Arama

Madde neden ve nasıl oluşur, bilgi verir misiniz??

Güncelleme: 6 Şubat 2012 Gösterim: 7.240 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
madde neden ve nasıloluşur
Sponsorlu Bağlantılar
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
6 Şubat 2012       Mesaj #2
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Maddenin Oluşumu ile ilgili bir makale

Sponsorlu Bağlantılar

20. yüzyılın başlarına kadar, evrenin oluşumu için bir veya daha fazla mucizenin gerekli olduğuna dair güçlü bulgular vardı. Şu anda evrende büyük miktarda madde bulunuyor ve madde, kütle diye tanımladığımız fiziksel büyüklükle karakterize ediliyor. 20. yüzyıldan önce maddenin ne yaratılabileceği ne de yok edilebileceğine sadece bir türden başka bir türe dönüştürülebileceğine inanlıyordu. Bu nedenle maddenin varlığı, yaratılış anında bir kereliğine maddenin korunumu yasasının ihlâlini gerektirdiği düşüncesiyle bir mucize olarak görülüyordu.


Fakat Albert Einstein, 1905′te yayımladığı özel görelilik teorisiyle maddenin enerjiden yaratılabileceğini ve enerjiye dönüşerek yok olabileceğini gösterdi. Bilimcilerin “Einstein’ın ünlü eşitliği” dedikleri E=mc², bir cismin kütlesi m ile eşdeğer durağan hal enerjisi E‘yi ilişkilendirir. Buradaki c ise evrensel bir sabit olan ışığın vakumdaki hızıdır. Bu eşitliğe göre durağan haldeki bir cisim enerji taşımaya devam eder.
Bir cisim hareket ettiğinde kinetik enerji denilen ek bir enerji taşır. Kimyasal ve nükleer etkileşimlerde kinetik enerji durağan hal enerjisine dönüştürülebilir ki bu kütle üretmeye eşdeğerdir. Aynı zamanda bunun tersi de gerçekleşir; kütle veya durağan hal enerjisi kinetik enerjiye dönüştürülebilir. Bu şekilde, kimyasal ve nükleer etkileşimler kinetik enerji oluşturabilir ve bu enerji daha sonra motorları çalıştırmakta veya birşeyleri havaya uçurmakta kullanılabilir.


Yani, evrende kütlenin varlığı hiçbir fizik kanununu ihlâl etmez. Kütle enerjiden gelebilir. Ama o zaman enerji nereden geldi? Aynı zamanda termodinamiğin birinci kanunu olarak da bilinen enerji korunumu kanuna göre enerjinin bir yerlerden gelmiş olması gerekir. Prensip olarak yaratılış hipotezi, 13.7 milyar yıl önce büyük patlamanın başlangıcında enerji korunumunun ihlâl edildiğine dair direkt gözlem veya teorik gereklilik ile doğrulanabilirdi.


Ama ne gözlemler ne de teori durumun böyle olduğunu işaret ediyor. Birinci kanun, kapalı bir sistemde toplamı sabit kalmak koşuluyla enerjinin bir türden diğerine dönüşebilmesine izin veriyor. Dikkat çekici bir şekilde, evrenin toplam enerjisinin sıfır olduğu görülmektedir. Ünlü kozmolog Stephen Hawking’in Zamanın Kısa Tarihi‘nde dediği gibi, “Uzayda yaklaşık olarak tekdüze olan bir evren söz konusu olduğunda negatif kütle çekim enerjisi ve madde ile temsil edilen pozitif enerjinin birbirlerinin tam olarak götürdükleri gösterilebilir. Yani evrenin toplam enerjisi sıfırdır.” Daha belirli olmak gerekirse, ufak ölçüm hataları içinde, evrenin ortalama enerji yoğunluğu tam da (ufak bir kuantum belirsizliği içinde) sıfır enerji konumundan oluşan bir evrende olması gerekene eşittir.
Evrenin ilk saniyesinin çok ufak bir bölümünde üstel bir genişleme sürecinden geçtiğini söyleyen büyük patlama teorisinin modern bir uzantısı olan şişme teorisine göre pozitif ve negatif enerjiler arasında yakın bir denge olması gerektiği tahmin ediliyor, öngörülüyor. Şişme teorisi son zamanlarda, yanlış olduğunu gösterebilecek düzeyde zorlayıcı bazı gözlemsel testlere girdi. Şu ana kadar tüm testlerden başarıyla geçti.
Kısaca, madde ve enerjinin varlığı varsayılan yaratılış anında enerji korunumunun ihlâl edilmesini gerektirmemektedir. Aslında veriler, bu tip bir mucizenin olmadığı hipotezini kuvvetli şekilde desteklemektedir. Eğer bu tip bir mucizeyi, yaratıcı hipotezinin bir tahmini, ögörüsü olarak dikkate alacak olursak, o zaman bu öngörünün onaylanmadığını söyleyebiliriz.


Ayrıca bu örnek, bilimin Tanrı hakkında söyleyecek hiçbir şeyi olmadığını yönündeki savı çürütmeye de yaramaktadır. Ölçüm sonuçlarımıza göre evrenin kütle yoğunluğunun, sıfır enerji konumundan oluşan bir evreninkiyle tam olarak eşit değerde olmadığını varsayın. Bu durumda, evrenin oluşması için bir mucizenin yani enerji korunumu yasasının ihlâl edilmesinin gerekli olduğu sonucuna varmak için haklı, bilimsel nedenlerimiz olacaktı. Her ne kadar bu, herkesi tatmin edecek şekilde bir yaratıcının varlığını kanıtlayacak olmasa da mutlaka yaratıcının varlığı destekleyen kuvvetli bir işaret olacaktı.

(Victor J. Stenger, God: The Failed Hypothesis, s. 115-117)
..

Benzer Konular

11 Mayıs 2015 / sanar Soru-Cevap
16 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
13 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap
4 Ekim 2011 / gülcan Soru-Cevap