IRMAK a. Geçirdiği su ve uzunluğu genellikle dere ve çaylardan çok, nehirlerden az olan akarsu. (Bu terim türkçede bazen nehir boyutunda akarsular için, nehir karşılığı olarak da kullanılır [örneğin Kızılırmak].)
—Deric. Irmak çalışması, deriyi sepilemeye hazırlamayı amaçlayan ve işlenmiş deri yapımının başlangıcı sayılan işlemlerin tümü. (Irmak çalışması işlemleri su verme ya da suya basma, kireçleme, yolma, etleme ve kireç gidermedir. Eskiden bu işlemler tabakhane boyunca uzanan ırmak kıyısında gerçekleştirilirdi. Irmak çalışması tamamlanmış deri “tola deri" adını alır.)
—Ed. Irmak roman — NEHİR ROMAN —Su yapı. Gelgite açık ırmak, halicin yukarı çığırındaki belli bir uzaklıkta, gelgit etkisinin hissedildiği ırmak. (Bu tür ırmağın sağladığı seyir kolaylıkları eskiden, Londra, Liverpool, Anvers, Rotterdam, Hamburg, Rouen, Nantes, Bordeaux vb. birçok deniz limanının kullanılışlığını artırıyordu. ikinci Dünya savaşı'ndan bu yana, gemilerin tonajının ve çektiği suyun önemli bir biçimde artması ve gelgite açık ırmakların sözkonusu gemilerin geçişine elverişsiz hale gelmesi, bu ırmakların girişindeki derinliğin bakımı ve iyileştirilmesi konusunda önemli çalışmaların yapılmasına neden oldu.)
—Ansİkl Ed. Kutsal ırmak öğesi türk mitolojisinde önemli yer tutar. Göktürkler'ın Orhun ve Selenga ırmaklarının birleştiği yerde, gökten inen bir ışıktan türediklerine inanılırdı. Cengiz Han'ın üzerine yemin ettiği Bakuna ırmağı kutsal sayılırdı. Su kültünün çok yaygın olduğu, eski Türkler' de sular kutsal sayılıyordu. Uygurlar'ın türeyiş efsanelerinde kutsal ırmak motifi yer alır. Kutsal ırmakların, genel olarak, cennetten çıktığına inanıyorlardı. Türk mitolojisinde çocukları tuluma ya da sandığa koyup büyük ırmaklara bırakmak da yaygın bir motiftir. Divan şiirinde sevgili için dökülen gözyaşları ırmaklara benzetilir. Halk edebiyatında, ırmak sevgilileri ayıran bir engeldir. Sevgiliden, sıladan ayrılanların yitip gitmek istedikleri bir kurtuluş (ölüm) yoludur. "Ağlayı ağlayı düştüm yollara / Karışayım boz bulanık sellere'’ (Karacaoğlan). Genç yaşta hastalık, kaza, vb. nedenlerle ölenler için yakılan, özellikle bir hikâyeye dayanan ağıtlarda da ırmak öğesi çok geçer. Kızılırmak köprüsünün yıkılmasıyla suda boğulan gelin için yakılan ağıt (Kızılırmak nettin allı gelini / Geli ni gelini benim yarimi') bunlardan biridir
—Ikonogr. Irmakların geleneksel olarak betimlenmesi yunan sanatına dayanır. Irmak tanrısını bir boğa (örneğin Akheloos destanı; arkaik Sicilya sikkeleri), uzanmış genç bir delikanlı (Olympia tapınağı alın lığında Alpheios ve Kladeos, Parthenon alınlığında illissos ve Kephisos), bazen de genç bir yüzücü (Antakya'daki Tykhe heykeli ayaklığındaki Asi ırmağı) gibi gösteren betimlemelerin ardından yunanlı sanatçılar, elinde kürek, ölü küllerinin konulduğu bir vazoya dayanmış, sazların arasına uzanmış sakallı adam tipini benimsemişlerdir.
Bu tip, Ortaçağ ikonografisinde, Kutsal Kıtap'a göre Cennet’in dört ırmağını betimlemek için yeniden kullanılmıştır: Ra venna ve Roma mozaikleri; Toulouse, Moissac, Cluny'deki sütun başlıkları; Chartres katedrali kuzey kapı sundurması kemer kovanı. Özellikle XVI. ve XVII. yy.'larda açık hava heykellerinde ırmak motiflerine rastlanır: Giambologna'nın isoletto çeşmesi (Floransa), Van Cleve, Coustou' lar ve Pierre Bourdy'nin yapıtı olan Tuileries bahçesindeki heykel toplulukları ve özellikle Coyzevox ve ekibinin Versailles havuzunu çevreleyen heykelleri. Lyon’daki Louis XIV heykelinin tabanlığındaki kabartmalarda Saöne ve Rhöne ırmaklarının görüntüleri yer alır (N. ve G. Coustou); Bouchardon ise Grenelle çeşmesi'nde (Paris) Sen ve Marne ırmaklarını temsil etmiştir. Ayrıca Roma'daki ünlü Ouattro Fiumi çeşmesi (Bernini) ile Viyana'daki Neueur Markt çeşmesi'ni (G. R. Donner) sayabiliriz
Kaynak: Büyük Larousse