Arama

Türkiye'de İnanç Turizmi

Güncelleme: 19 Ağustos 2009 Gösterim: 14.157 Cevap: 2
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
23 Ocak 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
İnanç Turizmi

Sponsorlu Bağlantılar
Gerek ilkçağ medeniyetlerinin Anadolu’da gelişmesi, gerekse Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde havarilerin, ortaçağda ise Musevilerin bulundukları ülkelerde karşılaştıkları ağır baskı ve yok etme politikaları sonucu Anadolu topraklarına sığınmış olmaları ve hoşgörü ile karşılanmaları, Türklerin kendi dini olan İslamiyet’e ait eserlerin yanısıra, çok sayıda kilise, sinagog ve diğer mabetlerle dini eğitim veren okul ve vakıfların Anadolu’da yer almasına neden olmuştur. Türklerin İslami anlayışı paralelinde derin saygı ve hoşgörü ortamında günümüze kadar ulaşan bu eserler, Türkiye’yi diğer ülkelerden daha avantajlı duruma getirmektedir.

Kutsal yerlerin bu dinlere mensup turistlerce ziyaret edilme eğilimlerinin, turizm olgusu içerisine değerlendirilmesi İnanç Turizmi olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de İnanç Turizmi adı altında bazı faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar, 1995 yılında başlamıştır. 1995-1998 yılları arasında çok sayıda yabancı tur operatörü, basın mensubu ve konu ile ilgili uzman kişilerin katılımı ile "İnanç Turizmi" turları gerçekleştirilmiştir. Anadolu’da, İnanç Turizmi kapsamında; Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Yahudiliğe ait önemli ziyaret merkezleri bulunmaktadır. Bunlar:

İstanbul. Müslümanlık açısından en önemli şehirlerden biridir. İstanbul, dini anlayış ve din sosyolojisi konusundaki çalışmalara ışık tutabilecek bir dünya merkezidir. En önemli kiliselerden biri olan ve günümüze kadar sağlam bir şekilde kalabilen Ayasofya Kilisesi ve Ortodoks dünyası için büyük öneme sahip olan Fener Patrikliği de İstanbul’da bulunmaktadır.

Konya. İnsanlık dostu, barış taraftarı ve büyük yol gösterici Mevlana’nın Türbesi Konya’dadır. Konya-Beyşehir’de bulunan Eşrefoğlu Camii, Anadolu’daki ahşap taşıyıcılara sahip camiilerin en büyüğü ve özgünüdür.

Edirne. Mimar Sinan’ın 80 yaşında inşa ettiği ve "Ustalık Eserim" dediği Selimiye Camii, Osmanlı-Türk Sanatı’nın ve dünya mimarlık tarihinin baş yapıtlarındandır. Üç Şerefeli Camii, II. Bayezıt Camii ve Eski Camii gibi daha birçok eserin bulunduğu Edirne de önemli dini merkezlerden biridir.

Bitlis-Ahlat Kümbetleri. Selçuklu Mimarisi’nin en seçkin örnekleri olan ve "kümbet" adı verilen anıt mezarlar, tarihten günümüze yansıyan görkemli yapılardır. Bunlardan Ulu Kümbet, Hüseyin Timur Kümbeti, Buğatay Aka Kümbeti, Hasan Padişah Kümbeti, Erzan Hatun Kümbeti, Emir Bayındır Kümbeti ve Keşiş Kümbeti önemli eserlerden birkaç tanesidir.

Kars-Menuçehr Camii. 1072 yılında Ani Emiri Menuçehr tarafından Ani’de yapılan cami, konumu ile dikkat çeker. Selçuklular’ın Anadolu’da inşa ettikleri ilk camiidir.

Bursa. Osmanlılar’ın ilk başkenti olması nedeniyle, İslami eserler bakımından çok zengindir. Yeşil Camii ve Türbesi, çok kubbeli camilerin en klasik ve abidevi örneği olan Ulu Camii, Muradiye ve Yıldırım Bayezıt Külliyeleri, Emir Sultan Camii gibi bir çok dini eser bulunmaktadır.

İznik. 19 kez gerçekleştirilen Konsil toplantılarının ilk sekizi Türkiye’de yapılmıştır. Özellikle Konsil toplantılarının geleneğinin oluşmasına neden olan 1. Toplantı ile 7. Toplantı, İznik’te bulunan Ayasofya ve Konsil Sarayı’nda yapılmıştır.

Şanlıurfa. Peygamberler şehri olarak bilinen Şanlıurfa; Balıklı Göl, Hz. İbrahim Peygamber’in doğduğu mağara, sabır timsali olarak bilinen Hz. Eyyüp Peygamber’in Makamı ve Türbesi, Şuayip Şehri gibi bir çok dini eserin birarada bulunduğu bir merkezdir.

Harran. Kutsal kitaplarda adı geçen Harran, İnanç Turizmi’nin Türkiye'deki odak noktalarından biridir. Kutsal kitaplarda yazılanlara göre İbrahim Peygamber, Şanlıurfa'dan güneye doğru göç ederken Harran'da konaklamıştır. İbrahim Peygamber’in babası Terah burada ölmüştür.

İçel-Tarsus. Hıristiyanlığı yaymak ve uluslararası bir din haline getirmek için büyük gayret gösteren St. Paul’un doğum yeri Tarsus olarak gösterilmektedir. Tarsus’ta St. Paul Kilisesi ve St. Paul Kuyusu bulunmaktadır. Ayrıca, İçel’de Meryemlik (Aya Tekla), Olba Mabet Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi ve Alahan Manastırı gibi birçok eser bulunmaktadır.

Manisa-Thyatira Kilisesi (Akhisar Kilisesi). Bugün şehir içinde tuğla kalıntılarının bulunduğu yerin eskiden kilise olduğu anlaşılmaktadır. İncil’de adı geçen yedi kiliseden birisi olan bu kilisenin "Devamlı Kurban" ve "Sıkı Tutan" gibi anlamları vardır.

Philadelphia Kilisesi (Alaşehir Kilisesi). İncil’de adı geçen 7 kiliseden birisi olan bu kilisenin adı "Baki Kalan" ve "Benimle Yürü" anlamlarına gelmektedir.

Hatay-Antakya. Geleneksel inanca göre "Matta İncil"i Antakya’da yazılmıştır. İsa’ya inananlara göre ilk kez "Hıristiyan" adı Antakya’da verilmiştir. İnanışa göre Aziz Paulus, İncil’i putperestlere ilan etmek için Antakya’dan hareket ederek üç yolculuk yapmıştır. "Altın Ağızlı" lakabıyla tanınan Aziz Yuhanna’nın Antakyalı olarak bilinmesi, "Kutsal Kitap" okulunun burada bulunuşu ve dünyanın ilk kiliselerinden biri olan St. Pierre Kilisesi Antakya’nın dinsel önemini arttırmaktadır.

St. Pierre Anıt Müzesi. Dünyanın ilk kiliselerinden biridir. İsa’ya inananlar "Hıristiyan" adını ilk kez bu kilisede almıştır. 1963 yılında Papa 6. Paul tarafından hac yeri olarak ilan edilmiştir. Her yıl 29 Haziran’da Katolik Kilisesi’nce burada ayin düzenlenmektedir. Ayrıca, St. Simon Stilist Manastırı ve Aziz Paulus’un İncil’i ilan etmek için hareket ettiği Seleucia liman kalıntıları gibi eserler günümüze kadar ulaşmıştır.

İzmir-Selçuk Meryem Ana Evi. Selçuk’a 9 km. uzaklıkta, 420 m. yüksekliğindeki Bülbül Dağı üzerinde Hıristiyanlarca "Panaya Kapulu" olarak da adlandırılan ve kutsal olarak kabul edilen yerin M.S. 4.yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır. Meryem Ana’nın 101 yaşına kadar burada yaşadığına ve öldüğüne inanılmaktadır. Hıristiyanlığın yayılmasından sonra, buraya haç şeklinde bir kilise inşa edilmiştir. Papalık tarafından 1967 yılında Hıristiyanlığın kutsal bir yeri olarak da ilan edilen Meryem Ana Evi’nde, 15 Ağustos’u izleyen ilk Pazar günü ayin yapılmaktadır. Bundan başka; St. Jean Bazilikası (Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan St. Jean’ın mezarı), Yedi Uyurlar, Yedi Kilise’den üçü (İzmir, Efes ve Bergama) gibi eserler de bulunmaktadır.

Nevşehir-Kapadokya. Kapadokya, St. Paul’un 30 senelik misyonerlik gezisinde uğrayarak ilk kilisenin kurulması için seçtiği yerlerden belki de en önemlisidir. Doğal yapısı, kayalara oyulmuş çok sayıda kiliseleri ve bu kiliseleri süsleyen duvar resimleri ile Türkiye’nin en fazla ilgi çeken yörelerinden biridir. Nevşehir’de özellikle Göreme Vadisi, Zelve, Çavuşin, Ortahisar, İbrahimpaşa, Mustafapaşa, Yeşilöz, ve Akçasaray’da olmak üzere Kaya Kiliselerinin sayısı 2.202’nin üzerindedir.

Derinkuyu Ortodoks Kilisesi. Batı giriş kapısı üzerindeki on satırlık kitabeden anlaşıldığına göre kilise, Aziz Thedoros Trion’a adanmıştır. Sultan Abdülmecit Dönemi’nde (1839-1861) Konya Metropoliti Neofitos’un teşviki ve "Malakpoi" halkının maddi destekleriyle, Haldiaslı baş mimar Kiriako Papadopoulus tarafından 1858 yılında inşa edilmiştir.

Isparta-Yalvaç. Yalvaç Antiocheia Antik Kenti’nde bulunan St. Paul Kilisesi de, ilk Hıristiyan Kiliselerinden biridir. Aziz Paul, Roma vatandaşı olma hakkını elde ettikten sonra Saul ve Hananya tarafından vaftiz edilmiştir.

St. Paul Aziz Barnabas ile birlikte M.S. 46 yılında kente gelerek buradaki sinagogda ilk resmi vaazını vermiştir. Daha sonra bu sinagog üzerine St. Paul Kilisesi inşa edilmiştir.

Antalya. İncil'de adı geçen ve Aziz Paul’un ziyaret ettiği yerler arasında gösterilir.

Antalya-Demre. Hıristiyan aleminin Noel Babası olarak bilinen Aziz Nicolaus’un psikoposluk yaptığı yer olarak bilinmektedir. Aziz Nicolaus Demre’de yaşamış ve burada ölmüş ve sonra anısına 6. yüzyılda bir kilise inşa edilmiştir. Her yıl, 6 ve 8 Aralık tarihleri arasında Demre ve Kaş’ta Uluslararası Noel Baba Festivali düzenlenmesi geleneksel hale getirilmiştir.

Denizli-Laodikya (Goncalı) Kilisesi. Denizli’nin 6 km. kuzeyinde bulunan Laodikya Antik Kenti adını Helenistik Devir’de bölgeye egemen olan Seleukoslar Kralı II. Antiochos’un (M.Ö. 250) karısı Laodike’ye izafeten almaktadır. Laodikya, M.S. 5. yüzyılda Ecumenikal Konseyi’nin toplandığı önemli bir psikoposluk merkeziydi. Buna ek olarak, İncil’in son Bab’ının Vahiy bölümünde adı geçen 7 Kiliseler’den biri olarak da bilinmektedir.

Balıkesir-Ayvalık-Taksiharis ve Aya Nicola Kiliseleri. Tevrat ve İncil’den alınan dini konuların işlendiği fresklerle süslü olan kilise, Ortodoks Alemince kutsal sayılan yerlerden biri olarak ziyaret edilmektedir.

Bunlardan başka; Ankara-Hacı Bayram Camii ve Türbesi, Siirt-Veysel Karani ve İbrahim Hakkı Hz.’leri Türbesi, Sivas-Ulu Camii, Eskişehir-Yunus Emre Türbesi, Mardin-Dayr-ul Zaferan Manastırı, Erzurum-Çifte Minareli Medrese, Trabzon-Sumela Manastırı, Van-Akdamar Adası ve Çarpanak Kiliseleri, Karaman-Deyle, Derbe ve Binbir Kiliseler, Kars-Ani Harabeleri ve Ağrı Dağı gibi daha birçok eser dini açıdan önem taşımaktadır.

HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
23 Kasım 2007       Mesaj #2
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
İnanç Turizmi

Sponsorlu Bağlantılar
Toplum yaşamının sürekli gelişmesi ve değişmesi paralelinde, refah artışıyla birlikte gerçekleştirilebilecek bir ihtiyaç olarak hızlı bir gelişme gösteren turizm;

• Ekonomik bakımdan kalkınma ve büyümeyi gerçekleştiren,
• Yatırımları ve iş hacmini geliştiren, yeni istihdam olanakları yaratan,
• Döviz sağlayan,
• Bölgeler arasında ekonomik gelişme farklılıklarını ortadan kaldıran,
• Sosyal ve kültürel yaşantıyı olumlu yönde etkileyen,
• Uluslararasında din, dil, ırk ve ülke farkı gözetmeden insanlar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi,

böylece dünya barışının sağlanması bakımından önemli siyasal fonksiyonları gerçekleştiren bir niteliğe sahiptir.

İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve temel ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına inanç çekim merkezlerine, dini inançlarını tatmin etmek amacıyla yaptıkları ve bu seyahatleri sırasında genellikle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep ederek, geçici konaklamalardan doğan olaylar ve ilişkiler bütünü olarak tanımlanabilen “İnanç Turizmi” de yukarıda sayılan turizmin genel nitelikleri açısından ülkemizde çok büyük öneme sahiptir.

Çünkü, günümüzde parasal ve kitlesel bir olay haline gelen turizmin yarattığı ekonomik, sosyal kültürel ve politik etkiler, nedeniyle ülkemizin ekonomisi ile uluslararası ekonomik ve politik ilişkileri açısından önemli sonuçlar doğurabilecek bir güce sahiptir.

Bu bağlamda dini inançları nedeniyle Hac görevlerini yerine getirmek amacıyla yapılan büyük göç hareketlerinin, ekonomik ve sosyal bakımdan ülkeleri etkileme özellikleri her zaman göz önünde tutulması gereken bir unsur olmalıdır.

Ülkemizin önemli inanç çekim merkezlerine sahip olması nedeniyle bu ekonomik potansiyelin demokratik, laik Türkiye Cumhuriyetinin temel esasları çerçevesinde ele alınması ve değerlendirilmesi esastır.

Diğer bir deyimle, jeopolitik, jeostratejik konumu itibariyle kıtaların ve kültürlerin birleştiği yerde, kurulan devletimizin ekonomisinin geliştirilmesi için İnanç Turizminin araç olarak değerlendirilmesi, bu güne kadar olduğu gibi bu günden sonra da ülkemize her inançtan olan insanların hoşgörü ile karşılanması hedefimiz olmalıdır.

Özellikle dünyada iki büyük dinin üç milyar civarındaki benimseyenini ilgilendiren tarihsel olayların cereyan edeceği ülke konumu ile Türkiye Cumhuriyeti; Laik devlet yapısı ile Müslüman çoğunluğa sahip demokratik bir ülke olarak Hıristiyan dini inanç çekim merkezlerine sahip bir ülke olarak, dinler arası yumuşama, uzlaşma ve barış ortamının yaratıldığı yer olmalıdır.

Ancak, uygarlık geçmişinin çok eski oluşu ve çeşitliliği nedeniyle Türkiye’nin benzersiz arkeolojik ve kültürel zenginliklerinin ülkemiz birlik ve bütünlüğüne zarar vermemesi için çalışmak da hepimizin ödevidir.

Bu anlayışla, Bakanlığımızca dünya turizm hareketlerinden sahip olduğu potansiyel oranında daha fazla pay alabilmek, ülkesel ve bölgesel sosyo-ekonomik gelişmeyi sağlayabilecek katkılardan azami ölçüde yararlanabilmek, turizmi zaman ve mekan boyutunda yaygınlaştırmak amacıyla “İNANÇ TURİZMİ Projesi” yürütülmektedir.

“Turizmin çeşitlendirilmesi” politikasına duyarlı olarak yürütülen bu proje başarı ile sürdürülmektedir.

Dünya turizm potansiyelinde, inançla ilgili seyahatlerin payı giderek artmaktadır. Giderek artan bu kültürel ve inanca dayalı ziyaretin ülkemize sağlayacağı turizm gelirinden payımızı almamız gerekmektedir.

Örneğin; Filistin’de doğmuş ve orada ölmüş İsa Peygamberin Havarilerinin Anadolu topraklarına sığındığı, Hz. İsa’nın öğretilerini yaymaya çalıştığı, ilk kiliselerin bu topraklarda kurulduğu ve Hıristiyanlık tarihinin en önemli olaylarının yaşandığı yer olan ülkemizin bu payı çok büyük olmalıdır. Hıristiyanlığın doğduğu yer Filistin ise geliştiği, serpildiği yer Anadolu’dur.

Çünkü;

• Gerek ilk çağ medeniyetlerinin Anadolu’da gelişmesi, gerekse Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde havarilerin,
• Ortaçağda ise Musevilerin,

bulundukları ülkelerde karşılaştıkları ağır baskı ve yok etme politikaları sonucunda bu topraklara sığınmış olmalarına rağmen Türklerin kendi dini olan İslamiyet’e ait eserlerin yanı sıra, çok sayıda kilise, sinagog ve diğer mabetlerle dini eğitim veren okul ve vakıfların Anadolu’da yer almasına imkan tanımışlardır. Milletimizin İslami anlayış paralelinde derin saygı ve hoşgörü içerisinde günümüze kadar ulaşan bu eserler, Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmakta ve diğer ülkelerden daha avantajlı duruma getirmektedir.

Bu avantajı iyi değerlendirebilmek amacıyla Bakanlığımızca üç Semavi din olan Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Museviliğin günümüze kadar ulaşan önemli ziyaret merkezlerinin, Kültür Bakanlığı ve yerel idarelerle de işbirliği içerisinde altyapı üstyapı eksikliklerinin giderilmesi, tanıtımının yapılarak ziyaretçi sayısının artırılması hedeflenmektedir.

Ziyaretçi sayısını arttırırken, öncelikli hedefimiz yalnızca inanç turizminin yaratacağı ekonomik katkı değildir. Tabii ki bu katkı da önemlidir. Ancak, biz, sahip olduğumuz inanç merkezlerini insanların mutlu ve üretken olabilmeleri için “manevi beslenme” ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ziyaret etmelerine imkan sağlamak da hedeflerimiz arasındadır. Elbette ziyaretçilerimizden de çalışanlardan da bu konuda aynı hoşgörü ve anlayışı beklemek hakkımızdır.


Bakanlığımızca, İnanç Turizminin geliştirilmesi amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında, 1993 yılında öncelikle üç kitabi dinin günümüze kadar ulaşan eserlerin ve ibadet yerlerinin envanteri hazırlanmıştır. Türkiye genelinde Valilikler, Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve çeşitli Üniversitelerin de görüşleri alınarak yapılan envanter çalışmasında, ülkemizde yer alan ve sayıları çok fazla olan tüm eserler ele alınamamıştır. Yalnızca;

1- Dini yönden önemi bulunan ve büyük oranda ziyaret edilen,
2- Sanat Tarihi açısından özelliği olan,
3- Mimari niteliği nedeniyle türünün ilk ve ilginç örneği olan,
4- Ulaşımı kolay bir noktada bulunan ve Seyahat Acentaları tarafından tur programlarına dahil edilen,

belirli ve önemli merkezlerin tespiti yapılmıştır. Bu tespit sonucu toplam 316 eser (Müslümanlık - 167 + Hıristiyanlık - 129 + Musevilik - 20) belirlenmiştir.

Bu proje kapsamında Dışişleri Bakanlığı Başkanlığında, İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Bakanlığımız ve ilgili Kamu Kurum ve Kuruluşların temsilcilerinden bir komite kurulmuştur.

Bu Komitece;

 Hatay - St.Pierre Anıt Müzesi
 İçel - St.Paul Anıt Müzesi
 İzmir - Selçuk Meryem Ana Evi
 Antalya - Demre; St. Nicola Kilisesi
 Bursa - İznik; Ayasofya Cami
 Manisa; Sard, Alaşehir, Akhisar Kiliseleri
 Isparta - Yalvaç Pisidia Antik Kenti
 Nevşehir - Derinkuyu Ortodoks Kilisesi
 Denizli - Laodikya Antik Kenti

Hıristiyanlık açısından en önemli yerler olarak tespit edilmiş, Vatikan’ın önerisi ile de Hıristiyanlar için hac yeri olarak kabul edilmiştir.

Şimdi öncelikle bu yerlerin Valileri, Belediye Başkanları, ilgili Kamu Kurum ve Kuruluşlarının yetkililerinin katıldığı toplantılara, koordineli çalışmalara duyarlı olarak sözkonusu eserlerin turizm amaçlı değerlendirilmesi çalışmalarının belli bir sistem ve işbirliği içerisinde yürütülmesi yönünde kararlar üretilmiştir.

Bakanlığımızca, sadece bu 9 kutsal mekanın değil, İstanbul, Şanlıurfa, İzmir, Bursa, Edirne, Gaziantep, Siirt, Mardin ve Bitlis gibi ülkemizin bir çok kentinde İslamiyet açısından büyük önem taşıyan kutsal mekanlardan da tespit edilen eksiklikler, gerek Bakanlığımız bütçesinden gerekse Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Başkanlığı’ndan temin edilen ödenekler kullanılarak giderilmektedir. Yol yapımından çevre düzenlemesine, aydınlatmaya kadar değişik altyapı ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için bu güne kadar Bakanlığımız ve Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Başkanlığı’ndan yaklaşık 1.5 Trilyon TL. tahsis edilmiştir.

Üç semavi din açısından önem taşıyan kutsal mekanların altyapı eksiklikleri giderilmeye çalışılırken, bu mekanların bulundukları yerleşimlere gelecek ziyaretçiler için konaklama, restoran gibi üstyapı tesislerinin de yapılması amacıyla özel sektörün yatırım yapması teşvik edilmektedir.

Bütün bu çalışmaların turizmin döviz girdisi yanında uluslararası ilişkilerin iyileştirilmesi, dünya barışının sağlanması amacıyla sürdürüldüğü bilinmelidir.

Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
19 Ağustos 2009       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
İnanç Turizmi

İnanç turizmi projesi ile, üç semavi dinin (Müslümanlık-Hıristiyanlık-Musevilik) günümüze kadar ulaşan önemli ziyaret merkezlerinin çevre düzenlemesi, aydınlatma, ulaşım vb gibi açılardan ele alınarak iyileştirilmesi ve tanıtımının yapılarak ziyaretçi sayısının artırılması hedeflenmektedir.
Bakanlığımızca, İnanç Turizminin geliştirilmesi amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında, 1993 yılında öncelikle üç büyük dinin günümüze kadar ulaşan eserlerin ve ibadet yerlerinin envanteri hazırlanmıştır. Türkiye genelinde Valilikler, Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve çeşitli Üniversitelerin de görüşleri alınarak yapılan envanter çalışmasında, ülkemizde yer alan ve sayıları çok fazla olan eserler içerisinden;
  • Dini yönden önemi bulunan ve büyük oranda ziyaret edilen,
  • Sanat Tarihi açısından önemli olan,
  • Mimari özelliği nedeniyle türünün ilk ve ilginç örneği olan,
  • Ulaşımı kolay bir noktada bulunan ve Seyahat Acentaları tarafından tur programlarına dahil edilen
belirli ve önemli merkezlerin tespiti yapılmıştır.
Bu proje kapsamında Dışişleri Bakanlığı Başkanlığında, İçişleri Bakanlığı, Bakanlığımız ve ilgili kamu kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan bir komite kurulmuştur. Bu komite yukarıda belirtilen hususlarda dikkate alarak; Hıristiyanlık açısından önemli olan dokuz adet merkez belirlemiştir. Bunlar;
  • Hatay-Merkez st.Pierre Anıt Müzesi
  • İçel-Tarsus st.Paul Anıt Müzesi
  • İzmir-Selçuk :Meryem Ana Evi
  • Antalya-Demre st. Nicola Kilisesi
  • Bursa-İznik :Ayasofya Cami
  • Manisa-Sard sard Sinagogu
  • Manisa-Alaşehir :Alaşehir Kilisesi
  • Manisa-Akhisar :Akhisar Kilisesi
  • Isparta-Yalvaç pisidia Antik Kenti
  • Nevşehir-Derinkuyu ortodoks Kilisesi
  • Denizli-Pamukkale :Laodikya Antik Kenti
olarak tespit edilmiştir.
Sadece bu dokuz mekanın değil, İstanbul, Şanlıurfa, İzmir, Bursa, Edirne, Gaziantep, Siirt, Mardin ve Bitlis gibi ülkemizin birçok kentinde İslamiyet açısından büyük önem taşıyan kutsal mekânlardan da tespit edilen eksiklikler, gerek Bakanlığımız bütçesinden gerekse Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Başkanlığı'ndan temin edilen ödenekler kullanılarak giderilmektedir. Yol yapımından çevre düzenlemesine, aydınlatmaya kadar değişik altyapı ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için bu güne kadar Bakanlığımız ve Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Başkanlığı'ndan maddi destek sağlanmıştır.


Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

15 Şubat 2012 / HayLaZ61 Turizm
26 Şubat 2009 / crew4 Soru-Cevap
3 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
10 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük