Arama

Spor Hekimliği

Güncelleme: 1 Ocak 2010 Gösterim: 4.284 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
1 Ocak 2010       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Spor Hekimliği

Sponsorlu Bağlantılar
Spor Hekimliği, spora bağlı ortaya çıkan yaralanmalar ve onların engellenmesi, teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen bir tıp alanıdır. Yaralanmanın engellenmesi ve tedavisi ile sporcunun sağlığını en uygun şekilde idame ettirmek ve performansını en üst düzeye çıkarmak amaçlanmıştır. Buna karşılık terim olarak Spor Hekimliği genellikle çoğu kişi tarafından spor yaralanmaları sonrası rehabilitasyonun yapıldığı bir alan olarak algılanmaktadır. Amerikan Spor Hekimliği Birliği (ACSM) spor hekimliğinin tarifini, egzersiz ve spor ile ilişkili olan fizyolojik, biomekanik, psikolojik ve patolojik durumlar ile uğraşan çok alanlı ve alanlar arası bir çalışma şeklinde yapmıştır. Dünya Spor Hekimliği Federasyonu'nun (FIMS) tanımına göre de, egzersiz, antrenman ve sporun -ayrıca hareket eksikliğinin (sedanter yaşamın)- sağlıklı ve hastalıklı bireyler üzerindeki etkilerini inceleyen, tanı, önlem, tedavi ve rehabilitasyon konularında harekete katılan her yaştaki ve cinsteki bireylere yardımcı olacak çalışmalar üreten teorik ve uygulamalı bir tıp dalı olarak ifade edilmektedir. Yaşam kalitesini arttırmak için egzersiz ve spora katılımı özendirmek ve katılım sırasında ortaya çıkan sorunları en kısa zamanda çözümleyerek aktiviteye geri dönüşü sağlamak spor hekimliğinin temel uğraşısıdır. Bu tanılardan da anlaşılacağı gibi asıl anlamda spor hekimliğinin sadece yaralanmaların tedavisi ile değil aynı zamanda egzersiz ve spor performansının değişik yanları ile de ilgili olduğunu görmek mümkündür. Günümüzde egzersiz ve sporun insan sağlığı üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini ortaya çıkarmak, sorunların teşhis ve tedavilerini, sporcu performansının tıbbi yönlerini klinik ve araştırmalar çerçevesinde ele almak için pek çok disiplin ortaklaşa bir işbirliği içindedir. Bunlar arasında beden eğitimi uzmanı, spor psikoloğu, spor fizyoterapisti, beslenme uzmanı ve spor hekimi vardır.
Spor hekimliğinin temel görevleri şu şekilde sıralanabilir:
a) Spora katılım öncesi sağlık muayenesi ile bireylerin egzersize uygunluğunu değerlendirmek.
b) Bireysel ve dolayısıyla toplumsal sağlığın korunması ve geliştirilmesi yönünde egzersize katılımla ilgili araştırma yapmak ve eğitici rol oynamak.
c) Sağlığın korunması ve geliştirilmesi için egzersiz reçetesi oluşturmak ve bunu uygulatmak.
d) Spora katılımla ortaya çıkan akut veya kronik sağlık sorunları veya yaralanmaların muayene, ölçme ve değerlendirmesini yapmak, tanısını koymak ve medikal ve sportif rehabilitasyon tedavilerini planlamak, gerektiğinde ilgili uzmanlık dallarına yönlendirmek.
e) Saha hekimi olarak spor alanlarında ilk yardım uygulamaları yapmak.
f) Spor kulüplerinde takım hekimliği uygulamaları yapmak.
g)
her türlü dopingle mücadele çalışmalarına katılmak.
g) Tedavisinde egzersizin yararlı olduğu diabet, astım, obezite, hipertansiyon, değişik psikiyatrik sorunlar (depresyon, uyku sorunları …) gibi değişik hastalıklarda egzersiz reçetelerinin hazırlanması ve egzersizin etkilerinin takibini yapmak.
Anlaşılacağı üzere spor hekimliği uzmanlığı sadece lisanslı sporcuya hizmet eden bir hekim değildir. Spora yeni başlayacak her yaştan bireylerin sağlık kontrollerinin yapılması, spora katılımda ortaya çıkan sağlık sorunları ve yaralanmaların çözümleri, sağlığın korunması ve geliştirilmesi yönünde sporun yararlarının eğitim yoluyla bireylere aktarılması, tedavisinde egzersizin fayda sağladığı değişik hastalıklar spor hekimliğinin perspektifi içinde düşünülmektedir.


Tarihçesi
Dünyada ve ülkemizde, spora ilginin eski ve köklü olmasına karşılık spor hekimliğinin gelişmesi, ancak 20. yüzyılın başlarına rastlamaktadır. Daha önceki dönemlerde konuyla ilgilenen ve sporla tıbbın işbirliğinin önemine işaret eden bazı hekimlerin olmasına ve hatta 16. yüzyılda Hieronymus Mercurialis tarafından ilk spor hekimliği kitabının yazılmasına karşın, çok yönlü bilimsel çalışmaların ilk adımı 1883 yılında Almanya'da atılmıştır. Bu tarihte Magdeburg Üniversitesi'nde ilk ergometrik çalışmalara başlanmış olup bu çalışmalar modern spor hekimliğinin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak ilk spor hekimliği merkezi 1913 yılında Dresden'de (Almanya) açılmıştır. Bu merkez daha çok spor yapan kişilerin sağlık kontrollerinin yapıldığı bir alanda faaliyet göstermiştir. Bunu takiben 1928 yılında St. Moritz'de (İsviçre) Dünya Spor Hekimliği Federasyonu kurulmuştur. Aynı yıllarda ülkemizde spor hekimliğinin gelişmesi Cumhuriyetin kurulması ile birlikte olmuştur. 1924 yılında düzenlenen Paris Olimpiyatları'na Atatürk' ün "Türk sporcuları bu olimpiyatlara katılacak" demesi ile çok sınırlı bir bütçeden kaynak ayrılarak Türk sporcuları Paris'e gönderilmiştir. Sporcuların bakımlarıyla ilgili olarak da, askeri bir doktor olan Albay Sırrı Alıçlı görevlendirilmiştir. Sırrı Bey, yurtdışından bir takım kaynaklar getirmiş ve Türkiye'de ilk defa sporcu sağlığı konusu telaffuz edilmeye başlanmıştır. Spor hekimliği kavramını ise ilk kez dile getiren Dr. Raşit Serdengeçti olmuştur. Spor hekimliğinin kurucusu sayılan Dr. Raşit Serdengeçti, 1940'lı yıllarda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nde (o zamanlarda Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü olarak bilinmekte) spor hekimliğinin kurumlaşması yönünde bir sağlık dairesi kurmuştur. 1964 yılında yayınladığı "Spor Hekimliği Nedir, Ne içindir ve Nasıl Teşkilatlanmalıdır?" başlıklı kitabıyla spor hekimliği konusunu yeniden gündeme getiren Serdengeçti, daha sonraki çalışmalara öncülük etmiştir. Bu çalışmalar bir süre sonra sonuç vermiş ve 1965 yılında İzmir'de Türkiye Spor Hekimleri Derneği kurulmuş ve 1966 yılında bu dernek Uluslararası Spor Hekimliği Federasyonu'na (FIMS) üye olmuştur. Türkiye'de önemli adımlardan biri de 1973 yılında ilk Spor Hekimliği Enstitüsü' nün Ege Üniversitesi bünyesinde, İzmir' de faaliyete geçmesidir. Enstitünün kurulmasında ve gelişmesinde Prof. Dr. Necati Akgün'ün özverili çalışmaları önemli rol oynamıştır. Böylece Türkiye'de ilk defa spor hekimi uzmanı yetiştirilmeye başlanmıştır ve Prof. Dr. Necati Akgün'ün kurduğu bu enstitü YÖK ile birlikte bir ana bilim dalı haline gelmiştir. Son yıllarda, üniversitelerimizin spor hekimliği konusuna önem vermesi ve tıp fakültelerinin bünyesinde spor hekimliği enstitüsü veya bilim dalı başkanlıklarının oluşturulmasıyla birlikte, bu alandaki çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Günümüzde 18 Tıp fakültesinde Spor Hekimliği BD veya ABD olarak faaliyet göstermektedir. Ege, Ankara, Uludağ, İstanbul, GATA, Hacettepe, Süleyman Demirel üniversitelerinde spor hekimliği uzmanlık programı bulunmaktadır.


Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

16 Haziran 2016 / _Yağmur_ Spor
13 Haziran 2016 / Misafir Psikoloji ve Psikiyatri
1 Mart 2013 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
3 Nisan 2009 / HipHopRocK Taslak Konular