Arama

Çad ve Çad Tarihi

Güncelleme: 12 Nisan 2011 Gösterim: 9.600 Cevap: 2
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
11 Nisan 2007       Mesaj #1
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
Çad

Sponsorlu Bağlantılar
Resmi adı: Çad Cumhuriyeti
Başkenti: N'Djamena (N'Camena. Nüfusu: 700.000) (Eski adı: Fort Lamy)
Diğer önemli şehirleri: Sarh, Mundu, Fada, Mongo, Ati, Mussoro, Abeşe.
Yüzölçümü: 1.284.000 km2.
Nüfusu: 6.120.000 (1993 tahmini). Nüfusun % 16'sı şehirlerde yaşamaktadır. Ortalama ömür 47.5 yıldır. Çocuk ölümlerinin oranı binde 122'dir. Nüfusun % 40.6'sını 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır.
Km2 başına düşen insan sayısı: 4.8
Nüfus artış hızı: % 2.5
Etnik yapı: Çad halkı çok değişik etnik unsurlardan meydana gelir. Belli başlıları şunlardır: Çad Arapları (%18.2), Mabalar (% 4.4), Kanembular (% 4), Tebular (% 4), Tama dili konuşanlar (% 3.9), Fulaniler (% 1), Sudaniler (Sudan zencileri), Hausalar, Saralar, Haddad, Lisiler, Masalatlar, Dajular, Budumalar, Fongorolar vs. (Fulaniler hakkında Benin'deki etnik unsurlara bkz.) Araplar, Fulaniler, Sudaniler, Tebular, Haddadlar, Tamalar ve Hausaların tamamı Müslümandır. Çad Araplarının çoğu göçebe veya yarı göçebe hayatı sürmekte ve hayvancılıkla uğraşmaktadırlar. Tedalarla Dazalardan oluşan Tebular Çad'ın yerlilerindendirler ve bunların da bir kısmı göçebe veya yarı göçebe hayatı sürerler. Tebular daha çok Tibesti dağlarının eteklerinde ve Enidi bölgesinde yaşarlar. Tebular siyasi çalışmalarda da etkili durumdadırlar. Hausalar Orta ve Batı Afrika ülkelerine yayılmış kalabalık bir etnik kitledir. Değişik Hausa grupları arasında önemli kültürel farklılıklar görülür. Dillerinde Arapça'nın önemli etkisi vardır. Ticaretten yerel sanatlara çok değişik mesleklerle uğraşırlar. Ülkenin güneyinde yaşayan Saralar animisttirler. Saralar, Fransız sömürgesi döneminde onlarla kolayca anlaşmış ve kendileriyle işbirliği yapmışlardır. Bunda belki kuzeydeki Müslümanlarla aralarındaki anlaşmazlığın etkisi olmuştur. Saralar Fransız kültürüne çok çabuk adapte olmuş ve sonraki yıllarda bu kültürün savunuculuğunu yapmışlardır. Arapça'nın resmi dil olmasını isteyen Müslümanlara karşı Fransızca'nın resmi dil olarak kalması için mücadele vermektedirler.
Dil: Resmi dil Fransızca'dır. Ancak halk arasında hep yerel diller konuşulmaktadır. Bu ülkede konuşulan yerel dillerin sayısı yüzü geçmektedir. En çok kullanılan yerel diller Maba, Adamaya, Sara dili, Sahra dilleri, Sudan dilleri ve Arapça'dır. Müslümanlar arasında Arapça bir eğitim ve yazı dili olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Müslümanlar resmi dilin de Arapça olmasını ve bütün resmi okullarda Arapça eğitim verilmesini istiyorlar. Animist kabilelerse buna karşı çıkıyorlar. Resmi dilin Fransızca olmasına rağmen Fransızca'yı bilenlerin oranı % 4.3'tür. Arapça bilenlerin oranı ise % 7.8'dir.
Din: Devletin resmi dini yoktur. Ancak halkın % 60'tan fazlası Müslümandır. % 22'sini geleneksel tabiat dinlerine inananlar oluşturmaktadır. Kalan % 18'i de hıristiyandır. Müslümanlar daha çok ülkenin kuzey ve orta kesimlerinde, geleneksel dinlere inananlar yani animistlerse güney kesimlerinde oturmaktadırlar. Müslümanların çoğunluğu sünni malikidir. Hıristiyanların çoğunluğu katolik, az bir kısmı da protestandır. Çadlı hıristiyanların çoğu sömürge döneminde ve daha sonraki yıllarda yürütülen misyonerlik faaliyetleri sonunda hıristiyan yapılanlardır. Bunların yanı sıra az sayıda da Avrupa'dan gelerek bu ülkeye yerleşen hıristiyan bulunmaktadır.
Coğrafi durum: Bir Orta Afrika ülkesi olan Çad, kuzeyden Libya, doğudan Sudan, güneyden Orta Afrika Cumhuriyeti, batıdan Kamerun, Nijerya ve Nijer'le çevrilidir. En yüksek yerleri Emi Kuşi dağı (3415 m.), Vaday dağı (1500 m.) ve Ennedi dağlığı (en yüksek tepesi 1450 m.)'dır. Emi Kuşi dağı kuzeydeki Tibesti sıradağlarının en yüksek yeridir. En önemli akarsuları Şâri ve Loguna ırmaklarıdır. Her ikisi de güneyde sık ağaçlı bölgededir. Bunlardan Şari ırmağı Bahrı Selâmet, Uham ve Erging ırmaklarının birleşmesiyle meydana gelir. Bunlardan başka herhangi bir denize veya göle ulaşmadan arazide kaybolan bazı küçük akarsuları vardır. Batıdaki Çad gölüne kıyısı vardır. Yukarıda adı geçen Lagone ırmağı başkent N'Camena'da Şari ırmağıyla birleşerek bu göle akar. Çad gölünün içinde hayvancılığa elverişli bazı küçük adacıklar mevcuttur. Çad gölü taşımacılığa da elverişlidir. Bu gölde balıkçılık da yapılmaktadır. Gölün alanı yağmurların yağdığı mevsimlerde genişler daha sonra yağmurların azalmasıyla birlikte buralardan sular çekilir. Suların çekildiği alanlarda daha sonra ziraat yapılmaktadır. Yüzölçümü bakımından Afrika ülkelerinin beşincisi olan Çad'ın topraklarının % 2.5'u tarıma elverişli arazi, % 35'i otlak alanı, % 15'i ormanlık ve çalılıktır. Geriye kalan kısmı küçük tepeciklerle kaplı kıraç düzlüklerden ve kavurucu sıcakların etkisindeki çöllerden ibarettir. Güney kısmında sık ağaçlı tropikal ormanlar mevcuttur ve buralar bol yağmur alır. Otlaklar ve tarıma elverişli araziler de daha çok bu kısımdadır. Kuzey kısım daha çok bitki yetişmesine elverişli olmayan çöllerden ve dağlık alanlardan ibarettir. Bölgelere göre değişiklik arz eden bir iklime sahip olan Çad'ın Çad gölü yakınında bulunan başkenti N'Camena'da yıllık sıcaklık ortalaması 25 derece, yıllık yağış ortalaması 648 mm.'dir. Güneyde Kamerun sınırları yakınında bulunan Mundu şehrinde ise yıllık sıcaklık ortalaması 23.3 derece, yıllık yağış ortalaması 1228 mm.'dir.
Yönetim: Çad bugün 6 Nisan 1993'te yürürlüğe giren geçiş dönemi anayasasıyla yönetilmektedir. Anayasa ülkedeki rejimi cumhuriyet rejimi olarak tanımlamaktadır. Ancak 1993 yılı içinde yaşanan olaylar mevcut yönetimin çok sesliliğe fırsat vermekten kaçındığını ortaya koydu. Ülkede 57 üyeli bir yasama meclisi bulunmaktadır. Ülkeyi oluşturan 14 ilin vali ve vali yardımcılarından oluşan meclis de zaman zaman yönetime danışmanlık yapmaktadır. Devletin en üst yöneticisi devlet başkanı, hükümetin başkanı ise başbakandır. Kabile başkanları ve bölgesel liderler yerel yönetimler üzerinde etkileyici bir role sahiptirler. Çad, BM, İKÖ (İslâm Konferansı Örgütü), Afrika Birliği, Afrika Antiller ve Pasifik Sözleşmesi, IMF (Uluslararası Para Fonu), İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.
Siyasi partiler: Ülkede 1991 Mart'ından buyana geçiş hükümeti işbaşında olduğundan resmi olarak herhangi bir siyasi partinin faaliyetine izin verilmemiştir. Bununla birlikte ülkede başkan İdris Debi yönetimine muhalefet eden 40 kadar siyasi oluşum bulunmaktadır.
İdari bölünüş: 14 ille, 54 ilçeden (alt idari birimden) meydana gelir.
Tarihi: Çad'a İslâmiyet, Çad gölü kıyısında kurulmuş olan Kanum Krallığı'nın 1086'da İslâm'ı kabul etmesiyle girdi. Bu tarihten önce de Çad halkının İslâm'la tanışmış olduğu sanılmaktadır. Çünkü Çad, Trablusgarp, Kahire ve Hartum taraflarından gelen ticaret kervanlarının yol üzerinde bulunuyordu. Dolayısıyla Çad halkının söz konusu yolları kullanan Müslüman tüccarlar vasıtasıyla erken devirlerde İslâm'la tanışmış olması kuvvetli ihtimaldir. Ülkede İslâm'ın yerleşmeye ve yayılmaya başlaması ise Kanum Kralı Om Hilmi'nin 1086'da İslâm'ı kabul etmesiyle oldu. Kral Om Hilmi İslâm'ı bütün Afrika'ya yaymak amacıyla Afrika'nın değişik bölgelerine Müslüman davetçiler gönderdi. Om Hilmi'nin oğlu Duneme babasının İslâm'ı bütün Afrika'ya yayma çabalarını kaldığı yerden devam ettirdi. Duneme bir yandan da krallığının sınırlarını genişletti. Kanim Krallığı daha sonra Bornu krallığıyla birleşerek Kanim - Bornu Krallığı adını aldı. Bu krallığın fethettiği topraklarda yaşayan putperest zencilerin çoğunun Müslüman olmasıyla bölgede İslâmiyet günden güne güçleniyordu. Kanim - Bornu Krallığı'nda 14. yüzyılın sonlarına doğru bazı karışıklıklar çıktı ve devlet parçalandı. Ortaya çıkan devletler daha sonra birbirleriyle mücadele ettiler. Aynı yüzyıllarda bölgede daha başka devletler ve küçük krallıklar da kuruldu. Bütün bu devletler ve krallıklar birbirlerini hayli uğraştırdılar. 1386'da Bolala aşireti Kanum devletine karşı ayaklandı. Bu ayaklanma dolayısıyla patlak veren ve 15. yüzyılın başlarına kadar süren savaş sonunda Kanum devleti yıkıldı. Devletin en büyük aşireti olan Kanuri aşireti Çad gölünün batısına geçerek orada kendilerine özel bir devlet kurdular. Sonraki yüzyıllarda Kanum devleti yeniden toparlanmıştır. 17. yüzyılın başlarında, doğudaki Vaday krallığı da Müslüman oldu. Veday krallığı Bagirmi krallığıyla yaptığı savaşı da kazanarak gücünü artırdı. Bugünkü Çad toprakları üzerinde 19. yüzyılın ortalarında, başlangıçta fil avcılığı ve ticaret kervanlarına rehberlik yapan Zübeyr adlı bir şahıs da bir İslâm devleti kurdu. Onun kurduğu devlet kısa zamanda geniş alana yayıldı. Bu devlet bölgedeki kabileleri ve bu arada Veday krallığını kendine bağladı. Bu devlet, 1878 - 1900 yılları arasında saltanatı elinde tutan Rabih bin Zubeyr zamanında bölgenin en güçlü devleti olmuştur. Rabih bin Zubeyr'in saltanatının devam ettiği sıralarda Fransız sömürgeciler bölgeye askeri güçler göndermeye başladılar. Fransız güçleri girdikleri yerlerdeki yerel yöneticilerin saltanatlarına son veriyorlardı. Kral Rabih Fransızlara karşı koydu. 1880 ve 1890'da Fransız birliklerine karşı verdiği savaşları kazandı. Bu durum karşısında Fransız sömürgeciler Çad çevresinde bazı yerlere yeni askeri üsler kurdular. 4 Şubat 1894'te de Fransız, İngiliz ve Alman sömürgeciler aralarında anlaşma yaparak Çad gölü çevresini paylaştılar. Bu paylaşmada bugünkü Çad toprakları Fransa'nın payına düştü. Fransızların Çad topraklarını ele geçirmek için saldırıları devam etti. Müslümanlar uzun süre vatanlarını kahramanca savundular. Bu kahramanca mücadelenin başını çeken Sultan Rabih 1900'de öldürüldü. Ondan sonra oğlu Fadlullah bu mücadeleyi sürdürdü. O da 1909'da öldürüldü. Fransızlar bu arada bölgedeki önemli merkezleri ele geçirmiş birçok yerel yönetimi ortadan kaldırmışlardı. 1911'de gerçekleşen bir savaştan sonra da Çad'ın tamamını ele geçirdiler. Fransız araştırmacılar Çad'ın tarihini Fransa'nın burayı işgal ettiği yıldan başlatırlar ve öncesini bir vahşet olarak nitelerler. Oysa işin gerçeğinde Fransızların Çad'ı işgalleriyle birlikte bu ülkede bir kara dönem, bir vahşet dönemi başlamıştır. İşgalci Fransızlar Çad'da çok sayıda camiyi ve medreseyi yıktılar. İslâmi eğitimi tamamen yasaklayarak Müslümanların dinlerini öğrenmelerine engel oldular. Bütün dini cemiyetleri kapattılar. Çok sayıda ilim adamını zindanlara atarak işkenceyle öldürdüler. Müslüman kadınları rencide ettiler. Bazı Müslüman ilim adamları Fransız zulmünden kurtulmak için çeşitli yerlere kaçtılar. Fransızlar bunları ortaya çıkarmak amacıyla 1917'de Çad'da dini hayatın yeniden düzenlenmesi konusunda Abeşe şehrinde bir sempozyum düzenleneceğini açıkladı ve bunu her tarafta ilan etti. 400 kadar ilim adamı olumlu bir gelişme olacağını ümit ederek sempozyumun düzenleneceği salona toplandılar. Ancak çok geçmeden Fransız güçleri salonu her taraftan sararak toplanan ilim adamlarının hepsini öldürdüler. Fransızların cinayetleri ve katliamları sonraki yıllarda da devam etti. Fransızların Müslüman ilim adamlarını ve dinlerine bağlı Müslümanları yok etmekteki amacı Çadlılara dinlerini öğretecek, İslâm'ı hakkıyla bilen birini hayatta bırakmamaktı. Fransızlar Çadlı Müslümanları dinlerinden habersiz bir hale getirdikten sonra ya hıristiyan yapacaklarını ya da eski putperest adetlerine döndüreceklerini umuyorlardı. Fransızlar Çad'ın güneyinde yaşayan putperestlerle işbirliği yaparak siyasi ve ekonomik politikalarında sürekli onları gözettiler. Bu yüzden ülkedeki ekonomik denge Müslümanların aleyhine bozuldu. Bu durum sonraki yıllarda istikrarsızlığa ve ciddi problemlere yol açtı. 1944'te Çad'a Fransa'ya bağlı bir deniz aşırı ülke statüsü verildi. Bu, Çad'a kısmi özerklik verilmesi anlamı taşıyordu. Ancak dışişlerinde Fransız denetimi devam edecekti. 1947'de Fransa'nın denetiminde ilk genel seçim yapıldı. Seçim sonrasında oluşturulan parlamentoya hep Fransa yanlıları seçilmişlerdi. 1947'de seçim yapılmasına rağmen Çadlılar ilk hükümetlerini ancak on yıl sonra yani 1957'de kurabilmişlerdir. Bu ilk hükümetin başına da Batı Hindistan'dan gelerek Çad'a yerleşmiş olan ve Fransa'ya bağlılığıyla bilinen Gabriel Lisette getirilmişti. Onun hükümetinde görev alanlar da hep Fransa'ya yakınlıklarıyla bilinen, Fransa'nın çıkarlarını gözeteceklerine kesin gözüyle bakılan kimselerdi. Yani Fransa'nın çıkarlarını koruma görevi artık Çadlılara verilmişti. Aynı yıl yine Gabriel Lisette tarafından Çad İlerleme Partisi adlı bir parti kuruldu. 1958'de Fransa devlet başkanı General de Gaulle Batı Afrika'daki Fransız kolonilerinden tam bağımsızlıkla, içişlerinde bağımsız olup dış işlerinde Fransa'ya bağlı kalmaktan birini seçmelerini istedi. Çad'daki Fransa yanlısı hükümet göstermelik bir referandum sonrasında halkın ikinci şıkkı seçtiğini ileri sürerek dışişlerinde Fransa'ya bağlı kalma kararı aldı. Mayıs 1959'da gerçekleştirilen seçimler sonrasında Çad İlerleme Partisi parlamentoda çoğunluğu elde etti ve ardından François Tombalbaye'nin başbakan, yukarıda sözü edilen Gabriel Lisette'in de başbakan yardımcısı olduğu bir hükümet kuruldu. Ancak arkasından gelen siyasi kargaşa dolayısıyla 11 Ağustos 1960'ta Çad'a tam bağımsızlık verildi. Bağımsızlık sonrasında Fransa dostu François Tombalbaye hem cumhurbaşkanı, hem başbakan oldu. Tombalbaye güneydeki Saralardan olan bir protestandı. Onun zamanında hükümeti tamamen Saralar ele geçirdi ve Müslümanlar tamamen tasfiye edildi. Tombalbaye aynı zamanda kendi partisi dışındaki bütün siyasi örgütleri kapattı. Müslümanlar bu duruma karşı çıktılar. Yönetimin Müslümanları susturmak için bazı Müslüman önderleri tutuklaması ve yirmi Müslümanı öldürmesi çeşitli karışıklıklara yol açtı. Olayların yayılması üzerine Fransa, Tombalbaye'yi desteklemek amacıyla askeri birlikler gönderdi. Fransız güçler bazı yerlerde direnişleri kanla bastırma yoluna gittiler. Bunun üçerine yönetime karşı çıkan Müslümanlardan bazıları Libya'ya ve Sudan'a sığınarak 1966'da Libya'nın Trablus şehrinde Çad Milli Hürriyet Cephesi (FROLINAT)'ni kurdular. 1969'da Çad hükümeti muhalif Müslümanlarla uzlaşma yoluna gitmek amacıyla 105 üyeli parlamentoda elli sandalyeyi Müslümanlara verme, iktidardaki Çad İlerleme Partisi'nin yönetimine Müslümanları da alma gibi birtakım düzenlemelere gitti. Ancak FROLINAT mücadelesini durdurmadı. Bazı siyasi hesaplar dolayısıyla Libya'nın 1973'te FROLINAT'a olan desteğini kesmesi üzerine bu hareket merkezini Cezayir'e nakletti. Nisan 1975'te General Felix Malloum bir darbe gerçekleştirerek Tombalbaye'yi öldürdü. Malloum Müslüman muhaliflerle uzlaşmaya gitmenin yollarını aradı. Maloum birtakım siyasi manevralarla Çad'ın içinde mücadele eden bazı Müslüman önderleri yanına almayı başardı. Sonra FROLINAT'ın Sudan tarafından desteklenen kanadının lideri Hüseyin Habre'yle Hartum'da görüştü ve 29 Ağustos 1978'de yaptığı anlaşmayla onu başbakanlığa getirdi. Böylece Habre kanadını devreden çıkarmış oldu. FROLINAT'ın Libya tarafından desteklenen kanadının lideri Gukuni Vadday ise uzlaşmaya yanaşmayarak mücadeleyi sürdürdü. Habre'nin gerillalarını Çad ordusuyla birleştirmeyi kabul etmemesi ve benzeri sebepler Malum'la Habre'nin arasının tekrar açılmasına sebep oldu. Habre tekrar fiili hareket başlattı. Gukuni Vedday da saldırılarını artırdı ve 1979'da ülkenin büyük bir kısmı muhalif grupların eline geçti. Kasım 1979'da Nijerya'nın başkenti Lagos'ta gerçekleştirilen zirve sonunda varılan anlaşma gereğince Çad'da Gukuni Vedday'ın başkanlığında bir hükümet kuruldu. Ancak Hüseyin Habre duruma razı olmamıştı. Vedday'ı devirerek makamına oturmak istiyordu. Habre'nin bu tutumu 22 Mart 1980'de yeni bir iç savaşın patlak vermesine yol açtı. Ancak savaşta Gukuni Vedday Libya'dan askeri destek aldı. Böylece Habre büyük bir yenilgiye uğratıldı ve Çad'ı terk etmek zorunda kaldı. Libya yönetimi daha sonra Vedday'a olan desteğini çekti. Bunu fırsat bilen Habre yeniden harekete geçti ve Haziran 1982'de Çad yönetimini ele geçirdi. Bu kez Gukuni Vedday ülke dışına kaçmak zorunda kaldı. Vedday kuvvetleri, Habre yönetimine karşı mücadeleyi sürdürdüler. Öte yandan Fransa, Habre'nin iktidarda kalması için askeri destek verdi. 28 Kasım 1984'te sağlanan ateşkese Habre uymayınca Libya askeri müdahalede bulunarak kuzeydeki bazı bölgeleri ele geçirdi. Libya'nın kuvvetlerini geri çekmesi için Afrika Birliği Örgütü girişimde bulundu. 1985'te Gukuni Vedday'ın Libya yönetimince tutuklanması üzerine onun kuvvetlerinin bir kısmı Çad hükümet birliklerine katıldı. Bunun üzerine Libya birlikleri işgal ettikleri Aozu bölgesinden çıkarıldılar. 1988'de Çad - Libya ilişkileri düzelme yoluna girdi. 1 Aralık 1990'da bir darbe gerçekleştiren Albay İdris Debi, Hüseyin Habre yönetimine son verdi. Habre ülke dışına kaçtı. İdris Debi, Mart 1991'de bir geçiş hükümeti oluşturdu ve bu hükümet hâlen işbaşındadır.
Dış problemleri: Libya, Çad'ın kuzeyindeki zengin altın ve uranyum rezervlerine sahip olan Aozu bölgesinde hak iddia etmektedir. Çad'daki muhalif güçleri desteklerken de söz konusu bölgeye sahip olma arzusunu gizlemedi. Çad başkanı Tombalbaye 1973'te adı geçen bölgeyi Libya'ya vereceğini açıkladı. Bu açıklama üzerine Libya FROLINAT'a olan desteğini kesti. Ancak 1975'te Tombalbaye'yi devirerek yerine geçen Felix Maloum, Tombalbaye'nin söz konusu vaadini geçerli saymadı. Bunun üzerine Libya muhalif güçlere yeniden destek vermeye başladı. Aozu sorunu daha sonra Lahey Adalet Divanı'na götürüldü. Libya ve Çad 5 Eylül 1991'de aralarında işbirliğini geliştirme anlaşmasını yaptılarsa da Aozu sorunu kesin bir çözüme kavuşturulmuş değildir. Şartların değişmesine bağlı olarak bu sorunun yeniden gündeme gelmesi mümkündür.
İç problemleri: Ülkede siyasi istikrar hâlâ sağlanabilmiş değildir. Hüseyin Habre'ye bağlı kuvvetler Eylül 1991'de bir ayaklanma gerçekleştirdiler ve hükümet bu ayaklanmayı kuvvete başvurarak bastırdı. Habre taraftarları Ocak 1993 sonlarında başkan İdris Debi'nin yurt dışında olduğu bir sırada darbe girişiminde bulundu ancak başarılı olamadılar. Ekim 1993'te yeni bir darbe girişimi ortaya çıkarıldı ve darbecilerin elebaşılarından olduğu ileri sürülen Abbas Koty vurularak öldürüldü. Değişik muhalif grupların yönetime karşı mücadeleleri devam etmektedir. Demokrasi ve Kalkınma Hareketi adlı muhalif bir hareket Çad gölü çevresinde silahlı mücadelede bulunmaktadır. Bu hareketin mücadelesi 1993 yılı içinde de devam etti. Hükümet kuvvetleri ayaklanmaları ve muhalif hareketleri bastırmak amacıyla 1993 Mart'ında bir katliam başlattılar. Bu katliam yüzünden 15 bin kişi Orta Afrika Cumhuriyeti'ne sığınmak zorunda kaldı. İçerdeki siyasi istikrarsızlık yüzünden 1993 yılı içinde üç kere hükümet değişikliği oldu.
İslami Hareket: Çad'da bağımsızlık mücadelesini Müslümanlar başlatmışlardı. Ancak Fransa çeşitli siyasi oyunlarla kendi adamlarını bağımsızlık sonrasında ülke yönetiminin başına geçirmeyi başardılar. (Bkz. Tarih) İşgal döneminde İslâmi faaliyetlere fırsat vermemeye çalışan Fransa bağımsızlık sonrasında ülke yönetimine getirdiği adamlarının da aynı politikayı izlemeye zorladı. Aralık 1990'da darbe gerçekleştiren İdris Debi'de Fransa ve Libya'nın ortak desteğiyle yönetimi ele geçirmeyi başarabilmiştir. Bu yüzden o da Fransa'nın belirlediği çizgiden uzaklaşma cesareti gösterememektedir. Bununla birlikte Müslümanlar İdris Debi döneminde, Habre dönemine nispetle biraz daha rahatlamışlar ve bazı özgürlüklerini elde edebilmişlerdir. Ancak ülke yönetimini ele geçirmeyi amaçlayan İslâmi amaçlı örgütler Fransa ve Libya'nın oyunlarıyla büyük ölçüde dağıtıldı ve bu örgütlerin ileri gelenlerinin çoğu ülke dışına kaçmak zorunda kaldı. Bazı Müslüman kabilelerde İslâm öncesi dönemlere ait birtakım izler ve adetler görülür. Bunların İslâm öncesi dönemden buyana yaşayan adetler mi olduğu yoksa sömürgecilerin uyguladıkları cahilleştirme politikalarına bağlı olarak hayata geçirilmiş adetler mi olduğu kesin bilinmemektedir. Ancak sömürgeciler tarafından ortaya çıkarılıp yayılmış adetler olması kuvvetli bir ihtimaldir. Çünkü sömürgeciler diğer Afrika ülkelerinde de Müslümanların dinlerini öğrenmelerini engelledikten sonra İslâm öncesi dönemlere ait birtakım adetleri kendilerine kabul ettirebilmek için çaba harcamışlardır.
Ekonomi: Çad ekonomisi büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanır. Ancak tarıma elverişli arazisinin oranı sadece % 2.5'tur. Tarımsal üretimin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 41'dir. Çalışan nüfusun % 76'sı tarım sektöründe iş görmektedir. En çok üretilen tarım ürünleri, pamuk, keten, mısır, buğday, pirinç, patates, manyok, susam, şeker kamışı, yer fıstığı, darı ve çeşitli meyvelerdir. 1992 yılı içerisinde 915 bin ton tahıl, 643 bin ton yer bitkileri (patates, manyok, yer fıstığı vs.), 60 bin ton baklagiller, 116 bin ton meyve, 74 bin ton sebze üretilmiştir. Hayvancılık nispeten iyi durumdadır ve ihracat gelirlerinin % 10'u bu sektörden sağlanmaktadır. En son rakamlara göre ülkede 4 milyon 500 bin baş sığır, 2 milyon 40 bin baş koyun, 14 bin baş da domuz yetiştirilmektedir. İhraç edilen mallar içinde % 80'lik bir orana sahip olan pamuk Cottonchad adlı bir Fransız şirketinin tekelindedir. Bazı yılların kurak geçmesi ülkede tarım ve hayvancılığı dolayısıyla ekonomiyi ciddi bir şekilde etkilemektedir. Örneğin 1985 yılında görülen kuraklık 2 milyon insanı büyük bir sıkıntıya soktu. İç sularda balıkçılık yapılmaktadır. 1991 yılında toplam 60 bin ton tatlı su balığı avlanmıştır. Son yıllarda Çad gölünün kuzeyinde petrol bulunmuştur. Çad ayrıca soda, tungsten, boksit, demir, altın ve uranyum rezervine sahiptir. Altın ve uranyum yatakları daha çok Libya'yla Çad arasında sorun oluşturan Aozu bölgesindedir. Maden gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 0.45'tir. Çıkarılan maden cevherlerinin tamamı ihraç edilmekte ve bu cevherlerden yılda ortalama 6 milyon dolar gelir sağlanmaktadır. Orman ve ağaç ürünlerinin de ülke ekonomisine önemli bir katkısı olmaktadır. 1991 yılında toplam olarak 4 milyon 140 bin ton tomruk üretilmiştir. Ülkedeki siyasi istikrarsızlık ekonomiyi olumsuz yönde etkilemekte ve ekonomik gelişmeyi engellemektedir. Öte yandan Fransa hâlâ Çad ekonomisi üzerinde ciddi bir şekilde söz sahibidir. Fransız yönetimi Çad'ın kendi kendine yeterli bir ülke haline gelmesini istemediğinden önüne çeşitli engeller çıkarmaktadır. Fransa verdiği kredilerle de Çad'ı tamamen kendine bağımlı hale getirmiştir.
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Mayıs 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
ÇAD
MsXLabs.org & Temel Britannica
Çad Bayrağı
Sponsorlu Bağlantılar
cad

Çad (Fransızca: Tchad; Arapça: تشاد‎)
Orta Afrika'da, denize kıyısı olmayan bir kara ülkesidir. Kuzeyinde Libya, batı­sında Nijer ve Nijerya, güneyinde Kamerun ve Orta Afrika Cumhuriyeti, doğusunda Su­dan yer alır. Ülkenin büyük kısmı Sahra Çölü ile kaplıdır. Ülkedeki en etkileyici doğal görünümü Ni­jerya sınırındaki Çad Gölü'dür. Ülke adını bir zamanlar Afrika'nın ikinci büyük gölü iken şimdi normal büyüklüğünün %10'una kadar küçülmüş olan Çad Gölü'nden almakta olup belki de bu yüzden bazı yazarlarca "Afrika'nın ölü kalbi" olarak da nitelendirilmiştir. Sığ olan Çad Gölü Şari Irmağı'yla beslenir. Sular yükseldi­ği zaman 25.900 km2 olan göl alanı, çekildi­ğinde 10.360 km² olur. Gölde balık boldur. En yüksek tepesi Emi Koussi dağı olup, en büyük kenti ise aynı zamanda başkent olan N'Djamena'dır. Ülkenin en büyük etnik topluluğu Müslüman Toubou halkı olmakla birlikte yakın zamanda İslam veya Hristiyanlığa geçmiş çok sayıda etnik topluluğun yanısıra özellikel kırsal alanda animizm ve çeşitli yerel inançları sürdüren halkları da barındırmaktadır.
Borkou-Ennedi-Tibesti bölgelerinde bulunan arkeolojik kalıntılardan MÖ 2000 yıllarında bölgede insan yerleşimine ait kanıtlar bulunmuşsa da bilim adamları Çad'ın kuzeyinde mükemmel iklim ve çevre koşulları göz önüne alarak yerleşimi MÖ 7000 yılına dek indirmektedir. Medeniyetlerin kesişme noktası olan Çad'da arkeolojik kalıntı ve sözlü tarih derlemelerinden anlaşıldığı kadarıyla bilinen en eski uygarlık Sao Dönemi olup ardından Kanem İmparatorluğu kurulmuştur. MS 1.000'li yıllara dek Sahra ticaret yollarını elinde tutan imparatorluk, Müslüman Araplar tarafından yıkılmıştır.

cadiix
Çad'a ilişkin bilgiler
Resmi adı: Çad Cumhuriyeti
Yönetim biçimi: Danışma meclisi olan tek partili cum­huriyet
Yüzölçümü: 1.284.000
km²
Başkent: N'Djamena
Doğal yapı: Dört yanı karalarla çevrili olan ülke, güneydeki nemli ve tropik alanlardan, kuzeydeki kurak ve çorak çöle kadar uzanır. Batıdaki Çad Gölü'nün büyüklüğü mevsime göre büyük ölçüde değişir.
Başlıca ürünler: Darı, şekerkamışı, manyok, et, pamuk.
Önemli kentler: N'Djamena, Mundu, Sarh.
Çad üç ana coğrafya bölgesine ayrılır. En çok yağış alan güney bölgesi fundalıklar, yüksek otlar ve yaprak dökmeyen ağaçlarla kaplıdır. Burası ülkenin en zengin tarım bölgesidir. Kuzeye gidildikçe yağış azalır ve otlaklar cılızlaşır. Bu bölgede fil, zürafa, aslan ve çita gibi hayvanlarla zengin bir yabanıl yaşam vardır. Çad'ın kuzey bölümü çok az yağış alır; 3.415 metre yükseklikteki volkanik Tibesti Dağları'nın kuzey yamaçları Sahra Çölü'ne kadar uzanır.
Çad'da değişik din ve dilleri olan ve çok çeşitlilik gösteren bir nüfus vardır. Nüfusun çoğunluğu daha verimli olan güneydedir. Çölde ise göçebe Araplar yaşamaktadır.
Ülkenin başlıca ürünleri pamuk, pirinç, darı ve mısırdır. Sığır yetiştiriciliği önemlidir. Bunun yanı sıra koyun ve keçi de beslenir. Çad çok yoksul bir ülkedir; kuraklık, açlık ve hastalıklar halkı kırar geçirir. Sanayi gelişme­miştir. Enerji kaynaklarının ve iletişim araçla­rının yetersizliği ülkenin önünde önemli bir engeldir. Başkent, Şari İrmağı üzerindeki N'Djamena'dır.
Çad 1900'lerde Fransız sömürgesi olana kadar Müslüman Araplar'ın egemenliği altın­daydı. 1910'da bugünkü Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon ve Kongo'yu kapsayan Fransız Ekvator Afrikası'nın bir parçası olan Çad 11 Ağustos 1960'ta bağımsız bir cumhuriyet oldu. İlk devlet başkanı Çad İlerici Partisi'nin başkanı PPT'nin lideri François Tombalbaye olmuştur. Tek parti rejiminden rahatsız olan Müslümanlar iki yıl sonra ayaklanmışlar ve ülkede iç savaş çıkmıştır. Güneydeki çoğu Fransızca konuşan Hıristi­yan halkın kuzeydeki Müslümanlar üzerinde­ki egemenliği 1960'larda ve 1970'lerde iç savaşa yol açmıştır. Fransa ve Libya'nın da karıştı­ğı iç savaş ülkenin durumunu daha da kötüleş­tirmiştir.
Diktatör Tombalbaye 1975 yılında tahttan indirilip öldürülmüştür. 1979'da isyancılar başkenti ele geçirince ülkede istikrar yeniden bozulmuştur. Bu dönemde Fransızların ülkedeki varlığı da tehlikeye düşmüş, ek olarak bir de Libya ordusu Çad'ı işgal girişiminde bulunmuş, Libya - Çad savaşı başlamıştır. Fransız destekli Hissène Habré'nin seçilmesi, Libya ordusunun ülkeden çıkarılması sağlanmışsa da Habre'nin diktatörlüğünde en az 40.000 kişi katledilmiştir. Habre'nin generali İdris Debi'nin 1990 yılında diktatörü devirmesiyle bugüne gelinmiştir.
Çad'daki iç savaş 1980'lerin sonlarına doğru sona erdi. Hissen Habre önderliğindeki Ku­zey Silahlı Kuvvetleri (FAN) 1982'de Geçici Ulusal Birlik Hükümeti'ni devirerek yönetimi ele geçirmişti. Ama silahlı güçlerini koruyan çeşitli gruplar arasındaki iktidar mücadelesi sürdü. 1983-84'teki şiddetli çatışmaların ar­dından, Fransızlar'ca desteklenen FAN ülke­de denetimi sağladı. 1984'te Fransız birlikleri ülkeden çekildi. Libya ise birliklerini çekmeyi reddetti ve ülkenin içlerine saldırılar düzenle­di. Ama ABD ve Fransa tarafından destekle­nen hükümet kuvvetlerince durduruldu. 1987 başlarında ateşkes ilan edildi. 1989'da yeni bir başarısız darbe girişimi oldu. Yurtdışına ka­çan darbecilerden General İdris Deby emrin­deki birliklerle Kasım 1990'da Abeche kentini ele geçirdi ve kendini devlet başkanı ilan etti. Habre ve yandaşları yurtdışına kaçtı.
Deby çok partili bir demokrasi kurulacağı sözünü vermekle birlikte, yasama meclisini dağıttı ve anayasayı askıya aldı. Şubat 1991'de yürürlüğe giren Temel Yasa da demokrasiye geçişi erteledi. Temel Yasa 30 ay yürürlükte kalacak ve bu arada hazırlanacak anayasa halk­oyuna sunulacaktı. Bazı muhalefet grupları Deby'nin Yurtsever Selamet Hareketi'ne ka­tılmaya karar verdi. Eylül 1991'de Çad ve Libya arasında bir güvenlik anlaşması imza­landı. Aralık 1991'de ise bir başarısız darbe girişimi daha oldu.
2001, 2005 ve 2006 yıllarında düzenlenen başkanlık seçimlerini kazanan Debi ülkenin tekrar iç savaşa sürüklenmesine engel olamamıştır. Birleşmiş Milletler etnik şiddetin gittikçe arttığı ülkede Darfur'da gerçekleşen soykırıma benzer olayların yaşanabileceğine dikkat çekmiştir. Sudan destekli Birleşik Değişim Cephesi gerilları 1 Şubat 2008 günü Massaguet bölgesinde İdris Debi'ye bağlı kuvvetlere üstünlük sağlayarak 2 Şubat 2008 günü başkent N'Djamena'ya girmiş, ABD ve Fransa gibi Batı ülkeleri büyükelçiliklerinin tahliye hazırlıklarına başlamışlardır.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
12 Nisan 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi&MsXLabs

Çad ya da Çat

Orta Afrika'da devlet. Yengeç dönencesinin güneyindedir; kuzeyde Libya, doğuda Sudan, güneyde Orta Afrika Cumhuriyeti, Kamerun ve Nijerya, batıda Nijer ile komşudur. Afrika ülkelerinin alan bakımından en genişidir. Ortalama nüfus yoğunluğu çok düşüktür (km2'ye 3,5 kişi). Ülkenin en kalabalık kesimi, güneybatıda Şari-Logon ırmakları boyları ve Uaday yöresidir. Morfoloji bakımından, kenarlara doğru yükselen çanaklaşmış bir düzlüktür. Kuzeyde Libya sınırında Tibesti kitlesi, doğuda Ennedi ve Uaday kitleleri vardır. Güneybatıda bazı kesimleri komşu ülkelerde kalan Çad Havzası en alçak yöredir. Maksimum derinliği 2 m.yi geçmeyen Çad Gölü, yılın yağış koşullarına göre küçülür ya da genişler; çevresi bataklıktır (alanı 10.000- 27.000 km2). Şari ve kollarıyla beslenir. İklim bakımından 3 bölgeye ayrılır:
a) Kuzeyde çöl, 500.000 km2 yer kaplar, yıllık yağış tutarı 20 mm.den ibaret olan bu geniş bölgenin toplam nüfusu 100.000'den azdır;
b) Ortada yarı kurak stepler, alan bakımından ülkenin en geniş kesimidir;
c) Güneyde 400.000 km2'lik alansa, 800-1.200 mm. arasında yağış alan (mayıs-ekim arasında) savan bölgesidir. Ülkenüfusunun yarıdan çoğu burada yaşar.
Ekonomi bakımından Afrika'nın en geri kalmış ülkelerinden biridir. Endüstri hemen hemen yoktur (kentlerde tarım ürünlerini hazırlayan bazı kuruluşlar, çırçır fabrikaları, tabakhane, ihraç edilecek eti donduran birkaç buzhane, değirmen gibi). Elektrik enejisi üretimi 50 milyon kws. kadardır. Yeraltı kaynaklarına bugün için el atılmamıştır. Bu koşullar altında ekonomi bütünüyle tarım ve hayvancılığa dayanır. İhracatın %50'den çoğunu pamuk, %10 kadarını et ve balık oluşturur. Öteki ürünler; yerfıstığı, darı, manyok, sorgo ve hurmadır. Deve ve küçükbaş hayvan yetiştirilir. "Zahuma Millî Parkı", 297.000 hektarlık alanıyla Afrika'nın en geniş hayvan rezervidir ve turizm bakımından ilgi çeker. Ancak ulaşım olanakları çok yetersizdir. En yakın deniz limanı, Kamerun'da Douala'dır. Demiryolu yoktur; karayollarının uzunluğuysa 31.000 km.dir. Bugün için daha çok havayolu ulaşımından yararlanılır. 19. yüzyılda bölge Fransa etkisi altına girmeye başladı. Çad, 1910'da Fransız Ekvator Afrikası'nın bir parçasıydı. 1958'de Fransız Birliği içinde özerk cumhuriyet durumuna geldi. 1960'ta tam bağımsızlığa kavuştu. Bağımsızlıktan sonra başkan olan F. Tombalbaye'nin Müslüman Arap gerillaların saldırıları nedeniyle yardım istemesi sonucu Fransa, Çad'a askerîbirlikler gönderdi (1969). Tombalbaye'nin, General Felix Malloum'un başında bulunduğu bir hükümet darbesiyle devrilerek öldürülmesinden sonra, ülkede askerî cunta kuruldu (1975). Kuzeydeki Müslümanlar ile güneydeki animist ve Hristiyanlar arasındaki çatışmalar 1978'de yeni bir Fransız askerî müdahalesini gerektirdi. İki Müslüman şeften biri olan Goukouni Quedei, Libya'nın desteğiyle başkan oldu (1979). Bunun üzerine öteki şef Hissène Habré, başkent N'Djamena'yı terk ederek Sudan'a sığındı. Mısır, Sudan ve dolaylı olarak ABD'nin malî ve askerî yardımını sağlayarak 1981 Martı'ndan itibaren Libya yayılmacılığına karşı mücadele etti. 4 Kasım 1981'de Libya, askerî birliklerini Çad'dan çekmek zorunda kaldı. Haziran 1982'de de Hisséne Habré'nin birlikleri başkente girdiler. 21 Ekim 1982'de Hissène Habré cmuhurbaşkanı oldu. 1983'ten sonra Libya'nın desteklediği Goukouni Quedei ile savaş yeniden başladı. Bunun üzerine Fransa savaşı engellemek üzere harekete geçti. Yapılan Libya-Fransa anlaşmasına rağmen Libya Kuvvetleri ülkeden çekilmedi ve ülkenin kuzeyi hükümet ordusu ile düşman kuvvetler arasında ikiye bölündü. ABD, hükümet kuvvetlerine silâh yardımında bulundu (1985). Savaşın ve 1985 yazında baş gösteren büyük kuraklığın etkisiyle 12.000 Çadlı Sudan'a geçti.1986 yılında savaş şiddetlendi. Fransa kuzeydeki havaalanlarını bombaladı. ABD ise Libya'ya hava saldırısında bulundu. Goukouni Quedei'in bir suikast girişiminde yaralanması ve Libyalılar tarafından tutuklanması üzerine hükümet kuvvetleri duruma hâkim oldu. Yenilen Libya ordusu da çekildi (Mart 1987).

Benzer Konular

28 Eylül 2014 / nünü X-Sözlük
15 Şubat 2011 / Misafir Soru-Cevap
12 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Felsefe
9 Aralık 2007 / The Unique Taslak Konular
13 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Felsefe