Arama

Fenerbahçe Cumhuriyeti / 34 FB 1907

Güncelleme: 10 Nisan 2020 Gösterim: 381.526 Cevap: 451
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2005       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

FenerBahçe Tarihi..


1894 yılından itibaren, İzmir'den İstanbul'un Kadıköy yakasına yerleşen Lafontaine, Whittall gibi İngiliz ailelerinin fertleri arasında oynanmaya başlanan futbol, çevrenin Türk gençlerince büyük bir merak, heyecan ve gıpta ile seyrediliyordu. Ne var ki, onların böyle bir sporu yapmak şöyle dursun, adını dahi anmalarına olanak yoktu. Çünkü Padişah II. Abdülhamid'in amansız baskı rejimine göre değil onbir gencin, ikisinin bile bir araya gelmesi saltanat için son derece sakıncalıydı.
Sponsorlu Bağlantılar
Ancak 1907 yılına gelindiğinde Türk gençlerinden Ziya (Songülen), Ayetullah ve Necip (Okaner) gizli de olsa bir futbol kulübü kurmaya karar verdiler. Semtlerinin adı olan Fenerbahçe'yi isim, Fenerbahçe Burnu'ndaki feneri de amblem olarak seçtiler. Kıskançlık ve asaletin timsali Sarı-Lacivert ise takımın renkleri olarak belirlendi.
1908 Meşrutiyeti'nin ilanına kadar çalışmalarını gizlice yürütmek zorunda kalan Fenerbahçe, bu tarihten sonra yürürlüğe giren Cemiyetler Kanunu'yla tescil edildi ve başarıdan başarıya koşacak olan bir büyük camia, Türk sporundaki seçkin yerini almış oldu.

Fenerbahçe, kuruluşunun 100. yılında 17. lig şampiyonluğunu elde etmiştir.

 
Son düzenleyen Safi; 10 Nisan 2020 14:02
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Eylül 2005       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  fener2.jpg
Gösterim: 2082
Boyut:  51.7 KB

Sponsorlu Bağlantılar

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 10 Nisan 2020 16:56
ibrahimarac - avatarı
ibrahimarac
Ziyaretçi
18 Ekim 2005       Mesaj #3
ibrahimarac - avatarı
Ziyaretçi
Hakan Bilal Kutlualp İstifa Etti
Başkanımız ve Yönetim Kurulumuz ile aralarında uzun süredir süren gerginliğin ardından cumartesi günkü Yüksek Divan Kurulu toplantısında Başkanımızın ağır sözlerle itham ederek istifaya davet ettiği Hakan Bilal Kutlualp bugün düzenlediği basın toplantısında istifa ettiğini açıkladı. Buyuk Kulup'te bir basin toplantisi duzenleyen Kutluap, istifasini aciklayarak, baskan Aziz Yildirim'in ''Ayril'' istegini yerine getirdi.

Yıldırım, gectigimiz cumartesi gunu yapilan kulubun olagan yuksek divan kurulu toplantisinda, istifa etmesini istedigi yonetim kurulu uyesi Hakan Bilal Kutlualp'e, ''Ben seninle calismam arkadas, bunu bil. Onun icin senin ayrilman lazim buradan. Karar senindir, ama senin oldugun yerde hicbir yonetim kuruluna Aziz Yildirim girmez'' demisti.

Yönetim Kurulu'ndan istifa ettigini aciklayan Asbaskan ve Dis Iliskiler Sorumlusu Hakan Bilal Kutlualp, polemiklere girip kulube zarar vermeyi dusunmedigini, bu nedenle istifa karari aldigini soyledi. Ciftehavuzlar'daki Buyuk Kulup'te duzenledigi basin toplantisinda istifa kararini aciklayan Kutlualp, 15 Ekim Cumartesi gunu yapilan yuksek divan kurulu toplantisinda, baskan Aziz Yildirim'in kendisine yonelik sozlerindeki tarz ve usluba sasirmadigini, ancak uzuldugunu kaydetti.

Istifasi gundeme geldiginden bu yana, bunu gerceklestirmeyisinin, ileri suruldugu gibi koltuk sevdasiyla ilgisi olmadigini ifade eden Kutlualp, ''Eger koltuk sevdam olsaydi, o koltukta kalmanin kurallari bellidir. Baskana itiraz etmeyeceksin, biat edeceksin. Orada kalmak bir amac olsaydi buna uymak kolaydi. Ama onurum ve sahsiyetim biat etmeye izin vermezdi. Son zamanlarda Fenerbahce'nin, bir baskanin iki dudagi arasinda duran bir kulup degil, demokratik, soz ve elestiri hakki olan, her elestiri yapana kapinin gosterilmedigi gercek bir cumhuriyetin niteliklerini tasimasi gerektiginin mucadelesini verdim. Bu mucadele icindeyken mart ayina kadar gorevde kalsan ne olur kalmasan ne olur'' seklinde konustu.

''Camur at izi kalsin'' yontemine itiraz ettigini vurgulayan Hakan Bilal Kutlualp, ''Delegeler tarafindan secilen ve gorevleri, kararlari istisare etmek olan yonetim kurulu uyelerinin kaderinin, baskanin kararina birakilmasi tehlike isaretleri degil midir?'' dedi.

ESAS SUCUM (TRANSFERLERI BASKAN YAPTI) DEMEYISIMDIR

Baskan Yildirim'in ''Transferleri Kutlualp degil ben yaptim'' demesini anlamli buldugunu kaydeden Kutlualp, ''Benim esas sucum (Bu transferleri baskan yapti) demeyisimdir'' dedi. Aziz Yildirim'in, her buyuk transferi imzalayip haberi verdikten sonra kendisine coskuyla ve ovgu dolu olmak uzere, buyuk is basardigina dair sozler soyledigini anlatan Kulualp, ''Keske sayin baskan yere goge sigmayan tebriklerinin arkasinda dursaydi. Baskanin ya o gunlerde soyledikleri dogru degildi, ya da cumartesi gunu soyledikleri. Bir kez de ben kendisine hatirlatmak isterim ki, vefa sadece bir semt adi olmadigi gibi, onur da her kizginlikta agza alinacak kadar kucuk bir kelime degildir'' seklinde konustu.

BU KULUPTEN NE KUTLUALPLER NE YILDIRIMLAR GECTI
Fenerbahce Kulubu'nun tek sahibinin taraftar oldugunu ifade eden Hakan Bilal Kutlualp, ''Bu kulupten ne Kutlualpler gecti ne Yildirimlar gecti, gececek de. Sari lacivert gokkubbede kimse baki degildir'' dedi. Kimsenin kendisini taraftarla karsi karsiya getiremeyecegini vurgulayan Kutlualp, sunlari soyledi: ''Benim katilacagim yonetim kurulu toplantilarina sayin baskan katilmazmis. Katilmayabilir, ancak bu kadar onemli bir donemde Fenerbahce'nin baskansiz kalmasina benim gonlum razi olmaz. Istifa kararimda bu durum etkili olmustur.

Kimseye kuskunlugum yok, Fenerbahce'nin ihtiyac duydugu her zaman herseyimle buradayim. Ben kisilere degil Fenerbahce'ye biat ederim. Ilahi adalet insanlarin istedigi gibi hemen tecelli etmeyebilir. Sabir gereken zamandir. Hepimiz bekleyecegiz. Beklerken de Fenerbahce'nin basarilari icin elimizden geleni yapmaya devam edecegiz''

MEDYA UZERINDE TAHAKKUM KURMAK ISTIYOR
Aziz Yildirim'in medya ile saglikli iletisim kuramadigini, bunun da iki onemli sonucu dogurdugunu anlatan Kutlualp, sunlari soyledi: ''Birincisi Fenerbahce taraftarinda medyaya nefret yaratilmasina neden olmaktadir. Ikincisi de gazetecilerle sohbet halinde gordugu her arkadasini, her yoneticiyi Fenerbahce'nin sirlarini anlatmakla suclamaktadir. Bu ciddi bir yanilgi ve tehlikedir. Medya uzerinde tahakkum kurma isteginin sonucudur. Sayin baskana tavsiyem, gazetecileri dusman olarak gormekten (benim ve onlarin gazetecileri) diye ayirmaktan vazgecmesi ve her ofkelendiginde agzina geleni soylememesidir.''

Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi E Grubu'nda kendi evinde oynadığı Schalke maçını canlı yayınlayan Azeri ANS Televizyonu'nun spikerleri maçı 'Yağmur gibi hayırlı, bir gece' yorumu ile anlatırken, Alex'in kırmızı kartla atılmasına üzüldü.
Azeri iki spiker, yağmura rağmen maça gösterilen büyük ilgi ve Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'ndaki atmosferi özellikle vurgularken özellikle sarı-lacivertli takımın gollerini anlatırken büyük heyecan yaşadı. Fenerbahçe-Schalke maçını anlatan spikerlerin maçtaki bazı anlatımları şöyle:
- Sevgili tamaşacılar (Seyirciler), şimdi tribünlerde Fenerbahçeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gözlenir. Ancak, Erdoğan'da pek sevinç hissiyatı yoktur... Herhal, Avrupa Birliği'ne girme, ülkenin ağır meseleleri onu keyifsiz gösterir.
- İşte Luciano'nun golü.. Şükrü Saraçoğlu'ndaki tamaşacılar ve özellikle karılar (kadın taraftarlar) büyük sevinç yaşırlar..
- (Nobre peş peşe faul yapınca) Nobre'nin bugün ellerini kollarını bağlamak gerek..
- (Schalkeli Kobiashvilli'nin ataklarından sonra): Gürcistan'da, bizde de iyi futbolcular var. Amma, Dünya Kupu (Kupası) şampiyonası maçlarında oyunu okuyamıyorlar..
- (Schalke'nin ataklarını Volkan kurtarırken): Evvet, Volkan her zamanki gibi kapıdadır...(kalede)
- (Hamit Altıntop'tan söz ederken): Hamit'i kardeşi Halil'den ayırmak pek mümkün olmamaktadır. Bundesliga'da el üstünde tutulmaktadır.. Hamit ve Halil Türk milli komandasında (takımında) oynamaktadır.. Türkiye Dünya Kupu'nda İsviçre ile oynayacak. İsviçre'de oynayan Hakan ve Murat Yakın kardeşlerin anaları, onların Türkler'e karşı oynamayacağını söyler... Doğru da deyer..
- (İlk yarının son düdüğü çalınca): İlk hesapta, Fenerbahçe 1-0 ileridedir..
- (İkinci yarıda Schalke peş peşe ataklar yapınca): Schalke'den bir an önce topu sökmek lazımdır. Tuncay Şanlı darbeli olduğu için bugün oynamamaktadır. Türkler maçın bu hesabında daha hareketsizdir. Türkler oyunu değiştirmelidirler..
- (Fenerbahçe beraberlik golünü yiyince) Eyvahh... İşte oldu.. Kapıya (Kendi yarı alanına) bu kadar kapanmamalıydı. Linkoln ile hesap 1-1 olur..
- (İkinci Schalke golünden sonra) Schalke 4 dakikada oyunun gidişatını değiştirir..
- (Skor 2-2 olunca).. Evvet Nobre'nin kafa zerbesi ile hesap beraberliktir...
- (Volkan 3. golü yiyince): Ne ettin Volkan.. Neye lazımdı bu hareket? Futbol tarihine geçecek bir an... Hem gülmeli, hem de ağlamalı. Fenerbahçe şimdi hesabı berabere getirmek için çok debelenecek (çaba harcayacak)
- (Skor 3-3 olunca) Appiah goool.... Hakikaten bu neydi? Oyyy oyy, oyy... Dehşet güzel bir goldü... Yağmur gibi hayırlı bir gecedir.. Bu maçın 6. golüdür...
- (Alex kırmızı kart görünce): Şimdi bune ne gerek vardır... Gelsenkirchen'de Alex olmayacak. Alex'siz Fenerbahçe, gelinsiz toy (düğün) gibidir.. Kalan 3-4 dakikada Türkler çok müşkülat çekecek...
- (Maç bitince): Fenerbahçe ilk hesapta 1-0 öne geçti, ikinci hesapta skoru 3-3 kapatır.. Çok muthiş bir gece böylece bitir...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 10 Nisan 2020 16:57
Secret - avatarı
Secret
Ziyaretçi
25 Ekim 2005       Mesaj #4
Secret - avatarı
Ziyaretçi
ittifak1

usafb logo
Temiz ve el değmemiş bir lig isteyen ezeli rakiplerimizin hafızalarını biraz tazeleyerek bu taleplerine biz ABD’de yaşayan Fenerbahçe aşığı taraftarlar olarak katkıda bulunmak istiyoruz! En az onlar kadar biz de temiz bir lig istiyoruz! Deplasmanda Ankaragücü’ne kalecisini para karşılığı satın alıp sekiz tane gol atarak şampiyon olan takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Dört yıl üst üste Federasyon ve bazı imtiyazlı politikacıların da desteğiyle şampiyon olan, bu sürede müzesine taşıdığı kupaları mali başarılarla desteklemeyen ve bugün perişan durumuna düşen bir takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Tüm yorumcuların üzerine basa basa hakemleri uyardığı, sahte penaltı kahramanı futbolcuyu 15 yıl boyunca ilk 11’inde oynatmış takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Sorumsuz yöneticileri yüzünden borç batağına saplanan, kurtuluşu devlet yardımında arayan takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Başkanını küfür ederek istifaya zorlayan, ezeli rakibinin başkanına ağzına alınmayacak küfürlerini yıl boyu sürdüren, tribününde gencecik taraftarın hayatını kaybettiği takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Yurt dışına kaçırılan bir mafya babasına klübün imkanlarını kullandırmış bir takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Maça asılmaması için değişik güç odaklarından talimat alıp kendi sahasında Rizespor’a yenilerek Bursaspor’un İkinci Lig’e düşmesine neden olan bir takımın oyuncuları mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Kıdemli kaptanı, yetenekli sol ayaklı oyuncusu gizli telefon görüşmelerinde mafya babalarından “emrin olur abi” diye direktif aldığı takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Saha kapatma cezasını Tahkim Kurulu’na uyguladığı baskı ile değiştirme başarısı gösteren, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki rakiplerini Çarşı’ya Pazar’a astıkları pankartlarla açıktan destekleyen takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Sahasında oynanan maçta rakip oyunculara tüküren, pandik atan takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Sahası defalarca kapatılan para cezasına doymayan, geçen sezonun en fazla saha kapatma cezası alan takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Takımında oynayan oyuncuların bahis skandalarına adı karıştığı, oyuncularının bizzat ceza alarak takımdan uzaklaştırıldığı takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Şehrine gelen takımları Rize’ye kadar taşlayarak uğurlayan takım mı temiz ve el değmemiş bir lig istiyor?

Sözün kısası Temiz Lig istemek ezeli rakiplerimizin sadece Fenerbahçe’nin önünü kesmek için arkasına sığındıkları koca bir yalandan başka bir şey değil. Eğer Temiz ve El Değmemiş Bir Lig’te samimi iseniz önce temizliğe kendi içinizden başlamak doğru olacak. Kıskançlık duygusuyla temizlik istemek sadece sizi gülünç duruma düşürüyor ve biz Fenerbahçeliler buna çok gülüyoruz.
Klübümüzün övgüye ve takdire değer yükselişinden taraftarlar olarak gurur duyuyoruz. Fenerbahçe’nin önünü kesmek için yapılan kutsal ittifaklara karşı takımımızın sonuna kadar yanında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ekim 2005 12:48 Sebep: Görsel işlem için birleştirildi mesajlar
NeutralizeR - avatarı
NeutralizeR
ADM Webmaster
27 Ekim 2005       Mesaj #5
NeutralizeR - avatarı
ADM Webmaster
Gruptan çıktığımızı dünya gözüyle görebilmek dileğiyle...
Son derece gururlu insanlar, susmayı ve yalnızlığı sever.
shagrat - avatarı
shagrat
Ziyaretçi
3 Kasım 2005       Mesaj #6
shagrat - avatarı
Ziyaretçi
Öncelikle belirteyim şiir bana ait değildir sadece hoşuma gittiği için ekliyorum..


FENERBAHÇELİ OLMAK

Nuri zade Ziya Songülen olmak isterdim baharında 1907`nin,
Yanında iki kafadar dostu ile,
Belki bilir, belki bilmez attığı tohumun büyüklüğünü,
Sarı beyaz diye başlayan, ardından sarı lacivert olan,
O büyük heyecan ve gurur renklerinin,
İlk ve kurucu başkanı olmak isterdim.

Ayetullah Bey olmak isterdim yüzyıl evvelinde,
Bir efsanenin doğumunu çıplak gözlerle izlemek,
Futbol aşkıyla çıkılan bir maceranın ikinci başkanı olabilmek,
"Ben Fenerbahçeli`yim" diyecek kadar sahiplenmek isterdim,
Kadıköy`den doğan güneşi.

Topuz Hikmet olmak isterdim 1910`larda,
Bayrak kırmızısının üzerine meşe yaprağını,
Sari lacivert ile bezeyip,
Dünyanın "en büyük sevgisiyle bağlanılacak" armasını,
Nesillerden nesillere aktarılacak,,
En güzel ask mührünü çizmek isterdim.

Sağ haf Arif olmak isterdim Çanakkale Savaşı zamanlarında,
Bir cepheye koşup ülkemi savunmak,
Bir sahaya koşup FENERBAHÇE`mi yüceltmek için,
Tek canımı ülkeme verirken,
Aklımda sari-lacivert yarim ile toprağa düşmek isterdim.

Dalaklı Hüseyin olmak isterdim,
Bir büyük destanîn ilk teknik direktörü olmak,
Gönüllerdeki resim galerisinde,
İlk komutan fotoğrafı olmak isterdim.

Galip Kulaksızoglu olmak isterdim, Ardından binlercesi gelecek,
Her birinin ayrı bir kıymeti olacak,
Her biri binleri, onbinleri, milyonları coşturacak,
Bazen bir tanesi için herseyimizi vereceğimiz,
O gollerin birincisini atan olmak isterdim.

Zeki Rıza Sporel olmak isterdim,
Forması santraya katlanarak getirilen,
Öpülerek teslim edilen bir bayrak gibi,
Türk futbolunun ilk büyük golcüsü,
FENERBAHÇE`nin ilk futbol efsanesi olmak isterdim.

Cihat Arman olmak isterdim,
Sarı kazağından esinlenerek,
Kanarya sembolünü vermek Fener`e,
Kale direklerinin içinde bir duvar,
Rakiplerin bile gıpta ettiği,
"Uçan kaleci" olmak isterdim.

Saraçoğlu Şükrü olmak isterdim,
Delicesine sevdiği renklere 16 sene başkan olmak,
FENERBAHÇE Başkanlığı`nı,
Başbakanlıktan öte tutmak isterdim.

Dağlaroglu Rüştü olmak isterdim,
27 Mayıs`in ihtilal komutanlarına,
"Bu Kulübü işgal kuvvetleri kapatamadı. Sen hiç kapatamazsın" diye
kafa tutan,
FENERBAHÇE`nin tarihini yazan adam olmak isterdim.

Lefter Kucukandonyadis olmak isterdim,
Futbolunu görmesek bile hayran kaldığımız,
Dinlediklerimizle kalbimize taht kuran,
Türkiye tarihinin "ordinaryüs profesörü" olmak isterdim.

Can Bartu olmak isterdim,
Ayni gün içinde 2 golü atıp futbol sahasında,
Sonra da basketbol salonunda 28 sayı bırakmak,
Ezeli rakibinin potasına,
Türkiye`nin "Sinyor"u olmak isterdim.

Didi olmak isterdim 1970`larda,
Basının üzerine kaldırdığı Dünya Kupası`nda,
Ya da futbolun en sevilen ülke olduğu Brezilya`da,
Gördüklerinin çok fazlasını yasadığı FENERBAHÇE Cumhuriyeti`nde,
Aydınlık saçan bir "siyah adam" olmak isterdim.

Cemil Turan olmak isterdim,
Son siyah-beyaz fotoğraflı yılların,
Yıldıza hasret senelerinde Türk futbolunun,
Hani topu alınca ayağına,
Önüne gelene çalımı basan,
Ayaklarıyla düşünen adam olmak isterdim.

Selçuk olmak isterdim,
Kayhan olmak isterdim,
Hüseyin ya da Pesim,
Nezihi olmak isterdim deliliği aşkından menkul,
Rıdvan olmak isterdim,
Oğuz, Aykut...
Ya da unutulan bir sporcusu FENERBAHÇE`nin,.

Faruk Ilgaz olmak isterdim,

... Ya da İslam Çupi,
En güzel kelimelere raks ettiren,
Futbola ve onun sözlerine sari lacivert nefesler veren.

Sadece taraftar olmak da yeterdi bana...
Hüzünde göz pınarlarındaki bir damla yas olmak isterdim,
Sevinçte havaya kalkan bir yumruk...
Bir damla alin teri,
Bir damla kan olmak isterdim sarı laciverdin üzerine düsen...

Sarının yanında lacivert olmak isterdim,
Ya da laciverdin yanında sarı..

Ben bir kez daha dünyaya gelsem,
Genç Fenerbahçeli olmak isterdim.

Daha da ötesinde dostum,
Ben bir kez daha dünyaya,
Sırf Fenerbahçeli olabilmek için gelmek isterdim.......

016ub

022he

034tv



015yy
Son düzenleyen kompetankedi; 25 Ocak 2008 19:33
Morrigan - avatarı
Morrigan
Ziyaretçi
27 Kasım 2005       Mesaj #7
Morrigan - avatarı
Ziyaretçi
Cehennem Sesleri


Fenerbahçe
Arkeolojik Kazı Çalışmalarına
11/27/2005
tarihinde
Alisamiyen’de
saat 19:00
civarında başlamıştır…

Bu çalışmaları izlemeye gelen Fenerbahçe Arkeolojik Çalışma Ekibi çalışmaları
tam 90 dakika dikkatlice izlemiştir
ve
45. dakikada büyük bir gürültü ile Alisamiyen kazı çalışma yerinde bu inilti seslerine tanık olmuşlardır..
Çalışmadaki sesi sizinle paylaştık ve Alisamiyen'den gelen seslere kulak verdik. Alisamiyen Stadyumundan çıkan sesler "Cehennem Sesi" miydi bilemicez ama Fenerbahçe Arkeolojik Çalışmasında Alisamiyen'i cehenneme çevirdiğine inandık ve kanıtı da Sesleri de bu oldu…




Son düzenleyen Morrigan; 27 Kasım 2005 22:20
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2005       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1 FB'li olmama rağmen..

Benzerlikleri nedir diye sorulsa..?
Ad:  jeep.JPG
Gösterim: 746
Boyut:  25.9 KB
Ad:  shevcenko.JPG
Gösterim: 684
Boyut:  18.6 KB
2si de 4 çeker..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2005       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Türkiye'de hiçbir dini kaygı duymadığını belirterek, ''Türkiye laik bir ülke ve Türk insanı diğer dinlere de çok saygılı. Camiye gittiğim zaman huzur buluyorum. Bence Allah'ın evi dünyanın her yerinde aynıdır'' dedi.
Fenerbahçe Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Fenerbahçe Dergisi'nin Aralık sayısında, Daum ile yapılan röportaja yer verildi.
Alman teknik adam, bir caminin içinde çekilmiş fotoğrafının da yer aldığı röportajda, Türkiye'den yine övgüyle bahsederken, şunları kaydetti: ''Hiçbir dini kaygı duymuyorum. Türkiye laik bir ülke ve Türk insanı diğer dinlere de çok saygılı. Camiye gittiğim zaman huzur buluyorum. Bence Allah'ın evi dünyanın her yerinde aynıdır. Çocuklarımızı da bu öğretiyle yetiştirmeye gayret ediyoruz. Bir gün gelir, çocuklarım dinlerini değiştirmek isterlerse, istedikleri dini seçmekte serbestler.''
Son düzenleyen kompetankedi; 25 Ocak 2008 20:10
NeutralizeR - avatarı
NeutralizeR
ADM Webmaster
2 Aralık 2005       Mesaj #10
NeutralizeR - avatarı
ADM Webmaster
O da bir Fenerli...
encarta msxlabs
Son derece gururlu insanlar, susmayı ve yalnızlığı sever.

Benzer Konular

31 Temmuz 2013 / PiSiK0PATR Tarih
19 Mayıs 2011 / Kral_Aslan Tarih
30 Nisan 2011 / thedoctor_611 Tarih
25 Haziran 2011 / Misafir Tarih
2 Ocak 2013 / _Yağmur_ Taslak Konular