amaçları ve başkalarının pahasına istismara meyillidirler) bir dünyada geçerli değildir.
5- Kamusal işler olarak siyaset:
Bu siyaset anlayışı, hükümetin dar alanlardaki otoritesini aşarak Kamu hayatı veya Kamusal işler olarak düşünülen faaliyetleri içine alır. “Siyasi olan” ile “Siyasi olmayan” ayırımı kamusal alan ile özel olarak düşünülen alan arasındaki ayırım ile örtüşür.
Kamusal hayat ile özel hayat arasındaki sınır nasıl çizilmelidir. Bu ayırımda devlet ile sivil toplum ayırımına uymaktadır.
Kamusal hayat, (Devlet Kurumları) hükümet, mahkemeler, polis, ordu, sosyal güvenlik kurumları gibi toplum hayatının örgütlenmesinden sorumlu yetkili ve görevli yerlerdir.
Sivil toplum (Kamusal olmayan alan) aile, akraba grupları, özel işletmeler, sendikalar, kulüpler, cemaat gruplarıdır. Bunlar vatandaşlar tarafından toplumdan çok kendi çıkarlarını tatmin için kurulmuşlardır. Finansmanları da özeldir.
Kamusal/özel ayırımı temelinde siyaset, devletin kendi faaliyetleriyle ve sadece kamusal organları eliyle yürüttüğü sorumluluklarla sınırlıdır. Bireylerin kendi kendilerine yapabildikleri faaliyetler (İktisadi- ev hayatı) siyasi değildir.
6- Uzlaşma ve Mutabakat olarak Siyaset:
Bu yaklaşım siyaseti belirli alanlardaki uygulamalardan çıkararak kararların alınması ile ilgilidir. Siyaseti, çatışmaları çözmenin bir yolu olarak kabul eder. Çeşitli çıkar çatışmalarını zor ve güç kullanmadan, uzlaşma, uyuşma ve müzakereler yolu ile çözmenin daha doğru, etkin ve faydalı olacağına inanır. Siyaset, mümkün olanın gerçekleştirilmesi sanatıdır.
Bu tür bir yaklaşım ve tanım gerçekte siyaset kavramının gündelik kullanımı içinde yer alır. “Siyasi bir çözümden söz edildiğinde, barışçıl çözüm ve hakemlik amaçlanmaktadır.
Siyaset, farklılaşan çıkarların, iktidardan onlara bütün bir toplumun refahı ve varlığının devamı için taşıdıkları önemle orantılı olarak bir pay vererek, belirli kurallar içinde uzlaştırılması faaliyetleridir.
Bu görüşe göre siyasetin anahtarı, iktidarın yaygın biçimde dağıtılmasıdır. Bu tür siyaset yaklaşımı, toplumun uzlaşması mümkün olmayan bir çatışmadan çok mutabakatla yönetilebileceğine, müzakere ve tartışmanın faydasına derin bir inanca dayanmaktadır.Uzlaşmazlıklar, yıldırma, korkutma ve şiddete başvurulmaksızın çözülebilir.
Bu siyaset anlayışı açıkça olumlu bir niteliktedir.
Siyaset medeni ve medeniyetleştirici bir güç olarak görülebilir. İnsanlar bir faaliyet olarak siyasete saygı duymaya özendirilir. Toplumların siyasi hayatına katılmaları, kendi hayatlarını kendilerinin yönetmeleri ve geleceklerini belirlemeleri yolu açılabilir.
7- İktidar olarak Siyaset:
Siyaset anlayış ve tanımının en geniş ve en radikal (gerçekçi) olanıdır. Bu yaklaşımla siyaset, bütün sosyal faaliyetlerde ve beşeri varoluşun her alanında geçerlidir.
Siyaset, kamu ve özel bütün kollektif faaliyetlerin ve bütün beşeri grupların, kurumların ve toplumun merkezindedir. Siyaset karşılıklı sosyal etkileşimin her düzeyinde mevcuttur. Uluslararası düzeyde olduğu gibi, ailelerde, küçük arkadaş gruplarında da bulunur.
Siyasi faaliyeti, diğer faaliyetlerden ayıran özellik nedir?
En geniş anlamıyla siyaset, insanlığın varoluşunun akışı içinde kaynakların üretimi ve dağıtımı ile ilgilidir. Siyaset iktidar demektir. Hangi yolla olursa olsun arzulanan sonuca ulaşabilmektir. (ulaşabilme kapasitesidir) Soru, kim, neyi, ne zaman alacağıdır. Beşeri ihtiyaçlar sonsuzdur. Karşılayacak kaynaklar ise kıttır. Siyaset bu kaynaklar üzerinde bir mücadele olarak görülür. İktidar da bu mücadelenin yapılmasının yoludur.
Peki Siyaset dedik, Siyasi faaliyet ve sonuçta iktidara kadar geldik. Burada bir tanım daha ortaya çıkıyor. O da Siyasi Parti.
Siyasi Parti, iktidarı seçimle veya başka yollarla kazanmak için örgütlenen insan topluluğudur.
Siyasi Partilerin önemli özelliklerinden birkaçını sıralarsak :
a) Partiler, politik çoğunluğu kazanarak iktidarı ele geçirmeyi amaçlarlar.
b) Partiler, üyelerinin resmi (hüviyet) üyelik kartlarına sahip oldukları örgütlü yapılardır. Bu durum partileri daha geniş ve yaygın toplumsal hareketlerden ayırır.
c) Partilerin devlet siyasetin temel alanlarının her birini hedefleyen geniş bakış açıları vardır.
d) Partiler, ortak bir politik tercihin veya ideolojinin etrafında birleşen üyelerden oluşurlar.
toplumla iç içe geçer. Siyasi etkileşim, siyasetle- ekonominin; hukukun ve kültürün ilişkileri, iletişimleri anlamındadır.

SİYASİ GÜÇ UNSURU
Siyaset genel anlamıyla; devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır.
Öyleyse siyasi gücü şöyle tanımlayabiliriz; bir devletin, milli hedeflerine erişmek, erişilenleri korumak, geliştirmek ve milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasi kuvvetlerinin toplam verimidir.
Bu tanım ışığında, bir devletin siyasi güç unsurunun kapsamı şu şekilde sıralanabilir;
İç politikasının, devlet yapısına, milletin özelliklerine ve çağın gereklerine uygun olmalıdır.
Dış siyasi faaliyet ve ilişkileri milli mefaatlerine uygun olmalıdır.
Üyesi bulunduğu veya kabul ettiği uluslararası anlaşma, ittifak ve kuruluşlardaki durum ve konumu,
Diplomatik alandaki hareket kabiliyeti ve uluslararası itibarı yüksek olmalıdır.
Hükümetin, siyasetçilerin ve diplomatların, karakter ve nitelikleri milli menfaatleri geliştirici yönde olmalıdır.
Hukuk sisteminin yeterlilik ve etkinliği,
Devletin yönetim biçimi ve etkinliği
Bu unsurlar çerçevesinde SİYASİ GÜÇ’ ü, “iç siyasi güç” ve “dış siyasi güç” olarak iki bölümde incelememiz mümkündür.

a. İç Siyasi Güç:
İç siyasi güç, bir bakıma devletin yapısal gücüdür. Devletin bütün organ ve mekanizmaları, bu yapıya göre biçimlenir ve çalışırlar.
İç siyasi güç için en önemli etkenler, “anayasa ve yasalar” ve “siyasi iktidar” dır.
aa. Anayasa ve yasalar:
Anayasa ve yasalar, iç siyasi gücün temeli ve çatısını oluştururlar.
Devletin biçimi, yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin durumu ve dengeleri, siyasi iktidarın oluşum ve değişim yöntemleri, devletin ve milletin bir sosyo-politik varlık olarak yaşaması ile ilgili tüm temel esaslar, uygulama biçimleri ve bunlara aykırı hareket edenlere karşı uygulanacak yaptırım ve cezalar bu kapsamdadır.
Anayasa ve yasalar; milletin karakterine, genel düzeyine uygun, çağdaş toplumun isteklerini karşılayabilen, akılcı ve gerçekçi nitelikler taşıdıkları ve uygulanabilir oldukları takdirde devletin çatısı sağlamdır.
ab. Siyasi iktidar:
Siyasi iktidar, milli iradenin olduğu kadar, milli karakterin, milli vicdanın, milli onurun, kısaca, milletin kimliği ve soyluluğunun da temsilcisidir.
Parti Programımızda ;
SİYASİ İKTİDAR
Madde 58-
Siyasi İktidar, kanunun belirttiği esaslar içerisinde, millet çoğunluğunu temsil eden siyasi parti­nin veya partilerin göreve başlamasıyla oluşur. Siyasi İktidar millete karşı taahhütlerini gerçekleştirme ve devlet işlerini yürütme sorumluluğunu, milletten aldığı yüksek güç ve yetkiye dayanarak yerine getirir ve yalnız millete karşı sorumlu olur.
Siyasi iktidar, günlük yönetimden ve öngörülebilen geleceğin yapımından olduğu kadar, milletin tarihinden de sorumludur.
Bir devletin, milleti ve ülkesiyle güçlü olabilmesi için her şeyden önce “iç barışın” sağlanıp sürdürülmesi gerekir.
İç barış, toplumun ve dolayısıyla devletin sağlığı demektir. İç barışın bozulması halinde, hastalık başlar ve önlem alınmazsa devleti yıkıma götürür. İç barış, iç siyasi gücün etkinlik ve yeterliliği ile sağlanabilir. Ve bunun asli uygulayıcısı ve sorumlusu siyasi iktidardır.
Siyasi iktidar bu görevini yapabilmek için şu esaslara uygun hareket etmelidir;
Yasaları tarafsız ve tavizsiz uygulamalı
Ayrıştırıcı değil birleştirici olmalı
İç dengeleri sağlamak için, siyasi, etnik ve gelişim farklılıklarını, yasal, insani, gerçekçi ve yapıcı uygulamalarla azaltıp, ortadan kaldırmalı
Milli kaynakları, milletin tümünün yararlanacağı biçimde değerlendirmeli,
Devletin temel kurumlarını, denge ve uyum içinde geliştirip güçlendirmeli,
Söylemleri, görüntüsü, tutum ve icraatları ile devletin varoluş nedenine uygun hareket etmeli
Siyasi iktidar aslında, “milli gücü” sevk ve idare etmek demektir. Bunun başlıca işlevlerinden biri de milli gücün unsurları arasında, dengeyi ve işbirliğini en uygun biçimde düzenleyip sürdürülebilirliğini sağlamaktır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2013       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Başkalarını etkileye bilme yeteneğidır. yani bir kişinin bir çok kişiyi kendi isteği doğrultusunda yönetmektir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Nisan 2014       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir devletin milli hedeflerine erişmek, erişilenleri koruyup geliştirmek ve milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasi kuvvetlerin toplam verimidir.

Benzer Konular

15 Mayıs 2017 / Tiglon Fizik
23 Eylül 2014 / ziyaretci Soru-Cevap
14 Ağustos 2016 / Miriel X-Sözlük
11 Mart 2012 / broken* Soru-Cevap