Arama

İlk Yardım Nedir? İlk Yardım Uygulamaları Hakkında - Sayfa 2

Güncelleme: 11 Ekim 2012 Gösterim: 150.633 Cevap: 39
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #11
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Yanmalar ve haşlanmaları tanımak için temel bilgiler:
Sponsorlu Bağlantılar

Yanık kendisini meydana getiren fiziksel etkenin adıyla anılır. Yanıkları, sıcak su yanıkları, sıcak buhar yanıkları, sıcak yüzey yanıkları (soba, ütü, ısıtma paneli), alev yanıkları (ocak, soba, mangal), elektrik yanıkları ve kimyasal maddelerin meydana getirdiği yanıklar şeklinde ayırabiliriz.

Yanığı oluşturan fiziksel etkenin vücutta meydana getirdiği tahribat, deri, deri altı ve daha derindeki kas ve kemiklerin olaydan zarar görmesiyle sonuçlanır. Bu harabiyetin oluş şiddeti, etkenin enerji olarak yoğun oluşuna ve etkenin vücuda temas süresine bağlı olarak değişir.

Bu bakımdan yanıklar üç gruba ayrılmıştır:

1. Derecedeki yanıklarda deri yüzeysel olarak etkilenir. Tüm deri katları olaydan zarar görmez. Gözle bakıldığında derinin kızardığı görülebilir. Uzun süre güneşte yatan bir insanın
derisinin kızarması, birinci derece yanığa örnektir.

2. Derecedeki yanıklar derinin en üst tabakası olan ve ortalama 1,5 mm. kalınlığındaki epidemis tabakasının tamamen harap olması anlamına gelir. Bu tür yanıklarda, deri yüzeyinin hemen altına toplanan serum sızıntısı içi sıvı dolu kabarcıklar oluşturur. Bu sıvı tabakasının üstünü örten zar, tamamen ölmüş deri tabakasından oluşur.

3. Derecedeki yanıklar derinin tüm katlarını ısıl etken nedeniyle tamamen tahrip olması demektir. Yanığı doğuran etkenin deriye temas süresinin uzun olduğu anlaşılır. Bölge bu nedenle tamamen kömürleşir. Yara içine bakıldığında kasların ortay çıktığı, bazen kemiklerin bile kömürleştiği görülebilir.

Yanığın derinliği yanında yanık yüzeyin genişliği de çok önemlidir. Gerek birinci, gerekse ikinci ve üçüncü derece yanıklarda yanık yüzeyinin genişliği kazazedenin hayatta kalma şansıyla doğrudan bağlantılıdır.
Bebeklerde yüzde 10, erişkinlerde yüzde 20’den geniş yanıklar muhakkak yataklı kurumlarda tedavi edilmelidir.

Yanık, insanı dış etkenlerden ve bakterilerden koruyan bir organ olan deriyi devre dışı bıraktığı için hastalar kolayca enfeksiyon tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Yanık olan yüzey bakteriler tarafından kısa süre içinde işgal edilerek bölge iltihaplanır. Bu bölgede mikroplardan açığa çıkan zehirli maddeler (toksinler) tüm vücuda yayılarak hastaların vücut direncinin kırılmasına ve ağır bir sistemik iltihap tablosunun ortay çıkmasına sebep olur. Diğer taraftan bu açık yüzeyden dışarı sızan serum, vücut sıvılarının süratle azalmasına yol açar.
Vücutta kaybolan gündelik sıvı miktarı yanık yüzeyinin genişliğine bağlıdır ve 1 - 9 litre arasında değişir. Bu açığın kapatılmaması dolaşımın zayıflamasına ve böbreklerin iflasına giderek ölüme sebep olur.

Güneş Yanıkları

Güneş yanıkları yalnız ışınları nedeniyle değil bazı güzellik salonlarında cildi esmerleştirmek için yapılan UV radyasyonlarıyla (solaryum) da oluşturulabilir. Bu konuda bilinmesi gereken bazı olgular vardır:
- Derinin kısa süreli olarak güneş ışınlarına maruz kalması bazı vitaminlerin oluşmasına ve kemiklerin sağlıklı büyümesine yarar.
- Ancak uzun süreli güneş ışınına maruz kalmak deri kanserine, derinin erken yaşlanmasına neden olur.
- Güneş ışınlarına ultraviyole ışınları denir.


İki Tür UV Işını Vardır.

- UVA denen ışın, güzellik salonlarında esmerleştirme için kullanılır. Ancak bu ışınlar diğerlerinden daha derin katlara nüfuz eden deri kanserine, deri yaşlanmasına gözlerin zedelenmesine ve derinin bağışıklık direncinin azalmasına sebep olur.
- UBV denen ışın deri kanseri yapan ve deriyi yakın ışın türüdür.

Yanmalar ve haşlanmalarda alınması gereken önlemler nelerdir?

- Kibrit, çakmak ve ateş yakma gereçlerini ortalıkta bırakmayın.
- Devamlı sıcak suyunuz varsa derecesini 50 dereceden yukarıya ayarlamayın.
- ısıtıcıların etrafına direkt teması engelleyen barikatlar koyun.
- Sıcak sıvıları çocuklardan uzak tutun.
- Bebeğe mama verirken yemeğin, yıkarken de suyun ısısını bilen.
- Ocak üstündeki tava saplarını, çocukların erişemeyeceği şekilde yerleştirin.
- Yatakta sigara içmeyin.
- Sıcak tencere ve su kaplarını tezgahların kenarına yakın koymayın.
- Kullandığınız güneş yağının UVA ve UVB ışınlarını tamamen engellediğinden emin olur.
- Satın aldığınız güneş gözlüğünün UV ışınlarını engellediğine emin olun.
- Evde daima dolu bir yangın söndürücü bulundurun.

Yanmalar ve haşlanmalarda yapılması gerekenler nelerdir?
- Yanığa elle dokunmamaya çalışın.
- Yanığın derecesini saptayın.
- Yanık bölgesini derhal musluk suyuyla soğutun.
- Yanık bölgesini steril olduğunu bildiğiniz pansuman malzemesiyle örtün.
- Sadece kızarıklık varsa yanığı bol su ve sabunla yıkayın.
- Evde tedavi etmekten kaçının.
- Tam teşekküllü bir hastanenin acil merkezlerine başvurun.
- Şehir dışı yörelerde sağlık ocaklarına başvurun.
- Acil ambulans isteyin.
- Kazaya uğrayan kişiyi aşırı sıcak ve aşırı soğuk ortamda tutmayın.
- Tetanoz aşısı olmayı / yaptırmayı unutmayın.

Yanmalar ve haşlanmalarda yapılmaması gerekenler nelerdir?
- Yanık yüzeyini direkt buzla temas ettirerek soğutmaya kalkışmayan.
- 2. derece yanığı dezenfektanla temizlemeye çalışmayın (alkol, tentürdiyot, savlon).
- Yoğurt, yağ, sabun, diş macunu, yağlı kremler vb. yabancı maddeler sürmeyin.
- İçi sıvı dolu su kabarcıklarını patlatmayın.
- Eczane veya pansumancıya gitmeyin, doktora gidin.
- Yanık yüzeyine hava üflemeyin.
- Yanık yüzeyine çıplak el, parmak gibi mikropsuz olduğundan emin olmadığınız şeyleri temas ettirmeyin.
- Yanık yüzeyine yapışan kumaş vb. şeyleri kazıyıp kaldırmaya çalışmayın.
- Evde tedavi yapmaya kalkışmayın.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #12
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Zehirlenmeleri Tanımak İçin Temel Bilgiler
Sponsorlu Bağlantılar
Zehir, vücuda belirli bir miktarda alınınca, sürekli veya geçici tehlike yaratan zararlı maddedir.
- Zehirlenmelerin yüzde 90’ı evlerde olur.
- Zehirlenenlerin yüzde 60’ı 5 yaş altındaki çocuklardır.
- Bu çocukların yüzde 5’i kaybedilir.
- 18 yaş üstündekilerde ölüm oranı daha yüksektir.

Sindirim Yoluyla
Ağızdan alınan zehirli maddelerin oluşturduğu zehirlenmelerdir.
- Yabani manatr, alkol, aspirin, temizlik ürünleri, böcek ilaçları, DDT, uyku hapı, çamaşır suyu, kezzap, cıva, kurşun, arsenik, siyanür, fosfor, fare zehiri, kalp ilaçları, mavi ispirtor, benzin, gazyağı, tiner, yağlı boya, boya çözücüler, aseton.
- Normalde kullanılan ilaçların aşırı dozda alınması (aspirin, uyku hapı vb.)
- Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar ve gıda maddeleri.

Solunum Yoluyla
- Karbonmonoksit (soba, mangal, oto egzost gazları, kuyu ve derin çukurlarda biriken gazlar.)
- Sentetik boya ve yapıştırıcılardan buharlaşan gazlar.
- Petrol ürünlerinin buharları (tiner, benzin vb.)
- Kimyasal buharlar (tuz ruhu, çamaşır suyu vb.)
- Yanık plastik maddelerden çıkan dumanlar (siyanür).
- Harp gazları.

Deriden Emilim yoluyla
Geniş deri yüzeylerine zehirli madde sıvaşmasıyla oluşur.
- Bazı zehirli bitkiler (zehirli ısırganlar)
- Çim ve çiçekler için kullanılan gübre ve böcek ilaçları

Enjeksiyon yoluyla
Bir iğneyle deri altına girilerek oluşur.
Böcek sokmaları ve ısırılmayla

Zehirlenmelerde alınması gereken önlemler nelerdir?
- Çocukları yalnız bırakmayın.
- Tüm ilaçları kolay erişilmeyecek bir dolaba koyun ve kilitleyin.
- Tüm temizleyiciler zehirlidir, ortalıkta tutmayın.
- İlaç ve kimyasal maddelerin kapaklarını sıkı kapatın.
- Çocuklara vereceğiniz ilaçları şeker olarak tanıtmayın.
- İlaçların kullanım talimatlarını okuyun.
- Boya, kimyasal maddeler, solventer ve otonuzla açık havada uğraşın.
- Evde zehirli bitki bulundurmayın.
- Kullanılmış sağlık malzemelerini ve tarihi geçmiş ilaçları, içine plastik torba atılmış çöp kutusuna atın ve çöp kutusunun kapağını sıkıca kapatın.
- Aerosolleri (böcek / bitki ilacı, deodorontlar, kimyasal çözeltiler, deterjan / kozmetik ürünleri) ortalıkta bırakmayın.

Zehirlenmelerde yapılması gerekenler nelerdir?
- Önce zehirlenmenin neden kaynaklandığını anlayın.
- Kendinizi emniyete alın, gerekiyorsa uzaklaşın.
- Hastayı tehlikeli alandan uzaklaştırın.
- Acil tıbbi yardım isteyin.
- Zehirlenmenin şiddetini anlamaya çalışın (bilinç düzeyi önemli bir ipucudur.)




İlk Yardım Nedir? İlk Yardım Uygulamaları Hakkında - Hastanın solunum ve nabzını kontrol edin.

- Hayatı tehdit eden bir durum varsa suni solunum ve kalp masajı için hazırlanın.
- Zehirlenmenin ne kadar süre önce oluştuğunu saptayın.
- Zehirlenen şahsın etrafında olaya neden olması mümkün olan ilaç, kimyasal madde şişelerini vb. hastaneye giderken yanınızda götürün.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #13
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
HAYVANLARIN SOKMA VE ISIRMALARINA İLK YARDIM

KÖPEK ISIRMASINDA : Isırılan yeri sabun ve su ile yıkayın. Köpeği tespit edip karantina altına alınmalıdır.
Hastaneye gidin. Kuduz ihtimaline karşı aşı olun.
Kuduz:Yarasa ısırmasından, yalamasından ya da yarasaların dolaştığı mağaranın havasının solunmasından bulaştığı bildirilmiştir.
AKREP SOKMASINDA : Kişiyi yürütmeyin. Isırılan yerin yukarısına eşarp yada mendil bağlayın. Sokulan yere amonyak sürün. Gerekli ise yapay solunum yapın. Hastaneye gidin.
ARI SOKMASINDA : Çok duyarlı kişilerde ölüm görülebilir.
Sokulan bölgeyi hareket ettirmeyin. Üzerine buz koyun. Amonyak sürün. Daha sonra yemek sodası eritilmiş su ile pansuman. Gerekli ise yapay solunum yapın. Ağız, boğaz sokulmuşsa, astımınız varsa, birden fazla arı tarafından sokulmuş iseniz hemen hastaneye gidin.
KEDİ ISIRMASI :Musluk suyu ile bolca yıkayın. Temiz pansuman koyun. Isırılan yeri kalp seviyesinden yüksekte tutun. Buz koyun. Hastaneye gidin.
FARE ISIRMASI:Musluk suyu ile yıkayın. Temiz pansuman koyun. Isırılan yeri kalp seviyesinden yüksekte tutun. Hastaneye gidin.
ÖRÜMCEK ISIRMASINDA:Dişi siyah örümcek zehirlidir. Zehri sinir sistemine etki eder. Sokulan yeri oynatmayın. Üzerinden eşarp, kravat ile bağlayın. Buz koyun. Yemek sodası eritilmiş su ile bir bez konursa ağrı azaltılabilir. Gerekli ise yapay solunum ve kalp masajı yapılmalıdır. Hastaneye gönderin.
YILAN ISIRMASI:En tehlikeli olanı engerek yılanının sokmasıdır. Geceleri avlanmaya çıkar. Başı üçgen şeklinde olup üst dudağında uçta ve yukarı kalkık pullu yumuşak bir boynuzu vardır. Esas rengi boz olup sırtında uç ucuna dizili ve baklava şeklinde siyah bir şeridi vardır. Çok zehirlidir.
Isırılan yerde ağrı, yanma duygusu, şişlik, morluk olur. Diş izleri görülür. Yılan zehrinde etki yapan toksinler
1-Sinir sistemine etki yapan toksin(nörotoksin):Solunum merkezini felç eder. Kan dolaşımını etkiler. Bazı sinir hücrelerinin ölümüne yol açar.
2-Dolaşım sistemine etki yapan toksin(hemorojik):Kanın kıl kökü damlarlarından dışarı çıkmasına ısırılan yerin mor görünmesine neden olur.
3-Kanın pıhtılaşmasına etki eden toksin(koçgulin):Kanın damar içinde pıhtılaşmasına yol açar.(entikoagulin) kanın pıhtılaşmasını önler.
4-Kan hücresine etki eden toksin(hmolisi):Kanın kırmızı hücrelerinin parçalar.
· Hücre zehri olan toksin kangrene yol açar.
En çok sinir sistemine ve kan sistemine etki yapar. İnsanda uyuklama, mide bulantısı, kusma ve solunum kaslarında felç, solunum durması ve ölüm olabilir.
İlk yardım: Sırt üstü yatırın. Oynatmayın. Tespit edin. Isırılan yeri kalp seviyesinden yüksekte tutun. Isırılan yukarısına eşarp, kravat ile sıkın. Yılan zehri lenf damarlarıyla yayılır. 1,5 saatten fazla sıkmayın.,her yarım saatte bir 5-10 dakika gevşeterek zehrin yavaş yavaş vücuda yayılmasının sağlayın. Yılan serumu uygulandıktan sonra turnike uygulamayın. El ve ayak parmaklarına turnike uygulamayın.
Isırılan yeri kaynatılmış soğutulmuş su ile bolca yıkayın. Buz uygulayın. Isırılan kişiyi kesinlikle sarsmadan, ısırılan yeri oynatmadan hastaneye kaldırın. Masaj yapmayın.
Isırılan yerin emilip-kesilmesi:Pek faydası yoktur. Yaranın iltihaplanması, damar, sinirlerde yaralanmaya yol açar. Yardımı yapan kişide zehirlenir. Yılan serumu ölüm oranını % 10 kadar düşürür. Gereksiz yere yaptırılmamalıdır. İlerde tekrar yılan serumu yapılması gerektiğinde alerjik durumlar olur.
Isırılan yerdeki şişlik ve morluk yukarıya doğru ilerlemişse turnikeyi daha yukarı koyun. Alkollü içki vermeyin. Isırılan yeri ateşle dağlamayın. Mümkünse ısıran yılanı öldürün., kuyruğundan tutarak kaşıyın. Yılanın cinsinin tespiti hakkında bilgi verin.
Kişi en az 6-8 saat gözlem altında tutunuz. Zehrin etkisi geçtikten 2-3 gün sonra ısırılan yeri kalp seviyesinden yukarı kaldırın.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 24 Aralık 2008 23:33
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #14
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
Güneş Çarpması ve Bayılmalarda İlkyardım
Su ve tuz kaybı nedeniyle halsizlik, baş dönmesi, görme bulanıklığı, nabız hızlanması, şuur kaybı, genel huzursuzluk görülür.
— Kişiyi serin bir yere taşıyınız.
— Elbiselerini çıkarınız.
— Bacaklarını yukarı kaldırarak yatırınız. Dinlendiriniz. Soğuk, ıslak havlu ile sarınız. Serin tutunuz. Ayakları ve elleri soğuk su bulunan kovalara sokunuz.
— Bacaklarını aşağı, yukarı hareket ettiriniz.
— Bacaklara ve gövdesine masaj yapınız.
— Bir litre su içine veya ayrana çeyrek çay kaşığı kadar tuz karıştırıp bunu her saat başı içiriniz.
— Ateşi çok yükselmişse soğuk su bulunan bir küvete sokarak ateşin 38°C dereceye kadar düşmesini sağlayınız.
— Alına, bütün vücuda soğuk su ile ıslatılmış çarşaf örtünüz.
— Gerekirse vantilatöre karşı tutunuz.
— Bu önlemlerden sonra hemen hastaneye götürünüz.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #15
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
Diş Ağrısında İlkyardım

Diş ağrısı, çoğu kez diş çürüğünden dişin tutucu dokusundan veya diş kökünden gelişen apselerden ileri gelir.

— Dişimizin çürük kısmına girmiş yemek artıklarını fırçalayarak temizleyiniz.
— Eğer evinizde varsa karanfil yağına batırılmış ufak bir pamuk koyunuz.
— Eğer apse gelişmişse, ağrıyı dindirmek zordur. Diş doktoruna gidiniz.
— O bölge üzerine havluya sarılı buz torbası soğuk suda ıslatılmış, sıkılmış havlu koyunuz. Bu ağrıyı giderme ve iltihabı geriletmede faydalı olabilir.
— Ağrıyan dişinizin etrafına, çürük yerine aspirin ya da kolonya ile ıslatılmış pamuk koyunuz. Yara oluşabilir.
— Evinizde ağrı dindirici ilaç varsa alınız.
— Basit önlemlerle ağrınız geçse de diş doktoruna gidiniz. Dış kökünde apse olabildiği gibi diş çürüğü daha derinlere de inebilir.

Bel Ağrısında İlkyardım

Ağır yük kaldırma, çekme veya itme ile bele özellikle omurlar arasında bulunan disk denilen kıkırdaklara binen yük artar. Bel iskeleti, kasları ve bağları zorlanır, Belde ağrı olur. Bu ağrı bacaklara kadar yayılabilir, Uyuşukluk, karıncalanma hissi kuvvet azlığı olabilir.
— Sırt üstü yatınız. Yatağın altına geniş tahta koydurunuz.
— Dizlerinizi ve kalçalarınızı 90 derece bükünüz. Bacaklarınızın altına 2-3 yastık koyunuz. Bu şekilde dinlenme belinizin rahatlamasını sağlar.
— Bele sıcak uygulayabilirsiniz. Ağrı dindirici ve kasları gevşetici ilaç alabilirsiniz.
— Ikınmayınız. Ağır cisimleri çekmeyiniz. İtmeyiniz ya da kaldırmayınız. Belinize döndürücü hareket yaptırmayınız.
— Kabızsanız mülayim yapıcı (Laksatif) ilaç alınız. — Yataktan kalkarken yavaşça yanınıza döndükten sonra oturunuz.
— Eğer bir kapı kenarına veya o yükseklikteki bir demir boruya elbiselerinizle tutturup vücudunuzu aşağıya sarkıtırsanız çok rahatlayabilirsiniz.
— Bel ağrısının nedeninin saptanması için ortopedi ve travmatoloji veya fizik tedavi uzmanına muayene olunuz.

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #16
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Zehirlenen Hastayı Nasıl Tanıyabiliriz?

Çocuklarda görülen zehirlenmelerde, çoğunlukla çok özel belirtiler görülmez. Çok açık bir nedene bağlanamayan ani şuur kayıplarında, ilaç zehirlenmelerinden mutlaka şüphelenilmelidir. Acilde çalışan hekimler de çocuk zehirlenmeleri konusunda uyanık olmak zorundalar. Alışılmadık klinik durumlarla karşılaştıklarında zehirlenmeleri ön planda düşünmeleri gerekir.
Şuuru açık yetişkin hastaların intihar amaçlı ilaç zehirlenmelerinde, hastayı yargılayıcı ve kırıcı biçimde davranmak, bilgi almayı güçleştireceğinden, doğru bir davranış olmayacaktır. Yaklaşımlar, bilgi alıcı ve sorunları çözmeye yönelik olmalıdır. Binlerce zehir içerisinden hastanın, hangisiyle zehirlendiğini ancak iyi bir iletişimle anlayabiliriz.

Bazı zehirlenmelerin kendine has özellikleri vardır. Tansiyon düşürücü ilaçlara bağlı zehirlenmelerde tansiyon düşüklüğü ve kalp atım sayısının azalması beklenen bulgular olmakla beraber, kalp ritm düzenleyicisi ilaçlara bağlı zehirlenmelerde ise kalp ritminde bozulma görülebilir. Bazı ilaçların yan etkilerinin bariz hale gelmesi zehirlenme bulgusu olabilir. Morfin, eroin ve dolantin gibi narkotik analjeziklere bağlı zehirlenmelerde tansiyon düşüklüğü, kalp atım sayısının azalması, vücut ısısının düşmesi ve solunumun yavaşlaması yan etki barizleşmesinin örneğidir. Kafein, kokain ve amfetamin gibi uyarıcı ilaçlara bağlı zehirlenmelerde tansiyon yükselmesi, kalp atım sayısının artması, terlemenin artması, göz bebeklerinin irileşmesi ve vücut ısısının artması beklenir. Antiallerjik ilaçlara bağlı zehirlenmelerde kalp hızının artması, vücut ısısının artması ve göz bebeklerinin irileşmesi beklenen bulgulardır. Organofosfat kökenli tarım ilaçlarına bağlı zehirlenmelerde hastalarda epilepsi, salya artışı ve sarmısak kokusu beklenir. Karbonmonoksit gazının solunmasıyla gelişen zehirlenmelerde derinin pembemsi kırmızı renkte olması, bazen deride sulu lezyonların görülmesi ve vücut ısısının düşmesi tipik özelliklerdir. Gıda zehirlemelerinde karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, ateş ve tansiyon düşüklüğü olması beklenir. Zehirli mantarların içerdiği toksinlere bağlı olarak göz bebeklerinde küçülme, kalp hızının azalması, göz yaşı ve salya artışı görülür.




Zehirlenen Hastalara Nasıl Yaklaşmalı?
Zehir veya toksin, en kısa şekliyle 16. yüzyılda yaşayan Paracelsus’un ‘Her madde zehirdir. Zehir olmayan madde yoktur; zehirle ilacı ayıran dozdur’ ifadesiyle tanımlanabilir. Bu bağlamda kullandığımız ilaçlar da dahil olmak üzere, yaşadığımız ortamda bulunan bütün kimyasal maddeler, zehir özelliği taşıması açısından potansiyel bir tehlike oluştururlar. Zehirleri, ilaçlar ve vücuda yabancı kimyasal maddeler (diğer adıyla Zenobiyotikler) olarak iki ana grupta ele alabiliriz. Toplumumuzdaki bir grup insanın, her ilacı zehir gibi görmelerinin yanlış bir kanı olduğunu hemen vurgulamak yerinde olur. Kanımca, hekim tarafından kullanım gerekçesi ve dozu iyi belirlenmiş bir ilaç zehir değildir.
Ayrıca çevre kirlenmesi sonucu çeşitli kimyasal maddelerin, insan da dahil birçok canlıya geçerek birikmesiyle yavaş gelişen çevresel kaynaklı zehirlenmeler de vardır. Günümüz endüstrisinde kullanılan 80.000’ den fazla kimyasal maddenin 500’den fazlasının insan vücuduna geçebildiğinin gösterilmesi, insan kaynaklı çevre kirlenmesinden ne kadar etkilendiğimizi göstermesi bakımından çok anlamlıdır. Şunu unutmamalıyız ki, zenobiyotik adını verdiğimiz vücuda yabancı kimyasal maddelerin giderek artan kontrolsüz kullanımı, sadece insanları değil, çevremizdeki hayvan ve bitkileri de olumsuz yönde etkileyerek ekolojik dengeyi bozmuştur. Bu yönüyle insan ‘Yaşadığı ortama en çok zarar veren canlı’ olarak değerlendirilebilir.
Acil servis hekimleri olarak bizleri daha çok ilaçların aynı anda birden fazla dozunun alınmasıyla, ilk 24 saat içerisinde gelişen akut ilaç zehirlenmeleri ve ilaç dışı diğer kimyasal maddelerin yanlışlıkla veya intihar amaçlı içilmesine bağlı zehirlenmeler ilgilendirir. Acil servislere başvuran hastaların yaklaşık yüzde 5’ini oluşturan akut zehirlenmeler çoğunluğunun kendi kendini zehirleme (self poisoning) şeklinde, ev ortamında, 5 yaşın altındaki çocuklarda, ilaç veya kimyasal maddenin yanlışlıkla ağızdan alınmasıyla meydana gelir. Çocukluk çağının intihar amaçlı zehirlenmeleri ise sıklıkla 13 -17 yaşları arasında görülür. Yetişkin çağdaki ilaç zehirlenmeleri 25 yaş altı bayanlarda daha yaygındır. Yüksek dozda ilaç alınmasıyla gerçekleşen zehirlenmelerin en az yarısında, birden fazla ilaç alınması (multidrog poisoning) söz konusudur. Kendi kendini zehirleyen hastaların çoğunluğu, daha önce de benzer girişimler yapmıştır.
5 yaşından küçük çocukların akut zehirlenmelere en elverişli grubu oluşturması; bu yaş grubunun meraklı, her şeyi yapmaya ve tatmaya eğilimli olmaları ve sonuçları değerlendirme yeteneklerinin yetersiz oluşuyla açıklanabilir. Gelişmiş ülkelerde, çocukların kolayca açamayacağı türde kapak dizaynına sahip ilaç kutularının kullanımının yaygınlaşması sonucu, 5 yaş altı çocuklarda görülen ilaç zehirlenmeleri anlamlı bir biçimde azalmıştır. Ülkemizde ise ‘Zor açılan kapaklı ilaç kutusu’ kullanımı henüz yaygın olmadığından, 5 yaş altındaki çocuklar halen risk altındadır. Ayrıca sosyoekonomik sorunların ağırlık kazandığı toplumumuzda, gençler arasında uyuşturucu ve uyarıcı ilaç kullanımına bağlı zehirlenmeler de giderek artar. Özellikle 13 - 17 yaş arasındaki gençler, bu açıdan daha çok risk altındadır.
Özellikle 0 - 1 yaş grubu bebekler, erişkinlere göre farklı bir metabolizmaya sahip olduğundan, ilaç zehirlenmeleri açısından özel bir öneme sahiptirler; Karaciğerde ilaçların etkisiz hale getirilmesini sağlayan özel enzim düzeyleriyle kana geçen ilaçları bağlayarak etkisiz hale getiren özel kan proteini düzeylerinin yetişkinlere göre daha az olması ve ilk 5 ayda böbreklerden ilaç atılım hızının yetişkinlere göre daha yavaş olması, bu yaş grubunun hassasiyetleridir. Süt çocuklarına ilaç yazarken ideal dozu ayarlamada hekimlere, önerilen dozlara uymada ise ebeveynlere büyük sorumluluklar düşer.
Hafıza sorunu olan demanslı hastalar, -kullandığı ilaçlar daha bilinçli birisi tarafından verilmiyorsa-ilaç aldığını çoğunlukla unutup, defalarca aynı ilacı birden fazla dozda alarak zehirlenebilirler.
Ev ortamında karşılaşılan zehirlenmeler sadece ilaçlar ve temizlik maddeleriyle sınırlı değildir. Kömür sobalarının halen yaygın olarak kullanıldığı bölgelerde, iyi yanmayan sobadan sızan karbonmonoksit gazının yoğun bir şekilde solunmasıyla meydana gelen gaz zehirlenmeleri ve LPG ile çalışan şofbenlerin banyo içerisinde bulunduğu evlerde şofbenin, bacanın geri tepmesine bağlı olarak sönmesi sonucu havadan ağır LPG gazının solunum yollarını kaplamasıyla, boğulma tipi zehirlenmeleri de sıklıkla görülür. LPG’li sistemlere göre çok daha güvenli olan doğalgaz sistemlerindeki sızıntılara bağlı boğulma tipi gaz zehirlenmelerine daha az sıklıkla rastlanılır.
Bahçe, piknik gibi doğa ortamlarında ise yılan ve akrep sokmalarıyla mantarların yenilmesine bağlı zehirlenmeler ağırlık kazanır.
LPG, doğalgaz ve karbonmonoksit zehirlenmeleriyle yılan, akrep ve böcek ısırıklarına bağlı zehirlenmeler, diğer zehirlenmelerden birçok yönüyle farklı olduğundan ayrı başlıklar altında ele alınacaktır.
Özellikle kurallarına uygun olmayan biçimde hazırlanmış ev konservelerinde, nadiren hazır konservelerde ve soğukta korunmamış balık, ciğer gibi hayvansal ürünlerde mikrobik bulaşma veya diğer adıyla kontaminasyon olasılığı yüksektir. Gıda zehirlenmelerinde, aynı yemeği yiyenlerde benzer belirtiler görülür.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #17
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Zehirlenmelerde Neler Yapılmalı?
Zehirlenmelerin tedavisinde üç yol izlenir;
1.
Hastaya destekleyici tedavi uygulanması: Zehirlenme nedeniyle bozulan vücut dengesinin düzeltmeye yönelik girişimleri içerir. Örneğin, düşmüş kan basıncının yükseltilmesi gibi.
2. Zehirin vücuttan uzaklaştırılması: Hastayı kusturmak, mide yıkanması, aktif kömür uygulanması ve hemodiyaliz gibi uygulamaları içerir.
3. Panzehir veya antidot adı verilen özel ilaçlar kullanılarak zehirlerin etkilerinin önlenmesi: Örneğin, aşırı miktarda demir preparatları alımına bağlı zehirlenmelerde Desferoksamin isimli antidot, demiri bağlayıp bağırsaklardan emilimini engeller.
Destekleyici tedavi uygulamak ve zehiri vücuttan uzaklaştırmak, çoğunlukla hayat kurtarmak için yeterli olduğundan, öncelikli tedavi yaklaşımlarıdır. Ayrıca oldukça kısıtlı sayıda zehirin antidotu bulunduğunu unutmayın!
Zehirlenen bir hastayla karşılaştığımızda, izlememiz gereken yol aşağıdaki gibi olmalıdır;
1. En yakın acil yardım / ambulans servisine haber verin. Daha sonra şunları yapın;
2. Hastanın neyle zehirlendiğini anlamaya çalışın. Ancak hastanın koroziv temizlik maddeleri veya petrol ürünleriyle zehirlenmediğinden eminseniz, hastayı sorgulama işini hekimlere bırakın.
3. Sakıncası yoksa hastayı kusturmak, ilkyardım uygulayan kişinin yapabileceği en uygun girişim olacaktır.


Hangi hastalar kusturulmaz?
1.
Bilinci kapalı hastalar kusturulmaz! Bilinci kapalı hastalarda, soluk borusunun girişini kapatan kapakçığın yeterince kontrol edilememesine bağlı olarak kusmuk içeriğinin akciğerlere kaçma ihtimali daha yüksektir. Aynı şekilde, bilinci kapalı hastalara her ne amaçlı olursa olsun, katı veya sıvı yiyecek verilmez.
2. Petrol ürünlerinin ağızdan alınmasıyla gelişen zehirlenmelerde hastalar kusturulmaz! Eğer bu hastalar kusturulursa, petrol ürünleri akciğerlere kaçarak ‘kimyasal nedenli akciğer enfeksiyonu’ gelişir.
3. Koroziv madde adını verdiğimiz ev temizliğinde kullanılan hipoklorit, amonyak gibi yakıcı kimyasal maddelerin ağızdan alınmasıyla gelişen zehirlenmelerde, hastalar kusturulmaz. Eğer bu hastalar kusturulurlarsa, yakıcı kimyasal maddeler, çıkarken temas ettiği dokularda ikinci kez yanık meydana getirir.
4. Epilepsi geçiren veya geçirmesi muhtemel hastalar kusturulmaz.
5. Öğüremeyen hastalar kusturulmaz.

Hasta zehirlendiği maddenin etkisiyle kusuyorsa, kusmasına engel olmayın. Ancak, hastanızın bilinci açık değilse, kustuğunu akciğerlerine aspire etmemesi için başını yana çevirin. Bu durumdaki hastayı yalnız bırakmayın. Kusmasında sakınca olmayan hastalarda, elinizi hastanın dil köküne bastırarak kusmasını sağlayabilirsiniz. Ancak kusturma, midedeki zehirin dışarıya atılmasını sağlayan tek seçenek olmadığı için, kusturma konusunda ısrarlı davranmayın. Bu durumda, bilinci açık hastaya bir bardak süt, ayran veya su vermek, midedeki zehiri seyrelterek bağırsaklardan emilim hızını azalttığı için faydalı olacaktır.
İlaç zehirlenmelerinde aktif kömürün ağızdan kullanımı, birçok ilacı barsakta bağlayarak emilimini önler. Aktif kömürün yeterince etkili olabilmesi için, mide boşaltıldıktan veya yıkandıktan sonra verilmesi gerekir. İlkyardım uygulayanın kısa zamanda yapabileceği en uygun işlem sadece hastayı kusturmak olmasına rağmen, gelişmiş ülkelerde evlerde çoğunlukla kullanıma hazır, hiperaktif sıvı kömür preparatları bulundurulur.

Dr. Mehmet DOKUR
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
29 Temmuz 2006       Mesaj #18
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
YANIK

Doğrudan ateş ya da yüksek ısı veren fiziksel kimyasal etkenlerl karşılaşma sonucu yanıklar oluşur. Bu etkenler ateş, elektrik, güneş, sıcak su ya da yağ, kimyasal maddeler, sıcak metal cisimler olabilir.
Yanık cilt, açık yara gibi değerlendirilmelidir. Vücut bu kısımdan su kaybeder ve açık yara gibi mikroplanmaya açıktır. Toplam vücut yüzeyinin %20'sinden fazlasını etkileyen yanıklar yaşamsal tehlike doğurur.
Yanıklar, ortaya çıkan tahribata göre derecelendirilir.

1. Derece Yanıklar
  • En çok güneşte fazla kalma nedeniyle olur.
  • Cildin kızarması ve şiddetli ağrı ile tanınır.
  • Kendiliğinden iyileşip, cilt normal görünümünü alabilir.
Elbisesi tutuşan kişi yere yatıp kendi etrafında dönmelidir



2. Derece Yanıklar
  • Kızarıklığa ek olarak su dolu keseciklerin görünmesi ile tanınır.
  • En sık sıcak sıvılar ile olur.Ağrılı ve ciddi yanıklardır.
  • Su keselerini patlatmak sakıncalıdır.
  • Doğru bakım yapılmaz ise iz kalır. Mikrop üremesine açıktır.
3. Derece Yanıklar
  • Cildin tamamı etkilenmiştir. Ağrı azdır. Hayati tehlike yaratacak sıvı kayıpları ve iltihaplanmalar mümkündür.
  • Yanıklarda ilkyardımcının ilk amacı, yanığa neden olan madde ya da kaynağın uzaklaştırılmasıdır.
  • Tutuşmuş kazazedenin kaçması önlenir. Üzerine bir örtü atılarak ya da yuvarlanarak söndürülür.
  • Yanıklı kazazede soyulurken cilt de soyulabileceğinden elbiseler kesilerek çıkartılır.
  • Tüm yanıklarda ilk yapılacak işlem, yanık bölgenin ağrı geçene ve sonra 10 dakika kadar soğuk suda tutulmasıdır.
  • Yaralının üzerinde yüzük, bilezik, saat, künye varsa çıkarılır.
  • Yanık bölge üzeri ıslak, temiz bir bezle örtülür.
  • Bu nitelikte malzeme yoksa açık bırakılır.
  • Bilinç açık ise ağızdan sulu gıdalar ve su verilir. Şoka karşı uygun pozisyonda tutulur.
  • İkinci ve üçüncü derece yanıklar var ise kişi nakledilir.
SICAK ÇARPMASI

Güneşte fazla kalma sonucu ortaya çıkar. Güneş çarpması olarak da bilinir. Kazazede aşırı terlemektedir ya da terlemiştir. Vücut sıcaklığı 40 derece ya da üzerinde olabilir. Nabız hızlı, bilinç bulanıktır. Aşırı susuzluk hissi, halsizlik ve ağrılar vardır.
Bilinç kapalı ise;
    • Kazazede gölge, serin bir yere taşınır.
    • ABC kontrol edilir, serinletilir.

    Bilinç açık ise
    • Kazazede serin bir yere taşınır, yarı oturur pozisyon verilir.
    • Su serpme, ıslak havlu ve hava akımı kullanılarak (yelpaze, vantilatör vb.) serinletilir, su ve alkolsüz içecekler verilir.
    • Fazla giysileri çıkarılır.

SUDA BOĞULMA
  • Havuz ya da denizde çırpınmakta olan kişiye suda kurtarmaalmamış kişilerin, yüzme bilseler dahi yaklaşmaması gerekir.
  • Bir tekne ile yaklaşmak mümkün değil ise, ipe bağlı bir can simidi ya da tahta parçası, çırpınan kişiye yardım amacı ile atılabilir.
  • Uzun bir sırık ya da ip ile kişiye ulaşmak denenebilir. Bunlar yapılamıyorsa, çırpınmaların bitmesi beklenir .
  • Tekneye ya da sahile çıkarılan kazazedenin ABC’si kontrol edilir.
  • Normal solunum ve dolaşım sağlandıktan sonra bilincin durumuna göre pozisyon verilir.
  • Üzeri örtülerek nakledilir.
HAYVAN ISIRIĞI

Bir tahrik olmaksınız saldırarak ısıran kedi ya da köpeğin kuduz olmasından şüphe edilmelidir. Kuduz mikrobu ısırılmış bölgeden vücuda girer. Isıran hayvanın gözlem altına alınması gerekir.
Isırılma halinde, ısırık yeri hemen bol su ve sabun ile iyice yıkanır. Kazazede yürütülmeden nakledilmelidir.
Arı Sokması
İğnenin girdiği yerde kızarıklık, ağrı, kaşıntı, şişme olabilir. İğne hala ciltte ise düzgünce çıkarılır. İğne yerine buz koyarak soğutma yapılır. Alerjisi olanlar, astımlılar, ağızdan sokulanlar, çok sayıda arı tarafından sokulanların hemen nakli gerekir.
Yılan Sokması
Yılan zehirlenmelerinde ısırık yerinde ağrı, şişlik, morluk, hassasiyet vardır. Sokulan yer hareket ettirilmeden yıkanır. Isırılan yerin birkaç cm yukarısına boğucu sargı uygulanır. Isırık yeri 0.5 cm kesilerek ve elle sıvazlanarak zehrin kısmen çıkması sağlanır. Yaranın emilmesi etkili değildir ve zararlı olabileceği için uygulanmamalıdır. Isırık yerine buz uygulanabilir. Kişinin yatarak nakli sağlanır.
Akrep Sokması Akrep sokmasında yara yerinde ağrı ve uyuşukluk olur. Solunum bozulabilir. Sokulan bölge yıkanır, buzla soğutulur, sokulan kol veya bacakla vücut arasına boğucu sargı uygulanılarak akrep antiserumu bulunabilecek bir merkeze yatarak nakledilir.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 24 Aralık 2008 23:36
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
31 Temmuz 2006       Mesaj #19
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Acil Servis Yaşam Kurtarıyor
Trafik kazaları, düşme, çarpma, kalp krizi gibi olaylar sonucu her yıl milyonlarca insan acil servislere başvuruyor. 24 saat, 365 gün aralıksız olarak verilen acil sağlık hizmeti sayesinde birçok insanın yaşamı kurtarılıyor.
Türkiye’de her yıl nüfusun dörtte biri trafik kazası, darp, düşme gibi nedenlerle yaralanıyor. Yaralanan kişilerin yüzde 50’si hastanelere başvuruyor. Hastanelere başvuranların yüzde 12’si yatırılarak tedavi ediliyor. Araştırmalar yaralanan insanların yüzde 98’inin acil servislere kendi imkanlarıyla başvurduğunu gösteriyor. Avrupa ve Amerika’daki rakamlar ise bunun tam tersi. İnsanların kendi başlarına acil servislere başvurmaları ölüm riskini de beraberinde getiriyor. Travma 38 yaşın altındaki insanlarda bir numaralı ölüm nedeni. Her bin kişiden 6’sı travma nedeniyle kaybediliyor.

Acil Sağlık Hizmeti Nedir?
Türkiye’de acil sağlık hizmeti örgütlenmesinin tam olarak yapılamaması, acil servislerde bu konuda uzman hekim sayısının azlığı birçok sorunu da birlikte getiriyor.
Acıbadem Carousel Hastanesi Acil Servis Direktörü Acil Tıp Uzmanı Dr. Serpil Yaylacı, acil sağlık hizmetini, 24 saat, 365 gün acil servise başvuran her hastaya sunulan sağlık hizmeti olarak tanımlıyor. Hastaların acil servise kendileri açısından katlanılmaz bir sağlık sorunuyla, bir kriz durumuyla başvurduklarını belirten Dr. Serpil Yaylacı, şunları söylüyor:
“Acil sağlık ekibinin sürekli olarak yaptığı iş, kriz durumunu yönetmek ve hasta için uygun olan en etkin girişimi en kısa zamanda yapmaktır. Bu durumda verilen hizmet üst solunum yolu enfeksiyonundan, hayatı tehdit eden kanamalı bir yaralanmaya, ayak bileği burkulmasından kalp krizine kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Ayrıca olağanüstü durumlarda, doğal afetlerde verilen sağlık hizmeti de acil sağlık hizmeti içinde değerlendirilir.”

Acil Servise Kimler Başvuruyor?
Acil servise hastalar çok çeşitli nedenlerle başvuruyor. Küçük travmalar, trafik kazaları, strese bağlı sorunlar ve enfeksiyon hastalıklarının daha sık görüldüğünü belirten Dr. Serpil Yaylacı, “Kronik kalp hastalığı ve şeker hastalığının seyri sırasında acil başvuru gerektiren sorunlar çıkabiliyor. Hastanemiz yeni açılmış olmasına rağmen kısa zamanda önemli sayıda ciddi acil olgusuyla karşılaştığımızı söyleyebilirim. Bunda nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bir bölgenin merkezinde olmamız ve hızlı şehir yaşantısının etkili olduğunu düşünüyorum” diye ekliyor.
Acil sağlık hizmeti, hastane organizasyonu içinde önemli bir yer tutuyor. Acil servis ile laboratuvar, görüntüleme birimleri ve konsültanların eşgüdümlü çalışması ve bu uyumun acil olguların değerlendirilmesi ve iyileştirilmesine yansıması, hastanenin hizmet kalitesini artırıyor. Acil servislerin; hastaların ciddiyetine göre özelleşmiş koşulları barındıran, yeniden canlandırma odası, alçı odası, ayaktan bakım odası gibi farklı bölümlerden oluşması hastanın, daha acilden içeri alınırken uygun bölüme yönlendirilmesi büyük önem taşıyor. Mimari açıdan da aci1 servisin; görüntüleme birimlerine, ameliyathane ve yoğun bakım ünitelerine bağlantılı olması şart.

30 Yıllık Geçmişi Var
Acil tıp uzmanlığının Amerika’daki geçmişi 30 yıl öncesine dayanıyor. Acil tıp uzmanlığının ayrı bir uzmanlık eğitim dalı olarak görülmesinin 1960’lı yıllarda travma ve kazalarda acil servislerde verilen sağlık hizmetinin irdelenmesinden sonra olduğunu belirten Dr. Serpil Yaylacı, son derece çarpıcı bir de örnek veriyor:
“Vietnam savaşında vurulan bir askerin New York’ta hastaneye birkaç blok ötede yaralanan bir sivilden daha çok yaşama şansına sahip olduğunun rapor edilmesiyle askeri düzende hızlı taşıma, bilgili ve deneyimli tıbbi bakımın yarattığı fark gözlendi. Bu alandaki deneyimin sivil hayata aktarılması amacıyla Acil Tıp Uzmanlığı programı başladı.”

Günümüzde ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Hong Kong’ta olgunlaşmış, oturmuş bir acil tıp uzmanlık sistemi bulunuyor. İtalya, İsrail, Hollanda, İsveç ve Meksika’da gelişen sistemlerin göze çarptığını belirten Dr. Yaylacı, şunları söylüyor:
“Türkiye, Tayvan, Belçika ve Çin’de acil tıp uzmanlık eğitim programları yürüyor. Türkiye’de Acil Tıp Uzmanlığı’nın geçmişi sekiz yıldır. Ülke olarak yaşadığımız afetler ve trafik kazaları bizi acil tıp sistemleri hakkında daha çok düşünmeye çözümler üretmeye zorluyor. Bu konuda önceden yola çıkmış ülkelerde acil tıbbın sağlık sistemi içinde yerini aldığını görüyoruz.”
Acil tıbbın diğer uzmanlıklardan farklı olarak, bütün yaş gruplarının dahili ve cerrahi sorunlarını kapsayan bir alanı bulunuyor. Ulusal sağlık sistemi açısından bakıldığında, acil sağlık hizmetinin günün her saatindeki hasta başvuruları için güvenli bir süzgeç oluşturduğunu belirten Dr. Sepil Yaylacı, “Acil bakıma gereksinim duyan hastaların hastane öncesi bakımı, afet planlamaları da acil sağlık hizmetinin içinde yer alıyor” diye konuşuyor.

İdeal Bir Acil Tıp Uzmanı Nasıl Olmalı?
Acil tıp uzmanının diğer tüm hekimler gibi birçok özelliğe sahip olması gerekiyor. Acil Tıp Uzmanlığı, acil hastaları bütüncül bir bakışla değerlendirme, birden çok sorunu olan hastaların tedavisi sırasında koordinasyonu sağlama, acil tüm durumlarda farklı yaş grupları ve farklı hastalıklar için tanı, tedavi sürecini gerçekleştirme açısından çok önemli bir rol oynuyor. Dr. Serpil Yaylacı, ideal bir acil tıp uzmanını şöyle tanımlıyor:
“Profesyonel yaşam kurtarıcı uygulamalara hakim, ekip çalışmasına yatkın, liderlik özellikleri ve iletişim becerileri gelişmiş bir hekim olmak durumundadır. Kriz anında herkeste gözlenen kaygı ve telaş durumunda soğukkanlı ve durumu yöneten kişi olarak ayakta kalmak, stresle başa çıkmak, hızlı karar vermek, aynı anda birden çok değişkeni izlemek acil tıp uzmanının işidir.”

Acil Bir Durumda Ne Yapılmalı?
Dr. Serpil Yaylacı, günlük yaşamda ortaya çıkabilecek acil durumlarla ilgili yapılması gerekenler konusunda şu uyarılarda bulunuyor:
“Biz ya da çevremizdekiler her an acil yardım gerektiren bir durumla karşılaşabiliriz. Sokakta önümüzde bir trafik kazası olduğunu düşünelim. Temel kural olarak birine yardım etmeye çalışırken mutlaka kendi güvenliğinizi sağlamalısınız. Olay yerinde yaralı sayısının artmaması için önlem almayı unutmamak gerekir. 112’yi arayın, profesyonel yardım isteyin. Eğer ilk yardım konusunda eğitim alınmış ise olay yerinde insiyatifi ele alıp, yardım edebileceğini düşündüğünüz kişileri görevlendirin, ardından temel yaşam desteği ve diğer ilk yardım uygulamalarına geçin. Bu noktada eğer ilk yardım konusunda eğitim almamışsanız hastaya zarar verebileceğiniz için herhangi bir girişimde bulunmamanız daha doğru olacaktır. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, bilinç değişikliği, ateş, karın ağrısı gibi yakınmalar yaşamı tehdit eden bir hastalığın habercisi olabilir. Böyle bir durumda acil servise başvurulması gerekir. Acil servise gelen hastaya önceki ilaçları, tetkikleri, alerjileri, tıbbi öyküsü hakkında bilgi verebilecek, olayı anlatabilecek birinin eşlik etmesi tanıyı hızlandıracaktır. Acil bir durumda kalınca ne yapılacağı konusunda eylem planını yapmış olmak, telaş ve zaman kaybını en aza indirecektir.”
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
31 Temmuz 2006       Mesaj #20
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
İLK YARDIM


İLK YARDIM NEDİR?
İLK YARDIMDA AMAÇ NEDİR?
İLKYARDIMCININ ÖZELLİKLERİ VE SORUMLULUKLARI NEDİR?
İLK YARDIMIN ABC'Sİ NEDİR?
SOLUK YOLU NASIL AÇILIR?
SOLUNUM YOLU NASIL DÜZELTİLİR?(YAPAY SOLUNUM)
DOLAŞIMIN ETKİNLİĞİ NASIL SAĞLANIR?(KALP MESAJI)
BAYILMALARDA UYGULANACAK İLKYARDIM KURALLARI
GÖĞÜS YARALANMALARINDA İLKYARDIM
KARIN YARALANMALARINDA İLKYARDIM
EGZOZ ZEHİRMELERİNDE İLKYARDIM
SİNDİRİM YOLU İLE OLAN ZEHİRMELERİNDE İLKYARDIM
KANAMALARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
BURUN KANAMASINDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
ELEKTRİK ÇARPMALARINDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
KIRIKLARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
YANIKLARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
YARALANMALARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?


İLK YARDIM NEDİR?
Herhangi bir kaza yada yaşamı tehlikeye düşüren durumda,sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar,hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önlemek amacıyla,ilaçsız olarak yapılan uygulamalara ilkyardım denir.
İLK YARDIM UYGULAMASINDA KESİNLİKLE İLAÇ KULLANILMAZ.

İLK YARDIMDA AMAÇ NEDİR?
1.Yaşamı koruma ve sürdürülmesini sağlama
2.Durumun kötüleşmesini engelleme
3.İyileşmesini kolaylaştırma

İLKYARDIMCININ ÖZELLİKLERİ VE SORUMLULUKLARI NEDİR?
1.Sakin ve telaşsız olmalı.
2.Hastayı sakinleştirmeli.
3.Çevreyi değerlendirip süren bir tehlike olup olmadığını belirlemeli.
4.Kendi can güvenliğini tehlikeye atmamalı.
5.Çevredeki kişileri,sağlık kuruluşları,itfaiye ve güvenliğe haber vermeleri için organize etmeli.
6.Hastanın durumunu değerlendirerek uygun ilk yardıma başlamalı.
7.Hastanın sağlık kuruluşuna bir an önce ulaşmasını sağlamalı.

İLK YARDIMIN ABC'Sİ NEDİR?

A.Soluk yolunun açılması.
B.Solunumun düzeltilmesi.
C.Dolaşımın etkinliğini sağlama.

SOLUK YOLU NASIL AÇILIR?
1.Ağızda toz toprak,kırık takma diş ve yabancı cisimler varsa çıkarılır.



ilk1


2.Bilinci kapalı kişilerde dil arkaya düşüp havayolunu tıkayabilir.Bu durumda baş geriye itilip çene yukarı kaldırılarak soluk yolu açılır.


ilk2



SOLUNUM YOLU NASIL DÜZELTİLİR?(YAPAY SOLUNUM)
Solunumu duran kişiye derhal yapay solunum uygulanmalıdır.
1.Hasta sert bir zemine yatırılır.
2.Ağız içi temizlenerek varsa yabancı cisimler çıkarılır.
3.Çenesi yukarı kaldırılarak baş hafifçe arkaya itilir.
4.Ağızdan ağıza solunum yapılacaksa burun kapatılır.Burundan solunum yapılacaksa ağız kapatılır.


ilk3



5.Derin bir soluk alınıp,solunum yaptırılacak kişinin ağzına (yada burnuna) ağız yerleştirlir.
6.Hastanın göğsünün kabarmasına yetecek şiddette soluk verilir.


ilk4 ilk5


DOLAŞIMIN ETKİNLİĞİ NASIL SAĞLANIR?(KALP MESAJI)
1.Kalp durmuşsa hemen kalp mesajına başlanır.
2.Hasta sert bir zemine yatırılır ve bir yanına diz çökülür.
YARA İÇİNDEKİ YABANCI CİSİM,KEMİK,PARÇASI VS. ÇIKARILMAMALIDIR.



ilk6


3.Göğüs kemiğinin(iman tahtası)üçte bir alt ucuna bir elin ayası sıkıca yerleştirilir,diğer elin ayası bunun üstüne konur.Parmaklar hastaya temas etmemelidir.
4. Kollar dik tutularak (Bilek ve dirsekler bükülmeden)sabit ve ritmik bir şekilde göğüse 4-5 cm bastırılır.
5. Arada nabız kontrol edilerek dakikada 60 kez olmak üzere dolaşım başlayıncaya kadar devam edilir.


ilk7


BAYILMALARDA UYGULANACAK İLKYARDIM KURALLARI
1.Elbiseleri boyundan,göğüsten ve karından gevşetilir.
2.Hastanın beynine kan gitmesini sağlamak için düz bir yerde sırtüstü yatırılarak,ayakları yukarı kaldırılır ve sonrada şok pozisyonunda bekletilir. Kesinlikle başının altına yastık konmaz.
3.Hastaya uyarıcı kokular koklatılır. (Amonyak vb.)
4.Hastanın zorlanmaksızın kendine gelmesi beklenir.
5.Kendine geldiğinde su, çay gibi içecekler azar azar verilmelidir.

GÖĞÜS YARALANMALARINDA İLKYARDIM
1.Yaralı,yarı oturur duruma getirilir
2.Havanın akciğerler dolmasına engel olmak için açık olan yara yerine temiz bir bez kapatıp basınç yapmadan sarılır
3.Kazazedenin ısı kaybı önlenir.

KARIN YARALANMALARINDA İLKYARDIM
1.Hastaya ağızdan yiyecek içecek verilmez.
2.Yaralı başı hafif yüksek, dizlernin altına rulo edilmiş bir battaniye konularak sırt üstü yatırılır
3.Herhangi bir organ dışarı çıkmış ise asla el sürülmez.Genişbir gaz bezi varsa serum fizyolojik ile ıslatılarak basınç yapmadan organların üzerine örtülür.
4.Yaralı zaman geçirmeden sevkedilir..

EGZOS ZEHİRMELERİNDE İLKYARDIM
1.Hasta derhal temiz havaya çıkarılır.
2.Şuuru tam kapalı olmayanlar temiz havada derin solunum yaptırılır.
3.Şuuru kapalı veya solunum yapmakta güçlük çeken hastalara suni solunum tatbik edilir.
4.Beden ısısının düşmesini engellemek için üstü örtülür.
5.Hasta en seri şekilde sağlık merkezine gönderilir.

SİNDİRİM YOLU İLE OLAN ZEHİRMELERİNDE İLKYARDIM
1.Zehrin sulanması ve emilimin yavaşlaması için hastalara;süt,yumurta akı,nişasta solisyonlu su içirilir
2.Kusmasına yardım edilir.
3.Asitle olan zehirlenmelerde,hasta hiçbir zaman kusmaya zorlanmaz.Su ve süt yumurta akı karıştırılarak içirilir.
4.Alkali ile olan zehirlenmelerde:1/4 oranında sirke ile hazırlanmış 500ml. su veya limon suyu içirilir.

KANAMALARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Kanayan uzuv(kol,bacak vs.)yükseltilir.
2.Yara üzerine temiz gazlıbez,mendil veya çamaşır parçası konur ve sıkıca bastırılır.
3.Kanama durmazsa kanayan yerin 5 cm yukarı kısmına bandaj uygulanır.

BURUN KANAMASINDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Burnu kanayan kişinin başı hafifçe öne eğilir.
2.Hasta burun üzerine basınç yapar
3.Bu sırada ağızdan soluk alıp verir ve asla sümkürmez.
BURUN KANAMASINDA HASTANIN BAŞI GERİYE DOĞRU KALDIRILMAZ.

ELEKTİRİK ÇARPMALARINDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Önce ilk yardımcı kendi güvenliğini sağlar.
2.Elektrik akımının yaralı ile teması kesilir.Bu yapılmadan önce yaralıya dokunulmaz
3.Kuru tahta parçası ve lastik gibi elektrik geçirmeyen maddelerle hasta çekilerek veya kablo itilerek akımdan kurtarılır.
4.Solunum durmuşsa yapay solunuma,kalp durmuşsa kalp mesajına başlanır.
5.Yanık varsa soğuk su ile yıkanır.

KIRIKLARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Hasta sarsılmaz ve hareket ettirilmez.
2. Kanama varsa durdurulur.
3. Hasta taşınmadan önce kırık bölgesi hareketsiz hale getirilir.(Bunun için tahta gibi sert cisimler kullanılabilir.)
4.Açık kırık varsa(kırık uçları görülüyorsa)kırık kemik parçalarına kesinlikle dokunulmaz ve bunlar yerleştirilmeye çalışılmaz.Yara üzerine temiz bir gazlıbez kapatılır.

YANIKLARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Soğuk musluk suyu ile ağrı azaltılır.
2.Hastanın takıları çıkartılır.(Daha sonra oluşabilecek şişler nedeniyle çıkarmak zorlaşabilir.)
3.Oluşan kabarcıklar patlatılmaz.
4.Yanan kısımların üzeri temiz gazlıbezle kapatılır hiçbir şey sürülmez.
5.Hastanın bilinci yerinde ise bol su içirilir.
YANIK YÜZEYİNE DİŞ MACUNU,SALÇA,YOĞURT GİBİ MADDELER KESİNLİKLE SÜRÜLMEMELİDİR.

YARALANMALARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Kanama varsa kontrol edilir.
2.Yaranın kirlenmesi önlenir.
3.Varsa kopan parça korunur.(Islak bir gazlı beze sarılıp bir naylon torbaya konulur,bu torba da içi buz dolu başka bir torbaya konulur.)

Benzer Konular

5 Eylül 2012 / arwen Tıp Bilimleri
19 Temmuz 2006 / GusinapsE Tıp Bilimleri
15 Temmuz 2006 / Mystic@L Taslak Konular