Arama

Urartu edebiyatı hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Aralık 2016 Gösterim: 3.098 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Aralık 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Urartu edebiyatı hakkında bilgi verir misiniz?
EN İYİ CEVABI _EKSELANS_ verdi

Urartu dili ve yazısı


Dağların ve yüksek yaylaların halkı Urartular’ın çok gelişkin bir yazılı kültürleri olduğunu söyleyemeyiz. Onlar yazıyı daha ziyade kaya anıtları üzerinde kullanıyorlar ve bu anıtlarda kazandıkları askeri zaferleri, inşa ettikleri barajları, sulama kanallarını ve kaleleri anlatıyorlardı. Hititler, Sümerler, Babilliler, Assurlular gibi diğer Ön Asya toplumlarının aksine, yazılı kültürün gelişmişliğini gösteren edebi, dini ve mitolojik metinlere sahip olmayan Urartuların dini inançları ve mitolojileri ancak arkeolojik malzemenin incelenmesi yoluyla kısıtlı bir biçimde anlaşılabilmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar

Urartu askeri gücünün yayıldığı tüm alanlarda rastlanabilecek yazıtların sayısı 180’i geçmektedir ve söz konusu yazıtlarda kullanılan yazılı ifadelerin formu üç aşağı beş yukarı birbirine benzemektedir: Urartu uygarlığına ait ilk yazılı anıt olan Madırburç (Sardur burcu) dışındaki tüm yazıtlar Urartuların Baş Tanrısı olan Haldi’nin adıyla başlar: Eğer bir savaş anlatılıyorsa Tanrı Haldi’nin ordunun önünde gittiğinden, eğer bir inşa faaliyeti anlatılıyorsa yapılan eserin Tanrı Haldi’ye adandığından söz edilir.

Urartular, güney komşuları Assurlular’dan aldıkları Yeni Assur stilindeki çivi yazısını kullanıyorlardı. Bunun dışında sınırlı alanlarda (seramik kapların, küplerin üzerleri gibi) kullandıkları bir hiyeroglif yazıları da vardı. Ancak bu hiyeroglifler daha ziyade depolama küplerinin üzerinde, depolanan ürünün cinsini ve miktarını kaydetme amaçlı olarak kullanılmıştı. Kitabelerde kullandıkları yazı, Yeni Assur stilinde olan ve Urartu dilini ifade etmek için kullanılan yazıydı. Urartulara ait az miktarda kil tablette bulunmaktadır. Ancak bunların sayısı hem çok kısıtlıdır, hem de tamamı Urartu'nun son krallarından II. Rusa dönemine (M.Ö. 675'ler) aittir.

Urartu Krallığı’nın ilk kralı I. Sarduri döneminde Assur çivi yazısıyla Assurca yazıtlar yazılmıştır. Örneğin Urartu devletinin ilk yazılı belgesi olan Van Kalesi’nin (Tuşpa) eteklerindeki Sardur Burcu (Madırburç) yazıtı Assurca olarak kaleme alınmıştır. Assur dilinde bir iki yazıt daha kaleme alan Urartular, daha sonra kendi dilleri olan Urartuca’yı kullanmaya başladılar. Urartuların ikinci kralı İşpuini döneminde yapılan dinsel ve yönetsel reformların bir parçası olması muhtemel olan bu uygulama neticesinde Urartular, Assurlular’dan aldıkları çivi yazısını sadeleştirerek kendi dillerine adapte etmişler ve Urartuca’nın dağlık ülkelerinin her yanına dağılan yazıtlar yoluyla günümüze ulaşmasını sağlamışlardır.

Assur çivi yazıyla kayda geçirilmiş olan Urartuca, sabit bir kelime köküne ekler getirilerek kelime türetilen “eklemeli diller” grubuna dahildir. Günümüzde konuşulan hiç bir dille doğrudan bir akrabalığı bulunmamasına rağmen son bilimsel araştırmalar neticesinde Kuzeydoğu Kafkas dilleri olarak nitelenen Çeçen ve İnguş dilleriyle benzerliği olduğu anlaşılmıştır. Urartuca’nın bilinen tek akrabası Hurri dilidir. M.Ö. II. Binyıl’da Doğu Anadolu, Kuzey Mezopotamya ve Kilikya bölgesinde yoğun bir biçimde kullanılmış olan Hurrice ile gerek gramer gerekse vokabüler (kelimelerin söylenişi) bakımından büyük bir benzerliği olan Urartuca’yı bu benzerlikten dolayı bazı dil bilimciler“Yeni Hurrice” olarak adlandırmışlarsa da bunun aslında yanlış bir tanım olduğu anlaşılmıştır. Şu an bu iki dil hakkında kabul edilen görüş; ortak bir dilden türedikleri ancak farklı coğrafyalarda farklı gelişimler gösterdikleri, bundan dolayı da benzer olmalarına rağmen birbirinden bağımsız iki dil oldukları yönündedir. Urartuca ile Hurrice’nin vokabüler açıdan ne kadar benzer diller olduğunu göstermek için bir kaç tane örnek vermek istiyorum:
  • Ag(e): Getirmek (Urartuca), Ag: Getirmek (Hurrice)
  • Aru: Vermek (Urartuca), Ar: Vermek (Hurrice)
  • Pabani: Dağ (Urartular), Pabani: Dağ (Hurrice)
  • Ebani: Ülke (Urartuca), Umini: Ülke (Hurrice)
  • Ewri: Efendi, Kral (Urartuca), Ewri: Efendi, Kral (Hurrice)
  • Haş: İşitmek (Urartuca), Haş: İşitmek (Hurrice)
  • Huradie: Asker (Urartuca), Huradi: Asker (Hurrice)
  • Kuri: Ayak (Urartuca), Ugri: Ayak (Hurrice)
  • Muş: Doğru (Urartuca), Muşu: Doğru (Hurrice)
  • Pili: Kanal (Urartuca), Pala: Kanal (Hurrice)
Urartu dilinin çözülmesinde ve anlaşılmasında Assurca ve Urartuca çift dilli yazıtların büyük yardımı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bilim dilinde “bilinguis” olarak adlandırılan çift dilli yazıtlarda; aynı metnin iki farklı dilde yazılmış haline rastlarız. Bilinen dilden hareketle bilinmeyen dilin çözülmesinde anahtar bir konuma sahip olan çift dilli metinler, bir çok Eskiçağ dilinin anlaşılabilmesini sağlamıştır. Irak sınırının yakınlarında yer alan Kelişin yazıtı ve yine o civarda bulunan Topzava steli Urartu ve Assur dillerinde bilinguis yazıtlardır ve bunlar Urartu dilinin çözümünde büyük katkılar sağlamışlardır.

BAKINIZ Urartu Uygarlığı (Urartular)
Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 22:01
Just fly - avatarı
Just fly
VIP Beşer
2 Aralık 2011       Mesaj #2
Just fly - avatarı
VIP Beşer
Urartu Sanatı
Sanat - Sanat Tarihi
Sponsorlu Bağlantılar
M.Ö. EX-VI. yüzyıllarda, Doğu Anadolu'da hüküm süren Urartuların başkentleri Tuşpa (Van) idi. Yaşadıkları dağlık alanların sarp kayalıkları üzerinde güçlü surlar, büyük kaleler yapmışlardır. Güvenliğe aldıkları Altıntepe, Patnos, Çavuştepe, Toprakkale, Kayalıdere gibi yerleşim mer­kezlerinde saray, tapınak, yönetim binaları ve depolar yapmışlardır. Çok tanrılı dine sahip olan Urartuların baş tanrısı Haldi’dir.Hayvancılık, tarım ziraat ve madencilik yapmışlardır.

Mimari: Urartular, yerleşim böl­gelerine uygun, gelişmiş ve amtsal bir mimarî ortaya koymuş­lardır.Urartulann mimarîye getirdikleri en önemli yenilik apadana adı verilen, sütunlu kabul salonudur. Binalann kerpiç duvarları üzerindeki sıralara canlı renklerle, çeşitli geometrik, bit­kisel motifler ve hayvan resimleri yap­mışlardır Kesme taşlardan bina yapmak, ka­yalıklar içerisine çeşitli mekânlar (oda, merdiven, salon, koridor vs.) oyma konusunda oldukça başarılıdırlar. Kes­me taşların kullanıldığı oda mezarlar eve benzemektedir. Gerek yapı tekniği ve gerekse kıymetli ölü eşyalarının bu­lunması açısından önemlidir. Bu yapılar, hem düşmanlarına, hem de tâbiyetindekilere; krallığın güç, ih­tişam ve zenginliğini gösteren amtsal mimarî örnekleridir. Çavuştepe'de, temel ve zemin kısmı doğrudan kayalara oyulu üçkatlı bir sarayın kalıntıları bulunmuştur. Patnos kazılarında ortaya çıkan Giriktepe Sarayı, Van Kale­si'ndeki Kral Mezarları önemli Urartu kalıntılarıdır

Küçük El Sanatları: Urartular, madencilik ve buna bağlı olarak maden sana­tında, mobilya yapımında ve doku­macılıkta oldukça başarılı olmuş­lardır. Özellikle maden sanatındasayısız eserler Üreten Urartular, Eski Doğu'nun gerçek maden ustalarını yetiştirmişlerdir. Yapmış ol­dukları eserlerin birçoğu batıdaki ülkelerde alıcılar bulmuştur. Heykel, kabartma ve madenî levhalar üzerindeki tasvirler incelendiğinde, konu olarak tanrılar, tanrıçalar, törenler, kutsal ağaç motifleri, mitolojik var­lıklar (grifon) veya savaşa hazırlanan ya da savaştan dönen idarecilerin işlendiği görülür. Buna karşılık günlük hayata yer verilmemiştir. İşlenen konularda, eserlerin biçim, üslûp ve bezemeleri de belli kurallara bağlanmıştır. Özellikle hayvan fıgürleri oldukça ürpertici ve saldırgan bir bi­çimde yansıtılmıştır Üç ayaklı büyük tunç kazanlar, mo­bilyalar için yapılmış madenî ayaklar, masklar, çeşitli çömlekler bu güne kadar gelmiş Urartu el sanatları örnekleri arasında yer alırlar.

KAYNAK:edebiyatsanat

All Alone
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
30 Aralık 2012       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Urartu dili ve yazısı


Dağların ve yüksek yaylaların halkı Urartular’ın çok gelişkin bir yazılı kültürleri olduğunu söyleyemeyiz. Onlar yazıyı daha ziyade kaya anıtları üzerinde kullanıyorlar ve bu anıtlarda kazandıkları askeri zaferleri, inşa ettikleri barajları, sulama kanallarını ve kaleleri anlatıyorlardı. Hititler, Sümerler, Babilliler, Assurlular gibi diğer Ön Asya toplumlarının aksine, yazılı kültürün gelişmişliğini gösteren edebi, dini ve mitolojik metinlere sahip olmayan Urartuların dini inançları ve mitolojileri ancak arkeolojik malzemenin incelenmesi yoluyla kısıtlı bir biçimde anlaşılabilmektedir.

Urartu askeri gücünün yayıldığı tüm alanlarda rastlanabilecek yazıtların sayısı 180’i geçmektedir ve söz konusu yazıtlarda kullanılan yazılı ifadelerin formu üç aşağı beş yukarı birbirine benzemektedir: Urartu uygarlığına ait ilk yazılı anıt olan Madırburç (Sardur burcu) dışındaki tüm yazıtlar Urartuların Baş Tanrısı olan Haldi’nin adıyla başlar: Eğer bir savaş anlatılıyorsa Tanrı Haldi’nin ordunun önünde gittiğinden, eğer bir inşa faaliyeti anlatılıyorsa yapılan eserin Tanrı Haldi’ye adandığından söz edilir.

Urartular, güney komşuları Assurlular’dan aldıkları Yeni Assur stilindeki çivi yazısını kullanıyorlardı. Bunun dışında sınırlı alanlarda (seramik kapların, küplerin üzerleri gibi) kullandıkları bir hiyeroglif yazıları da vardı. Ancak bu hiyeroglifler daha ziyade depolama küplerinin üzerinde, depolanan ürünün cinsini ve miktarını kaydetme amaçlı olarak kullanılmıştı. Kitabelerde kullandıkları yazı, Yeni Assur stilinde olan ve Urartu dilini ifade etmek için kullanılan yazıydı. Urartulara ait az miktarda kil tablette bulunmaktadır. Ancak bunların sayısı hem çok kısıtlıdır, hem de tamamı Urartu'nun son krallarından II. Rusa dönemine (M.Ö. 675'ler) aittir.

Urartu Krallığı’nın ilk kralı I. Sarduri döneminde Assur çivi yazısıyla Assurca yazıtlar yazılmıştır. Örneğin Urartu devletinin ilk yazılı belgesi olan Van Kalesi’nin (Tuşpa) eteklerindeki Sardur Burcu (Madırburç) yazıtı Assurca olarak kaleme alınmıştır. Assur dilinde bir iki yazıt daha kaleme alan Urartular, daha sonra kendi dilleri olan Urartuca’yı kullanmaya başladılar. Urartuların ikinci kralı İşpuini döneminde yapılan dinsel ve yönetsel reformların bir parçası olması muhtemel olan bu uygulama neticesinde Urartular, Assurlular’dan aldıkları çivi yazısını sadeleştirerek kendi dillerine adapte etmişler ve Urartuca’nın dağlık ülkelerinin her yanına dağılan yazıtlar yoluyla günümüze ulaşmasını sağlamışlardır.

Assur çivi yazıyla kayda geçirilmiş olan Urartuca, sabit bir kelime köküne ekler getirilerek kelime türetilen “eklemeli diller” grubuna dahildir. Günümüzde konuşulan hiç bir dille doğrudan bir akrabalığı bulunmamasına rağmen son bilimsel araştırmalar neticesinde Kuzeydoğu Kafkas dilleri olarak nitelenen Çeçen ve İnguş dilleriyle benzerliği olduğu anlaşılmıştır. Urartuca’nın bilinen tek akrabası Hurri dilidir. M.Ö. II. Binyıl’da Doğu Anadolu, Kuzey Mezopotamya ve Kilikya bölgesinde yoğun bir biçimde kullanılmış olan Hurrice ile gerek gramer gerekse vokabüler (kelimelerin söylenişi) bakımından büyük bir benzerliği olan Urartuca’yı bu benzerlikten dolayı bazı dil bilimciler“Yeni Hurrice” olarak adlandırmışlarsa da bunun aslında yanlış bir tanım olduğu anlaşılmıştır. Şu an bu iki dil hakkında kabul edilen görüş; ortak bir dilden türedikleri ancak farklı coğrafyalarda farklı gelişimler gösterdikleri, bundan dolayı da benzer olmalarına rağmen birbirinden bağımsız iki dil oldukları yönündedir. Urartuca ile Hurrice’nin vokabüler açıdan ne kadar benzer diller olduğunu göstermek için bir kaç tane örnek vermek istiyorum:
  • Ag(e): Getirmek (Urartuca), Ag: Getirmek (Hurrice)
  • Aru: Vermek (Urartuca), Ar: Vermek (Hurrice)
  • Pabani: Dağ (Urartular), Pabani: Dağ (Hurrice)
  • Ebani: Ülke (Urartuca), Umini: Ülke (Hurrice)
  • Ewri: Efendi, Kral (Urartuca), Ewri: Efendi, Kral (Hurrice)
  • Haş: İşitmek (Urartuca), Haş: İşitmek (Hurrice)
  • Huradie: Asker (Urartuca), Huradi: Asker (Hurrice)
  • Kuri: Ayak (Urartuca), Ugri: Ayak (Hurrice)
  • Muş: Doğru (Urartuca), Muşu: Doğru (Hurrice)
  • Pili: Kanal (Urartuca), Pala: Kanal (Hurrice)
Urartu dilinin çözülmesinde ve anlaşılmasında Assurca ve Urartuca çift dilli yazıtların büyük yardımı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bilim dilinde “bilinguis” olarak adlandırılan çift dilli yazıtlarda; aynı metnin iki farklı dilde yazılmış haline rastlarız. Bilinen dilden hareketle bilinmeyen dilin çözülmesinde anahtar bir konuma sahip olan çift dilli metinler, bir çok Eskiçağ dilinin anlaşılabilmesini sağlamıştır. Irak sınırının yakınlarında yer alan Kelişin yazıtı ve yine o civarda bulunan Topzava steli Urartu ve Assur dillerinde bilinguis yazıtlardır ve bunlar Urartu dilinin çözümünde büyük katkılar sağlamışlardır.

BAKINIZ Urartu Uygarlığı (Urartular)
Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 22:05

Benzer Konular

2 Aralık 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
9 Mart 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
1 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış
6 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap