Arama

Taş Nedir?

Güncelleme: 22 Temmuz 2015 Gösterim: 7.909 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Mart 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Taş

Sponsorlu Bağlantılar
isim

1 .
Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde:
"Kireç taşı. Oltu taşı."- .
2 . sıfat Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
3 .
Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme.

4 .
Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme:
"Tophane yukarılarında taştan bir binada oturuyordu."- S. F. Abasıyanık.
5 . Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher:
"Bu küpenin taşları o kadar temiz değil."- .
6 . Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
7 .
Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.

8 .
jeoloji Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.

9 .
mecaz Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz.


Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • taşa çekmek
  • taş atıp kolu yorulmamak
  • taş atmak
  • taş attın da kolun mu yoruldu?
  • taşa tutmak
  • taş çatlasa (birine veya bir şeye)
  • taş çıkarmak (veya çıkartmak)
  • taş düşürmek
  • taş gibi
  • taşı gediğine koymak
  • taşın altına elini koymak
  • taşı ölçeyim
  • taşı sıksa suyunu çıkarır
  • taşı toprağı altın olmak
  • taş kesilmek
  • taş kırdırmak
  • taş koymak
  • taşlar yerine oturmak
  • taş sürmek
  • taş taş üstünde bırakmamak
  • taş yağar kıyamet koparken
  • taş yerinde ağırdır
Birleşik Sözler
  • taş arabası
  • taş bademi
  • taş balığı
  • taş baskı
  • taş basmacı
  • taş basması
  • taş bebek
  • taş bilimi
  • taş bina
  • taş böceği
  • Taş Devri
  • taş dolgu
  • taş döşeme
  • taş ekmek
  • taş fırın
  • taş iliği
  • taş kafa
  • taş kalpli
  • taş kömürü
  • taş küre
  • taş levreği
  • taş mantarı
  • taş nanesi
  • taş ocağı
  • taş pamuğu
  • taş plak
  • taş pudra
  • taş sarımsağı
  • taş tahta
  • taş toprak
  • taş uykusu
  • taş yağı
  • taş yuvarı
  • taş yürekli
  • aktaş
  • beştaş
  • buzul taş
  • Cilalı Taş Devri
  • dağ taş
  • damla taş
  • dikili taş
  • dokuztaş
  • kayağan taş
  • kesme taş
  • moloz taş
  • pamuk taşı
  • püskürük taş
  • sesli taş
  • tektaş
  • üçtaş
  • yalancı taş
  • yaprak taş
  • Yontma Taş Devri
  • alçı taşı
  • alüminyum taşı
  • anahtar taşı
  • Ankara taşı
  • aşı taşı
  • atlama taşı
  • ayna taşı
  • bakır taşı
  • balgam taşı
  • bileği taşı
  • binek taşı
  • böbrek taşı
  • cehennem taşı
  • çakıl taşı
  • çakmak taşı
  • dama taşı
  • damla taşı
  • değirmen taşı
  • denek taşı
  • denge taşı
  • diş taşı
  • dolan taşı
  • Eskişehir taşı
  • etek taşı
  • fal taşı
  • gaz taşı
  • göbek taşı
  • gök taşı
  • göz taşı
  • Hacıbektaş taşı
  • hava taşı
  • hece taşı
  • inci taşı
  • işitme taşı
  • Kadıköy taşı
  • kaldırım taşı
  • kan taşı
  • kapak taşı
  • katran taşı
  • kaymak taşı
  • kaynaç taşı
  • kazan taşı
  • kilit taşı
  • kilometre taşı
  • kil taşı
  • kireç taşı
  • kösele taşı
  • köşe taşı
  • kum taşı
  • lacivert taşı
  • litografya taşı
  • lüle taşı
  • malı taşı
  • Malta taşı
  • meteor taşı
  • mezar taşı
  • mihenk taşı
  • mola taşı
  • musalla taşı
  • Necef taşı
  • ocak taşı
  • oksidiyon taşı
  • Oltu taşı
  • paket taşı
  • pamuk taşı
  • panzehir taşı
  • parke taşı
  • ponza taşı
  • raspa taşı
  • sabır taşı
  • sabun taşı
  • satranç taşı
  • Seylan taşı
  • sınır taşı
  • sünger taşı
  • süt taşı
  • şap taşı
  • şimşek taşı
  • temel taşı
  • teslim taşı
  • ustura taşı
  • uzay taşı
  • üzengi taşı
  • yada taşı
  • yağ taşı
  • yağmur taşı
  • yapı taşı
  • yılan taşı
  • yıldız taşı
  • zımpara taşı

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TAŞ a.
1. Kayaları, kayalıkları oluşturan madde kütlesi: Taş ocağı. Taşı oymak.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Özel bir maddeden oluşan, belirli özellikleri ve bileşimi olan kütle: Çakıl, sert bir taştır.
3. Çeşitli biçim ve büyüklükte her türlü kaya parçası: Dikkat edin, yukarıdan taş düşebilir.
4. Yapı işlerinde kullanılan her tür doğal kaya kütlesi: Taştan bir duvar çekmek. Kaldırım taşı.
5. Ge rekli yerlerde kullanılmak üzere, uygun biçime sokulmuş kaya kütlesi: Değirmen taşı. Çeşme taşı. Mezar taşları.
6. Simge niteliğindeki sütun, anıt vb.
7. Sertliği, güzelliği, parlaklığı, ender oluşu ile özel bir değer kazanan mücevher ya da değerli eşya yapımında kullanılan mineral madde; bu maddenin ham ya da işlenmiş parçası: Değerli taş. Renkli taş. (Bk. ansikl. böl. Müc. ve Miner.)
8. Tavla, domino, satranç vb. oyunlarda kullanılan plastik, kemik ya da tahta parçalardan her biri.
9. iğneleyici, alaycı söz; tariz: Bir kimseye taş atmak. Bu taşlar banaysa kabul etmiyorum, çünkü o kararımda haklıydım.
10. Arg. Para.
11. (Birine) taş atmak, ona dolaylı yollardan iğneleyici sözler söylemek, söz dokundurmak. || Taş attın da kolun mu yoruldu?, taş atıp kolun yorulmadı ya, bir kazancı kolayca, hiç yorulmadan elde eden, yine de onu küçümseyenlere söylenir. || Taş arabası, aptal, budala, sersem (arg.). || Taş bademi - TAŞBADEMİ. || Taş bilim - TAŞBİLİM. |j Taş çatlasa, “nedenli zorlanılırsa zorlansın, ne yapılırsa yapılsın" anlamında kullanılır: Bu para taş çatlasa bir hafta idare eder. || (Bir başkasına) taş çıkartmak, yetenekleri, bilgi ve becerisi yönünden ötekine göre çok üstün olmak: Küçük ama büyüklere taş çıkartır. || Taş devri, bir şeyin gelişmemiş, ilkel durumu: O sıralar dokumacılığımız taş devrindeydi. || Taş gibi, çok sert, çok katı şeyler için kullanılır: En az üç günlük laş gibi ekmekleri sofraya koymuştu; çok sağlam: Üç yıldır aynı pantolonu giyiyor, hâlâ taş gibi; çok katı, duygusuz, soğuk ve acımasız: Taş gibi yüreği var. || Taş illeti, böbrek hastalığı. || Taş kesilmek, söz konusu sıvı bir maddeyse, donup sertleşmek; bir kimseyse, şaşırıp ne yapacağını bilemez, hiçbir şey söyleyemez duruma düşmek: Alanı dolduran ve taş kesilmiş gibi duran binlerce kişi birden bağırmaya başladı. || Taş koymak, birkaç kişi konuşurken, dışardan girerek, konuşmayı kesmek, yarıda bırakmak (arg.). || Taş kömürü - TAŞKÖMÜRÜ. || Taş olayım, söylediği bir söze, karşısındakini inandırmak için söylenir: Yalanım varsa taş olayım. || Taş olmak, Tanrı tarafından cezalandırılmak: Yalan söyleme, taş olursun. || Taş pamuğu — TAŞPAMUĞÜ. || Taş sürmek, domino, dama vb. oyunlarda taş oynatmak, || Taş sökmek, çözümü güç işlerle uğraşmak, sıkıntı çekmek. || Taş taş üstünde bırakmamak, bir yerdeki yapıları yerle bir edercesine yıkmak, her tarafı harap etmek. || Taş tutmak, para sahibi olmak, zenginleşmek (arg ). || Taş yağar, kıyamet koparken, yaşanılan telaşlı, korkulu ve tehlikelerle yüklü anları anlatmak için kullanılır. || Taş yağı - TAŞYAĞİ. || Taşa çekmek, bıçak, makas vb. kesici şeyleri bileğitaşında keskinleştirmek. || Taşa tutmak, aralıksız biçimde, üst üste taş atmak, taşlamak. || Taşı taşa, başı başa vurmak, güç bir işi gerçekleştirmek için her türlü yolu denemek. || Taşı gediğine koymak, söylemek istediği bir sözü en uygun zamanı bekleyip tam yerinde söylemek. || Taşı ölçeyim, kimi çevrelerde kırık, yara, ezik gibi durumlar bir kimsenin bedeni üstünde gösterilirken "benden uzak olsun, benim başıma gelmesin” anlamında söylenir. || Taşı sıksa suyunu çıkarır, bir kimsenin çok güçlü ve çok dinç olduğunu belirtmek için söylenir. || Taşın pekini ye, yemek beğenmeyenlere söylenen bir azarlama sözü. || Taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz, bir kimsenin başkaları yararına dokunmayan, çok cimri biri olduğunu vurgulamak için söylenir. |j Bilezik taşı, kuyunun ağzına konan ortası delik taş. || Çakıl taşı, çakıl. || Çay taşı, çay yataklarında bulunan büyük yuvarlak taş, || Çırpıcı taşı, denizin sığ yerlerinde, su üzerinde görülen kaya. || Kaydırak taşı, kaydırak oyununda kullanılan ufak yassı taş. || Niyet taşı, bir inanca göre dileğin gerçekleşmesi için bir yatırdan alınıp saklanan, bir yatırın mezarına yapıştırılmaya çalışan ya da dilek kuyusuna atılan küçük taş.

—Bot. Bazı bitkisel hücrelerin içinde oluşan (armut, vb. meyvelerdeki gibi) mineral maddeler topağı. (SİSTOLİT, MİNERALLEŞME.)

—Camc. Erime sırasında tam olarak dağılmayan ve son çıkan camda kakılmış olarak kalan camlaşabilir madde tanesi. || Renkli incik boncuk. || Özellikle ağır minerallerin erimemiş kristallerinden kaynaklanan cam kusuru. || Cam içinde gözüken, camlaşmamış yabancı tanecik. (Taşlar ham maddelerdeki pisliklerden, bileşimdeki yabancı maddelerden, fırın tuğlalarından, erime hatasından ya da tam camlaşmamaktan ileri gelebilir.)

—Denizbil. Geniş anlamda, kıyı şeridinde ya da kıyı bölgesinde yüzeyleyen kayaçlar. (Eşanl. KAYA.) || Deniz yüzeyi yakınında bulunan ve zaman zaman su yüzeyine çıkabilen yarı yatay kayaç yüzeyi.

—Denize. Taş dubası, rıhtım, mendirek, dalgakıran yapımında, taş taşımada kullanılan özel olarak düzenlenmiş duba.

—Deric. Taş makinesi, derileri taşlamak ya da perdahlamak için kullanılan, taşlı ya da zımpara kâğıtlı, az ya da çok ince tanecikli perdahlama makinesi.

—Din. Kara taş, ünlü kutsal taşlara verilen ad: Ressinus'tan Roma'ya getirilmiş olan ve Kybele'yi simgeleyen taş; Elagabalus tarafından getirilen Emesus taşı. (HACERİESVET.) || Forum'un kara taşı, altında Romulus'un mezarının bulunduğu söylenen kara kapaktaşı. (1900’de mezardan çıkarılan kapaktaşının bu olduğu sanılır.) || Sunak taşı, hıristiyanlıkta kutsal olduğuna inanılan kalıntılar içeren ve bir piskopos tarafından belli bir sunağın yerini almak üzere kutsanan taş. (1963’ten bu y'ana bu taşın ayinlerde kullanılması zorunlu değildir.) || Teslim taşı - TESLİM.

—Dişç. Tükürük taşı, kan ve tükürükteki kalsiyum tuzlarından oluşan birikinti. (Çok sık rastlanan bu taşlar, dişetinin üstünde ve altında, dişe yapışkan sert bir madde oluşturur. Aynı şey tükürük bezlerinin boşaltıcı kanalları düzeyinde de gelişebilir (örneğin kulakaltı bezinin Stenon kanalında oluşan taş). Bu oluşumlar dişetleri için ve her dişi yuvasına bağlayan bağlar için çok zararlıdır ve tükürük bezlerinin salgısına mekanik bir engel oluşturur.)

—Eczc. Eskiden yakıcı etkili birçok ilaca, sert olmaları nedeniyle verilen ad. (Bugün yalnız cehennemtaşı adı verilen % 10'luk gümüş nitrat taşları, sivilce ve siğile karşı kullanılmaktadır.)

—Esk. Rom. Kutsal taş, Porto Capena’nın yanına bırakılan ve yağmur yağdırmak için gezdirilen taş.

—Esk. sil. Taş dikmek, okçulukta kullanılan, rekor kırma anlamında deyim. (Bu deyim Osmanlılar’ın rekor kıran okçular için taş dikmesi olayından kaynaklanmıştır.) || Taş sürmek, okçunun, menzil taşını aşan bir atış yapması sonucu, bu taşın yerini ileri almak anlamında kullanılan deyim. || Menzil taşı - MENZİL.

—Isıbil. ve Isıt havld. Bileşiminde kimi tuzlar bulunan bir suyun kaynatılması sonucu kazanların ya da diğer aygıtların iç çeperlerinde oluşan katı çökelti (Eşanl. KÜFEKİ.) || Taş giderici, kazan suyuna katıldığında çeperlerdeki kazan taşını çözündüren ya da çeperlerden ayırarak çamur haline getiren madde.

—inş. Taş döşemek, bir karayolunu inşa ya da takviye etmek için bir taş sırası yerleştirmek. || Kaba yonu laş, köşeleri gönyesinde olmayan, yüzlerine kabaca dikdörtgen biçimi verilmiş yonu taş. || Moloz taş, harç ya da alçıyla duvar örmeye yarayan küçük boyutlu, kaba taş. (Bk. ansikl. böl.) || Taban taşı, bir duvarın ya da bir ayağın temelinde kullanılan kaya parçası. || Yapay taş, bir kez sertleşip çeşitli yöntemlerle işlendikten sonra bazı doğal taşların görünümünü kazanan çimento (renkli de olabilir), su, agrega ve katkı maddeleri karışımı. (Bunlar çoğunlukla önüretimli öğelerdir.) || Yonu taş, duvara giren yan yüzleri murç ya da madırgayla düzeltilmiş, dikdörtgen ya da çokgen görünüşlü taş.

—Inş. ve Taşoc. Taş kırığı, kırma işlemi sonunda elde edilen makadam, balast gibi kaya parçalarının tümü. || Kesme taş, yüzeyleri düzgün bir biçimde yontulmuş, köşeleri sivri taş. (Bk. ansıkl. böl.) || Kuru taşlar, hiçbir harç olmadan birbiri üzerine konulan taşlar.

—Mad. oc. Kömür ocaklarında, kömür dışında her türlü kayaca verilen ad.

—Mad. oc. ve Taşoc. Hidrolik taş kırma makinesi, iri ve sert kayaçları kırmada kullanılan makine.

—Metalürj. Asitle taş sökme, metal parçaların kısa süre ve genellikle sıcak bir banyoya daldırılarak derişik asitlerin etkisiyle yüzeylerinin temizlenmesi işlemi. (Bk. ansiki, böl.)

—Mim. İlk taş, törenle yerleştirilen, genellikle köşe taşı olan temel taşı. (Bu taşa, içine bir belge ya da anı değeri olan bir madalyonun konulduğu bir oyuk açılır.)

—Miner. Alçı taşı - ALÇİTAŞİ || Amazonlar taşı, AMAZONİT’in eşanlamlısı. || Ay taşı — ADULER'in eşanlamlısı. || Değirmen taşı DEĞİRMENTAŞl. || Filtre taşı, suyu süzmeye yarayan iri taneli kumtaşı. || Floransa taşı, mermer türü. || Güneş taşı, ortoz ve oligoklazdan oluşan, yıldıztaşı parlaklığında kayaç. || Kartal taşı, içinde bir başka taş parçası bulunan ve sallandığında ses çıkaran içi boş taş. || Labrador taşı, LABRADOR'un eşanlamlısı. || Mıknatıs taşı, MANYETİT’in eşanlamlısı. || Sabun taşı, SAPONİT’in eşanlamlısı. || Süt taşı, yağ gidermede kullanılan kil türü.

—Müc. Taş bileyicisi, taşları aşındırmaya yarayan, bir mil üzerine tespit edilmiş yuvarlak maden levha. || Değerli taş, elmas, zümrüt, yakut ve safir. (Bk. ansıkl. böl. Müc. ve Miner.) || Dört köşe taş, kenarlarından tırnaklarla tutturularak halkaya bağlanmış, dikdörtgen ya da kare biçiminde yüzük taşı. || Has taş, değerli taşların dışında, özellikle mücevhercilikte kullanılan her türlü taş. (Bk. ansikl. böl. Müc. ve Miner.) || Taş oturtma, bir mücevherin madeni bölümünde, taşın oturacağı yerin hazırlanması işlemi. || Yapay taş, taklit edilen taşla aynı kimyasal bileşime ve fizik özelliklerine sahip olan sentetik taş.

—Oy. Bir diyagram üzerinde hareket ettirilerek oynanılan nesneleri belirten genel ad. || Satrançta alet (vezir, kale, fil, at) ve piyanolara verilen ad. || Taş almak, satrançta, rakibin taşını oyun dışı etmek.

— Okey vb. oyunlarda sırası geldiğinde yere atılan taşı almak. || Taş atmak, sırası geldiğinde elindeki taşlardan yaramayan bindi yere koymak. || Taş bozmak, okey vb. oyunlarda kendisine yarayan taşlar çıktığından ya da rakibin oyununu bozmak için elinin düzenini değiştirmek; eline yarayan taşı atmak. || Taş çekmek, dominoda, gerekli taşı buluncaya değin yerde kapalı duran taşlardan almak.

—Okey vb. oyunlarda yerde kapalı duran taşlardan üsttekini almak. || Taş çıkmak, taş atmak. || Taş dağıtmak, domino, okey vb.'de, oyuna başlamadan önce, yerde kapalı duran taşları sırasıyla oyunculara vermek. || Taş sıkmak, rakibe yarayacağı düşüncesiyle bir taşı atmamakta direnmek, || Taş sürmek, satrançta, taşlardan birini oynamak.

— Okey vb. oyunlarda yerdeki taş bitince, oyuncuların önünde dizili duran taşlardan ortaya koymak. || Taş yapmak, domino; okey vb oyunlarda, yeni oyun için taşları arkasını çevirerek dizmek. Taş dağıtmak

—Patol. Çeşitli organlarda, organ boşluklarında, özellikle safra yollarında ve idrar yolu sisteminde oluşan değişik biçim ve görünüşteki katı madensel topak. (Bk. ansikl. böl. Patol. ve Vet.) || Akciğer taşı, bronşlarda (bronkolit ya da bronş taşı) ya da bronş çevresindeki lenf bezi düzeyinde oluşan, genellikle kireçli birikim. || Dua taşı, din adamlarında gözlenen bir çeşit diz higroması (kireçlenmiş kese iltihabı). || Düzensiz taş oluşumu, dokuların derinliklerinde, eklemlerde, kanallarda ve haznelerde ortaya çıkan marazi katı oluşum. || Düzensiz kireçtaşı oluşumu, bir organda ya da organizmada kalsiyumun birikmesiyle oluşan yabancı cisim.

—Saatç. Millerin sürtünmesini azaltmak için kullanılan, çok sert ve perdahlı yapay korindondan yatak. || Taş yuvası, mekanik bir saatte taşı taşıyan parça.

—Seram. Taş atkını, Kütahya seramikçiliğinde seramik hamuru içinde kalan kireç taşlarının sırlı fırınlamadan sonra kireç haline dönüşmesi ve bunun havanın neminden etkilenerek bozunması sonucu, genleşerek hamurdan ya da sırdan bir bölümünü patlatarak düşürmesine verilen ad.

—Süslem. sant. Taş hamuru - YALANCI MERMER

—Sütç. Süt taşı, sütun işlenmesi sırasında, ısı değiştiricilerin (eşanjör) yüzeyinde oluşan mineral birikim.

—Taşoc. Ankara taşı, Ankara yakınlannda, özellikle Mamak dolayında çıkarılan andezit türü taş. (Mamak taşı da denir. Kırmızı ve yoğundur. Açık renkli olan türü, bölgesel olarak Ebniye taşı diye anılır.) || Bakırköy taşı, eskiden, İstanbul’un Davutpaşa, Bakırköy, Sefaköy arasındaki bölgesinden çıkarılan, bol gözenekli ve fosilli, işlenmesi kolay taş. Boşluklu yapısından doiayı küfeki diye de anılır. İstanbul’daki birçok osmanlı yapısında kullanılmıştır. || Bilecik taşları, Bilecik kentinin K.’inden çıkarılan, yalancı breş görünümünde, kırmızı sarı damarlı yoğun kalkerlerin tümüne verilen genel ad. (Ticari olarak Bilecik gülü, Şafak pembesi, Devetüyü, Gök pembesi gibi adlarla anılır.) || Diyarbakır taşı, Miyosen döneminde püsküren Karacalı dağ’ın bazik yüzey taşı. (Lavın soğuduğu yere göre, üstte fazla boşluklu olan türüne dişitaş, bazalt katmanının altında soğuyan ve yoğun olan türüne erkektaş denilmektedir. Kentin surları, camileri, yolların parke ve bordürleri bu taşla yapılmıştır.) | Gebze taşı, Gebze'nin 5-6 km D.’sun- da çıkarılan fosilli ya da marnlı kireçtaşı. (Kırmızı, krem ve grikahve olan türleri bulunur ve bol miktarda fosil içerir. Daha çok yapıların iç kaplamalarında kullanılmaktadır.) || Selözü taşı, Bilecik'in 6 km G.-B'sında bulunan Selözü köyü yakınlarından çıkarılan, beyaz-yeşil renkli, sert ve cilalanabilir alacalı taş.

—Teknol, Kaplama taşı, kimi sanayi aygıtlarında, aşınmaya karşı kaplama olarak kullanılan, silisli kayaçtan koşutyüzlü öğe

—Tıp. Taş önleyici, başta idrar yollarında- kiler olmak üzere organizmada taş oluşumunu önleyen maddelere denir.

—Zootekn. Yalama taşı, hayvanların ulaşabilecekleri yerlere konan ve onlann beslenmeleri için gerekli bazı elementleri sağlamaya yarayan sert kütle. (Böylece hayvanların bu taşı yalaması sayesinde mineraller, vitaminler, oligoelementler ve ayrıca enerji verici [melas) ya da azotlu maddeler [üre] onlara yedirilmiş olur.)

♦ sıf.
1. Taştan yapılmış; taştan oluşmuş: Taş duvar.
2. Taş bebek -TAŞBEBEK || Taş tahta, kayağan taştan yapılmış hesap tahtası. | Taş yürekli — TAŞYÜREKLİ.

—Arkeol. Taş nine Orta Asya'da Göktürkler’den kalma heykeller. (Balbal da denilen bu heykeller, özellikle Orhon nehri kıyılarında, Tavas ve İli vadilerinde, Kuray ve Isık-Kul kurganları çevresinde, Sibirya ve Moğolistan'da yaygındır. Bunların çoğunun bir elinde kılıç, ötekisinde maşrapa biçiminde bir kap bulunur. Tuva'da bu heykellerin bulunduğu kesim duvarla çevrelenmiştir. Bu heykellerin çoğu Göktürkler'den (VII.-VIII. yy.'lar], bir bölümü de Uygurlar dan [IX. yy.) kalmadır.)

—Eğit. Taş mektep, OsmanlIlar döneminde binası kâgir iptidailere verilen ad. (Devlet eliyle yapılan ve Maarif rıezareti’ne bağlı olan çağdaş ilkokullar halk tarafından bu adla anıldı, imparatorluğun çeşitli il merkezlerinde ve İstanbul'un birçok semtinde taş mektepler vardı. Bunların bazılarına, uygulanan yeni eğitim-öğretim programı nedeniyle numune mektebi denirdi)

—ınş. Moloz taş duvar, farklı boyutlardaki taşların harç yatağına atılmasıyla oluşan duvar. || Mozaik örgülü taş duvar, taş derzlerinin eğik olduğu kâgir duvar.

—Kozmet. Taş pudra -TAŞPUDRA.

—ANSIKL. Ikt. Taş ve toprağa dayalı sanayi, ekonomik etkinlik kolları sınıflandırmasında, imalat sanayisinin ana kesimi içinde yer alan ve seramik ve porselen; cam ve cam ürünleri; çimento; pişmiş kil ve çimentodan gereçler sanayilerinden oluşan sanayi dalı. Taş ve toprağa dayalı sanayinin bir alt kolu olan pişmiş kil ve çimentodan gereçler sanayisinin ana ürünlerini demir-çelik sanayisi başta olmak üzere çimento, cam, seramik ve metalürji sanayilerinin önemli bir girdisi olan refrakter malzemeleri, ateş tuğlala rı; inşaat işlerinde kullanılan her çeşit fabrika ve harman tuğlası, kiremit; asbestli boru, asbestli çimento levha, beton direk, travers, boru ve oluklar vb. maddeler oluşturur. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, İmparatorluk döneminden kalma taş ve toprağa dayalı bir sanayi bulunmakla birlikte, bu dalda üretilen maddelerin çeşitleri çok az, üretim miktarları sınırlı ve ülke gereksinimini karşılamaktan çok uzaktı. Ancak, hemen hemen her ilde yerel gereksinimleri karşılayan tuğla harmanları vardı. 1927 Sanayi saytmı'na göre, Türkiye'de yalnızca 10 tanesinde makineli imalat yapılan 1 251 tuğla ocağı bulunuyor ve bunların her birinde ortalama 4-5 kişi çalışıyordu. Bu dönemde, kiremit yurtdışından, özellikle, Marsilya'dan getiriliyor, ayrıca, İstanbul limanına yılda 2 milyon (tane) tuğla geliyordu. Ateş tuğlası ve harç üretecek tesisler ise hiç kurulmamıştı. Bu sanayi kolundaki gelişme, Cumhuriyet döneminde başlayan ekonomik kalkınmaya koşut olarak başladı ve giderek hızlandı. Ateş tuğlası üretiminde 1947’de Filyos, 1967'de Haznedar ve Süperateş, 1968’de Akalev ve Konya krom-magnezit ateş tuğlası fabrikaları; beton boru vb. mamuller üretiminde 1954’te Manisa'da Pekcan betoya, 1958’de İzmir'de Beton- taş ve 1962’da Ankarada Simel ve 1962'de Fe-Ga, asbestli çimento boruları üretiminde İstanbul'da Elyaftı çimento sanayii, 1963’te Ankara Çimento sanayii; asbestli beton oluklu ve oluksuz levha üretiminde 1954’te Adana’da Atermit, 1956'da İstanbul'da Aralit ve 1960’ta El- yaflı çimento sanayii vb. kuruluşlarla başlayan ve hızlı bir gelişme gösteren pişmiş kil ve çimentodan gereçler sanayisinde, 1988 imalat sanayisi anketine göre, 31'i devlet kuruluşu olmak üzere 430 büyük işyerinde (25 ve daha fazla kişi çalışan işyerleri) ücretle çalışanlar ortalaması 51 063 kişiydi. 1992'de Türkiye refrakter malzemeleri üretimi 210 200 t, alumina silikatlı tuğla ve harç 152 500 t, manyezitli tuğla ve harç 106 000 t, inşaat tuğlası 48 milyar (tane), kiremit 670 milyon (tane), asbestli çimento boru 211 500 t, asbestli çimento levha 145 500 t, beton direk 283 500 t, beton oluk 2 370 000 m, yapı elemanları 670 000 t olarak gerçekleşmiştir. Aynı yıl bu sanayi kolunda toplam 80,1 milyar TL değerinde dışsatım, 138,2 milyar TL değerinde de dışalım yapılmış (1988 fiyatlarıyla), dışsatımın dışalımı karşılama oranı ise % 20,7 olarak saptanmıştır. Bu sanayi sektöründe, özellikle refrakter malzemelerini girdi olarak kullanan kesimlerdeki gelişmelere koşut olarak artan talep, dışalımın da artmasına yol açmaktadır. Ancak, 1989 yılında devreye giren, magnezit esaslı tuğla ve harç üretecek 40 000 ton/yıl kapasiteli Kütahya Manyezit işletmeleri aş'ye ait ek tesis ile, Filyos ateş tuğla sanayii aş'nin 12 000 ton/yıl kapasiteli alumina silikatlı tuğla ve harç üretecek ek tesisin yaratmış olduğu artı kapasite, refrakter malzeme konusundaki talebi önemli ölçüde karşılamıştır.

—Inş. ve Taşoc. Kesme taş. Yapıda yerleştirileceği yere göre belirli bir biçim verilmiş doğal kaya blokudur. inşaat için istenen özelliklere sahip, yani dayanıklı, bozulmaz, dondan etkilenmez, güzel görünüşlü, yontulabilir bütün kayalara kesme işlemi uygulanır. "Kesme taş" adı, genellikle kireçtaşları için kullanılır. Çoğunlukla çok sert olan silisli kayaçlar, yataklarının hemen yakınında gerçekleştirilecek inşaatlar için işlenir.
Kesilecek bloklar çok sayıda taş ocağından çıkarılır. Bu ocakların bazıları aranan niteliklere sahip banklardan oluşur. Taşlar niteliklerine göre farklı özellikler gösterir ve bu özelliklere bağlı olarak kullanılır. Taş kimi zaman yapının yakınında işlenir. Özellikle gevrek taş, kabaca yontulmuş bloklar halinde şantiyeye getirilir ve gereksinime göre testereyle kesilir. Artık, gereksiz taşımaları önlemek için taş daha ocakta uygun ölçülerde kesilmektedir: bütün işlemleri tamamlanmış ve numaralanmış taşlar teslim edilmekte, geriye bir tek yerine yerleştirmek kalmaktadır. Ayrıca, standart parçalar makinede kesilerek yapıdaki yerlerine göre düzeltilir. Son olarak, ekonomik nedenlerle, kimi zaman taş yalnız cephe kaplaması olarak kullanılır. Bu durumda dilimler halinde kesilmiş sert taşlar yeğlenir.

Moloz taş'ın yüzleri, ön yüz, yatak yüzü, yan yüzler ve kuyruk diye adlandırılır. Bir yapıda aldıkları yere göre moloz taşlar, bağ taşı, sıra taşı ve iki yüzlü bağ taşı adını alırlar. Harç yatağı üzerine yerleştirildikten sonra moloz taşlar elle bastırılır ve harcın taşların arasına iyice girmesini sağlamak için, taşların üzerine ahşap bir tokmakla vurulur.

—Metalürj. Çeşitli mineral tuzların yanı sıra oksitlerin de giderilmesini sağlayan asitle taş sökme, genellikle soğukta, seyrettik asit banyosunda daha uzun sürede uygulanan olağan asitli yüzey temizleme işleminden farklıdır Asitle taş sökme bakır alaşımları ile değerli metalleri, ısılişlemler sırasında oluşan oksitlerden arındırmaya yarar.

—Mıner. Değerli taşlar ve hastaşlar değişik türlerden gelir. Başlıcaları: elmas türü (karbon), korindon türü (alümina), spinel- ler (magnezyum alümınat), beriller (alüminyum ve berilyum silikat), topazlar (alüminyum flüosilikat), turmallnler (alüminyum borosilikat), grenalar (içlerindeki M yerine Ca, Fe, Mg ya da Mn’nin bulunabildiği Al203, 3SİO?, 3MO türünde silikatlar), kuvars türü (silis) bulunmaktadır. Bunların dışındaki hastaşlar az ya da çok saf (akik, oniks, kalseduan), bazen hidratlı (opal), leldispatlı (obsidiyen, aytaşı vb.), silikatlar (zirkon, peridot) çakmaktaşı çeşitleridir.

—Müc.
Değerli taşlar Elmas, en çok kullanılan değerli taştır; safir ve zümrüt yakuttan daha az bulunur: bu üç taşın rengi, kalitelerinin en önemli ölçütüdür.

Has taşlar Mücevhercilikte kullanılan en önemli has taşlar, beriller, turmalınler, topazlar, kuvarslar, opal, türkuvaz, grenalar ve lacivert taşıdır.
Has taşların değeri sertliklerine ve optik özelliklerine göre değişir; renkleri, özel maden oksitlerinin varlığından ileri gelir: bu renk, taşa uzaktan ya da yakından bakmaya göre değişir. Bundan başka, taşlar, parıltılarına, ışık üzerinde yaptıkları kırılma ya da dağılma etkisine göre de türlere ayrılırlar. Değerli taşların çoğu mücevhercilikte kullanılır; donuk has taşlar süsleme, gravür, vazoların yapımı vb. İçin uygundur. Değerli taşlar elmas İçin Kullanılan yöntemlere benzer yöntemlerle tıraşlanır; yalnız, bu taşlar yaprak yaprak ayrılmazlar; ancak, sert tozlarla (elmas tozu, zımpara, ponza) madeni diskler üzerinde perdahlanırlar. Gravür de, özel bir tornayla, aşındırma yöntemiyle yapılır.

Yapay taşlar XVIII. yy.’da, viyanalı Josef Strasser ilk taklit taşı ya da sfrass’ı (metal oksitleri yardımıyla renklendirilmiş cam türü) yaptı; bunu XIX. yy'da yapay taşlar izledi: 1892'de Henri Moissan tarafından yapıldığı sanılan ilk deney, daha sonra 1904'te Auguste VBrneuil tarafından yinelendi. 1964 te Pierre Gilson yapay bir zümrüt imal etti ve bir amerikan yöntemiyle elmas taklidi yapay bir taş (Diamelit, tescilli marka) imal edildi.

—Patol. Taş organizmadaki sıvılarda bulunan tuzlardan oluşur. Büyüklüğü kum tanesinden ceviz tanesine hatta yumurta iriliğine ulaşır. Yüzeyi pürüzsüz ya da pütürlü olabilir. Renkleri kimyasal bileşimlerine göre değişir. Bunlar arasında ürat, fosfat, oksalat, kdat ve kolalat vb, aynca kalsiyum ya da lipitler (kolesterol) bulunur.
Taş genel nedenlerle (damla diyatezi, beslenme hastalıkları, şişmanlık) oluşabileceği gibi yerel nedenlerle de oluşabilir (boşaltım kanallarının doğal ya da doğuştan darlığı, sıvıların normal akışının bir engelden dolayı durgunlaşması). Taşlara pek çok organda rastlanır.

Safra taşlan. Safra kesesi iltihabı, safra akımında duraklama ve kanda kolesterol düzeyinin yükselmesi yüzünden oluşumu kolaylaşır. Şişman kimselerde daha çok olmak üzere kadınlarda erkeklere oranla dört kez daha sık görülüı. Sıklıkları yaşla artar.
Safra taşları dört tipte olabilir:
1 genellikle tek ya da en çok üç ya da dört tane olabilen, kırılgan ve hafif kolesterol taşı;
2. çok sık olarak bir safra kesesinde çok sayıda bulunan ve kolesterol ile safra pigmentle, inden oluşan karma taşlar;
3. özellikle alyuvarların parçalandığı durumlarda gelişen, çok sayıda, zeytuni siyah renkli (bilirübinden oluşan) pigment taşları;
4. tüm safra kesesini dolduran, son derece nadir, kalsiyum karbonat taşlan,
Taşın safra kesesi boşluğunda safra kanalı ile koledok kanalına doğru ilerlemesi karaciğer koliği krizine neden olur. Bir safra kesesi taşı uzun süre belirti vermeksizin kalabilir, buna karşılık zaman zaman enfeksiyonlara (safra kesesi iltihaplan) ya da safra yolu tıkanmalarına ve bu yüzden sarılığa da neden olabilir. Etotomografi taşların teşhisini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır.

Tükürük bezi taşlan. Kulakaltı tükürük bezi taşları Stenon kanalı düzeyinde birikir. Genellikle bu bezde akut iltihaplanma şeklinde belirti verir. Ağız İçinden çekilen radyografi taşın varlığını ortaya çıkanr. Çenealtı tükürük bezi taşı, çok daha sık olur Çene altında şişmeyle birlikte ağn nöbetleri yapar. Taşın ya da taşların çıkartması ağız içinden uygulanan bir girişimle gerçekleşir. Çenealtı tükürük bezinin çıkartmasına ancak ağır enfeksiyonlarda başvurulması gerekir.

Böbrek ve idrar yolları taşları. Eskilerin kum diye adlandırdıkları taşlardır. Ya başlı başına ya da idrar akımında duraklamaya neden olan mekanik engelden ileri gelir. Buna idrarda fazla miktarda kalsiyum ya da oksalat bulunması halı eklenebilir Bu takdirde oluşan taşlar oksalat ya da kalsiyum fosfat yapısındadır; olaya bir de idrar yolları enfeksiyonu eklenirse taşlar, magnez- yumamcnyum fosfat yapısı kazanır. Taşlar böbreklerde oluşur ve idrar yollan (üreterler) boyunca hareket ederek, böbrek taliklerine neden olabilirler.
Semih Balcıoğlu tarafından yayımlanan (1958) haftalık mizah dergisi. Ferruh Doğan'ın sorumlu yazı işleri müdürü olduğu derginin yazar ve çizerler kadrosunda Aziz Nesin, Rıfaz İlgaz, Bedri Koraman, Ferit Öngören vb. bulunuyordu. On üçüncü sayıdan sonra ilhan Selçuk'un Karikatür dergisiyle birleşerek Taş-Karikatür adıyla yayımını sürdürdü.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

24 Şubat 2012 / _Yağmur_ Coğrafya
26 Kasım 2013 / Misafir Cevaplanmış
7 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
7 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
7 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük