Arama

Jimnastik Nedir?

Güncelleme: 26 Şubat 2017 Gösterim: 119.423 Cevap: 4
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
23 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

jimnastik

Ad:  jimnastik1.jpg
Gösterim: 4731
Boyut:  52.7 KB

aletli ya da aletsiz olarak yapılan sistematik hareketler.
Sponsorlu Bağlantılar

Yarışmalı bir spor ya da güçlülüğü, esnekliği, çevikliği, eşgüdümü, beden denetimini ve kondisyonu artırmaya yönelik bir idman olarak yapılır.

Eski Yunan’da jimnastik terimi, gymnasion'ların genel eğitim programı içinde, beden sağlığını korumak üzere yapılan her türlü egzersizi kapsardı. Bu egzersizlerin çoğu klasik Olimpiyat Oyunları’nın birer dalına, daha sonra da atletizm (pist ve alan), güreş ve boks gibi ayrı sporlara dönüştü. Olimpiyat Oyunları geleneğinin ortadan kalktığı 393’ten sonra başka sporlarla birlikte unutulmaya yüz tutan jimnastik, 18. ve 19. yüzyıllarda yeniden gözde bir spor durumuna geldi. Bu ara dönemde yalnızca, akrobasiden gelişen ve jimnastikten de eski bir geçmişi bulunan cambazlık, bir gösteri sporu olarak varlığını sürdürebildi.
Modern jimnastik sporu büyük ölçüde Friedrich Jahn’ın çabalarının sonucunda doğdu.

Jimnastik hareketlerinin pek çoğunu ve paralel bar, halka ve barfiks gibi yeni bazı jimnastik aletlerini geliştiren Jahn’ın çalışmalarının temel amacı bedeni güçlen- dirmekti. İsveç’te Peter Henrik Ling, hareketlerde akıcılığa ve ritme ağırlık vererek jimnastiğe yeni bir görünüm kazandırdı. 19. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan kültürfizik de aslında kadınların beden eğitiminin bir parçasıydı. Jahn’ın çalışmaları sonucunda Turnverein denen jimnastik kulüpleri kuruldu. Benzer bir kuruluş olan Sokol Bohemya’nın Çekçe konuşulan kesimlerinde yaygınlaştı.

Turnverein'lav ve Sokollar önce Fransa, İsviçre ve İsveç’te, sonra da bütün Avrupa’ da ulusal örgütlerin kurulmasına yol açtı. 1881’de uluslararası yarışmaları denetlemek üzere Uluslararası Jimnastik Federasyonu (FIG) kuruldu. 1896’da yeniden düzenlenmeye başlayan Olimpiyat Oyunları’na jimnastiğin de alınmasıyla, uluslararası jimnastik yarışmaları büyük bir hız kazandı. Olimpiyat Oyunları’nda erkekler jimnastik yarışmaları 1896’dan başlayarak yer alırken, bayanlararası yarışmalar 1936’dan sonra kombine hareketlerde, 1952’den sonra da bütün dallarda düzenlenmeye başladı. İlk modern Olimpiyat Oyunları’nda sayıca değişen yarışmalar, sonunda erkekler için yedi değerlendirme dalı altında toplandı: Barfiks, paralel bar, kulplu beygir, beygir atlama, halka ve yer hareketleriyle bu altı dalda alman puanların toplamına göre belirlenen kombine hareketler. Bayanlar jimnastik yarışmaları denge aleti, asimetrik bar, beygir atlama, yer hareketleri, ritmik jimnastik ve erkeklerde olduğu gibi, kombine hareketlerden oluşur.

İlk modern Olimpiyat Oyunları’nda Alman, İsviçreli, İtalyan ve İsveçli erkek jimnastikçiler başarılı oldular. 1950’lerden sonra Japon ve Sovyet jimnastikçilerle birlikte Doğu Avrupa ülkelerinin jimnastikçileri üstünlük kurdular. Öte yandan çok yetenekli bir dizi bayan jimnastikçinin ortaya çıkması bu sporun tutulmasına önemli katkıda bulundu. 1970’lerde Sovyet Olga Korbut ve Rumen Nadia Comaneci gibi jimnastikçiler dünya çapında popülerlik kazandı. FIG tarafından düzenlenen dünya şampiyonaları 1950’den bu yana yapılmaktadır.

Türkiye’de jimnastik sporu, Mekteb-i Sultani (bugün Galatasaray Lisesi) beden eğitimi öğretmeni M. Moiroux’nun çabaları sonucunda başladı (1868). M. Moiroux’nun öğrencilerinden Ali Faik Bey (Üstünidman), Beyoğlu’nda özel bir jimnastikhane açtı ve öğrencisi Mazhar Bey’le (Kazancı) birlikte aletli jimnastiği yaygınlaştırmaya çalıştı. İlk jimnastik kulübü Tatavla’da (bugün Kurtuluş) kuruldu. 1910’larda aletli jimnastiğin yanı sıra aletsiz jimnastik alanında da çalışmalar başladı; bu konuda İsveç’te spor eğitimi gören Selim Sırrı Bey (Tarcan) önemli rol oynadı.

Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne (BTGM) bağlı Jimnastik Federasyonu’nun kurulmasından (1960) sonra aletli jimnastikte bir toparlanma gözlenmesine karşın, Balkan şampiyonalarında elde edilen birkaç madalya dışında önemli bir başarı sağlanamadı.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Şubat 2017 02:57
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
25 Aralık 2009       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Jimnastik
genel olarak tanım yaptığımızda; bedenin fiziksel yapısını düzeltme ve geliştirme amacıyla düzenli yapılan spordur diyebiliriz. Bedeni çevikleştirmek ve güçlendirmek için yapılan alıştırmaların tümü jimnastiğin kapsamına girer.
Sponsorlu Bağlantılar

Günümüzde ise Jimnastik, bedeni, fiziksel yapısını düzeltme ve geliştirme amacıyla düzenli hareket ettirme sanatıdır. Bedeni çevikleştirmek ve güçlendirmek için yapılan alıştırmaların tümü, idman ve kültürfizik hareketleri jimnastiğin kapsamına girer. Bu disiplin; erkeklerde, yer alıştırmaları, barparalel, barfiks, halka ve kulplu beygir; kadınlarda yer alıştırmaları, türdeş olmayan çubuklar, barfiks, denge kalası alıştırmalarını içerir.

İyileştirme ve öğrenme amaçları güden tıbbi jimnastik ve eğitim jimnastiğiyse sanattan çok bilim ulamı içinde sayılmaktadır.
İnsanın fiziksel ve ahlaki yetilerini eğitmek, fiziksel ve ruhsal verimini artırmak amacıyla beden çalışmalarından yararlanan "fiziksel eğitim", jimnastikten ayrı bir daldır.

Bölümleri Artistik jimnastikAletli ya da aletsiz jimnastik Artistik jimnastik Modern ritmik jimnastik Atletizm öncesi jimnastik seksi jimnastiği Cambazlık jimnastiği Düzeltici jimnastik Eğitici jimnastik Tıbbi jimnastik

Jimnastik Jimnastiğin branşları


A. Artistik Jimnastik


Ülkemizdeki eski adı Aletli jimnastiktir Sanatsal ya da sanat jimnastiği anlamına gelir. Erkekler 6 alette yarışır. Bunlar şu aletlerdir - Yer kulplu beygir halka,atlama beygiri,paralel,barfiks bayanlar 5 alette yarışır. - Atlama beygiri kız paraleli denge yer asimetrik paralel

B. Ritmik Jimnastik


İsveç kökenli bir spordur Oyunculuk bale müzik ve pandomin ile birlikte yapılır Sadece bayanların yaptığı bir branştır. 1983'te Olimpiyatlara dahil edilen Ritmik Jimnastiğin kendine özgkuralları ve puanlama sistemi vardır Türkiye'de 1982 yılında başlayan Ritmik Jimnastik bir yarışma dalı olarak yenidir. Yalnız bayanların yarıştığı branştır Artistik jimnastikte Aletler sabit olmasına karşın ritmik jimnastikte taşınabilir aletler kullanılmaktadır. Bunlar; çember, top, kurdele, ip, lobuttur Her yıl bunların bir tanesinin kullanımı iptal edilir

C. Genel Jimnastik


Şu anda gösteri amaçlı yapılmakta olan bu branşta her ülke kendi yarışma kurallarını belirlemektedir Genel jimnastik, müzik eşliğinde serbest spor giysileri ve taşınabilir her türlaracın kullanılabileceği içerisinde dans, çeşitli jimnastik hareketleri olan hatta belli bir temayı işleyen ve estetik görünümağır basan bir grup jimnastiğidir Gruplar yalnız bay yalnız bayan olabileceği gibi karma da olabilir Her alette serbest ve zorunlu hareketler vardır Zorunlu hareketler önceden belirlenmiş hareketlerdir Serbest hareketler jimnastikçilerin kendilerinin düzenledikleri hareketlerdir ve yarışmacıların en başarılı yönlerini gösterebilmek amacını taşırlar.

Erkekler


Yer Hareketleri


Halı ya da özel Plastik bir madde ile kaplanmış 12 x12 m'lik bir alanda yapılır. Hareket serisi en az 50, enç çok 70 sn'dir. Hareketler bütün zemine yayılmak zorundadır ve uyum içinde olmalıdır.

Atlama Beygiri


1,35 m yükseklikte, 1,60 m uzunlukta bir alettir. Atlayışta yükseliş sağlamak amacıyla sıçrama tahtası kullanılır.
1-Erkekler (Uzun beygirden)
2-Bayanlar (Yan beygirden) atlar. Koşu pistinin boyu 20 m'yi geçmez.

Paralel


Yerden 1.75 m yükseklikte, genişliği isteğe göre ayarlanabilen, birbirine paralel esnek iki çubuktan (bar) oluşur.sonra kulp a tutunarak atlanır.

Kulplu Beygir


Atlama beygirine benzer. Ancak bunun üzerinde iki kulp vardır. Kulplar 41-44 cm mesafededir. Kulpların üstünün yerden yüksekliği 1.22 m'dir.

Halka


Yukarıdan sarkan tellere asılı yerden 2.55 m yükseklikte ve 13 cm çapında serbestçe sallanan iki halkadan oluşur. Jimnastikte en fazla kuvvet gerektiren branştır.

Barfiks


Çelikten yapılmış olup, yerden 2.55 m yükseklikte direkler üzerinde yerleştirilmiş, 2.40 m uzunluğunda bir bardan oluşur.

Bayanlar


Atlama Beygiri


Yerden yüksekliği 1.10 m'dir. Erkeklerin aksine yan olarak kullanılır. Yarışma 1 A Zorunlu Seridir ve bir atlayış yapılır. Yarışma 1 B Serbest seridir ve iki atlayış yapılır.

Paralel


2.40 m uzunlukta birbirlerine paralel barlardan oluşur. Bunlardan alt bar 155 -160 cm, üst bar 225-235 cm, bar açıklığı ise 90- 140 cm arasındadır. Paralel serisi, en az 10 değer bölümü, en az üç bar değişikliği, en az bir yön değişikliği içerir.

Denge


Yerden yüksekliği 1.10 m, uzunluğu 5 m genişliği 10 cm'dir. Seri süresi 1.10'dan az, 1.30 sn'den fazla olamaz.

Yer Hareketleri


12 x12 m'lik yer minderinde yapılır. Seri süresi 1.10'dan az 1.30 sn'den çok olamaz.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Şubat 2017 02:31
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Jimnastik
Jimnastik, çoğunlukla kapalı salonlarda aletsiz ya da belirli aletler kullanılarak yapılan beden hareketleridir. Vücuda esneklik sağla­yan jimnastik, aynı zamanda çeviklik, uyum ve güç kazandırır. Jimnastik 19. yüzyılda çağdaş sporlar arasına girdi. Eski Yunanlı­ların kurduğu spor salonlarında erkek spor­cular çıplak olarak spor yaparlardı. Bu yüz­den salonlara "çıplak" anlamındaki gymnos sözcüğünden kaynaklanan gymnasion adı ve­riliyordu. Bu salonlarda yapılan bütün spor çalışmalarına da gymnastike denirdi. Pek çok dile girmiş olan jimnastik sözcüğü buradan gelir.
Ad:  jimnastik2.jpg
Gösterim: 6357
Boyut:  62.3 KB
Jimnastik 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyılın ilk yarısında özellikle iki eğitimcinin çabalarıyla yaygınlaştı. İsveçli Peter Henrik Ling (1776-1839) jimnastik hareketlerini akıcı ve ritmik bir hale getirdi. Alman Friedrich Ludwig Jahn (1778-1852) ise barfiks, paralel bar ve halka gibi bugün de kullanılan jimnastik aletlerini geliştirdi.

İlk jimnastik kulübü 1850'de ABD'de ku­ruldu. Uluslararası Jimnastik Federasyonu (FIG) ise 1881'de kurularak çalışmalarına başladı. 1896'da Pierre Coubertin'in öncülü­ğünde, 1.500 yıllık bir aradan sonra başlatılan Olimpiyat Oyunları'ndaki jimnastik yarışma­larında başlangıçta yalnızca erkekler yer aldı. Kadın jimnastikçiler ilk kez 1928 Amsterdam Olimpiyatları'nda yarışabildiler. 1950'lerden beri olimpiyatlarda ve dünya şampiyonaların­da SSCB, Japonya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinden gelen jimnastikçilerin çok başa­rılı oldukları gözlenmektedir.
Çağdaş jimnastik sporu aletsiz ve aletli olarak ikiye ayrılır. Aletsiz jimnastik herhan­gi bir alet kullanmaksızın yer minderinde yapılan dans benzeri ritmik ve kesintisiz hareketleri içerir. Yer hareketleri de denen aletsiz jimnastikte zarafet, denge ve esneklik gibi özellikler öne çıkar. Aletli jimnastikte ise ya ip, çember, top, lobut ve kurdele gibi hafif aletler ya da barfiks, halka, kulplu beygir gibi vücudun bütün yükünü çeken ağır aletler kul­lanılır.

Aletli Jimnastik

Erkek jimnastikçiler beş çeşit alet kullanır. Bunlar barfiks, paralel bar, kulplu beygir, atlama beygiri ve halkadır.
Barfiks hareketleri iki ayak üzerine yere paralel durumda yerleştirilmiş, yerden 2,55 metre yükseklikte ve 2,40 metre uzunlukta esnek bir çelik çubuk üzerinde yapılır. Özel bir eldiven giyen yarışmacı, iki eliyle kavradı­ğı barfiksin çevresinde döner.
Paralel bar ya da kısaca paralel, ikişer ayak üzerinde duran, yerden 1,75 metre yükseklik­te yatay durumda ve birbirine paralel iki esnek çubuktan oluşur. Yarışmacı paralel barda asılma, sallanma, takla, tek ya da çift el üzerinde amuda kalkma gibi hareketler yapar.

Kulplu beygir, sabit ayaklar ve zincir yardı­mıyla yere sıkıca tutturulmuş, deriyle kaplı bir alettir. Ortasında birbirinden 41-44 cm uzaklıkta paralel iki kulp bulunur. Sporcu, aletin kulplarını ve iki ucunu kullanarak hem denge, hem de güç gerektiren vücut ve bacak hareketleri yapar. Bu hareketleri yaparken, yönünü ve kulpu tutuş biçimini sürekli olarak değiştirir ve bir hareketten öbürüne ara ver­meden geçer.

Atlama beygiri, kulplu beygirle aynı ölçü­lerdedir, ama yerden yüksekliği farklıdır ve kulpları yoktur. Erkek yarışmalarında uzunlamasına kullanıldığı için uzun beygir adıyla da bilinir. Aletin yakın ya da uzak ucuna ellerini koyarak havaya sıçrayan sporcu, ha­vada kaldığı kısa süre içinde öne ve arkaya salto, takla, burgu gibi figürler yapar. Bütün bu hareketler birkaç saniyede olup bittiğin­den bu üstün beceri gerektiren bir jimnastik dalıdır.
Halka, yukarıdan sarkan tellere asılı iki halkadan oluşur. İki eliyle halkalara asılan sporcu amut, yatay duruş ve salınım hareket­leri yaptıktan sonra, salto ya da benzeri bir figürle yere iner. Duruşlar sırasında halkala­rın sallanmaması gereklidir.
Kadın jimnastikçiler ise üç çeşit alet kulla­nır. Bunlar denge, asimetrik bar ve atlama beygiridir.
Denge, 10 cm genişliğinde, 5 metre uzunlu­ğunda ve yerden 110 cm yüksekliktedir. Denge hareketleri yer hareketlerindeki figür­lerin hemen hemen hepsini içerir. Alete genellikle sıçrama tahtası yardımıyla ve eller kullanılarak uçtan ya da yandan çıkılır.

Asimetrik bar paralel barda olduğu gibi birbirine paralel iki çubuktan oluşur. Çubuk­ların yüksekliği birbirinden farklıdır. Çubukların aralığı sporcunun isteğine göre değiştiri­lebilir. Çubukların farklı yüksekliklerde oluşu hareketlerin yumuşak ve kesintisiz olmasını zorlaştırır.
Atlama beygiri'mn boyutları erkeklerinkiyle aynıdır. Ama, yüksekliği farklıdır ve uzun­lamasına değil de enlemesine kullanılır. Bu yüzden yan beygir adıyla da bilinir.

Aletsiz Jimnastik

Halıyla ya da plastik bir maddeyle kaplı olan 12x12 metrelik bir alanda yapılan ve alet kullanılmayan yer hareketleri, bir güç ve denge gösterisi niteliğindedir. Hareketlerin birbirine bağlanmasında göze çarpacak kesin­tiler bulunmaz ve sporcu bütün alanı kulla­nır.
Kadınların yer hareketlerinde bazen müzik eşliğinde yapılan hareketler dans özellikleri de gösterir.

Ritmik Jimnastik

İlk kez 1984 Seul Oiimpiyatları'nda resmi yarışmalar arasına giren ritmik jimnastikte ip, çember, top, lobut ve kurdele kullanılır. Hareketler çoğunlukla piyanoda çalınan bir müzik eşliğinde yapılır. Sporcu tek aletle yarışır. Jimnastik hareketleriyle dansın uyum­lu bir birleşimi olan ritmik jimnastikte, öbür dallarda olduğu gibi zorunlu hareketler yok­tur. Ama en az iki (olimpiyatlarda üç) zor hareket yapılması gerekir. Puan kazanmada akrobasi yeteneğinden çok özgünlük, jestler, mimikler ve gösterinin akıcılığı rol oynar.
Başarılı jimnastikçiler dengelerini asla yitir­meyen, en zor hareketleri yaparken bile izleyenlere çok kolay yapılıyormuş duygusu­nu veren, kendilerine güvenen sporculardır. 1976 Montreal Oiimpiyatları'nda 14 yaşınday­ken, yedi kez 10 tam puan kazanan Romanya­lı Nadia Comaneci böyle bir jimnastikçiydi.

Türkiye'de Jimnastik

Ülkemizde çağdaş anlamda jimnastik çalış­maları Galatasaray Lisesi'nde başlamıştır. 1868'de Mekteb-i Sultani adıyla kurulan bu okuldan yetişen Ali Faik Üstünidman, okul­daki görevi dışında da jimnastikle ilgileniyor­du. 1889'da yayımladığı Jimnastik yahut Riyaziyat-ı Bedeniye, aynı zamanda Türk sporu­nun ilk kitabıdır. Bir yandan da açtığı özel bir jimnastikhanede sporcu yetiştiren Ali Faik Bey daha sonra Mazhar Kazancı ile birlikte çalışmaya başladı. Mazhar Kazancı askeri okullarda beden eğitimi öğretmenliği yapan bir subaydı. Böylece jimnastik hem sivil, hem de askeri okullarda yaygınlaşmaya başladı.
Olimpiyat Oyunlan'nın 10'uncu yıldönümü dolayısıyla 1906'da Atina'da yapılan Ara Olimpiyatlar'da Yorgo ve Niko Alibranti kardeşler Türkiye'yi temsil ettiler. Yorgo Alibranti 11,4 saniyelik bir dünya ve olimpi­yat rekoruyla "iki elle 10 metrelik halata tırmanma" yarışmasını kazandı.

Mekteb-i Sultani'de Ali Faik Bey'in öğren­cisi olan Selim Sırrı Tarcan İsveç'te öğrendiği aletsiz jimnastiği 1910 yıllarında Türkiye'de yaygınlaştırdı. Böylece Türk jimnastik spo­runda yıllarca süren bir tartışma başladı. Mazhar Bey aletli jimnastiği, Selim Sırrı Bey ise aletsiz jimnastiği savunuyordu. Aletsiz jimnastik daha çok tutuluyordu; ama küçük bir grubun çabalarıyla sürdürülen aletli jim­nastik çalışmaları 1960'ta Jimnastik Federasyonu'nun kurulmasıyla yoğunluk kazandı. Gene de, Balkan şampiyonalarında kazanılan birkaç madalya dışında bugüne kadar önemli bir başarı elde edilemedi.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 26 Şubat 2017 02:57
Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
14 Ağustos 2012       Mesaj #4
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
Jimnastik
Bedeni çevikleştirmek ve güçlendirmek için yapılan yöntemli vücut hareketlerinin genel adı.

Spor olarak ya da tedavi amacıyla yapılır. Dört ana kola ayrılır: Barfiks, trapez, çember ve yer hareketleri, kulplu beygir, denge, halka ve paralel gibi dalları olan aletli jimnastik; bozukluk gösteren bir organın normale döndürülmesi için yapılan tıbbî jimnastik; vücudun hareket yeteneğini yükseltmek, gelişimini hızlandırmak için yapılan eğitim jimnastiği ve müzikle ya da müziksiz yapılan gösteri hareketlerinden oluşan ritmik jimnastik. Jimnastik, ilk günlerden beri Olimpiyat Oyunlarına alınmıştır. Her yıl tüm dünyada çok ilgi gören şampiyonalar düzenlenmektedir.
Ad:  jimnastik.jpg
Gösterim: 3870
Boyut:  75.4 KB
Türkiye'ye 1868'de Galatasaray Lisesi öğretmeni M. Moiroux tarafından getirilen jimnastik, tüm okullara yayılmış, fakat Türk jimnastikçileri uluslararası yarışmalarda pek başarılı olamamışlardır.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Şubat 2017 02:54
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
26 Şubat 2017       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
JİMNASTİK
a. (fr. gymnastique; lat gymnasticus; yun. gymnastikeden).
1. Hafif alet, gereçler ve vücut ağırlığı kullanılarak vücudu geliştirmek ya da bunla- rın yardımı olmaksızın adaleleri yumuşat mak için yapılan beden hareketlerinin tümü: Jimnastik hocası. Her sabah jimnastik yapmak.
2. Jimnastik salonu, beden hareketleri ve bazı salon sporları için hazırlanmış kapalı yer.

—Koregr. Ritmik jimnastik, Emile Jaques-Dalcroze’un geliştirdiği müzik, kas ve nefes eğitimi, (Hedef, bireyin duyulara dayalı yetilerine ve vücut hareketlerine uyum kazandırmaktır.)

—Spor. Aletli (halka, asimetrik bar, paralel barfiks, denge, atlama beygiri, kulplu beygir) ya da aletsiz (yerde) serbest ve zorunlu hareketleri kapsayan yarışma. (Bk. ansikl. böl.)
  • Ritmik jimnastik ya da modem jimnastik, özellikle bayanlar için tasarlanmış, müzik eşliğinde top, çember, ip, lobut, kurdele gibi hafif aletler kullanarak yapılan hareketler. (Bk. ansikl. böl.)

—Tıp. Tedavi amacıyla kullanılan kas eğitme hareket ve teknikleri. (Jimnastik tekniklerinin öncüsü isveçli Ling'dir (1776 -1839].)
  • Göz jimnastiği, göz kaslarının çalışmasını iyileştirmek ya da kimi düzensizliklerini düzeltmek için yapılan alıştırmalar.
  • Ortopedik jimnastik, omurlar arası eklemlerin sertleşmesinden ve bazı kasların çekilmesinden ötürü hemen düzeltilemeyen eğrilikleri (örneğin skolyoz, kamburluk ve bel lordozu) ortadan kaldırmak amacıyla yapılan tıbbi jimnastik.
—ANSİKL. Spor.
Modem jimnastik.
Almanya'da H. Medau'nun (1890-1974) çalışmalarıyla gelişti ve yalnızca eğitsel bir amacı vardı. Fakat doğu bloku ülkelerinde, klasik dans ve sportif jimnastikten etkilenen modern jimnastik yoğun bir biçimde yaygınlık gösterince bir yarışma jimnastiğine dönüştü. Jimnastiğin bu türünde el becerisi ve beden hareketleri uyumlu bir biçimde kaynaştılar.
Dünya jimnastik şampiyonaları, 1963 yılından bu yana iki yılda bir (tekli yıllarda) yapılmaktadır.
Giderek daha çok sporcunun ilgilendiği modern jimnastiğin kuralları ve kendine özgü puanlama sistemi vardır, fakat bağımsız bir federasyonu yoktur. Uluslararası jimnastik federasyonu’na (FİG) bağlı olan bu branş 1984'te olimpiyatlara kabul edilmiştir.

Aletli jimnastik.
Aletli jimnastik tam olarak XVIII, yy.’da ortaya çıktı. Öncüleri Almanlar'dır. J. B. Basedow (1723-1790) ve J. C. F. GutsMuths (1759-1839) kulplu beygiri, dikey merdiveni ve kemeraltını alet olarak ilk kullananlardır. F. L. Jahn (1778 -1852) aletli jimnastiğin gerçek kurucusudur; barfiks, paralel bar ve halkaları bul- muştur.Onun sayesinde bu spor Almanya'da büyük bir gelişme gösterdi.
O tarihte "jimnastik” sözcüğünün anlamı çok genişti. "Bedeni çalıştırma ve güçlendirme" demekti. Jimnastik sözcüğü "bir insanın kişiliğinin en yüksek yetkinliğe ulaşmasına yarayan eylemlerin tümü" anlamına gelen bedensel eğitim terimiyle karışıyordu. Bugün jimnastik, atletizm, yüzme ve topluca yapılan sporlarda olduğu gibi bir beden geliştirme aracı durumuna gelmiştir. Fakat uygulanışında yetkinliğe, zarafete ulaşmayı amaçlayan bu hareketler heyecan uyandırıcı bir nitelik kazanmış ve sportif jimnastiğe dönüşmüştür.

Uluslararası jimnastik federasyonu (FİG),
uluslararası yarışmalar düzenler. Bunlar özellikle her 2 yılda bir, tekli yıllarda, takımların katıldığı ve bireysel kategorilerde yapılan dünya şampiyonaları ve dört yılda bir düzenlenen olimpiyat oyunlarıdır.
Bu iki yarışma 3 bölümden oluşur.
  1. 1 numaralı yarışma ülke takımlarının yarışmasıdır ve bazı bireysel yarışmaları kapsar; yarışmalar, 1a (erkeklerde 6, kadınlarda 4 alet kullanmayı zorunlu kılan hareketler) ve 1 b (serbest hareketler) yarışmaları olarak ayrılırlar; 1 numaralı yarışmada derecelendirme takımlara göre yapılır. Fler takımda altı jimnastikçi vardır; sıralama bunlar arasından en iyi beş tanesi göz önüne alınarak gerçekleştirilir. Gene 2 numaralı yarışmaya girecek en iyi 36 jimnastikçiyle 3 numaralı yarışmada yarışacak olan, her alet için 8 yarışmacı (her ülkeye en fazla 2 yarışmacı) gene 1 numaralı yarışmada saptanır.
  2. 2 numaralı yarışma en iyi 36 sporcunun karşılaştığı final yarışmasıdır. 1 numaralı yarışmada kazanılan puanların yarısı alınır (1a + 1b karşılaşmaların ortalaması) ve 2 numaralı yarışmada elde edilen puanlara eklenir. Bu yarışma yalnız serbest hareketlerde yapılır. Genel bireysel karşılaşma düıya da olimpiyat şampiyonluklarını ve madalyalarını belirler.
  3. 3 numaralı yarışma aletli karşılaşmalar finalidir. 1 numaralı yarışmada her dal için belirlenen en iyi jimnastikçi, aletli bireysel finallerine katılmaya hak kazanır. 1a + 1b yarışmalarında elde edilen puanların yarısı alınır , ve 3 numaralı yarışmada alınan puanlara eklenir. 3 yarışmada, bireysel olarak toplanan puanlar sonucunda, ülke sıralaması belirlenir.
Değerlendirme Uluslararası jimnastik federasyonu puan cetveline göre yapılır. Zorunlu hareketlerde tamsayı kadınlar için 10, erkekler için 9,8'dir (buna özel bir ustalık gösteren yarışmacılar için 0,2 sayı ek lenir). Serbest hareketler için başlangıç sayısı, kadınlarda 9,5 erkeklerde 9,4’tür (bunlara 0,5 sayı mükemmelleştirme için ve 0,6 sayıya kadar da, tehlike ve özgünlük için eklenir). Sayıların (puan olarak) dağılımı şöyledir: zorluk öğesi (kadınlar için 3, erkekler için 3,4); mükemmelleştirme (kadınlar için 0,5 erkekler için 0,6); uyuşum (kadınlar için 2,5 erkekler için 1,6); uygulama ve ustalık (kadınlar için 4, erkekler için 4,4).
1975'ten beri 4 yılda bir yapılan Dünya kupası yarışmaları, 1990'dan bu yana 2 yılda bir düzenlenmektedir. Avrupa şampiyonası da 2 yılda bir yapılır.

Türkiye'de jimnastik


ilk olarak XIX. yy.'ın sonlarında görüldü. Mektebi sultanı (Galatasaray lisesi), Fransa'dan getirttiği beden eğitimi öğretmeni M. Moiroux ile bu spor dalını Türkiye'ye sokmuş oldu (1868). M. Moiroux, öğrencilerinden Ali Faik Bey'i (Faik Üstünidman) çok iyi bir jimnastikçi olarak yetiştirdi. Ali Faik Bey Mektebi sultani’yi bitirince aynı okulda öğretim üyesi olarak görev aldı ve emekliye ayrılıncaya (1924) kadar jimnastik sporunun kökleşip gelişmesini sağladı. Bu arada Jimnastik yahut riyaziyat-ı bedeniye (1889) adlı jimnastik ile ilgili bir de yapıt yayımladı. Ali Faik Bey, öğretmenliğinin yanı sıra Beyoğlu'nda bir jimnastik salonu açarak okul dışındaki gençleri de eğitti. Eğittiği öğrenciler arasında, askeri okullarda beden eğitimi öğretmenliği yapan Mazhar Bey de (Kazancı) vardı, ikisi birlikte hazırladıkları bir programı uygulayarak Türkiye'de jimnastik sporunun gelişmesini hızlandırdılar Türkiye'de jimnastik ilk dönemde aletli jimnast k (barfiks, paralel, halka vb.) olarak başladı.

Bu dönemin önde gelen jimnastikçileri Selim Sırrı (Tarcan), Ali Rana (Tarhan), Şevki, Kâmil, Mehmet Ali beyler, Erdekli Miltiyadi ve Aleko Mulos efendiler oldu. Jimnastik sporunun gelişmesiyle birlikte bu sporla uğraşan kulüpler kurulmaya başladı (ilk kulüp İstanbul Tatavla [Kurtuluş] kulübüdür). Bu kulüpten Yorgo ve Niko Alibranti kardeşler Atina Ara olimpiyatlarına katıldılar (1906). Yorgo Alibranti, "iki elle 10 m'lik halata tırmanma yarışında, 11,4 sn'lik derecesi ile bir dünya ve olimpiyat rekoru kırarak büyük bir başarı sağladı. 1908 Londra Olimpiyat oyunları' na modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Baron de Coubertin'in davetlisi olarak katılan Ali Faik Bey'in öğrencisi Aleko Mulos bir başarı elde edemedi. Bu dönemde Türkiye'de yalnızca alman jimnastiği de denilen aletli jimnastik yapıldı. Küçük Faik Bey, Mehmet Fetgeri, llhami (Polater), Şevket (Kırgül) beyler; daha sonraları Esat Kazancı, Afif Gensoy, Fikret Korkmaz, Nihat Yılbar, ilhan Arıkoğlu, Orhan Esen, Feridun Saraçoğlu önde gelen jimnastikçiler arasında yer aldılar.

Türkiye'ye İsveç jimnastiği de denilen aletsiz jimnastiği getiren ise aletli jimnastikle bu spor dalında yetişen, öğrenim gördüğü İsveç Jimnastik enstitüsü'nde aletsiz jimnastiği benimseyen Selim Sırrı (Tarcan) Bey oldu (1912). Türkiye'de aletsiz jimnastik gösterilerinin yapıldığı ilk "idman bayramı" Selim Sırrı Bey tarafından düzenlendi (12 mayıs 1916) ve okullar aracılığıyla bu spor dalı bütün Türkiye'ye yayıldı. Bu aşamadan sonra ülkede bir ekol tartışması sözkonusu oldu. Sonunda, tüm dünyanın kabullendiği aletli jimnastik esas olarak benimsendi. Ancak, aradan geçen 25 yıla yakın süre, daha çok İsveç jimnastiği ile ilgilenıldiğinden aletli jimnastik ihmale uğradı ve bu nedenle aletli jimnastik alanında uluslararası bir başarı elde edilemedi.
Aletli jimnastiği canlandırmak için Erdoğan Güven, Davut Kılıç, Süheyl Cihaner, Aykut Tunca, Tuncer Onay, Memduh Güven, Mehmet Demiraslan, Tunga ipek, Mustafa Ûzdemir, Alişan Ertan, Zafer Ûzenbaş, Erdal Göndem gibi sporcular büyük uğraş verdiler.

Türkiye Jimnastik federasyonu 1960’ta kurulabildi ve başkanlığına Necmettin Erkal getirildi. Sonraki yıllarda Flüsamettin Güreli, Nihat Yılbar, Özkan Gülipek, Ergun Şengül ve Tahsin Albayrak'ın federasyon başkanlıkları sırasında türk jimnastiğinde bir toparlanma olduysa da, uluslararası alanda Balkan şampiyonluklarında elde edilen iki bronz madalyanın dışında başarı sağlanamadı.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

23 Aralık 2011 / Misafir Spor
1 Mayıs 2012 / Misafir Cevaplanmış
13 Ocak 2016 / Misafir Cevaplanmış