Arama

Mal Nedir?

Güncelleme: 19 Nisan 2018 Gösterim: 9.956 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

MAL

Ad:  mal.JPG
Gösterim: 885
Boyut:  16.1 KB

a. (ar. mat).
Sponsorlu Bağlantılar
1. Mülkiyet hakkına konu olabilen taşınır ya da taşınmaz eşya: Başkasının malında gözü olmak. Çok malı var.
2. Alınıp satılan her şey: Ismarlanan mallann teslimi. Bu tüccann malı daha iyidir.
3. Bir kimsenin iyeliği altında bulunan büyükbaş hayvanların genel adı.
4. Tkz. Bayağı, aşağılık, alçak olduğu düşünülen kimse: Ben malımı bilirim. O ne maldır bilmezsin.
5. Arg. Uyuşturucunun genel adı, özellikle de esrar ya da eroin.
6. Mal bulmuş Mağribi gibi, bir zenginliğe kavuşmuşçasına, büyük bir hırsla.
  • Mal canlısı, mala çok düşkün olan, çok değer veren kimse için kullanılır: Sandığınız gibi o, mal canlısı biri değildir.
  • Mal edinmek, mal sahibi olmak, kendine mal sağlamak.
  • Bir şeyi kendine mal etmek, o şeyde hak iddia etmek, onu kendisininmiş gibi göstermek: Benim önerimi kendisine mal etti.
  • Bir şeyi bir fiyata, ucuza, pahalıya vb. mal etmek, onu belirtilen fiyata sağlamak, elde etmek: Çok ucuza mal ediyor, sonra bunları pahalı pahalı satıyordu.
  • Mal kaçırmak, gümrük vergilerini ödemeden bir ülkeye mal sokmak ya da bir ülkeden dışarı mal çıkarmak.
  • Mal kaldırmak, ürün elde etmek: Geçen yıl da, bu yıl da çok az mal kaldırdık.
  • Mal kapatmak, parasını önceden yatırarak bir mal ya da ürünün kendisine ayrılmasını sağlamak: Bir yıl öncesinden malı kapatır, fiyat artışlanndan etkilenmezdi.
  • Mal meydanda, bir şeyin ya da bir işin gizlisi saklısı olmadığını, her şeyin apaçık ortada olduğunu belirtmek için söylenir.
  • Mal olmak, belli bir değer karşılığında bir şeye sahip olmak; bir iş ya da bir davranış yüzünden büyük bir zarara ya da yıkıma uğramak: Bu araba bana on milyona mal oldu. Bu kaderci anlayışın bize nelere mal olduğunu düşünelim.
  • Mal sahibi, bir malın iyeliğini elinde bulunduran kimse
  • Mal varlığı, bir kimsenin parasal karşılığı saptanabilen haklarının tümü.
  • Mal yapmak, servet edinmek, mal biriktirmek: Kısa sürede bir hayli mal yapmış, çevrenin en zengin adamı olmuştu.
  • Malın gözü, çıkarcı, açıkgöz, erdemsiz, güvenilmez kimseler için kullanılır: Sakın ha, malın gözüdür o, hiç ortak alınır mı?
  • Malının hesabını bilmemek, çok zengin olmak.
—Esk.
  • Mal-bahş, mal bağışlayan.
  • Maldar - MALDAR.
  • Mal-perest, mala düşkün, mal canlısı.
  • Mal ü menal ya da mal menal, mal mülk, varlık.
  • Mal-ı gabi, sahipsiz, bulunmuş mal.
  • Mal-ı gayri menkul, taşınmaz mal.
  • Mal-ı maksum, bölünmüş, paylaştırılmış mal.
  • Mal-ı mektum, gizli mal.
  • Mal-ı menkul, taşınabilir mal.
  • Mal-ı natık, hayvan, köle vb. canlı mal.
  • Mal-ı samit, cansız mal.
  • Mal-ı uhrevi, bu dünyaya ait olmayan mal; ahiret için kazanılan sevap.
—Güz. sant. Mal etme, kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen bir yapıtı bir sanatçıya mal etmek eylemi: Bu tablonun Tizianöya mal edilmesi kuşkuyla karşılanıyor.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 19 Nisan 2018 04:40
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
21 Nisan 2009       Mesaj #2
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Mal
1 . Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü:
"Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı."- Ö. Seyfettin.
Sponsorlu Bağlantılar
2 . Büyükbaş hayvan:
"Boz atlar yağız değildi, artık; mallar erimiş, zayıflamıştı."- N. Araz.
3 . ticaret Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia.
4 . mecaz Bayağı, aşağılık, kötü kimse:
"Onun ne mal olduğunu bilirim."- .
5 . argo Esrar.
6 . kaba konuşmada O*****.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • mal adama hem dost hem düşmandır
  • mal bulmuş Mağribî gibi
  • mal canı kazanmaz, can malı kazanır
  • mal canın yongasıdır
  • mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan
  • mal edinmek
  • mal etmek
  • malı götürmek
  • malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür
  • malın iyisi boğazdan geçer
  • malı ongun olanın adı angın olur
  • mal kaldırmak
  • mal kapatmak
  • mal meydanda
  • mal olmak
  • mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi
  • mal yapmak
Birleşik Sözler
  • mal beyanı
  • mal bildirimi
  • mal birliği
  • mal canlısı
  • mal mülk
  • mal sahibi
  • mal sandığı
  • mal varlığı
  • malın gözü
  • anamal
  • ara mal
  • başmal
  • beytülmal
  • fason mal
  • kabzımal
  • mirî mal
  • resülmal
  • sermaye mal
  • tapon mal
  • dünya malı
  • hırsız malı
  • işporta malı
  • ithal malı
  • mezat malı
  • orta malı
  • sıra malı
  • vakıf malı
  • yerli malı
  • ikame mal

Son düzenleyen Safi; 19 Nisan 2018 04:20
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
18 Nisan 2012       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Mal Kaldırmak


ürün elde etmek
"Kendisi şu kadarcık tarla sayesinde ancak akşamları bir kaşık sıcak çorba içecek kadar mal kaldırabiliyor."
- N. Nâzım

Mal Sahibi


isim
Bir malı kendi mülkiyeti altında bulunduran kimse.

Mal Varlığı


huk. Bir kişiye ait para ile ölçülebilen hakların bütünü, mamelek.

Mal Meydanda

bir işin gizli bir yönünün olmadığını belirten bir söz
"Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı." - Ö. Seyfettin
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • mal adama hem dost hem düşmandır
  • mal bulmuş Mağribî gibi
  • mal canı kazanmaz, can malı kazanır
  • mal canın yongasıdır
  • mal edinmek
  • mal etmek
  • mal kaldırmak
  • mal kapatmak
  • mal meydanda
  • mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi
  • mal olmak
  • mal yapmak
  • malı ongun olanın adı angın olur
  • malın iyisi boğazdan geçer
  • malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür
  • malı götürmek
  • mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 19 Nisan 2018 04:19
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Ocak 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MAL
—Huk.
  • Mal ayrılığı, evlilikte eşlerden her birinin kendi mallarının mülkiyet, yönetim ve yararlanma haklarını ellerinde tuttukları rejim.
  • Mal birliği, evlilikte eşlerin mallarının birleştirilmesi esasına dayanan ve sözleşmeyle kabul edilen rejim.
  • Mal ortaklığı, evlilikte eşlerin mallarını iştirak halinde mülkiyet biçiminde birleştirmeleri esasına dayanan ve sözleşmeyle kabul edilen rejim.
  • Mal rejimi, evlilikte eşler arasındaki mali ilişkilerin düzenlenmesine ilişkin usul, sistem. (Türk hukukunda eşler arasındaki mali ilişkileri düzenleme konusunda üç rejim öngörülmüştür: mal ayrılığı, mal birliği ve mal ortaklığı.)
  • Mal varlığı, bir kimsenin parasal değeri olan haklarının ve borçlarının tümü. (Eşanl. MAMELEK, PATRİMUAN.)
  • Gayrimenkul mal - TAŞINMAZ.
  • Kamu malı - KAMU.
  • Maddi mal, mülkiyet hakkına konu olabilen her tür eşya.
  • Maddi olmayan mal, insan düşüncesi ve yaratıcılığın ürünü olan ve parasal değer taşıyan haklar. (Örneğin telif hakları, ihtira beratı vb.)
  • Mahfuz mal, mal birliği ve mal ortaklığı rejimlerinde, eşlerin kendi yönetimlerinde kalan, birlik ya da ortaklığa girmeyen mal.
Yasaya göre bu mallar şunlardır:
1. eşlerden her birinin kişisel eşyası (giyim vb.);
2. kadının iş veya mesleğini yapmasına yarayan eşya;
3. kadının ev işleri dışındaki çalışmasının geliri (Türk med. k. md. 183).
Mahfuz mallar eşler arasında bir sözleşmeyle de saptanabilir. Ancak eşlerden birinin mirastaki saklı payları mahfuz mallar arasına konamaz (Türk med. k. md. 182).

—Ic. ifl. huk. Mal beyanı — MAL BİLDİRİM.

—ikt. Gereksinimleri gidermeye yarayan ve bu amaçla kullanılan şey.
  • Mal varlığı, bir kişinin, bir ailenin, bir işletmenin ya da bir kamu kuruluşunun, belli bir anda, mülkiyetinde bulunan satılabilir ve devredilebilir öğelerin tümü.
  • Ara mal, başka bir ürünle bütünleştiğinde yok olmayan mamul mal (örneğin, ayrıca satın alınıp bir otomobile takılan farlar).
  • Ara tüketim malı, bir malın üretiminde kullanılan ve kullanılması sırasında o malla bütünleşerek yok olan mal (kömür, maden cevheri).
  • Dayanıklı tüketim malı, tekrar tekrar kullanmaya yarayan ve oldukça uzun bir süre boyunca değerini yitirmeyen mal.
  • Donatım malı, başka malların üretiminde kullanılmak için yapılmış mal.
  • Kamu malı, tümüyle bireysel mülkiyet konusu olmayan ve üretimle tüketim açısından bireyler arasında bölünemeyen mal,
  • Maddi mallar, ayni bir hak konusu olan taşınır ya da taşınmaz mallar (ev, mobilya, hisse senedi, mücevherat).
  • Maddi olmayan mallar, zihinsel bir etkinlik ve yaratıcılığın ortaya çıkardığı mallar (sanat yapıtları,«çeviri, patent haklan).
  • Tamamlayıcı mal, başka bir malın kullanımı için gerekli mal (örneğin, tıraş makinesi için tıraş bıçağı).
  • Taşınır (menkul) mal, değer ve niteliği bozulup değişmeksizin bir yerden başka bir yere taşınabilen mal (mobilya, kıymetli evrak, vb.).
  • Taşınmaz (gaynmenkul) mal, yeri değiştirilemeyen mal (tarla, ev, tesis, fabrika, vb.).
  • Transit mal, bir ülkeden başka bir ülkeye gönderilmek üzere gümrüklerden geçirilen eşya.
  • Tüketim malı, tüketicilerin gereksinimlerini karşılamaya yarayan mal. (Buna bazen SON MAL ya da KULLANIM MALI da denir.)
  • Üretim malı, üretime yarayan mal (özellikle donatım malları). [Eşanl. TEKNİK SERMAYE.]
—isi. huk.
  • Mal-ı gayri mütekavvim, henüz elde edilmemiş olan ya da kullanılması yasak olan mal. (Topraktan çıkarılmamış madenler, domuz eti, ölü hayvan eti vb.)
  • Mal-ı mesruk, çalınmış mal.
  • Mal-ı miri, devlet malı.
  • Mal-ı mütekavvim, elde edilmiş ve kullanılması yasak olmayan mal.
  • Mal-ı nami, para, ticaret malları gibi gelir getiren mallarla hayvan ve tarım malları gibi ürün veren mallar.
—İşi. ikt. Mal hesabı, malların (hammaddeler, yarı işlenmiş maddeler, işlenmiş maddeler) hareketiyle ilgili muhasebe.

—Kur. tar.
  • Mal defterdarı - HAZİNE DEFTERDARI.
  • Mal-ı cizye, Osmanlılar'da hıristiyan ve musevilerden alınan cizye vergisi.
  • Mal-ı ganaim, savaşlarda elde edilen ganimetten alınan beşte bir oranındaki vergi. (Hums-u şer'i de denir.)
  • Mal-ı miri, mülkiyeti devletin olan mal.
  • Mal-ı mugtenemat, ganimet olarak elde edilen mal.
  • Mal-ı mukabele, tımarlardan sağlanan gelir.
  • Mal-ı mukayyet, mukataa ve malikânelerin defterine yazılmış olan gelirleri.
—Mil. muhs. Mal ve hizmetler, iktisadi etkinliğin milli muhasebede ağırlık verilen üç işlem kategorisinden birinin konusunu oluşturan maddi ve maddi olmayan ürünleri. ll Doğal mal varlığı, toplumda bireylere refah sağlayan, ama muhasebelendirilmesi güç öğelerin tümü.

—Seram. Kütahya çiniciliğinde, seramik ve çinilere verilen genel ad.

—ANSİKL. Güz. sant. imzasız bir sanat yapıtı karşısında, onun kimin tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği araştırılır. Yapıtın genel nitelikleri (konu, malzeme, üslup), dönemini ve okulunu saptama olanağını verir; ancak, elyazısının kişiye özgü olduğu gibi, her sanatçının da kişisel bir tarzı vardır; bununla birlikte, bir yapıtın belirli bir ustaya mal edilmesi çoğu zaman güçtür Uzmanların tereddütleri ve düştükleri çelişkiler, yapılan değerlendirmelerin bir ölçüde öznel olmasıyla açıklanabilir.

Bir yapıtı bir sanatçıya mal etmek için karşılaştırma wintemine başvurulur; bu yapılırken, teknik gelişmelerle ortaya çıkan büyüteç, mikroskop, fotoğraf, radyografi gibi belleğe yardımcı öğelerden yararlanılmaya başlanmıştır. Morötesi ışınlar, boyalı bir alandaki bozulmaları, yeniden boyanan yerleri, değişik ellerin fırça vuruşlarını saptama olanağını sağlar. Kızılaltı ışınlar vernikleri ve saydam boyaları derinlemesine tarayarak gizli kalmış imzaları açığa çıkarabilir. X ışınları daha da güçlüdür. Bugün, elektronik mikroskop sayesinde boyalı malzemenin yapısı derinlemesine tanınabilir. Ancak radyografiler, tanının yalnızca bir öğesidir; sanatçının tekniği ve yapıtın gerçekleştirildiği kültür ortamı üzerine sağlam bilgilerden hiçbir zaman vazgeçilemez.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 19 Nisan 2018 04:32
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Nisan 2018       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
—Huk. Mallar, “taşınır" ve "taşınmaz" olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Taşınır mal, değer ve niteliğine zarar vermeksizin bir yerden başka bir yere taşınabilen eşyadır. Bu yer değiştirmenin eşyanın kendi hareketinin sonucu olması (örneğin hayvanlar) ya da başka bir etkenle meydana gelmesinin önemi yoktur. Niteliği ve değeri değişmeden taşınabilen her şey, taşınır mal sayılır. Örneğin otomobil, radyo, kitap vb. taşınır mallardır. Taşınmaz mal ise arsa, ev gibi bir yerden başka bir yere götürüle- meyen eşyadır, icra hukuku, gemileri de taşınmaz mal sayar. Hukuk alanında, taşınır ve taşınmaz nitelikteki, fiziksel varlıkları olan eşyaların dışında, mal sayılan kimi haklar da vardır. Bunlara maddi olmayan mallar denir (fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar).

Mal ayrılığı


Eşler, sözleşmeyle mal birliği ya da mal ortaklığı rejimlerinden birini kabul etmemişlerse uygulanan, genel ve yasal mal rejimidir. Bu rejimde malların mülkiyeti, gelirleri ve yönetimi mala sahip olan eşe aittir. Kadın, mallarının yönetimini kocasına vermişse, evlilik süresince hesap sormaktan vazgeçmiş ve mallarının tüm gelirini, ev giderlerine karşılık olarak, ona bırakmış sayılır. Eşlerden her birinin mallarının gelirleri ve kendi kazançları kendilerinin olur (Türk med. k. md. 189). Koca, aile giderlerine karısının uygun bir ölçüde katılmasını isteyebilir.

Mal birliği


Eşlerin ancak sözleşmeyle seçebilecekleri bir mal rejimidir. Bu mal rejiminde eşlerin mahfuz malları dışındaki tüm mallar ve bunların gelirleri, birliğe girer. Birlik mallarını koca yönetir ve yönetim giderleri ona düşer. Kadının, ancak evlilik birliğini temsildeki yetkisi oranında yönetim yetkisi vardır. Mal birliği rejiminde eşlerden her biri birliğe giren malların sahibi olarak kalırlar; bu sistemde karı koca arasında mülkiyette ayrılık esası kabul edilmiştir. Ancak yasaya göre koca karısının kişisel mallarından yararlanma hakkına sahiptir (Türk med. k. md. 197). Mal birliği rejimi eşlerden birinin ölümü, boşanma, evliliğin feshi, başka bir mal rejiminin benimsenmesi nedeniyle sona erer.

Mal ortaklığı


Eşlerin sözleşmeyle kabul edebilecekleri bir mal rejimidir. Bu rejimde eşlerin mahfuz malları dışındaki kişisel malları ortak bir servete dönüşür. Bu rejimde eşler, ortaklık mallarının ve gelirlerinin ortaklaşa sahibi olur ve hiçbiri kendi payına tek başına tasarruf edemez. Eşlerin tüm mallarını ve gelirlerini kapsayan mal ortaklığı rejimine, genel mal ortaklığı rejimi denir. Kimi malların ortaklık dışında kalması kararlaştırılabilir. Bu duruma da sınırlı mal ortaklığı adı verilir. Bir malın ortaklığa girmediğini iddia eden eş, bunu kanıtlamak zorundadır. Ortaklık mallarını koca yönetir. Yönetim giderleri ortaklık mallarından ödenir. Kadın, evlilik birliğini temsildeki yetkisi oranında yönetim hakkına sahiptir. Karı ve koca, olağan yönetim işleri dışında, ortaklık mallarına ancak elbirliğiyle ya da birbirlerinin onayını alarak tasarruf edebilirler (Türk med. k. md. 213).

Mal varlığı


Mal varlığı, hukuksal bir bütündür. Bu bütünü oluşturan haklar ve borçlar değişebilir, ancak mal varlığının bütünlüğü bozulmaz. Bir mal varlığı bütün olarak hakkın konusu olmaz. Mal varlığı içindeki çeşitli haklar onun aktifini, borçlar da pasifini oluşturur, ilke olarak, herkesin ancak tek bir mal varlığı olabilir. Mal varlığı yalnızca parasal değeri olan haklardan ve borçlardan oluşur. Kişilik hakları gibi, parasal değeri olmayan haklar, manevi yükümlülükler mal varlığına girmez.

—ikt. iktisatçılara göre, bir malın başlıca niteliği yararlığıdır; başka bir deyişle, bir gereksinimi karşılama yeteneğidir. Dolayısıyla bir nesne, ancak onunla karşılanabilen gerçek ya da potansiyel bir gereksinim varsa mal sayılabilir. Bir nesne, ona gereksinim olduğu ya da olacağı düşünüldüğü için satın alınır.

Malların sınıflandırılması önce kıtlık (nedret) kavramına dayanır. Çünkü, yararlanılabilecek malların sınırlı sayıda olmasına karşılık, gereksinimler sınırsızdır. Kıtlık kavramı iktisadi etkinliğin temelidir: kıtlık olmasaydı, iktisat bilimi de olamazdı. Sonuç olarak, yararlanılabilme derecesine göre mallar, serbest mallar ve kıt (nadir) mallar olarak ikiye ayrılırlar. Serbest mallar, her bireyin, hiçbir fedakârlık seçeneği karşısında kalmaksızın istediği kadar ve dilediği gibi kullanabileceği kadar bol miktarda doğada bulunabilen mallardır. Bunun klasik örneği hava ve sudur; her ikisi de yaşamsal gereksinimleri karşıladıkları halele, iktisat bilimi için hiçbir önem taşımazlar. (Bununla birlikte, havayla suyun kirlenmeleri durumunda, bunların serbest mal olma niteliğini yitirip yitirmedikleri sorusu haklı olarak sorulabilir.) Bir mal, belli bir gereksinimin tam olarak karşılanmasına elvermeyecek ölçüde bulunabildiği zaman kıt mal olmuş demektir. Aynı şey, bütün mallar için geçerlidir, çünkü hepsi de ancak başka mallarla mübadele edilerek elde edilebilirler. Öyleyse malların üretiminin belli bir maliyeti vardır: hacimleri, gereksinimlere oranla yetersizdir, iktisadi çözümleme, yalnızca bu tip malların ortaya koyduğu sorunlarla uğraşır.

Kıt malları iki gruba ayırabiliriz:
  1. tüketim mallan: kullanım sonucu tükenen bu mallara bazen dolaysız mallar da denir (yiyecek, giyecek gibi);
  2. üretim malları: dolaysız ya da dolaylı malların üretimine yönelik olduklarından bunlara dolaylı mallar ya da donatım mallan da denir.
Bu temel ayırım, sermaye, yatırım, değer, üretim ve çevrimsel dalgalanmalar kuramlarının esasını oluşturur.
Malların kullanım süresini göz önüne alan başka bir sınıflama daha ileri sürülmüştür. Bu görüş açısına göre, ilk kullanımları sonunda yok olan mallara dayanıksız tüketim malları adı verilir. Yiyecek maddeleri bu tür mallardandır Az ya da çok uzun bir kullanım sûresi sonunda yok olan mallar ise (otomobiller ev aletleri) dayanıklı ya da yarı dayanıklı tüketim malları adını alır, iktisadi büyümeme göstergesi dayanıklı ya da yarı dayanıklı malların çoğalması olduğuna göre, bu kategori iktisadi çözümlemede büyük bir önem kazanmıştır.

Nihayet, mallar, kendi aralarındaki ilişkilere göre, tamamlayıcı ya da ikameci olurlar. Tamamlayıcı malların talepleri bir biriyle bağlantılıdır: otomobil talebiyle tekerlek lastiği talebi gibi, ikameci malların talepleri ise ortak ya da birbirinin yerini alabilir niteliktedir: tereyağı talebi ile margarin talebi gibi. Bu son durumda, söz konusu mallardan birinin sağladığı tatminle ötekinin sağladığı tatmin eşdeğerdedir.

Kamu malı


Temelde bölünmez bir talep konusu oluşturması bakımından kamu malı, özel maldan ayrılır. Gerçekten de, kamu malı için hiçbir zaman salt bireysel ya da özel bir tüketin söz konusu olamaz; tam tersine kamu malı ancak az ya da çok ortak tüketirjPteiçimlerine konu olabilir.

Kamusattiğın çeşitli dereceleri vardır: örneğin bir yol sözkonusu olduğunda bu nitelik fazla belirgin olmayabilir, çünkü her kişinin ondan sağladığı yarar, onu kullananların sayısından bir ölçüde bağımsızdır; ama, milli savunma söz konusu olduğunda bu nitelik kendini açıkça gösterir (toplum üyelerinin hiçbiri, bu konuda verecek hiçbir şeyi olmasa ya da vermeyi reddetse bile, milli savunmanın nimetlerinden yararlanmaktan yoksun bırakılamaz). Çağdaş ekonomik çözümleme, kamu mallarının temel niteliğinden dört özellik çıkarmıştır. Birincisi, kamu malı, kullanıcısı çok olan bir üründür: nitekim, bir hizmet biriminin bir kişiye arzı ile aynı hizmet biriminin başka kişilere de arzı, ortak ürünler ya da hizmetler arzı oluşturur; bir hizmet biriminin üretilmesi, bu hizmetin potansiyel kullanıcılarının sayısı kadar ortak hizmetler yaratır. İkincisi, kamu malı artan randımanlı bir üretim sürecinden doğar: kamu hizmetleri arzının bölünmez nitelikte olması nedeniyle, bir hizmet birimi bir kere üretildi mi, bir kimsenin yapacağı fazla tüketim, öteki kullanıcıların yararlanabilecekleri hizmet miktarında aynı ölçüde bir azalışa yol açmaz (yeter ki, kamu malının kapasitesinde bir azalma olmasın). Radyo ve televizyon yayınları buna örnek gösterilebilir, Üçüncüsü, kamu malı, piyasa tarafından dışlanma ilkesinden etkilenmez. Kamu malı bir kere üretilip kullanıma arzedildikten sonra, herkesin emrinde demektir; hiç kimse onu kullanmaktan alıkonulamaz: klasik fiyat tespiti mekanizmasıyla, tüketicilerden bir bölümünün bu malın kullanımından dışlanmasına olanak yoktur. Onun için, dördüncü olarak, bazı tüketicilerin fiyat yoluyla kullanımdan dışlanmasının olanaksız olduğu durumlarda, kamu malları, onları kullananlarca ortaklaşa tüketilebilmeleri nedeniyle, büyük ölçüde dış etkilerin doğmasına yol açarlar.

Devlet tarafından sağlanan belli başlı hizmetler, katıksız kamu hizmetiyle, piyasa ekonomisi alanına ilişkin mal ve hizmetler arasında aracı görünümündedirler. Bazen karşılıksız, bazen de bir bedel karşılığında sunulan bu mallar, bölünebilen ve bireyselleştirilebilen bir tüketime konu olabilirler. Bundan başka, çağdaş iktisat kuramı, devlet halinde örgütlenmiş bir toplulukta, bireylerin bir arada yaşamalarının, salt piyasa ekonomisi çerçevesi İçinde yer alan menfaat hareketlerinden kaynaklanmayan bazı özgül kamusal gereksinimlerin doğmasına yol açtığını da kabul etmektedir. Bu gereksinimlerin giderilmesi, devletin vesayetini gerekli kıldığı için, bu gereksinmeleri karşılayan mallara da, “vesayet malları" adı verilir. Bu gereksinimlerin karşılanması, devletin zorlayıcı müdahalesine konu olabilir. Öyle ki, devlet, tüketimin gemlenmesi gerektiği hallerde kamu malının fiyatı ya da piyasaya arz edilen miktarı üzerinde değişiklik yapabilir (alkollü içkilerde olduğu gibi) ya da, ortak tüketim söz konusu olduğunda, mal ve hizmetlerin üretim ve kullanımını doğrudan doğruya denetimi altına alabilir (zorunlu öğretimde olduğu gibi.).

Mal varlığı


Özel kişilerin mal varlığı içine giren türlü öğeler nesnel yapılarına göre sınıflandırılabilir. Bu durumda mal varlığı şunlardan oluşur: taşınabilir (menkul) öğeler (dayanıklı mallar, makineler), taşınmaz (gayrimenkul) öğeler (araziler, bina ve tesisler), mali öğeler (banknot, çek, poliçe, her türlü borç senedi gibi parasal bir nitelik taşıyan bir itibari değeri; ya da anonim şirket pay senedi, belli bir getirisi olan tahviller gibi bir gerçek değeri temsil eden senetler), maddi olmayan öğeler (kira hakkı, serbest meslekte bulunanların müşteri çevresi). Öte yandan, işlevlerine göre de şöyle bir sınıflandırma yapılır: ev hizmetlerinde kullanılan mallar (asıl ya da geçici ikametgâh olarak kullanılan konutlar, dayanıklı ev eşyası), mesleki kullanım malları (kişisel işletme durumunda, işletmenin işleyişine ayrılan gerçek malların; öteki durumlarda da işletmeyle ilgili mali ya da maddi olmayan öğelerin tümü), gelir sağlayan mallar (sahipleri tarafından, belirli bir bedel karşılığında, kullanıcılara kiraya verilen malların tümüyle, bir gelir [faiz ya da kâr] getiren mali öğelerin tümü), tasarruf ya da spekülasyon ya da giderek bir yardım ve hayır işlevi gören mallar (kullanımı ücretsiz olarak başkalarına bırakılmış konut gibi).

—Mil. muhs. Doğal mal varlığı. Bunun muhasebesi iki amaca yöneliktir:
1. Kavramsal düzeyde amaç, refahı değilse bile serveti yalnıza milli hasılaya göre ölçen milli muhasebe sistemlerinin ortak kusurunu düzeltmektir. Gerçekten de, doğal mal varlığı adı verilen ve yenilenmesinin olanaksızlığından ya da onarılamazcasına hasara uğramaya elverişli olmasından ötürü özel bir değer taşıyan sermaye sözkonusu olduğunda, "akım” türünden verinin yerine, tam tersine, "stok" türünden bir değerlendirmenin konulması gerekir.
2. işlemsel düzeyde ise amaç, karar vericileri, mal varlıkları konusundaki sorumluluklarını kavramalarına yardımcı olabilecek ve tercihlerine, özellikle de doğal mal varlığı konusunda kural olduğu üzere uzun vadeli tercihlerine ışık tutabilecek bir aletle donatmaktır.
Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

19 Nisan 2018 / Ziyaretçi Cevaplanmış
1 Eylül 2014 / memduh Soru-Cevap
22 Şubat 2008 / asla_asla_deme Hukuk
11 Nisan 2011 / ThinkerBeLL Müslümanlık/İslamiyet
18 Nisan 2012 / Mira X-Sözlük