Arama

Güç Nedir?

Güncelleme: 14 Ağustos 2016 Gösterim: 9.110 Cevap: 8
Miriel - avatarı
Miriel
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #1
Miriel - avatarı
Ziyaretçi

güç

Ad:  güç nedir.jpg
Gösterim: 973
Boyut:  44.2 KB

doğa bilimlerinde ve mühendislikte, birim zamanda yapılan iş ya da aktarılan enerji miktarı. Yapılan işin ya da aktarılan enerjinin (W), bu işin yapıldığı zaman aralığına (t) bölümü olarak (Wİt) ifade edilir.
Sponsorlu Bağlantılar

Miktarı belirli bir iş, düşük güçlü bir motorla uzun sürede ya da yüksek güçlü bir motorla kısa sürede yapılabilir. Güç, birim zamandaki iş (enerji) miktarı olduğundan, güç birimleri de, iş (enerji) birimi bölü zaman birimi olarak ifade edilir. Bu birimlerin başlıcalan, ft.lb/da, erg/sn ve uluslararası birimler sisteminde güç birimi olan joule/sn’dir (simgesi W olan bu birim watt olarak adlandırılır). Bu birimler arasında, 1 erg/sn=10-7W ve 1 ft.lb/da=0,0226 W bağıntıları vardır. Güç, bir nesneyi hareket ettirmek amacıyla uygulanan kuvvet ile nesnenin bu kuvvet doğrultusundaki hızının çarpımı olarak da ifade edilebilir. Örneğin kuvvet (F) kg birimi ile, hız (v) m/sn birimi ile ölçülüyorsa, güç (Fv) kg.m/sn birimi cinsinden bulunur.

Makinelerin çoğunda dönen miller vardır; mil üzerindeki döndürme momenti T ile, milin açısal hızı da co ile gösterilirse, güç Tco olarak ifade edilir. Moment genellikle kilogram-metre (kg.m) birimiyle, açısal hız ise saniyede radyan (rad/sn) birimiyle ölçülür; bu durumda güç, gene kg.m/sn birimi cinsinden elde edilir.

Mekanik güçbirimi olarak kullanılan bir başka birim de beygirgücüdür.


Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 20:48
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Güç


-cü

Sponsorlu Bağlantılar
isim
1 . Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet:
"Zihin gücü. Yaşama gücü."- .
2 . Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat.
3 .
Sınırsız, mutlak nitelik:
"Tanrı'nın gücü."- .
4 . Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik:
"Paranın gücü."- .
5 . Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği:
"Motorun gücü."- .
6 . Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu:
"Güçler dengesi."- .
7 . Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli:
"İnsan gücü."- .
8 . Bir toprağın verimlilik yeteneği.
9 .
mecaz Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse.
10 .
coğrafya Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği.
11 .
fizik Birim zamanda yapılan iş.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • gücü kesilmek
  • gücü yetmek
Birleşik Sözler
  • güç birliği
  • güç kaynağı
  • aktif güç
  • artı güç
  • elektromanyetik güç
  • gizil güç
  • iş güç
  • kesintisiz güç kaynağı
  • vurucu güç
  • zırhlı güç
  • dış güçler
  • üretim güçleri
  • bağlantı gücü
  • beygir gücü
  • beyin gücü
  • düş gücü
  • fizik gücü
  • hayal gücü
  • iş gücü
  • makine gücü
  • yaptırım gücü
  • yargı gücü
  • yasama gücü
  • yaşama gücü
  • yürütme gücü
  • gücü gücüne
  • var gücüyle

Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 18:49
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Mart 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Güç


sıfat
1 .
Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı:
"Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti."- .
2 . zarf Zorlukla:
"Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı."- Y. K. Karaosmanoğlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • güce sarmak (bir şey birinin)
  • gücüne gitmek
  • gücüne koşmak
  • güç gelmek
  • güç mevkide kalmak
Birleşik Sözler
  • gücü gücüne
  • güçbeğenir
  • güç bela
  • dayanma gücü
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 18:46
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
güç ingilizcesi

1. difficult, hard.
2. with difficulty.
3. difficulty.
– beğenen hard to please, particular, exacting, fussy, fastidious.
– gelmek /a/ to seem difficult to (someone).
–üne gitmek /ın/ (for something) to hurt, offend.
–ü gücüne/–– halle just, barely, just barely, hardly, with the greatest difficulty.
–e sarmak to get hard (to do), become difficult.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 18:47
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
güç bela
zarf
  • Zorlukla, güçlük çekerek:
"Güç bela bir iş buldun, onu da elden kaptırıp gene düşeceksin."- M. Ş. Esendal.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ağustos 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Tok ağırlaması (ağırlamak) güçtür (güç olur)

karnı doymuş bir kimseye kolay kolay yiyecek beğendirilemez.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ağustos 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

GÜÇ


a 1. Bir canlı varlığın fizik kuvveti; fiziksel çaba harcama yeteneği; kuvvet, takat: Olağanüstü güce sahip bir hayvan. Dolabı çekecek gücü yok. Ulak tefek ama gücü, kuvveti yerinde. Çocuk bütün gücüyle mumları üfleyip söndürdü. (Bk. ansikl. böl. ikonogr.)
2. Güçlüklere dayanma; görüşlerini, İsteklerini kabul ettirme yeteneği; azim, cesaret: Bir tasarıya bütün gücüyle karşı koymak. Bu acılara, sıkıntılara dayanacak gücü var mı?
3. Soyut bir şeyin insanı etki altına alan özelliklerinin tümü; kuvvet, etkililik: Alışkanlığın gücü. Bir savın, inancın, bir yasanın gücü. Bir grevin caydırıcı gücü.
4. Bir fiziksel etkenin, olgunun şiddeti, onun kuvvet ya da şiddet derecesi: Rüzgârın gücü
5. Bir kimsenin, bir grubun, bir ülkenin, bir etkinliğin erki, etkisi, üstünlüğü: Bir siyası partinin, bir iktisadı sektörün gücü.
6. insan kuvveti, maddi kuvvet vb.: 10 bin kişilik güce sahip bir ordu. Bir ülkenin deniz gücü.
7. Etkileyebilecek, kendini benimsetebilecek her şey: Basın, demokrasilerde dördüncü güçtür. Ekonomik alanda güçler dengesi
8. Bir aygıtın, bir düzeneğin iş yapabilme niteliği: Motorun gücü.
9. Güç birliği, birkaç kişinin ya da kuruluşun bir görevi daha iyi yerine getirebilmesi için aralarında oluşturdukları işbirliği.ll Güçten düşmek, iş yapamamak, hareket etme yeteneği azal mak: Beslenmene özen göster, yoksa güçten düşersin. ll Gücü gücü yetene, hakka göre değil güce dayanılarak, güç kullanılarak: Gücü gücü yetene söz geçiriyor.

—Ask. denize. Vuruş gücü, bir savaş gemisinde bulunan topların tümü ve bunların toplam gücü.

—Ayırıcı ruhbil. Ayırıcı güç, bir testin ya da başka bir sınavın, başka bir değişkende başarılı olan ve başarılı olmayan öznelerin ayırımını yapma yeteneği.

—Balıkç. Yapay olta kamışının bükülmeye karşı gösterdiği direnç. (Kamışın gücü, kabza düşey olarak sabitleştirildiğinde, uç halkası uzantısının kabza uzantısıyla 90°'lik bir açı yaptığı sırada kamışın taşıyabildiği ağırlıkla belirtilir.)

—Boyac. Renklendirme gücü, başka pigmentlerle olan karışımına kendi rengine yaklaşan genel bir renk veren pigmentin özelliği.

—Denizbil. Gelgitin itici gücü, deniz yüzeyinde bulunan bir taneciğin (örn. deniz suyu molekülü), Yer'in merkezine göre yer değiştirmesini sağlayan güç. (Belirli bir gökcisminin [Ay, Güneş] uyguladığı çekim ile eylemsizlik kuvveti çekiminin bileşkesine eşittir Herhangi bir yerde, gelgitin itici gücü, Yer'e oranla bozucu gökcisminin konumuna bağlı olarak, şiddet (genlik değeri) ve tekrarlanma sıklığı (gökcisminin gün başına denizi kabartma sayısı) bakımından değişir.

—Dilbil. Üretici güç, bir dilbilgisinin, şu ya da bu doğal dilin dilbilgisel cümlelerini üretme özelliği. (Bk. ansikl. böl.)

—Elekt. indükleyici özgül güç, göreli geçirgenlik (eski).

—Elektrotekn. Güç çarpanı, vvattla belirtilen etkin gücün, voltamperle belirtilen görünür güce oranı. (Sinüzoidal almaşık akımlar sözkonusu olduğunda, güç çarpanı, akım ile gerilim arasındaki faz kayma açısının kosinüsüne eşittir.)
  • Ani güç, almaşık akımda, gerilim ve akımın ani değerlerinin çarpımı. ll Bir santral biriminin tüketilebilir gücü, birimin bulunduğu gerçek koşullarda elde edilebilen en büyük elektriksel güç. (Bk. ansikl. böl.)
  • Çıkış gücü ya da yararlı güç, bir düzeneğin belirli bir biçimde ve belirli bir amaçla verdiği güç.
  • Dalgalanma gücü, sinüzoidal rejimde, ani güçle etkin güç arasındaki fark.
  • Doğru bileşen gücü, dengesiz üçfazlı rejimde, gerilimlerin ve akımların doğru bileşenlerine karşılık gelen güç.
  • Eşkutupsal güç. dengesiz üçfazlı rejimde, gerilimlerin ve akımların eşkutupsal bileşenlerine karşılık gelen güç.
  • Etkin güç, almaşık akım geçen bir devrenin ortalama gücü. (Sinüzoidal rejimde gerilim ya da elektromotor kuvvet ile etkin akımın, yani almaşık akımda, gerilimle aynı fazdaki bileşenin çarpımına eşittir.) [Bk. ansikl. böl.]
  • Evrik güç, dengesiz üçfazlı rejimde, gerilimlerin ve akımların evrik bileşenlerine karşılık gelen güç.
  • Karmaşık güç gerçek bölümü etkin güç, sanal bölümü tepkin güç olan ifade.
  • Soğurulan güç ya da giriş gücü, bir düzenek ya da bir düzenek kümesinin aldığı toplam güç.
  • Sürekli güç, saatlik güç, yol verme gücü, bir elektrik makinesinin, iletkenleri aşırı ısınmaksızın, gerek kalıcı şekilde, gerek bir saat boyunca, gerekse hemen hemen kalıcı bir rejimin elde edilmesi için zorunlu birkaç dakika boyunca verebildiği güç.
  • Tepkin güç, sinüzoidal rejimde, tepkin gerilim ile akımın etkin değerlerinin çarpımı. (Bk. ansikl. böl.)
Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ağustos 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM

GÜÇ


—Fels. Descartes ve Leibniz'e göre, kitleyle hız arasında, evrendeki bağlantıyı koruyan belli bir ilişki bulunduğunu belirten ilke. (CANLİ Güç de denir.) [Bk. ansikl. böl.] ll Hegel'e göre, bir şeyin, çeşitli belirlenimleri içinde bir ve tek kalmasını sağlayan iç dinamizm. (Bk. ansikl. böl.)

—Fels. ve Topbil.
  • Emek gücü, marxçılara göre, mübadele edilebilir değerlerin kaynağını oluşturan, değer yaratıcı meta. (Bk. ansikl. böl.)
  • Toplumsal güçler, marxçılara göre, sınıf mücadelelerinde kesin rol oynayan sınıflar, sınıf bölümleri ve toplumsal gruplar. (Bk. ansikl. böl.)
  • Üretici güçler, marxçılara göre, üretim araçlarının tümü (üretim aletleri, hammaddeler ve bunları kullanan emekçiler). [Bk. ansikl. böl.]
—Fişekç. Bir patlayıcının birim başına yaptığı iş. (Bk. ansikl. böl.) ll Bir fünyenin, genellikle bir cıva fülminat kütlesi eşdeğeriyle ifade edilen ateşleme gücü. ll Patlayıcı bir maddenin kuramsal gücü, bir patlayıcının birim kütlesinin sağladığı gazın n mol sayısı, R ideal gaz değişmezi ve kelvin cinsinden ifade edilen, değişmez hacimde T patlama sıcaklığının t = nFTT çarpımı. (Noble' ve Abel'in formülünde yer alan kuramsal güç, birimler kg, dm3 ve bar olmak üzere, 3 000 kara barut ile 12 000 dinamit lokumu arasında değişir.)

—Fiz. Bir cismin başka cisimlerle değiş tokuş yaptığı enerjinin, bu alışverişin zamanına oranı. (Güç, enerjinin iletim hızını ya da birim zamanında iletilen enerji miktarını ölçer.) [Gücün SI birimi vvatt’tır (simge W); bu saniyede 1 joule’lük iş üreten güçtür. Bunun yanı sıra 735 watt değerindeki beygir gücü ve 745 watt değerindeki İngiliz horsepovver da (simge HP) kullanılır.]

—Havc. Yardımcı güç taşıtı, motorları çalıştırmada gerekli enerjiyi sağlamak için bir batarya, bir türbokompresör ya da elektrik üreteç grubu taşıyan küçük taşıt.

—Hidrol. Bir akarsuyun taşıma ve aşındırma yeteneği. (Bk. ansikl. böl,)

—Isıbil. Isıl güç, bir ısıtma aygıtının genellikle bir standartla saptanan “nominal" koşullarda, birim zamanda sağladığı enerji miktarı.

—ida. huk.
Güvenlik gücü, kamu düzeninin sağlanması için hükümetin emrinde bulunan polis, jandarma, silahlı birlik gibi güçlerin tümü. (Bk. ansikl. böl.)
Kamu gücü, devletin tek yanlı iradesiyle buyruk ve yasaklar koyabilme, bunları kabul ettirebilme ve gerekirse zor kullanarak uygulatma hakkı ve yetkisi.

—İkt. Aklama (ibra) gücü, bir paranın, borçlu tarafından alacaklısından kabulü istenebilecek en yüksek tutarı. ll Paranın satın alma gücü, bir paranın, kendi aracılığıyla mal ya da hizmetler elde edilmesi bakımından içerdiği olanak. (Bk. ansikl. böl.)

—Mak. san. Bir makinenin nominal gücü. bir makinenin normal çalışma durumunda bir saniyede ürettiği iş miktarı. ll Fren gücü, bir makinenin dinamometrik frenle ölçülen gücü.

—Nörobiyol. Kas gücü, bir kas ya da kas grubunun kasılması sırasında gelişen güç. (Kol ya da bacak bölütleri yer değiştirmeden de bir dirence karşı kas gücü gelişebilir [eşölçülü kasılma] ve gelişen güç özellikle kasın başlangıçtaki uzunluğuna bağlıdır. Yer değiştirme halinde, sabit bir gücün gelişmesi [izotonik kasılma], en yüksek gücün, kasın yer değiştirme hızına bağlı olduğunu gösterir.)

—Nük. müh. Artık güç, bir reaktörün artık ısısına karşılık gelen güç.

—Opt. Bir optik aygıtla bir nesnenin görüntüsünü görme açısının, nesnenin uzunluğuna oranı. (Göz görüntü odağında bulunduğunda ya da görüş uyum gerektirmeden normal olduğunda, güç Mf ile ifade edilir. Güç birimi diyopri'dir.)

—Ölçbil. Güç ölçme tezgâhı, gücü ölçülecek motorun yerleştirildiği salınımlı gövde.

—Radyotekn. Eşdeğer izotrop ışıma gücü, bir antene verilen güç ile bunun belirli bjr doğrultudaki izotrop kazancının çarpımı.

—Savunm. Güç katmak, bir nükleer parçalanma bombasına, termonükleer tepkime sonucu nötron yayan ve böylece parçalanma sürecini uyararak tepkimeye girme oranını artıran bir madde katmak. ll Güç kalımlı bomba, başlığında lityum hidrürler gibi termonükleer bir çekirdek bulunan nükleer bomba. (Kaynaşma elementleri parçalanma enerjisini artırır; bu elementleri taşımayan aynı boyutlu bir bombanın enerjisi daha düşüktür.)

—-Siber. Güç çarpanı, bir büyüklüğün diğer bir büyüklük üzerindeki değişim etkilerini belirleyen çarpan; ikinci büyüklüğün öz değişimlerinin birinci büyüklüğe etkisi sıfır ya da göz önüne alınamayacak kadar küçüktür.

—Siyas. bil. Siyasal güç siyasal yaşamda doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak rol oynayan ya da oynadığını ileri süren parti, sendika, dernek, baskı grubu, düşünce akımı.

—Su ür. kül. Biyogenetik güç, balıklar için su çevresinin besin değerini bulmaya yarayan niteliksel ölçme. (Bk. ansikl. böl.)

—Tanrıbil. Tanrısal güç, palamasçılıkta Tanrı'nın insan tarafından algılanabilir gerçeklikleri (algılanamaz olan Tanrısal Oz' ün karşıtı).

—Teknol. Güç yardımlı kumanda düzeneği, bir makineyi, bir donanımı ya da bir otomobili (direksiyon, frenleme) kullanan kişinin uyguladığı kuvveti, dış bir enerjiden yararlanarak yükseltmeyi, ayarlamayı ya da yaymayı sağlayan düzenek. (Eşanl. SERVOKUMANDA DÜZENEĞİ.) ll Vfedek güç, bir motora verilen ek güç. (Eşanl. TAKVİYE GÜÇ.)

—Yapış. Bir yapıştırıcının ya da bir yapıştırma ekleminin gücü, yem birleştirilmiş iki desteğin, bunlara ilk biçimlerini vermeye çalışan kuvvetlerin etkisi altında ayrılmasını önlemeye yeterli ani yapışma gösteren eklem niteliği.

♦ güçler çoğl. a. Nüfuzlarını kullanan kişi ya da gruplar: Demokratik güçleri harekete geçirmek.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ağustos 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM

GÜÇ



—ANSİKL. Dilbil. Bir dilbilgisel, sınırlı bir kurallar bütününden yola çıkarak, sonsuz sayıda dilbilgisel cümleler bütününü üretebildiğinde zayıf bir üretici gücü vardır (ya da uygunluğu güçsüzdür denir). Ayrıca, böylelikle oluşturulmuş her cümleye, belirsizlikleri ve sözdizimsel bakımdan yakın sözceleri açıklamasını sağlayan yapısal bir gösterim getirebildiğinde yüksek bir üretici gücü vardır (ya da uygunluğu güçlüdür denir).

—Elektrotekn. Bir santral biriminin elektriksel gücü. Aşınyük gücü, kısa bir süre boyunca elde edilebilen sınır elektriksel güç, olası en büyük güç ise, birimde sürekli rejimde gerçekleştirilebilen en büyük elektriksel güçtür. Üretilen brüt güç, bir ya da birçok üretecin uçlarında tüketilebilen elektriksel güce denir. Üretilen net elektrik gücü, üretilen brüt güçle, yardımcı düzeneklerce soğurulan ve birimin transformatörlerinde yitirilen güç arasındaki farktır.

—Fels. Ancak dAlembert'in yapıtıyla bir sonuca ulaşan canlı güçler tartışması, Evren'de olduğu gibi korunan şeyin niteliği konusunda Descartes ile Leibniz arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanır. Descartes'a göre (Felsefenin ilkeleri), sözkonusu şey, hareketin niceliğidir (yani kitlenin hızla çarpımı); Leibniz’e göreyse; tersine, bu ancak canlı güç olabilir (kitlenin, hızın karesiyle çarpımı: mv2). Tartışma yalnız dinamik alanını değil, tümüyle metafizik alanını da ilgilendiriyordu: Leibniz, gücün, bedende bulunan tamamen gerçek bir şey olduğunu ve biçimle uzamın belirlenimlerine indirgenemeyeceğini ileri sürüyordu. Leibniz, bu bakımdan, Descartes'ın mekanikçi felsefesinin örtülü biçimde içerdiği dünya imgesinin güçsüzlüğünü ve sınırlılığını özellikle belirtir ve Descartes'in reddettiği tözsel biçim gibi skolastik kavramlara bir anlamda yeniden saygınlık kazandırmaya çalışır (hatta, Descartes’in, doğru bir güç anlayışı oluşturabilseydi, mutlaka kendisinin kotarmış olduğu metafizik öğretiye, önceden kurulmuş uyum öğretisine varacağını iddia edecek kadar ileriye gider): “güç, biçimle hareketin büyüklüğünden farklı bir şeydir. Bundan da anlaşılacağı gibi, bedende varlığı düşünülen her şey, bazı modern düşünürlerimizin sandıkları gibi, yalnızca uzam ve bunun değişiklikleri değildir. Bunun için, onların dışladıkları bazı varlık ya da biçimleri yeniden benimsememiz gerekir. Ve doğadaki bütün özel olaylar her ne kadar, bunlardan anlayanlarca matematik ya da mekanik olarak açıklanabilirse de, cisimsel doğanın ve mekaniğin genel ilkeleri yine de daha çok metafizik ve geometrik niteliktedir ve cisimsel kitleden ya da uzamdan çok, görünüşlerin nedenleri gibi, birtakım bölünmez biçimler ya da doğalarla ilgilidir” (Discours de metaphysique [Metafizik üzerine konuşma], 18).

Hegel, "güç”ten (Kraft) ne anladığını şöyle açıklar: "Bağımsızlıkları içinde alınan farklılıklar, dolaysızca kendi birliklerine; birlikleri, dolaysızca açılıp yayılmalarına; açılıp yayılmaları da, tekrar birliğe indirgenmelerine dönüşür. Güç denen, işte bu harekettir. Gücün momentlerinden biri [...], onun dışsallaşmasıdır; diğeri de [...] kendi içine itilmiş güç, ya da tam anlamıyla güçtür. Fakat kendi içine itilmiş güç, zorunlu olarak kendini dışa vurur ve bu dışsallaşmış güç, hem kendi kendinde güçtür, hem de bu kendi-kendinde -varlık taki dışsallaşmadı" (Phânomeno- log{e des Geistes, “Bilinç").

—Fels. ve Topbil.
• Emek gücü. Bu, marxçı düşüncenin temel kavramlarından biridir. Marx bunu şöyle açıklar: “Bir metaın kullanım değerinden, mübadele değeri elde edilmek için, paralı adamımızın, dolaşım (tedavül) alanında, yanı pazarda, kullanım değeri mübadele değerinin kaynağı olabilecek bir meta bulmak mutluluğuna ermesi gerekir. Öyle bir meta ki, onu tüketmek demek, iş gerçekleştirmek, dolayısıyla değer yaratmak olsun.
Gerçekten de, adamımız pazarda böyle özel niteliğe sahip bir meta bulur; bu metaın adı, iş kuvveti ya da emek gücüdür.
Emek gücü dendiğinde, insanın bedeninde, onun canlı kişiliğinde var olan ve yararlı şeyler üretmek üzere harekete geçirilmesi gereken fiziksel ve zihinsel yetilerin tümünü anlamak gerekir” (Kapital, 1,1,6). Marx, şunu ekler: "Şimdi emek gücünü daha yakından incelememiz gerekiyor. Bu metaın da, başka her meta gibi, bir değeri vardır. Nasıl belirlenir bu değer? Üretilmesi için gerekli emek süresiyle”

Toplumsal güçler. Engels, bu güçleri şöyle tanımlar: "Toplum içinde etkili güçler, tıpkı doğa güçleri gibi etkinlik gösterir: onları bilmediğimiz ve hesaba katmadığımız sürece, bu güçler kör, haşin ve yıkıcıdırlar. Ama onları bir kere bildik mi, etkinliklerini, yönelimlerini, sonuçlarını bir kere kavradık mı, artık onları gittikçe daha çok irademize bağımlı kılmak, onlar’ sayesinde amaçlarımıza ulaşmak elimizde demektir” (Anti-Dühring, 3,2).

Üretici güçler. Marx, Proudhon'un idealist anlayışının geçersizliğini gösterir: "Ezilen bir sınıfın varlığı, sınıf uzlaşmaz lıkları temeline dayanan her toplumun yaşamsal koşuludur. Bunun için, ezilen sınıfın kurtuluşu, zorunlu olarak yeni bir toplumun yaratılması anlamına gelir Ezilen sınıfın kurtulabilmesi için, daha önce elde edilmiş üretici kuvvetlerle halen var olan toplumsal ilişkilerin, varlıklarını daha fazla bir arada sürdüremez olmaları gerekir Bütün üretim araçları içinde, en büyük üretici kuvvet, devrimci sınıfın kendisidir. Devrimci öğelerin sınıf olarak örgütlenmesi, eski toplumun bağrından doğabilecek bütün üretici güçlerin varlığını şart koşar" (Felsefenin sefaleti). Marx, daha sonra da şunu belirtir: "insanlar, hayatlarının toplumsal üretimi sırasında belirli, zorunlu ve iradeleri dışında ilişkilere, üretim ilişkilerine girerler; bu ilişkiler, onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder (...) Gelişmelerinin belli bir aşamasında, toplumun maddi üretim güçleri mevcut üretim ilişkileriyle çelişkiye düşer” (Ekonomi politiğin eleştirlsipe katkı).

—Fişekç, Güç, ya patlayıcı havan -sarkacı, ya da Trauzl blokları yardımıyla saptanır. Bu ikinci deneyde, güç, karşılaştırma sistemi biçiminde alınan ve 100 olarak kotlanan pikrik asidin gücüyle ölçülür. Bu da pratik kullanım katsayısını verir. Bunun bazı değerleri şunlardır: dinamit lokumu A: 155; tetril; 114,5; tolit: 94; şedit n° 5 A: 87.

—Hidrol. iki tür güç vardır.
1. brüt güç: eğimin ve derinliğin, dolayısıyla da hız ve debinin, yoğunluğunun ve türbülansın bir fonksiyonudur. Henüz rakamlarla değerlendirilebilen bir kavram değildir;
2. net ya da gerçek güç, brüt güç bütünüyle ya da- kısmen suyun içerisindeki kştı malzemenin yük taşınmasında kullanıldıktan sonra aşındırma görevi yapacak olan artık güç. Belli bir brüt güç ve taşınan katı malzemenin her bir boyutu için taşınan malzemenin miktarı belli bir sınırı aşamaz. Bu' sınır taşınan taneler küçüldüğü oranda yükselir Taşınan katı malzeme miktarının üst sınırına erişilmişse, net güç sıfırdır; bu sınır aşılmışsa doldurma (yatağın dolma sı) olayı görülür. Bununla birlikte, kayalık bir akarsu yatağında katı malzeme miktarının başka bir alt sınır değerin altına düşmesi durumunda aşındırma gücü azalır; çünkü akarsu darbe ve parçalama malzemeleri bakımından yeterince yüklü değildir.
Debinin ve taşınan katı malzeme miktarının sık sık değişime uğraması kurulmuş olan dengeyi sürekli olarak bozar öyle ki aşındırma ve doldurma fazlan birbirini izler. Ancak faz değişimleri ani değildir ve oldukça uzun bir mesafe boyunca dağılmıştır.

—Isıl mot. ve Oto. Bir motor gücünün ayırtedici özelliklerini belirlemek için, bu güç farklı rejimlerde bir deney bankosunda ölçülür Motor gücü belirli bir silindir hacmi için silindir sayısına, rejim hızına, çalışma sıcaklığına, sıkıştırma oranına, dağıtım biçimine ve ayar düzenine, yakıt karışımına, ateşlemeye ve çevrime göre değişir.

—ida. huk. Meclis başkanlarının meclislerin güvenliğini sağlamak için sahip oldukları fiili müdahale hakları bir yana bırakılırsa, güvenlik gücü daima yürütme iktidarına tabidir Örgütlenmiş zor kullanma yetkisi yürütme organının tekelindedir; ne özel kişiler, ne mahkemeler ve ne de yasama organı güvenlik güçlerini harekete geçirme yetkisine sahip değildir.

—ikonogr. Eskiler Hercules’i fiziksel gücün temsilcisi sayarlardı. Gücü betimlerken çoğu kez Hercules’in özelliklerinden yararlanılırdı. Giotto gücü zırhlı ve aslan postundan miğfer takmış, küçük bir kalkanın arkasına gizlenmiş olarak çizmiştir. Daha sonraki tablolarda Güç, başının üstünde ya da sırtında bir örs taşır ve elinde tuttuğu, duvarı çatlak bir kuleden, bir ejderhayı zorla çıkarır. Bu ikonografiye, Miraflores'te Castillalı Juan ll'nin, Nantes’ da François II de Bretagne'ın mezarını (M. Colombe’un yapıtı), Saint-Denis'de Louis XII ve Henri ll’nin mezarlarını, Longuevılle düklerinin bugün Louvre’da bulunan mezarlarını (M. Anguier’nin yapıtı) süsleyen figürlerde de rastlanır. Güç, Botticelli tarafından da resmedildi (Uffizi müzesi); Rubens’in Marie de Medicis'in yaşamı (Louvre) adlı tablosunun taslaklarında da kullanılan bir tema oldu. Gücün betimlendiği öteki yapıtlar arasında Coyzevox'un (Versailles şatosu tırabzanı), Berruer’nin (Bordeaux Adalet sarayı), David d’Angers’nin (Marsilya Zafer takı) heykelleri sayılabilir.

—ikt. Paranın satın alma gücü. Fiyatların genel indeksi yükseliş yönünde değişme gösterirse, paranın satın alma gücü azalır. Bunun tersi de olabilir. Ama bu ancak fiyat indeksi "dengeli" ise, yani ele alınan sürelerde ödemelere konu olan bütün mal ve hizmetlerin tutarı göz önünde tutularak hesaplanmışsa doğrudur. (TARTİLAMA.) Oysa, kullanılan indeksler, ancak az sayıda malın fiyatını gösterir ve hepsi de dengeli değildir Bundan ötürü, paranın satın alma gücünün uğradığı değişiklikler konusunda ancak kusurlu bilgiler elde edilebilir.

Enflasyon, fiyatların genel düzeyini değişikliğe uğratarak paranın satın alma gücünde az ya da çok güçlü bir çöküntü oluşturur ve sabit gelir (ücretler, emekli maaşları, ödenekler, kiralar vb.) sahiplerini zor bir duruma sokar. Onun için, bu gibi gelir sahipleri, iş sözleşmelerine bir oynak merdiven maddesi koydurmaya ya da bu maddeyi yasa zoruyla kabul ettirmeye çalışırlar.

—Su ür. kül. Biyogenetik güç. Genellikle akarsular için kullanılan bu değerin ölçülmesi sırasında, besleyici fauna ve flora, akarsu kenarlarının dip yapısı, suyun fiziksel-kimyasal niteliği gibi olumlu etkenler ve barajların bulunması, çevre kirlenmesi vb. gibi olumsuz etkenler hesaba katılır. Biyogenetik güç, balık üretim kapasitesi en yüksek sular için 10, en düşük sular içinse 1’dir.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

30 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
30 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
8 Nisan 2011 / HaYLaZ_28 Soru-Cevap
11 Mart 2012 / broken* Soru-Cevap