Arama

Noktalama İşaretleri

Güncelleme: 13 Kasım 2009 Gösterim: 60.387 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Kasım 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Noktalama İşaretleri

Sponsorlu Bağlantılar
Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.
Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.

Noktalama İşaretleri (İlgili konuları görüntülemek için konu başlıklarına tıklayınız.)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
11 Kasım 2008       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
NOKTALAMA İŞARETLERİ ya da noktala ma imleri yazılı anlatımda kullanılır. Sözlü anlatımda, bir başka deyişle konuşurken el, yüz ve gövde hareketleriyle sözcüklere ya da cümleye fazladan bir anlatım olanağı kazandı­rırız. Öfkemizi, sevincimizi, kederimizi, şaş­kınlığımızı, kısacası bütün duygularımızı anla­tırken yüzümüzün çizgileri değişik bir biçim alır. El, kol hareketleri birçok konuda anlatı­mımıza yardımcı olur. Bu tür hareketler mimik ve jest diye adlandırılır. Bunun dışında vurgu ve ton da sözlü anlatıma yardımcı olan öğelerdir. Yüksek sesle ya da fısıltıyla konuş­mak, bir sözcüğün hecelerini basa basa söyle­mek anlatımımıza olanaklar sağlar. Cümle bittiği zaman biraz durmak, sözcükleri sıralar­ken ara vermek anlatımımıza açıklık kazandı­rır. Bunların tümünü yazılı anlatımda belirt­meye olanak yoktur, ama noktalama işaretle­riyle bu sorun büyük ölçüde çözümlenir. Yazılı anlatımda kullanılan noktalama işaretleri yanlış anlaşılmayı, anlam kaymasını önler. An­latıma açıklık ve anlaşılırlık kazandırır.
Dilimizde noktalama işaretlerinin kullanıl­ması Tanzimat edebiyatı döneminde başladı. Daha sonra Edebiyat-ı Cedide akımı sanatçı­ları noktalama işaretlerini daha özenle kullan­dılar, edebiyat ve basın dünyasında da nokta­lama işaretleri kullanımının yerleşmesini sağ­ladılar.
Sponsorlu Bağlantılar
Türkçe'de kullandığımız başlıca noktalama işaretleri şunlardır: Nokta ya da durak (.); üç nokta ya da susma işareti (...); soru işareti ya da soru noktası (?); ünlem işareti ya da ünlem noktası (!); çift nokta (iki nokta, iki nokta üst üste) ya da açıklama noktası (; virgül (,); noktalı virgül (; bağlama çizgisi (kısa çizgi) ya da birleştirme çizgisi (-); uzun çizgi ya da konuşma çizgisi (—); noktalı çizgi (.-); tırnak işareti (" "); tek tırnak (' '); ayraç ya da parantez ( ( ) ); köşeli ayraç ya da köşeli parantez ( [ ] ); eğik çizgi (/); sayfayı çeviriniz işareti ya da yazının sürdüğünü belirten işaret (./ ya da ./.); dipnot işareti ya da yıldız Msn Star; paragraf işareti ya da çengel (§); üç yıldız işareti (***); sıra noktalar (.................. ).
Kesme ( ' ) ve düzeltme ya da inceltme ( ) işaretleri sözcüklerin yazımı ile ilgili oldukla­rından noktalama işaretleri dışında kalır (bak. yazım kuralları).
• Noktanın (.) kullanıldığı yerleri şöyle sırala­yabiliriz:
1- Tam, bitmiş cümlelerin sonunda:
Uykusu gelince kitabı kapatıp yattı. Az sonra yağmur boşanacak.
2- Cümle değerinde olan anlatımların sonunda:
Peki. Olur. Evet.
3- Kısaltmalarda:
T.B.M.M., Dr., Öğt.
4- Konuları numara sırasıyla belirtmek için
kullanılan harf ya da rakamlardan sonra:
A., 1., III.
5- -inci, -nci ekinin yerine rakamlardan sonra:
II. Mehmed, 20. sayfa, I. Dünya Savaşı
6- Tarih atarken gün, ay ve yıl gösteren
rakamlar arasında:
29.X. 1923
7- Belli bir saat ve dakikayı gösterirken:
09.15'te, 19.30'da
8- Sayılarda haneleri üçer üçer ayırmak için:
875.956 142.690.000
9- Sayılar arasında çarpı işareti yerine:
9 . 12=108 Noktadan sonra gelen cümlenin büyük harf ile yazıldığını unutmamak gerekir.
• Üç nokta ya da susma işaretinin (...) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Çeşitli nedenlerle tamamlanamayan ya da
tamamlanmasına gerek duyulmayan cümlelerin sonunda:
Bu güzel çiçeklere hiçbir yerde rastlaya­mazsınız. Özenle yapılmış bahçelerde bile...
2- Bir dizi ad, nitelik, olay sıralandıktan sonra
bunların benzerlerinin de olduğunu, ama
cümlede belirtilmediğini göstermek için:
Kıra giderken her şeyi yanlarına aldılar; yiyeceklerini, bisikletlerini, toplarını...
3- Söylenmek istenmeyen sözcükler yerine:
Siz E...'nin ne kadar tembel olduğunu bilmezsiniz.
Pissu çukuru taşmış, ortalığı ... götürü­yordu.
4- Cümleler arasında uzunca bir duraklama
olduğunu ya da cümlede anlatılan durumun
sürüp gittiğini belirtmek için:
Durmadan gidiyorduk... Sonunda köye vardık.
İlkbahar, yaz, sonbahar geçer ve yeni­den kış başlar...
5- Alıntılarda, kullanılmayan bir önceki cümleyi belirtmek için:
... Bu temel senin en kıymetli hazinen­dir. (K. Atatürk)
• Soru işaretinin (?) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Soru sorulan ya da soru anlamı içeren
cümlelerde:
Nereden gelip nereye gidiyorsun? Futbol maçına mı gitmek istersin, tenis karşılaşmasına mı? Sonra?
2- Kesinliği kuşkulu olan, iyi bilinmeyen
bilgilerden sonra ayraç içinde ya da ayraçsız
olarak:
Bazı yerlerde ise köyün nüfusu 1.432 (?) olarak gösteriliyor.
3- Soru niteliği ağır basan cümlelerde ünlem
belirtilmek istendiğinde soru ve ünlem işareti
birlikte kullanılabilir:
Demek bizi bırakıp gideceksin?!
Ünlem işaretinin (!) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- İçinde ünlem sözcüğü bulunan cümlelerde:
Ay! İçime fenalık geldi. Ah, elim yandı! Hey çocuklar gelin!
2- Şaşma, acıma, alay, küçümseme gibi duyguları belirten cümlelerin sonunda ya da bu
tür duyguları belirtmek için bir sözcükten sonra ayraç içinde:
Zavallının yiyecek bir lokma ekmeği yoktu!
O gölgesinden bile korkar! Kendisi çalışkan (!) olduğu için ders dinlemeye gerek görmez. Parası yokmuş, ama zengin (!) adam-_mış.
3- Ünlem niteliği ağır basan soru cümlelerin­de ise hem ünlem, hem soru işareti kullanıla­bilir:
Yangın mı var yoksa!? • Çift nokta (iki nokta, iki nokta üst üste) ya da açıklama noktasının (
1- Açıklama yapılan ya da açıklama gerektiren madde başlıklarından sonra:
Karbon Monoksit: Kimyasal formülü CO olan renksiz ve kokusuz bir gazdır.
2- Açıklama gerektiren bir cümleden sonra:
Bu yörede yetiştirilen başlıca ürünler şunlardır: buğday, arpa, yulaf ve mısır. Göl için şöyle bir tanım verebiliriz: Kara ile çevrili büyük su birikintilerine göl deriz.
Dikkat ederseniz birinci örnekte iki nokta­dan sonra küçük harfle, ikinci örnekte ise büyük harfle başlanmıştır. İki noktadan sonra bir sıralama söz konusu ise küçük harfle, bir cümle ya da cümle değerinde bir anlatım söz konusu ise büyük harfle başlamak gerekir. İki noktadan sonra gelen özel isimler her zaman olduğu gibi büyük harfle başlar.
3- Birkaç olasılığın olduğunu, bir sıralama
ya da bölümleme yapılacağını belirtmekiçin:
Necati Cumah'nın çalışmalarını dört öbekte toplayabiliriz: 1. Şiir, 2. Roman ve öykü, 3. Oyun, 4. Düz yazı.
4- Bir cümleye bağlı olarak, bir kimseden
olduğu gibi aktarılmış ve tırnak içinde gösterilmiş alıntılardan önce:
Çocukları çok seven ve çocuklara çok değer veren Tevfik Fikret bir şiirinde şöyle der: "Siz ey feza-yı ferdanın küçük güneşleri."
5- Bir kişi ya da kişilerin konuşacağını anlatmak için konulan uzun çizgi ya da konuşma
çizgisinden önce:
Öğretmen:
—Bugün hava güzel, dedi. Dersimizi bahçede işleyelim mi? Bütün sınıf:
—İşleyelim öğretmenim! diye bağırdı.
6- Matematikte, bölme işleminde bölünen ile
bölen arasında:
36:4=9 120:6=20
• Virgülün (,) kullanıldığı yerleri şöyle sırala­yabiliriz:
1- Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcüklerin arasına konur:
Kitabı eline aldı, açtı, okudu ve bir kenara bıraktı. (Fiiller arasında) Gazete, radyo, televizyon kitle iletişim araçlarındandır. (Özneler arasında) Kedileri, köpekleri, kuşları, atları se­verdi. (Nesneler arasında) Defterini odada, salonda, okulda ara­mış. (Tümleçler arasında) Temiz, düzenli, çalışkan ve sevimli bir çocuktur. (Sıfatlar arasında)
2- Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcük öbekleri arasına konur:
Çiçek vazoları, kül tablaları, sehpa ve masaların üstleri hep camdandı. Şuraya güzel görünüşlü bir bitki, oymalı bir dolap, renkli bir resim konabilir.
3- Sıralı cümlecik ya da cümleleri ayırmak
için:
Kuşlar, balkonun bir kenarına bırakılan ekmek kırıntılarını yemek için önce balkonun demirlerine konar, dikkatle çevreyi kolaçan eder, sakınarak balko­na atlar ve kırıntıları yemeye koyulur­lardı.
4- Anlama güç katmak için kullanılan yineleme sözcüklerini, sözcük kümelerini ayırmada
ya da kendinden sonra gelen cümlenin anlatımını belirginleştiren sözcüklerden sonra
konur:
Kaptan, o eski deniz kurdu, teknelere doğru baktı.
5- Özellikle belirtilmek istenen özne ve tümleç gibi öğelerden ya da yüklemden uzak
kalmış özneden sonra:
Tren, yalçın kayaların arasından geçip birden cennet gibi bir vadiye ulaştı. Kent, gittikçe kalabalıklaşan nüfusu ve betonlaşan görünümüyle insanları boğ­maya başlıyor.
6- Cümlede araya konan açıklayıcı söz öbeklerinin, cümleciklerin başında ve sonunda:
Atletizmin hız koşuları dalındaki takım yarışmaları, 4x100 ve 4x400 bayrak yarışları, bireysel çabayı ve takım ola­rak uyumlu olmayı gerektirir. Şiir, insanlığın tanıdığı belki de bu en
eski edebiyat sanatı, günümüzde de ilgi çekiyor ve gündemde kalıyor.
7- Seslenme sözcüklerinden sonra:
Kardeşim, sana uzun süredir mektup yazamadım.
Çocuklar, siz biraz oyalanın ben şimdi dönerim.
Sayın okurlar, şimdi size ilginç bir öykü aktaracağım.
8- Tırnak içine alınmamış konuşma cümlesinden sonra kullanılan demek fiilinden ve "diye" ulacından önce:
Ben bu işte yokum, dedi.
Buyrun, yemek hazır, diye seslendi.
Koyunlar kaçmış, diye bağırıyordu.
9- Cümlede bir ismin başına rastlayan isimleşmiş sıfatları ayırarak bir anlam kaymasına ya
da kargaşasına engel olmak için:
Küçük, camlı bir dolap aldım. ("Kü­çük" olan cam değil dolaptır.) (Küçük ve camlı bir dolap aldım.) Yabancı, şoföre yol soruyordu. ("Ya­bancı" olan şoför değil bir başka kişi­dir.) (Yabancı bir kimse şoföre yol soruyordu.)
10- Özellikle konuşma sırasında çok kullandığımız ara cümleleri yazılı bir metinde kullandığımız zaman asıl cümleden ayırmak için.
Burası kayalık ama, kim ne derse desin, bayağı güzel bir yer. Çocuk, Allah esirgesin, hastalanıp ya­tarsa bakacak kimsesi yok.
11- Ondalık sayılarda kesirleri belirtmekte:
12,200 kg, 24,360 km, 1.475,50 TL. • Noktalı virgülün ( kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Sıralı cümleler arasında:
Çoğu benekli, uzun kulaklı cins köpek­ler; bir gözü yeşil, bir gözü mavi, az bulunan cinsten Van kedileri; tüyleri renk renk muhabbet kuşları her yanını doldurmuştu.
2- Fakat, ama, çünkü, bunun için, öyleyse,
oysa gibi sözcüklerden önce ya da bu sözcükler yerine:
Denize bir tek bu yolla inilir sanıyor; oysa çalıların arasında bir yol daha var. Çok güneşte kalma; hasta olursun. (Çok güneşte kalma, çünkü hasta olursun.)
Bu su pis gibi görünüyor; tertemizdir ve içilebilir. (Bu su pis gibi görünür, ama tertemizdir ve içilebilir.)
• Kısa çizgi, bağlam», ya da birleştirme çizgisinin (-) kullanıldığı yerleri şöyle sıralaya­biliriz:
1- Satır sonunda bitmeyip alt satıra dönen
sözcüğün hecelerini ayırmak için:
İnsanların bazı bulaşıcı hastalıkları ge­çirmekle o hastalıklara karşı direnç ka­zandıklarını gören bilim adamları, bu doğal bağışıklığı yapay yoldan yaratma­nın çarelerini aradılar.
2- Yeni Türk alfabesiyle aktarılan eski metinlerdeki Arapça ve Farsça tamlamalarda:
İlm-i kimya (Kimya bilimi), Tarih-i Kadim (Eski Tarih).
3- Bir olayın, durumun başlangıcını ve sonunu
gösteren tarihler ve sözcükler arasında:
1923-38 arası tarihimizde Atatürk döne­mi olarak adlandırılır. Trabzon-Erzurum Karayolu oldukça tehlikelidir.
4- İki ulus, iki kavram arasındaki ortaklığı, iç
içeliği göstermek için:
Camiler Türk-İslam sanatının simgesi sayılır.
Birçok olayı görme-işitme yoluyla algı­larız.
5- Karşıtlıkları belirtmek için:
Yüzyıllar boyu din-bilim tartışması sü­regelmiştir.
Güney Afrika'da Siyah-beyaz ayrımı ça­tışmalara yol açıyor.
6- Dilbilgisi incelemelerinde kök ve gövdelerin sonuna, eklerin başına konur:
göz-, yaz-, çevir-, güzelleş-, tozlan- kök ve gövdeleri... -il, -leş, -di ekleri...
7- Cümle içinde bazı ayrıntıları, açıklayıcı bil-
gileri belirtmek için:
İlkbahar ile sonbahar -geçiş mevsimi ol­duğu için- insan sağlığı açısından önemli mevsimlerdir.
Irmağı aşmak için -geçen hafta kabaran sular eski köprüyü yıkmıştı- köylüler halattan bir köprü kurmuşlardı.
• Uzun çizgi ya da konuşma çizgisinin (—) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Konuşmaları belirtmek için:
Hakem oyuncuyu yanına çağırdı: —Böyle sert oynamayı sürdürürsen kır­mızı kart görür ve oyun dışı kalırsın, dedi.
Futbolcu, hakemi sinirli bir biçimde dinledikten sonra:
—Yalnız ben sert oynamıyorum ki! de­di. Ama bundan sonra daha dikkatli oy­nayacağım... 2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizele­rin arasına ya uzun çizgi ya da eğik çizgi (/) konur:
Denizi çok seven bu adam ne zaman de­nizden uzakta kalsa Ömer Bedrettin Uşaklı'nın "Deniz Hasreti" adlı şiirini — anımsıyordu: "Nasıl yaşayacağım ey de­niz senden uzak! —Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin. —Uyuyor mu li­manda her gece sallanarak —Altından çivilerle çakılmış gemilerin?"
• Noktalı çizginin (.-) kullanıldığı yerleri şöy­le sıralayabiliriz:
1- Bir sıralama ya da tanımlama söz konusu
olduğunda başlık, rakam ya da harften sonra:
Mercanlar.-Denizlerin sığ kesimlerinde biriken iskeletleriyle mercanadaları ve mercan resifleri oluşturan omurgasız hayvanlar.
2- Bir rakamın kesri olmadığını göstermek
için ve özellikle de paraların rakamla gösterilmesi sırasında:
280.-TL, 1.800.-DM
• Tırnak işaretinin (" ") kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Başkasından alınmış bir sözü ya da alıntıyı
belirtmek için:
Ahmet Hamdi Tanpınar "Bir ağacın ölümü, büyük bir mimari eserin kaybı gibi bir şeydir" derken ağacı hem bir canlı, hem de bir yapıt gibi görüyor. Atatürk'ün şu sözünün ne kadar önemli olduğunu bütün dünya anlamış durum­da: "Yurtta sulh, cihanda sulh!"
2- Dikkati çekmek ya da belirgin duruma getirmek için bir sözcük ya da bir terim tırnak
içine alınabilir:
Kıyılarda, yüzme bilmeyenleri uyarmak
için konulan "levhalar" vardı.
Çoğu kimse otomobile kısaca "oto" der,
geçer.
3- Yapıt ya da kurum adları tırnak içinde gösterilebilir:
Geçen gün Hüseyin Rahmi'nin "İki Hö­düğün Seyahati"ni okudum; ne hoş ro-manmış!
Cihat Burak'ın "Akvaryum ile Kedi" adlı resmindeki kedinin kavanozdaki balıklara nasıl baktığını anımsar mısın? Ülkemizde hayır ve yardım amacıyla kurulan ilk derneklerden biri de "Do­nanma Cemiyeti"dir.
4- Sıralamalarda ya da çizelgelerde alt satırda
yinelenen sözcükler yerine "denden" diye de
adlandırılan tırnak işareti konur:
Ocak ayı geliri Şubat " Mart "
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi tır­nak içine alınan cümle ya da alıntılarda nokta­lama işaretlerini kullanma açısından bazı özellikler söz konusudur. Tırnak içindeki cümle eğer ayrı bir cümle olarak kalıyorsa, bu cümlenin sonundaki noktalama işareti aynen kullanılır. Tırnak içindeki cümle eğer içinde bulunduğu cümlenin bir öğesi durumundaysa, aslında bulunan noktalama işareti konmaya­bilir.
Bir sözcüğü ya da terimi belirgin kılma, bir yapıt ya da kurum adı belirtme amacıyla tır­nak işareti yerine sözcükler siyah ya da italik olarak da gösterilebilir.
• Tek tırnak işaretinin (' ') kullanıldığı yer: Tırnak içinde gösterilmiş bir alıntıda başka
bir alıntı tek tırnak işaretiyle belirtilir:
"Televizyonda konuşan hekim 'Diş sağ­lığı çok önemlidir' deyince benim de ak­lıma dişlerimi fırçalamak geldi."
• Ayraç ya da parantezin ( ( ) ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Cümle içinde bir sözcüğün anlamdaşını, yabancı dildeki karşılığını, eskiden kullanılan
karşılığını vermek için:
Çamaşırları ağartmak (beyazlatmak) için kullanılan çamaşır suları vardır. Bir ülkenin iktisadi (ekonomik) yaşa­mında (hayatında) dışsatım (ihracat) ve dışalım (ithalat) büyük önem taşır. Hoşgörü (tolerans) insanlar arasında ça­buk iletişim kurulmasını da sağlar.
2- Cümle içinde bazı ayrıntılar, açıklayıcı bilgiler iki kısa çizgi arasında belirtildiği gibi ay­raç içinde de verilebilir:
Yemyeşil kırlarda taylar (at yavrularına tay dendiğini biliyorsunuz) oradan ora­ya koşturup duruyorlardı. 3- Sıralama ve döküm söz konusu olduğunda rakam ya da harften sonra kapama ayracı kul­lanılabilir:
1) ... 2) ... 3) ... A) ... B) ... C) ...
• Köşeli ayraç ya da köşeli parantezin ( [ ] ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Ayraç içindeki açıklamanın içinde yeni bir
açıklama gerektiğinde:
Müzik aletleri seslerinin elde ediliş bi­çimlerine (vurmalı çalgılar, üflemeli [nefesli] çalgılar, yaylı çalgılar, mızraplı çalgılar) göre bölümlere ayrılır.
2- Cümleden ayrı bir açıklama ya da bilgiyi
göstermek için:
Ahmed Haşim konusunda daha önce verilen bilgiler bu şairin sanat anlayışına ışık tutmuştu.
• Eğik çizginin (/) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tarih atarken gün, ay, yıl gösteren rakam
ya da sözcüklerin arasına:
14/Kasım/1940, 10/Eylül/1967, 21/Ara-hk/1970
2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizelerin arasına uzun çizgi (—) konduğu gibi eğik
çizgi de konabilir:
"Karnın yardım kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen/Yine beni karşıladı gülünen/Benim sadık ya­rim kara topraktır" diyen Âşık Veysel toprağı insanın en yakın, en vefalı dostu olarak görüyor.
• Sayfayı çeviriniz işaretinin ya da yazının sürdüğünü belirten işaretin (./ yada ./.) kul­lanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-El yazısı ya da makineyle yazılmış yazılarda sayfanın sağ alt köşesine konarak yazının bit­mediğini, sürdüğünü belirtmek için.
2-Dizeleri beyit, dörtlü, beşli gibi belli sayı­larda kümelenmiş şiirlerde sayfa çevirmek ge­rekse bile dizelerin kümelenişi bilindiği için okumayı sürdürmek kolaydır. Ama art arda sıralanan dizelerden oluşan şiirlerde, belirli yerde ara verilmeyen durumlarda şiirin sürdü­ğünü belirtmek gerektiğinde bu işaret kulla­nılır.
• Dipnot ya da yıldız işaretinin Msn Star kullanıldı­ğı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-Bir açıklama ya da bilgi verme söz konusu olduğunda ilgili sözcüğün sağ üst köşesine ko­nur. Dipnot ile ilgili açıklama kitabın düzeni­ne göre ya aynı sayfanın altında ya bölümün ya da kitabın sonunda yer alır. Bölüm sonun­da ya da kitabın sonunda yer alan açıklamalar için, karışıklığı önlemek amacıyla yıldız yeri­ne rakam kullanılır.
2-Bazı ansiklopedi, sözlük ya da kitaplarda sözcüklerin aynı yapıt içinde açıklamalı ola­rak yer aldığını belirtmek için "yıldız ile işa­retlenmiş sözcüğe bakabilirsiniz" anlamında:
Cemil Topuzlu* hem asker hekim, hem de belediyeci olarak ülkemize çok hiz­met etti.
Haritalarda ölçek* kullanılır.
•Paragraf işareti ya da çengel (§) bir yazıda paragraf, bölüm başlarını belirtmek için kul­lanılır. Bazı durumlarda aralara da konur.
•Üç yıldız işareti (***) bir yazıda bir bölüm bitip konu değiştiği zaman bölümler arasına konur. Sıra noktaların (....) kullanıldığı yerle­ri şöyle sıralayabiliriz:

1-Bir konuyu bölümlere ayırmak için.
2-Yazılı bir anlatımda iki olay ya da durum arasında zaman geçtiğini belirtmek için.
3-Çeşitli nedenlerle söylenemeyen, bilinme­yen, karışık ya da silik metinlerin temize çeki­mi sırasında okunamayan sözcüklerin yerine:
Çok yemek yiyince midesini bozdu ve .... sonunda.
Adam .... denen aygıtı eline aldı. Kazılardan elde edilen yazıtların çoğu "Ey gök tanrısı" ve "Ey .... tanrısı" diye başlıyordu.
4- Bir metinden alıntı yapıldığında bazı nedenlerle alınmayan, atlanan cümleler olduğunu göstermek için.Noktalama işaretleri belli kurallara göre kullanılmakla birlikte her yazar bu işaretleri kendi anlayışına göre de kullanabilir. Şiirde noktalama işaretlerini hiç kullanmayan şairler vardır. Roman ve öyküde kullanılmakta olan ve "bilinç akışı" adı verilen anlatım tekniğin de de noktalama işaretlerinin hiç yer almadı ya da çok az kullanıldığı görülmektedir. İnsa­nın düşündüklerini, aklından geçenleri oldu­ğu gibi yazıya dökmek isteyen yazarlar bu tür bir anlatıma başvururlar. Yine de yazılı anla­tımda noktalama işaretlerinin anlatıma sağla­dığı yararları göz önünde tutarak bu işaretleri kurallara uygun bir biçimde kullanmak ge­rekir.

MsxLabs & TemelBritannica

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
12 Eylül 2009       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kısaltmalar

Kısaltma; bir kelime, terim veya özel adın, içerdiği harflerden biri veya birkaçı ile daha kısa olarak ifade edilmesi ve simgeleştirilmesidir. Kısaltmalarla ilgili kurallar şunlardır:

1. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları genellikle her kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır: TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), ABD (Amerika Birleşik Devletleri); KB (Kutadgu Bilig); TD (Türk Dili), TK (Türk Kültürü), TDED (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi); B (batı), D (doğu), G (güney), K (kuzey); GB (güneybatı), GD (güneydoğu), KB (kuzeybatı), KD (kuzeydoğu).

Ancak bazen kelimelerin, özellikle son kelimenin birkaç harfinin kısaltmaya alındığı da görülür. Bazen de aradaki kelimelerden hiç harf alınmadığı olur. Bu tür kısaltmalarda, kısaltmanın akılda kalabilmesi için yeni bir kelime oluşturma amacı güdülür: BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi).

Gelenekleşmiş olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.

2. Element ve ölçülerin uluslararası kısaltmaları kabul edilmiştir: C (karbon), Ca (kalsiyum), Fe (demir); m (metre), mm (milimetre), cm (santimetre), km (kilometre), g (gram), kg (kilogram), l (litre), hl (hektolitre), mg (miligram), m² (metre kare), cm² (santimetre kare).

3. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla element ve ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel harfler dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur: Alm. (Almanca), İng. (İngilizce), Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi), Güniz Sok. (Güniz Sokağı), Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av. (Avukat), Alb. (Albay), Gen. (General); is. (isim), sf. (sıfat), hzl. (hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), kim. (kimya).

* * *

Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas alınır: cm'yi, kg'dan, mm'den, YKr’un. Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde ise kısalt­manın son harfinin okunuşu esas alınır: BDT'ye, TDK’den, THY'de, TRT'den, YTL’nin. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya.

Sonunda nokta bulunan kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kı­saltmalarda ek, noktadan sonra ve kelimenin okunuşuna uygun olarak yazılır: Alm.dan, İng.yi, vb.leri.

Tonsuz (sert) ünsüzle biten kısaltmalar, ek aldıkları zaman oku­nuşta tonsuz ses tonlulaştırılmaz: AGİK'in (AGİĞ'in değil), CMUK'un (CMUĞ'un değil), RTÜK'e (RTÜĞ'e değil), TÜBİTAK'ın (TÜBİTAĞ'ın değil).

Ancak birlik kelimesiyle yapılan kısaltmalarda söyleyişte k'nin yumuşatılması normaldir: ÇUKOBİRLİK'e (söylenişi ÇUKOBİRLİĞE), FİSKOBİRLİK'in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN).

YAZIDA KULLANILAN DİĞER İŞARETLER

trkdilkurumu

TDK
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
TUZCUAY - avatarı
TUZCUAY
Ziyaretçi
13 Kasım 2009       Mesaj #4
TUZCUAY - avatarı
Ziyaretçi
Yazıda karışıklıkların önüne geçmek, yanlış okumayı önlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, cümlenin yapısını ve duraklama yerlerini belirlemek, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek için kullanılan işaretlere noktalama işaretleri denir.


Noktalama İşaretleri
  • Nokta ( . )
  • Virgül ( , )
  • Noktalı virgül ( ; )
  • İki nokta ( : )
  • Üç nokta ( … )
  • Soru işareti ( ? )
  • Ünlem işareti ( ! )
  • Kısa çizgi ( - )
  • Uzun çizgi ( - )
  • Eğik çizgi ( / )
  • Tırnak işareti ( "…" )
  • Tek tırnak işareti ( '…' )
  • Denden işareti ( " )
  • Yay ayraç ( () )
  • Köşeli ayraç ( [ ] )
  • Kesme işareti ( ' )
  • İnceltme işareti ( ^ )

1. NOKTA ( . )


Hüküm, yargı bildiren, tamamlanmış cümlelerin sonuna konur:

Türk’üm.
Okul açıldı.

Bazı kısaltmaların sonuna konur:

Prof., Doç., Dr., İst., s., vb., Cad., Sok., Alm., Ar., Far., Fr., İng.

Nokta kullanılmayan kısaltmalar:

TBMM, TDK, D, B, K, G, KB, GB, KD, GD (sekizi de yön),

m, cm, g, kg, l, C, Fe

Sayılardan sonra sıra belirtmek için “–nci” ekinin yerine kullanılır:

50. yıl kutlamaları, Cumhuriyet’in 75. yılı, yılın 365. günü IV., II. Mehmet, XV. yüzyıl

Üçlü gruplara ayrılan sayılar arasına konur:

12.584.000, 325.355.254

Tarihlerde gün, ay ve yıl rakamlarının arasına konur:

05.02.1972,

19.12.1996,

29.X.1923

Ay adları harfle yazılırsa nokta kullanılmaz:

29 Ekim 1923

Saat bildiren sayılarda saat ile dakika arasına konur:

08.30,

14.40,

23.58,

00.20

Bir yazının maddelerini gösteren rakam ve harflerden sonra konur:

I. II.

A. B.

1. 2.

a. b.

i. ii.

Bibliyografyada her künyenin sonuna konur:

Agâh Sırrı Levent, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, Ankara 1960.

Matematikte çarpı işareti yerine konur:

4.5=20
Son düzenleyen TUZCUAY; 13 Kasım 2009 18:51 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
TUZCUAY - avatarı
TUZCUAY
Ziyaretçi
13 Kasım 2009       Mesaj #5
TUZCUAY - avatarı
Ziyaretçi
2. VİRGÜL ( , )


Cümlede birbiri ardınca sıralanan, eş görevdeki kelime ve kelime grupları arasına konur:

Uzun boylu, sarışın, gözlüklü ve sevimli bir çocuktu. (sıfatlar arasına)

Kalemini, defterini, çantasını ve hırkasını alıp gitti. (nesneler arasına)

Aralarında biçimce ve anlamca ilgi bulunan (sıralı) cümlelerin arasına konur:

Umduk, bekledik, düşündük.

Cemal Bey çantasını kapattı, yerinden kalktı, mahcup bir şekilde oradan ayrıldı.

Cümlede özel olarak vurgulanması gereken öğelerden sonra konur:

Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. (Atatürk)

Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için (özne ile yüklen arasına başka öğeler girmişse) özneden sonra kullanılır:

Çocuk, soğuk bir kış günü ayrıldığı ve uzun zaman haberini dahi alamadığı köyünü artık unutmuştu.

Cümlede isim olarak kullanılan adlaşmış sıfatlar, kendinden sonra gelen kelimenin sıfatı şeklinde anlaşılacaksa bu kelimelerden sonra virgül konur. Yani bir kelimenin kendinden sonraki kelimeyle ilgisi olmadığını göstermek için kullanılır:

Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.

İhtiyar, bekçiye müdür beyin içeride olup olmadığını sordu.

Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:

Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu den bir kamış olsam. (AH)

Kendisinden sonraki cümleye bağlı olan “hayır, yok, yoo, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette” gibi kelimelerden sonra konur:

Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkçeleşiyor.
─Yoo, güvercinlerime dokunmayın, dedi.

Hitaplardan sonra kullanılır:

Muhterem Hocam,
Arkadaşlar, bu sorular yarına kadar çözülmeli!
Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele, müsademe demektir.

Arasözlerin ve ara cümlelerin (içe içe birleşik cümlelerde iç cümlenin) başında ve sonunda kullanılır:

Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz.

Bu söz, ister inanın ister inanmayın, doğrudur.

Başkalarının sözlerinden yapılan veya yazanın kendine ait başka sözlerinden yaptığı alıntılar tırnak içine alınmamışsa iki virgül arasında verilir, cümle alıntı bir sözle başlıyorsa bu alıntı cümlesinden sonra virgül konur:

Hepinizi çok iyi tanıyorum, dedi.

Onlar da, eğitimi en yüksek seviyeye çıkaracağız, demişlerdi.

Yazışmalarda, başvurulan makamın adından sonra konur:

Türk Tarih Kurumu Başkanlığına,

Yazıların sonuna düşülen notlarda yer adıyla tarih arasına konur:

Kuşadası, 7 Şubat

Sayıların yazımında ondalık bölümleri ayırmak için kullanılır. Nokta kullanılmaz:

22,4 2,5 125,255

Bibliyografik künyelerde yazar adı, eser adı, basım evi vb. maddelerin arasına konur. Basım yeri ile tarihi arasına virgül konmaz:

Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitap Evi, İstanbul 1938.

Cümle içinde “ve, veya, yahut” bağlaçlarından önce ve sonra virgül kullanılmaz; başka noktalama işaretleri de kullanılmaz.

3. NOKTALI VİRGÜL ( ; )


Aralarında şekil ve anlamca ilişki bulunan, birbirine bağlaçsız bağlanan ve aralarındaki duraklama kısa olan cümlelerin arasına konur:

At ölür, meydan kalır; yiğit ölür şan kalır.

Gitmemiz gerekiyor; bekleyenler var. (çünkü)

Okumuş bir kadın değil, ama anlayışlı; çok genç değil, ama güzel... (bununla birlikte)

İki cümleyi birbirine bağlayan “ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, bununla birlikte” gibi bağlaçlardan önce konur:

Halis bir şiir fena okunabilir; lâkin sahte bir şiir iyi okunamaz. (YKB)

Sıralı cümleler arasına giren bu bağlaçlardan önce nokta, virgül ya da noktalı virgül koyup koymamak yazara göre değişebilen bir üslûp meselesidir.

Virgüllerle ayrılmış tür veya takımları, farkı bölümleri ve örnekleri birbirinden ayırmada kullanılır:

Murat, Yavuz ve Kâzım bir grup; Ahmet, Metin ve Mehmet de bir grup olsunlar.

Virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için kullanılır:

kavun, karpuz, kelek; lâhana, pırasa, ıspanak; bisküvi, kraker, çikolata...

Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için bu sıralı cümleler konur.
Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum.

İçerisinde birden fazla virgül kullanılmış cümlelerde öznenin kendinden hemen sonra gelen öğelere karışmamasını sağlamak için kullanılır:

Faruk; Kenan, Hulusi ve Mustafa ile yaşıt sayılır.

Cümle içerisindeki açıklamalardan önce kullanılır:

Akşama dek hiç durmaksızın çalışmıştı; çok yorgundu.

4. İKİ NOKTA ( : )


Açıklama yapılacak yerlerde kullanılır:

Bestesiz: Bestesi olmayan.
Sıfat: İsimlerden önce gelerek onların nitelik ve niceliklerini bildiren kelimeler.

Bir cümleden sonra alıntı bir cümle geliyorsa veya bir söz naklediliyorsa iki nokta kullanılır:

Çocuk merakla sordu: “Bana ne getirdin?”

O, başarının sırrını tek kelimeyle açıklar: Azim

Kendisinden sonra örnek verilecek cümlelerin sonuna konur:

Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bazıları şunlardır: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem...

Karşılıklı konuşmalarda kimin konuşacağı belirtildikten sonra iki nokta konur:

Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçi sayar:
Yulaf, pancar, nohut, mercimek...

Kütüphanecilikte yazar ve eser adı arasına konur:

Yahya Kemal Beyatlı: Kendi Gök Kubbemiz

Matematikte bölme işareti yerine kullanılır:

45:3=15

İki noktadan sonra bağımsız bir cümle geliyorsa bu cümle büyük harfle başlar; art arda örnekler sıralanıyorsa ilk örnek küçük harfle başlar:

Tam kapıdan çıkmak üzereyken sordu: Akşam erken gelecek misin?

İnsan üç şeye benzer: ağaca, suya ve rüzgâra

İki nokta kullanılmış cümleler bazen aynı kelimeler kullanılarak ama iki nokta kullanılmadan da kurulabilir:

Çocuk merakla sordu: “Bana ne getirdin?”→Çocuk merakla, bana ne getirdin, diye sordu. vb.

5. ÜÇ NOKTA ( ... )


Art arda örneklerin sıralandığı cümlelerde benzer örneklerin sürdürülebileceğini ifade etmek için cümle sonunda kullanılır. Bu amaçla cümle sonunda kullanılabileceği gibi cümle içinde de kullanılabilir:

Fiillerin bazıları isimlerden türemiştir: başlamak, suçlamak, incelmek, çoğalmak...
Güneşli fırtınalar, renk renk çiçekler... ve başka insanlarla birlikte yeni bir hayata hazırlanıyordu.

Bitmemiş veya bitirilmemiş cümlelerin sonun konur. Bazılarında okuyucunun cümleyi zihninde tamamlaması beklenir:

Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...

Onu bir defacık görebilmek için nelere katlanmazdım ki...

Söylenmek, belirtilmek istenmeyen ve kaba sayılan, söylenmesi ahlâken çirkin görülen kelimelerin yerine konur:

Olaya ... Bey’in oğlunun da adı karışmış.
Haberi ...’dan dinledim.
Kılavuzu karga olanın burnu b....tan çıkmaz.
B....., 7 Nisan

Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için kullanılır:

“...Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar takardı. Sırmalı çedik pabuçlar, kırmızı feraceler... Ah hele kırmızı feraceler... Baharın yeşil çimenleri üzerinde, seyir yerlerinde kadınlar tıpkı birer gelincik çiçeği gibi parlarlardı...” (Bahar ve Kelebekler;

Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:

Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:

'Koca Ali... Koca Ali, be' (Diyet)

Karşılıklı konuşmalarda yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:

Yabancı yok! ─
Kimsin! ─
Ali...
Hangi Ali? ─
...

6. SORU İŞARETİ ( ? )


Soru anlamı taşıyan cümle ve kelimelerden sonra kullanılır:

Hangi elbiseyi beğendiniz?

İçinde soru kelimeleri veya soru eki bulunan ama anlamca soru cümlesi olmayan cümlelerde soru işareti kullanılmaz:

Yapar mı yapmaz mı bilmem. (soru kelimesi nesneye dahil)
Bu olayı bize ne zaman anlatmıştı, hatırlamıyorum. (soru kelimesi nesneye dahil)

Bazı cümleler de soru kelimesi barındırmadığı hâlde soru cümlesidir. Bunlar soru işareti ile biter. Bu cümlelerin soru anlamı vurgu ve tonlama ile belirtilir:

Yaşınız?
Sen alacaktın?
Gördün?

Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda yay ayraç içinde kullanılır:

Ankara’dan Konya’ya 1,5 (?) saatte gitmiş.

1496 (?) yılında doğan Fuzuli...

Bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır:

Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?), ( ?-1120)

Soru eki soru anlamı katmıyorsa, zaman anlamı katıyorsa soru işareti de kullanılmaz.

Akşam oldu mu sıla özlemi depreşir gurbetçilerde.

7. ÜNLEM İŞARETİ ( ! )


İçinde ünlem ifadesi (haykırış, sevinç, kıvanç, üzüntü, acı, korku, hayret, ürperti, heyecan, nefret vb ani coşkunluklar) bulunan ve seslenme, hitap ve uyarı bildiren cümlelerden ve kelimelerden sonra gelir:

Şşt! Sus bakayım.

Ünlem işareti, ünlem ifadesinden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonunda da kullanılabilir:

Eyvah, geç kaldım!

Eyvah! Geç kaldım.

Parantez içinde kullanılan ünlem işareti alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katar:

İsteseymiş bu kitabı bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş.

Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.

8. KESME İŞARETİ ( ’ )


Özel isimlere eklenen çekim eklerini ayırmak için kullanılır.

Mustafa Kemal’e, Ankara’yı, Türkiye’de, Kızılırmak’ı,

Ancak kurum ve kuruluş adlarından sonra kesme işareti kullanılmaz:

Türkiye Büyük Millet Meclisine, Mamak Anadolu Lisesi Müdürlüğüne,

Yabancı isimlere getirilen yapım ve çekim ekleri okunuşa göre belirlenir ve kesme işaretiyle ayrılır:

Shakespeare’in, Moliere’e, Honolulu’lu

Kişi adlarına sonradan eklenen unvanlara eklenen ekler de kesme işareti ile ayrılmaz.

Zeynep Hanıma, Ayhan Beyden, .... Efendinin, ..... Paşayı...

Sert sessizle biten özel isimlere ünlüyle başlayan ek getirildiğinde ismin son sesi korunur, ama söyleyişte yumuşama olur.

Zonguldak’ı (Zonguldağı), Sinop’a (Sinoba), Ahmet’in (Ahmetin)

Özel ismin yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve eki de kesme işaretiyle ayrılmaz.

Yabancı isimler hariç diğer özel isimlere yapım ve çokluk ekleri getirilerek yapılan kelimeler büyük harfle başlar ve ekleri de kesme işareti ile ayrılmaz. Bu eklerden sonra gelen ekler de kesme işareti ile ayrılmaz.

Türklük, Türkçü, Türkleşmek, Türkçülüğün, İslâmlaşmak, Türkolog, Darvinci, Sivaslı, Ankaralı, Ankaralıdan, Türkçecilik, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Mustafa Kemallerden, Ereğliler...

Bu özel isimler, türetilen kelimenin içinde kalıyorsa büyük harfle başlamaz:

Panislâmizm, Panturanizm, Pantürkizm...

Özel isimlere eklenen –lı, -siz, -ci yapım ekleri kesme işareti ile ayrılmaz:

Ankaralı, Atatürkçü, İstanbulsuz...

Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen ekler okunuşa göre belirlenir ve kesme işaretiyle ayrılır:

DSİ’ye, ÖSS’de, TCDD’ye, TBMM’nin...

Küçük harflerle yapılan kısaltmalarda kelimenin okunuşu esas alınır:

kg’dan, cm’yi, mm’den

Ancak büyük harfle yapılıp da okunuşu esas alınan kısaltmalar da vardır ki bunlar bir kelime gibi telâffuz edilebilmektedirler:

ASELSAN’a BOTAŞ’ın, NATO’dan, UNESCO’ya...

Sonunda nokta bulunan kısaltmalardan sonra kesme işareti kullanılmaz. Ek kelimenin okunuşuna göre belirlenir:

vb.leri, mad.si, Alm.dan, İng.yi, Nu.dan

Sayılardan sonra gelen ekler de kesme işaretiyle ayrılır. Sıra sayılarında hem nokta hem kesme kullanılmaz:

1972’de, 1881’de, 2000’den, 12’nci...

Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla gösterilir:

Onar, beşer, yüz yirmişer, yüz ellişer milyon...

İki kelime sonradan birleştirildiğinde ve (özellikle şiirde vezin gereği) bu kelimelerden ikincisinin ilk ünlüsü düşürüldüğünde düşen ünlünün yerine kullanılır:

ne oldu → n’oldu, ne etsin → n’etsin, ne eylesin → n’eylesin, Karacaoğlan → Karac’oğlan (Şiir dışında Karacaoğlan’dır.),

Özellikle belirtilmek istenen ek, harf ve kelimelerden sonra kullanılır:

A’dan Z’ye, -daş’la türemiş kelimeler...

Bazı kelimelerde b’nın m’ya dönüştüğü görülür.

Aldığı ekle bir başka kelime ile karıştırılabilecek olan kelime köklerinden sonra kullanılır:

Tava’nın rengi neden böyle olmuş?

Bilgi’nin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak gerekir.)

Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığı zaman kesme işareti yay ayraçtan sonra konur:

Yunus Emre (1240?-1320)’nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)’nin

Ancak cins isimlerinden sonra yay ayraç geliyorsa yay ayraçtan sonraki ek kesmeyle ayrılmaz:

İmek fiili (ek fiil)nin

9. TIRNAK İŞARETİ ( “ ” )


Başka birinin yazısından veya sözünden, hiç değiştirilmeden yapılan aktarmalar tırnak içinde gösterilir. Alıntı cümle(ler), büyük harfle başlar, noktayla biter. Alıntı cümleye ait olan noktalama işaretleri tırnağın içinde kalır. Asıl cümle de daha bitmediği için küçük harfle devam eder:

Yaşlı kadın, “Yetişin!” diye bağırdı. "Okuyorum büyükanneciğim." dedi. (Ömer Seyfettin; Bahar ve Kelebekler)

Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır:

“Küçük salonun fes renginde, kalın, ağır perdeli penceresinden dışarı, muhteşem, parlak bir suluboya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema... Çiçekli ağaçlar... Uyur gibi sessiz duran deniz... Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar...”

Cümle içinde özellikle belirtilmek istenen kelimelerden ve sözler tırnak içine alınır. Bazen tırnak işareti kullanmak yerine bu kelimeler koyu harflerle veya altı çizilerek de yazılabilir. Bunlar cümle değillerse küçük harfle başlarlar:

Birçoğu “edebiyat” kavramını yeni öğreniyordu.

Uzaklık ifade etmek için “ta” kullanılır.

Kitap isimleri ve yazı başlıkları yazıda tırnak içinde gösterilir. Bunlardan sonra kesme işareti kullanılmaz; çünkü tırnak işareti aynı zamanda kesme işaretinin görevini de üstlenir:

Tanpınar’ın tek denemesi,”Beş Şehir”dir.

10. TEK TIRNAK İŞARETİ ( ‘ ’ )


Doğrudan yapılan ve tırnak işareti ( “ ” ) içinde gösterilen sözlerin içinde başka bir alıntı söz daha varsa bu da tek tırnak işareti ( ‘ ’ ) içinde verilir:

Hasan: “Yolda Yücel’i gördüm, ‘Yarın sizin sınıfla maç yapalım.’ dedi”

Tek tırnak bir de dil yazılarında örnek olarak verilen kelimelerin anlamlarını göstermek için kullanılır:

Göktürk Anıtları’nda geçen bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, tüketi ‘tamamen’ gibi kelimeler artık kullanılmamaktadır.

11. Yay Ayraç ( ( ) )


Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgisi olmayan, yazının ve sözün aslında olmayıp, sonradan eklenmiş olan açıklayıcı kelimeleri ve söz gruplarını göstermek için kullanılır:

O tarihte (1980) henüz sen yoktun.

Türk edebiyatının üç kolu da (halk edebiyatı, divan edebiyatı, yeni Türk edebiyatı) büyük farklılıklar gösterir.

Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapatıldıktan sonra yazılır:

Yunus Emre (1240?-1320)’nin

“yani” ile yapılan açıklamalar yay ayraç içine alınmaz.

Babasından, yani okumasında büyük emeği geçen insandan daha ne isteyebilirdi ki?

Sözün söylendiği anda olup biteni, konuşanın hareketlerini ve durumunu belirtmek için kullanılır. Özellikle tiyatro eserlerinde çokça kullanılır:

İhtiyar ─ (Yerinden doğrulur.) Şimdi ne olacak?

Alıntıların yapıldığı eser ve yazar adı yay ayraç içinde verilir:

Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için üç noktayla birlikte kullanılabilir.

(...) Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar takardı. Sırmalı çedik pabuçlar, kırmızı feraceler.

Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda soru işaretiyle birlikte yay ayraç kullanılır:

Ankara’dan Konya’ya 1,5 (?) saatte gitmiş.

1496 (?) yılında doğan Fuzuli...

Söze alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katmak için Ünlem işaretiyle birlikte kullanılır:

İsteseymiş bu kitabı bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş.

Yabancı kelimelerin okunuşları parantez içinde verilir:

Rousseau (Ruso) Fransız edebiyatında romantizmin önemli temsilcilerinden biridir.
Son düzenleyen TUZCUAY; 13 Kasım 2009 18:57 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
TUZCUAY - avatarı
TUZCUAY
Ziyaretçi
13 Kasım 2009       Mesaj #6
TUZCUAY - avatarı
Ziyaretçi
12. KÖŞELİ AYRAÇ ( [ ] )


Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda dışta köşeli, içte yay ayraç kullanılır:

Kütüphanemize Türk edebiyatı tarihi kitapları [En başta Resimli Türk Edebiyatı Tarihi (Nihat Sami Banarlı)] alınmalı.

Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır:

Yekta Bahir [Ömer Seyfettin], Yeni Lisan, Genç Kalemler.

Bilimsel çalışmalarda, metinde bulunmadığı hâlde araştırmacı tarafından tamamlanan kısımlar köşeli ayraç içinde verilir:

Babam kağan öldüğünde küçük kardeşim Küş-tegin ye[di yaşındakaldı...]

14. UZUN ÇİZGİ ( - )


Karşılıklı konuşmalarda konuşmanın ve konuşmacının değiştiğini belirtmek için cümlelerin başında (satır başında) kullanılır. Konuşma çizgisi de denir.

Şinasi Halil Bey'e baktı ve:
-Bu mektup sana, dedi.
-Bana mı, kimden?
-Evden olacak!
-Evden? Ne münasebet?
-Şinasi Bey mektubu aldı. Saide'nin yazısı ile şu satırları okudu:


13. KISA ÇİZGİ ( - )


Satır sonunda, yer kalmadığı için yarım kalan kelimelerin bölünmüş olduğunu, yani devamının altta olduğunu göstermek için satır sonunda kullanılır. Bu görevde kullanılınca birleştirme çizgisi denir:
Ses-
sizce, titreye titreye ağlıyor.

Birleşik kelimeler de tek kelime gibi telâffuz edilerek heceleme buna göre yapılır.

........................................................................ ba-
şöğretmen Atatürk ..................................... il-
kokuldayken ..................................Karaosma-
noğlu’nun..........................................................

Kelimeler satır sonunda ve başında bir tek harf kalacak şekilde bölünmez. Aşağıdaki gibi kullanımlar yanlıştır:

.........................................................................a-
rabayla ..........................................................u-
çurtmamızın ...........................................cami-
i ................................................................niha-
î................................................

Doğruları şöyle olacaktır:

........................................................................ara-
bayla ..........................................................uçurt-
mamızın ...........................................................ca-
mii .....................................................................ni-
haî................................................

Özel isimlerde ve rakamlarda kesme işareti satır sonuna geliyorsa ve kesme işaretinden sonraki kısmın alt satıra geçmesi gerekiyorsa bu durumda kısa çizgi kullanılmaz:

.............................................. Geçen yıl Ankara’
daki akrabalarımıza ................................1996’
da .................................................

Cümle içindeki arasöz ve ara cümlelerin başına ve sonuna konur:

Bütün bebekler –Zeynep Nermin hariç- çoktan uykuya dalmışlardı.

Bir olayın başlangıç ve bitiş tarihleri arasına konur:


İkinci dünya savaşı (1939-1945) tam altı yıl sürmüştür.

Bazı terimlerle kuruluş adlarında kullanılır:

isim-fiil, zarf-fiil, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi...

Birbiriyle ilgi kurulan iki isim arasında kullanılır:

Türk-Yunan ilişkileri.

Sivas-Ankara arası trenle yüz yıldır 12 saatte gidiliyor.

Rakamlar arasında kullanılarak ila anlamı verir:

3-4 kişi

Matematikte çıkartma işareti olarak kullanılır:

458-54=404

Adreslerde semt ile şehir ismi arasına konur:

Demirlibahçe-ANKARA

Dil bilgisinde fiil kök ve gövdelerini ifade etmede, kelimeleri eklerine ayırmada, ekleri tek başına göstermede ve kelimeleri hecelemede kullanılır:

oku-, yaz-, gönder-, sevindir-; yaz-dı-k, yol-cu-luk, -de, -i, -ki,

Bazı yabancı kelimelerde kullanılır:

Sainte-Beuve, by-pass, check-up...

Bilimsel yazılarda, Arapça ve Farsça tamlamalarda ve bazı ibarelerde kullanılır:

Servet-i Fünun, Divanı, Lûgati’t-türk, Aşk-ı Memnu, bülbül-i şeydâ, âteş-perest, vatan-perver, bilâ-ücret, bî-çâre, hokka-bâz, nâ-mağûb...

15. Eğik Çizgi ( / )


Şiirlerden alıntı yapıldığında, yan yana yazılan mısraları ayırmak için kullanılır:

Yüzükoyun yatma diyor annem / Yatar mıyım hiç, / İster miyim / Yüzümün / Koyun olduğunu? (FHD)


Adreslerde apartman ve daire numaralarıyla semt ve şehir isimleri arasına konur:

Altay Sokağı, Nu: 21/6 Kurtuluş/ANKARA

Dil bilgisinde eklerin ünlü ve ünsüz uyumlarına göre aldıkları farklı şekillerini göstermek için kullanılır:

-a / -e, -an / -en, -madan / -meden, -dı / -di / -du / -dü / -tı / -ti / -tu / -tü

Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:

125/5=25

Bilgisayar ve internet dilinde eğik çizgi olarak //, / ve \ işaretleri kullanılmaktadır.

16. Denden işareti ( " )


Bir yazıdaki maddelerin sırlanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır.

Ör:

a. Etken fiil
b. Edilgen "
c. İşteş "
d. Dönüşlü "
Son düzenleyen TUZCUAY; 13 Kasım 2009 18:59 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Benzer Konular

26 Ekim 2011 / ThinkerBeLL Edebiyat
16 Aralık 2016 / ThinkerBeLL Edebiyat
7 Aralık 2012 / ThinkerBeLL Edebiyat
20 Kasım 2015 / ThinkerBeLL Edebiyat
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Edebiyat