Arama

Türkiye'de Turizm

Güncelleme: 30 Ocak 2013 Gösterim: 6.929 Cevap: 4
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Türk Turizmi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Türk Turizmi, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki arkeolojik ve tarihi alanlar üzerine yoğunlaşmıştır.
Türkiye'nin en büyük şehri olan İstanbul, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olması dolayısıyla da birçok önemli alanlara sahiptir. Sultanahmet Camii, Ayasofya ve Topkapı Sarayı bunlardan birkaçıdır.
Diğer önemli turizm alanları; Roma İmparatorluğu döneminden kalan Efes, Truva, Bergama, Meryem Ana Evi'nin yanısıra Kapadokya bölgesidir.
Plaj bölgeleri, genellikle Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde yaşayan insanlar ve batı Avrupa'dan gelen turistler için önemli bir turizm alanıdır. En önemli plajlar, Ege kıyılarından başlar ve Akdeniz'de Antalya yakınlarında son bulur. Bodrum, Fethiye, Marmaris, Kuşadası, Alanya önemli tatil yöreleridir.
Kaliteli tıbbi servisleri ve yetenekli doktorları ile Türkiye, düşük fiyatları ve Avrupa ile Orta Doğu arasındaki konumu ile Türkiye'yi önemli bir sağlık turizmi bölgesi yapmaktadır.
Yabancı turist sayısı 2002 ve 2005 yılları arasında, 12.8 milyondan 21.2 milyona ulaşmıştır, ki bu sayı Türkiye'yi "Yabancı Ziyaretçiler için En İyi 10 Ülke" arasına sokmuştur.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Aralık 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Türkiye'de Turizm
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkiye' de turizm hareketleri yabancı din adamı, serüvenci ve antika kaçakçılarının çeşitli amaçlarla ülkeye gelmeleriyle sınırlıydı. 18. yüzyılda yabancı ülkelere geziye çıkmaya başlayan zengin ve soylu İngilizlerin uğradığı yerler arasında İstanbul da bulunuyordu. 1883'te Avrupa'nın ilk kıtalararası ekspresi olan Şark Ekspresi sefere kondu. Bu tren Paris'ten kalkıyor, çeşitli Avrupa ülkelerindeki birkaç önemli kentte kısa molalar vererek İstanbul'a ulaşıyordu. Şark Ekspresi'nin işleticisi WâgonLits şirketi, 1892'de İstanbul'da açılan ve Türkiye'nin ilk çağdaş oteli olan Pera Palas'ın da ortaklanndandı. Yabancı (özellikle de İngiliz) demiryolu şirketleri bu ve benzeri yollarla Türkiye'ye yönelik bir turist hareketinin başlamasına katkıda bulundular. İngilizler'in yabancı ülkelere düzenledikleri toplu geziler pek çok ülkede Bristol ve Kent gibi İngiliz adları taşıyan otel ve caddelerin yaygınlaşmasına yol açtı. Nitekim 19. yüzyıl sonlarında İstanbul'da açılan ilk otellerden biri Bristol Oteli'ydi. 19. yüzyıl sonlarına kadar Türkiye'de turizm etkinliklerinin örgütlenmesi konusuyla ilgilenen resmi ya da özel bir kuruluş yoktu. İlk kez 1890'da turistlere rehberlik edenler için bir tüzük hazırlandı. Turizm konusuna ciddi biçimde eğilen ilk kuruluş ise Türk Seyyahin Cemiyeti'ydi. 1923'te kurulan ve daha sonra Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK) adını alan bu dernek, turizmi geliştirmeye yönelik çalışmalarını bugün de sürdürmektedir. Dernek bu amaç doğrultusunda, tarihsel ve turistik yerlerin korunması ve tanıtılması için çalışır, turistik tesisler kurar ve turist rehberliğinin gelişmesine yardım eder. TTOK, Çelik Gülersoy'un genel müdür olduğu 1966 yılından beri özellikle restorasyon çalışmalarına ağırlık vermiş ve Malta Köşkü, Çubuklu'daki Hıdiv Kasrı, Çamlıca Tepesi ve Soğukçeşme Sokağı gibi tarihsel yapı ve mekânları onarıp düzenleyerek iç ve dış turizmin hizmetine sunmuştur. Devletin turizme ilgi göstermesi ancak Cumhuriyet döneminde gerçekleşebildi. Ne Var ki, turizme yalnızca yeni Türkiye'nin uluslararası planda tanıtımını sağlayacak bir ulusal propaganda aracı gözüyle bakılıyordu. II. Dünya Savaşı (1939-45) sonrasında Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü'ne bağlı bir Turizm Dairesi kuruldu. Bu dairenin kuruluşunda ABD'nin vereceği Marshall Yardımı planında turizme ağırlık verilmesi önerisinin yer alması da etkili olmuştu. 1948'de Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü' nün adı Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü olarak değiştirildi. Ertesi yıl ulusal turizm politikasına temel oluşturacak bir ana program, bir de çalışma planı hazırlandı. Turistik bölgelerin kurulması, turizm alanında yapılacak \ özel yatırımların desteklenmesi ve turizm eğitimi verecek kurumların açılması gibi çok önemli yenilikler öngören bu tasarıların ışığında Aralık 1949'da Birinci Turizm Danışma Kurulu toplandı. Bu kurulda, Turizm Dairesi'nin hazırladığı bir turizm yasa tasarısı üzerinde duruldu. Ama bu tasarı daha sonra değiştirilip işlevsizleştirilmiş bir biçimde TBMM'ye sunularak kabul edildi. (Turizm Müesseselerini Teşvik Kanunu adıyla yürürlüğe giren bu yasa 1953'te değiştirilmiştir.) 1950'de Turizm Dairesi'ne yeni yetkiler, sorumluluklar ve çalışma olanakları veren Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu tasarısı hazırlandı. Aralık 1950'de toplanan İkinci Turizm Danışma Kurulu'nda ele alman bu tasan 1953'te TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. 1955'te kurulan Turizm Bankası (TURBAN) kısa sürede çalışamaz duruma geldi ve 1960'ta devlet bankası olarak yeniden örgütlendi. Turizm Bankası otel, motel ve tatil köyü gibi turistik tesisler kurar, turizme yatırım yapacak olanlara parasal yardımda bulunur, yabancı işletmelerle işbirliği yapar, turistik araç gerecin yapımı, yurtiçi ya da yurtdışından sağlanmasıyla ilgilenir. Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü 1957'de bakanlığa dönüştürüldü. Bu yeni bakanlık 1961'de, özellikle turizm bölgeleri içinde, bulunan içme ve kaplıca gibi şifalı su işletmelerinin sağlık açısından turizme daha elverişli hale getirilmesine yönelik çalışmaları ele aldı. 1963'te Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığının adı Turizm ve Tanıtma Bakanlığı olarak değiştirildi. Sonraki yıllarda basın-yayın işleri başbakanlığa bağlanarak Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nın çalışma alanı turizme yönelik etkinliklerle sınırlandırıldı. 1981'de Kültür Bakanlığı ile birleştirilen bakanlık Kültür ve Turizm Bakanlığı adını aldı. 1980 sonrasında ülkede turizmin geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıldı. Bunların biri 1982'de Turizm Teşvik Kanunu'nun çıkarılmasıydı. Bu yasayla, turistik işletmelerin plan ve projelerinin resmi makamlarca belli bir süre içinde onaylanması zorunluluğu getirilerek işlemlerin hızlandırılması amaçlanmıştı. Yasada yabancı sermayeyi turizm yatırımlarına özendirecek kararlar da yer alıyordu. Yatırımcılara verilecek teşviklere parasal kaynak sağlamak için de Turizmi Geliştirme Fonu kuruldu. Türkiye'de turizmin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri turistik işletmelerin sayıca azlığı ve var olanların büyük bölümünün de uluslararası turizm alanında geçerli olan kalite standartlarına sahip olmamasıdır. Bu yüzden, dünyanın önemli tarihsel ve turistik bölgelerinden biri olan Türkiye'nin dünya turizmindeki payı istenen düzeyde olmaktan uzaktır. Örneğin, 1979'da dünyadaki toplam turist sayısı içinde, üçü de Akdeniz ülkesi olan İspanya, İtalya ve Yunanistan'ın paylan sırasıyla yüzde 14,4, 6,1 ve 1,5'ti. Aynı yıl Türkiye'ye gelen turistlerin oranı ise binde dört dolayındaydı. 1963'te Türkiye'deki turizm işletme belgeli tesislerdeki yatak sayısı 10.226'ydı. Bu sayı 20 yılda altı kat artarak 1983'te 65.934'e ulaştı. Yatırım belgeli tesislerde ise artış 1963'te 4.537, 1983'te 43.425 ile 10 kat dolayındaydı. 1980 sonrasında yatırımlara ağırlık verilmesi, yatırım belgeli tesislerdeki yatak sayısının işletme belgeli tesislere oranla daha hızlı artarak 1989'da 257 bine ulaşmasına yol açtı. Aynı yıl işletme belgeli tesislerdeki yatak sayısı 133.651'di.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
4 Ocak 2010       Mesaj #3
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
'İstanbul mutlaka görülmeli'


İngiliz Observer gazetesi, okuyucularına İstanbul'u, 'bu yıl mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri' olarak tanıttı.

Gazetenin yazarı Barbara Ellen, bugünkü sayıda yer alan makalede, İstanbul'a yaptığı seyahatten söz etti.

"İstanbul: Sultanlar ve Boğaz Kenarında Alışveriş" başlıklı makalede, "Müslüman ve Batı dostu, iki kıtayı birleştiren ve yüzyıllardır kültürleri barındıran, camileri, Osmanlı sarayları, hamamları ve pazarlarıyla, İstanbul modern dünyadaki gururlu yerini alıyor" ifadelerine yer verildi.

Gazetenin yazarı, "İnançların ve kıtaların arasında denge olan İstanbul 2010 kültür başkentinin, bu yıl mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olduğunu" yazdı.

black_kort - avatarı
black_kort
Ziyaretçi
30 Ocak 2013       Mesaj #4
black_kort - avatarı
Ziyaretçi
türkiye'nin turizm gelirleri maalesef geçen yıl düşüş içerisindeydi.
bunun en büyük nedeni ehil olmayan ve eğitimsiz çalışanlar maalesef.
özellikle dil konusunda çoğu yetersiz.
mesleki dil bilgileri yok.
bir çalışanla konuşmuştum bu konuyu uzun uzun, onun da mesleki bilgisi iyi ancak dil konusunda yetersizmiş. bu açığını kapatabilmek için mesleki ingilizce kursuna gitmiş infolang dil okullarına . ve şuanda gayet iyi seviyedeydi, daha iyi bir pozisyonda çalışıyordu ve aldığı ücret de oldukça yükselmişti.

böyle elemanlara ihtiyaç var bu alanda.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
30 Ocak 2013       Mesaj #5
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Anasayfa

Benzer Konular

15 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
15 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
13 Haziran 2008 / Bia Turizm