Arama

Kültürel miraslarımız nelerdir?

Güncelleme: 15 Mart 2014 Gösterim: 10.483 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bana acilen kültürel mirasımızın neler olduğu lazm Msn Sad((( ÖNEMLİİİİ...
Sponsorlu Bağlantılar
Ask lonq - avatarı
Ask lonq
Ziyaretçi
22 Mart 2012       Mesaj #2
Ask lonq - avatarı
Ziyaretçi
walla banad alzm
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Historic Areas of Istanbul
Goreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia
Great Mosque and Hospital of Divrigi
Hattusha
Nemrut Dag
Xanthos-Letoon
Hierapolis-Pamukkale
Archaeological Site of Troy
The City of Safranbolu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Nisan 2012       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ck acil lazım ödevvvvvv
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2014       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1-İSTANBUL TARİHİ ALANLARI

Kıtaların Aşkı: İSTANBUL
Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul'un tarihi alanları, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır.
2.500 yılı aşan bir tarihe sahip olan İstanbul, üç tarafını Marmara Denizi, Boğaziçi ve Halic'in sardığı bir yarımada üzerinde yer alır.
istanbul Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları olmak üzere 3 dünya İmparatorluğuna başkent olmuştur.1600 yılı aşan bir süre boyunca 120'den fazla İmparator ve sultan burada hüküm sürmüştür. İstanbul, dünyada bu özelliğe sahip olan tek şehirdir.
Dünyada İki kıta üzerine kurulu tek şehir olan İstanbul'un tarihi alanları dört ana bölgeden oluşmaktadır: Arkeoloji Parkı (Sultanahmet ve çevresi), Süleymaniye Camisi, Zeyrek Camisi Ne çevredeki Koruma Altındaki Bölgeler ve İstanbul Kent Surları.
istanbul, cami, kilise ve sinagogların yan yana yaşayabildiği ve adeta kardeşliklerini Han ettikleri kutsal bir şehirdir, istanbul Osmanlı'dan günümüze kalmış farklı mimari üslupların benzersiz örneği sarayları, köşkleri ve anıtsal yapıları İle de tanınmaktadır. Dolmabahçe Sarayı, Tophane Cami, Cenevizlilerden kalma Galata Kulesi, Sultanahmet Camii, Ayasofya ve Ayasofya'nın benzersiz mozaikleri, Osmanlı İmparatorluğunun devlet yönetim merkezi Topkapı Sarayı, Haliç sırtlarında yükselen Mimar Sinan'ın başyapıtı Süleymaniye Camii, tarihi Kapalı Çarşısı, Yerebatan Sarnıcı, Surları, Ahşap Evleri, Aya irininin kubbelerinde süzülen melodileri İstanbul'u bir tarih ve kültür başkenti yapar.

İstanbul'un tarihi yerlerinden olan Ayasofya Müzesi'nin yapımı M.S. 537 yılında tamamlanmıştır. Bir katedral olarak yapılan bina, yaklaşık 1.000 yıl boyunca Hıristiyanlık dini için önemli bir merkez olmuştur. İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethi Ne kilise camiye dönüştürülmüştür. Günümüzde müze olarak kullanılan yapının İnşasında 10.000 İşçinin çalıştığı ve bir servet harcandığı bilinmektedir.
Ayasofya'nın tam karşısında bulunan Sultanahmet Cami'nin en önemli özelliği İse 6 minare ile inşa edilen tek cami olmasıdır. 260'dan fazla penceresi olan cami 20.000'inin üzerinde İznik çinileri ile süslüdür.

Dünyaca ünlü 86 kıratlık kaşıkçı elmasının da yer aldığı Topkapı Sarayı 380 yıl boyunca Osmanlılara yönetim merkezliği yapmıştır. Günümüzde müze haline getirilen sarayda birbirinden eşsiz eserler sergilenmekte ve imparatorluğun ihtişamlı dönemini günümüze taşımaktadır.

527-567 yılları arasında civardaki saraylara su sağlamak için I. Justinyen tarafından yapılan Yerebatan Sarnıcı, Arkeoloji parkı içerisinde yer almaktadır. Sarnıcın içerisinde Yunan mitolojisinde kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahip olduğu kabul edilen Medusa kafası ziyaretçilerden büyük ilgi görmektedir.
İstanbul Tarihi Alanlarının önemli bir parçası olan, Zeyrek ve Süleymaniye'de bulunan yüzlerce konak ve ahşap ev günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır.

istanbul tarihi ve doğal güzellikleri ile pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. İstanbul'a dair sayısız şiir yazılmış ve şarkılar bestelenmiştir. Tarihi ve kültürel zenginliği ile büyüleyici bir güzelliğe sahip olan İstanbul, kıtaların büyük aşkına tanıklık etmek isteyenleri bekliyor.


2-KARABÜK SAFRANBOLU ŞEHRİ
safranbolu.jpg

Geleneğin Özgün Örneği
Camileri, çarşısı, mahalleleri, sokakları, özgün evleri ile geçmişin hikayelerini günümüze taşıyan özgün bir Anadolu Kenti olan Safranbolu 1994 yılında kentsel mimari özelliği ile UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yerini almıştır.

Şehir eski çağlarda Homeros'un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almaktadır ve bilinen tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. Bölgede sırası ile Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.

Safranbolu bugünkü yapısını 17. ve 18. yüzyıllarda kazanmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında bile benzerlerinin aksine korunabilen birkaç önemli yerleşim yerinden biri olan Safranbolu, Türk Kentinin yapısına uygun olarak, zamanla ve ihtiyaca bağlı olarak gelişen, birbirine eklenerek büyüyen ve doğaya uyum sağlayıp onu koruyan yapısı ile dikkat çekmektedir

Safranbolu ekonomik gücünü kent yaşamına yansıtmış ve "Safranbolu Evleri" ile kent kültürü özgün bir biçimde açığa çıkmıştır. Türk kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşları olan Safranbolu Evlerinden, ilçe merkezinde 2000 adet geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu eserlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır. Evler, Türklerin yaşam biçimlerini, gelenek ve göreneklerinden ödün vermeden mekansal zenginlikleri öne çıkarılarak oluşturulmuştur. Evler, doğaya ve komşuya saygı geleneği ile şekillenmiş mütevazi yapılardır.
Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin dış görünümünü tekdüzelikten kurtarır. Evlerin pencereleri çok özel biçimde tasarlanmış olup dar ve uzundur. Ahşap kanatlı pencerelerde ayrıca "muşabak" denilen kafesler bulunur.

Evlerin ahşap tavanları, ahşap bezeme duvar yüzeyleri, demir kapı tokmakları, anahtarları ve motifleri, malakari cephe süslemeleri, taş işçiliği gibi detayları küçük şeylerin nasıl bütünü tamamladığına örnek teşkil eder niteliktedir.

Safranbolu; tarihin havasını soluyarak bir kenti keşfetmek, enfes mimarisi ile büyülenmek ve Anadolu'nun dostluğu ile el sıkışmak isteyenler için görülmesi gereken bir kenttir.


3-ÇORUM HATTUŞAŞ Hitit Başkenti


Açık Hava Müzesi
llkçağ'da Hitit Imparatorluğu'nun başkenti olan Hattuşaş 1986 yılından bu yana kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır.

Bir açık hava arkeoloji müzesi konumundaki Hattuşaş, MÖ 1600'lerde kurulmuş ve dönemin mimarisi ve sanatının odak noktası olmuştur.

Şehir, Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir olmak üzere İki alandan oluşmaktadır. Aşağı Şehir denilen bölgede sivil yaşam alanları yer almıştır. Aşağı Şehirdeki yaşam alanlarının ortasında Hattuşanın en büyük dini yapısı olan Büyük Tapınak yükselir. İki kült odası olduğu İçin tapınağın, İmparatorluğun tanrılarının en büyükleri olan fırtına tanrısı İle Arinna'nın güneş tanrıçasına adanmış olduğu kabul edilir.

Yukarı Şehlr'de İse çok sayıda tapınağın bulunduğu Tapınak Mahallesi diye adlandırılan bir alan bulunmaktadır. Yukarı Şehir geniş bir kavis halinde onu güneyden çeviren bir surla donatılmıştır ve sur üzerinde 5 kapı mevcuttur. Şehir surunun en güney ucunda ve kentin en yüksek noktasında bastlon ile sfenksli kapı yer almaktadır. Diğer dört kapıdan güney surunun doğu ve batı ucunda karşılıklı olarak Kral Kapısı ve Aslanlı Kapı yer almaktadır. Aslanlı Kapı'nın kentin dışına bakan yüzünde kapının iki yanına yerleştirilmiş aslan yontuları Hitit taş işçiliğinin en güzel örneklerinden birini sergilemektedir.

Hattuşaş'ın 2 km. kuzeydoğusunda yer alan Yazılıkaya Tapınağı kentin en görkemli Açık Hava Tapınağı olarak kabul edilmektedir. Yazılıkaya Tapınağı, Hitit mimari özelliklerini yansıtan iki kaya odadan oluşmaktadır ve bu odalar "Büyük Galeri" (A odası) ve "Küçük Galeri" (B Odası) adıyla anılmaktadır.

Büyük Galeri 'nin (A odası) batı duvarı tanrı kabartmalarıyla, doğu duvarı ise tanrıça kabartmalarıyla bezeli olup her iki duvardaki figürler, doğu ve batı duvarlarının kuzey duvarı İle birleştiği ana sahnenin yer aldığı kısma doğru yönelmektedir. Ayrı bir girişi bulunan Küçük Galeri'yi (B odası) girişin iki yanında bulunan aslan başlı, İnsan gövdeli kanatlı cinler korumaktadır. B odasının batı duvarında sağa doğru sıralanan oniki tanrı, doğu duvarında ise Kılıç Tanrısı ile Tanrı Şarruma ve himayesindeki Kral IV. Tuthalia yer almaktadır. Bu bölümde İyi korunmuş kabartmalar dışında kayaya oyulmuş üç adet niş bulunmakta olup, bu nişlere bir takım hediyelerin veya Hitit kral ailesinin ölü küllerinin saklandığı kapların konulduğu düşünülmektedir.

Hattuşaş, tarihe yakından tanıklık ederek Hitit uygarlığının İzlerini sürmek İsteyenleri bekliyor.



4-NEVŞEHİR KAPADOKYA GÖREME MİLLİ PARKI
Kapadokya.jpg

Doğanın Tasarımı: Kapadokya
1985'de UNESCO Dünya Miras Listesine, doğal ve kültürel varlık olarak dahil olan Kapadokya Nevşehir II merkezine 14 km uzaklıkta bulunan Avanos ve Ürgüp İlçeleri arasındaki 40 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

Göreme vadisi yamaçlarında yer alan çok sayıda peri bacası, vadi tabanındaki zengin su kaynakları, bitki örtüsü, kayalara oyulmuş çok sayıda kilisesi ve duvar resimleri ile Göreme Milli Parkı ve Kapadokya doğanın eşsiz bir tasarımıdır.

Erciyes ve Hasan Dağı tüflerini, rüzgar ve suyun aşındırması sonucu milyonlarca yılda oluşmuş olan Kapadokya, benzersiz jeolojik yapısı ile birçok uygarlığa yerleşim yeri olmuş ve Anadolu kültür tarihine tanıklık etmiştir. Kapadokya, günümüzde ancak bazı katları keşfedilebilmiş olan ve başka katları da olduğu tahmin edilen yeraltı kentlerini barındırmaktadır. Bu yeraltı kentlerinin en sıra dışı olanları Kaymaklı, Derinkuyu, Mazı, Özkonak ve Tatlarin bölgelerindedir. Çok uzun dönemler boyunca bu yeraltı şehirleri sığınma yerleri olarak kullanılmış ve yenileme çalışmalarından sonra ziyarete açılmışlardır.

Osmanlı ve Selçuklu sanatı ve mimarisinin en seçkin örneklerini sunan Kapadokya'da Eğri Minare, Alayhan ve Sultanhanı Kervansarayları, Sarıhan Kervansarayı, Ürgüp Taşkınpaşa Camisi, Sungur Bey ve Alaaddin Camileri görülmesi gereken mimari eserler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Aynı zamanda Ürgüp, Uçhisar, Avanos, Göreme, Çavuşin, Ortahisar, Ihlara Vadisi, Sinnassos (Mustafapaşa), Soğanlı Vadisi, Zelve Vadisi, Güvercinlik Vadisi görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Doğa ve insanın uyumunu yansıtan kimliği ile Kapadokya, bu gizemli toprakları keşfetmek ve doğanın eşsiz tasarımına tanıklık etmek isteyenleri bekliyor.

5-SİVAS DİVRİĞİ ULUCAMİ VE ŞİFAHANESİ
Sivas Divriği Ulucami.jpg

Taşın Aşk İle İşlendiği Cami
UNESCO'nun Türkiye'de Dünya Mirası olarak kabul ettiği İlk mimari yapı olan Divriği Ulu Cami ve Şlfahanesl, 13. yy.da Mengüçlü Beyliğinden Ahmet Şah ve karısı Melike Turan tarafından yaptırılmıştır. Cami, şlfahane ve türbeden oluşan bu başyapıt 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınmıştır.

Mimarı Ahlatlı Hürrem Şah'ın elinde 1288'de şekil alan Divriği Ulu Cami, anıtsal karakterinin yanı sıra altıgen kubbesi ve benzersiz taş İşlemeleri Ne öne çıkmaktadır. Ulucami ve Şlfahanesl, dıştan yalın bir mimari görünüme sahiptir. Ancak Şlfahane Taç Kapısı, Cami Kuzey Taç Kapısı, Cami Batı Taç Kapısı ve Şah Mahfili Taç Kapılannın her biri birbirinden farklı eşsiz bezemeleri ile göz kamaştıran bir mimarlık ve mühendislik harikası niteliğindedir.
Yapının üç boyutlu detaylı geometrik sitilleri ve bezemelerinin başka hiç bir yerde olmadığı sanat tarihçileri ve mimarlar tarafından dile getirilmektedir.

Kapılarda kullanılan Barok, Selçuklu üçgenleri ve Gotik olmak üzere farklı üslup ve bezemelerin en önemli özelliği her birinin birbirinden farklı olmasıdır. İşlenmiş olan tüm motifler asimetriktir ve her karede binlerce motif bulunmaktadır. Örneğin, Kuzey Haç Kapısında kullanılan hayat çelenginin en heyecan verici öğesi, büyük, üç boyutlu sadece sanatçının hayalinde var olan bir bitki dünyasını yansıtmasıdır.

Kapılarda olduğu gibi cami içindeki her sütun, sütun kaidesi ve sütun başlığı ve kubbe İçi tavan süslemeleri ayrı üslup ve bezeme örneklerini sergilemektedir.

Ulucaminin yanı başında bulunan Darüşşlfa taş işlemeciliği ve bezeme üslupları İle bir başka başyapıttır ve Ulucamü İle görkemli bir bütünlüğü paylaşır. İki katlı, avlulu, eyvanlı bir yapı olan Darüşşlfa, hastaların su sesi Ne sağlıklarına kavuştuğu bir hastane olarak benzersiz özelliklere sahiptir.

Taşın aşk Ne İşlenerek şekil aldığı bu heyecan verici başyapıt ziyaretçilerini bekliyor.



6-ADIYAMAN NEMRUT DAĞI
nemrut dağı.jpg

Güneş Bir Başka Doğar ve Bir Başka Batar Nemrut'ta!
Kommagene kralı Antiokus'un mezarının da İçinde bulunduğu Nemrut Dağı,1987 yılında UNESCO Dünya Miras listesinde yerini almıştır.

Dünyanın en yüksek açıkhava müzesi olarak da adlandırılan Nemrut Dağı, yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleriyle, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, Adıyaman ili Kahta ilçesi sınırları içerisinde bulunan Kommagene krallığından kalma bir antik kenttir.

Nemrut Dağı, Anadolu'da antik döneme ait en görkemli ibadet yeridir. Yazıtlara göre Antiokos kendisi İçin görkemli bir anıt mezar, mezar odasının üzerine kırma taşlardan oluşan bir tümülüs ve tümülüsün üç tarafını çevreleyen kutsal alanlar inşa ettirmiştir.
Doğu, batı ve kuzey terasları olarak adlandırılan bu alanlardan Doğu ve Batı teraslarında büyük boylu heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunmaktadır. Tanrıların tasvir edildiği beş heykelin arasında Antiokos'un figürü de yer almaktadır.

Heykellerin bulunduğu Doğu ve Batı teraslarının her ikisinde de aynı sıra Ne yerleştirilmiş beşer adet tanrı heykeli bulunmaktadır. Teras zemininden 7 m. yükseklikte ve tahtlarının üzerinde oturmuş olan heykellerin her biri, 7-8 ton ağırlığında taş bloklardan yapılmıştır.

Heykel sırası bir aslan ve kartal heykeli ile başlar. Hayvanların kralı olan aslan yeryüzündeki gücü, tanrıların habercisi olan kartal ise göksel gücü temsil etmektedir.

Doğu terası; Tannlar Galerisi, Atalar Galerisi ve Sunak'dan oluşmaktadır. Batı terası doğu terasına benzer bir şekilde yapılmış ama diğerlerine göre daha az tahrip olmuştur. Kuzey terası doğu terasından batı terasına geçmek için kullanılmıştır ve kum taşından kullanışmış bir duvarla çevrilmiştir. Doğu ve batı terasında heykellerin tahtlarını oluşturan taş blokların arkasında Yunan harfleri ile yazılmış 237 satırlık uzun bir kült yazıtı bulunmaktadır. Antiokus'un vasiyetnamesi niteliğindeki bu yazıtta bu kutsal alan hakkında bilgiler ve kültün uygulanması Ne İlgili hükümler yer almaktadır.

Nemrut Dağı, üzerinde barındırdığı dev heykellerin ve anıt mezarın yanı sıra, dünyanın en muhteşem gündoğumu ve gün batımının görülebildiği yer olarak ziyaretçilerini bekliyor.


7-ANTALYA MUĞLA Xanthos Letoon
xanthos letoon.jpg
Masallar Diyarı
MÖ 700-300 arasında yaşadıkları bilinen Llkyalıların başkenti olan Xanthos, antik çağda Llkya'nın en büyük İdari merkezi olarak bilinmektedir. Xanthos İle birlikte 1988 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras listesine dahil olan Letoon İse Antik dönemin en önemli dini merkezlerinden biridir.

Troya savaşlarında Prens Hektor'a yazdığı şiir ile cesaret veren Sarpedo'nun yaşadığı Xanthos, Fethiye-Kaş yolu üzerinde, Fethiye'ye 46 km. uzaklıkta, Kınık köyünün yakınındaki Eşen çayının ayırdığı Muğla-Antalya il sınırında bulunmaktadır.
Xanthos ve Letoon İçerdikleri arkeolojik değerler açısından dünya mirasının önemli parçaları arasında görülmektedir. Aralarında yaklaşık 4 kilometrelik bir mesafe bulunmaktadır.

Amfi tiyatronun hemen tepesinde yer alan
Likya mezarları ve Harpi Anıtının asılları bugün Britanya
Müzesinde sergilenmektedir.

1840 yılında keşfedilen Letoon kutsal alanında 36 oturma sıralı tiyatro, bazilika, yazıtlar, üç tapınak, İmparatorluk kült binasına bağlı yuvarlak bir portlko ve L biçiminde bir stoa bulunmaktadır. Letoon'un tanrısal ikiz çocukları Apollon ve Artemis anneleriyle birlikte birer tapınak ile onurlandırılmıştır.

Artemis ve Apollo'nun annesi Leto'ya adanmış olan en büyük tapınak, batıda bulunan ve perlpteros tarzında yapılmış Leto Tapınağıdır ve 30.25 m'ye 15.75 m. büyüklüğündedlr. Doğuda yer alan Dor tarzında yapılmış olan Apollo tapınağı 27.90 m.'ye 15.07 m. boyutlarındadır. Likya mezarlarından tasvir edilen evlere benzeyen Apollo tapınağının İçinde kalmış olan temeller İse ahşap yapıda olmaları İle dikkat çekmektedir.

Her iki tapınağın ortasında yer alan ve en küçük tapınak olan Artemis tapınağı 18.20 m.'ye 8.70 m.'ye boyutlarındadır.
Su seviyesinin antik dönemden beri yükselmesi nedeni ile yapıların alt kısımları bugün sular altındadır.

Xanthos; görkemli tiyatrosu, yapı kalıntıları, mozaikleri, gün ışığına kavuşmayı bekleyen yeraltı kalıntıları ile ve Letoon; Leto, Apollon ve Artemis tapınakları, manastırı, çeşmesi ve Roma Tiyatro kalıntıları İle masallarını anlatmak için ziyaretçilerini bekliyor.


8-DENİZLİ HİERAPOLİS PAMUKKALAE
pamukkale.jpg

Beyazlara Bürünmüş Kutsal Kent
Doğunun antik kentlerinden biri olan kutsal kent Frigya Hierapolisi UNESCO Dünya Mirası Listesine 1988 yılında girmiştir.

Hierapolis'in gizemini dünyaya yayan efsaneye göre, çirkinliğinden bıkan çoban kızı, canına kıymak için kendini sulara atar ve Hierapolis'in sularında güzeller güzeli bir kıza dönüşür.

Hierapolis'in temelleri Firigler döneminde atılmıştır ve adını Helenistik dönemin Bergama kralı Telephoss'un güzel karısı Hiera'dan alır. Hıristiyanlığın küçük Asya da yayılmasında en önemli rollerden birini üstlenen Hierapolis, aynı zamanda İsa'nın oniki havarisinden biri olan St.Philippe'in öldürüldüğü kenttir. Bu nedenle İ.S.4.yy da onun anısına din merkezi İlan edilen Hierapolis, daha sonra doğunun kılavuzu unvanını alarak I.S. 96 ile 162 yılları arasında en parlak dönemini yaşamıştır. İ.S. 395 yılında Bizans yönetimine geçen Hierapolis artık Piskoposluk merkezidir.

Doğa ile tarihin eşsiz buluşması Pamukkale'de bulunan ve Kutsal Kent anlamına da gelen Hierapolis antik kenti; Nekropolü, Domitiyan yolu ve kapısı, kare alan içine oturtulmuş Oktokonus tapınağı, Apollo ve Artemis Ne el ele mitolojiden birçok sahneyi temsil eden tiyatrosu, Frontlnus caddesi ve kapısı, Agorası, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium, Trltonlu Çeşme Binası, Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları ve Nympheumları, Surlan, Aziz Phılıppus Martynonu ve köprüsü, Direkli Kilisesi, Nekropol Alanı, Katedral ve Roma Hamamı kalıntıları ile olanca görkemiyle ayakta durmaktadır.

Tarih boyunca, termal suyun içindeki kalsiyumun çökelmesi ile oluşan doğa harikası Pamukkale travertenleri 2.700 metre uzunluğunda ve 160 metre yüksekliğindedir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan görmek mümkündür. Pamukkale'de sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı mevcuttur.

Termal maden sularının varlığı ve yörenin olağanüstü görünümü antik çağ insanlarını da etkilemiştir. Dönemin zenginleri Roma'nın ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden gelip, yaşamlarının son dönemlerini Hierapolis kentinde geçirmişlerdir. Bu nedenle kentin Nekropolis'i (mezarlığı) son derece anıtsal ve değişik yörelere ait mezarlarla süslüdür.

Yapılan kazılarda bulunan tarihi eserler, Hierapolis Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Buldan llçesi'ndeki Tripolis ve Honaz İlçesl'ndeki Colossea ise, bölgede bulunan diğer antik kentlerin en önemlileri olarak dikkat çekmektedir.

Beyazlara bürünmüş bu kutsal kent, doğal bir terapi ile
sularında şifa bulmak isteyenleri bekliyor.

9-ÇANAKKALE TRUVA ARKEOLOJİK KENTİ
TRUVA.jpg

Mitolojiler Şehri
Homeros'un İlyada destanında yer alan Truva savaşının yapıldığı yer olarak da bilinen Truva antik kenti UNESCO Dünya Miras Listesine 1998 yılında girmiştir.

4000 yıllık tarihi geçmişi İle dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan kent, Antik Ida Dağı'nın eteklerinde, Çanakkale il sınırları İçinde yer almaktadır.
Truva'nın adı ilk olarak Homeros'un İlyada destanında Truva savaşının yapıldığı antik kent olarak geçmiştir.

Truva Efsanesine göre deniz perisi Thetis ile denizler tanrısı Okyanus'un Elektra adında bir kızları olur. Elektra Zeus'un karısı olacak ve ondan Dardanos'u dünyaya getirecektir. Dardanos'ın oğlu Truas Truad adlı kenti, Truas'ın oğlu llyos ise Truva kentini kuracaktır. Aynı yöredeki Kaz Dağı evrenin ilk güzellik yansımasının yapıldığı yerdir ve bu yanşma Truva savaşlarının da nedenidir.

Güzellik yarışmasına konu olan güzeller Hera, Afrodlt ve Athena; hakem de Paris'dlr. Paris Afrodit'I seçer ama Afrodit'in vaadi Sparta Kralının karısı Helena'dır. Paris'in Helena'yı kaçırması savaşın çıkmasının nedeni olacaktır.

9 arkeolojik kat olduğu bilinilen Truva'da bugün kimi katlardaki ev temelleri, tiyatro, son derece gelişmiş bir tekniği örnekleyen kanalizasyon sistemi, hamamlar ve çeşitli eşya buluntularına ulaşılmıştır.

Truva'da yapılan araştırmalarda bu şehrin tarih boyunca birçok kereler kurulup yıkıldığı anlaşılmaktadır.
Truva'nın 1 'den 9'a kadar numaralanan yerleşim katları bugün bir arada görülebilmektedir.

Truvalılar, Sardis kökenli Herakleid hanedanının yerine geçmiş ve Anadolu'yu 505 yıl boyunca Lidya krallığı Candaules (M.Ö.735-718) dönemine dek yönetmişlerdir.

1871 yılından itibaren Arkeolog Schllemann'ın yaptığı kazılarda Truva'nın 9 kent kalıntısı ve 42 yapı katı ortaya çıkarılmış ve Truva hazinesi bulunmuştur.

Truva, eski kültürlerin antik hikâyelerinin izini sürmek isteyenleri bekliyor.

10-EDİRNE SELİMİYE CAMİSİ VE KOMPLEKSİ
selimiye.jpg

Klasik Osmanlı Mimarisi’nin Başyapıtlarından Biri
İstanbul’un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal eseri olan ve şehrin siluetini taçlandıran Selimiye Camii ve Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına yaptırılmıştır. Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseri olan Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. İnce ve zarif 4 minareye sahip büyük kubbesiyle görkemli Camii, iç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap, sedef ve özellikle çini motifleri ve ince işçilikleri ile kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu ve yapıyla bağlantılı el yazması kütüphanesi, eğitim kurumları, dış avlusu ve arastası ile bir sanat türünün zirvesini temsil etmektedir.

Benzer Konular

6 Ocak 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Mart 2012 / gizem_00 Soru-Cevap
1 Haziran 2015 / Misafir Cevaplanmış
5 Nisan 2018 / Misafir Cevaplanmış
19 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap