Arama

Türkiye'nin Ovaları

Güncelleme: 1 Nisan 2016 Gösterim: 63.344 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ocak 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'nin Ovaları
Türkiye'de ovalar diğer bir deyişle düzlük alanlar yüzölçümümüz içinde son derece az yer kaplar. Ülkemizin ancak %8'i düzlük alandır. Ülkemizde teşekkül biçimlerine göre çok çeşitli ova tipiyle karşılaşılır. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Delta ovaları, Kıyı ovaları, Tektonik Çöküntü ovaları, Hafif yarılmış birikim ovaları, Dağ eteği ovaları, Eski Göl tabanı ovaları, Karstik ovalar, Lav ve tüflerden meydana gelen ovalar. Birbirinden farklı biçimlerde teşekkül etmiş bulunan bu ovalar genelde kıyı bölgelerimizde alçak düzlüklerden oluşurken, iç bölgelerimizde yüksek düzlükler şeklindedir. Kıyı bölgelerimizdeki ovalar genelde deniz seviyesinden başlamak üzere 200-300 m. yükseltiye çıkarlarken, yer yer 15-25 km, genişlik gösterip uzandıkları gibi iç kısımlara doğru 120-150 km. kadar girdikleri de olur.
Sponsorlu Bağlantılar

1. Delta Ovaları
Bu tip ovalar ülkemizde en yeni oluşan alüvyon dolgu alanlarıdır. Bu tip ovalar kuanterner de tarihi devreler içinde hızlı bir şekilde önemli gelişme göstermiştir. En geniş ve önemli delta ovalarımız Seyhan, Ceyhan nehirlerinin ağızlarındaki deltalar ile Karadeniz kıyısında Kızılırmağın ağzındaki Bafra ve Yeşilırmağın ağzındaki Çarşamba ovalarıdır. Bu bağlamda diğer kıyılarımızda ise önemli delta ovalarına rastlanmaz.
2. Kıyı Ovaları
Ülkemizin üç yanının denizler ile çevrili olmasına ve de kıyılarının uzunluğunun 8000 km.'yi geçmesine karşılık kıyılarda yer alan ovalık düzlük alanlarımız çok azdır. Bunun başlıca nedeni ise dağlarımızın denizin hemen kenarında birden yükselmesi ve kıta platformunun kıyı düzlüklerini oluşturacak genişliği kazanmamış olmasıdır. Bu bakımdan Karadeniz Bölgemizdeki kıyı ovalarının genişlikleri (hemen hiçbir yerde 1 km,'yi bulmaz) az ve devamlılık göstermez iken, diğer kıyılarımızdaki ovalar nisbeten geniş olup devamlılık gösterirler. Akdeniz kıyılarında Antalya'nın doğusunda Serikten başlamak üzere Toros dağları kıyının oldukça gerisinde yer aldığından Aksu Köprüsü ve Manavgat ile diğer çok küçük akarsuların getirmiş olduğu alüvyonlar Alanya'ya kadar olan kesimde genişçe bir kıyı ovasını meydana getirirler. Ayrıca Amanus dağları önünde de Dörtyol'dan başlayıp Arsus'a kadar olan sahil boyunca geniş bir kıyı ovası ile karşılaşılır. Marmara denizi kıyıları ovaların teşekkülüne elverişli değildir. Ancak Güney Marmara Bölümünde Edincik-Lapseki arasında genişçe bir kıyı ovası dikkati çeker.
Ege denizi kıyılarıdiğer kıyılarımız göre daha farklıbir yapı gösterir. Dağların kıyıya dik olarak gelmesi kıyıyı çok girintili çıkıntılı yapmış sayısız koy ve körfezlerin meydana gelmesine neden olmuştur. Buradaki kıyı ovaları genelde körfezlerin gerilerindeki akarsuların alüvyonlarının birikmeleri sonucunda ortaya çıkmışlardır. Havran, Dikili, Çandarlı, Seferihisar, Kuşadası, Mandalya körfezi kıyıları ovalarıEge bölgemizin önemli kıyı ovalarıdır. Ayrıca Güneybatı'da Eşen, Dalaman çaylarının kıyı ovaları ile Kumluca Finike kıyı ovaları da bu tip ovalara örnek olurlar.
3. Vadi Boyu Ovaları
Türkiye, akarsu ağının yoğunluk ve yaygınlık gösterdiği bir ülkedir. Bu bakımdan ülkemizin farklı coğrafi bölgelerinde yer alan akarsularımızın yer yer litolojik yapı özelliklerinin de farklılıklar göstermesi nedeniyle vadileri boyunca genişleyip daralırlar ve bir takım ovalar düzlük alanlar meydana getirirler. Bu tip ovaları ülkemizde en belirgin bir şekilde Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya nehirlerinin vadileri boylarında görebiliriz.
4. Tektonik Çöküntü Ovaları
Bu tip ovalara ülkemizin hemen her coğrafi bölgesinde rastlamak mümkündür. Bu ovaların büyük bir kısmıçanak şekilleri ile kendilerini belli ederler. Tektonik çöküntü ovaları genelde yamaçlardan inen akarsular tarafından doldurulduğu gibi ayrı bir akarsu tarafından da dışa bağlanan düzlük alanlar olarak karşımıza çıkarlar. Bu tip ovalar içinde önemli olanları Marmara Bölgesinde Manyas, Bursa, Susurluk, Karacabey, Adapazarı; Doğu Anadolu'da Malatya, Erzincan, Pasinler; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yamaçlar ile ova tabanı arasındaki sahada tabana doğru eğimli biçimleri ile dikkat çekerler. Ülkemizde en tipik örneklerine Uludağ'ın eteklerinde, Sultan dağlarının Akşehir ovasına bakan yamaçları önünde, Ege bölgesinde İzmir Körfezinin güneyinde Narlıdere, Kızılbahçe arasında kalan sahada Marmara bölgesinde İstanbul şehri doğusunda Bostancı, Maltepe, Kartal arasında kalan sahalarda rastlanır.
5. Eski Göl Tabanı Ovaları
Ülkemiz jeolojik devirler içinde özellikle III. zaman sonunda neojende derinliği fazla olmayan göllerle kaplanmıştır. İşte bu göllerin tabanlarında biriken tortullar daha sonra göllerin ortadan kalkması ile Neojen depolarını meydana getirmişlerdir. Bu düzlük alanlar ile IV. zamanda Pleistosenin nemli devrelerinde ortaya çıkan ve İç Anadolunun büyük bir bölümünü kaplayan göllerin ortadan kalkmasıile meydana gelen düzlükler eski göl tabanı olarak bilinen ovalardır. Bu bakımdan Konya-Ereğli ve Tuzgölü çevreleri, Develi-Yahyalı-Yeşilhisar arasında kalan düzlük alanlar ile bu sahaların çevrelerindeki Neojen dolgu alanları ülkemizde eski göl tabanı ovalarına örnek olurlar.
6. Karstik Ovalar
Bu tip ovalar genelde ülkemizde kalker kayaçların çoğunlukta olduğu Torosların orta kesiminde İç Menteşe ve göller yöresinde görülür. Karstik ovaların teşekküllerinde erimeler yanında çökmeler, eski nehirlerin vadilerinin genişlemesi tektonik olayların rol oynadığı söylenebilir. Burdur-Antalya arasında kalan sahada Kestel, Kovada, Gölova, Korkuteli, Gölhisar, Elmalıkasaba, Muğla, Ula, Tefenni Acıpayam ovaları ülkemizdeki tipik karstik ovalardır. Bu ovalar aynı zamanda karstik şekillerin en büyükleri olan birer uvala ve polyedirler.
7. Lavların Meydana Getirdiği Ovalar
Bu tip ovalar yeryüzü üzerinde (volkanizma) ve tektonik olaylar neticesinde meydana gelen kırıklar boyunca ortaya çıkan lav ve tüllerin eski topoğrafik şekilleri örtmesi neticesinde meydana gelen düzlüklerdir. Ülkemizde bu şekildeki düzlükler genelde Doğu Anadolu bölgemizde görülür. Gerçekten bu bölgemizde yüksek dağlar arasında görülen Malazgirt, Çaldıran, Muradiye gibi ovalar volkanik orjinli lavların tüflerin geniş sahalara yayılıp meydana getirdiği düzlüklerdir.

DEVAMI Yeryüzü Şekilleri - Ova

Son düzenleyen Safi; 1 Nisan 2016 00:10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Şubat 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ovalar

Sponsorlu Bağlantılar
Genel Tanım ve Yapısal Özellikleri

Akarsularla fazla yarilmamis,düz ya da hafif egimli çukur alan görünümünde yüzey seklidir.Büyüklügü birkaç hektardan,yüz
binlerce kilometrekareye kadar degisebilen ovalar,çesitli yüksekliklerde yer alabilir.Yükseltisi 2000 metreye çok yaklasan ya da bu yükseltiyi de asan yüksek ovalar oldugu gibi, deniz seviyesinden yüksekligi çok az olan ovalarda vardir.
Yükseklik ne olursa olsun,ovalardan geçen akarsularin derin yataklari yoktur, yani ova yüzeyi ile talveg çizgisi arasindaki düzey farki çok azdir.Bu da ovayi platodan ayiran en belirgin özelliktir. Ova tümüyle düz oldugu gibi, yüzeyi engebeli de olabilir; hatta yer yer üstünde tepeler bulunabilir. Ovalardaki akarsular genellikle agir akislidir ve menderesler çizer ya da birçok kola ayrilarak aralarinda adaciklar olustururlar.Önlem alinmassa taskin sirasinda yataklarindan çikip ovaya veya ürünlere zarar verebilirler.
Yeryüzünde toplam kara alaninin üçte birinden biraz fazlasini kaplayan ovalar, Antarktika disinda tüm kitalarda görülür. Genis cografi dagilimlari nedeni ile ovalarin bitki örtüsü de çesitlilik gösterir. Agaç, çali ve ot kapli ovalar oldugu gibi,neredeyse çöl görünümünde olanlarda vardir.Kuru ve otsu bitkili ovalara bozkir denir. Çayirlarda bozkirlardakilerden daha kisa ama daha nitelikli ot yetisir. Savanlar ise uzun otsu bitkiler ve seyrek agaçlarin bulundugu ovalardir. Irmak havzalarindaki ormanlik ovalara “selva” denir. Ovalar cografi konumlarina göre kiyi ovasi ve karasal ova adi ile kabaca ikiye ayrilir. Karasal ovalardan biri dagetegidir.Daglarin eteginde yer alan birikinti konilerinin kenarlardan birlesmesiyle olusur.Türkiye’de Bursa ve Inegöl ovalarinin güney kenarlarinda tipik dagetegi ovalari vardir.Bu tür ovalarda egim fazla,yüzey profili hafif disbükeydir. Düzgün yüzeyleri ve tarima elverisli topraklari nedeni ile ovalar yüzyillardan beri baslica yerlesim merkezleri olmustur.

Oluşumlarına Göre Ovalar ve Türkiye'de Ovalara Örnekler
A) Birikim (Kıyı) Ovaları

Akarsularin tasidiklari alüvyonlari deniz veya göl kiyisinda biriktirmesi ile olusan ovalardir.Kabaca bir üçgene benzediklerinden dolayi delta ovasi da denir.Delta ovalarinin olusabilmesi için akarsuyun yeterli miktarda materyal tasimasi, kiyinin sig olmasi, gelgit olaylari ile kiyi akintilarinin etkisiz olmasi gerekir.
Kiyi ovalarinin olusumunda akarsular kadar,deniz ve göllerdeki büyük seviye degisiklikleri ve tektonik olaylar da etkilidir. Ülkemizde kiyi ovalari büyük akarsularin denize döküldügü alanlarda meydana gelmistir. Karadeniz kiyilarimizdaki en önemli kiyi ovalari Çarsamba, Bafra ve Sakarya deltalaridir. Bunlar,akarsularin tasidigi alüvyonlar ve Karadeniz’deki seviye degisiklikleri sonucunda olusmustur.
Çarsamba Ovasi; Yesilirmak’in tasidigi alüvyonlari denize biriktirmesiyle olusmustur.Çok verimli topraklara sahip olan bu ova,bölge tarimi için oldukça önemlidir.
Bafra Ovasi da; Kizilirmak’in tasidigi materyalleri kiyiya biriktirmesi sonucunda olusan delta ovalarindandir.Burada yer alan batakliklar kurutularak tarima kazandirilmistir.
Delta görünümünden ziyade kiyi düzlügü özelligi gösteren Sakarya Deltasi, Sakarya nehrinin tasidigi alüvyonlarla meydana gelmistir. Önceleri sik sik taskina ugrayan ova, Hasan Polatkan Baraji’nin yapimi ile taskinlardan korunmus ve tarima kazandirilmistir.
Ege denizi kiyilarinda olusan ovalardan baslicalari; Meriç, Bakirçay,
Gediz ile Küçük ve Büyük Menderes deltalaridir.
Meriç Deltasi;hizli ilerleyen taskin alanlara sahip bir ovadir. Meriç irmaginin tasidigi alüvyonlarla olusmustur.
Bakirçay Deltasi;ayni adi tasiyan akarsuyun, Çandarli Körfezi’ni doldurmasi ile olusmustur.Yer yer tuzlu batakliklar bulunan ovada, eski uygarliklarin kalintilari da yer alir.
Baslangiçta Izmir Körfezi’ne akan Gediz irmagi, körfezi doldurmaya basladigi için 1886 yilinda açilan kanallarla daha kuzeydeki bugünkü yatagina çekilmistir. Bu defa, körfezin kuzeybatisinda oldukça genis bir delta olusmustur. Genis bir çöküntü alaninin ucunda yer alan Gediz Deltasi, Ege Bölgesi’nin önemli tarim alanlarindandir.
Küçük ve Büyük Menderes deltalari da birer çöküntü alaninin ucunda olusan birikinti ovalaridir. Büyük ve Küçük Menderes irmaklari, Ege denizinin seviye degisikliklerine de bagli olarak tarihi dönemlerde hizla denizi doldurmustur. Öyle ki, Ilk Çag’da bir liman kenti olan Milet, Büyük Menderes’in denizi doldurmasi ile bu gün kiyidan bir hayli içeride kalmistir.
Akdeniz kiyilarinda yer alan en önemli kiyi ovalari Çukurova, Göksu ve Asi deltalari ile Antalya Ovasidir.
Bir çöküntü alaninda yer alan Çukurova, Seyhan ve Ceyhan irmaklarinin biriktirdigi alüvyonlarla olusmustur. Çukurova,Akdeniz’in ve ülkemizin en büyük delta ovasidir.Ülkemizin en büyük tarim alani da olan Çukurova’nin kiyi kesiminde kiyi set gölleri ve kumullar olusmustur.
Taseli platosundan beslenen ve burayi derin vadilerle parçalamis olan Göksu, denize döküldügü yerde bir delta düzlügü olusturmustur.Delta alani içinde yer yer göller ve batakliklar bulunmaktadir.
Akdeniz kiyilarinda ayrica,Aksu çayinin Antalya Körfezi’ni doldurarak olusturdugu Antalya Ovasi ile Asi nehrinin denize döküldügü yerde olusan deltalar diger kiyi ovalaridir.
Genellikle yüksek dag siralarinin bulundugu kiyilarimizdaki delta ovalari, buralardaki en önemli düzlüklerdir. Denizin iklim üzerindeki olumlu etkileri bu ovalarin önemini arttirir. Yine, çesitli bitkilerin yetismesi için gerekli olan mineraller açisindan zengin olan bu ovalar,tarim için çok elverislidir.Gerek iklim, gerekse su ve toprak sartlari açisindan uygun özellikler tasiyan kiyi ovalari,nüfusun ve tarimsal faaliyetlerin yogunlastigi alanlardir.
B)İç Bölgelerdeki Ovalar
Bazi kütleler,toptan yükselme ve çökmeye ugramistir. Bu olaylarla meydana gelen çöküntü alanlarinda,göller tesekkül etmistir. Daha sonra göllerin sulari çekilmis ve akarsularin biriktirme faaliyetleri artmistir. Akarsular tarafindan tasinan alüvyonlar,eski göl tabanlarini kaplamis ve ovalar meydana gelmistir.
Iste iç bölgelerdeki ovalarin büyük bir bölümü bu sekilde olusmustur. Iç bölgelerdeki ovalar, bazen fay hatlari boyunca olusan çöküntü alanlarda dizi halinde yer alirken,bazen de tek tek serpilmis durumdadir.
Dogu Anadolu fay kusagi boyunca, Antakya-Kahramanmaras-Karliova
oldugunda, birbirini takip eden birçok ova bulunmaktadir. Bunlarin baslicalari Amik, Kahramanmaras, Adiyaman, Malatya, Elazig ve Mus ovalari ile Varto, Hinis, Karliova ve Göynük ovalaridir. Bu çöküntü alanlari, engebeli bir yapiya sahip olan Dogu Anadolu Bölgesi’nin nüfus ve ekonomik faaliyetler bakimindan en yogun alanlaridir.Ancak, fay kusagi üzerinde yer almasi dolayisiyla buralar sürekli deprem tehdidi altindadir.
Kuzey Anadolu fay kusagi adi verilen ve Kuzey Anadolu daglarinin güney eteklerinden geçen kirik hatti boyunca,bir dizi çöküntü alani bulunmaktadir. Bu kusakta yer alan baslica ovalar, batida Ezine, Biga, Gönen, Manyas-Ulubat, Bursa, Inegöl, Yenisehir, Iznik, Orhangazi ve Gemlik ovalaridir. Izmit-Sapanca oldugundan oldugundan itibaren ise Adapazari, Düzce, Bolu, Kaynasli ovalari yer alir. Yine bu hat boyunca Ilgaz-Tosya, Kargi, Vezirköprü, Suluova, Zile, Turhal, Erbaa, Niksar, Susehri, Erzincan, Erzurum ve Pasinler ovalari ile Agri-Eleskirt ovalari yer almaktadir. Tarimsal faaliyetlerin ve nüfusun yogun oldugu bu ovalar da fay hatti üzerinde yer aldigi için deprem tehdidi altindadir. Bu hat üzerinde zaman zaman meydana gelen depremler, can ve mal kaybina yol açmaktadir.
Ergene Havzasi, Ergene irmagi tarafindan tasinan alüvyonlarla dolmustur. Oldukça genis olan Ergene havzasi ülkemizin en önemli tarim alanlarindan biridir.
Iç Anadolu Bölgesi’nde yer alan ovalar da,çöküntü alanlarina alüvyonlarin birikmesiyle olusmustur. Bunlarin baslicalari; Yukari Sakarya, Eskisehir ve Aksehir ovalari ile Konya, Eregli, Akinci ve Çubuk ovalaridir. Bölgenin güneydogusunda yer alan Kayseri ve Develi ovalari ise, Erciyes Dagi’ndan püsküren volkanik malzemelerden olusan ovalardir.
Bati Anadolu’da yer alan ovalar epirojenik hareketlerle olusmustur. Bu hareketler sirasinda bazi alanlar yükselmis ve bugünkü daglik alanlari meydana getirmis, bazi alanlar ise çökmüs ve çöküntü alanlari olusmustur. Bu çöküntü alanlarinin akarsular tarafindan alüvyonlarla doldurulmasi sonucunda günümüzdeki ovalar olusmustur. Ege Bölgesi’nin güneydogusunda yer alan ovalar ise çökme olaylarinin yaninda karstik olaylarin da etkisi ile olusmustur. Denizli,Tavas,Çivril gibi ovalarin olusumunda karstik olaylar oldukça etkilidir.
Akdeniz Bölgesi’nin batisinda da karstik kökenli ovalar yaygindir. Bu alandaki çöküntü havzalarinin bir kismi sular altinda kalmis ve birçok göl olusmustur. Bazi çöküntü havzalari da karstik olaylarin etkisiyle genisleyerek ovalari olusturmustur. Bu sekilde olusan baslica ovalar Acipayam, Elmali, Korkuteli ve Kestel ovalaridir.
Güneydogu Anadolu Bölgesi’ndeki ovalar ise genellikle bölgenin güneyinde yer alir. Bu ovalar da çökme, asinma ve biriktirme faaliyetleri ile olusmustur. Nizip, Suruç, Altinbasak ve Ceylanpinar ovalari bunlarin en önemlileridir. Basta Altinbasak ovasi olmak üzere, bölgenin büyük bir bölümü GAP kapsami içindedir. Yapimi büyük ölçüde tamamlanan Sanliurfa sulama tünelleri ile sulanacak olan bu ovalar, ülkemizin tarimsal üretimini önemli ölçüde artiracaktir.
Ülkemiz, dünyada kendine yetecek miktarda tarimsal üretime sahip az sayidaki ülkelerden biridir. Ayrica, ihtiyaç fazlasi tarim ürünlerini de ihraç etmektedir. Türkiye,süphesiz bu özelligini büyük oranda, sahip oldugu verimli ovalara borçludur. Ihraç edilebilen tarim ürünlerinin büyük bir kismi kiyi ovalarinda yetistirilmektedir. Iç bölgelerdeki ovalar ise, yeterince sulanamadigindan tarimsal verim oldukça düsüktür. Bu sebeple uygulamaya koyulan, Güneydogu Anadolu Projesi (GAP) ile tasarlanan Konya Ovasi Projesi (KOP) tamamlandigi takdirde tarimsal üretimimiz birkaç katina çikabilecektir. Atatürk’ün ‘milli ekonominin temeli ziraattir’ tespiti dogrultusunda tarima gereken önem verilmeli ve hazirlanan projeler bir an önce tamamlanarak hizmete sokulmalidir.

Son düzenleyen NeutralizeR; 18 Şubat 2016 19:41
bi quan - avatarı
bi quan
Ziyaretçi
27 Nisan 2009       Mesaj #3
bi quan - avatarı
Ziyaretçi
OVA:
Vadilerle parçalanmamış çevrelerine göre alçakta olan geniş düzlüklere ova denir. Ülkemizde ovalar iki gruba ayrılır. Kıyılarda delta ovaları ve iç kesimlerdeki ovalar.

1-KIYI OVALARI: Kıyı ovaların oluşmasında akarsuların taşıdığı alüvyonların miktarı, kıyılardaki akıntı ve dalga faaliyetleri ve kıyıların derinliği etkili olmuştur.
Bafra Ovası: Kızılırmak oluşturmuştur. Çok verimli bir ovadır. Deltada kıyı gölleri bulunur. En büyüğü Balık gölüdür.
Çarşamba Ovası: Yeşilırmak’ın taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur.
Sakarya Ovası: Delta ovasında ziyade bir taban seviyesi ovası özelliği taşır.
Meriç Deltası: Küçük bir oluk içende oluşmuş olup Meriç nehrinin getirdiği alüvyonlarla meydana gelmiştir.
Gediz Ovası: Gediz nehri oluşturmuştur. İzmir Körfezi’nin dolma tehlikesi durumunda nehrin yatağı değiştirilmiştir.
Küçük Menderes Ovası: Faylanma sonucu çöken sahalara zamanla alüvyonların dolmasıyla oluşmuştur.
Büyük Menderes Ovası: Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonla oluşmuştur. Ovada Çamiçi gölü yer almaktadır.
Çukurova: Seyhan ve Ceyhan nehri oluşturmuştur. Türkiye’nin en büyük delta ovasıdır.

2-İÇ BÖLGELERDEKİ OVALAR: iç bölgelerdeki ovalarımızın büyük bir bölümü, tektonik çanaklar içinde göl ve akarsu depolarının birikmesi sonucu meydana gelmiştir. İç bölgelerde yer alan ovalar, fay kuşaklarındaki çöküntü sahaları boyunca görülür.
Doğu Anadolu Fay Kuşağındaki Ovalar:
Muş ovası: karasu ve Murat nehirleri, menderesler çizerek akarlar
Bingöl ovası, Murat nehri tarafından oluşturulmuştur.
Elazığ ve Uluova: Bu ovalar bir yerleşme ve tarım alanıdır.
Antakya-K.Maraş Ovası: Nur Dağı doğusunda bir graben içinde yer alır.
Amik ovası: Asi nehrinin oluşturduğu bir çöküntü ovasıdır.

Kuzeydoğu Anadolu’da çökme sonucu oluşmuş olukların içerisinde geniş ovalar bulunur. Bunlar:
Göle ovası: Daha çok çayır ve bataklıklar yaygındır.
Ardahan ovası: Ovayı, Kura nehri sular.
Erzurum ovası: Türkiye’nin en yüksek ovalarından biridir (2000m)
Pasinler-Horasan Ovası: Aras nehrinin oluşturduğu bir ovadır.
Iğdır ovası: Etrafı dağlarla çevrilidir. Yüksekliği azdır. Sebze meyve ve yetiştirilir.

Kuzey Anadolu Fay Kuşağındaki Ovaları
Bu kuşak üzerinde doğu da Erzincan ile batıda İzmit Körfezi arasında Suşehri, Erbaa, Niksar, Taşova, Ladik Merzifon, Suluova,Tosya, Kargı, Kurşunlu, Çerkeş, Vezirköprü, Taşköprü, Bolu, Düzce, Adapazarı ve Sapanca olukları bulunur.
İç Anadolu ovaları: İç Anadolu’da eski bir göl tabanı durumunda bulunan ve Türkiye’nin en büyük ovası olan Konya Ovası önemli yer kaplar.
Akşehir-Eber Ovası: Kuzeyde Emirdağları ile güneyde Sultan Dağları arasında bitişik halde bulunur. Bu ovalar üzerinde aynı zamanda göllerde bulunur. Ayrıca, Kayseri ve Develi ovaları ,Aksaray ovası, Ankara’da Akıncı ovası ve Çubuk ovası ve Eskişehir ovası bulunur.

Güney Doğu Anadolu Ovaları:

Türkiye’nin en büyük ovalarından biri olan ve Urfa’nın Suriye sınırında Altınbaşak, (Ceylanpınar) ovası bulunur. Ayrıca burada G.A.P kapsamında bulunan ovalar (Suruç, B. Antep, Klis) geniş yer kaplar.
Batı Anadolu Ovaları: Denizden başlayarak 200m yüksekliği kadar ulaşan ve kuzeyden güneye sıralanan Bakırçay, Gediz, K. ve B. Menderes ovaları bulunur. Ayrıca iç kısımlarda Bornova, Simav, Sandıklı, Afyon, Bursa,İnegöl,Karacabey,ve Balıkesir, ovaları yer alır.

OVALARIN ÖNEMİ :
1-Ovalar tarım ürünlerinin yetiştirildiği çok sayıda yerleşmelerin bulunduğu ve ulaşımın kolaylıkla sağlandığı sahalardır.
2-Ovalarımız önemli tarım sahalarıdır.
3-Ovalarımız önemli kentlerin kurulduğu sahalardır.
4-Ulaşım kolaylığı ve ucuz maliyetle konut ve sanayi tesisi inşaatı ovaları cazip hale getirmektedir.

TÜRKİYE DE AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU ŞEKİLLER

Akarsuların oluşturduğu yüzey şekilleri aşındırmadan ve biriktirmeden oluşan şekiller olmak üzere iki gruba ayrılır.

1-AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ : Akarsular dağlık alanlarda hızının etkisine bağlı olarak aşındırma yaparlar.Ülkemizde akarsuların aşındırma ve birleştirme faaliyetleri 3. jeolojik zamanın başlarına kadar dayanmaktadır.Akarsuların derin aşındırması sonucunda derin vadiler ve boğazlar oluşturmuştur.Bazı akarsular çökme sonucunda oluşan blokları arasındaki olukları takip etmektedir.
Vadi şekilleri: Akarsuyun geçtiği sahanın eğimine,debisine ve jeolojik yapıyı oluşturan kayanın aşınmaya karşı gösterdiği dirence göre önemli değişme gösterir.
Akarsuyun yukarı çığırında “V” şeklinde Çentik vadiler oluşur. Paralel dağlar arasında geniş tabanlı Boğaz vadiler oluşur. Eğimin azaldığı akarsular sık sık yatak değiştirerek büklümler yaparak akarlar ve menderesler oluşur. Kalkerli arazilerde basamak şeklinde Kanyon vadiler oluşur.

2-BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ:
Akarsuyun biriktirme yapabilmesi için ya akarsuyun eğitimin azalması ya da yükünün artması gerekmektedir. Akarsular dağ eteklerinde biriktirme yaparak birikinti konilerini ve onlarda dağ eteği ovaları ile dağ içi ovalarını oluştururlar. Denizlere oluşan akarsular eğilimin az olduğu yerlere biriktirme yaparak deltaları oluştururlar. Biriktirme şekilleri şunlardır:
1- Birikinti konileri
2- Dağ eteği ovaları
3- Dağ içi ovası
4- Seki (Taraca)
5- Taban seviyesi ovası
6- Delta
Son düzenleyen Safi; 1 Nisan 2016 00:06
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Türkiye'nin Delta Ovaları ve Özellikleri
Delta ovaları akarsuların taşıdığı materyallerin denize döküldükleri yerlerde biriktirmesi ile oluşan üçgen biçimli arazilerdir. Bir delta ovasının oluşabilmesi için akarsu ağzın yani denize döküldüğü kısımda akış hızının az olması, bol miktarda alüvyal taşıması, kıta sahanlığının geniş olması, gel git olayının yani medcezir olayının olmaması olması gerekir.
Okyanus kıyılarında gel - git olayları görülür bu yüzden okyanus kıyılarında delta ovaları oluşmaz. Ülkemiz delta ovaları görülür çünkü ülkemizin okyanusa kıyı yoktur ve akarsular bakımından zengindir. Delta ovaları tarım açısından oldukça elverişlidir.

Çukurova Delta Ovası : Akdeniz'de Adana ili sınırları içerindedir. Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin oluşturmuş olduğu bir delta ovasıdır. Türkiye'nin en büyük deltası konumundadır. Büyük olması kıta sahanlığının çok geniş olduğunun , Seyhan ve Ceyhan nehrinin bol miktarda materyal taşıdığının kanıtıdır.

Bafra Delta Ovası :
Karadeniz'de Samsun ilinin kuzeybatısında yer alır. Kızılırmak'ın oluşturduğu bir delta ovasıdır. Pelikan, balıkçıl, flamingo gibi yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapar. Bu özelliğinden dolayı kuş bilimcilerin ilgisi çeker. Bazı kitaplar 330'dan fazla kuş türünün bulunduğu söylenmektedir.

Çarşamba Delta Ovası
: Karadeniz'de Samsun ilinin kuzey doğusunda yani Bafra ovasının doğusunda yer alır. Yeşilırmak'ın oluşturduğu bir delta ovasıdır. Üzerinde 105 tane köy vardır. Bu durum her delta ovası gibi tarım açısından elverişli olduğunu gösterir.

Sakarya Delta Ovası : Batı Karadeniz'de Sakarya ve İstanbul ili sınırları içerisinde yer alır. Sakarya nehrinin oluşturmuş olduğu bir delta ovasıdır.

Meriç Delta Ovası : Marmara bölgesinde Ergene Havzasında yer alır. Meriç nehrinin oluşturmuş olduğu bir delta ovasıdır.

Gediz Delta Ovası : Ege bölgesinde İzmir ili sınırları içerisinde yer alır. Gediz nehrinin oluşturduğu delta ovasıdır.

Büyük Menderes Delta Ovası : Ege bölgesinde Aydın ili sınırları içerisinde yer alır. Büyük menderes nehrini oluşturduğu delta ovasıdır.

Küçük Menderes Delta Ovası : Ege bölgesinde Aydın ve İzmir ili sınırlarının kesiştiği bölgede yer alır. Küçük menderes nehrinin oluşturmuş olduğu delta ovasıdır.

Bakır çay Delta Ovası : Ege bölgesinde İzmir ili sınırları içerisindedir. Bakır çay nehrini oluşturduğu delta ovasıdır.

Silifke (Göksu) Deltası
: Akdeniz bölgesinde Mersin ili Silifke ilçesi sınırları içerisindedir. Göksu nehrinin oluşturmuş olduğu delta ovasıdır.

Ad:  2_clip_image020.jpg
Gösterim: 25795
Boyut:  37.8 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Nisan 2016 00:34
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TÜRKİYE'NİN OVALARI
Akarsuların taşıdıkları alüvyonları, deniz kıyısında biriktirmesiyle oluşan ovalara delta ovası veya kıyı ovası denir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin kıyılarında, bu tür ovalara sıkça rastlanır.
Ad:  plato1.jpg
Gösterim: 15343
Boyut:  102.1 KB
Delta ovalarının ülkemizdeki varlığı; akıntı ve gelgitin kıyılarımızda etkili olmadığının bir göstergesidir. Çünkü, deltaların oluşabilmesi için kıyılarda gelgit ve akıntıların fazla etkili olmaması gerekir. Ayrıca kıyının sığ olması ve denize dökülen akarsuların bol miktarda yük taşıması, delta oluşumunu hızlandıran diğer etkenlerdir.
Alçak ovalar adıyla da bilinen kıyı ovaları, genellikle büyük akarsuların denize döküldüğü yerlerde oluşur. Bu tür ovaların oluşumunda bazen denizlerdeki seviye değişiklikleri ve tektonik olaylar da etkilidir.
Dağların kıyıya paralel uzandığı Karadeniz kıyılarımızda, derinliğin de etkisiyle delta ovasına fazla rastlanmaz.

KARADENİZ BÖLGESİ KIYI OVALARI: Derinliğin iyice azaldığı Orta Karadeniz bölümü ile Sakarya Nehri ağzında yer alır. Bunlar; Bafra, Çarşamba ve Sakarya delta ovalarıdır.
Bafra delta ovası: Ülkemizin en büyük akarsuyu olan Kızılırmak’ın ağzında yer alan Bafra ovası, çok sayıda kıyı oklarına ve lagünlere sahiptir.
Çarşamba delta ovası: Yeşilırmak’ın getirdiği malzemelerle oluşan bu ovada da çok sayıda kıyı oku ve lagünler bulunur.
Sakarya delta ovası: Marmara Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi’nin kıyı sınırında yer alan bu ova Sakarya Nehri’nin getirdiği malzemelerle oluşmuştur. Ancak kıyının derin ve akıntılı olması nedeniyle delta denize doğru fazla gelişemeyip daha çok doğu-batı doğrultusunda bir uzanış göstermiştir.
Ad:  plato2.jpg
Gösterim: 14920
Boyut:  55.8 KB
EGE BÖLGESİNDEKİ DELTA OVALARI: Kuzeyden güneye doğru; Meriç, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes ovalarıdır.
Meriç delta ovası: Az eğimli geniş bir havza alanında yayılış gösteren Meriç nehrinin taşıdığı bol miktardaki alüvyonlarla oluşmuştur. Hızla gelişmesi nedeniyle ovada zaman zaman taşkın olayları meydana gelmektedir.
Bakırçay delta ovası: Bakırçayı’nın getirdiği malzemeleri Çandarlı Körfezi’nde biriktirmesiyle oluşmuştur. M.Ö. 150-300 yılları arasında burada yer alan Eleia limanı Bakırçayı’nın getirdiği alüvyonlarla dolarak kıyıdan uzakta bataklık hâlini almıştır.
Gediz delta ovası: İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz nehri ağzında oluşmuştur. 1886 yılına kadar bulunduğu yerin daha güneyinde akış gösteren Gediz nehrinin biriktirdiği malzemelerin, İzmir Körfezi’ni doldurması tehlikesiyle şimdiki yatağına kaydırılmıştır. Günümüzde de biriktirme hızlı bir şekilde devam ettiği için körfezin dolma tehlikesi henüz ortadan kalkmış değildir. Bu yüzden söz konusu alanda bu duruma çözüm bulmak amacıyla bazı faaliyetler sürdürülmektedir.
Küçük Menderes delta ovası: Denize doğru hızla ilerleyen bu delta ovası, M.Ö bir liman şehri olan Efes’in zamanla iç kesimlerde yer almasına sebep olmuştur.
Büyük Menderes delta ovası: Büyük Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlarla meydana gelmiştir. Oluşumu hızlı bir şekilde gerçekleşen bu ova. son 300 yılda denize doğru yaklaşık 6 km kadar ilerlemiştir.
Ege Bölgesi’ndeki Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes delta ovalarının bir başka özelliği de çöküntü alanları üzerinde gelişmiş olmalarıdır. Bu nedenle bu ovaların iç kesimlere doğru olan kısımları çöküntü ovası, denize doğru uzantıları ise delta ovası özelliğindedir.

AKDENİZ BÖLGESİ DELTA OVALARI: Başında Çukurova gelir.
Çukurova, ülkemizdeki en büyük delta ovasıdır.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin getirdiği alüvyonlarla oluşmuştur. Yaklaşık 90 km lik bir alan kaplamaktadır. Delta üzerinde değişik zamanlarda farklı aşınımlarla oluşmuş üç taraça basamağı yer almaktadır. Seyhan ve Ceyhan nehirleri bazı dönemlerde delta üzerinde birleşmiş, bazı dönemlerde ise ayrılmışlardır. Bu yüzden delta üzerinde bu eski akarsu izlerini de görmek mümkündür.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin getirdiği bu alüvyonlara zamanla Tarsus çayının getirdiği malzemeler de eklenince söz konusu alanda çok geniş bir delta ovası oluşmuştur. Hızla gelişimini sürdüren bu ovanın kenar kısımlarında çok sayıda kıyı set gölü ve rüzgârların oluşturduğu kumullar yer almaktadır.
Göksu delta ovası: Silifke yakınlarında denize dökülen Göksu nehrinin taşıdığı alüvyonlarla meydana gelmiştir. Delta üzerinde yer yer bataklık ve göllere rastlanmaktadır.
Akdeniz Bölgesi’ndeki diğer bir delta ovamız ise Asi ovasıdır. Bu delta ovalarının dışında kıyı ovası olarak bilinen diğer ovalarımız, batıdan itibaren Köyceğiz, Dalaman, Eşençayı, Finike, Antalya, Serik ve Manavgat ovalarıdır. Bu ovalar, alüvyonlarla kaplı olmasına rağmen kıyı düzlüğü ovası olarak bilinir. Bunların en büyüğü Antalya Ovası’dır.
Son düzenleyen Safi; 31 Mart 2016 22:54
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Şubat 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
İÇ OVALAR: Eski göl tabanları ile çöküntü alanlarında yer alır. Ülkemizde, Üçüncü Jeolojik Zamanda kıvrım olaylar, ile toptan yükselme ve alçalmalar da görülmüştür. Toptan yükselme ve alçalmalar, Dördüncü Jeolojik Zamanda da devam etmiştir. Bu olaylar sırasında Türkiye’nin birçok yerinde çöküntü alanları meydana gelmiştir. Zamanla göl sularıyla kaplanan çöküntü alanlarının akarsuların getirdiği alüvyonlarla dolması sonucu göller kurumuş ve iç bölge ovaları oluşmuştur.
Yüksek ovalar olarak da bilinen iç bölge ovalarının bir kısmı, belli bir fay hattı boyunca sıralanırken, bir kısmı ise dağınık durumdadır. Belli bir fay hattı boyunca sıralanan ovalarımızın başında,
Kuzey Anadolu Fay Kuşağı üzerinde yer alan ovalar gelmektedir. Doğuda Pasinler’den itibaren, batıda İzmit Körfezine kadar uzanan bu ovalar şunlardır: Pasinler, Erzurum, Erzincan. Suşehri (Sivas), Niksar, Erbaa (Tokat), Taşova, Suluova, Merzifon (Amasya). Tosya (Kastamonu), Kurşunlu, Çerkeş (Çankırı), Bolu, Düzce, Adapazarı ve Sapanca ovalarıdır.
Batı Anadolu Fay Kuşağı Üzerinde yer alan ovalar: Kuzeyden güneye doğru şöyle sıralanır: Bakırçay grabeninde Bergama, Soma ve Kırkağaç ovaları yer alırken, Küçük Menderes çöküntüsünde Torbalı, Tire ve Ödemiş ovaları bulunur. Gediz vadisinde Manisa, Akhisar, Turgutlu, Salihli ve Alaşehir ovaları uzanır. Ege Bölgesi’nin en büyük ovası olan Büyük Menderes grabeninde ise; Söke, Koçarlı, Aydın, Yenipazar ve Sarayköy ovaları yer alır. Bu bölgede grabenler dışında bulunan diğer ovalar; Kütahya, Simav, Afyon ve Sandıklı ovalarıdır.
Akdeniz Bölgesi’ndeki iç ovaların önemli bir bölümü karstik kökenli polye ovalarıdır. Karstik ova olarak adlandırılan polye ovalarının çoğu tektonik çöküntü alanlarında oluşmuştur. Bunlar, daha çok Batı ve Orta Toroslar ile Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgeleri çevresinde bulunur. En önemlileri; Elmalı, Korkuteli (Antalya), Kestel (Burdur), Tavas, Acıpayam (Denizli) ve Muğla ovalarıdır. Bu ovaların tabanında yer yer bazı göllere rastlanır.
Güneydoğu Anadolu Fay Kuşağı boyunca uzanış gösteren iç ovalar, Nur Dağlarının güney eteklerinden itibaren; Amik, Kahraman Maraş, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Muş, Varto, Hınıs, Karlıova ve Göynük çöküntü ovalarıdır. Ortalama yükseltisinin fazla olmaması nedeniyle Doğu Anadolu Bölgesi’nin yerleşmeye en müsait yerleri buralardır. Çünkü bu ovalar çevrelerine göre alçak ve verimli olup, iklim açısından daha elverişli özelliklere sahiptir.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan diğer çöküntü ovaları ise İğdır, Erzurum, Erzincan, Bingöl, Afşin ve Elbistan ovalarıdır.
İç Anadolu Bölgesi’ndeki ovalarımızın çoğu çöküntü ovalarıdır. Bunların başlıcaları Konya, Eskişehir, Akşehir, Ereğli, Mürted ve Çubuk ovalarıdır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ovalarımız da tektonik kökenlidir. Diğer iç bölge ovalarımıza göre yükseltileri daha azdır. Bunlar; Nizip, Suruç, Altınbaşak ve Ceylanpınar ovalarıdır.
İÇ BÖLGE OVALARININ ÖZELLİKLERİ:
Erzurum Ovası: Etrafı fay ve volkanik dağlarla çevrili olan bu ova, tektonik çöküntü sonucu meydana gelmiştir. Ovanın, orta ve doğu kesimleri yer yer bataklıklarla kaplıdır.
Iğdır Ovası: Çevresindeki yüksek kütleler arasında oldukça çukur bir alan oluşturan Iğdır Ovası, yaklaşık 800 m yüksekliğe sahiptir. Buna bağlı olarak bu ova, Doğu Anadolu’ya göre mikroklima (küçük iklim alanı) iklim alanıdır. Doğu Anadolu’ya göre daha ılıman bir iklime sahip olan bu ovada, başta pamuk olmak üzere çeşitli tarım ürünleri yetiştirmek mümkündür.
Konya Ovası: Türkiye’nin Çukurova’dan sonra ikinci büyük ovasıdır. Daha önceleri göl suları ile kaplı olan bu ovanın çevresinde, bazı bataklık alanlar ve patlama çukurları yer almaktadır.
Malatya Ovası: Fırat nehri tarafından derin yarılmış olan Malatya Ovası, iç bölge ovalarımız arasında farklı bir görünüme sahiptir. Zamanla Fırat Nehri’nin gömülmesi sonucu ova, plato özelliğine kavuşabilir.
OVALARIN ÖNEMİ :
1-Ovalar tarım ürünlerinin yetiştirildiği çok sayıda yerleşmelerin bulunduğu ve ulaşımın kolaylıkla sağlandığı sahalardır.
2-Ovalarımız önemli tarım sahalarıdır.
3-Ovalarımız önemli kentlerin kurulduğu sahalardır.
4-Ulaşım kolaylığı ve ucuz maliyetle konut ve sanayi tesisi inşaatı ovaları cazip hale getirmektedir.
Ad:  turkiyedeki-ovalar-jpg-215.jpg
Gösterim: 37996
Boyut:  126.0 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

1 Nisan 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
2 Haziran 2017 / Misafir Türkiye Coğrafyası
17 Eylül 2009 / Daisy-BT Taslak Konular
18 Eylül 2009 / Daisy-BT Türkiye Coğrafyası
12 Haziran 2011 / ener Türkiye Coğrafyası