Arama

Kültürel Turizm (Kültür Turizmi)

Güncelleme: 12 Aralık 2008 Gösterim: 48.490 Cevap: 2
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
30 Haziran 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Kültürel Turizm - Kültür Turizmi

Sponsorlu Bağlantılar
Kültürel turizm'i ya da daha doğru bir terimle ''kültür turizmi'ni tanımlamak çok kolay değil elbette. Kültür sözcüğü çok geniş bir alanı kapsıyor ve çoğunlukla da kişiden kişiye değişiyor. Sözcüğü en geniş anlamıyla düşünürsek her türlü insan etkinliğini bu başlık altında ifade etmek ya da tanımlamak mümkün. Yine de turizmin pratiğinden gelen bir yaklaşımla bir tanım yapabiliriz.

Kültür Turizmi, doğal ve tarihsel kültür varlıklarını, kültürel etkinlikleri ve güncel sanat eserlerini bazı sosyo-ekonomik olguları turistik bir ürün biçiminde gezginlerin hizmetine sunan bir turizm anlayışıdır. Yalnızca tarihsel olanı değil, günceli kapsayan bir terimdir.

Tüm kentsel, kırsal, doğal öğeler, arkeolojik, tarihsel kültür varlıkları, müzeler, örenyerleri, anıtsal yapılar, sivil mimari örnekleri ve her türlü güncel sanat eseri ve etkinliği (resim, heykel, film, fotoğraf' güncel sanat, festivaller, konserler, sergiler) etnografya, botanik, flora ve fauna, folklor, mutfak, içki, bazı sosyo-ekonomik olgular (gecekondular, sivil toplum kuruluşları, dinsel motifler, değişik study tours konuları), her türlü kültür ürünü bu tanımın içindedir. Bu nedenle böcekçilik, kuşçuluk, ipekyolu turizmi, kruvaziyer turizmi, eko-turizm, trekking gibi alternatif spor turları, doğrudan haç seferleri dışındaki inanç turizmi, special interest tours, study tours, geographical expeditions, educational tours, kongre, fuar, sergi ve sağlık turizminin pre ve post turları bu tanım kapsamındadır.

Biz Türkiye'de genellikle birçok terimi yanlış kullanıyoruz ya da bazı terimlere farklı anlamlar yüklüyoruz. Kültür turizmi yaklaşımı karşısına kitle turizmi (mass tourism), herşey dahil konsepti, macera turizmi, alternatif turizm, deniz turizmi gibi yaklaşımlar koymak çok doğru değil. Çünkü Türkiye'deki kültür turizmi kapsamındaki gezilerin çoğu herşey dahil gerçekleştirilmektedir. Bu turların bir kısmı kitle turizmi olarak yapılmaktadır. Aynı şekilde içinde Pamukkale ya da Kapadokya adı geçen her gezi de kültür turu değildir. Örneğin Kapadokya'ya Özcan Deniz'in göründüğü ev balkonunu görmek için gitmek başlı başına bir kültür gezisi sayılamaz.

Kültür Turizminde Temel Bir Yanlış ve İstanbul Kültür Gezileri

Kültür turizmi denildiğinde yanlış bir yaklaşımla yalnızca bir kente ya da Türkiye'ye gelen yabancı turistler anlaşılıyor. Bu çok temel bir yanlıştır. Dünyada hiçbir müze, hiçbir örenyeri yalnızca dışarıdan gelenlerin ilgisi ve onların getirisi ile ayakta kalamaz, doğal ve tarihi miras korunamaz. Kültür turizmi denildiğinde ana hedef o kentte, o ülkede yaşayanlar olmalıdır. İstanbul söz konusu olduğunda kültür turizmi konseptinin temel, değişmez en güvenilir hedefi İstanbullular olmak zorundadır.

Ancak İstanbullu İstanbul'u tanımıyor. Müzelerini, sergilerini, galerilerini gezmiyor. Bir İstanbullu bilinci oluşmuş değil, bir kentlilik bilinci yaygın değil. Müzelerimizde yerli-yabancı ayrımı yapılarak istatistik tutulan son yıl olan 2005'in sayılarına bakar o yıl Topkapı Sarayı'nı gezen yerlilerin hepsinin İstanbullu olduğunu varsaysak bile gezen kişi sayısı 768 bindir. Londra ve New York'un en önemli müzelerinin ziyaretçi sayısı 7 ve 8.5 milyon kişidir. Esas olarak İstanbulluların gezmesi gereken Türk-İslam Eserleri Müzesi'ni gezen yerli turistlerin oranı % 33'tür.

İşte bu nedenle fest travel bünyesinde 19 yıldır İstanbullulara yönelik kültür gezileri düzenliyoruz. Yabancı turist gruplarına, bir ya da birbuçuk günde gezdirdiğimiz İstanbul için birbirinden farklı 90 günlük güzergâh yarattık. 1988 yılından bu yana İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz adı ve konsepti Fest TravelLa ait olan yaklaşık bin 200 adet Adım Adım İstanbul, Köşe Bucak İstanbul kültür gezisi ile yaklaşık 35 bin İstanbullu'yu İstanbul ile buluşturduk. Bu alanda çok ciddi bir deney sahibi olduk.

Yanından sık sık geçtiği, baktığı halde göremediği nice değerli tarih ve sanat eseri ile tanışmayı dileyenlere; tarihi, coğrafyası, kültürü, efsaneleri ve gelenekleriyle belli başlı mekanları, semtleri, sokakları, camileri, kiliseleri, sinagogları, ayazmaları, çeşmeleri, türbeleri, hanları, hamamları, çarşıları, kuşevlerini, bitki örtüsünü, kuşları, böcekleri keşfetmek isteyenlere; tarih bilincini ve çevre duyarlılığını geliştirmeyi arzulayanlara; konunun uzmanı bilim adamı, tarihçi, mimar, edebiyatçı kişilerin rehberliğinde İstanbul ile tanıştırdık.

Tanıma sevgiyi getiriyor, sevgi ise sahiplenmeyi, yani doğal ve tarihsel mirası, çevreyi korumayı.

Ama ne yazık ki, 35 bin İstanbulluyu İstanbul ile tanıştırırken İstanbul milletvekilleri için yaptığımız özel bir tur dışında Kültür ve Turizm bakanlarından, Vilayetten, yerel yönetimlerden hiçbir temsilci bu gezilere katılmadı. İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün geçen yıl yayımlanan İstanbul Kültür / İstanbul Turizm adlı kitabında böylesi bir yaygın deneye yer verilmedi.

Şu andafest travel'in açtığı yolda İstanbul gezisi yapan acentelerin ortaya çıkışı, İBİB ile bazı yerel yönetimlerin dar kapsamlı da olsa kent gezileri yapması oldukça sevindirici.

Bir diğer konu da bu çalışmalarda, kent gezilerinde, kültür ve sanat etkinliklerinde ÖTEKİ İSTANBUL'un da katılımını sağlamak.

İstanbul'daki müzelerin, sarayların, kültürel mirasın algılanması ile birlikte her türlü kültür ve sanat etkinliğine öncelikle İstanbulluların ve sonra Türkiye'nin dört bir tarafından gelecek insanların geniş ölçüde katılımını esas alan yaklaşımlarla yeni yeni projeler üretmek zorundayız. AB gereği müze girişlerinde yerli/yabancı ayrımını kaldırarak daha düşük müze girişleri ile müze ve örenyerlerini gezmeyen yurttaşlarımızı daha büyük paralar ödemeye zorladık. AB hukuk çerçevelerine uygunluk güzel, ama bu alanda farklı, özendirici, teşvik edici öğeler bulunabilir. Her şeyden önce önemli olan kentlilerde yani İstanbullularda bir kültür bilinci, bir kentlilik bilinci, bir şehirli kimliğiyaratmak ve bunu değişik katılım ve etkinliklerle geliştirmek gerekir.

Kültür Turizminin Nitelikleri
  • Bu tür geziler arz açısından nadir ürünlerdendir. Birçok gezgin açısından olmazsa olmaz turlardır. Terör olayları, savaş, çok ağır politik tavır almalar gibi bazı konular dışında daha istikrarlı bir talebe sahiptir.
  • Bu tür gezilere katılanların toplumsal statüsü ortalama turistlere göre daha yüksektir.
  • Kültür gezilerine katılan gezginler daha eğitimli, daha meraklı, daha ilgili, daha özgür, acelesi olmayan, gittiği yerde daha fazla zaman ve para harcayabilen, kültürel ve sanatsal etkinliklere daha duyarlı, doğaya, çevreye, gidilen bölgenin kültürüne ve geleneklerine daha saygılı, yöre insanını tanımaya istekli, gruplar içinde seyahat edebilen kişilerdir.
  • Özellikle Türkiye'de kültür turizminin alternatifiymiş gibi onun karşısına konan güneş-deniz-kum (GDK) turizmi daha farklı niteliklere sahiptir. Kıyı turizmi kültür turizminden ayrı, onun alternatifi olmayan ancak dolaylı olarak onu da etkileyen bir turizm türüdür. Ancak bu ürün daha bol bulunan bir turistik üründür. Bu ürün yoğun rekabet ile hele hele bazı siyasi takıntılarla her an kaybedilebilir. GDK turizminde pazar kaybetme riski oldukça yüksektir. GDK turizmi her an vazgeçilebilecek, değiştirilebilecek bir destinasyonu içerir. GDK turizmi kırılgan bir üründür.
  • Kültür turizmi gelişmekte olan sanal ortamdan ve global sermaye hareketlerinden GDK turizmine göre daha az etkilenmektedir.
  • Kültür turizmi turistik gelirlerin ülkesel düzeyde daha geniş alanları yayılmasında, bölge halklarının daha geniş oranda pay almasına ve bölgelerin kültür düzeylerinin yükselmesine yöneliktir.
  • Kültür turizmi nisbi olarak çevreye, tarihsel ve kültürel mirasa karşı daha duyarlıdır.
Türkiye bağlamında söylersek Türkiye hem kültür turizmi, hem de kıyı turizmi açılarından akıl almaz olanaklara, hiçbir ülkede olmayan bir potansiyele sahiptir. Ancak bir kısmı nerede, hangi otelde kaldığını bile bilmeyen GDK turizmi müşterileri Türkiye'deki turistik tesislere başka yerlerde ulaşılabilecekken, Türkiye'deki doğal ve kültür varlıklarına hiçbir yerde ulaşamaz. Ama ne yazık ki, son yıllardaki GDK turizmindeki yanlış yaklaşımlar kültür turizmini de etkilemiş, kültür turizmini hem sayısal anlamda, hem de maddi anlamda aşağı çekmiştir.

karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
23 Temmuz 2008       Mesaj #2
karayel - avatarı
Ziyaretçi
Deniz pahalı geldi, Türkler ’kültür’e yöneldi

Kültürel Turizm (Kültür Turizmi)

Sponsorlu Bağlantılar
Akdeniz’de havaların çok sıcak olması ve yabancı turist sayısındaki artışın fiyatları yükseltmesi, Türk tatilcileri başta Kapadokya olmak üzere kültür turizmine yönlendiriyor.

Genelde ilkbahar ve sonbaharda talep gösterilen kültür turizminde, bu yaz hareketli geçiyor. Havaların serin olması nedeniyle en çok ilginin gösterildiği Karadeniz turları yanında Kapadokya da yazın turist çekmeye başladı. Geçen yıl 1.9 milyon yerli ve yabancı turist çeken Kapadokya’ya, bu yıl 2 milyon kişinin gitmesi bekleniyor.

Karadeniz de gözde

ETStur Kültür Turları Müdürü Serdar Eşmeli, havaların sıcaklığı, Güney’deki tatil bölgelerinin pahalı olması ve gurbetçilerin ilgisi sonrasında bu yaz sezonunda kültür turizminin hareketlendiğini belirterek, "2009 yılında tüm bu faktörler bir araya gelince kültür turlarına ciddi bir rağbet olacak. Kapadokya ve Karadeniz’in de lokomotif bölgeler olmasını bekliyoruz" dedi. Eşmeli, deniz, güneş ve kum tatilinden sıkılan ve farklı tatil arayışlarına giren insan sayısının her geçen gün artığına da dikkat çekerek, 2008’de ETS olarak kültür turlarında yüzde 12, 2009 yılında ise yüzde 20’lik bir büyüme beklediklerini aktardı. Eşmeli, İstanbul çıkışlı kültür turlarında yüzde 65 civarında pazar payları bulunduğunu dile getirdi.

Peribacaları, farklı doğası ve tarihi eserleriyle tanınan Kapadokya’ya, yerli turistler yanında yabancı turistlerin de ilgisi artıyor. Şu anda ağırlıklı olarak Uzakdoğu kökenli turistlerin tercih ettiği Kapadokya turlarında, Uzakdoğuluları, Almanlar ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen turistler takip ediyor.

Geceleme sayısını artırmak gerek

KAPADOKYA’da son yıllarda butik otellere çevrilen mağaralar da turistlerin ilgisini çekiyor. Bu tarz otellerin geceliği de, 1000 dolara kadar çıkabiliyor. Kapadokya Turizm İşletmecileri Derneği Genel Sekreteri ve Peri Towers Hotel Genel Müdürü Nazif Demir, Kapadokya’ya gelen turistten ziyade geceleme sorunu yaşandığını belirterek, "Otellerin çoğalması bölgenin gelirini artıracak. Ama geceleme sayısının artması için eğlenceye yönelik yatırımlar yapılmalı" dedi.
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
12 Aralık 2008       Mesaj #3
karayel - avatarı
Ziyaretçi
Keşfedilmesi gereken 10 kültür rotası

kulturturlari1446 ic

Kültür turları, turizmde son yılların yükselen değeri. Özellikle büyükşehirlerde her hafta sonu onlarca farklı kültür turu yapılıyor, bu konuda hizmet veren şirketlerin sayısı hızla artıyor.

Deniz, güneş ve kum seyahatlerine alternatif olarak düzenlenen kültür turları; daha çok tarih bilinci üzerine yoğunlaşıyor. Rotalar tarihi alanlardan, kentlerin köklü geçmişe sahip mahallelerinden seçiliyor.

Günübirlik olanları da var, bir gece konaklamalı olanları da. Talep arttıkça yeni rotalar, yeni konseptler buluyor turizmciler. Biz de bu hafta konularında uzman jüri üyelerimize keşfedilmesi gereken 10 kültür turu rotasını sorduk.

EN İYİ 10
1. Padişah anne ve eşleri vakıf turu - İSTANBUL
2. Balyan Ailesi eserleri - İSTANBUL
3. Kıyıdan Boğaz turu - İSTANBUL
4. Hattuşa - ÇORUM
5. Beypazarı - ANKARA
6. Dülük - GAZİANTEP
7. Kapalıçarşı'nın hanları - İSTANBUL
8. Kayaköy - FETHİYE
9. Diyarbakır - DİYARBAKIR
10. Harran - URFA

PADİŞAH ANNELERİ VE EŞLERİNİN VAKIF TURU
Üsküdar'dan Eyüp'e vakıf binaları

Bu tura II. Selim'in eşi Nurbánu Sultan tarafından yaptırılan Üsküdar Atik Valide Külliyesi'nden başlayabilirsiniz. Sonra sırasıyla Hürrem Sultan'ın Sultanahmet'teki hamamı ve Cerrahpaşa'daki Haseki Hürrem Külliyesi, Hürrem Sultan'ın kızı Mihrimah Sultan'ın Edirnekapı'daki Camisi ve Külliyesi, Eyüp'te Mihrişah Valide Sultan Vakıfları, Pertevniyal Valide Sultan Camii ve Külliyesi ile Haseki Hastanesi'nin en eski bölümleri ve Pertevniyal Lisesi gezilebilir. Bu tur sırasında Üsküdar'daki Kanaat Lokantası'nda, Salacak'taki Katibim'de ya da Aksaray'daki kaburga sofralarından birinde yemek yiyebilirsiniz.

BALYAN AİLESİ ESERLERİ
Dolmabahçe'nin 150. yılı şerefine

Osmanlı sarayının mimarbaşı, Balyan Ailesi'nin eserlerini tanıyabilirsiniz. Dolmabahçe Sarayı'nın 150. yıldönümü nedeniyle daha da anlamlı. Geziye Yıldız Camii'nden başlayabilir, sırasıyla Beylerbeyi ve Çırağan sarayları, Yıldız Hamidiye Camii, Beşiktaş Abbasağada Meryem Ana Kilisesi, Akaretler'deki saray lojmanları, Teşvikiye Camii ve Karakolu'nu gezebilirsiniz. Teşvikiye Camii önündeki Sebil'de bir şeyler atıştırmak mümkün. Ardından Dolmabahçe Sarayı ve Camii, Tophane Nusretiye Camii, Beyazıd Kulesi, Aksaray Valide Camii, Şehzadebaşı üzerinden Fatih, Hırkai Şerif Camii ziyaret edilebilir. Fatih Fevzipaşa Caddesi'ndeki Kömür Restoran'da ya da Tophane'deki İspir Kurufasulyesicisi'nde yemek yiyebilirsiniz.

KIYIDAN BOĞAZ TURU
Beşiktaş'tan Tarabya'ya kadar

Gezi Beşiktaş Deniz Müzesi'nde başlıyor. Saltanat Kayıkları bölümü mutlaka görülmeli. Kuruçeşme Ayadimitri Rum Ayazması ve Arnavutköy'ün eski Osmanlı sokaklarına gelindiğinde bir öğle yemeği molası için Balıkçı Adembaba, Köfteci Ali Baba veya belediye tesislerinde soluklanabilirsiniz. Ardından Bebek Parkı ve semti geliyor. Roma Dondurmacısı'ndan bir külah denemek şart. Ardından Baltalimanı, Japon Bahçesi, Emirgan Tepeleri ve Boyacıköy. Burada son dönem Osmanlı azınlıklarından günümüze kadar gelebilmiş olan ev, kilise ve sokaklar var. Emirgan Çınaraltı'nda mola verilebilir. Ardından Emirgan Korusu Pembe ve Sarı köşkler, Yeniköy Sait Halim Paşa Yalısı, Erbilgin Yalısı, Avusturya Elçilik Sarayı, Huber Köşkü ve Tarabya'ya dönüş.

HATTUŞA
Dünya kültür mirası

1986'da UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan, Hititler'in başkenti Hattuşa'yı görmek için Çorum'un Boğazkale ilçesine gidiliyor. Antik şehri çevreleyen 6 km'lik surun içerisinde tapınaklar, saray, özel binalar ve kutsal alanlar yer alıyor. Hattuşa'nın 2 km uzağında Yazılıkaya Tapınağı var. Buraya yürüyerek ulaşabilirsiniz. Aynı yolu Hitit kralları, dinsel törenleri yönetmek üzere, saraydan tapınağa yürürken kullanırdı. Tapınakta tanrı ve tanrıça kabartmaları bulunuyor. Ayrıca, Kral sarayı Büyükkale ile imparatorluğun son döneminde buğday silolarının yapıldığı Büyükkaya arasından akan Budaközü kanyonunu görebilirsiniz.

BEYPAZARI
Tarihi konaklarıyla ünlü

Bu tura Geyve'den başlayabilirsiniz. Geyve Ali Fuat Paşa kasabasındaki Sakarya Köprüsü'nü mutlaka görün. Köprünün bir özelliği namazgahlı olması. Yıldırım Bayazıt'ın ve Yavuz Sultan Selim'in doğu seferlerine giderken bu köprüyü kullandıkları, Evliya Çelebi'nin de buradan geçip, Geyve-Taraklı-Göynük-Mudurnu-Nallıhan-Beypazarı üzerinden yoluna devam ettiği Seyahatname'sinden anlaşılıyor. Evliya Çelebi'nin rotasını takip ederseniz Taraklı, Göynük, Mudurnu ve Nallıhan'dan sonra Beypazarı'na varırsınız. Beypazarı'nı ziyaret edenlerin ilk uğrak yeri, şehrin tüm güzelliklerini bir arada görebildikleri Hıdırlık Tepesi. İkinci durak restorasyonu tamamlanmış Alaattin Sokak. Tarihi konaklarıyla ünlü. Beypazarlı ev hanımlarının el emeği ürünlerini tadarak alışveriş yapabilirsiniz.

DÜLÜK
600 bin yıllık yerleşim

Gaziantep'in kırma zeytinleri, katmeri, taze köy kaymağı, açma ekmeği, meşhur peyniri, farklı lezzetteki reçellerinin süslediği kahvaltıdan sonra panoramik şehir gezisinin ardından Gaziantep'in 10 kilometre kuzeyindeki Dülük köyüne gidilir. Dülük köyünde bulunan Dülük Antik Kenti'nde, 600 bin yıl öncesine ait kalıntılar bulunuyor. Yörede bulunan ve bugünkü adı Şarklı Mağara olan mağaranın duvarlarında ilk kez sayı sistemi kullanıldı. Dülük, MÖ 1525 yılında Hitit Kralı 1. Hattuşili tarafından işgal edilerek, askeri üs olarak kullanılmıştı. Ayrıca Geç Hitit Krallıkları'ndan biri olan ve Asurlular'ın ortadan kaldırdığı Gummuhi Krallığı'na bir süre başkentlik yaptığını sanılıyor. Dülük'e sonraki yıllarda sırasıyla Asurlular, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Romalılar, Ermeniler, Haçlılar ve Müslüman Türkler hakim oldu.

KAPALIÇARŞI'NIN HANLARI
Labirent gibi sokaklar

Kapalıçarşı'nın Bakırcılar Çarşısı tarafındaki küçük kapıdan çarşıya girin. Labirentleri andıran sokaklardan, Zincirli Han'a geçin. Oradan da Tacirler Sokağı'na... Sıra odalarından ilerleyip Gümüşçüler Çarşısı'nı keşfedin. Mahmutpaşa kapısından çıkıp, sırasıyla Abud Efendi, Büyük Yeni Han, Çin ve Doğu mallarının sergilendiği meşhur Orient Han ve Tahtakale'de Rüstem Paşa civarını gezin. Çemberlitaş Meydanı'nda Arslan Restoran, Çarşının Nuruosmaniye kapısındaki iç avluda Bahar Restoran veya Tarihi Subaşı Lokantası'nda Osmanlı mutfağından bir yemek yiyebilirsiniz. Geleneksel çay, kahve ve nargile keyfi için Divan yolu Çorlulu Alipaşa Medresesi iyi bir seçim.

KAYAKÖY
Fethiye'deki hayalet köy

Fethiye'deki Kayaköy için hayalet köy denebilir. 1924 nüfus mübadelesinde tamamen boşalmış, Rumlar Yunanistan'a gitmek zorunda kalırken, gelen Türkler'de burada yaşamayı tercih etmemişler. Issız sokaklarında dolaşırken, sürprizlerle karşılaşıyorsunuz, bazen bir kilise, bazen köyün eczanesini ya da okulunu görüyorsunuz. Birbirinin manzarasını ve güneşini engellemeyen evlerin dört duvarı kalmış. Çatıdan gelen yağmur suyunu biriktiren sarnıçlar, çakıl taşından yapılma mozaikler, duvarlarda artıkları kalmış çivit mavisinin en güzel örnekleri ve vaktinde binlerce insanı barındırmış yüzlerce ev. En tepedeki şapele çıktığınızda Akdeniz bütün heybetiyle karşınızda.

DİYARBAKIR
İslamiyet'in beşinci kutsal mabedi

Kentin tam ortasındaki meydanda, Anadolu'nun ilk camisi, İslam dünyasının beşinci Harem-i Şerif'i (Kutsal Mabet) Ulu Camii (Camii Kebir) var. 1400 yıldır cami olarak kullanılan yapı, İslam orduları kenti fethedinceye kadar Süryanilere ait Mar Toma Katedrali'ydi. Caminin arka kapısından geçerek varılan, 12. yüzyıla ait Zinciriye Medresesi, yoksullar için barınak olarak da kullanılmış. Bir zamanlar kent aristokrasisinin yaşadığı konakların bulunduğu sokaklara dalmadan önce, Hasan Paşa Hanı'na bir göz atın. Kentin ünlü kahvaltıcılarının sıralandığı eski Yoğurt Pazarı'nı geçince, ünlü Dört Ayaklı Minare var. Minarenin bulunduğu bölge, Gavur Mahallesi ya da eski adıyla Hançepek Mahallesi. Keldani Kilisesi, kentin hálá kullanılmakta olan iki Hıristiyan ibadet yerinden biri.

HARRAN
İlk çağların kültür merkezi

Urfa'nın 45 km güneydoğusundaki Harran; ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya putperestliğinin, Sabiliğin en önemli merkezi. Arı kovanını andıran, konik kubbeli toprak evler görülmeli. İlkçağlardan beri önemli bir kültür merkezi olan, İslam düşünce sisteminin kaynağı kabul edilen, felsefe, din, astronomi, matematik ve tıp alanında birçok bilim adamı yetiştirmiş Harran Üniversitesi en önemli yapı. Elips şeklindeki surların tek kapısı, Halep Kapısı ayakta. Harran'ın 15 km. kuzeydoğusunda, Roma dönemi kaya mezarları oldukları tahmin edilen Çoban Mağaraları'nı göreceksiniz. 10 km sonra, Harran- Bağdat güzergahı üzerinde inşa edilmiş Selçuklu kervansarayı var.
(Hürriyet/Cuma)
Son düzenleyen _EKSELANS_; 24 Şubat 2015 09:31

Benzer Konular

11 Ocak 2013 / RuffRyders Turizm
11 Mart 2017 / Misafir Cevaplanmış
30 Eylül 2012 / mor Soru-Cevap
20 Ekim 2010 / Daisy-BT Mimarlık