Arama

Karate-Do Nedir? Karate-Do

Güncelleme: 13 Aralık 2018 Gösterim: 37.902 Cevap: 11
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
9 Ekim 2005       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Karate-Do-7.jpg
Gösterim: 1560
Boyut:  17.1 KB

KARATE DO NEDİR?


Karate do silahsız el ile savunma sanatı anlamına gelen en köklü Uzakdoğu felsefelerindendir. Anahtar kelimeleri disiplin ve saygıdır.Toplumca bilinenin aksine şiddet ve kaba kuvvete değil güce hakimiyete ve güncel kurallara göre puan alma esaslarına dayalıdır. En hızlı şekilde rakibi analiz ederek doğru taktikle fiziksel ve psikolojik üstünlüğünü kabul ettirmeyi amaçlar. Tekniklerin vücuda mükemmel uyumu ve vücudun çeşitli bölgelerine takılan koruyucu ekipmanlar Karate do’ yu sakatlanmalarının en az yaşandığı sporlardan yapmaktadır. Bireysel bir spor dalı olduğundan sporcular yeteneklerini daha rahat açığa çıkarabilmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar

Saldırgan, örneğin sağ eliyle size yumruk atıyor diyelim… Bir adım ileri atıp sol elinizle vuruşu durdurup, sağ elinizle de karın boşluğuna yapacağınız bir hamle; rakibi etkisiz hale getirecektir. Amaç rakibin enerjisini boşa harcamasını sağlamaktır. Aslında yüze ve kafaya yapılan hamleler daha önemli olmasına rağmen, rakip bu vuruşlara hazırlıklı olacağından karın boşluğuna hamle yapmak mantıklı olacaktır.

Karate, ülkemizde federasyonu bulunan ve yarışmaları yaygın olan bir spordur. Türk Karate’sinin dünya üzerindeki etkisi tartışılmayacak kadar büyüktür. Yaklaşık 200 bin lisanslı sporcuya sahip olan Karate camiası gün geçtikçe büyümekte ve gelişmektedir. Bundan dolayı Karate ailesine katılmanız size büyük katkı sağlayacaktır.

Ad:  Karate-Do.jpg
Gösterim: 3085
Boyut:  13.0 KB

TARİHÇE


Karate Okinawa adasında doğmuştur. Çin (özellikle Fujian) kaynaklı kempo tekniklerinin Ryukyu adalarının yerli dövüş stilleriyle kaynaştırılması sonucu Okinawa’nın çeşitli yer isimleriyle adlandırılan (Naha-te, Shuri-te, Tomari-te, vb.), ustadan ustaya önemli farklılıklar gösteren ve toplam bir terim olarak “Karate” olarak bilinen savaş sanatları doğmuştur. Karate’nin bu erken dönemine ilişkin en önemli belge Çince yazılmış olan ve 20. yüzyıl başlarına kadar yaygın olarak kullanılan Bubishi adlı kitaptır. Geleneksel Okinawa toplumunda Karate pēchin adı verilen samuray sınıfı tarafından öğreniliyordu.

Japon Budo’sunun Karate üzerindeki etkisinin 19. yüzyıla kadar sınırlı olduğu söylenebilir. Ancak 20. yüzyıl başında başta Gichin Funakoshi olmak üzere çeşitli Okinawalı ustaların Japonya’ya yerleşmeleri sonucu Karate Budo ile uyumlulaştırılmaya başlanmıştır. Bu aşamadan itibaren, gendai budō adı verilen modern Japon savaş sanatları ile birlikte gelişimini sürdüren Karate, biçim ve anlayış yönünden Jigoro Kano’nun Jujutsu kökenli Judo’yu yaratmasından önemli ölçüde etkilenmiştir. Yine bu dönemde Karate’nin “boş el” anlamına gelen biçiminde yazımı yaygınlaşmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’na kadar Japonya’da dahi çok bilinen bir dövüş tekniği değildi. Daha sonraları ABD’li işgali sırasında popülerliği artmıştır. Fakat Amerikan ordusu işgal sırasında kendine karşı kullanılma riskinden &¨rktüğü için bu savaş sanatının bir savunma sporuna çevirilmesini istedi. Bu istek o zaman Karate’nin duyulmasında büyük rol oynayan Funakoshi tarafından karşılandı ve Karate’nin ilk spor versiyonu oluşturuldu. Bu sayede öğrenmesi yıllar alan ve oldukça zor olan sanat tüm dünyada popüler hale gelebilmiştir. Daha sonra öğrencileri tarafından stili, Ustanın şiir yazarken kullandığı mahlası olan Shōtō, yer, okul anlamına gelen Kan ve metod, stil anlamına gelen Ryū kelimelerinin birleşimi olan Shōtōkan-ryū veya kısaca Shotokan olarak adlandırılmıştır.
Ad:  Karate-Do-4.jpg
Gösterim: 2080
Boyut:  28.0 KB

Karate-Do ‘nun Yararları


Karate’nin kamuoyunda bilinen en başta gelen faydası, bireylerin kendilerine yönelmiş bir fiziksel saldırı karşısında kendilerini silahsız olarak savunabilme yollarını öğretiyor olmasıdır. Karate teknikleri kişiye, vücudun tüm bölgelerini en etkin şekilde kullanarak kendisini savunma imkanı sağlar. Fakat Karate’nin yararları bunun çok ötesine uzanmaktadır.

Her yaş grubundan insanlar için Karate-do, günlük uğraşıları dışında kişilere yaratıcı, eğitici, güvenli ve üretken zaman harcama imkanını sağlar. Özellikle genç yaştakiler için Karate doğru çalışıldığında, vücut duruşunu geliştirmenin dışında, düşünme sürecine ilişkin becerileri de geliştirirler. Kişi, zihinsel ve bedensel becerileri konusunda daha bilinçli olur ve kendine olan güveni artar. Karete dikkati toplama yetisinin geliştirmesi ile bireyin bağımsızlığını ve kişisel bütünlüğünü fark etmesine yardımcı olur. Kişinin kendisine ve yaşıtlarına olan güvenini ve saygısını arttırır. Bedensel ve zihinsel disiplin, sorumluluk duygusu gibi yeteneklerinin gelişmesini sağlar.

Yetişkinler için özellikle Karate-do çalışmaları stres azaltıcı hareketlerle bedensel ve zihinsel rahatlama imkanı sağlar. Dayanıklılık, kas gücü ve bedensel kuvvetin azalmasına mani olur.

Kısaca Karate’nin ruhsal ve bedensel gelişime yönelik amaçları; doğru, ciddi ve disiplinli çalışmayı öğrenmek; zihinsel ve bedensel eğitim vasıtası ile güçlü ve canlı bir ruhsal enerjiye sahip olmak; saygınlık, nezaket, içtenlik ve samimiyeti geliştirmektir.

Karate-do takım sporlarından farklı olarak bireyin, kendi kendisini geliştirmesine odaklanmıştır. Yarışma maçlarının amacı, kişinin kendi açıklarını kapatması ve gerçekte başkalarına karşı değil kendisine karşı yarıştığının farkına varabilmesini sağlamaktır. Kazanmak kadar kaybetmenin de öğrenilmesi gerekir, çünkü kazanmak da kaybetmek de aynı ölçüde önemlidir.

NIJU KUN / 20 kural

  • Karate-DO nezaketle başlar.
  • Karate-DO sanatında ruh, teknikten önce gelir.
  • Karate-DO sadece dojo eğitim değildir.
  • Felaket fakirlikten önce gelir.
  • İlk önce kendini, sonra rakibini tanı!
  • Karate-DO çalışan adalet yolunda gitmelidir.
  • Karate-DO eğitim hayat boyu sürer.
  • Düşüncelerinizi serbest bırakınız!
  • Yenmeniz gerektiğini değil, yenilmemeniz gerektiğini düşünün.
  • Karate-DO’da ilk saldıran sen olma!
  • Rakibinizin kol ve bacaklarını kılıç gibi düşünün.
  • Her zaman bilinçli ol!
  • Yaptığınız her şeyin içine Karate-DO ekleyiniz.
  • Zafer; zayıf noktaları güçlü noktalardan ayırt edebilme özelliğidir.
  • Ruhsal gelişme zirvedir, teknik bilgiler zirveye ulaşma yoludur.
  • Bahçe duvarının içine giren, başına geleceklere razı olur.
  • Karate-DO ateş üstünde kaynayan su gibidir. Ateşi söndürürsen soğur.
  • Hasmınıza göre hareket ediniz.
  • Başlangıçta yoi duruşu, ileride doğal duruş olur.
  • Kata bir şeydir, gerçek mücadele başka bir şey.
MsXLabs.org
-derlemedir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Aralık 2016 15:28
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Fatix - avatarı
Fatix
Ziyaretçi
10 Ekim 2005       Mesaj #2
Fatix - avatarı
Ziyaretçi
KARATE-DO NEDİR ?
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Karate-do, ellerin ve ayakların sistemli olarak eğitimleri sonucunda, beklenmedik saldırıların savuşturulmasında gerçek bir silah etkisi yaratabilecek güçte olan silahsız savunma şeklidir. Kazananın ve kaybedenin kim olduğuna karar vermek nihai amaç değildir. Karate-do karakterin, eğitim yoluyla geliştirilmesini amaçlayan bir mücadele sanatıdır.

Karate-do nihai amacı olarak kazanmayı değil çalışma ve eğitim sonucu tecrübe birikimine sahip olarak karakter mükemmeliyetine erişmeyi hedef alan bir martial sanattır. Aynı zamanda güç ve sistematik çalışma sayesinde her biri etkili ve güçlü silah haline gelen vücudun her bölümünün tümünü kullanmak suretiyle yapılan, bir nefis müdafası şeklidir. Karate tüm vücut hareketlerinin bir muvazeneye erişmesi ve bu yolla vücut hareketlerinin bir bütün halinde olgunluk meydana getirmesini amaçlar.

Karate-da'nun büyük hocası Giçin Funakoşi'nin de defalarca belirttiği gibi, bu sanatı takip edebilmek için ilk amaç; ulvi ve tevazu sahibi bir ruh geliştirmektir. Aynı zamanda da, vahşi bir hayvanı tek bir vuruşla durdurabilecek kadar büyük bir güç geliştirilmelidir. Karate-do'nun gerçek bir tatbikçisi olmak ancak ve ancak kişinin ruhsal ve fiziksel yanının mükemmeliğe erişmesiyle mümkündür.
Karate-do bir dövüş biçimidir ancak katılanlara şiddete karşı olma duygusu aşılar. Bir yanlış anlama ya da eksik öğreti sonucu sadece bir dövüş tekniği olarak çalışıldığı zaman karate olmaktan çıkar. Dövüşmeği öğrenmek için karateye ihtiyaç yoktur, sokak dövüş teknikleri de bu iş için yeterlidir. Bir karateka dövüş becerisine mükemmelen sahip olduğu halde gördüğü eğitim ona şiddetten ve dertten kaçınmasını öğretmiştir.

Karate-do geçmiş yıllardan itibaren bütün dünyada popüler olamaya başlayan bir uğraştır. Fakat bu popülerliğin artması ile birlikte ne yazık ki, bazı üzüntü ve pişmanlık verici girişimler ve çabalar da oldu. Bunlardan biri karatenin çin boksuyla karıştırılıp iki adamın birbirlerine kıyasıya vahşice saldırması olarak ve ya müsabıkların ayaklarını da kullanarak bir birleriyle yaptıkları savaş olarak, ya da bir adamın eliyle ayağıyla ve ya kafasıyla kiremitleri kırması olarak görenler vardır. Bunun yanı sıra bazı guruplar karatenin esas amacı olan ahlaki ve ruhsal bakışlara sahip olan serbest dövüşe gereğinden fazla önem verilmesi sonucu doğurur. Gerçek karate-do vücut ve ruhu eğiterek hasma saygı duymayı gerektirir, ki bu da yürekten ve tüm enerjiyle aynı zamanda tevazu ile çalışılarak elde edilir.

Karatenin dünya üzerindeki popülaritesinden söz açmışken karatenin sportif yönünde değinmek gerektiğine inanıyorum çünkü ülkemizde olduğu gibi dünya üzerinde milyonları aşan sporcu kitlesi mevcut. Spor karatesinde tarafların yeteneklerini ölçme amacıyla müsabakalar yapılır. Fakat müsabakalarda kazanmaya çok önem vermek gibi bir eğilim vardır ki böyle yapanlar, temel teknikleri çalışmayı ihmal ederek ilk fırsatta serbest dövüşe başlarlar.

Müsabaka kazanmaya çok önem vermek, kişini temel teknikleri kullanmasına ve eğitimine yardımcı olmayacağı gibi aynı zamanda onların orijinal formlarını da bozar. Ayrıca bu bozulma, kişinin güçlü ve etkili bir teknik uygulamasını da engeller. Müsabaka kazanma isteği, temel teknikleri öğrenmedeki ciddiyeti yok edeceğinden zararlıdır. Ayrıca müsabakalarda vahşi bir dayanıklılık ve güç gösterisi yapmayı amaçlamak tamamen istenmeyen bir durumdur. Bu olduğu zaman, rakibe karşı nazik olma gereği unutulur ki bu nezaket karatenin her türlü tanımında yer alan en önemli noktadır.

Eğer karate bir dövüş tekniği olarak çalışılırsa bu pişmanlık duymak için bir sebeptir. Temel teknikler uzun yılların çalışması sonucunda geliştirilmiş ve mükemmelleştirilmiştir. Fakat bu tekniklerin etkili olarak kullanılabilmesi için, bu kendini savunma sanatının ruhsal yanının iyice anlaşılması ve en baskın rolü oynaması gerekir. Eğitim denince, hem vücudun, hem de ruhun eğitimi anlaşılmalıdır.

kaynak : http://www.Turkkarate.Com



Son düzenleyen _Yağmur_; 15 Haziran 2013 21:45 Sebep: sayfa düzeni
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Nisan 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Karate, özerklikten sonra şampiyonalardan da kaçıyor


Ad:  Karate-Do-4.jpg
Gösterim: 2847
Boyut:  27.5 KB
Türk sporunda geçen yıl başlayan özerkleşme süreci, son günlerde büyük bir hız kazandı. Fakat Karate Federasyonu'nun yönetim kurulunda aldığı özerk olmama kararı bir dizi sorunu da beraberinde getirdi.

Özerklik konusunda son derece kararlı olan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü, Karate Federasyonu'na 2006 yılı için verilen 700 bin YTL'lik bütçeyi, 400 bin YTL'ye indirdi. Buna tepki koyan Karate Federasyonu Başkanı Dinçer Türkmen, geçen hafta sonu yapılması gereken Yıldızlar Karate Şampiyonası'nı iptal ederek şampiyonalardan da kaçtığını gösterdi.

Yıl içindeki diğer önemli uluslararası organizasyonları da yapmama kararı alan Türkmen, karate camiasından büyük tepki topladı. Karate Antrenörleri Eğitim, Güçlendirme ve Koruma Derneği yetkilileri, yaptıkları açıklamada, 2 bin sporcunun ve yüzlerce yöneticinin hazırlandığı şampiyonanın yapılmaması Türk sporuna maddi ve manevi büyük bir kayıp yaşatmıştır. ifadesini kullandı.

Bu yıl yapılacak 2006 Balkan Şampiyonası için gerçekleşecek organizasyonun iptal edilmesine başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin tüm illerinden büyük tepki geldi. Hamit Şahin Spor Kulübü Başkanı Hamit Şahin, Şampiyonaya birkaç gün kala alınan bu kararla sporcularımızın bir senelik emekleri heba edilmiştir. Böyle sorumsuzca davranan federasyon istemiyoruz dedi. Olayı duyduğunda son derece üzüldüğünü dile getiren Milli Takımlar Antrenörü Esad Delihasan, Türk sporunun altyapısını oluşturan çocuklardan ne isteniyor? Birtakım siyasi çekişmelere çocuklar neden alet ediliyor? Acilen önem alınması gerekiyor açıklamasını yaptı.
Son düzenleyen _Yağmur_; 11 Haziran 2016 17:54 Sebep: sayfa düzeni
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #4
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Türkmen: "Dışlandım.."


Karate Federasyonu Başkanı Dinçer Türkmen, başkanlığı süresince en fazla uluslararası madalya ve şampiyonluk kazanan federasyon olmalarına rağmen istenmeyen başkan ilan edildiğini ve dışlandığını iddia etti..

Türkmen, Taksim'deki Lamartine Otel'de düzenlediği basın toplantısında, 2004 yılında federasyon başkanı seçildiği günden bu yana Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile sıkıntılar yaşadıklarını öne sürdü.

Başkanlığı süresince en fazla uluslararası madalya ve şampiyonluk kazanan federasyon olmalarına rağmen ''istenmeyen başkan ilan edildiğini'' ve ''dışlandığını'' savunan Türkmen, bir müfettiş görevlendirilerek, Karate Federasyonu'na yönelik haksız fiil ve eylemlerin tespit ettirilmesini, sorumlular hakkında idari ve yasal soruşturma açılmasını da istedi.

Kısa zaman içinde başarıdan başarıya koştuklarını ve federasyonu adeta bir madalya deposu yaptıklarını, buna rağmen cezalandırılarak bütçelerinin kısıtlandığını belirten Türkmen, ''2006 yılı başında 700 bin YTL olan yıllık bütçemiz, kazanmış olduğumuz tüm başarılara rağmen 400 bin YTL'ye indirilmiştir'' diye konuştu.

Dinçer Türkmen, 1 yıllık süre içinde 52 altın, 37 gümüş ve 67 bronz madalya olmak üzere toplan 156 madalya kazanan federasyonun, bütçe sıkıntısı nedeniyle 2006 yılı faaliyetlerini Mart ayında sınırlamak zorunda bırakıldıklarını ileri sürdü.
Son düzenleyen _Yağmur_; 11 Haziran 2016 17:54
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Mayıs 2006       Mesaj #5
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Komik ceza mahkemeden döndü



02.03.2006 19:45:30

(CELAL KARAALİ)

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Ceza Kurulu'nun 2005'in sonlarında aldığı bir kararla Karate Federasyonu Başkanı Dinçer Türkmen'e üç ay hak mahrumiyeti cezası vermişti. Bu karardan sonra hakkını yargıda adayan Türkmen'in itirazı sonucu Ankara 3. İdare Mahkemesi 27/01/2006 tarihinde verdiği kararla Dinçer Türkmen'in görevine iadesine karar verdi.
Siyaset mi var?
2004'de yapılan Karate Federasyonu seçimlerini Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün adayı olarak bilinen Aydoğan Çelik'e rağmen seçimi kazanan Dinçer Türkmen'e verilen cezanın yargıdan dönmesi çeşitli söylentilere de neden olmuştu. Mahkemenin kararını açıklamasının ardından görüşlerini almak istediğimiz Karate Federasyonu Başkanı Dinçer Türkmen ise konunun yargıdan dönmesinin spor adına sevindirici bir gelişme olduğunu belirtirken, "Gerekirse konuyla ilgili basın toplantısı yapacağım" dedi.
Başarıyla anıldılar
2005'de uluslararası arenada adından en çok söz ettiren ve aldıkları başarılarla tarih yazan Karate Milli Takımı 2005'de Türkiye'ye Avrupa- Balkanlar ve Dünya Şampiyonlukları getirdi. Bu başarılarına rağmen verilen hak mahrumiyeti cezası ise spor camiasında komik olarak yorumlanmıştı. (Kent YAŞAM)
Son düzenleyen _Yağmur_; 11 Haziran 2016 17:55
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Mayıs 2006       Mesaj #6
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Merkez Hakem Kurulu


MsXLabs.org

Hakem kurulunun çeşitleri
Madde 5 Hakem kurulları; merkezde Merkez Hakem Kurulu, illerde il hakem kurullarından oluşur.

Merkez Hakem Kurulunun kuruluşu
Madde 6 Merkez Hakem Kurulu, faal olarak hakemlik yapan ulusal veya uluslar arası klasmandaki hakemler arasından, Federasyon Yönetim Kurulunun kararı, Federasyon Başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile kurulur.

Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Aralık 2016 16:38 Sebep: sayfa düzeni
ıp-HaCkeR-ıp - avatarı
ıp-HaCkeR-ıp
Ziyaretçi
9 Temmuz 2009       Mesaj #7
ıp-HaCkeR-ıp - avatarı
Ziyaretçi

Kumite


MsXLabs.org

Kumite, katada öğrenilen savunma ve saldırı tekniklerinin pratik olarak uygulandığı bir eğitim metodudur. Katanın kumiteden daha önemli olduğu yadsınamaz. Eğer karate teknikleri doğallıktan uzak bir şekilde uygulanırsa, vücudun duruşu bozulur.
Ve eğer kata tekniklerini uygulamada bir karışılık olursa, kumitede hiçbir ilerleme beklenemez. Başka bir deyişle kumitede ilerleme direk olarak katada ilerlemeye bağlıdır.

Kumite çalışırken her karate-ka kendi seviyesine göre değişik kumite metodlarını çalışır. Bu yüzden bu metodların birbirlerinden farklarını anlayarak ve amaçlarını gözönünde bulundurarak çalışmak gerekir.
Kumite, kata ve mai'nin(mesafe) uygulanmasıdır. Karate de kata ve kumitenin önemi bir arabanın iki tekerleğiyle kıyaslanabilir. Karate ilk zamanlar okinavada ilk olarak yalnız kata teknikleri olarak uygulanırdı. Japonyada uygulanmaya başlandığı zaman funakoşi sensei kumitenin ilk şeklinide uygulamaya başlamıştır. Daha sonra kata ve kumiteye aynı önemle çalışılmıştır. Uzun yıllar süren gayret ve incelemeler sayesinde günümüzün kumite müsabakaları halini almıştır.

Son düzenleyen _Yağmur_; 11 Haziran 2016 17:55 Sebep: Sayfa düzeni
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
6 Haziran 2011       Mesaj #8
pesimist - avatarı
Ziyaretçi

KARATE


Ad:  Karate-Do.jpg
Gösterim: 1841
Boyut:  26.2 KB
Alm. Karate, Fr. Karaté, İng. Karate. Uzakdoğu ülkelerinde geliştirilmiş ve bütün dünyâda yaygınlaşmış olan umûmiyetle yumruk ve ayak vuruşlarından ibâret bir çeşit savunma, kültürfizik ve yarışma sporu. Çin, Japonya, Kore gibi ülkelerde geliştirilen bu sporun sayısız ekolleri vardır. Herkesce sevilen karate, genç ihtiyar demeden kadın ve çocuklar tarafından da tatbik edilmektedir.

M.Ö. 2000-3000 yıllarında budist râhipleri tarafından geliştirilmiştir. O târihlerde Budist tapınakları halkın adak ve hediyeler bırakması sebebiyle çok zengindi ve bu zenginlik de soygunculara hedef teşkil etmekteydi.

Budist inançlarına göre silâh kullanmak ve hele canlı hayâtına son vermek kesinlikle yasaktı. Bu sebeple râhipler soygunculardan kendilerini koruyabilmek için karateyi geliştirdiler ve her gün manastır avlularında dînî âyin havasında çalışmalarını sürdürdüler. Günümüzde ise karate sportif gâyeli olduğundan bir takım kurallarla sınırlandırılmıştır.

Karate bir kişinin silâhsız olarak vücûdunun tabiî organları ile kendisini müdâfaa etmesidir. Kesinlikle saldırı değil, savunma aracıdır. Savunma, spor ve vücut hâkimiyeti ile birlikte karakterin olgunlaştırılmasıdır.

Karate bir sanattır ve en büyük gâyesi galibiyet değildir; gerçek bir karate insanın ahlâk ve karakterini olgunlaştırmayı hedef edinmiştir.

Aşağı yukarı 1600 yıllarında Çin ve Japonya ile dâima iyi münâsebette bulunmuş olan Okinawa Adasında “Okinawa-te” isminde bir dövüş sanatı doğar. Bu sanat, Çin askerleri ile gelmiş olan Kendo ve adadaki yerlilerin geliştirmiş olduğu bir dövüş sanatının birleşiminden ibârettir. Bir süre sonra politik sebepler yüzünden Okinawa yerlilerinin silâh bulundurmaları yasaklanınca “Okinawa-te” hızlı bir gelişme gösterir. Son yüzyıllara kadar bu sanat gizli kalır. Eski “Okinawa-te” üzerine ne bir kitap ne de târihî bir belge bulunmaktadır.

Okinawa-te’den bugünkü karateyi kuran kişi Gichin Funakoshi’dir. Kendisi bir Okinawalıdır. Japonya’da eski dövüş sanatlarında büyük bir rönesans gerçekleştirdiğinde; yâni Jui-jitsu, Judo’ya, Japon eskriminin Kendo’ya dönüştüğünde, Funakoshi, Japonya’da bulunmaktaydı. Meydana çıkarmak istediği dövüş sanatında yaptığı hamlelerde (1917 ve 1922) büyük başarı kazandı. Bu başarısından dolayı bu sanatı Japonya’da öğretebilmesi için kendisine izin verildi. Bunun üzerine ülkeyi baştan aşağı dolaşıp kendi sanatı hakkında dersler ve seminerler verdi. Bu zaman zarfında birçok üniversite, karate grupları kurma çalışmalarındaFunakoshi’nin yardımını istemişlerdir. 1900 yıllarında Okinawa-te yerine bu dövüş sanatına “karate” denilmiştir. Burada “kara” Çin anlamındadır. Yâni tam tercümesi “Çin-eli” şeklinde olmaktadır.

Funakoshi, Japonya’da karateyi ilmî şekilde teşkilâtlandırıyordu. Böylece karateyi tehlikesiz bir spor hâline sokarak karate şampiyonaları düzenleme imkânı doğmuştu. Funakoshi, karateyi geliştirirken Judo ve Kendo’dan bir sürü teknik almış ve böylece bugünkü modern Japon karatesinin ilk temelleri atılmıştır. Funakoshi, sanatının ismini sonradan “Çin-eli”nden “Boş-el”e çevirdi. Yazılış değişse de okunuş yine aynıdır. Yâni Çin veya boş (veya silâhsız) kelimelerinin Japonca okunuşları yine “kara”dır.

Karate Japonya’da büyük bir hızla gelişirken, Okinawa ve Çin’den başka karate hocaları Japonya’ya geldi. Bu sırada Japonya’da başka karate sistemleri de doğdu. Bunlar teknik açıdan birbirlerinden farklı ise de, öz ve esasta aynıdırlar. En tanınmışları şunlardır. Wado-Ryu, Goju-Ryu ve Shito-Ryu (Ryu, okul demektir). Gichin Funakoshi’nin kurduğu karatenin ismi Shotokan’dır. Bu stil en tanınmışı ve en çok yayılıp benimsenmiş olanıdır. Shito-Ryu, 1930’da Kenwa Mabuni tarafından kurulmuştur. Birkaç sene sonra Chojun Miyagi, Goju-Ryu karatesini kurdu. Goju-Ryu’nun bugünkü yöneticisi Gogen Yamaguchi’dir. Lâkabı ise kedidir.

1935’te Funakoshi’nin talebesi olan Hironori Otsuka, Wado-Ryu’yu kurdu. Wado’nun mânâsı “barışa giden yol” demektir. Teknik bakımdan Wado-Ryu karatesi ile Shotokan stili arasında pek fark yoktur. Karatenin esası sayılan Kung-fu Çin’de, Taek-wan-do ise Kore’de geliştirildi.

Karate ve çeşitleri yalınayak ve özel üniformalı olarak çalışılır. Bele, dereceye göre çeşitli renklerde “kemer” bağlanır. Kung-fu stillerinde Çin halkının günlük olarak giydiği elbiselerle ve kapalı terliklerle (iskarpinlerle) çalışılır.

Karatede açık el, yumruk, ayak ve diz darbeleri görüldüğü gibi bu hareketler (blok) olarak da kullanılmaktadır. Bâzı karateciler yumruk hattâ parmak ucu ve ayak vuruşlarını sert satıhlara tatbik ederek darbe noktalarını sertleştirmektedirler. Önceleri kanayan temas noktaları daha sonra nasırlaşarak sertleşir. Fakat hekimler böylesi bir çalışmanın sıhhat yönünden geriye dönüşü olmayan menfî tesirler bırakacağını bildirmiştir.

“Öldürücü vuruşların” ve isimleri efsâneye karışmış bâzı karatecilerin olağanüstü güce sâhib oldukları söylenmektedir. Bu güçler arasında, meselâ, küçük kuşların bir haykırış (kader bağırışı) ile öldürülmesi, vücudun belirli hassas ve gizli noktalarına hafifçe temas etmek suretiyle ölüme sebebiyet verme (ölüm dokunuşu) ve çıplak el darbesi ile düşmanın vücûdunu bölerek hâlen çarpmakta olan yüreği sökme de yer almaktadır. Ancak bütün bu olağanüstü gibi gözüken olayları belgeleyici ve inandırıcı vesikalar bulunamamıştır.

Yumuşak ve sert stiller: Karatede yumuşak stili benimsemiş olan bir ekol, sürat ve inceliğe önem verirken; sert stili benimsemiş olanlar vuruş gücünün arttırılmasını ön planda tutmaktadırlar. Birincisinde, meselâ süratli bir vuruşun meydana çıkardığı rüzgâr ile muma dokunmadan ateşinin söndürülmesi antrenmanı yer alırken, ikincisinde meselâ bir tuğlanın kırılması hüner olarak görülmektedir.

Katalar (Dövüş şekilleri): Tek veya birçok hasıma karşı “hayâlî” bir savunmada, öğrenilen bütün tekniklerin bir plan dâhilinde gösterilmesine kata denilmektedir.

Müsâbakalar: Karate müsâbakalarında umumiyetle darbeler hedefe 1 cm kadar bir mesâfede durdurulur. Böylece bir veya birkaç sayı toplanır. Başlıca hedefler arasında baş, gözler, yüz, göğüs, karaciğer ve kasıklar bulunmaktadır. Zamanımızda batılı ülkelerde ortaya atılan “full contact” karate müsâbakalarında, ayak ve kasıklarda koruyucu eldiven, tozluk ve süngerler bulunmaktadır.

Kemerler: Başlangıçta her kareteciye beyaz renk kemer verilir. Zamanla antrenman ve müsâbakalarda tecrübe kazanan karateciler belirli imtihanlara tâbi tutularak kemer atlarlar. Böylece kemerlerin rengi veya işâretleri değişir. Karatede en üst seviye, hocalık derecesi olan siyah kuşaktır. Bundan sonra “dan” denilen yükselmelere geçilir.

Japon Karate Cemiyeti 1948’de kurulmuştur. Birleşik Amerika’da 1965’te kurulan “Birleşik Karate Federasyonu” yalnız Amerika’da bulunan karate okullarını tanımaktadır.

Karate-do 1960 yılından sonra dünyâya penceresini açmıştır. Fakat bugün en çok sporcusu bulunan sevilen bir spor haline gelmiştir.

Türkiye’de karate: İnsanlık târihi kadar eski olan mücâdele sporları her milletin özünde vardır. Milletler bunları kendi dillerine göre adlandırmışlar ve kendi kültürleri içinde yaymaya çalışmışlardır.

Biz de târihimize baktığımız zaman, usûllü vuruş denilen boks veya karateye benzer bir sporun, Göktürklerde bugünkü pankreasa benzer vurdulu kırdılı güreşlerin olduğunu; Osmanlılar devrinde askerlerin, mermerlere vuruşlar yaparak uzuvlarını sertleştirdiklerini ve bir Osmanlı tokadı ile hasımlarını yere serdiklerini, hattâ bugün köylerimizin pek çoğunda gençlerin tekme oyunu diye karşılıklı geçip birbirlerini tekmeledikleri görülmektedir. Ama kimse bunlarıJaponlar gibi sistematize edip, prensip ve usûller dâhilinde dünyâya tanıtmamışlardır.

1962’de, yurdumuza judonun girmesi ile berâber, karate de aynı kültürün ürünü olarak geçiş yaptı.

Modern Türk judosunun önderlerinden ve ilk ustalarından olan İbrahim Öztek, Namık Ekin, Ahmet Ökten ve Natık Canca çalışmalarında karateye de yer verdiler. Judonun tanıtılması ve yayılması için çeşitli gösterilerde korunma teknikleri (Kime-Waza) şeklinde teknik ve vuruşlar yaparak, karateyi de tanıtmaya başladılar. 1969’da Türk Judo Federasyonu Teknik Direktörü Michael Novowitch, antrenör kurslarında Karate-do, Aiko-do ve Ken-do dersleri de verdi.

İlk çalışmalarına Hakkı Koşar’ın yanında başlayan Ahmet Doğaner, Ferhat Özsert, Atilla Çeliktürk, Hakan Alpay, Ali Koca ve Kempo sistemini yurdumuza getiren Enver Hancı gibi değerli hocalar büyük bir gayretle çalışarak kısa bir zamanda binlerce sporcu yetiştirerek bu spora en büyük hizmeti vermişlerdir.
Son düzenleyen _Yağmur_; 11 Haziran 2016 17:58
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
3 Ağustos 2012       Mesaj #9
buz perisi - avatarı
VIP Lethe

Karate


MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Ad:  Karate-Do-1.jpg
Gösterim: 1729
Boyut:  4.8 KB
Bir Japon sporu. Karate 6. yüzyılda Japonya'da doğdu. 17. yüzyılda Okinawa, bu oyunu geliştirdi ve kurallara bağladı. Japonların eski geleneksel oyunu jiujitsu, öldürücü bir oyundu. Karate ondan esinlenmekle birlikte, rakibi öldürmeden etkisiz duruma getiren bir savunma ve saldırı oyunu oldu. Oyuncular, iki ya da üç dakika süren karşılaşma boyunca, darbelerin karşı oyuncunun vücudunun hemen yakınında durdurulmasına özen göstermek zorundadırlar. Bu biçimde ve can alıcı yerlere yönelik darbelere bir puan (ippon), diğer darbelere yarım puan verilir (vazaari).
Son düzenleyen _Yağmur_; 11 Haziran 2016 17:56
In science we trust.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
11 Haziran 2016       Mesaj #10
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

KARATE-DO NASIL ÇALIŞILIR?


Ad:  Karate-Do-2.jpg
Gösterim: 2613
Boyut:  27.3 KB
Shotokan Karate Do çalışması üç bölümden oluşur: (1) “Kihon”, temel demektir. Temel bloklar, yumruklar ve tekmeleri konu alır. (2) “Kata”, form demektir. Hayali rakiplere karşı yapılan bir dizi blok ve ataklardan oluşur. (3) “Kumite”, gerçek rakiplerle, yüz yüze yapılan dövüştür.

1 - KIHON
Kihon’da temel hareketler, her hareketin “tek”liği üzerine kurulmuştur. Tüm vücut bir bütün halinde hareket etmelidir. Örneğin bir ‘ön yumruk’ atarken tüm vücut, bacaklar, kalçalar, gövde ve kollar, aynı anda hareket etmelidir. Tüm hareket boyunca, yalnızca vücudu taşıyan ve hareket ettiren kasların gerili, diğerlerinin rahat olması çok önemlidir. Yalnızca odaklama anında, yani hayali rakibe doğru yapılan hareketin son noktasında, vuruşu yapan kol ve bacak kasları gerili olmalıdır. Vuruş anında tüm benlik, hem fiziksel hem de zihinsel olarak tamamen tekniğe odaklanmalı ve konsantre olmalıdır.

2 - KATA
Kata, değişik blok ve atak kombinasyonlarından oluşur ve genelde bir ya da iki dakika sürer. Her kata, bilinç kalmayıncaya kadar binlerce kez tekrar edilir ve böylece Karate’de anılan “hareketli meditasyon” ya da “hareketli Zen”e ulaşılır. Birçok kata vardır, ancak kişi, ömrü boyunca sadece bir veya iki tanesini tam olarak anlayabilecek düzeye ulaşabilmektedir.

3 - KUMITE
Kumite, ya da gerçek rakiple dövüş, her iki tarafın da korkuyu yenmesini gerektiren bir çeşit sessiz iletişimdir. Böylece taraflar, diğerinin yaptığı en ufak hareketi algılamaya duyarlı hale gelirler. Karşılıklı temel hareketlerin danışıklı olarak uygulanmasıyla başlayan kumite eğitimi, kuşak ilerledikçe, yarı serbest ve tam serbest çalışmalara dönüşmektedir.

Ad:  Karate-Do-6.jpg
Gösterim: 1525
Boyut:  24.1 KB

Terminoloji


Giysilerine Karate-gi, öğrencilerine karate-ka denir. Karate antrenmanları genel olarak üç kısımdan oluşur. Bunlar, Kihon, Kata ve Kumite’dir. Kihon karatedeki temel tekniklerin parça parça çalışılmasıdır. Kata, sıraları önceden belirlenmiş çeşitli tekniklerin belirli bir sıra ile uygulandığı Karatenin kuşaktan kuşağa aktarılması için oluşturulmuş alıştırmalardır. Kumite antrenmanda yapılan dövüş alıştırmasıdır.

Türkiye’de karate


Karate Türkiye’ye 1962 yılında Güreş antrenörü Halil Yüceses’in Japonya’dan dönüşü sonucu Judo ile birlikte girmiş, bazı Karate tekniklerinin çeşitli judo hocalarınca öğretilmeye başlanması ve Türk Silahlı Kuvvetleri yakın dövüş eğitiminde yer bulması üzerine tanınmıştır. 1969 yılında Judo Federasyonu teknik direktörü Michel Novowitch antrenör kurslarında judonun yanı sıra Karate eğitimi de vermiştir. Hakkı Koşar’ın öncülüğünü yaptığı Türkiye Amatör Karate Organizasyonu ile 1970’lerde judodan bağımsızlaşma sürecine giren Karate 1980’de Türkiye Judo Federasyonu’nun Türkiye Judo ve Karate Federasyonu olarak yeniden örgütlenmesiyle federasyonlaşmış, 1990’da ise Türkiye Karate Federasyonu kurulmuştur.

Türkiye’de Karate’nin ilk yıllarından itibaren JKA-Shotokan ekolü (Nakayama stili) açık bir egemenlik kurmuştur. Bu durum Karate’nin “geleneksel karate” ve savaş sanatı anlayışından çok bir müsabaka sporu olarak tanınmasına ve organize olmasına yol açmıştır. Türkiye Karate Federasyonu bünyesindeki spor karate faaliyetlerinin yaklaşık %95’i Shotokan stilindedir.

Ad:  Karate-Do-3.jpg
Gösterim: 2095
Boyut:  33.9 KB

Karate Stilleri


Mevcut çok sayıdaki Karate stiline karşın, Dünya Karete Federasyonu (dolayısıyla Avrupa Karate Federasyonu ve Türkiye Karate Federasyonu) özellikle sportif faaliyetlerde standartlaşmayı sağlayabilmek için kata listeleri üzerinden dört stili kabul etmektedir:
  • Shotokan Ryu
  • Goju Ryu
  • Shito Ryu
  • Wado Ryu
Diğer Karate stilleri arasında ise aşağıdakiler sayılabilir. Bu stiller başta Dünya Karate-Do Organizasyonları Birliği (WUKO) olmak üzere çeşitli federasyon ve organizasyonlarda örgütlenmektedir.

Tam temaslı Karate stilleri:


  • Ashihara
    Kyokushinkai
    Seido
    Shidokan

Dünya Karate Federasyonu dışındaki Geleneksel Karate stilleri:


  • Uechi Ryu
  • Shorin Ryu
  • Chito Ryu
MsXLabs.org
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 8 Aralık 2016 20:23
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

8 Haziran 2019 / Misafir Cevaplanmış
5 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
27 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük