Arama

Mutlak Nedir?

Güncelleme: 25 Ocak 2016 Gösterim: 5.542 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Şubat 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Mutlak

Sponsorlu Bağlantılar
sıfat Arapça muµla®

1 .
Salt:
"Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum."- H. E. Adıvar.
2 . (felsefe) Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık.
3 .
(zarf) Kesinlikle:
"Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır."- C. Meriç.
Birleşik Sözler
  • mutlak değer
  • mutlak mera
  • mutlak nem
  • mutlak sıcaklık
  • mutlak sıfır

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
8 Ekim 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Mutlak
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Mutlak, felsefî bir kavram olarak, şeylerin, keşfedilmiş olsun olmasın, bütününü, tamamını tanımlar. Felsefenin farklı konularında ve farklı felsefî metinlerde, Mutlak nihai varlığı tanımlamak için de kullanılabilir; bu kullanımda fâni ve varlığı zorunlu olmayanın tersi olan yani mutlak olan varlık anlamındadır
.
Hiçbir şeye bağlı olmaksızın varolan, bağımsız ve koşulsuz olan anlamında felsefi terim.Genel geçer anlamı bakımından hiçbir şey ile sınırlandırılamaksızın varolan şey anlamındadır.Felsefe tarihinde her zaman mevcut olmuş, üzerinde en çok tartışılmış kavramlardan birdir. Metafizikte, mantıkta, epistemolojide, estetikte, bilimde bu kavramın değerlendirilmesi ve üzerinden süregelen tartışmalar sözkonusudur. Sınırsız, sonsuz, koşulsuz, değişmez, zorunlu olduğu varsayılanı anlatan felsefe terimidir mutlak.
Felsefi anlamda mutlak kavramı, bu bilinen genel anlamıyla eş fakat kısmen daha kompleks bir anlaman katmanına sahiptir. Buna göre, mutlak, her şeyi kuşatan, en temel gerçeklik anlamındaki felsefi ilkedir. Göreli kavramının karşıtı olarak, mutlak, hiçbir koşula bağlı değildir ve hiçbir şey tarafından koşullanmamış olanı, kendinde varolanı, varlığının koşulu ya da nedeni kendinde içkin olanı belirtmek üzere kullanılır. Mutlak kavramı bu anlamda felsefenin en çok eleştirilen kavramlarından birisidir, ancak buna rağmen vazgecilemez bir kavram olarak varlığını sürdürmektedir.
Mutlak kavramının bir terim olarak ortaya çıkış ve süregeliş tarihi cok eski olmakla birlikte, Aydınlanma Çağı'nda ortaya çıkışı ve yer alışı dikkat çekici görünmektedir. Bir yanda Spinoza'nın tümtanrıcı felsefesinde ve bundan kaynaklı tartışmalarda belirgin bir yer tutar mutlak kavramı, bir yanda da Friedrich Schelling ve Hegel gibi Alman idealizminin önemli isimlerinde tartışmasız önecelikli bir yere sahip olarak belirir.

Hegel'in Mutlak Zihin Kavramı

Hegel felsefesinde mutlak kavramının özel bir yere sahip olduğu bilinmektedir.Mutlak tin ya da mutlak zihin kavramı Hegel'de vazgecilmez kavramlardır. Hegel'in tin, geist, idea, mutlak kavramlarıyla anlatmak istediği, her şeyi varkılan tinsel bir varlık, tüm insan bireylerinin dışında varolan nesnel bir varlıktır, ki bu Tanrı'dan başka bir şey değildir
.
Hegel, esas olarak insanın kendisinin dışında olan, kendisinin yaratmadığı ve insandan bağımsız olan bir dünyayı deneyimlediğini ve bilgi olarak bu dünyanın bilgisini edindiğini kabul eder. Bu doğal dünya yine de bütünüyle zihnin eseridir, fakat burada sözedilen zihin insanların zihinleri değil, insandan başka bir zihindir. Bilginin nesneleri insan zihini tarafından yaratılmamıştır. Sonlu ve sınırlı bir birey olarak insanın zihni, dünyayı meydana getiren ve bilginin konusu olan nesneleri/gerçekliği meydana getiremez, bunlar başka bir zihnin eseri olabilirdir ancak; ki bu Hegel'e göre mutlak bir özne, mutlak bir zihin ya da akıl ya da tin'dir. Gerçeklik ve onu varkılan mutlak zihin, insan bireylerin zihninden bağımsız olarak vardırlar; ancak insan zihni, bu mutlak zihni gene de kısmen kavrayabilir. Mutlak zihin, insan zihinlerinde ve doğada tezahür eder ve gerçekleşir. Bu gerçekleşme diyalektik yoluyla meydan gelir.

Din ve Mutlak

Mutlak sözcüğü sözlüklerde "göreli" (nispi) ve görece (rölatif, izafi) olmayan, var olmak için başka hiçbir şeye gerek duymayan ya da hiçbir ilişkiyi gerektirmeksizin kendiliğinden var olan, varlığının nedeni yine kendisi olan, hiçbir şeyle bağlı, kayıtlı ve ilintili olmayan" biçiminde tanımlanır.
Mutlak hiçbir sıfatla eksiltilemez,hiçbir şeyle benzerlik ve zıtlık kabul etmez, eksiklik ve tamlık kavramlarından uzaktır. Mutlak hakkında değişmek, başka türlü olmak, yükselmek, alçalmak ve tekamül etmek gibi kavramların hiçbiri düşünülemez ve sözkonusu edilemez. Bu tanımlanma biçimlerine bağlı olarak metafiziğin yanı sıra dinsel düşüncede de mutlak kavramı önemli bir yer tutar. Kimilerine göre "mutlak olan" yalnızca Tanrı ya da Allah’tır
.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Ocak 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MUTLAK, -kı sıf. (ar. ıtlak ları mutfak).
1. Hiçbir kısıtlama, hiçbir istisna, hiçbir ödün kabul etmeyen şey için kullanılır; kesin, salt; Doktor mutlak bir istirahat verdi.
2. En uç noktaya ulaşan bir özellik, bir durum için kullanılır; eksiksiz, tam, salt: Mutlak özgürlük. Mutlak güzellik.
3. Hiçbir sınırlamaya bağlı olmayan bir güç, bu gücü elinde bulunduran kimse için kullanılır: Ülkenin mutlak hâkimi.

—Esk
1. Serbest bırakılmış, salıverilmiş.
2. Mutlak-ül-inan, dizgini, yuları salıverilmiş, serbest, hür. || Mutlak-ûl-vücud, beden, gövde.


—Dy. Mutlak bloksistem, elle ya da otomatik olarak çalıştırılan ve kapalı durumdaki semaforu geçmeyi kesin olarak yasaklayan işaretleme sistemi. || Mutlak durma işareti, kapalı konumda bulunduğunda mutlak bir durmayı bildiren işaret. (Bu işaret ancak, trenlerin seyrinden sorumlu bir görevlinin izniyle ve kesinlikle uyulması gereken özel koşullara göre geçilebilir.)

—Huk. Mutlak butlan - BUTLAN. || Mutlak haklar, sahibine en geniş yetkiler sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar.

—Mekan. Mutlak hareket, SALT" hareket'in eşanlamlısı.

—Ölçbil. Mutlak ölçü aleti, değişmezleri, yalnız temel büyüklüklere dayanan ölçümlerle belirlenebilen ölçü aleti. (Bir mutlak aygıt, basit bir karşılaştırmayla elde edilebilecek göreli ölçüye karşıt olarak, bir mutlak ölçü verir.)

♦ a Fels. Sonsuz, zamana bağlı olmayan ve belirtici değeri her felsefeye göre değişen özlük. (Bk. ansikt. böl.)

be. Kesinlikte, mutlaka: Yarın mutlak yola çıkmalısın.

—ANSİKL. Fels. Bütün öteki filozoflardan çok Hegel, mutlakı özel bir yere koyar. Şöyle der: "Yalnız mutlak doğrudur", "yalnız doğru mutlaktır" (Tinin görüngübilimi [Phânomenologie des Geistes], “Giriş"). Öyleyse mutlak, dünyadan uzakta değildir; insanın onun ardından koşması, onu “bir kuş gibi ökse kurarak" yakalaması gerekmez; çünkü başlangıçtan beri mutlak, “varolduğu ve şimdi de bizim yanımızda kendinde ve kendi için varolmak istediği” (ay. ypt.) için, gereksiz bir çabadır bu. Hegel'e göre hıristiyanlık bunu, "Mutlak'ı Tin, yani çağdaş döneme ve bu dönemin dinine ilişkin en yüksek kavram olarak açıklayan tasarının içinde" (ay. ypt., "Önsöz") dile getirmektedir. Öyleyse mutlakın kendi hakkında söylediği şeye, deneyin kulak vermesi gerekir; bu nedenle “mutlakın ne olduğunu göstermek" demek, "mutlakı açıklamak ve onun öz açıklamasını yapmak” demektir (Wissenschatt der Log[Mantık bilimi],"Öz", 3, 1). Buna göre "somut gerçeklik ”, mutlakın kendini "kendi için ortaya koymasına" yarayan "mutlak edim"den başka bir şey değildir.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

30 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
27 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
6 Haziran 2013 / ahmetseydi Matematik
 Mutlak
16 Kasım 2006 / Misafir Taslak Konular
26 Ocak 2016 / Mira Kimya