Arama

Tek Nedir?

Güncelleme: 31 Temmuz 2015 Gösterim: 3.970 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
31 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tek
TDK, Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar


- 1 -
sıfat

1 .
Eşi olmayan, biricik, yegâne:
"Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir."- Y. Z. Ortaç.
2 . Kadeh içinde belirli ölçüde olan (içki).
3 .
(isim) Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri:
"Garsona umutsuzca bir göz attıktan sonra eldiveninin sol tekini çıkardı."- R. Ilgaz.
4 . (zarf) Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar:
"Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin."- .
5 . (zarf) Yalnızca:
"Bunun için tek bir yol var."- .
6 . (mecaz) Hiç, hiçbir:
"Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik."- R. H. Karay.
7 . (matematik) İki ile bölünemeyen (sayı):
"Üç, beş, yedi ... tek sayılardır."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • tek dalmak
  • tek elden
  • tek geçmek
  • tek kale oynamak
  • tek kürekle mehtaba çıkmak
  • tek sıra olmak
Birleşik Sözler
  • tek adam
  • tek anlamlı
  • tek başına
  • tekbenci
  • tek biçim
  • tek bilek
  • tek çekirdekli
  • tek çenekli
  • tek delikliler
  • tekdüze
  • tek erkçi
  • tek erklik
  • tek eşli
  • tek evli
  • tek fazlı
  • tek heceli dil
  • tek hücreli
  • tekgövde
  • tek kişilik
  • tek liste
  • tek örnek
  • tek parmaklılar
  • tek partili
  • tek pas
  • tek renkli
  • tek sayı
  • tek seçici
  • tek sesli
  • tek tabanca
  • tek tanrıcı
  • tek taraflı
  • tektaş
  • tek tırnak işareti
  • tek tük
  • tek vücut
  • tek yanlı
  • tek yön
  • tek yumurta ikizi
  • tek yürek
  • ikitek
  • iki tek
  • dörttek
  • sekiztek
  • teke tek

- 2 -

sıfat
Sessiz, hareketsiz, uslu.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • tek durmak
  • tek durmamak

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
31 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TEK sıf.
1. Özgünlüğü, nitelikleri, dikkate değer bir yanıyla başkalarından tümüyle ayrılan, aralarında sivrilen bir kimse ya da bir şey için kullanılır; üstün, eşsiz, biricik: Dünyada, kendi türünde tek kitap. Kendisi bu alanda tektir.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Belli bir bağlamda, kendi türünde bir eşi, bir benzeri bulunmayan kimse ya da şey için kullanılır; bir, yegâne: Size yardım edebilecek tek insan o Oradaki tek bambu sandalyeye oturdu. Tek dileğimiz sizi hoşnut kılmak. Bu sorununu çözmenin tek yolu, karşılıklı konuşmak.
3. Yalnızca, sadece, başka hiçbir şey ya da hiç kimse değil (bir'le pekiştirilebilir): Bütün eleştirilere tek o karşı durdu. Tek bu resim bile bir servet değerindedir. Onu bir tek mucize kurtarabilir. Ne olup bittiğini bir tek o biliyor.
4. Birçok kimse ya da şeyin ortaklaşa yararlandığı bir kimse ya da bir şey şey için kullanılır: Birçok ders ve birçok sınıfa tek öğretmen düşüyor.
5. Çift, üçlü, dörtlü, çok vb. olana karşıt olarak yalnızca bir adet olarak var olan şey için kullanılır: Tek hatlı bir demiryolu. Tek partili bir rejim
6. ikiye bölünmeyen sayılar için kullanılır: Üç, beş, yedi, on bir tek sayılardır.
7. Tek atmak, içmek: Akşamları birer tek atmak iyi geliyor Gel şurada iki tek atalım. || Tek başına, başıma, yapayalnız, kendi kendine; bir başına, bir başıma: O koca konakta tek başına yaşıyor; dıştan hiçbir yardım görmeden: Bunu tek başıma yapamazdım. || Tek bir, olumsuz cümlelerde “hiçbir" anlamında kullanılır: Toplantıya tek bir kışı gelmedi. || Tek çocuk, kardeşleri olmayan çocuk. || Tek elden, bir yerin, bir merkezin yönetim ve yönlendirmesine bağlı olarak. || Tek kürekle mehtaba çıkmak, gerekli hazırlıkları tamamlamadan bir işi yapmaya kalkışmak acemice alay etmeye yeltenmek. || Tek yanlı, tek yönlü, tek taraflı, çok yönlü düşünmeyen, salt bir görüşü, düşünceyi benimseyen. || Tek yönlü yol, taşıtların yalnızca bir yöne doğru ilerleyebildiği yol. || Teke tek, karşılıklı olarak; üçüncü bir kişi olmadan: Teke tek dövüşmek.

—Anat. Vücutta bir tane bulunan ve eşi olmayan organlara denir.

—Arit. Tek sayı, genel biçimi 2n+1 (ne İN) olan sayı.

—Biyol. Tek yumurta ikizi, MONOZİGOT'un eşanlamlısı.

—Bot. Tek çiçekli, sapının ucunda tek bir çiçek ya da tek kömeç bulunan çiçeğe denir. || Tek yaprakçıklı, ucunda tek yaprakçık bulunan tektüysü bazı bileşik yapraklara denir.

—Ceb. Vöktörel izometri için NEGATİF’in eşanlamlısı. || Tek dizilim, belirtisi -1 e eşit olan dizilim.

—Ciltç. Tek dikiş, tek dikişle dikilmiş ciltli kitaplar için kullanılan deyim. || Tek nüsha, yalnızca bir nüshası bulunan yapıt.

—Dilbil. Tek tırnak, tırnak içine alınmış bir alıntıda başka bir alıntı gösterilmek istendiğinde kullanılan yazım işareti (‘ ').

—Dy. Tek hat, trenlerin yalnız bir yöne doğru hareket edebildiği tek bir hattan oluşan demiryolu.

—Ed. Tek uyaklı, dizelerinde tek bir uyak bulunan şiir.

—El sant. Tek iğne — HAÇ İĞNESİ.

—Fizs. kim. Tek elektron, bir atomda eşleşmemiş olarak bulunan elektron.

— Kimi eşkutuplu moleküllerde iki atom arasındaki bağın oluşmasını sağlayan elektron.

—Fotogram. Tek gözle, yalnızca bir gözü kullanarak (bakış, gözlem). || Tek resim, yalnızca bir resim ya da yalnızca bir resim alımı. (Eşanl. NOKTA FOTOĞRAFI.) || Tek resimle ölçme, komşu ve ileri bindirmek iki resimle üçboyutlu olarak, görme ve ölçmeye karşılık, yalnızca bir resimden yararlanarak, yapılan ve doğrultma ile kıymetlendirme işlemlerini de kapsayan ölçme.

—Huk. Tek satıcılık sözleşmesi, belirli bir mal ve hizmeti bir bölgede, tekel yetkisine sahip olarak pazarlamak için mal ve hizmeti üretenle satıcı arasında yapılan sözleşme || Tek taraflı akit, yalnız bir tarafa borç yükleyen akit || Tek taraflı hukuki işlem, hukuki sonuç doğurması için yalnız bir tarafın irade açıklamasının yeterli oiduğu işlem. (Örneğin vasiyetname düzeı ılemek için vasiyetçinin iradesini açıklaması yetertidir.)

—İstat. Tek yanlı test, belli bir anlam eşiğine göre belirlenen red bölgesinin, bir dağılımın sağ ya da sol kuyruğunda yer aldığı test.

—Kâğ. san. 7ek aharlı, tek kat ahar sürülmüş kâğıt, (iki ya da daha fazla kat ahar sürülmüş olanlarına ise çift aharlı denir.)

—Kuyumc. Tek taş, tek bir pırlanta ya da elmastan oluşan takı, tek taş yüzük, tek taş küpe.

—Mat. çözlm. Aşağıdaki bağıntılardan her ikisini birden gerçekleyen Dc İR den İR içine bir t fonksiyonu için kullanılır:
Vxe D, (- x) e D ve Vxe D, f{ - x)= - f(x) (Bunun grafik gösterimi, işaretin koordinat başlangıcına göre bakışımlıdır)

—Mim. Tek sütun, belli bir düzene bağlanmayan ve bir saçaklık taşımayan anıtsal, ayrık sütün.

—Nöroanat. fek uzantılı nöron, hücre gövdesini yandan aksona bağlayan tek uzantısı olan nöron. (Tek kutuplu nöronlar evrim aşamasında yassısolucanlarda ortaya çıkar; omurilik sinir gangliyonlarını oluşturdukları omumalılar daijıl, solucanlardan yukan bütün hayvan şubelerinde bulunur.) [Eşanl. T NÖRONU]

—Oy. Tek mi, çift mi?, rakip oyuncunun kapalı tuttuğu, elinde sakladığı nesnelerin tek ya da çift sayıda olduğunu bilmeye dayanan oyun. || Teke çekmek, bazı kâğıt ya da taş oyunlarında tek kâğıda ya da taşa kalmak; tek kâğıt ya da taşla oyunu bitirebilecek durumda olmak.

—Seram, fek kalem, Kütahya seramikçiliğinde, baskısız, şablonsuz olarak serbest fırça ile yapılan süslemeye verilen ad.

—Sil. fek atım ayar mandalı, ateşli bir silahın tetiğine tutturulmuş, tek tek atış yapmayı sağlayan parça. || fek tek atış, fişekleri mekanizmaya birer birer sürerek yapılan atış.

—Spor. Tek kol, güreşte genellikle tuşla sonuçlanan bir oyun. (Bk. ansikl. böl.)

—Süslem. sant. Tek göbek, yalnızca ortası şemse süslemeli cilt. || Tek kuzu — KUZU. || Tek pervaz, tek renkli kâğıttan yapılan pervaz (Bunun yanına farklı renkte ikinci bir kâğıt yapıştırıldığında çift pervaz deniyordu.)

—Tayfölç. Tek çizgi, büyük çözme gücüne sahip tayfçekerterin bile birden fazla bileşen çizgiye ayıramadığı tayf çizgisi.

—verg. huk. fek vergi sistemi, toplam vergi hâsılatını tek bir alandan alarak sağlayan vergi (örneğin, arazi vergisi).

♦ tekler çoğl. a. Spor. Tenis, masatenisi vb. oyunlarda teke tek yapılan karşılaşma.

♦ be t. Israrlı bir istek belirtir:
1. Tek o gelmek istesin, ben bütün giderlerini karşılarım. Tek okusun da...
2. Tek tek, birer birer, bir bir. || fek tük, seyrek olarak, bir iki tane.

♦ adi.
1. iki öğeden oluşan bir şeyin öğelerinden her biri: Patiğin, eldivenin, ayakkabının teki. Lensimin teki yere düştü, bulamıyorum.
2. Olumsuzluk belirten bir tamlayanla kendisinden küçümsemeyle söz edilen kimse; biri: Salağın teki, işe yaramazın teki.

—ANSİKL. Spor Tek kol, ayakta rakiple göğüs göğüse mücadele edilirken uygulanır. Yapılacak ilk iş, rakibin bir kolunu bilekten ya da dirseğin biraz üzerinden tutmaktır Bu iş yapıldıktan sonra tek kolu uygulayan güreşçi ani bir yarım dönüşle dizlerini hafifçe bükerek rakibinin ağırlık merkezi altına girer ve omzu üzerine düşerken rakibini üzerinden aşırır; köprüye gelen rakibe baskı yapılarak tuşa gidilir Tek kol, oyuna başlangıç yerlerine göre göğüsten tek kol, omuzdan tek kol ve koltuk altından tek kol adlarını alır.

TEK be.
1. Esk. Sessiz, hareketsiz, sakın.
2. Tek durmak, yaramazlık yapmamak, sessiz, uslu oturmak. || Tek durmamak, söz konusu iki taraftardan biriyse kaışı taraf için birtakım eylem hazırlıkları içinde bulunmak, bir kimseyse yaramazlık, çapkınlık vh yapmak. || Adımını tek, denk at - ADIM. || Ayağını tek almak.

TEK a. Müz.
1. Türk din ve tasavvuf müziğinde kimi yapıtların kimi bölümlerinin bir ilahici tarafından seslendirilmesi gerektiğini belirten terim. (Karşt. CUMHUR.)
2. Tek vuruş, türk müziğinde bir küçük usul. (On bir zamanlı ve altı vuruşludur. Türk aksağı ile semai usulünün ikinci mertebesinin ya da türk aksağı ile darp usullerinin birleşmesinden oluşur. Kimi kaynaklarda on bir zamanlı, sekiz vuruşlu olarak gösterilmiştir Elde bu usulle ölçülmüş Anadolu havalarından üç örnek vardır.)

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

5 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış