Arama

Atıcılık Sporu Nedir? Atıcılık Sporu

Güncelleme: 13 Ocak 2017 Gösterim: 35.522 Cevap: 6
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
21 Ekim 2006       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Atıcılık Sporu Nedir?


Ad:  Atıcılık Sporu.jpg
Gösterim: 3203
Boyut:  11.8 KB
Atıcılık, ateşli silahlarla yapılan ve bir hedefe en iyi vuruşu amaç edinen bir spor dalıdır. Atıcılık, bir mermiyi silah aracılığıyla hedefe ulaştırmayı amaçlar. Hedefler sabit veya hareketli olabilir. Kaynağı avcılık olan bu spor dalı, XIX. Yüzyılın ortalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde başlamıştır. Ancak bu spor avcılıkla karıştırılmamalıdır. Çünkü bu iki spor arasında amaç farkı bulunmaktadır. Avcılıkta amaç hedef olarak görülen canlının mümkün olan en kolay yoldan ele geçirilmesidir. Atıcılıkta ki amaç ise hedefi mümkün olan en merkezi noktasından vurmaktı.
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  Atıcılık Sporu-2.jpg
Gösterim: 1504
Boyut:  6.4 KB

ATIŞ POZİSYONLARI


Temel olarak 3 tip atış pozisyonu vardır:

1. Yat:

Bu pozisyonda atıcı, atış noktasının zeminine yatarken, dirseklerini organizatör tarafından sağlanmış yer sergileri gibi dayanaklar üzerine koyar. Beden hedefe doğru yönelmiştir. Tüfek, başlangıçta yalnız iki el ve bir omuz kullanılarak, daha sonra nişan pozisyonunda atıcının yanağını tüfek kanadına yerleştirmesi suretiyle ve tüfek kayışıyla tutulur. Bunların dışında tüfeğin herhangi bir noktaya değmesi ve desteklenmesi yasaktır. Dirsekten ilerisi görünecek şekilde kollar öne doğru kalkık ve atış noktası zemininden yüksektedir. Tüfek kayışının bağlandığı kol, ön kol ekseninden ölçüldüğünde, yatay hat ile 30 dereceden daha küçük bir açı yapmamalıdır.

2. Ayak: Bu atış pozisyonunda atıcı herhangi bir desteğe dayanmadan ayakta durur ve tüfeği, yanak ve göğsünün bir bölümü omza yakın olmak üzere iki el ve bir omzunu kullanarak tutar. Atışlarda sol üst kol ve dirsek, göğüs ya da kalçaya dayandırılabilir. Bu atış pozisyonunda tüfek kayışının kullanılması yasaktır.

3. Çök: Atıcı sağ ayak parmakları, sağ diz ve sol ayağıyla çöker ve tüfeği iki eli ve bir omzunu kullanarak tutar. Bu atışta tüfek kayışını kullanmak serbesttir. Çök atış pozisyonunda sağ ayağın altına yastık konulduğunda ayağın açısının 45 dereceden fazla olmamasına dikkat edilmelidir. Eğer minder kullanılmıyorsa, bacağın dizden aşağısı yere değebilir ve açının derecesi de önemli değildir. Ancak dikkat edilecek nokta, bacağın belirtilen bölge dışında kalan yerlerinin ve kalçanın yere değmemesi gerektiğidir. Bu pozisyonda atıcı yere serilen ve organizatör tarafından belirlenen branda veya örtüye çökebilir. Yine çökme sırasında topuk ve kalça arasına sadece çök minderi konabilir; ceket ve diğer giysilerin bu bölgeye konulması yasaktır. Atış s4rasında atıcıya destek sağlamayacak şekilde ve organizatörler tarafından belirlenen yer sergileri, kalın keçeler ve yastıklar kullanılabilir. Yer sergileri, çadır bezi vb. gibi malzemelerden yapılır. Yastıklar ise çök atış pozisyonunda kullanılan, uzunluğu en fazla 250 mm, çapı 180 mm olan, yumuşak ve esnek malzemelerden yapılmış silindir şeklinde araçlardır.

Ad:  Atıcılık Sporu-3.jpg
Gösterim: 1422
Boyut:  11.1 KB

Temel Atıcılık Teknikleri


Eğer gerekli bilgiler öğrenilmemiş ve beceriler kazanılmamış ise, en iyi ve pahalı silah bile kıymetsizdir Çünkü silah kendi kendine atış yapıp istenilen hedefi vuramaz Bunu yapacak olan kullanıcıdır Bu sebeple istenilen hedefi vurabilmek için kullanıcının öncelikle temel atış kurallarını, tekniklerini çok iyi bilmeli ve aynı zamanda da uygulayabilmelidir Bu beceri de ancak temel atış tekniklerinin sırasıyla öğrenilmesi, çalışarak pratik yapılması ile kazanılabilir.

Temel atış tekniklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1 Duruş tekniği,
2 Kabza kavrama tekniği,
3 Nefes tekniği,
4 Nişan tekniği,
5 Tetik tekniğidir.

Ad:  Atıcılık Sporu-5.jpg
Gösterim: 1610
Boyut:  27.1 KB

1 DURUŞ TEKNİĞİ


İsabetli bir atışın temel noktası doğru bir duruştur Nasıl sağlam binalar sağlam te meller üzerine inşa ediliyorsa isabetli bir atışta ancak doğru bir duruşla gerçekleş tirilebilir Doğru bir duruşta vücudun en rahat ve dengeli olduğu durumdur Den ge kemik-kas yapısı ve sinirlerle sağlanır Vücut, birey farkında olmadan (genelde) en rahat hali tespit ettirir ve sinir sistemini buna göre uyarır Kişi rahatsızlık verecek olan tek ayak üzerindeki duruşu tercih etmez Çünkü yüklenilen ayak kas sis teminin belli bir noktadan sonra direnci azalır, kas yorulur
Atışın kişiye özel ve değişken bir unsuru olan duruş, atıcı tarafından kendi vücut yapısına en uygun şekilde uygulanmalıdır Her ne kadar kişiye özel olsa da atıcının, insan vücut yapısından kaynaklanan ve duruşla ilgili olarak uyulması gereken temel kurallar vardır.

İnsanın iskelet sistemini oluşturan kemikler, pek çok birleşme noktasıyla birbirleri ile irtibatlıdır Bu birleşme noktalan arasında kıkırdaklar mevcuttur Mevcut kemik yapısı, kas grupları ve kasların uç noktalarına kadar ulaşan sinirler ile desteklenerek insan vücudu tamamlanmıştır İnsan vücudu, kulak içinde bulunan iç sıvı ve omurilik sıvısı sayesinde dengeli bir şekilde ayakta durabilmektir İnsan vücut yapı sı tamamen stabil (sallantısız) bir duruşa imkan vermemektedir Ihsan vücudunda, anatomisi nedeniyle atıcılık açısından dezavantaj olan doğal bir salınım mevcuttur, bu salınımın tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmamakla birlikte, kas gerginliği ve heyecan gibi salınımı daha çok arttıran dış sebepler, yapılacak çalışmalar la ortadan kaldırılabilir.

Yukarıda belirtilen anatomik yapı sebebiyle, insan vücudu hiçbir zaman tamamen katı bir denge veya sakin bir duruş içinde olamaz Her zaman belirli bir titreşim ve sallantı halindedir Tabiatıyla atıcıyı, bu titreşim ve sallantının minimum olduğu durum ilgilendirir.

Anatomik yapı hakkında bilgisi olmayan bir atıcı, vücut yapısına ters hareketler yapmakta, bu olumsuz hareketler sonucu ortaya çıkan aşın titreme, sonucunda da isabetsiz atışlar yapmaktadır.

Atıcının, tüm atış tekniklerini uygularken, bu tekniklerle ilgili azami-kontrolü sağlayabilmesinde duruş büyük bir önem arz etmektedir Bu kontrolü sağlayabilecek bir duruşun temelinde, kasların en az gerginlikte olması yatmaktadır Burada ifade edilmek istenen şey; kasların tamamen boşalması değildir Vücudun nişan vaziyetini koruyabilmesi için kasların kullanılması ve gerilmesi gereklidir Ancak bu hiçbir zaman katılık şeklini almamalıdır Adalelerin gerginlikten uzak olması, atış performansı için bir anahtardır Kaslar gergin iken atış yapıldığında silah, kol gerginliğinin sebep Olduğu titreme yönünde hareket edecektir Kasların gergin olarak tutulması zamanla yorgunluğa dönüşerek sonraki atışlarda titremenin daha da artmasını ve atışların giderek kötüleşmesini beraberinde getirecektir Bu sebeple kaslar; sadece vücudu dengede tutarak, nişan hattını oluşturma ve patlama esnasında silahın kontrolünün devamını sağlayacak gerginlikte olmalıdır.
Ad:  Atıcılık Sporu-6.jpg
Gösterim: 1992
Boyut:  22.7 KB
Vücudun temel duruşu
İnsan vücudunda tüm organlar simetrik bir yapı arz etmektedir Bu simetri içerisin de omuz, kalça ve ayak eksenlerinin aynı düzlem üzerinde bulunması gerekmektedir Aksi taktirde vücut ağırlığı dengesiz biçimde ya ayaklara ya da omurlara binecektir Bunun sonucu da kısa sürede yorulma ve salınım artacaktır.

Belirtilen üç eksenin aynı düzlem içerisinde bulunması, vücudun doğal simetrisini, rahatlığını ve dengesini koruması açısından Önemlidir Atış sırasında bu simetriyi oluşturan organların durumu ve birbirleriyle uyumu sırasıyla parçadan bütüne doğru anlatılacaktır Atıcı vücudunu ne geriye ne de öne doğru eğmeli, normal vücut duruşunu bozmamalıdır.

Ayakların Durumu
Ayaklar yaklaşık bir omuz genişliği kadar açılmalı, vücut ağırlığı her iki ayağa eşit olarak paylaştırılmalı ve vücudun ağırlık merkezi ayak tabanının orta ilerisinde parmaklara yakın olmalıdır Ayakların fazla açılması, bacak iç adalelerinin gerilmesi sebebiyle çabuk yorulmaya ve vücut salınımı ile kollardaki titremenin artmasına sebep olur Ayakların birbirine yakın olması ise vücut ağırlığının dengeli bit şekilde dağıtılmamasını doğurur Bu da vücudun destek sahasını daraltır Ayaklar simetrik olarak birbirine paralel tutulmalıdır Aksi taktirde bacak kaslarında doğal olmayan gerginlikler meydana gelecektir.

Dizlerin Durumu
Taktik atış pozisyonlarının haricinde dizler kırılmamalı ve doğal gerginliğinde tutulmadır Dizler kırıldığı taktirde vücudun üst kısmının ağırlığı nedeniyle çabuk yorulma ve vücuda dengeli bir şekilde hakim olamama ile karşılaşılacaktır.

Kalçanın Durumu
Kalça ayak ekseniyle aynı düzlem üzerinde, hafif öne doğru çıkarılmalıdır Bu hareket, gövdenin ağırlığının kalçaya yüklenerek dağıtılmasını sağlayacaktır.

Omuzların Durumu
Omuzlar, kalça ve ayak ekseniyle aynı düzlem üzerinde ol-lak üzere hafifçe geriye yatırılır Omuzlar ne düşürülmeli ne de yukarı çekilmelidir Doğal pozisyonunda tutulmalıdır Omuz asları kasılmamalı, doğal rahatlığı içinde bırakılmalıdır.
Ad:  Atıcılık Spor-7.jpg
Gösterim: 1625
Boyut:  19.1 KB
Kolların Durumu
Tabancayı tutan kolun omuz ile birleştiği nokta, dirsek, bilek ve tetik parmağına kadar devam eden düz bir hat oluşturmalıdır Kol hiçbir şekilde kırılmamalıdır Bazen atıcının vücudunun yapısı sebebiyle (kol kırılmasının yanlış tedavisi ile meydana gelen yapı bozukluğu gibi) kolun tam düz durmadığı, atıcının da bunu takıntı haline getirdiği görülmektedir.

Burada kastedilen düzlük; vücudun imkan verdiği ölçüde sağlanabilen düzlüktür Silahı tutan kol hedefe yöneltildiğinde, kol kaslarının hiçbir şekilde kasılmaması gerekmektedir Yeni atışa başlayanlar Harındaki titremeyi, kol kaslarını kasmak suretiyle Önleyecekleri zannıyla hataya düşmektedirler Aslında kolda, vücudun doğal salınımı sebebiyle meydana gelen ve çok normal olan titreme, kol kaslarının kasılması ile daha da artıktadır.

Vücudun denge merkezi olan kafanın tam bir hassasiyet içerisinde vücut dengesini koruyabilmesi için tabii vaziyette, yani sağa-sola, öne-arkaya eğik olmadan durması gerekmektedir Kafanın eğik tutulması, beyinde bulunan merkezi sinir sistemine giden tüm sinirlerin içinden geçtiği boyun adalelerinin kasılmasına ve yorulmasına sebep olur Meydana gelen bu kasılma, merkezi sinir sisteminden tüm vücuda yayılarak vücut salınımını artırır ve atış için gerekli olan stabiliteyi bozar.

A) Tek elle atış pozisyonu: Uygun bir duruş sağlanır Hedefe tam düz yada tam dik durulmaz Evvela hedefin tam karşısında durulur Zira silah kaldırıldığında hedefin tam üzerinde durmalıdır ayaklar bir omuz boyu açılır ve ayak tabanlarının birleştiği çizgi üzerinde hedefe göre yaptığı 130-150 derece arasında değişebilir bu durum atıcının kilosu boy ve adale yapısı gibi fiziki özelliklerine göre değişiklik arz edebilir.

İstikrarlı bir atışın yapılabilmesi için sadece yukarda bahsedilen uygun duruşu sağlamış olmak yeterli değildir Tabii ve devamlı bir şekilde nişan almak ikinci mecburiyettir meşhur atıcılardan KOVACIC’e göre ayak tabanlarını birleştiren hattın hedef hattına göre 130-140 derecelik açı yapması en uygun pozisyon- dur Bu pozisyon her atıcının kemik kas sisteminin adale gücünün ve vücut yapısının farklılığına göre değişebilir.

B) Çift elle atış pozisyonu: Hedefin tam karşısında durulur doğru olan duruşun bulunabilmesi, zamandan kazanılabilmesi için elimizde silah olmadan birkaç defa çift el birleştirilerek hedef hizasına kaldırılıp indirilir Durduğumuz yerin doğruluğu ve duruşun doğru olduğundan emin olduğumuzda sağ elimiz sol elin yardımı ile kabzayı kavrar ardından sol el sağ elin üzerinde silahı sarar Kabza kavramanın ardından birkaç defa kuru tetik çalışması yapılır amacımız silaha , tetiğe alışmaktır Kabza kavramada olabilecek hataları atış öncesi görerek kuru tetik vasıtasıyla gidermeye çalışmaktır Silahımızı hedef istikametinde kaldırırız (Atıcının isteğine göre hedef hizasına kadar kaldırılabileceği gibi, hedefin üze rinde bir hizaya kadar kaldırılıp hedef üzerine yavaş yavaş inilebilir) Buraya kadar tek elle atış pozisyonunda bahsedilen omuzların düşük olması gerektiği kal çanın ilerde olduğu başın dik durduğu konuları aynen geçerlidir Silah aşağıda iken arpacık gez içerisine yerleştirilir ve bu yerleştirmeden sonra bilekler dirsekler tamamen kilitlenir istenirse arpacık gez içerisinde muhafaza edilirken izlenerek hedef üzerine çıkılabilir istenirse de bakılmadan hızla hedef üzerine çıkılır ve gözler yukarda iken arpacıkla buluşur Zamandan kazanmak daha az yorulmak için gözler arpacıkla yukarda buluşurlar sağ kol dirsekten sol kola göre da ha fazla kırık vaziyettedir Zira sağ el silahı kavrayan el olduğundan sol elin silahı kavrayışına göre daha geridedir bu nedenle bir parça sol kol dirsekten, sağ elin dirsekten kırık oluşuna göre daha fazla kırık vaziyettedir Kolları tamamen gergin tutmak yada çok fazla kırarak vücuda yaklaştırmak hakimiyetimizi aza! tır, titremeyi ve salınımları ise artırır unutulmamalıdır ki ne kadar rahat v ne kadar gevşek olunursa o kadar iyidir Arpacık izleme ve tetiğin düşürülmesi 7 sn ile 13 sn arasında gerçekleştirilmelidir Daha az zamanda yapılması arpacık izlenmesini ve tetiğin güçleştirir, daha fazla zamanda yapılması ise yorgunluk göz kırpma nefesin yetmemesi ve tetik asılma hatalarına yol açar.

Şu husus hiçbir zaman unutulmamalıdır Ne kadar rahat, ne kadar gevşek olunursa olunsun,bütün nişan vaziyetlerinde vücut normal konumundan uzak vaziyettedir Vücudun bu yeni konuma alışabilmesi ve kasların bu elastikiyete ulaşabilmesi için atış pozisyonlarının bol bol ve atış yapmadan tatbik edilmeleri gerekir.

Baş dik pozisyondadır Gözümüzün yorulmasına neden olacak olan başı sağa, sola, geriye yada öne doğru yatırma engellenir zira bu şekilde birkaç Sağlıklı atış yapılsa da bu istikrarı devam ettirmek mümkün değildir.

Omuzlar yukarı kaldırılmamalı ve aşağıya doğru çekilmeye de çalışılmamalıdır Yolda yürürken nasıl ki omuzlarımız doğal bir hal alıyor bu hal atış yapılırken de yakalanmalıdır.

2 KABZA KAVRAMA TEKNİĞİ


Atıcının kabza kavramada yapacağı küçük bir hata, silah hakimiyetinin kaybedilmesine, dolayısıyla namlu istikametinin bozulmasına sebep olacaktır Yani doğru nişan hattını bulabilmek ve atış süresince koruyabilmek, silaha hakim olabilmeyi gerektirir Bu da ancak doğru bir kabza kavrama ile mümkündür.

Tek Elle Kabza Kavrama
Tek elle tabanca atış pozisyonlarında kullanılan tutuş şeklidir Atış yapmayan el ile tabancanın namlusu tutulur Atış yapan elin işaret ve baş parmakları ( V ) teşkil edecek şekilde ayrılır Tabancanın kabzası, bu ( V ) ’nin içine boşluk kalmayacak şekilde yerleştirilir Tabanca, baş parmak dip kısmı ve el ayası ortasına doğru bastırılır. Parmaklar ileriye doğru gerilir Tetik parmağının altında kalan üç parmak birbirlerine temas ederek kabza ile elin iç yüzü arasında hiç boşluk kalmayacak şekilde yerleştirilir Başparmak kabzanın diğer yüzüne, baskı yapmayacak şekilde temas eder ve ileri doğru uzatılır.

Tabancanın namlu istikameti; omuz, dirsek ve bilek kemiği ile aynı hat üzerinde olacak şekilde tutulmalıdır
Tabanca bilek kemiği istikametinden sapacak şekilde tutulduğu taktirde, silaha hakimiyet zayıflayacak, atış hattı yanlış teşkil edilecek ve atış sonunda, geri tepmeye bağlı olarak silahın el içindeki konumu değişecektir Dolayısıyla her atıştan sonra, aynı teknikler uygulanmasına rağmen farklı sonuçlar ortaya çıkacaktır.

Çift Elle Kabza Kavrama
Çift elle tabanca atış pozisyonlarında kullanılan tutuş şeklidir Silah, tek elle kabza kavrama konusunda anlatıldığı gibi, atış yapan elle tutulur Diğer el atış yapacak ele destek olacak şekilde yerleştirilir Yardımcı elin, bileğe yakın etli kısmı, atış elinin başparmağı ve tetik parmağı haricindeki parmaklar arasında kalan boşluğa; yardımcı elin parmakları da tabancanın ön yüzündeki parmakların üzerine gelecek şekilde yerleştirilerek doldurur.

Bu kabza kavrama tekniğinde de namlu istikametinin bilek kemiği ile aynı doğrultuda olmasına dikkat edilir Yardımcı elin bütün parmaklan, birbiriyle temas halin de, atış yapan eli sarmaktadır.

Literatürde yardımcı elin işaret parmağının tetik korkuluğu veya gövdenin yan ta rafının üstüne konulması gerektiği şeklinde yaklaşımlar mevcuttur Parmaklar ve kol kaslarının hareketleri incelendiğinde; parmakların birbirlerinden bağımsız olarak yapacakları her hareketin kol kaslarında ekstra bir gerilime ve harekete neden olduğu görülür Dolayısıyla atış için gerekli olan en az hareketlilik ilkesine ters düşen bir uygulama yapılmış olur İşaret parmağının bahsedilen konumda tutulması, ekstra bir enerjiyi gerektirmektedir.

Aynı zamanda bağımsız hareket eden parmak, tüm yoğunluğunu gez-arpacık koordinasyonuna vermiş olan beyin tarafından kontrol edilemeyecektir Kontrol dışı kalan parmak, atış esnasındaki heyecan, stres, patlama korkusu ve geri tepmeye karşı tepki hissi veya hava şartlan gibi sebeplerle kasılarak gayri ihtiyari hareketler yapacak ve namlu İstikametinin atış hattından sapmasına neden olacaktır.

Doğru Kabza Kavrama Kuvvetinin Bulunması:
İdeal kabza kavrama sıkılığını tespit edebilmek için ufak bir çalışma yapmak yeterli olacaktır Uygun şekilde kabza kavrandıktan sonra işaret parmağı tetikten ayrılır ve kabza, elimiz titremeye başlayıncaya kadar sıkılır Titreme başladıktan sonra kabza üzerindeki basınç yavaş yavaş azaltır “Titremenin durduğu anda gevşetme durdurulur Uyguladığımız kuvvet, bizim kas yapımıza ve kuvvetimize göre kabzanın ne kadar kuvvet!e sıkılacağını gösterir ”

Bu nokta tespit edilerek uygulandığında, elde uygun sıkılıkta kavranmış ve kontrolü mümkün bir kabza var demektir Bu tutuşla, geri tepme kuvveti en iyi şekilde karşılanmış olacaktır.

Kabza, atış esnasında hiçbir sapma ve kayma olmayacak ve dolayısıyla silahın kont rolü kaybedilmeyecek şekilde ve sıkılıkta kavranmalıdır.

Kabza her defasında aynı şekil ve şiddetle kavranmalıdır Kavrama şiddetindeki her hangi bir farklılık, doğru nişan almayı etkiler Bilhassa tetik çekilmeye başlandığı andan patlama sesi duyuluncaya kadar geçen zaman diliminde, elin kabzayı sıkma derecesi değişmemelidir.

Yaylı pistonlu havalı silahlarda önemle dikkat edilmesi gereken hususların başında namlu kırıkken yanlışlıkla tetiğe basılması durumunda namlunun aniden kapanıp insanları yaralayabileceğidir Bu yüzden namlu kapatılana kadar bi elle daima tutulması emniyet açısından şarttır Bir diğer önemli husus ise silahın boş atılmamasıdır.

3 NEFES TEKNİĞİ


Nefes alma, sadece göğüs kafesi içerisinde bulunan ciğerleri ilgilendiren bir hadise olmayıp, insan vücudunun tamamına etki eden ve atış süresince önemini koru yan bedensel bir harekettir Solunum fonksiyonunun belirli bir periyoda ve tekniğe uygun yapılmaması, vücuda oksijenin düzensiz alınmasını ve dengesiz kullanılmasını beraberinde getirir Bu da iyi bir atış yapabilmek için gerekli olan zihinsel ve bedensel dayanıklılığı kısa zamanda bozar, silah kontrolünü ve konsantrasyonu zayıflatır, kötü atışlar yapılmasına sebep olur.

Nefes alma; göğüs kafesi içerisinde bulunan ciğerler, göğüs kafesine bağlı olan omuzlar, diyafram ve karın boşluğu ile koordineli olan bir harekettir, insanlar anatomik yapıları gereği, nefesin büyük bir çoğunluğunu göğüs kafesine, bir miktarını da karın boşluğuna alırlar Oysa yapılan incelemeler göstermiştir ki diyaframa (karın boşluğuna) alınan nefesin göğse oranla daha fazla olmasının insanları daha sakin yapmakta ve nefesi daha uzun kullanma imkanı sağlamaktadır Bu sebeple diksiyon (güzel konuşma) çalışmalarında olduğu gibi atış çalışmalarında da diyafram nefesi tavsiye edilmektedir.

Yine göğüs nefesi, göğüs kafesinin arasında bulunan kalbe yapacağı basınç ile nabız atışının artmasına neden olur Halbuki diyafram nefesinde kalbin maruz kaldığı basınç daha azdır ve bununla bağlantılı olarak nabız sayısının artışı da büyük miktarda önlenmiş olur.

Atıcılar nefes tekniklerini mükemmelleştirebilmek ve dayanıklılıklarını arttırabilmeleri için, Öncelikle akciğer kapasitelerini (vital kapasite) geliştirmek zorundadırlar, Bunun er kolay yöntemi de genel dayanıklılığın arttırılmasına yönelik uzun düz koşular yapmaktır.

Nefes alış verişi, beyindeki bir merkezden yönetilir Solunum yoluyla alınan oksijenin kullanımı sonucu, kanda karbondioksit birikir Bunun üzerine, merkezden gelen sinir uyarıları ile kaslar harekete geçirilir ve boşalmış olan ciğerlerde hava alma ihtiyacı doğar Alınan nefesle vücuda giren hava, vücudun ihtiyacını gider meye yetecek kadar oksijen yüklüdür Bu oksijen ile kasların hareketlerinde bir canlanma ve rahatlama gözlenir.

Nefes, Ne Kadar Süre Tutulmalıdır?
Bir atıcının nişan alma ve tetik düşürme esnasında nefesini tutması gerektiği bili nen bir kuraldır Nefes alma olayını önemli kılan unsur; oksijendir Vücuda alınan oksijen, kanı temizler ve metabolizmanın sağlıklı çalışmasını sağlar Nefes verme, ile de kanda kirlenmiş olan oksijen dışarı atılır.

Eğer kandaki karbondioksit miktarı, olması gerekenin üzerine çıkarsa, vücut norma fonksiyonlarını yerine getirmekte zorlanır Yüz kızarır, vücut titremeye başlar, göz de kararma olur, sıkıntı duyulur, zihinsel faaliyetlerde aksamalar olur ve dikkat tamamen dağı lir Aldığınız nefesi, vermeden 30 saniye kadar tutarsanız, vücuda giren oksijen miktarı azalırken karbondioksit miktarı artacağından, yukarıda sayılanları hissedebilirsiniz.

4 NİŞAN TEKNİĞİ



Nişan Nedir?
Nişan atıcının hedef ini vurmak için, göz-gez-arpacık ve hedef noktası arasında oluşturduğu hayali bir doğrudur.

Bu hayali doğru nasıl oluşturulur?
Nişan alma; kare ve dikdörtgen gezlerde, arpacığın üst kenarının, gezin üst kenarı ile aynı seviyede tutulması ve arpacığın, gez içerisine her iki tarafında da eşit mesafe kalacak şekilde yerleştirilmesidir Bu işlem, U ve V gezler için de kolayca uygulanabilir.

Yuvarlak gezlerde ise arpacık, gez yuvarlağının tam ortasında bulunmalıdır Eğer arpacığın muhafazası varsa (MP-5’te olduğu gibi) veya yuvarlak arpacık kullanılıyorsa, gez dairesi ile arpacık dairesi birbirinin içine oturtulmalıdır İki daire arasında kontrol edilebilir bir ışık huzmesi bırakılmalıdır.

Nişan Alma Sırasında En Önemli Nişan Elemanı Hangisidir?
En önemli Eleman ARPACIKTIR Çünkü arpacığın ihmali halinde doğuracağı ha talar, geze oranla daha büyüktür Çünkü silah kavrandığında gez, arpacığa göre daha kontrol edilebilir bir yerde bulunmaktadır.

AÇISAL HATA
Atış sırasında nişan elemanları arasında ki koordinasyonda yapılan en önemli ha tadır Arpacığın gez İçerisindeki konumunun, sağa-sola veya yukarıya-aşağıya doğ nı bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır Bu hatanın ana sebebi; arpacığı gez içe risine gerektiği şekilde yerleştirmemektir Bu hata, vuruşların hedef bölgeden ol dukça uzak bir noktada toplanmasına sebep olur Atıcı bu hatayı nişan almaya baş ladığı ilk anda arpacığı yanlış yerleştirmeyle yapabileceği gibi, atış esnasında arpacığa değil de hedefe bakmak suretiyle arpacığın gez içerisindeki mili metrik kaymalarını fark edememe nedeniyle de yapabilir.

Bunun yanında yanlış tetik düşürme, yanlış kabza kavrama gibi faktörler de açısal hataya sebep olabilir
Açısal hata sonucu nişan noktasında ve dolayısıyla vuruş noktasında meydana gelecek sapma, silahın namlu uzunluğu ve hedefin uzaklığı ile doğru orantılıdır Mey dana gelecek sapma, Paralel Üçgenler Teorisi ile yapılacak bir matematiksel hesap lamayla bulunur.

Örneğin, gez arpacık hizalamasında yapılan 1 mm ‘lik hata, 25 m ‘deki hedefe ulaşıncaya kadar 25 cm ‘lik sapmaya neden olmaktadır Namlu doğrultusunda yapılan 1 mm ‘lik hatanın hedefte bu kadar büyük bir sapma meydana getirmesi; ‘arpacığın net, hedefin flü (silik) görünmesinin ve gez ile arpacığın usulüne uygun olarak hizalanmasının, atış esnasında ne kadar önemli ve vazgeçilmez bir kural olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

PARALEL HATA
Arpacık-gez koordinasyonunun bozulmadan titreşimden dolayı nişan alınan yerin değiştiği kaydığı nişan hatalarıdır Dünya üzerinde hiçbir atıcı silahını hareketsiz tutamaz Nişan alma esnasında, nişan noktası civarında küçük ve basit bir dairevi hareketin olması kaçınılmazdır Paralel hatada gez-arpacık koordinasyonu bozulmadığından, vuruş noktası, arpacığın gösterdiği noktadır Arpacık hedef noktasından 1 cm uzaklaşmış olursa; vuruş noktası da hedef noktasından 1 cm uzakta olacaktır Açısal hatada ise vuruş noktası, arpacığın gösterdiği noktadan çok daha uzaktadır Örneğin; açısal hatada 1 mm’lik kayma, hedefte 25 cm’lik bir sapmaya yol açacak- tır Bu sebeple nişan alma süresince gözün ve düşüncenin odak noktasında arpacığın olması gerektiği asla unutulmamalıdır Atıcı, zihinsel olarak atışın diğer unsurlarına veya ilgisiz başka alanlara kaydığında, hata yapma riski artacaktır.

Nişan Alma (Gez-Arpacık-Hedef Koordinasyonu) Sırasında Hangi Eleman Net Görülmelidir?
Atıcı nişan aldığı zaman, bu hattı oluşturan gez-arpacık-hedef aynı düzlemde ve farklı mesafelerde üç ayrı noktadır Göz, aynı düzlem üzerinde bulunan üç ayrı noktayı da görmek durumundadır Göz farklı uzaklıklarda bulunan iki cismi aynı netlikte göremez.

Göz merceği 200 saydam tabakadan meydana gelmektedir Göz merceğinin çevresinde de kirpiksi kaslar bulunur Bu kasların görevi, gerilme veya gevşeme suretiyle göz merceğinin kalınlığını ayarlayarak, gözün yakına veya uzağa odaklanmasını sağlamaktır Kirpiksi kasların normal, gevşek, kasılmamış halinde göz merceği uzağa odaklanmıştır ve uzağı net görür Yakındaki bir nesneyi net görmek için, kir piksi kasların gerilerek kasılması ve göz merceğinin yakını görecek şekilde odaklanması gerekir Göz tabii yapısı İcabı, odaklandığı noktayı net, diğer tarafları flü (silik) görür.

İnsan gözü taklit edilerek yapılan fotoğraf makinelerinde da 1 metre uzaklıktaki bir cisim çekilmek istendiğinde, 10 metre ilerideki cisimler silik (puslu, flu) görülecek tir 10 metre uzaklıktaki bir cisim net çekilmek istendiğinde ise 1 metredeki cisimler silik görülecektir.

Gez, silah üzerinde sabittir ve hiçbir şekilde kendi başına hareket etmemektedir Hedef, yine bulunduğu son nokta itibariyle sabittir Dolayısıyla çeşitli sebeplerle hareketli ve her an gez içindeki konumunu değiştirebilecek olan arpacığın kontrol altında tutulması, gez ve hedefe oranla daha önemlidir Bu sebeple seçi mimiz, hareket halindeki arpacığı net, gez ve hedefi flu olarak görmek yönünde ol malıdır.

Tüm bu bilgiler doğrultusunda atıcının yapması gereken; gez-arpacık-hedef düzleminde kolun veya bileğin en ufak bir hareketi ile her an düzlemdeki yerini kaybetmesi mümkün olan arpacığı net olarak görmektir Arpacığı net olarak gören göz, doğal olarak hedefi flü görecektir.

Arpacık üzerinde netleşme, düşünce ile başlar Arpacığa odaklanan beyin, göze gönderdiği sinyallerle kirpiksi kasların kasılarak yakma, yani arpacığa odaklanmasını sağlar Beyin birbiri ardına pek çok şeyi saliseler içinde düşünebilir ama aynı anda iki şeyi düşünemez Arpacığa dikkat etme konusuna yoğunlaşan düşüncenin uzun süreli kaymaları, beynin göze verdiği komutun bozulmasına neden olur Bu da gözün normal haline, yani kirpiksi kasların gevşek olduğu ve uzağa odaklandığı ha le dönmesini beraberinde getirir Buradan hareketle atıcının dikkat edeceği en önemli nokta: arpacığın gez içerisindeki konumunu tüm dikkati ile atış sonuna kadar korumasıdır Arpacık üzerindeki bakış ve dikkat yoğunluğu kaybolduğunda ise, açısal ve paralel hata gibi çeşitli nişan hataları ortaya çıkacaktır.

ATIŞ GÖZÜNÜZÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
Görme sırasında insan beyni bir tek gözden gelen uyarıları ilk olarak değerlendirir, diğer göz ise yardımcı durumunda ve diğer gözden gelen uyarılar yetersiz olduğun da veya mesafe tayininde değerlendirilir Nişan alma sırasında da asıl göze “atış gözü”, diğer göze ise “yardımcı göz” denir.

Nişan alırken hangi gözünün atış gözü hangisinin yardımcı göz olduğunu bilmeyen atıcılar, atış gözünü tespit etmek için şu çalışmayı yapmalıdır:

Sağ veya sol, hangi elinizi kullanıyor iseniz, baş parmağınızı hedefe doğru tutarak iki gözle nişan alın ve baş parmağınızın hedef üzerindeki yerini belirleyin Başparmak hedef üzerinde iken sol gözünüzü kapatarak sağ gözünüzle nişan alın Aynı işlemi sağ gözünüzü kapatıp sol gözünüzle nişan alarak deneyin İki gözle nişan aldığınızda baş parmağınızın hedef üzerinde bulunduğu noktayı hangi gözünüzle baktığınızda yakaladı iseniz, atış gözünüz odur Diğer göz, yardımcı gözünüzdür.

Atıcı, atış sırasında yardımcı gözünü kapatmak isteyebilir Bu kapatma göz kapağı nı kapatarak yapıldığında, yardımcı gözde oluşacak titreme, atış gözünün de gerilmesine ve kasılmasına yol açacaktır Bu sebeple yardımcı gözün, görüntüyü kesecek mavi veya yeşil bir kağıt parçasıyla kapatılması tavsiye edilmektedir.

Atıcı ufak bir çalışma ile iki gözü açık iken nişan alma kabiliyetini kazanabilir Bu çalışma şöyle yapılmaktadır:
Baş parmağınızla hedefe nişan alarak yardımcı gözünüzü kapatın 1-2 saniye sonra gözünüzü açarak çift gözle nişan alın Bu işlemi beş kez tekrarladıktan sonra iki gözle nişan alarak; bakışınızı baş parmağınıza yoğunlaştırın Bakışınızı baş parmağınızdan hedefe kaydırın Bu antrenmanı on defa tekrarlayın Daha sonra elinize silah alın Aynı işlemleri baş parmak yerine arpacık ve hedef üzerinde yoğunlaşarak tekrar edin Çalışmanızı bir hafta tekrarladıktan sonra, çift gözle de hiçbir ra hatsızlık duymadan nişan alabildiğinizi göreceksiniz

5 TETİK TEKNİĞİ


Bir sistematik içerisinde devam eden atış faaliyetinin önemli unsurlarından biri de doğru şekilde tetik düşürme tekniğidir Her ne kadar basit bir geriye çekme hareketi ile horoz düşürülerek mermi ateşlense de bu teknik, nişan alma ile koordineli uygulanacağından ve nişan hattı bozulmadan sonuçlandırılacağından, göründüğü gibi kolay ve basit değildir Hareketi bir sistematik içinde gerçekleştirmeyi gerektirir.

Başarılı bir atış için gerekli tüm unsurlar gerçekleştirildikten sonra en son adım tetiğin düşürülmesidir Tüm bu hareketler iç İçedir ve uyumlu bir şekilde birbirini ta kip etmelidir Biyolojik yapımız gereği, beynimiz pek çok şeyi bilinçli olarak peş peşe düşünebilir ama iki şey üzerinde aynı anda bilinç düzeyinde yoğunlaşamaz Beyin de iki işi aynı anda bilinçli olarak yapamayacağından, bu iki hareketten birini bilinçaltına atmak zorundadır
Atıcının bu aşamada bir seçim yapması gerekmektedir.

Bu noktada kriter olarak, bilinçaltının hakimiyetine girebilecek hareketin ortaya konulması gereklidir Bu kriterden hareketle, çok daha fazla düşünce yoğunluğu gerektiren nişan alma olayının, daha kontrollü olan tetik düşürme işlemine göre bilinç düzeyinde kalmasının faydalı olacağına inanılmaktadır.

Tetik parmağı kabzaya veya tetik korkuluğuna temas ettirilmeden parmağın 1 boğumunun etli kıs mı tetiğin merkezine gelecek şekilde yerleştirilmelidir Horoz düştüğü anda eğer arpacıkta oynama varsa tetik parmağının tetik üzerindeki yeri aşağı yukarı sağa sola hafifçe değiştirilerek arpacığın tetik çekme işleminden minimum düzeyde etkilendiği bir pozisyon bulunmalıdır Tetik parmağı ancak kabza iyi kavrandığı takdirde en iyi yerini bulur.

Tetik parmağı tetiği hareket ettiren geriye çekme işlemini gerçekleştirirken, silahı tutan elin diğer bütün adalelerinden bağımsız olabilmelidir Bunun için kuru tetik çalışmaları yapılmalıdır.

Tetik çekme işlemi istinat boşluğunun alınmasıyla başlar İstinat boşluğu her silahta farklı olabilir.

İstinadın kontrollü olarak alınmasından sonra artık tetiğin düşürülmesi için artan baskıyı en fazla 8 saniye içinde uygulama aşamasına geçilmelidir Tetiğin artan bir baskıyla geriye doğru düzgün ve kesintisiz bir şekilde ezilmesi tetik düşünceye kadar devam ettirilir, istinat boşluğu alındıktan sonra tetiğe yapılacak en küçük bir baskı ile patlamanın olacağı düşüncesi yanlıştır İstinat boşluğunun bittiği nokta ile patlamanın olduğu nokta arasında, tetiğin hareket ettiği bir boşluk daha mevcuttur, istinat boşluğuna oranla daha ağır olan bu mesafe ihmal edilmemeli ve yavaş yavaş geçilerek patlama noktasına ulaşılmalıdır.

Tetik, doğru nişan, asgari salınım ve azami konsantrasyon anında düşürülmelidir.

Bu anın yakalanabilmesi ve alışkanlık haline getirilebilmesi, ancak çok fazla uygu lama yaparak sağlanabilir Atıcı tetik üzerine baskı yapmaya başladığı anda, bütün faktörlerin en uygun olduğu anı kolayca algılayabilir bir seviyeye gelmelidir Atıcı bu anı yakaladığını hissetmedikçe tetik düşürmekte ısrar etmemelidir.

Bilinçaltından verilen emirle tetik çekme faaliyetini gerçekleştiren atıcıların daha başarılı oldukları söylenmektedir Tetik çekme faaliyetini bilinçaltına atmanın en güzel yöntemi boş bir silah ile düşünceyi arpacıkta yoğunlaştırarak bol miktarda kuru tetik düşürme çalışması yapmaktır.

MsXLabs.org
-derlemedir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 16 Haziran 2016 16:38
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
22 Ekim 2006       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Atıcılık nedir.jpg
Gösterim: 1320
Boyut:  8.9 KB
Yarışmaların ilk dalı atıcılıktır. Yarışmacılar, 10 metre uzaklıktan, çapı 155 mm olan ve 10 ayrı halkadan oluşan bir hedefe 20 atış yaparlar. 200 atıştan 172’sinin skoru 1000 pentatlon puanına eşittir. 172’nin altında ya da üstündeki her atış puanı +/- 12 puandır. Her atış arasında 40 saniye vardır.

Sponsorlu Bağlantılar
Atıcılık Takım Düzeni
ni Her takım üyesi 10 atış yapar, bu toplamda 30 atıştır. 1000 pentatlon puanı = 258 atış puanıdır. (maksimum 300 puandır). 258’in üzerindeki ya da altındaki her atış puanı 12 pentatlon puanına denktirÖrnek: Toplamda 265 atış puanı alna bir takım 1084 puan almıştır.

Atıcılık Puan Sistemi
Atıcılık, yarışmalarda ilk sırada yer alır. Atılıcık oyunu,normalde, 25 metrelik mesafeden 22 kalibrelik silahla, dönen bir hedefe yapılan atışlarla gerçekleştirilirdi. Şimdi ise, 10 metreden havalı tabanca sabit hedefe yapılmaktadır.Yarışmacılar, 10 metre mesafeden 40 saniye aralıkla 20 ayrı hedefe 20 atış yaparlar. Yarışmalarda 4.5 mmlik havalı tabanca kullanılır. Hedefler bir merkez halka ve 10 halkadan oluşur. En dıştaki halka 1 puan, içindeki halka 2 puan olmak üzere diğerleri aynı sistemle gider. Merkezdeki halkayı vurmak 10 puandır. Eğer bir vuruş, iki halka arasına denk gelirse daha yüksek olan puan hesaba katılır. Yarışmacılar 1.5 kg'dan daha hafif olan tüfeği tek elleriyle tutarak atış yapmak zorundadırlar. Yarışmacılar 2.5 dakikalık ısınma aralıklarıyla birbirlerini takip ederler. Atletlerin, yarışma sırasında silahta bir arıza söz konusu olduğunda tamir için 5 dakika, eğer daha fazlası gerekiyorsa daha uzun bir süre, kullanma hakları vardır. Yarışmacı 20 vuruşu tamamladığında sonuçlar puana çevrilerek skor belirlenir. En yüksek skor: 1,336 puana denk gelen 200'dür.

1000 puan 172 skordur. 172'nin üstündeki ya da altındaki her hedef puan pentathlon skoruna 12 puan eklenerek yada çıkarılarak hesaplanır. Atışlar elektronik hedeflerin bulunduğu geniş bir alanda gerçekleştirilir.

Kaynak=http://www.mpf.org.tr

Son düzenleyen _Yağmur_; 16 Haziran 2016 16:40
joxim - avatarı
joxim
Ziyaretçi
14 Mart 2010       Mesaj #3
joxim - avatarı
Ziyaretçi
ATICILIK PERFORMANS
Yarışmaların ilk dalı atıcılıktır. Yarışmacılar, 10 metre uzaklıktan, çapı 155 mm olan ve 10 ayrı halkadan oluşan bir hedefe 20 atış yaparlar. 200 atıştan 172’sinin skoru 1000 pentatlon puanına eşittir. 172’nin altında ya da üstündeki her atış puanı +/- 12 puandır. Her atış arasında 40 saniye vardır.

Atıcılık Takım Düzeni
Her takım üyesi 10 atış yapar, bu toplamda 30 atıştır. 1000 pentatlon puanı = 258 atış puanıdır. (maksimum 300 puandır). 258’in üzerindeki ya da altındaki her atış puanı 12 pentatlon puanına denktirÖrnek: Toplamda 265 atış puanı alna bir takım 1084 puan almıştır.

Atıcılık Puan Sistemi
Atıcılık, yarışmalarda ilk sırada yer alır. Atılıcık oyunu,normalde, 25 metrelik mesafeden 22 kalibrelik silahla, dönen bir hedefe yapılan atışlarla gerçekleştirilirdi. Şimdi ise, 10 metreden havalı tabanca sabit hedefe yapılmaktadır.Yarışmacılar, 10 metre mesafeden 40 saniye aralıkla 20 ayrı hedefe 20 atış yaparlar. Yarışmalarda 4.5 mmlik havalı tabanca kullanılır. Hedefler bir merkez halka ve 10 halkadan oluşur. En dıştaki halka 1 puan, içindeki halka 2 puan olmak üzere diğerleri aynı sistemle gider. Merkezdeki halkayı vurmak 10 puandır. Eğer bir vuruş, iki halka arasına denk gelirse daha yüksek olan puan hesaba katılır. Yarışmacılar 1.5 kg'dan daha hafif olan tüfeği tek elleriyle tutarak atış yapmak zorundadırlar. Yarışmacılar 2.5 dakikalık ısınma aralıklarıyla birbirlerini takip ederler. Atletlerin, yarışma sırasında silahta bir arıza söz konusu olduğunda tamir için 5 dakika, eğer daha fazlası gerekiyorsa daha uzun bir süre, kullanma hakları vardır. Yarışmacı 20 vuruşu tamamladığında sonuçlar puana çevrilerek skor belirlenir. En yüksek skor: 1,336 puana denk gelen 200'dür.

1000 puan 172 skordur. 172'nin üstündeki ya da altındaki her hedef puan pentathlon skoruna 12 puan eklenerek yada çıkarılarak hesaplanır. Atışlar elektronik hedeflerin bulunduğu geniş bir alanda gerçekleştirilir.

Atıcılık, yivli tüfek, tabanca ve av tüfeğiyle hedeflere ateş edilerek yapılan bir spordur. Atıcılık 1300’lerden bu yana özellikle askerler arasında yaygın bir etkinliktir. Belirli bir hedefe isabet düzeyi yüksek atışlar yapmak ancak gelişmiş silahlarla mümkün olduğu için, bir yarışma sporu olarak atıcılık yakın dönemlerde ortaya çıkmıştır.

Hedef atıcılığında yivli tüfekler kullanılır. Bu tüfekler büyük kalibre ve küçük kalibre olarak ikiye ayrılır. Kalibre namlu deliğinin çapıdır. Büyük kalibre yivli tüfeklerle yapılan yarışmalarda, açık havada 1.000 metreye kadar değişik uzaklıktaki hedeflere ateş edilir. Küçük kalibre silahların kullanıldığı yarışmalar ise hem kapalı salonlarda hem de açık alanlarda yapılır. Bu atışlarda hedef uzaklığı 25 ile 200 metre arasında değişir.

Hedefli atışlarda atıcı, kartondan ya da bezden hedeflere ateş ederek sayı kazanır. Hedef atıcılığında ayakta, çömelerek ya da yatarak ateş edilir. Atıcı, sıradan bir yivli tüfekle atış yaparken tüfeğin dipçiğini omzuna dayayıp namlunun ucunu hedefe doğrultularak nişan alır. Doğru nişan alabilmek için gez ile arpacığın aynı hizada hedefi görmesi gerekir. Öbür tüfeklerin namlularında ortası delik olan bir disk ya da dürbün bulunabilir.

Büyük kalibreli yivli tüfekle atışlarda, siyah bir nokta çevresindeki değişik çaplarda iç içe daireler buluna hedefe nişan alınır. En küçük daireyi vurmak 5 puandır. Bir sonraki daire 4, daha sonraki daireler 3, 2 ve 1 puandır. Genellikle 7 ya da 10 atış yapılır. Amaç 7 atışta 35 ya da 10 satışta 50 puan olan en yüksek puanları toplamaktır.

Küçük kalibreli ateşli silahlarla yapılan atıcılıkta, iç içe 10 daireden oluşan hedefe ateş edilir. En küçük daireyi vurmak 10 puandır. Bir sonraki daire 9 puan olmak üzere puanlar birer birer azalır ve onuncu daireyi vurmak atıcıya yalnızca 1 puan kazandırır. Bu atışlarda on atışta 100 puan kazanmak amaçlanır. Yarışmada atışlar yatarak yapılır. En küçük halkanın içinde bir de daha küçük "l0X" halkası bulunur. Önemli atışlarda buraya isabet ettirmek 10 sayıdan daha fazla puan kazandırmasa da 100 eşit puan alanlar arasında bu noktaya en fazla isabet ettiren atıcı yarışmayı kazanır.

Bir başka atıcılık biçimi olan skeet atıcılığı eğlence olarak ortaya çıkmış, sonradan spora dönüşmüştür. Atıcı fırlatma makinesinden (trap) atılan kil disklere ateş eder. Diskler ya nişancıdan uzaklaşarak ya da görüş alanı boyunca hareket eder. Hareket halindeki bu hedefleri vurmak için av tüfeği kullanılır.

Olimpiyatlardaki Atıcılık Sporu Çeşitleri:

Bayan:
10 m Havalı Tabanca, 10 m Havalı Tüfek, 25 m Tabanca, 50 m Tüfekle 3 Pozisyon, Skeet, Trap.

Erkek:
10 m Hareketli Hedef, 10 m Havalı Tabanca, 10 m Havalı Tüfek, 25 m Tabanca Hızlı, 50 m Tabanca, 50 m Tüfekle 3 Pozisyon, 50 Metre Tüfek Yatarak, Double Trap, Skeet, Trap.[/H2]
Son düzenleyen _Yağmur_; 16 Haziran 2016 16:42
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
29 Mayıs 2011       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Atıcılık


Bazı ateşli silâhlarla bir hedefe ateş etme sporu.
Atıcılık ilk kez 1896'da olimpiyat programına alındı. Atıcılık sporu, hedefe atış ve skeet olmak üzere iki tür yarışmayı içerir. Hedefe atışta ya da serbestte, silâhın (tabanca ya da tüfek) ağırlığı 8 kg.'ı, kalibresi 8 mm.'yi geçemez. Atışlar, iç içe on daireli, ortasında siyah bir hedef bulunan yuvarlak nişan tahtasına yapılır. Skeet, baltrap denilen bir makineyle havaya fırlatılan plaklara yapılan atıştır. Bu yarışmaya her çeşit silâhla katılmak mümkündür, ancak silâhların çapları 12 kalibreyi geçmemelidir. Atış sınırları içinde her plağa yalnız bir atış yapılabilir.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen perlina; 14 Ocak 2017 08:10
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Şubat 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  atıcılık1.jpg
Gösterim: 1743
Boyut:  52.7 KB
SİLENTİUM EST AURUM
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
14 Haziran 2016       Mesaj #6
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Atıcılık Sporu.jpg
Gösterim: 1700
Boyut:  44.5 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
13 Ocak 2017       Mesaj #7
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

ATICILIK

Ad:  Atıcılık Nedir.jpg
Gösterim: 1941
Boyut:  22.8 KB

1. Atıcı olma durumu. 2. Yalancılık, palavracılık. 3. Bir ateşli silahla yapılan spor.

—ANSİKL.Spor . Atıcılık sporu, hedefe atış ve av silahlarıyla atış biçiminde olur. Hedefe atış, karabina ve tabanca gibi özel silahlarla, iç içe on daireli nişan tahtalarına yapılır; bu dairelerin çapları atış uzaklığına göre değişir. Atış uzaklıkları havalı karabina için 10 m, küçük kalibreli karabina için 50 m, büyük kalibreli tabanca için 25 m ve serbest tabanca için 50 m'dir. Av silahlarıyla atış, balltrap ve skeet'ı içerir. Olimpiyatlarda da yer alan atıcılık sporu, 100'den çok ulusu bir araya getiren Uluslararası atıcılık birliği tarafından yönetilir.

—Türkiye'de Osmanlılar döneminde atıcılık faaliyetleri daha çok askeri görünümde ve gösteri niteliğindeydi. Bir spor dalı olarak, avcılıkla birlikte atıcılık konusunda uğraş veren ilk kulüp Fenerbahçe oldu. Fenerbahçe'de 1913'te başlayan atıcılık faaliyetleri, 1925'te bağımsız bir kişilik kazandı. Türkiye'de atıcılık sporunun temelini atan ve bu dalın yaygınlaşması için uğraş veren kişi, Sait Selahattin Cihanoğlu oldu. Atıcılık federasyonu teknik müşaviri ve Beden terbiyesi istanbul bölge müdürü olarak Cihanoğlu, bu spor dalının gelişmesine önemli katkılarda bulundu.

Galatasaraylı futbolcu Adnan, Merdivenköylü Ziya, Emin Bülent, Neşet Bey, Fenerbahçeli futbolculardan Galip ve Necati Beyler de atıcılık sporunun önde gelen ilk adlarıdır Uluslararası atış alanlarında, Türk atıcıları ilk olarak Beyrut'taki Akdeniz oyunları'nda (1959) adlarını duyurdular, Balkan oyunları'nda da birçok başarı elde ettiler. Erdoğan Karaöz, Fettah Günay, Ahmet Tugay, Nuri Vural, Haluk Perker, ismail Hakkı Sel, Sudi Çekver, Burhan Attila, Fadıl Köristan, Muzaffer Bükülmez, Güneş Yunus, Yalçın Öngörü, Metin Salihoğlu, Galip Nişlioğlu gibi adlar, ön plana çıktılar. 1971 izmir Akdeniz oyunları'nda Güneş Yunus, skeet'te bronz madalya kazandı. 1973 Balkan şampiyonası'nda, türk milli takımı (Metin Salihoğlu, Fettah Günay, Cemal Demirkesen ve Metin Güvenir) takım klasmanında ikincilik elde etti, Osman Giraud bronz madalya aldı.

Çeşitli tarihlerde düzenlenen Balkan şampiyonalarında da Osman Giraud, Melis Giraud, Sili Giraud, Hakan Alemdar, Gülden Attila, Bülent Torpil, Ercan Yeşildağ, Alp Kızılsu, Kemal Köylüoğlu gibi sporcular altın, gümüş ve bronz madalyalar kazandılar. 1945'te kurulan Atıcılık federasyonumda başkanlık yapanlar, sırasıyla şunlardır. Hakkı igam, Şerafettin Akan, Seyfi Öcal, Hilmi Gürz, Fethi Tonay, Rıfat Ergun, Osman Giraud, Galip Nişlioğlu, Tahir Saroğlu, Metin Sertoğlu.

MsXLabs.org & Büyük Larousse
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

17 Şubat 2016 / _Yağmur_ Spor