Arama

Deyim yanlışlıkları ile ilgili örnekler verir misiniz?

Güncelleme: 19 Şubat 2013 Gösterim: 4.568 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mart 2012       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
deyim yanlıışları ile ilgili örnek verebilirmisiniz?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Eylül 2012       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ATASÖZÜ VE DEYİMLERLE AÇIKLANMASI VE AÇIKLAMALARIYLA İLGİLİ CÜMLELER
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Şubat 2013       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bu çok zor bir soru yapamadıımmmmmmmmmmm
Electrify - avatarı
Electrify
Ziyaretçi
19 Şubat 2013       Mesaj #4
Electrify - avatarı
Ziyaretçi
İmlâ ve noktalama yanlışları
Söylenmek istenen ile yazılanın aynı anlamda olması için imlâya dikkat edilmeli ve noktalama işaretleri yerli yerinde kullanılmalıdır.


Bu yıl karınızı ortaklarınızla paylaştınız mı? (Bu yıl kârınızı … biçiminde yazılmazsa paylaşılan kâr olmaz.)

Farklı hizmet, karlı alış veriş.(Farklı hizmet, kârlı alış veriş.)

Kendisini taktir ediyoruz.(taktir: Damıtma, takdir:beğenip değer verme)

de & ki

Dahi Anlamındaki ”de”
Gayet kolay: “dahi” anlamına gelen “de” ve “da” ait olduğu Kelimeden ayrı yazılır.

“de” bağlacı
Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı ve de, da şeklinde yazılır; bitiştirilmez, te, ta şeklinde yazılmaz. “ya” ile birlikte kullanıldığında da ayrı yazılır: “ya da”

Örneğin
“Ol ayı kendi açısından izleyen Aysel de şaşırmıştı ilk önce.”

Bir yer söz konu su olduğunda ise “de” ya da “da” eki bitişik yazılır: “Döndü, dolaştı, yeniden deniz kıyısında buldu kendini.”

Dahası var… bağlaç olan “ki” de ayrı yazılır. Örneğin, “Hem neden yalan söylesin ki, bunda da hoşnutsuz kalınacak bir yan bulamaz.”

Hatta, soru anlamındaki “mi” de ayrı yazılır. Örneğin, “El midir iş gören, yoksa taş mı?”

Soru Eki mı, mi, mu, mü
Bu ek gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar: Kaldı mı? Sen de mi geldin? Olur mu? İnsanlık öldü mü?

Soru ekinden sonra gelen ekler, bu eke bitişik olarak yazılır: Verecek misin? Okuyor muyuz? Çocuk muyum? Gelecek miydi? Güler misin, ağlar mısın?

Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır: Güzel mi güzel! yağmur yağdı mı dışarı çıkamayız.

UYARI
Vazgeçmek birleşik fiili, mi soru ekiyle birlikte kullanıldığında iki ayrı biçimde yazılabilir: Vaz mı geçtin? Vazgeçtin mi?

ANLAMSAL BOZUKLUKLAR

YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN SÖZCÜK
Doğru bir anlatımda her sözcük verilmek istenen düşünceyi tam karşılamalıdır. Aynı kökten türeyen veya birbirini andıran sözcüklerin anlamlarına dikkat etmek gerekir. anlamları ayrı olan bu tür sözcüklerin birbirinin yerine kullanılması veya sözcüğün karşıladığı kavrama uygun olmayan biçimde kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.

Bu sözcük türkçe sözcüklerin tümünü kaplıyor.
Kapsıyor

Zamanında haberimiz olması yüzünden olay büyümedi
Olduğu için

Söylediğin olay, 13 ekim 1991 yılında yaşanmıştı
tarihinde

ağacın altına yayılıp güzel bir Uyku çekti
Uzanıp

ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN KULLANILMASI
Bir anlatımda düşünceyi ileten sözcüklerin birbiriyle çelişmemesi gerekir.
Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğunun nedenlerinden biridir.

Belki onun da seni aradığından eminim.
Olasılık kesinlik

Annenin sana asla kızacağını sanmıyorum
Kesinlik olasılık

Hiç şüphesiz olan biteni duymuş olmalı
Kesinlik olasılık

GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANILMASI
doğru bir anlatımda her sözcük, düşünceyle ilgili bir kavramı karşılamalıdır. Aynı kavramı karşılayan birden fazla sözcüğün, işlevi olmayan bir sözcüğün veya ekin; yardımcı eylemlerin gereksiz kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.

Son sözleri hepimizi öfkeli kıldı.
Öfkelendirdi

Geçen hafta hastaydı; ama şimdi iyi oldu
İyileşti.

Üç gün süreyle ondan Haber bekledik.
(Gereksiz)

DEYİM ve ATASÖZÜ YANLIŞI
Gerek deyimler, gerekse atasözleri kalıplaşmıştır. Yerine anlamdaşları konarak bile sözcükleri değiştirilemez. Atasözlerinin çekimlenmesi de olanaksızdır. Bunlar yapıldığı takdirde iletilmek istenen Anlam zayıflar ya da yok olur. Bu da anlatım bozukluğuna yol açar.

fasulye oda bakla sofa – yanlış
nohut oda

Onu elinde oynatırsın – yanlış
Parmağında

İşe girdim ama bacım ağladı – yanlış
Anam

MANTIK YANLIŞI
Bilinenlere aykırı bilgiler mantıksızdır. Ayrıca kavram ve durumların da önemliden önemsize veya önemsizden önemliye sıralanması gerekirken tersi yapılırsa bu da mantık yanlışına yol açar.

Araba geri kaçınca vitesi boşa aldı. Yanlış
Vitesi boşa alınca araba geri kaçtı. Doğru

Ankara’nın muhtarı karşılandı – Yanlış
Ankara’nın valisi karşılandı – Doğru

Konuşabilirsin, hatta ağzını açabilirsin – Yanlış
Ağzını açabilirsin; hatta konuşabilirsin – Doğru

Şeftaliye dokunamam, onu yemem bile – Yanlış
Şeftali yemem; ona dokunamam bile – Doğru

Dil bilgisi bakımından doğruluk
a) Yapılışları yanlış olan kelimeler

Dilimize Arapçadan çokluk biçimiyle giren beyanat (beyanlar), efkâr (fikirler), erzak (rızıklar), evliya (veliler), maruzat (arz edilenler) gibi Kelimeler zaten çokluk olduklarından bunların Türkçe çokluk ekiyle (-lar, -ler) tekrar çokluk yapılması yanlıştır.

Dilde olmayan gramer biçimleriyle kelimeler oluşturmak da yanlıştır:

abicim (ağabeyciğim), alıkoyulan (alıkonulan), ayıpsın (ayıp ediyorsun), bakkalcı (bakkal),bissürü (bir sürü), , cevaplamak (cevaplandırmak), çekilebilinir (çekilebilir), çirkinletmek (çirkinleştirmek), demincek (demin), dolayında (dolaylarında), fulle, ful yap (doldur, tamamla), geçebilemedi (geçemedi), iptal ol- (iptal edil-), napcaz (ne yapacağız), ne ki (ne var ki), özelliklen (özellikle),redetti (reddetti), sormiyyim (sormayayım), tayin ol- (tayin olun-, tayin edil-), yaparaktan (yaparak), yeyildi (yenildi) gibi.

b) Yardımcı Fillerin yanlış kullanılması
et- ve yap- yardımcı fiillerinin birbirlerinin yerine kullanılması veya gerekmediği hâlde kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar:

ayar yap-( ayarla-), bekleme yap- (bekle-), bülten yap- (bülten çıkar-), etki et- (etkile-), gecikme yap- (gecik-), kuşku et- (kuşkulan-), şüphe et- (şüphelen-), umut et- (um-) gibi.

Son zamanlarda bilhassa batı dillerinden yapılan yanlış çevriler sebebiyle al- fiili de yardımcı fiil gibi kullanılm Aya başlanmıştır: banyo al-, duş al-, çay al- (çay iç-), istek al- (isten-), kahve al-, yenilgi al- (yenil-) vb. gibi.

c) Eksiklik
Özellikle birleşik cümlelerde ve sıralı cümlelerde ögelerden herhangi birinin eksik olması anlatım bozukluğuna sebep olur. Aşağıdaki cümlelerde parantez içine alınan kelimeler asıllarında yazılmadığı için anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlelerdeki anlatım bozuklukları parantez içindeki Kelimelerin yazılmasıyla giderilebilir:

Sen içeri (giriyorsun) ben dışarı doğru çıkıyorum. (yüklem eksikliği)

Ekonomik kriz böyle devam ederse ben işimden (olacağım) sen de parandan olacaksın. (yüklem eksikliği)

sigarayı az, (içerim) içkiyi hiç içmem. (yüklem eksikliği)

Hastanın kanlı gömleğini çıkarıp ( ) soydu. (neyi, kimi soydu?)

Kanserin tedavisini artık bulalım ve (kanseri) yenelim. (nesne eksikliği)

Dişçi, çürük dişi çekip (çocuğu) eve yolladı. (nesne eksikliği)

Aybike’nin tehlikede olduğunu ben de biliyordum ve (onu) uyardım. (nesne eksikliği)
_Ceyda_ - avatarı
_Ceyda_
Ziyaretçi
19 Şubat 2013       Mesaj #5
_Ceyda_ - avatarı
Ziyaretçi
Örneğin;deyimler kalıplaşmış söz gruplarıdır..Bir kelimenin yerine o kelimenin eş anlamlısı ya da başka bir kelime kesinlikle getirilemez.Örneğin asıl deyim ; ''Kafası şişmek.'' idir ama bazen ''Başı şişmek.'' olarak söylenebilmektedir.

Benzer Konular

7 Mart 2016 / Misafir Edebiyat
2 Mart 2016 / Misafir Edebiyat
28 Şubat 2016 / Misafir Edebiyat
28 Şubat 2016 / LadyPrenses Edebiyat
19 Aralık 2014 / emreak41 Edebiyat