Arama

Mâni

Güncelleme: 9 Aralık 2018 Gösterim: 6.504 Cevap: 5
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
11 Ekim 2008       Mesaj #1
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...

mâni

Ad:  mani.JPG
Gösterim: 787
Boyut:  42.9 KB
(Arapça ma’na, ma’ni'den), Türk halk edebiyatının en yaygın şiir türü.
Sponsorlu Bağlantılar

Halk arasındaki dil ve gelenek ortaklığı bakımından geniş bir coğrafi alana yayılmış olan mâniler, çoğunlukla 7 heceli, birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı, bağımsız dörtlükler biçimindedir. Uyak düzenleri değiştiği gibi, 5,6,8,10,14 dizeli olanları da vardır. Dizelerindeld hece sayısı 5,8 ve 11 olan ve mâni olarak ya da başka adlarla adlandırılan anonim dörtlükler varsa da, fazla yaygın değildir. Irak Türkmenleri arasında, Anadolu’nun hemen hemen her yerinde, İstanbul ve Rumeli’de, Besarabya Gagavuzlannda, Kırım Tatarlarında ve Azerbaycan’da mâni türünün yaygın olarak bilindiği ve değişik adlar altında kullanıldığı saptanmıştır. Mâni, Kınm Tatarlarında mane, Azerbaycan’da bayatı adını alır. Irak Türkmçnleri mâniye hoyrat adını verirler. Anadolu’nun değişik yörelerinde başka başka adlarla anılsa bile biçimsel özelliklerde ve mâni söyleme geleneğinde belirli bir birlik göze çarpar. Çoğu yörede mâni söylemek için “mâni düzmek”, “mâni yakmak”, “mâni atmak” deyimleri kullanılır. Mâni düğün, ölüm, ayrılık, buluşma, gurbet vb olaylar karşısındaki sevinç ve üzüntü gibi duygu ve dilekleri en güzel yansıtma aracıdır.

Mâni türü tek dörtlükten oluşması ve uyak düzeninin a a x a biçiminde kalıplaşmasıyla öteki halk şiiri türlerinden ayrılır. Birinci ve üçüncü dizelerin uyaksız, ikinci ve dördüncü dizelerin uyaklı olduğu mânilere Kuzeydoğu Anadolu’da, Karadeniz kıyılarında ve İstanbul meydan kahveleri geleneğinde rastlanır. Dize sayıları üçe inen ya da dörtten yukarı çıkan mânilerde uyak düzeni de bu yapı değişikliğine uygun olarak değişir. İlk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenen mânilerde temel duygu ve düşünce son dizede diie getirilir. Dize sayısı dörtten fazla olan mânilerde uyak düzeni genellikle a a xaxaxayadaaxaxaxax biçiminde olur.

Mâniler biçimsel özelliklerine göre “düz mâni”, “kesik mâni” ve “cinaslı mâni” diye çeşitlere ayrılır. Düz mâniler yedi heceli dört dizeden oluşmuş, uyakları çoğu kez cinassız olan mânilerdir. Bunlara “tam mâni” de denir. Kesik mânilerde dörtlüğün ilk dizesi düşerek, yerine anlamlı ya da anlamsız bir sözcük gelir. Bu sözcük aynı zamanda mânideki cinası da gösterdiği için önemlidir. Cinaslı mânilerin düz mânilerden tek farkı dize sonlarında cinas bulunmasıdır. Bunlarda kimi zaman mâninin uyak sözcüğünün koşulduğu bir ünlem, bir seslenme sözcüğü söylenir. Bölgelere göre bu ünlem “azizem”, “men aziz”, “bala bala can”, “ele mi”, “geç gönül”, “var geç gönül”, “gör bir afet”, “âşık”, “âşık der”, “baba”, “baba der”, “lala der” gibi sözcük ya da sözcük öbekleriyle başlar. İstanbul meydan kahveleri geleneğinde bu ön sözcük, “adam aman”, “geç gönül” gibi kalıplar halindedir.
Âşıklar ve tekke şairleri de mâni söylemişlerdir. Hatayî (Şah İsmail), Muhyiddin Abdal, Dedemoğlu, Lala Sultan, Kasımî gibi tekke şairlerinin şiirleri arasında mâni biçiminde dörtlüklere rastlanır. Bu mânilerde şair her dörtlükte adını yineler.

Araştırmacılar mânileri niyet (fal) mânileri, sevda mânileri, iş mânileri, bekçi ve davulcu mânileri, sokak satıcısı mânileri, meydan kahvelerinde okunan mâniler, Doğu Anadolu’ya özgü halk öyküsü mânileri ve mektup mânileri olmak üzere konularına göre sınıflara ayırmaktadır.

Mâniler tek kişi tarafından söylendiği gibi, iki kişi arasında karşılıklı söyleşme biçiminde de oluşturulur. Bu deyişmeler, genellikle iki kız, delikanlı ile kız, ana ile oğul, baba ile oğul arasında olur. Oyun oynanırken ya da tarlada çalışırken karşılıklı söylenen sorulu yanıtlı mâniler de vardır.

Mâniler koşma dörtlüklerinin arasına da girer. Bu tür koşmalara yedekli koşma adı verilir. Bazı Doğu Anadolu ve Azerbaycan âşıklarının karşılaşmalarında dörtlüklerin arasına mâniler serpiştirildiği de görülür.

Halk arasında aynı temayı işleyen mânilerin arka arkaya dizilerek halk türküsü biçimine girdiği ve özel ezgilerle okunduğu da bilinmektedir. Tahir ile Zühre, Ferhad ile Şirin, Gül ile Sitemkâr, Arzu ile Kamber gibi halk öykülerinde kahramanların zaman zaman birbirlerine mâni dörtlükleriyle hitap ettikleri de olur.

Mâniler yazma cönk ve mecmualardan başka, yazma ve basma kitapların boş yerlerinde ve sayfa kenarlarında da meraklılar tarafından yazıya geçirilmiştir. Ayrıca Batılı Türkologların 19. yüzyıldan beri yaptığı derlemelerde, Cumhuriyet döneminde Türk folklorcuların derlediği metinler arasında sayıları on bine varan mâni dörtlükleri bulunmaktadır. Türkiye’de ve Azerbaycan’da dergilerde ve derleme arşivlerde bulunan mâniler dışında, on binlerce mâninin derlendiği ayn kitaplar da yayımlanmıştır.
Türkiye’de mâniler üzerine kitaplar yayımlayan araştırmacılar arasında M.Halit Bayrı, Niyazi Eset, Tahir Alangu, M.Haşan Göksu (Tank Dursun K.), Atâ Tevzibaşı, L. Sami Akalın ve Şerif Oktürk özellikle anılabilir.
kaynak: Ana Britannica
BAKINIZ Mani Nedir?

Son düzenleyen Safi; 9 Aralık 2018 01:03
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
8 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

Mâni (edebiyat)

  1. Mâni, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür.Anonim halk edebiyatında en küçük nazım biçimidir.
  2. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bend'den meydana gelir.
  3. Ama dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır.
  4. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. Aaaxa düzeninde maniler de var.
  5. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur.
  6. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir.
Maniler çok çeşitlidir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.
  • Düz Mani : Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır.
  • Kesik mani : Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.
  • Cinaslı mani : Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.
  • Yedekli mani : Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.
  • Deyiş : İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.mani insanların hoş olarak ve olmayarak söyledikleri şeylerdir.

Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:48
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
21 Ağustos 2013       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Mâni
Genellikle dört dizeden oluşan ve hecenin yedili ölçüsüyle söylenen bir halk edebiyatı nazım birimi. Manilerde birinci, ikinci ve dördüncü dizeler birbirleriyle uyaklıdır. Üçüncü dize ise bağımsızdır. Buna göre uyak düzeni şöyledir: AAXa. Ayrıca 5, 6, 7, 8, 10, 14 dizeli maniler olduğu gibi, uyak düzeni AXAX biçiminde olan maniler de bulunmakta, kimi manilerde ise 4, 5, 8, 11 heceli kalıpların kullanıldığı görülmektedir. Mani, bir ortak halk edebiyatı (folklor) ürünüdür.

Sanatçısı belli değildir. Maniyi genellikle kadınlar söyler. Karşılıklı manilerde kadınlarla erkeklerin karşılıklı söylediği de olur. Mani söyleyenlere manici; mani söylemeye de mani yakmak, mani düzmek, mani atmak denir. Manilerde ilk iki dize ile son iki dize arasında anlam bakımından bağlantı yoktur; anlatılmak istenen asıl duygu ve düşünceler son iki dizede söylenir; ilk iki dizede genellikle doğa ile ilgili görüntüler, manicinin çevre ile ilgili gözlemleri anlatılır; sonra birdenbire asıl maksada geçilir; hiç umulmadık bir şeyle karşılaşma, dinleyiciyi etkilemekte, hoşa gitmektedir. Dört dizeden oluşmuş hecenin yedili ölçüsüyle söylenen maniler, düz mani adıyla anılır.

Düz mani dışında yedekli ve kesik (cinaslı) mani denilen iki mani çeşidi daha vardır. Düz maninin sonuna iki dize eklenerek söylenen altı dizeli manilere yedekli mani denir. İlk dizesi düşerek, yerini, yedi heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük ya da sözcük öbeğinin aldığı, uyakları cinaslı manilere kesik mani denir. En az dört, en çok on sekiz dizeli kesik manilerde kesik dizeler uyağa giriş işlevi görür, söylenirken de kimi zaman ünlemlerle doldurulur.

Genellikle sevgi temasının işlendiği maniler, konuları bakımından niyet, fal manileri; sevda manileri; iş manileri; bekçi ve davulcu manileri; İstanbul'da bazı sokak satıcılarının manileri; İstanbul meydan kahvelerinin cinaslı manileri; Doğu Anadolu'da hikâye manileri; mektup manileri biçiminde kümelenmektedir.

Özellikleri:
  1. Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
  2. Genellikle bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5,6,7,8 hatta 14 olan maniler de vardır.
  3. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir.
  4. Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Özellikle yüzük oyunları ve mangal sohbetlerinde söylenirler.
  5. Maninin birinci ve ikinci mısraları konuya giriş için hazırlık mısralarıdır. Asıl söylenilmek istenen 3. ve 4. mısralarda söylenir. 1. ve 2. mısralar tamamen de konu dışı değildir.
  6. Üçüncü mısraın serbest oluşu söyleme kolaylığı sağlar.
  7. Anlam bakımından bir bütünlük gösteren maninin başlıca karakteri kendi kendine yetmesidir.
  8. Manilerde konu sınırı yoktur. Genelde aşk, toplum olayları, ölüm, iyilikler, hasret, evlat sevgisi vb. konuları işlenir.
  9. Maniler, Divan Edebiyatı‘ndaki “tuyuğ“un karşılığıdır.
Maniler şekillerine göre 4’e ayrılırlar.

1. Düz (tam) mani:


  • 7’li hece ölçüsüylesöylenir.
  • Dört mısradan oluşur.
  • aaxa şeklinde kafiyelenir.
  • Maninin en yaygın şeklidir.
  • Bu tarz manilere tam mani de denir.
Şu dağlar olmasaydı
Çiçeği solmasaydı
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı

Kaşların ok dedikçe
Kirpiğin çok dedikçe
Pek mi gönlün büyüdü
Sen gibi yok dedikçe

Kesik (cinaslı) mani:


  • İlk dizesi cinaslı bir sözden oluşur.
  • Bu ilk mısra hece sayısı bakımından diğerlerinden eksiktir.
  • Kesik manilere, cinaslı mani, hoyrat da denir.
Güle naz
Bülbül eyler güle naz
Girdim bir dost bağına
Ağlayan çok gülen az

Boğaza
Derdim çıktı boğaza
Moskof gözün oyarım
Yan bakarsan boğaza

Bağ bana
Bahçe bana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana

Yedekli (artık) mani:


  • Düz maninin sonuna anlamı tamamlamak ya da pekiştirmek için iki dize daha eklemek suretiyle elde edilen manidir.
  • Bu tarz manilere artık mani de denir.
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim sağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi

Derdim var beller gibi
Söylemem eller gibi
Kalbimin hüznü var
Yıkılmış eller gibi
Gözlerimden yaş akar
Bulanmış seller gibi

Ayaklı Mani:


  • Kesik manilerin birinci dizesinin doldurularak söylenen şeklidir. Bunlara doldurmalı kesik mani de denir.
Ah o beni o beni
Kakül örtmüş o beni
Ben yarimi unutmam
Unutsa da o beni

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 23:14
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Aralık 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MANİ
Türk halk edebiyatında koşma ile birlikte şiirde iki ana biçimden biridir. Halkın ortak ürünü olan, yaratıcılarının adları bilin­meyen mâniler genellikle yedi heceli dört dizeden (dörtlük, kıta) oluşur. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklıdır (a-a-x-a). 5, 6, 7, 8, 10, 14 dizeli ve dizeleri 5, 8 ya da 11 heceli mâniler de vardır.

Mâni Anadolu'nun çeşitli yörelerinde deği­şik adlarla bilindiği gibi, Anadolu dışında da mâne, bayatı, hoyrat gibi adlarla anılır. Mâni sözcüğünün kökeni kesin olarak bilinmemek­le birlikte bu sözcüğün "mâna" (anlam) söz­cüğünden türediği görüşü yaygındır.

Mâniler genellikle düğün, askere gitme, bayram, niyet çekme ya da tutma, çalışma, sevgi gibi bir durum söz konusu olduğunda söylenir. Böylece ortam ve duruma göre niyet mânileri, çalışma ya da iş sırasında söylenen mâniler, atışma mânileri, semai kahvelerinde söylenen mâniler, düğünlerde söylenen mâni­ler, bekçi ve ramazan davulcularının mânileri, âşıkların ve halk hikayecilerinin mânileri gibi bölümlere ayrılır.

Mâniler yapılarına göre düz mâni ve kesik mâni diye de ikiye ayrılır. Tam mâni de denen düz mâniler yedişer heceli dört dizeden olu­şur. Ayaklı mâni ya da cinaslı mâni diye de adlandırılan kesik mânilerin ilk dizelerinde hece sayısı eksiktir. İlk dize 3, 4 ya da 5 heceden oluşur. Bu tür mânilerin uyakları cinaslıdır. Kesik mâninin ilk dizesinin hece sayısı "adam aman; âşık der ki" gibi sözcük­lerle tamamlanırsa "doldurmalı kesik mâni" denir. 4-18 dizeden oluşan kesik mânilerde uyak a-a-x-a-x-a-x-a... ya da a-x-a-x-a-x... biçiminde olur.

Mâniler çoğunlukla kadınlar tarafından üretilip söylenir. Karşılıklı iki kişi tarafından söylenen mâniler de vardır. Ayrıca bazı âşık­lar ve tekke şairlerinin de mâni söylediği bilinmektedir. Bu tür mânilerin ilk dizesinde şairin adı ya da mahlası yer alır.

Düz Mani:
Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çoklukla cinassızdır.

Kesik mani:
Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri “aman aman” ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.

Örnek Kesik Maniler:
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca

Dağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfin teli bağ bana

Ayağı
Kuşlardan bir kuş gördüm
Var başında ayağı
Üstad manici isen
Aç maniden ayağı

Cinaslı mani:
Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.

Yedekli (artık) mani:
Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.

Örnek Yedekli Maniler:
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim çağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi

Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı viran gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok

Deyiş:
İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.
Adilem sen naçarsın
İnci mercan saçarsın
Dünya deniz olanda
Gönlüm nere kaçarsın

Ağam derim naçarım
İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca
Ben kuş olup kaçarım

Adilem sen naçarsın
La’l ü gevher saçarsın
Ben bir şahin olunca
Yavrum nere kaçarsın

Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen bir şahin olunca
Ben yerlere kaçarım

La’lü gevher saçarsın
Ben azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın

Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen azrail olunca
Ben cennete kaçarım


Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Aralık 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MANİ
a. (ar. macnSdan). Ed.
1. Türk halk edebiyatında yaratıcısı adsız halk sanatçıları olan dörtlük biçimindeki şiir türü. (Bk. ansikl. böl.)
2. Mani atmak ya da mani düzmek ya da mani yakmak, bir mani meydana getirerek özel ezgisiyle okumak.

—ANSİKL. Ed. Çoğunlukla yedi heceli ve dört dizeli tek kıtadan oluşur. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler birbiriyle uyaklı, üçüncü dize bağımsızdır. Buna göre uyak düzeni şöyledir: a a x a. Tek dörtlükten oluşan maniler dışında 5, 6,' 7, 8, 10, 14 dizeli maniler olduğu gibi, uyak düzeni a x a x biçiminde olan maniler de vardır. Mani terimi az çok değişik biçimlerde Anadolu'da, Rumeli'de, Kırım'da, Azerbaycan'da kullanılır. Doğu Anadolu'da bayatı sözcüğü de yaygındır. Urfa'da, Kerkük'te hoyrat denir. 11 heceli olan en tipik manilere Eğin'de alagözlü de denir. Manilerin ilk iki dizesi, uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir, ilk iki dize ile son iki dize arasında anlam bakımından bağlantı yoktur. Asıl anlatılmak istenen duygu ve düşünceler son iki dizede söylenir, ilk iki dizede genellikle doğa ile ilgili görüntüler, köyün günlük yaşamından gözlemler vb. anlatılıh Sonra asıl amaca geçilir; hiç umulmadık bir sürprizle karşılaşma, dinleyicileri etkiler.

Dörtlüğün anlam yükünü üçüncü ve dördüncü dizeler taşıdığı için mani söyleyen bütün ustalığını son iki dizede göstermek zorundadır. Hemen her yörede maniler, kadınlar tarafından söylenir. Karşılıklı söylemelerde, atışmalarda kadınlarla birlikte erkekler de mani söylerler. Karşılıklı mani söyleme, Anadolu'da özellikle Doğu Karadeniz, Kars yörelerinde yaygındır. İki kişinin karşılıklı söylediği manilere deyiş adı verilir. Bu tür deyişler söyleme (deyişme) kızlar arasında, delikanlı ile kız, ana ile kız, ana ile oğul vb. arasında olur. Âşıkların karşılaşmalarında manilerle deyiştikleri görülür. Kimi tekke şairleri de mani söylemişlerdir. Bu tür manilerin birinci dizesinde, şairin adı ya da mahlası geçer.

Konularına göre; niyet, atışma, askerlik, iş, bekçi ve davulcu manileri; İstanbul'da sokak satıcılarının söyledikleri maniler; semai kahvelerinde söylenen cinaslı maniler; âşık hikayecilerin söylediği maniler; mektup ve düğün manileri; ayrılık ve gurbet manileri gibi türlere ayrılabilir. Hıdrellez eğlencelerinde, bayramlarda, gezme yerlerinde vb. karşılıklı mani söyleme geleneği vardır. Geleneksel halk edebiyatında manicilerin piri olarak Ferhat ile Şirin kabul edilir. Maniler öteki anonim şiirlerin çoğu gibi, kendilerine özgü bir ezgi ile bestelenerek okunur. Günümüzde mani söylemenin en canlı biçimde sürdüğü bölgeler Kerkük, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Kars yöresidir.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Aralık 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

MANİ ÇEŞİTLERİ


Mânileri yapısı ve konuları yönlerinden çeşitlere ayırabiliriz.

I. Yapı Bakımından Mâni Çeşitleri


Düz ya da Tam Mâni:


Yedişer heceli dört dizeden oluşan manilere düz ya da tam mâni denir.
Gel bakma kimseye hor
Halkı yorma kendin yor
Yıkmak için çok düşün
Yıkmak kolay yapmak zor

Kesik ya da Cinaslı Mâni:


Birinci dizesindeki hece sayısı yediden az olan manilerdir. Dizeler cinaslı uyaklarla kurulur. Bunun için bunlara cinaslı mani de denir. Cinas, söylenişleri aynı, anlamları ayrı olan sözcüklerle yapılan bir sanattır:
Bağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana

Kesik manilerde birinci dize, cinaslı uyağı oluşturan sözcük ya da sözcük öbeğidir. Anlamlı da ol­sa anlamsız da olsa düşünceye bir giriş ve uyağa başlangıç niteliğinde olduğundan mâninin yapısında ve anlamında bir aksaklığa yol açmaz. Kimi mânilerde aradaki iki dizeyi çıkarmakla da mâninin kurulu­şu bozulmaz. Çünkü kesik manilerde anlam birliği beyittir.


Mâninin altılı biçimi: Mâninin ikinci ve üçüncü dizeleri atılmış biçimi:

Sarayım Sarayım
Bülbül bekler Sarayım Yıktı kalbim Sarayım
Bir haine dil verdim Bergüzarı istemem
Yıktı gönlüm Sarayım Seni bir yol Sarayım
Bergüzarı istemem
Seni bir yol Sarayım

Kesik manilerde birinci dize yedi heceli olursa, "doldurmalı kesik mâni" ya da "ayaklı mâni" adını alır:
Ah demedi demedi
Elinde gül demedi
Ben nasıl güleceğim
Yâ bana gül demedi

Cinaslı ya da cinassız kesik mânide, kimi zaman tam mânilerde, mâni metninden önce bir ünlem, bir seslenme sözü söylenir, buna da mâninin uyak kelimesi koşulur. Bu ünlem sözü bölgeye ve mâni­nin konusuna göre değişiktir: Azizim, azizem, azziyem, men aziz, bala, balacan, ele mi, geç gönül, var geç gönül, gör bir âfet, âşık, âşık der, baba, baba der, lala der... İstanbul "Meydan Kahveleri" gelene­ğinde bu ünlem sözleri "adam aman"idi.

Adam aman yâr asar Adam aman kuzusu
Hekimsen bak nabzıma Çay kuru çeşme kuru
Cerrah isen yara sar Nerden içsin kuzu su
Beni kimse asamaz Beni yakıp bitiren
Asar ise yâr asar Bir ananın kuzusu

Yedekli ya da Artık Mâni:


Düz manilerin sonuna uyakları aynı olan iki dize daha getirilerek yapılan manilere denir. Bunların kesik mâniden ayrılan yönü uyakların cinaslı olmayışı ve ilk dizelerin bir anlam taşımalarıdır:

Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yâreliyim
Gülerim sağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi .

Karşılıklı Mâni (Deyiş):


İki kişinin karşılıklı olarak söyledikleri manilere deyiş adı verilir. Bun­lar sorulu cevaplı biçimde düzenlenir. Böyle mânilerde kimi zaman mâninin kimin ağzından söylendiği belirtilir:

Ağa - Adilem sen nâçarsın Âdile - Ağam derim nâçarım
İnci mercan saçarsın İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca Dünya deniz olunca
Gülüm nere kaçarsın Ben kuş olup uçarım

Katar Mani:


Bir konu bütünlüğü içinde birbiri ardı sıra gelen mânilere katar mâni denir. Kilisli Rıfat Bilge’nin "Maniler" adlı eserinde 'İsmail Aleyhisselâm Hakkında Olan" başlığı altında 43 mâniden oluşan katar mâni örneği vardır. Aşağıya bu mânilerden ilk iki tanesi alınmıştır:

Baharı benzer yaza
Şahini mail baza
Bu bir katar ma'nîdir
Bir bir diyelim size

Evvel Allah adına
Şükürler bir yâdına
Mil çekilsin ol göze
Hor bakar üstadına

Selasettin kuşudur
Kiremitlere giren.
Ona atmaca derler
Aşar dumanlı dağı

Karşı-beri:


Yukarıdaki mani çeşitleri dışında karşı-beri bazı kaynaklarda mani çeşidi olarak geçmektedir. Karşı-berilerde karşılıklı olarak ve sıra ile kişiler iki dize söylerler; ikinci dizeler kendi arasında uyaklıdır:
Beriki : Kuşlardan hangi kuştur
Karşıki: Yavrusuna süt veren?
Beriki: Kuşlardan hangi kuştur
Karşıki: Boynunda var yel bağı?

Konuları Bakımından Mâni Çeşitleri:


  • Niyet, fal (yorum) manileri: Bunlar Hıdrellez, bahar bayramı ve kış geceleri yapılan sohbet toplantılarında söylenir.
  • Sevda manileri: Anadolu'nun bazı yerlerinde bahar ve Hıdrellez törenlerinde oğlanlarla kızlar karşılıklı olarak mani söylerler.
  • İş manileri: Köy ve kasabalarda kışlık hazırlık işlerinde, imece usulü çalışan kişiler arasında söylenen manilerdir.
  • Bekçi davulcu manileri: Gece bekçileri ve ramazan davulcularının söyledikleri manilerdir.
  • İstanbul sokaklarında satıcıların söyledikleri maniler: Gezici satıcılar mısır-buğday, keten helvası, macun gibi şeyler satarken maninler söyleyerek mahalle halkının dikkatini çekmeye ve onları eğlendirmeye çalışırdı.
  • İstanbul meydan kahvelerinin cinaslı manileri: Eski İstanbul’daki meydan kahvelerinde, külhanbeyi şairlerinin karşılaşmalarının bu çeşit bir ustalık yarışı olduğunu Tahir Alangu söyler.
  • Doğu Anadolu'da hikâye manileri: Doğu Anadolu bölgesindeki hikâyelerin içindeki türküler arasına yerleştirilen bu tür mânilere Kars'ta "Peşrevî" denir. Bu geleneğin Türkmenistan'daki Türkmen­ler arasında da yaşadığı söylenir.
  • Mektup manileri: Gurbet, özlem, kavuşma, mahpusluk, ayrılık durumlarında birbirlerinden uzak kalanların birbirlerine yazdıkları mektuplara giren manilerdir.
Suat BATUR
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

5 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
19 Şubat 2012 / Sorucu Cevaplanmış
16 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap
5 Aralık 2016 / MaRCeLLCaT X-Sözlük
9 Mart 2015 / Misafir Cevaplanmış