LAL, ,-li a. (ar. Iarl). Esk.
1. Parlak, saydam kırmızı renkte billurlaşmış alüminyum oksidi olan değerli taş. (Bedahşanda çıkarılana lal-i Bedahşani denmiştir.)
2. Kırmızı renk. (Bk. ansikl. böl. Fiz.)
3. Kırmızı renkli mürekkep.
4. Sevgilinin dudağı.
5. Şarap.
6. Lal-pare, yakut parçası. || Lal-fam, lal-gûn, lal-reng, kırmızı renkli. || Lal-i âbdâr, lal-i hoşâb, parlak kırmızı renk; sevgilinin dudağı. || Lal-i Bedah- şan, bedahşan yakutu. || Lal-i dürr-efşan, inci saçan lal; arasından inci gibi dişler görünen sevgilinin dudağı. || Lal-i kehrü- ba, sevgilinin dudağı. || Lal-i mey-gûn, kırmızı renkli dudak. || Lal-i müzab, yakut eriyiği; şarap, kan. || Lal-i nâb, parlak ve kırmızı lal; saf, katıksız, kırmızı şarap. || Lal-i nasuhte, işlenmemiş, olgunlaşmamış lal; bir konuda söylenmiş, yeni söz. || Lal-i revan, akan yakut; şarap. || Lal-i saki, sakinin dudağı. || Lal-i şeker-bar, şeker döken, şeker saçan dudak; sevgilinin dudağı. || Lal-i yakut, kıymetli bir taş; grena, seylan taşı.
—Esk. bot. Zarkanatlılardan küçük böcek, kırmızböceği.
—Foto, ve Opt. Magentanın diğer adı.
—ANSİKL. Ed. Divan şiirinde sevgilinin kırmızı dudaklarını, şarabı, acı çekip kan yutan âşığı, onun kanlı gözyaşını tanımlamak için sözü edilir: "Açılma câmı badei gûlgûna gonca vâr / Naziklik ile lal-i lebinden haber çeker" (Gonca gibi gül renkli şarap kadehine sırrını açma, çünkü lale benzeyen dudağından zarif biçimde söz alır) [Baki], En değerli türü Bedah- şan’dan getirilenidir: "Ger kara taşı kızıl kan ile rengin etsen / Rengi tağyir bulur lal-i bedahşan olmaz" (Kara taşı kızıl kanla renklendirsen rengi değişir, ama gerçek bedahşan lali olmaz) [Fuzuli],
—Fiz. "Saf" ya da “doymuş" denen lal, baskın dalga boyu olmayan, yalnızca uç kırmızı tayfla uç mor tayfın karışımından kaynaklanan bir renktir. "Karmaşık" ya da "doymamış" denen laller bir beyazla bir arı lalin karışımından oluşur.
Kaynak: Büyük Larousse