Arama

Boğulmalarda İlk Yardım

Güncelleme: 19 Temmuz 2006 Gösterim: 4.407 Cevap: 1
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
18 Temmuz 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Boğulmaları Tanımak İçin Temel Bilgiler
Yaşamın devam edebilmesi için her solunum hareketi ile üst solunum yollarından akciğerin en uç noktalarına kadar oksijen taşınır.
Sponsorlu Bağlantılar
Bu ulaşımı engelleyen her türlü etken, boğulmaya neden olur.
Üst solunum yollarının muhtelif nedenlerle tıkanması akciğerlere oksijenin gitmemesine, dolaşımda, dolayısıyla hayati merkezlerde işlev bozukluğuna ve ölüme sebep olur.

Boğulma Nedenleri
- Üst solunum yollarını tıkayan her türlü cisim
- İri bir lokma, erik, üzüm, kayısı, fındık, fıstık vb.
- Küçük oyuncak parçaları, bilye, balon vb.
- Su, muhtelif içecekler
- Ani allerjik reaksiyonlar
- Astım
- Ani kalp yetmezliği ve akciğer ödemi

Boğulma Belirtileri
- Karakteristik olarak iki el boyunda çapraz kavuşturulmuş
- Yüz ve dudaklar morarmış
- Aşırı hava açlığı görüntüsü
- Su birikintisinde yüzükoyun, bilinçsiz durumda
- Şuur kapalı, sırtüstü yatar konumda, morarmış
- Uzun süre zehirli gaz solumuş
- Evvelden beri astım, sara nöbeti var, bilinçsiz
- Göl, dolu küvet, su birikintisi veya denizden çıkarılmış, bilinçsiz

Boğulmalarda alınması gereken önlemler nelerdir?
- Büyük lokma yutmaya çalışmayın.
- Aşırı alkol almayın.
- Diş protezlerinizi yerine sıkıca oturtun.
- Çok hızlı yemeyin, çiğnerken gülmeyin.
- Lüzumsuz nesneleri ağzınızda taşımayın (Örn. iğne)
- Sandal gezilerinde emniyet yeleği takın.
- Çocukları su kenarlarında yalnız bırakmayın.
- İğne, düğme, madeni para, boncuk gibi küçük nesneleri ortalıkta unutmayın.
- Bebeklere yemeği çok hızlı yedirmeyin, çiğnemeye ihtiyaç duymayacakları yumuşak yiyecekler verin.
- Küçük çocuklara fıstık, üzüm, patlamış mısır, çiğ sebze gibi yiyecekler ve bozuk para vermeyin.
- Çocuklara yutamayacakları kadar büyük oyuncaklar alın, küçük parçalara ayrılabilen oyuncaklar almayın.

Boğulmalara karşı yapılması gerekenler nelerdir?
- Solunum yoluna kaçan yabancı cisimlerin solunum yolunu tıkaması halinde Heimlich Manevrası uygulayın.
- Bilinç kaybı olan hastanın ağız içini işaret parmağınızla temizleyin ve hastayı sırt üstü yatırın. - Çeneyi yukarı kaldırarak solunum yolunu normal anatomik konuma getirin.
- Acil yardım isteyin.
- Suni solunum ve kalp masajına hazırlanın.


Heimlich Manevrası
1- Şahsın arkasına geçerek sol elinizi yumruk yaparak tam göbek üstüne koyun.
2- Sağ elinizle sol el bileğinizi sıkıca tutarak aniden, sentçe kendinize doğru çekin.

Bebeklerde Heimlich Manevrası
Boğulmalarda İlk Yardım
1- Bebeği sağ kolunuzun üstüne yüzükoyun yatırın ve başı aşağıya yönlendirin, sonra sırtının tam ortasına peşpeşe 5 kez vurun.

Boğulmalarda İlk Yardım
2- Bu kez bebeği sol kolunuzun üstüne sırt üstü yatacak şekilde çevirin.

Boğulmalarda İlk Yardım
3- Sağ elinizin 2 parmağı ile göğüs kemiğinin ortasına 5 kez bası uygulayın.
Bebek nefes almaya başlayana kadar ve yabancı cismi dışarı atana kadar sırta vurun ve göğüse bası işlemine devam edin!


Bilinçsiz Yatan Hastalarda Heimlich Manevrası
Boğulmalarda İlk Yardım
1- Şahsın çenesini yukarı kaldırın.
2- Burun deliklerini kapatarak ağızdan soluk verin.

Boğulmalarda İlk Yardım
3- Elinizin ayasını göbek çukurunun tam üstüne koyarak.
4- Peşpeşe 5 kez ani bası uygulayın.

Boğulmalarda İlk Yardım
5- Sağ elle çeneyi açarak sol el işaret parmağı ile ağız içinde yabancı cisim araştırın.
6- Tekrar çeneyi kaldırın ve burun deliklerini kapayarak 2 kez soluk verin.
Şahıs kendiliğinden nefes alıp vermeye başlamazsa soluk verme işlemine devam edin, kalp masajına hazır olun!

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
19 Temmuz 2006       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
HAVA YOLUNUN AÇILMASI
Ağız boşluğu erişkinlerde işaret, bebeklerde ise serçe parmağı kullanılarak temizlenir, yabancı cisimler varsa çıkartılır, (Takma diş, kırık diş, toprak vs.) Dilin arkaya sarkarak hava yolunu kapatmaması için: Bir elle çeneden tutulur çene yukarı ve öne alınır, diğer elle alnından hafifçe itilerek yaralının başı geriye doğru alınır.
Sponsorlu Bağlantılar
Boyun zedelenmesi düşünülen yaralılarda, baş geriye doğru itilmez,alt çene yukarı doğru çekilir.


HAVA YOLUNDAKİ YABANCI CİSİMLERİN ÇIKARILMASI:

Yaralıya suni solunum yaparken, her hava üfleyişte yaralının göğsünün yükselip, yükselmediğine bakmamız gerekir. Suni solunuma rağmen yaralının göğsü yükselmiyorsa hava yolu tıkalıdır ve verilen hava akciğerlere gitmiyordur. Bu durumda tıkalı hava yolu en kısa zamanda açılmalıdır. Bunun için bilinci açık bir kişide;
Yaralı erişkin ise yüzüstü başı biraz aşağıda olacak şekilde yatırılır, kürek kemiklerinin arasına yumrukla vurulur

Yaralı bebekse yüzü aşağı gelecek, karnı kolumuzun üstüne denk gelecek şekilde kolumuza yatırılır ve sırtına vurulur
Bunların dışında bazen günlük hayatta hava yoluna yabancı cisimler kaçabilir. Hava yolu kısmen tıkalı olabilir; Hasta öksürebiliyorsa ve rengi iyi ise müdahale edilmemelidir. Bununla beraber hasta zayıf bir şekilde öksürüyor ve soluk almakta zorlanıyorsa acil yardım gereklidir.


Nedenleri:
* Yiyecekle r(Hava yolu tıkanıklıkları, genellikle yemek yeme sırasında görülür)
* Takma dişler
* Yabancı cisim (Oyuncaklar, küçük cisimler vb.)


Belirti ve bulgular :

1- Kısmi tıkanmada:
  • Eğer hava geçişi iyi ise kişinin bilinci yerindedir.
  • Güçlü bir şekilde öksürür, öğürür, nefes almada zorluğu
  • vardır. Konuşabilir veya ses çıkarabilir.
  • Eğer hava geçişi yetersiz ise,zayıf bir şekilde öksürür,
  • gürültülü nefes alır,şiddetli bir solunum sıkıntısı mevcuttur.
2- Tam tıkanmada:
  • Nefes alamaz, konuşamaz, öksüremez, boynunu baş parmakları ve diğer parmakları ile tutar (boğulma işareti) ve daha sonra bilincini yitirir.

Ne yapılmalı?
Hava geçişi iyi olan kısmi hava yolu tıkanmalarında herhangi bir müdahale yapılmaz. Sadece kişi öksürmesi için yönlendirilir. Eğer öksürmesi yetmiyorsa, nefes alma zorluğu artıyorsa ve kişi bilincini kaybetmeye başlıyorsa müdahale edilmelidir. Yabancı cisim ağız içinde görünür durumda ve kolay alınabilir konumda ise kişinin boğazına parmak sokarak müdahale etmek ve takılan nesneyi daha derine kaçırmamaya dikkat ederek çıkarmaya çalışılmalıdır. Eğer nesne yerinden çıkartılamıyorsa Hemlich Manevrası uygulanmalıdır.



HEIMLICH MANEVRASI

Yetişkinde:
Hastanın arkasına geçin ve kollarınızı hastanın beline dolayın. Bir yumruğunuzu, başparmağınız avuç içinde olacak şekilde hastanın göbeğinin üst bölgesine koyup, kaburgaların ve göğüs kemiğinin altına yerleştirin. Diğer elinizle yumruğunuzu sıkıca kavrayın ve hızla içeri ve yukarı doğru bastırıp çekin.

Bu işlem tıkanıklık giderilinceye kadar 6 - 10 kez tekrarlanmalıdır.
Eğer hasta bilincini yitirir ise ve tıkanıklık hala devam ediyorsa hastanın sırt üstü yere uzanmasını sağlayın. Hastanın dizleri üzerine oturup aynı bölgeye göğüse doğru bastırıp çekerek aynı manevrayı yerde uygulayın.

Bunda da başarılı olamadıysanız yüzüstü başı biraz aşağıda olacak şekilde yatırılır, kürek kemiklerinin arasına yumrukla vurulur. Burada solunum ve dolaşım kontrol edilir. Gerekirse takviye yapılır. Hala başarılı olunamadı ise, sırtüstü pozisyonunda manevraya devam edilir. Solunum ve dolaşım durmuş ise suni solunum ve kalp masajı da yapılır.
Aşırı şişmanlarda ve ilerlemiş gebeliği olanlarda HEİMLİCH MANEVRASI biraz daha yukarı bölgeden göğüs hamlesi biçiminde uygulanmalıdır.

8 - 9 yaşına kadar olan çocuklarda batından itme tek elle yapılır.

Küçük çocuklarda ve Bebeklerde;
Ağız içini kontrol edin, eğer görebiliyorsanız yabancı cismi çıkartmaya çalışın. Eğer çıkartamıyorsanız, bir elinizle göğsünden tu-tarak bebeği yüzü yere bakacak şekilde dizinizin üstüne yatırın. Kürek kemikleri arasına diğer elinizin ayasıyla 5 kez çok sert olmayacak şekilde vurun.
5 kez göğüs hamlesi uygulayın (işaret ve orta parmakla).
Gerekiyorsa suni solunum yaptırmaya başlayın.
Başarılı oluncaya veya tıbbi yardım gelinceye kadar bu işlemlere sırasıyla devam edin.




SOLUNUM

Genel Bilgiler:
Atmosferde %20 oranında bulunan oksijen bütün doku ve hücrelerin yaşaması için şarttır. Eğer oksijen kesilirse kalpte saniyeler içinde düzensiz atımlar gelişir. Oksijen eksikliğinde beyinde 4-6 dakika içinde geri dönüşümsüz, hasarlar ortaya çıkar.

Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi temelde iki sisteme bağlıdır: Solunum ve dolaşım.
Solunum atmosferdeki havanın akciğerlere alınıp verilmesidir. Bununla birlikte oksijen akciğerlerdeki hava keseciklerinden kana geçer. Hücrelerde normalde oluşan karbondioksit kandan keseciklere geçer ve nefes verirken dışarı atılır.
Dolaşımda oksijenden zengin kan kalbin pompalaması ile vücuda dağılırken oksijenden fakir kan kalbe geri döner.

Erişkin bir insan dakikada 12-18 defa solunum yapar, bu sayı çocuklarda 20-26 defadır.
Herhangi bir kazada önce yaralının şuuruna , hava yolunun açıklığına ve solunumuna bakılır.

Bir kişinin nefes alıp verdiği 3 şekilde anlaşılır;
  • BAK:Göğüs hareketlerine bakılır, göğüs her nefes alışta şişer ve nefes verirken iner
  • DİNLE: Kulağımızı hastanın ağız ve burnuna yaklaştırıp solunum sesini dinleriz.
  • HİSSET: Yanağımızı hastanın ağız ve burnuna yaklaştırıp hava hareketlerini hissederiz Eğer göğüs hareketi yoksa ve solunum sesini duyamıyorsak, acilen hastaya müdahale etmek için önce hastanın solunum yolunu açmamız gerekir.
Karşılaşılan ilk problem hava yolunun tıkanması olabilir ve bu tıkanma açılırsa başka bir şeye gerek kalmadan hasta rahatlayabilir.


SOLUNUMUN SAĞLANMASI:
Hava yolu açılmasına rağmen yaralı nefes alıp vermiyorsa acilen suni solunum uygulamasına başlanır.
İlkyardımcı, Suni solunumu beş şekilde yapabilir:
1- Ağızdan ağıza
2- Ağızdan buruna (ağızda ciddi yaralanma olanlar ya da çenesi kilitlenenlerde)
3- Ağızdan ağızla buruna birlikte (bebeklerde)
4- Holger - Nielsen metodu
5- Silvester metodu


Ağızdan - ağıza suni solunum metodu:
En sık kullanılan ve hasta/yaralıya en faydalı yöntemdir. Hasta sırtüstü ya-tırılıp başı geriye doğru ha-fifçe itilir. İlkyardımcı hastanın yan tarafına geçer. Başı alından tutan elin baş ve işaret parmakları hastanın burun deliklerini kapatır. İlkyardımcı derin bir nefes alır ve ağzını hastanın açık olan ağzına direkt dayayarak nefesini hastaya verir. Sonra ağzını çekip hastanın nefes vermesine fırsat tanır. Erişkin bir insana dakikada 12 defa olmak üzere her 5 saniyede bir suni solunum yapılır. Bebeklere ise dakikada 20 defa, her 3 saniyede bir yapılmalıdır. Bebeğe nefes verirken göğüs hareketleri izlenmelidir.

Ağızdan - buruna suni solunum uygulama:
Hastanın dişleri kilitlenmiş açılamıyorsa, veya kazadan dolayı ağız çevresinde yaralanma varsa, kısacası ağızdan - ağıza metodu uygulanamıyorsa bu metod seçilmelidir.
Bu metodda hasta yine aynı pozisyondadır, ilkyardımcı bu defa hastanın çenesinden tutup ağzını kapatır ve burnundan hava verir.

Suni solunum sırasında mideye hava dolabilir, bu gibi hallerde hastayı yana çevirerek göbek ile kaburgalar arasına hafifçe bastırılarak hava boşaltılabilir.

Ağızdan -ağız ve buruna birlikte-suni solunum uygulama:
Özellikle küçük çocuklar ve bebeklerde uygulanması mümkün olan bir metottur. Bebeklerin solunum sayısı daha fazla, ağız, burun ve akciğerleri daha küçük olduğundan bebeklere yapılacak suni solunum ağız ve burundan birlikte sık aralıklı, daha az güçte nefes verilerek yapılır. Verilecek hava miktarı göğsün kalkmasına yetecek kadardır.

Sırttan bastırma, dirseklerden kaldırma metodu ( Holger - Nielsen metodu )
Ağız ve burun yaralanmalarında bu metot uygulanır. Bu metot da hasta yüzükoyun yatırılıp, elleri başı hizasında birleştirilir, başı yana çevrilir ve ellerinin üzerine yatırılır. İlkyardımcı yaralının baş tarafına geçer, yaralının dirseklerinden tutup 25-30 cm kaldırır, bu şekilde yaralı nefes almış olur, sonra yavaşça yerine bırakıp sırtından bastırır, bu şekilde de yaralı nefes vermiş olur.

Silvester metodu
Bu metodda hasta sırtüstü yatırılır, ilkyardımcı yaralının baş tarafına geçer, ellerinden tutup her iki yana ve yukarıya doğru açar, bu şekilde yaralı nefes almış olur, sonra yaralının ellerini bırakmadan göğsünden bastırır, bu şekilde yaralı nefes vermiş olur.

Bu metotlar dışında sağlık personelinin uyguladığı ve bir ağızlık ya da bir kese yardımı ile yaptığı suni solunum tipleri de vardır. Ancak bu uygulamalar profesyonel ekiplerce yapılır.

DOLAŞIMIN SAĞLANMASI:
Kalp, kanı tüm organlara ritmik olarak pompalar ve kendi elektrik aktivitesini oluşturur.
Erişkin bir insanın kalbi dakikada 60-80 arasında atar. Bebeklerde dakikada 160 kalp atımı, çocuklar için de 120 atım normaldir.

Bir insanın kalbinin çalışıp çalışmadığını anlamak için; nabız atışlarına bakılır. Nabız en iyi boyunda bulunan şah damarından anlaşılır, kalbe yakındır ve tansiyon 50 mm/Hg basıncına düşse bile bu damardan nabız hissedilir. Halbuki bu kadar düşük bir tansiyonda el bileğinden nabız alınmayabilir. Kalbin durduğu sanılarak yanlışlıkla kalp masajına başlanabilir. Bebeklerde nabza koltukaltına yakın kolun iç kısmından daha rahat bakılır.
Doğru kriterlerle kalbin çalışmadığı tespit edilirse,acilen kalp masajı uygulamasına başlamak gerekir.

Kalp Krizinin Değiştirilemez Etkenleri
  • Kalıtsal
  • Cinsiyet (Erkeklerde fazla)
  • Yaş (40 - 70)
Kalp Krizinin Değiştirilebilen Etkenleri
  • Sigara içmek
  • Yüksek Kolesterol (Damar sertliği)
  • Hareketsizlik
  • Stress
  • Şeker Hastalığı
  • Şişmanlık


Benzer Konular

11 Ekim 2012 / lionhead Tıp Bilimleri
21 Temmuz 2006 / Mystic@L Tıp Bilimleri
15 Temmuz 2006 / Mystic@L Taslak Konular