Arama

Folklor Nedir? - Sayfa 2

Güncelleme: 13 Mayıs 2014 Gösterim: 71.884 Cevap: 18
zehra - avatarı
zehra
Ziyaretçi
20 Nisan 2014       Mesaj #11
zehra - avatarı
Ziyaretçi
folkler her yorede oynana oyundur
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Nisan 2014       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Folklor halk bilgisi yada bilimi anlamı taşır. Bir gelenek bilimidir halk sanatları ve halk endüstrisini inceler siyasi ve de sosyal bilimlerin kökenidir.Folklor etnik dil- kültürlerin araştırılması dokümanlaştırılması ve gelecek nesillere aktarımı için çok önemlidir.
Folklor geçmişten bu yana kökleşerek günümüze kadar gelmiştir. Toplumda yer etmiş kültürümüzü aktarmamızda bir araç olmuştur. Folklor bir gruba bir zümreye ait değil tüm millete aittir. Millet hayatında değişmeyen onun benliği ve şahsiyetini koruyan unsurlardandır.
Sponsorlu Bağlantılar
Millet hayatı geçmişten geleceğe uzanır yani geçmişten kopmadan geleceğe uzanmak tarihe bağlı kalarak ileriye atılmak mümkündür. Bu bağlantıyı sağlamada Folklorun etkisi büyüktür.

1.Bireylerin doğaya ve topluma uymalarını sağlar.Folklor ile birey neyin nasıl yapılacağıbireylerle kurumlarla nasıl ilişki kuracağını öğrenir.
2.Toplumdaki maddi ve manevi değerleri bütünleştirerek kültürümüzü kuşaktan kuşağa aktarır.
3.Folklor toplumdan topluma değişir.
4.Folklor toplumların değerler sistemini yansıtır. Folklor aynı toplum içinde sosyal yapı ile uyum gösterir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Nisan 2014       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
halk oyunudur
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
3 Mayıs 2014       Mesaj #14
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Folklor Nedir?
MsXLabs.org


l336

Halk bilimi. Halkıyat. giyim kuşamdan halk oyunlarına kadar, halka ait her şeyi içine alır. Çeşitli dalları vardır. Örf ve adetler, bölgelere mahsus mahalli kıyafetler, eğlence şekilleri, oyunlar, görgü kaide ve kuralları, sözlü halk edebiyatı eserlerinin hepsi folklorun ayrı ayrı dallarıdır. Folklor kelimesini ilk defa 1846’da İngiliz William J.Thoms kullanmıştır. Kelime İngilizcede halk bilimi demektir. Türkiye’de bu konuya ilk temas eden ve folklorun karşılığı olan halkıyat terimini kullanan Ziya Gökalp’tır. Bunu Fuad Köprülü takib etmiştir. Folklor İngilizce folk (halk), lore(ilim) kelimelerinin birleşimidir. Rıza Tevfik bunun yerine "hikmet-i avam" tabirini kullanmıştır. "Halk oyunları", "halk bilimi" gibi tabirleri de kullanmasına rağmen bunlar pek tutunamamıştırfolklor
Türk folkloru, folklorun kaynakları ve dalları bakımından dünyanın en zengin örneklerinden biridir.
Göçebe medeniyetinden yerleşik hayat özelliklerine, köy-kasaba-şehir
örf ve adetlerine,
sayılamayacak kadar çok çeşitli ve ihtimam gösterilmiş, bilhassa kadın kıyafetlerine, hepsinin özünde dürüstlük, samimiyet ve terbiye bulunan görgü kurallarına kadar her şey, Türk folklorunda bol bol bulunur. Ancak son yıllarda çeşitli sosyal, ekonomik ve diğer sebeplerle herbiri büyük bir hızla kaybolmakta, unutulup gitmektedir.
Son yıllarda devlet eliyle başlatılan ve bazı kültür çevrelerinde ciddiyetle ele alınan Türk folklorunu araştırma ve yaşatma çalışmaları, kısmen de olsa başarı sağlamıştır. Böylece Türk folklorunun güzel unsurları göçüp giden nineler ve dedelerle birlikte yok olmaktan kurtarılmak istenmektedir.
Türk folklorunun en zengin dallarından biri, sahibi bilinmeyen şifahi yani "sözlü halk edebiyatı" mahsulleridir. Bu, "folklor edebiyatı" olarak da bilinir. Halk hikayeleri, masallar, efsaneler, fıkralar, bilmeceler, ninniler, menkıbeler, atasözleri, deyimler, mani ve türküler buna dahildir. Bunları ilk defa söyleyen kişinin ismi bilinmediği gibi, zamanla dilden dile geçerken nakledenlerin duygu, düşünce ve fikirlerinin de ilavesiyle, halkın ortak malı haline geldiği için, anonim olan bu türler folklor edebiyatının içine alınmışlardır. Yazarı belli olanlar, halk edebiyatının diğer bölümüne girer.
Bu edebiyatın özelliği; halkın özünü, samimi duygu ve düşüncelerini, güzel veya tenkid edilebilecek taraflarını olduğu gibi göstermesidir. Folklor edebiyatında bir mısra, bir kıt’a, bir bilmece halk hayatının, seviye ve tarzının, hasret ve arzularının, değer hükümlerinin ve hayatı anlamanın açıkça göstergesi olabilir. Ancak bu husus folklor bilimcileri tarafından kesin bir bilgiden ziyade bir ipucu olarak değerlendirilir.
Folklor edebiyatı eserlerinin göründüğünden daha fazla faydası vardır. Bunlar halk ve nesiller arasında gizli ve yaşayan bir köprü kurarlar. Böylece cemiyette içtimai (sosyal) bir tesanüd (yardımlaşma) sağlanır. Fertlerin ve grupların eğitiminde de büyük faydalar sağlar. Bir hikmetli söz, büyük alim ve evliyaların nasihatleri çok defa bir kıt’a, bir mani, bir hikaye şeklinde halk arasında yaşar. Ondan alınan ibret ve çıkarılan ders, kişilerin düşünce, inanç ve davranışlarını düzeltmede tesirli olur. Uzmanlar, Türk folklor edebiyatının pekçok eserinde bir ayet-i kerime, bir hadis-i şerif, bir din büyüğünün sözü, bir alimin nasihatinin halk diliyle ve halk anlayışıyla söylenmiş şekli olduğunu görmüşlerdir. Ancak bunların arasına maksatlı veya bilmeden yabancı din ve kültürlere ait unsurların karıştığı da bir gerçektir. Bu kısımdan olanlar, esasen diğerleriyle çatışmakta ve bunlar kadar yaygınlaşamamaktadır. Orhun Abideleri, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’i, Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügati’t-Türk ile Dede Korkut Hikayeleri, İbn-i Battuta’nın Seyahatname’si, Babürname, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si yanında daha pekçok eser ve halk şairlerinin ortaya koyduğu mahsuller Türk folklorunun kaynaklarını meydana getirir. Bunlardan başka folklora kaynak olacak birçok derleme eserler de ortaya konmuştur.
Türk folkloru üzerinde ilk çalışmalar Macar Kunoş ile meşhur Rus Türkoloğu W.Radloff tarafından yapıldı. Bunu Türkçülüğün Esasları (1923) ile Ziya Gökalp, onu da, Fuad Köprülü takib etti. Halk oyunları üzerine ilk çalışmayı Rıza Tevfik Bölükbaşı yaptı (Nevsal-i Afiyet-Salname-i Tıbbi 1900).
1920’de Maarif Vekaleti bünyesinde Hars (Kültür) Dairesi kuruldu. Rıza Nur’un maarif bakanlığı sırasında yayınlanan bir tamimle öğretmenlerden ve isteklilerden derleme yapılması istendi. Ege bölgesi musiki derlemeleri Yurdumuz Nağmeleri ismiyle yayımlandı.
1924 senesinde İ.Ü.Edebiyat Fakültesine bağlı olarak Türkiyat Enstitüsü kuruldu. 1926’dan itibaren yayımlamaya başlanan Türkiyat Mecmuası ile folklor çalışmaları desteklendi.
1927 senesinde merkezi Ankara’da olmak üzere Anadolu Halk Bilgisi Derneği isimli bir dernek kuruldu. Sonra ismi Türk Halk Bilgisi Derneği olarak değiştirildi. Bu dernek, halk bilgisi toplayıcılarına Rehber isimli bir kitap, Halk Bilgisi Mecmuası, Halk Bilgisi Haberleri isimli dergileri yayınladı. 1932’de Halkevlerinin açılması üzerine dernek halkevlerine katıldı.
Bundan sonraki halkıyat derlemeleri Halkevleri ile yapıldı. Çeşitli dergiler yayımlandı. 1960’dan sonra Halkevlerinin yerini Halk Eğitim Merkezleri aldı. 1939-1949 seneleri arasında bir Halkıyat (Folklor) Arşivi kuruldu.
20 Ekim 1961 senesinde Türk Kültürünü araştırma Enstitüsü kuruldu ve yayımladığı Türk Kültürü dergisinde, folklor çalışmalarına yer verdi. 1966 senesinde Ankara’da Milli Folklor Enstitüsü kuruldu. 1973 senesine kadar faaliyetini sürdüren Enstitü’nün ismi Milli Folklor Araştırmaları Dairesi olarak değiştirildi. Bu arada çeşitli üniversiteler kendi bünyelerinde folklor ve halkıyat çalışmaları yaptı. Seminer, konferans, gezi, sergiler yanında kongreler düzenlediler. Ayrıca bazı büyük vilayetlerde ilkokuldan başlayarak üniversite öğrencilerine kadar folklor çalışmaları yaygınlaştırıldı. Türkiye ve dünya folklor yarışmaları yapılarak folklor teşvik edilmektedir.
Bazı bankalar ve ferdi gayretlerle yayımlanan dergiler de halkıyata hizmet etmektedir.


Kaynak:
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Mayıs 2014       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
fazla uzun olmasın Msn Happy

Folklor halk bilgisi yada bilimi anlamı taşır. Bir gelenek bilimidir halk sanatları ve halk endüstrisini inceler siyasi ve de sosyal bilimlerin kökenidir.Folklor etnik dil- kültürlerin araştırılmasıdokümanlaştırılması ve gelecek nesillere aktarımı için çok önemlidir.
Folklor geçmişten bu yana kökleşerek günümüze kadar gelmiştir. Toplumda yer etmiş kültürümüzü aktarmamızda bir araç olmuştur. aslında farklı bilgilerde var biraz ararsanız bulursunuz
misafir çocuğu - avatarı
misafir çocuğu
Ziyaretçi
8 Mayıs 2014       Mesaj #16
misafir çocuğu - avatarı
Ziyaretçi
folklor=halk demek lor ekibise anlamı genişleterek efsane dans...anlamlarına gelir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mayıs 2014       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bence halk kulturudur
desyo - avatarı
desyo
Ziyaretçi
11 Mayıs 2014       Mesaj #18
desyo - avatarı
Ziyaretçi
halkın gelenek ve görenek halk danslarıdır
d_n_z - avatarı
d_n_z
VIP VIP Üye
13 Mayıs 2014       Mesaj #19
d_n_z - avatarı
VIP VIP Üye
Folklor ( Halkın Ruhu) Bir topluluğa özgü geleneksel gösteriler bütünü.

Folklor kelimesinin aslı İngilizcedir: folk, (halk) demektir. Ve folklor bütün halk gelenekleri türlerini (efsaneler, danslar, oyunlar v.b.) incelemek üzere kullanılan yöntemler bütününü ifade eder. Aynı zamanda, bu geleneklerin kendisini de belirlemede kullanılır ve günümüzde daha çok bu anlamı taşır; böylece Türk folkloru, Rus folkloru, Breton folkloru v.b.den söz edilir.

Halk Bilgisi

Folklor da dil gibi, sürekli gelişim halindedir ve bir toplumun ortak mal varlığıdır. Yüzyıllar boyu biriktirilmiş ve değişime uğramış zenginlikler kaynağı olarak bütün bir halkın sevinçlerini ve acılarını olduğu kadar, bilgisini ve sağduyusunu da dile getirir.

Bu bilgi, bir kuşaktan ötekine, çeşitli yollardan aktarılır ve bu yolların en sık kullanılanı söz (sözlü gelenekler: masallar, efsaneler, hikâyeler), müzik ve danstır. Folklor günlük hayata sıkı sıkıya bağlı olduğu için iş, oyun, bayram, büyü ayinleri v.b. insan faaliyetlerinin pek çoğuyla karışır ve ilk insan topluluklarıyla birlikte doğmuştur. Siyasî sınırları tanımaz ve coğrafî sınırları her zaman kesinlikle çizilemeyen toplumsal bütünleri kapsar. Birbirinden farklı folklorlar birer kapalı dünya değildir; tam tersi, dış etkilere bütün anlamıyla açıktır. Ayrıca, her topluluk, yaşama biçimini, dolayısıyla törelerini, ona kendini aşağı yukarı zorla kabul ettiren doğal çevresine bağlıdır. Bunun için birbirinden pek uzakta yaşasalar bile bazı halklar, suya tapınma, ateşe tapınma, toprakanaya tapınma v.b. birbirine çok benzeyen törelere sahiptir.

Folklorun, çeşitli toplumlar tarafın dan yaratılmış ve derlenmiş edebiyatı vardır.Başlangıçta bu edebiyat yazılı eserlerden değil, gezici halk ozanları, âşıklar gibi bu işi meslek edinenler veya yaşlılar, gezgin satıcılar gibi meslekten olmayan insanlar tarafından, sözle aktarılan hikâyelerden oluşuyordu. Bunların çoğu, dinî inanışlardan (İlkçağ tanrılarının ve kahramanlarının veya ermişlerin serüverileri), boş inançlardan (cin, peri masalları) veya tarih olaylarından esinlenmiş efsanelerden doğma masallardı. Efsanelerde hikâye genel olarak, onu yaratmış olan toplumun niteliklerini veya istemlerini kişiliğinde toplamış bir kahramanın serüvenlerini dile getirirdi: Türkiye’de Battal Gazi, Fransa’da Roland, İspanya’da Cid (Seyd), İngiltere’de Robin Hood gibi.

Müzik, bütün folklorlarda ortak ve önemli bir öğedir. Özellikle türküler halinde ortaya çıkar ve pek çok türü vardır: anlatıcı türküler (ağıtlar, efsaneler), tarihî uğraşlarla, mevsimlerle ilgili (hasat zamanı, bağbozumu) v.b. türküler. Bunların pek çoğu adsız yazarların, bazıları da kendiliğinden meydana gelmiş, bütün bir topluluğun eserleridir. Dilden dile aktarılır ve böylece her yorumcunun beğenisine, keyfine, belleğine veya dinleyicilerin tepkilerine göre değişime uğrarlar. Müzik, çalgılı da olabilir; her yörenin kendine özgü geleneksel çalgıları vardır: bağlama, saz, kaval, cura, davul, zurna v.b.

Nihayet, dans da, dünyanın her yerinde rastlanan geleneksel bir ifade yoludur ve aile bayramları, büyü ayinleri, oyunlar, hasatlar, bağbozum-ları gibi çeşitli insan uğraşlarını canlandırır.

Günümüzde, sanayileşmiş ülkelerde, halk dehasının bu gösterileri ya kaybolmaya yüz tutmuştur ya da kaynağındaki biçimini, yani ruhunu yitirmektedir. Sadece gösteri olarak, bazı bayramlarda veya resmî günlerde olaylara renk katmak için sürdürülebilmektedir

Bilimsel Araştırmalar

Folklor verilerini bilimsel yöntemlerle inceleyen ve araştıran bilim dalma da folklor denildiğini yukarıda söylemiştik. Folklor kelimesini ilk olarak İngiliz yazarı W. J. Thomson kullanmış; bilimsel nitelikteki ilk folklor araştırmasını 1646′da, Halk Arasında Boş İnançlar Üzerinde Araştırmalar adlı kitabıyla yine bir İngiliz olan Thomas Brown yapmış ve ilk folklor araştırmaları derneğide 1878′de Londra’da kurulmuştur.

Türkiye’de Kâşgarlı Mahmut’un Divanü Lûgat-it-Türk adlı eseriyle (XI. yy.), Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sini (XVII. yy.) Türk folklor derlemelerinin ilk örnekleri sayabiliriz. Tanzimat’tan sonra daha bilinçli çalışmalar yapılmıştır: Ahmet Mithat Efendi’nin Kıssadan Hisse, Çaylak Tevfik’in Nasrettin Hoca Hikâyeleri v.b.

1925′te Macar bilginlerinden İgnasz Kunas, Türk Halk Edebiyatı adlı kitabıyla halk edebiyatımızın belgelere dayalı ilk çalışmasını yaptı. 1923′-te Ziya Gökalp halkiyat terimini folklor sözcüğü yerine kullanarak bazı ön çalışmalara girişti. Ziya Gökalp halkiyat diye adlandırdığı folklor bilimini millî açıdan ele alıyor ve kültür araştırmalarında halkiyatın önemli bir bilim dalı olduğunu savunuyordu.

Bu terim 1927′de Halk Bilgisi Derneği tarafından halk bilgisi’ne dönüştürüldü; sonradan folklor kelimesi benimsendi.

Bu ad altında incelenmesi ve derlenip değerlendirilmesi gereken konular da yaklaşık olarak şöyle saptandı: destanlar, masallar, atasözleri, deyimler, türküler, ağıtlar, maniler, bilmeceler, efsaneler, halk hikâyeleri, ninniler, doğum ile başlayıp ölüm ile biten süreç içindeki bütün töreler, gelenekler, görenekler, törenler, inançlar, halk tiyatrosu, halk resmi, halk oyunları, halk müziği, halk dansları, çalgılar, bütün giyim-kuşam ve süs eşyası, çanak-çömlek, kaşık, halıkilim, elişlemeleri, elsanatları v.b.

Türkiye’de, folklor kaynaklarını canlı tutabilmek, yaşatmak ve yaymak için meydana getirilmiş çeşitli kuruluşlar ve dernekler de vardır: Türk Folklor Kurumu ve Üniversiteler bünyesinde açılan Türk Halkbilimi buna örnek gösterelilebilir.
iLKiMimmmMsn Angel

Benzer Konular

6 Kasım 2006 / Misafir Sosyoloji
18 Mayıs 2014 / sude342 Soru-Cevap
1 Mayıs 2014 / Misafir Soru-Cevap
14 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap